Hayata Dair Umutlar |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hayata Dair Umutlarhayat hakkında yazılar - hayata dair yazılar - hayatla ilgili yazılar - hayata dair umutlar hikayesi - hayat ile ilgili yaşam hikayeler HAYATA DAİR UMUTLAR Sessiz bir odada, yalnız bir şekilde başımın üstünde ki florasan lamba ile etrafa yaydığı ışığı süzüyordum Sanki sorgulanmış, yeni uyanmış gibi Düşünüyorum da acaba n'apacağım diye Kimbilirdi ki günün birinde, ışıkla beraber ısındığımı farkettiğimde, yalnızlığıma eşlik edecek saatlerin kaçınılmaz olduğunu Arada titreyen vücudumu kontrol edemeyeceğimi Kimbilir, hareketsizliktendir belki de üşümekliğim Bazen de ağlamamak için zor tutuyorum kendimi Her ne kadar etrafa göz atsam da, ışıktan arta kalan karanlıklığa bakıp, ağlamamayı denedikçe daha kötü oluyordum Kendimi nasıl teselli ederdim bilemiyorum ama bildiğim tek şey var o da yalnızlık turlarına başlayacağımdı Neden mi? Anlatayım örneklerle kısa kısa İnsanlar sevip de sevilenleri ayırmaktan neden zevk alırlar hiç anlamıyorum Ne çıkarı olur ya da ümit ederler Yani bencillik, riyakârlık dizboyu Tamam bir elin beş parmağı bir değil ama bir parmak acı hissettiğinde, diğerleri neden ona ayak uydurmaz Diğer parmaklar bir olmadığı için mi? Nerden anımsadım bilmiyorum ama çeşitli televizyon kanallarında yayınlanan bazı programlar, başta annelerimizi olmak üzere kadınlarımızı da çelişkiye düşürüyor İbretlik hikayelerle beyinleri yıkanıyor Halbu ki her insan aynı mıdır? Her olay birbiriyle benzerlik gösterebilir mi? Ufak bile olsa yanılgı yok mudur sizce? Dolayısıyla bir umutsuzluk oluşuyor içimde Bu umutsuzluğu çürütecek bir tez buldum ve sizlerle paylaşmak istiyorum Atatürk 1937 yılında şöyle diyordu: " Vaktiyle kitapları karıştırdım Hayat hakkında filozofların ne dediklerini anlamak istedim Bir kısmı herşeyi kara görüyordu 'Madem ki hiçiz ve sıfıra varacağız, dünyadaki muvakkat ömür esnasında neşe ve saadete yer bulunamaz' diyorlardı Başka kitaplar okudum, bunları daha akıllı adamlar yazmışlardı Diyorlardı ki: 'Madem ki sonu nasıl olsa sıfırdır, bari yaşadığımız müddetçe şen ve neşeli olalım' Ben kendi karakterim itibariyle ikinci hayat görüşünü tercih ediyorum, fakat şu kayıtlar içinde: Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar mutsuzdurlar Besbelli ki o adam fert sıfatıyla mahvolacaktır Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır Bunun için insanlığın hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir organı saymak gerekir Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan diğer bütün organlar etkilenir Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa bana ne?' dememeliyiz Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramızda olmuş gibi onunla alakadar olmalıyız Hadise ne kadar uzak olursa olsun bu esastan şaşmamak lazımdır İşte bu düşünüş, insanları, milletleri bencillikten kurtarır Bencillik şahsi olsun, milli olsun daima fena sayılmalıdır, O halde konuştuklarımızdan şu neticeyi çıkaracağım: Tabii olarak kendimiz için bütün lazım gelen şeyleri düşüneceğiz ve gereğini yapacağız Fakat bundan sonra bütün dünya ile alakadar olacağız" Tek kelimeyle harika bir açıklama olmuş Tam benim ifade etmek istediğim gibi Fakat son zamanlarda ne oluyor bana bilmiyorum Kelimelere, cümlelere anlam kazandırmakta zorluk çekiyorum Sorun bende mi yoksa anlamakta güçlük çekenlerde mi o da meçhul? Demek ki anlamak ve de anlaşılmak için, eskileri ince eleyip sık dokumak gerekiyor Yani: "Aşk gül gibi ise, rastgele tutarız dikenleri batar, yapraklarını açarız duyguları akar, eh tutmasını da bilirsek o da bize tapar" Felsefe, felsefe, felsefe Al hepsini at sepete 20032008 MEHMET AKGÜL |
|