Şehit Hikayeleri |
06-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Şehit HikayeleriHürriyet gazetesinden alıntı bazı şehit hikayeleri 1570 mermi ile arkadaşlarım şehit oldu Yıl 1993 Malatya’dan iki sivil midibüse biniyorlar Hepsi sivil giysili Hiçbirinde silah yok, kendilerine refakat eden tek bir askeri personel de Trabzonluyum İki midibüsteki toplam 50 askerden biriydim Van-Özalp’taki birliğime gidiyordum Yol boyunca gereksiz molalar veren şoför bir ara lastik patladığını söyleyip durdu Lastiğin patlamadığını, krikoya dokunmadığını gördüm Aksın altına girdiğinde birileriyle konuşma yaptığını duydum Galiba telsizle konuşuyordu Şemdin Sakık, şimdi Hürriyet’te yayımlanan açıklamalarında ‘Eylem planlanırken buradan askerlerin geleceğini bilmiyorduk’ diyor Yalan söylüyor Çünkü ilk otobüsün en ön koltuğunda oturuyordum Yolumuzu kestiklerinde şoförün kapısını bizzat Sakık açtı Toprak rengi üniforması vardı üzerinde, aynı renk kasketi ters takmıştı Omuzundaki tüfeğin namlusu yere bakıyordu Şoföre, diğer otobüsün nerede olduğunu sordu ‘Arkada, geliyor’ cevabını aldı İki dakika sonra diğer otobüs düştü pusuya Yani bizi bekliyorlardı DOĞULU-BATILI DİYE AYIRDILAR Geceyarısına kadar teröristlerle yürüdük Mola verildiğinde niçin kaçırdıklarını, amaçlarını sorduk ‘TC ateşkes ilan edince, iki gün içinde sizi serbest bırakacağız’ dediler Saat 0100 sularıydı Sakık’ın talimatıyla tek sıra olduk Şemdin Sakık nereli olduğumuzu sorup, Doğulu-Batılı diye bizi iki gruba ayırdı Sakık, doğulu olmayan benim de içinde olduğum 34 kişinin eğitim kampına götürülmesini söyledi Dağda koşar adım yürümeye başladık Bize eşlik eden teröristler sürekli değişiyordu Toplam 300 kişiydiler Bir köye gittik Kapısını çaldıkları evlerden başka teröristler çıkıp gruba katıldı Kimi terörist evlere gidip istirahat etti Bir ahıra soktular bizi öldürmek için Sonra vazgeçtiler Tekrar yürümeye başladık Sabahı göremeyeceğimi düşünüyordum Yıldızlara son kez bakıp annemi, babamı, köyümü düşündüm Bir ırmaktan geçerken su içtik Dağ yoluna çıktık Davranışları sertleşti Durdurdular Saat 0300 sıralarıydı Yolun kenarına dizilmemizi istediler Kolkola girip sıklaşmamızı istediler Yanımdaki arkadaşıma ‘Devrem bizi vuracaklar’ dedim DEVREMİ ÖLÜ GÖRÜNCE BAYILDIM Tir tir titriyordum Kalaşnikof, Bixi ve Kanvasların emniyetlerini açtılar Sonumuzun geldiğini anladım, kelimeyi şahadet getirip kendimi yere attım Taramaya başladılar Dizime bir mermi isabet etti Vurulanlar üzerime düşüyordu Kafamı koruyordum Hepimizin öldüğünden emin olmak için yüzlerce mermi yağdırdılar Gittiklerini, seslerin uzaklaşmasından anladım Altı yedi arkadaşım sağdı henüz Diğerleri paramparçaydı Can çekişenler, hırıldayanlar, ağlayanlar, inleyenler Su istiyorlardı ‘Anne, anne’ diye bağırıyorlardı Öldüğümü zannediyordum Kendimi çimdikledim, ölmemişim Devremi beyni parçalanmış görünce bayılmışım Bizi yan yana dizip 1570 mermi sıktılar Ayılınca şehit arkadaşlarımı sırt üstü çevirdim Dokunduğum her uzuv elimde kalıyordu Beyin, ayak Yardım aramak için yukarı doğru koşmaya çalıştım Kan kaybediyordum Asfalta çıktım, bir kamyonla yakındaki Elmalı Karakolu’na gittim Olanları anlattığımda dinleyen jandarmalar ağlamaya başladı Helikopter, tanklar geldi Şehitleri aldık Olay yerinde 1570 mermi kovanı bulundu Yani silahsız erlerin herbiri için 50 mermi kullanmışlardı Şoför biliyordu ERKAN OMAY ANLATIYOR Adanalı hemşerim Mehmet Tura’yla Manisa-Kırkağaç’ta acemi eğitimimi tamamladım 24 Mayıs sabahı, jandarma komando olarak Siirt’teki birliğimize gitmek üzere Malatya’dan iki sivil midibüse bindirildik 50 askerin hiçbirinde silah yoktu Bizi koruyan refakatçı da Bingöl’e 10 kilometre kaldığını belirten tabelayı geçtik, ilk dönemeçte silah sesleri duyduk Saat 1800’di Karşı yönden gelen Bingöl Tur otobüsünü tarayan 50 kadar PKK’lı, çoğunluğu bizim gibi asker olan yolcuları indirmişti Şoföre geri dönmesi için bağırdım Duymazdan geldi Zaten tuhaf şekilde, 4 saatte 3 mola vermişti Bizi indiren PKK’lılar ‘Geleceğinizi biliyor, sizi bekliyorduk’ dedi O sırada feryat figan, yaşlı bir adam çıktı karanlıklardan ‘Oğluma ne yaptınız’ diyordu Adını söyleyince oğlunun otobüslerde olmadığı anlaşıldı Çok yaşlı olduğu için babaya dokunmadılar Geldiği gibi gitti O baba sayesinde kurtulduk Hepimizin öldüğü sanılıyordu Askere gidip sağ kalanlar olduğunu söylemeseydi teröristler hepimizi öldürecekti YANLIŞLIKLA 9 ŞEHİT DAHA Sürekli yürüyorduk Ertesi gün 1200’de silah seslerinden askerlerin yaklaştığını anladım Asıl harekat 1600’da başladı Sikorsky ve F-16’lar uçuyordu tepemizde PKK’lılar kazma kürek çıkarıp siper kazdı, kayalıklara saklandı Bizi hedef olarak ortada bıraktılar Askerimiz, yanlışlıkla içimizdeki 9 eri şehit etti bu yüzden Müthiş bir yağmur vardı Bizi kalkan olarak kullanan Şemdin Sakık bir ara yanımıza geldi, sağ kaldığımızı görünce şaşırdı Teröristler geri çekiliyordu 13 kişi kalmıştık Kurşuna dizilenlerin arasından kurtulan Osman Partal da aramızdaydı Ellerimizi çözmeyi başardık Kaçmaya başladık Karşılaştığımız birkaç teröriste ‘Bizi serbest bıraktılar’ dedik İnandılar Birbirimizden ayrılmış, askerlerin bulunduğu yöne koşuyorduk Bulduğum bir dala beyaz mendil bağladım, bir yandan bağırıyordum Tükendiğim anda korucular ve askerlerden oluşan timle karşılaştım Mavi berelileri görünce ağlamaya başladım Komutan ‘PKK’lı var mı içinizde?’ diye sordu Sonra sarılıp hepimizi tek tek öptü Bingöl Cezaevi’ndeki bir koğuşa götürdüler bizi Elbiselerimizi değiştirdik Evlerimize telefon edebileceğimizi söylediler Kafam durmuştu yaşadıklarımdan sonra Evin telefon numarası bir türlü aklıma gelmediği için arayamadım ERKAN UMAY ANLATIYOR 10 kişilik yakın korumaları arasındaki, ‘hemşire’ diye hitap ettikleri kadın bizimle alay etti Sakık, ‘Sorunumuz rütbelilerle, size bir şey yapmayacağız’ dedi Her birimize nereli olduğumuzu sordu Aramızda Denizli ve Konya’dan olanlar çoğunluktaydı Hemşerilerden oluşan timler daha başarılı olur, tehlikelidir diye bir kenara ayırdılar Şehit olan 33 arkadaşımızın çoğunun bu iki ilden olmasının nedeni bu Bu arada bir er ‘Ben Kürt’üm’ deyince PKK’lı ‘Kürt-Türk fark etmez Asker askerdir Biz askere düşmanız’ dedi Tek sıra olmamızı istediler En başta ben vardım Mehmet Tura 6’ncıydı Yan yana olalım diye gittim, 7’nci oldum ‘Baştan 6 kişi gelsin’ dediler Diğer sıralardan aldıkları 6’şar kişiyle bir grup oluşturdular ‘Kolkola girin’ deyip götürdüler Arkadaşlarımız kolkola ölüme gittiler SİLAHLAR 10 DAKİKA HİÇ SUSMADI Derken yer gök Kalaşnikof cayırtısına boğuldu Kalaşnikoflar 10 dakika boyunca hiç susmadı Mehmet’in bana son bakışını unutamıyorum Sırada yer değiştirmesem, onun önünde dursam beni götüreceklerdi, Mehmet ölmeyecekti Adana’da ticaret lisesinde sevdiği bir kız vardı Terhis olur olmaz evleneceklerdi Askerin üniformasını çıkartıp kendisi giydi ERKAN OMAY ANLATIYOR Sayıları 150’yi bulan PKK’lıların silah tehditi altında yürümeye başladık Bir köyün alt tarafında durduk 15 yaşındaki terörist ‘200 metreden sigarayı bile vururum’ diyerek böbürleniyordu İçimizde komando olup olmadığını sordu Tişörtümde ‘Kırkağaç-Komando’ yazıyordu Beyaz gömleğimi çıkarmamı istedilerDevrem Konyalı Adnan Gebeş’in verdiği parkayı giyip, bunu sakladım Bu sırada teröristler el koydukları çantalarımızda bulunan üniforma ve postallarımızı giydi Türk askeri kılığına büründüler Ellerimizi sicimle bağladılar Mehmet Tura’yla kaçmaya karar vermiştik Tuvalet bahanesiyle elimi çözdürdüm O sırada korkunç suratlı bir terörist gelip Kalaşnikofu ağzıma soktu ‘Bir daha kaçmayı aklından geçirirsen beynini dağıtırım’ dedi Sabahın 02’sine kadar yürüdük Elebaşı Şemdin Sakık, Türk askeri üniforması giymiş, elindeki telsizle emir yağdırıyordu Üstün başarılı işsiz Erkan Omay, Diyarbakır Askeri Hastanesi’nde bir hafta psikolojik tedavi gördü Hava değişiminden sonra havancı jandarma komando olarak Eruh’taki birliğine katıldı Sevkiyatın yine korumasız otobüslerle yapıldığını görünce tepki gösterdi, birliğine uçakla gönderildi Katıldığı operasyonlarda çok sayıda üstün başarı belgesi aldı Şu anda işsiz olan Omay, ‘En ufak bir şey olsun, askere gönüllü giderim’ diyor |
|