Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anlamı, ayı, ayının, safer

Safer Ayı Nedir - Safer Ayı - Safer Ayının Anlamı

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Safer Ayı Nedir - Safer Ayı - Safer Ayının Anlamı



Safer Ayı Nedir,Safer Ayı,Safer Ayının Anlamı,Safer Ayı hakkında herşey,Safer Ayı ne anlama gelir




Soru:

Safer ayına girmiş bulunuyoruz Safer ayı, bazı felâketlerin sıklaştığı bir zaman dilimi, binaenaleyh uğursuz bir ay olduğu söyleniyor Bu hususta bir açıklama yapar mısınız?

Cevab:


Safer, kameri ayların ikincisinin adıdır Resmi vesikalarla hususî mektuplarda ve takvimlerde “Saferu’l-hayr” şeklinde yazılır ve (s) rumuzuyla gösterilirdi Bilindiği gibi kamer (ay)ın doğuş ve batışına tabi olan ay hesabına “kamerî aylar” denilmektedir ki şunlardır: Muharrem, Safer, Rebîu’l-evvel, Rebîu’l-ahir, Cemaziye’l-evvel, Cemaziye’l-ahir, Receb, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce Bu hususta Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“Hakikatte ayların sayısı ALLAH katında, ALLAH’ın kitabında -ta gökler ve yeri yarattığı günden beri- on iki aydır Onlardan dördü haram olanlardır İşte bu, en doğru hesaptır O halde bilhassa bunlarda, o haram aylarda nefislerinize zulmetmeyin Bununla beraber müşrikler sizinle nasıl topyekûn harb ederlerse, siz de onlarla topyekûn harb ediniz Bilin ki ALLAH, haramlardan, fenalıklardan sakınanlarla beraberdir” (Tevbe Sûresi: 36)

Ebû Bekre (RA)den rivayete göre, Veda haccında okuduğu hutbesinde:

Takvim düzeni açısından zaman, ALLAH’ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki ilk durumuna dönmüştür Artık sene on iki aydır Bunlardan dördü haram aylardır Ve üçü peşi peşinedir ki, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir Bir de Cemaziye’l-âhir ile Şaban arasında yer alan Müdar’in Receb’idir” (Buhari, Tefsir (9) 8, Bed’ül’l-Halk: 2, Megazi: 77, Edahi: 5, Tevhid: 24, Müslim, Kasame: 29, Ebu Davud, Menasik: 67, Ahmet b Hanbel, 4/37,73) buyuran Hz Peygamber (SAV) Efendimiz haram ayların: “Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb” ayları olduğunu belirtmiştir Araplar daha İslâmiyet gelmeden önce Haram ay denilen bu ayları kutsal tanır ve bu aylarda savaştan, yağmacılıktan kaçınırlardı




Çünkü müşrik de olsalar, inanç ve yaşantılarında “Hak Din”den kalıntılar vardı Haram aylara hürmet, Kâbe’yi tavaf etmek ve hac yapmak gibi Tabii bütün bunlar da tahrif edilerek, aslından uzaklaştırarak yapıyorlardı Aslında bütün batıl dinler, hep “Hak Din”den uzaklaşma neticesinde oluşmuşlardır Hiçbir batıl din, birileri tarafından kurulmamıştır Bu bakımdan dinimizi, olduğu gibi dosdoğru öğrenmek ve yaşamak mecburiyetindeyiz

Araplar her yıl kendi adetlerine göre gelip hacceder, ALLAH’a iman ile putlara tapmayı birbirine karıştırıp içinden çıkılmaz garip bir inanç sistemi meydana getirirlerdi Ama her şeye rağmen mal ve can güvenliği yoktu Mekke’ye hac mevsiminde gelebilmek bile başlı başına bir problem idi O yüzden kabile reisleri hac aylarından olan Zilkade ile Zilhicce’de bir de onu izleyen Muharrem’de savaşmayı kaldırırlar ve bu ayları hürmetli sayıp kesinlikle uyulmasında ısrarla dururlardı Böylece uzak yerlerden hac için gelenler bu üç ayda hem ibadetlerini yerine getirirler, hem de güven içinde evlerine dönme imkanı bulurlardı


Cahiliyye devrinde, birbiri ile çarpışmaya ve talana alışmış olan Araplara fasılasız üç ay güvenlik ve sulh içinde yaşamak çok ağır geliyordu Onun için Hz İbrahim (AS) ve Hz İsmail (AS)dan beri devam ede gelen bu tertibi canlarının istediği gibi bozmaya, mesela Muharrem ayındaki haramlığı Safer ayına çevirmeye, diğer haram ayları da ileri geri ***ürmeye başladılar ve hadis-i şeriflerde de belirtildiği üzere:

Muharrem ayını Safer diye isimlendirerek”, (Bak Buhari, Hacc: 34, Menakıbu’l-ensar: 26, Müslim, Hacc: 198, Ebu Davud, hacc: 80) Muharrem’i haram ayı olmaktan çıkarıyorlar, haram ayındaki yasakları işliyorlardı Böylece, Muharrem’in haramlığını Safer ayına tehir ediyorlardı Maksatları ardarda gelen üç haram ayı ikiye indirmek, üçüncüyü bir ay geriye bırakmaktı Çünkü üç ay üst üste, savaşmak, yağmalamak ve öldürmek gibi alışkanlıklardan uzak kalmak onlara zor geliyordu Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de:

“Haram ayları ertelemek, sadece kâfirlikte ileri gitmektir Çünkü onunla, kâfir olanlar saptırılır ALLAH’ın haram kıldığının sayısını bozmak ve O’nun haram kıldığını helal kılmak için haram ayını bir yıl helal sayarlar, bir yıl da haram sayarlar Böylece onların kötü işleri kendilerine güzel gösterilmiştir ALLAH kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez” (Tevbe Sûresi: 37)

buyurarak, onların bu nesi’ tatbikatlarını “küfürde artış” olarak değerlendirmiştir




Bu hal hicretin 10 yılına kadar devam etti Veda Haccında Resûlullah (SAV) Efendimiz ayların o sene tam yerini bulduğunu açıkladı

Binaenaleyh, Safer ayının uğursuzluğu hakkında söylenenlerin asıl menşei işte bu cahiliyye devri davranışlarıdır Öyle ya! Bir adamın yurdunda ve ailesi yanında rahatça oturmasını ve dağda, bayırda serbestçe gezip-dolaşmasını değiştiren, şehirlileri gurbete çıkarıp bedevilerden bir kısmını savaşa gönderen, bir kısmını da sakınmaya, korunmaya, korkmaya mecbur eden bir ay; uğursuz sayılmaz da ne yapılır? İşte Arabistan çöllerinde meydana gelen bu hadiseler, Safer ayının “Saferu’l-hayr” diye vasıflandırılmasına rağmen uğursuz sayılmasına sebep olmuştur (Geniş bilgi için bak Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, 3/89-90)

Safer; ayrıca cahiliyye devri arablarının inandığı bir uğursuzluk çeşididir Hz Peygamber (SAV) Efendimiz bunu reddetmiştir Ebû Hureyre (RA)den rivayete göre Resûlullah (SAV) Efendimiz:

“Hastalığın, sahibinden bir başkasına kendi kendine sirâyeti yoktur, eşyâda uğursuzluk yoktur Ükey ve baykuş ötmesinin te’sîri ve kötülüğü de yoktur Safer ayında uğursuzluk yoktur Bunlar Cahiliyet hurâfeleridir Fakat ey mü’min! Sen cüzzâmlıdan, arslandan kaçar gibi kaç!”

Hadis-i şerifte geçen “Safer” iki şekilde te’vil edilmiştir Birinci te’vile göre bundan maksat: “Safer ayı”dır Yukarıda da izah edildiği gibi, Cahiliyyet devrinde Araplar Nesi’ usûlüne göre, Muharrem ayının haram ay oluşunu Safer’e naklederlerdi Ve bu sûretle Safer, haram aylardan sayılırdı Resûlü Ekrem (SAV) Efendimiz bunu da men edip: “Artık Safer ayı için hürmet yoktur!” Buyurmuştur


Asr-ı Saâdet’ten zamanımıza kadar devam edip gelen halk inanışına göre, bu ayda akdedilen nikahı devamsız sayarlar Hatta halk arasında bu aya boş ayı derler Çünkü “Safer” lûgatta boş demektir Dilimizdeki Sıfır kelimesi de buradan gelir Araplar bu ayda birbirlerine yağmada bulunurlar ve evlerini eşyadan hâli ve boş (Safer) bırakırlardı Bu sebeple yağma ayına Safer denmiştir İşte bu hadis-i şerif ile, Safer ayının uğursuz kabul edilmesi men olunmuştur Çünkü Safer ayının diğer aylardan hiçbir farkı yoktur Diğer aylar zamanın bir dilimi olduğu gibi Safer ayı da zamanın bir dilimidir Bu batıl akide cahil halk arasında yaşamakta ve Safer ayında nikah yapmanın uğursuzluk getireceğine inanılmaktadır Bu batıl inancı yıkmak için İslâm alimleri mücadele etmişler, hatta pek çok alim özellikle bu ayda nikah kıymışlardır Buharî’nin bir rivayetine göre, Hz Âişe (RAnha) validemiz: Benim nikahım da, zifâfım da Safer ayında idi, buyurduklarına göre, Resûl-i Ekrem (SAV) Efendimiz bu hurâfevi fikrin izâlesine fiilen de çalışmıştır7 Bu bakımdan safer ayında evlenilmez, yoksa devam etmez; safer ayında doğan çocuklar uğursuz olur vb inanışlar tamamen batıldır, hurafedir

İmam Malik’e, hadis-i şerifte geçen: “La safere” sözünün manası soruldu da: Cahiliye halkı Safer ayını helâl aylardan sayarlardı Sonradan onu bir sene helâl, bir sene de haram saymaya başladılar Hz Peygamber (SAV) Efendimiz de onların bu âdetini kaldırmak için: “Böyle bir sene helâl, bir sene de haram sayılan bir Safer ayı yoktur” buyurdu, cevabını verdi

İkinci te’vile göre Safer karında yaşayan bir takım kurtlardır Câhiliyet devri itikatlarından biri de budur Araplar karın boşluğunda yılana benzeyen bir hayvanın yaşadığına, insan acıktığı zaman o hayvanın heyecanlanıp, çok defa sahibini ısırıp öldürdüğüne inanırlardı Hatta bunu uyuz hastalığından daha bulaşıcı sayarlardı Bunun, insan veya havyan karnında bulunup, bulaşıcı bir hastalık olduğuna da inanırlardı

Cahiliyyet devrinde bulaşıcı hastalıkların ilâhî bir te’sîre tâbi olmaksızın bizâtihi, yani kendi kendilerine sirâyet edip geçtiklerine inanılırdı Halbuki her şeyde hakîkî müessir, ALLAH’ın irâdesidir Bu irâde de hastalıkların geçmesinde bir takım sebepleri vasıta kılar Bunlardan biri, hasta olan kimselerle temâstır Hadisteki “Cüzâmlıdan kaç!” emri, hastalığın başkasına geçme sebeplerinden birini en açık şekilde belirtmiştir

İşte Resûlullah (SAV) Efendimiz, “Yok” diye buyurmakla her iki manaya gelen Safer’in batıl ve asılsız olduğunu belirtmektedir Hadis-i şerifte işaret buyrulan cahiliyye devrinin diğer batıl inançlarından bazıları:

a- Tıyere: Bir yolcunun sefere çıktığı sırada önünden bir kuşun uçması uğursuzluk sayılırdı ve böyle bir durumla karşılaşan yolcu yolculuğundan vaz geçerdi

b- Hâme: Hâme, baykuştur Bu kuşun bir evin üzerine konup da ötmesinin uğursuzluk getireceğine inanılırdı Bugün bile cahil halk arasında böyle bir endişe vardır

c- GûI: Cahiliyye Araplarının inancına göre Gûl, tenha ve ıssız çöllerde insana değişik suretlerde görünerek yolunu şaşırtır, sonunda onu helâk eder Hz Peygamber (SAV) Efendimiz bunların aslının olmadığını, cehalet devri Araplarının batıl inançları arasında yer aldığını bildirmiş ve bunlara itibar edilmemesini öğütlemiştir




Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.