|
|
Konu Araçları |
gibi…, masum, sandığınız, tatlı, uyuşturucu, öldürüyor, şekerşeker |
ŞekerŞeker uyuşturucu gibi… Öldürüyor! sandığınız kadar tatlı ve masum değil!!!!! |
06-22-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
ŞekerŞeker uyuşturucu gibi… Öldürüyor! sandığınız kadar tatlı ve masum değil!!!!!Şeker uyuşturucu gibi… Öldürüyor! British Medical Journal'da yayınlanan bir makalede 'Şeker, tütün kadar tehlikeli, uyuşturucu sınıfına sokulmalı' dendi Evet, anneler babalar top sizde Hala çocuğunuza uyuşturucu vermeye devam edecek misiniz? 'Ne yapalım, çocuğum gofreti, şekeri çok seviyor' deyip kafanızı kuma mı gömeceksiniz? Bu öyle bir zehir ki her markette, bakkalda satılıyor Bütün diğer uyuşturucular gibi bağımlılık yapıyor ve haz duygusuyla birlikte vücuda zarar veriyor Hatta bu beyaz zehir çocuklara yediriliyor British Medical Journal'da yeni yayınlanan bir makalede 'Şeker tütün kadar tehlikeli, zarar verici ve bağımlılık yapıcı olduğu için uyuşturucu sınıfına sokulmalıdır' diyor Gözünüzün önüne yeğeninize, çocuğunuza 'hediye ettiğiniz' çikolatalar, gofretler mi geliyor? İnsanı sigaraya, uyuşturucuya en yakınları alıştırır Çocukları da 'şeker isimli zehire' anne-babaları alıştırıyor en önce Şekerin ettikleri • Fazla şeker tüketmek kan şekerini çok çabuk artırıyor ve pankreas aşırı insülin salgılıyor Buna '****bolik sendrom' deniyor İnsülin, şekeri regüle ettikten sonra fazlasını yağ olarak depoluyor Kan şekerindeki ani düşüşse sürekli acıkma hissine ve yemeye yol açıyor • Diş çürümesi başta olmak üzere, obezite, diyabet, kalp ve dolaşım hastalıkları, böbrek taşları, kanser, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk sendromu ve kemik erimesine neden oluyor • Kan dolaşımıyla vücudun her tarafına taşınan şeker özellikle de göbek, kalçalar, göğüsler ve bacağın üst kısmında toplanıyor Bu bölgeler de dolduğunda, yağ asitleri kalp ve böbrek gibi aktif organlara dağılıyor Bu organlar gittikçe yavaşlıyor ve sonuçta dokuları bozularak yağa dönüşüyor • Bağışıklık sistemi zayıflıyor Vücut soğuk, sıcak veya mikroplara karşı koyamıyor Her yerde 'şeker' var Kek, pasta, baklava gibi tatlı yiyeceklerin içinde şeker olduğunu zaten biliyoruz Tehlikeli olan gelişme, şekerin artık yerli yersiz neredeyse bütün hazır gıdaların içine koyulur hale gelişi Bebek maması, mısır gevreği, sosis, mayonez, ketçap, pizza, hamburger ekmeği, kola, hazır meyve suyu gibi gıdalar şekerle tüketici gözünde daha çekici hale getiriliyor Doğuştan tatlıya yatkınlığı olan insanoğlu da, farkında olmadan bu çekime kapılıyor ve satışlar artıyor Gittikçe daha fazla satın alıyor, daha yiyoruz bu gıdaları Çocuklar ve bebekler için çok sakıncalı Özellikle bebek mamasında bile şeker olması, çocukların beslenme zevkinin bir ömür boyu yanlış bir yolda gitmesine neden oluyor Günümüzde artan aşırı şişmanlığını sorumlularından biri de bebekken tanışılan şeker olsa gerek Bebek mamasında anne sütüne oranla yüzde 60 daha fazla şeker bulunuyor! Şekerdeki genetik riskŞekerle ilgili çok önemli başka bir tehlike daha var Genetiğiyle oynanmış mısırdan 'mısır şekeri' üretiliyor 'Nişasta bazlı sıvı şeker' de denilen bu 'oynanmış' şeker, çikolata, gofret, gazlı içecek, baklava, mısır gevreği gibi endüstriyel gıdalarda en çok kullanılan şeker türü Genetiğiyle oynanmış gıdalar ise, başlı başına sayfalarca yazı yazılabilecek bir konu Doğal halinde değil, insan eliyle 'oynanmış' genlere sahip yiyecekler yediğimizde, bizim vücudumuzda da genlerimizi ilgilendiren değişiklikler olabileceğinden korkuyor bilim adamları Günümüzde yaygınlaşan besin alerjileri, kanser gibi rahatsızlıkların nedenlerinden biri olduğu düşünülüyor mesela Şekerin gizli isimleri Yiyeceklerin 'içindekiler' listesinde şekerin farklı isimlerle gizlenmiş olduğunu görebilirsiniz Bu isimler ne mi? Sakaroz, esmer şeker, mısır şurubu, nişasta bazlı sıvı şeker, dekstroz, sorbitol, mannitol, xylitol, früktoz, meyve şurubu, glikoz, glikoz şurubu, bal, invert şeker, laktoz, maltoz, akçaağaç şurubu, melas, şeker şurubu, turbinado, amazake Karacaoğlan'ın 'zehir oldu yediğimiz şekerler' deyişi günümüzde daha bir geçerli Şekersiz hayat daha tatlı, daha uzun! Almanya'da yapılan bir deneyin sonuçlarına göre şekersiz beslenme solucanların ömrünü yüzde 20 oranında uzattı Ya insan hayatına neler yapıyor bu şeker? Yazımızı okumadan çayınıza şeker atmayın, çocuğunuzu sevindirmek için janjanlı mamuller almayın! Almanya Jena Üniversitesi'nden Michael Ristow Ekim ayında yayınlanan şaşırtıcı bir deney gerçekleştirmişti Deney sonuçlarına göre, bir tür şeker olan glikozu sindirmeleri engellenen solucanların ömrü yüzde 20 oranında uzuyordu Michael Ristow, bu araştırmadan hareketle, 'İnsanlarda da şeker tüketimi ömrü kısaltıyor olabilir' demişti Bu haber birçok gazetede yayınlandı ama hak ettiği ilgiyi görmedi iyi bilgi okuyucuları için İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı ****bolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof Dr Ahmet Aydın'a görüşlerini sorduk ve Shane Ellison'un şeker hakkındaki çarpıcı görüşlerine yer verdik 'Şeker kronik hastalıklara sebep oluyor'Prof Dr Ahmet Aydın beslenmebultenicom sitesinde yayınladığı yazılarında sık sık sağlıklı bir beslenme biçimini öneriyor Tavsiye ettiği 'Taş Devri Diyeti'nde şeker, un gibi gıdalara yer yok Prof Aydın, Michael Ristow'un deney sonuçları ile ilgili şunları söyledi: 'Teorilere göre yüksek oranda şekerle beslenme, kan insülinini artırıyor (insülin direnci, ****bolik sendrom) İnsülin fazlalığı bir tarafta şişmanlığı artırırken, öte tarafta vücutta iltihap maddelerinin ve serbest radikallerin artmasına yol açıyor Bunlar da kronik hastalıkları (kanser, osteoporoz, enfarktüs vb) artırıp yaşlanmayı hızlandırarak ömrü kısaltıyor Yüz yılın üzerinde yaşayan insanların tek ortak özelliği, kan şeker düzeylerinin yüksek olmaması ya da insülin dirençlerinin düşük olmasıdır' 'Şekerin yan etkisi: Obezite' Amerikalı yazar Shane Ellison ise 'Bir Masalmış Kolesterol' kitabında şekeri kalp sağlığına büyük bir tehdit olarak tanımlamıştı Kitaptan şekerle ilgili satırlar şöyle: 'Mutluluk, dünyada en çok peşinde koşulan duygudur Şeker ise, dünyada en bol bulunan kimyasal madde Sorun da burada Şeker insanı mutlu ettiğinden ve her yerde kolayca bulunduğundan, bağımlılık yaratabilir Ancak bu bağımlılık şekerin yan etkileri (özellikle obezite) nedeniyle sağlıksızdır Yüksek miktarda şeker (sukroz, yüksek glisemik endeksli karbonhidratlar ve meyve suyu) alımı, aşırı miktarda ensülin üretimine yol açar Aşırı ensülin ise hücrelerinizi 'uyuşturur' Hücre içine giriş imkânı bulamadığından, glikoz (ve diğer birçok besin) gidecek yerleri olmadan kan dolaşımında sürüklenir durur Sabit bir şekilde glikozun akışı olduğunu fark eden pankreas ensülin salgılamaya devam eder Glikoz ve insülin zehirli hale gelirler Hasar başlar En korkutucusu, ensülin 'termogenez'i bloke ederek yağ yakma özelliğinizi engeller 'Termogenez', zayıf kalmanız için size Allah tarafından bahşedilen bir haktır Vücudunuzun yağlardan, onları ısıya çevirerek kurtulma sürecidir Ensülin, bu süreci engeller Termogenez gibi mucizevî bir özelliğe, hareket etmenizden veya diyet yapmanızdan bağımsız bir şekilde doğuştan sahipsiniz, unutmayın Aşırı şeker alımına dayanan bu olumsuz etkiden mağdur olanlar, kontrol edemeyecekleri biyokimyasal bir kâbusun kölesi olacaktır Çoğu vakada, geri dönüş yoktur Uyanma imkânı olmayan bu kâbusun karakteristik özellikleri sürekli şeker krizleri, dindirilemeyen susuzluk hissi, idrar miktarında artma, vücut yağ miktarında artma (yıllar içinde vücudunuzun yağ yüzdesi artıyor mu?), karamsarlık ve düşük enerjidir Bu belirtiler daha sonrasında obezite, ardından insülin direnci, tip 2 diyabet, kalp hastalığı, kanser ve nihayetinde erken ölüme sebep olabilir 'İlkyardım' ilaçlarını unutun ve kan şekerinizi doğal yollarla düşürmeye çalışın' Şekersiz hayat mümkün Şeker o kadar çok hayatımıza girmiş ki, şarküteri ürünlerinden hazır pizzaya, ketçaptan bebek mamasına kadar her şeyin içinde şeker var Bu yukarıdaki satırları okuyup, şekerden uzak durmak gerektiğine ikna olanlar dahi, şekerle bu kadar içli dışlı yaşamak nedeniyle bunun imkânsız olduğu zannına kapılabiliyor Oysa çok basit… Şekerli içtiğiniz çaya şeker atmamakla başlayın işe Şeker yememek için 66 neden Şekerin suç dosyası kabarık Kurbanları arasında karaciğerden tutun beyne kadar birçok organ var Bilimin şimdiye kadar tespit ettiği suçları okuyunca bir daha şeker yemek istemeyeceksiniz İyi bilgi, Malezya Tüketici Derneği'nin tüketicileri bilinçlendirmek için başlattığı 'CAP Guide' serisinden çevirileri sizlerle paylaşmaya devam edecek Serinin şekeri konu alan kitapçığı bu 'tatlı katilin' suç dosyasını şöyle sıralıyor 1 Şeker kanser hücrelerinin en çok sevdiği şeydir 2 Şeker bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir 3 Şeker vücudunuzun mineral dengesini bozabilir 4 Şeker çocuklarda hiperaktivite, endişe, dikkat bozukluğu ve huysuzluğa sebep olabilir 5 Şeker çocuklarda uyuşukluğa sebep olabilir 6 Şeker çocukların okul başarısını olumsuz etkileyebilir 7 Şeker trigliserit seviyesinde belirgin bir artışa sebep olabilir 8 Şeker bakteri enfeksiyonlarına karşı savunma sistemini zayıflatabilir 9 Şeker böbreklere hasar verebilir 10 Şeker krom eksikliğine yol açabilir 11 Şeker bakır eksikliğine yol açabilir 12 Şeker kalsiyum ve bakır emilimini engeller 13 Şeker meme, yumurtalık, prostat ve rektum kanserine yol açabilir 14 Şeker kadınlarda daha büyük risk oluşturmak üzere, kolon kanserine sebep olabilir 15 Şeker safra kesesi kanseri için risk faktörü olabilir 16 Şeker gözleri bozabilir 17 Şeker serotonin seviyesini yükseltir; bu da kan damarlarını daraltabilir 18 Şeker Hipoglisemiye sebep olabilir 19 Şeker midenin asidik olmasına yol açabilir 20 Şeker çocuklarda adrenalin seviyesini artırabilir 21 Şeker koroner kalp hastalığı riskini artırabilir 22 Şeker ciltte kuruma ve saç beyazlamasına yol açarak yaşlanma sürecini hızlandırabilir 23 Şeker alkol bağımlılığına yol açabilir 24 Şeker diş çürüklerini artırabilir 25 Şeker kilo alımı ve aşırı şişmanlığa katkıda bulunabilir 26 Yüksek miktarda şeker yemek Crohn's hastalığı ve ülseratif kolit riskini artırır 27 Şeker kireçlenmeye sebep olabilir 28 Şeker astıma sebep olabilir 29 Şeker mantar enfeksiyonlarına sebep olabilir 30 Şeker safra taşı oluşmasına yol açabilir 31 Şeker böbrek taşı oluşmasına yol açabilir 32 Şeker istemik kalp hastalığına yol açabilir 33 Şeker apendisite yol açabilir 34 Şeker Multipl Skleroz (MS) hastalığının belirtilerini şiddetlendirebilir 35 Şeker dolaylı olarak hemoroide yol açabilir 36 Şeker damarlarda varise yol açabilir 37 Şeker osteoporoz oluşumuna katkıda bulunabilir 38 Şeker salya asiditesine katkıda bulunabilir 39 Şeker insülin sensitivitesinde düşüşe sebep olabilir 40 Şeker glikoz toleransının düşmesine sebep olur 41 Şeker büyüme hormonunu azaltabilir 42 Şeker toplam kolesterolü artırabilir 43 Şeker sistolik kan basıncını artırabilir 44 Şeker gıda alerjilerine sebep olur 45 Şeker diyabet oluşumuna katkıda bulunabilir 46 Şeker hamilelikte kan zehirlenmesine yol açabilir 47 Şeker çocuklarda egzama oluşuma katkıda bulunabilir 48 Şeker kardiyovasküler hastalığa sebep olabilir 49 Şeker DNA yapısını bozabilir 50 Şeker katarakta sebep olabilir 51 Şeker amfizeme sebep olabilir 52 Şeker ateroskleroza sebep olabilir 53 Şeker serbest radikal oluşumuna sebep olabilir 54 Şeker enzimlerin işlevselliğini düşürür 55 Şeker karaciğer hücrelerinin bölünmesine sebep olabilir; bu da karaciğerin boyutlarını büyütür 56 Şeker karaciğerde yağ miktarını artırabilir 57 Şeker karaciğerde patolojik değişimlere yol açabilir 58 Şeker pankreasa zarar verebilir 59 Şeker kabızlığa sebep olabilir 60 Şeker miyopluğa sebep olabilir 61 Şeker hipertansiyona sebep olabilir 62 Şeker migren de dahil olmak üzere baş ağrılarına sebep olabilir 63 Şeker beyin dalgalarını artırabilir; bu da beynin düşünme kabiliyetini zayıflatır 64 Şeker depresyona sebep olabilir 65 Şeker hormonal dengesizliğe sebep olabilir 66 Şeker Alzheimer's hastalığı riskini artırabilir Kanser en çok neyi sever? Kanserin beslenmesine izin vermeyin! Bilim adamları kanser hücrelerinin en sevdiği yiyeceğe karşı uyarıyor Bu 'tatlı' yiyecek ne mi? Okuyun, şaşırın Her doktor öğrenciliği sırasında Otto Warburg'un buluşunu öğrenir 1930'lu yıllarda Warburg kanserin en temel biyokimyasal sebebini, yani sağlıklı bir hücreyi kanser hücresinden ayıran şeyin ne olduğunu bulmuştur Bu, o kadar önemli bir buluştur ki, Otto Warburg'a Nobel ödülü kazandırmıştır Kanserin bir temel sebebi vardır Bu da, vücudun normal hücrelerin oksijenli solunumunun, oksijensiz – anaerobik- hücre solunumuyla yer değiştirmesidir Otto Warburg Warburg'un buluşu bize başka neleri anlatmaktadır? Birincisi, kanser, normal hücrelerden çok farklı bir biçimde ****bolize olmaktadır Normal hücreler oksijene ihtiyaç duyar; kanser hücreleri oksijenden kaçınır Oksijen terapisi alternatif kanser tedavisi uygulayan kliniklerde kullanılan bir yöntemdir Bu buluşun bize anlattığı başka bir şey de, kanserin bir mayalanma süreciyle ****bolize olduğudur Kanserin ****bolizması normal hücre ****bolizmasından 8 kat daha büyüktür Yukarıda söylediğimiz her şeyi birleştirirsek ortaya şu tablo çıkıyor: Vücut, kanseri beslemeye çalışırken mütemadiyen kapasitesinin üstünde çalışır Kanser devamlı açlıktan ölmenin eşiğindedir ve vücuttan kendisini beslemesini talep etmektedir Besin alımı kesilirse kanser açlıktan ölmeye başlar Tabii kendisini beslemek için vücudun şeker üretmesini sağlayamazsa Proteinlerden şeker Bu ziyan sendromuna 'cachexia' denir Cachexia, vücudun proteinlerden (evet, doğru duydunuz, karbonhidratlardan veya yağlardan değil de, proteinlerden) 'glycogenesis' işlemiyle, şeker elde etmesidir Bu şeker kanseri besler Vücut sonunda, kanser hücresini beslemeye çalışırken kendisi açlık çeker Şimdi, kanserin şekerle beslendiğini öğrenmişken, onu şekerle beslemek mantıklı geliyor mu size? Ya da karbonhidratlardan zengin bir diyet uygulamak? Bugün, kansere karşı uygulanan birçok besin terapisi mevcuttur (işe de yaramaktadırlar) çünkü günün birinde birisi şeker ve kanser arasındaki bağlantıyı görmüştür Bu terapilerde, karbonhidratlar bakımından zengin gıdalara izin verilmez Terapilerin hiçbirinde şekere de izin verilmez çünkü ŞEKER KANSERİ BESLEMEKTEDİR Peki, doktorunuz bu gerçekleri size neden söylemez? Kim bilir? Belki doktorunuz kanseri tedavi edecek kişinin siz değil, kendisi olduğunu düşünmektedir Belki Otto Warburg'un buluşunu duymuştur ama geri kalan parçaları tamamlayamamıştır Belki de beslenmeyle ilgili hiçbir şey öğrenmemiştir Aslında 1978'e kadar ABD'nin resmi kuruluşlarından biri, beslenmenin hastalıkla bir ilgisi olmadığını iddia etmekteydi Kanser ve şeker bağlantısından haberdar olanlar ise, dikkate değer terapilerle ortaya çıktılar Bunlardan biri Laetrile'dir Cachexia'lı hastaların yüzde 50'den fazlasında glycogenesis sürecini durduran Hydrazine Sulfate bunlardan bir diğeridir Bugün, Minnesota Üniversitesi kemoterapi alanında bir 'akıllı bomba' üzerinde çalışmaktadır Akıllı bomba diyebileceğimiz ilacın üzerinde bir kaplama vardır İlaç, vücutta oksijensiz bir bölge ile karşı karşıya geldiğinde bu kaplamayı üzerinden atar Kanseri yok etmek için kemoterapiyi serbest bırakır Çünkü vücutta oksijensiz tek alan, kanserli bölgedir Kanser hücresini aç bırakmaya çalışan besin terapileri de vardır Kanserin ne sevdiğini bilen hasta, bunları yemekten kaçınır Kanser, çiğ yiyeceklerdense pişmiş yiyecekleri sever Pişirme işlemi, besinlerdeki enzimleri ve vitaminleri yok etmektedir Bir de, kanserin şeker sevdiğini aklınızdan çıkarmayın Kanserinizi sevmiyorsanız, onu beslemeyin! Şeker yerine tatlandırıcı kullanmak çözüm değilŞeker yerine tatlandırıcı kullanmayı düşünüyorsanız, başka bir tuzağa düşmüş olursunuz Tatlandırıcıların da vücuda ciddi zararları olduğu, yapılan araştırmalarla kanıtlandı Örneğin, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), sakarin içeren her türlü gıda maddesinin üzerine 'Sağlığa zararlıdır Hayvanlar üzerinde yapılan testlerde kansere yol açmıştır' ibaresinin konmasını şart koştu Aspartam ve sükraloz gibi diğer tatlandırıcılar da yan etkileri nedeniyle uzak durulması gereken gıdalar arasında Kaynak: International Wellness Directory Şekeri bırak, kalbini koru! Yılın tıp kitabı 'Bir Masalmış Kolesterol' kalp sağlığımızı korumak için şekerden uzak durmayı öğütlüyor Şeker yediğimizde neden kendimizi 'mutlu' hissettiğimizi açıklayan yazar, bu sanal mutluluktan ve şeker bağımlılığından kurtulmanın da reçetesini veriyor! İyi bilgi özel 'Mutluluk, dünyada en çok peşinde koşulan duygudur Şeker ise, dünyada en bol bulunan kimyasal madde Sorun da burada Şeker insanı mutlu ettiğinden ve her yerde kolayca bulunduğundan, bağımlılık yaratabilir Ancak bu bağımlılık şekerin yan etkileri (özellikle obezite) nedeniyle sağlıksızdır' Yazar Shane Ellison, kan şekerini kontrol altına alma ile ilgili şunları yazıyor: 'Kalp hastalığını önleme veya geriletmede yaşam biçiminin etkisi Kalp hastalığını önlemede ilk basamak, hap yutmak değil, sağlıklı yaşam alışkanlıklarını kazanmak olmalıdır Bu kural, reçeteli ilaçlar için de, kapsül şeklinde satılan besin destekleri için de geçerlidir Her iki ilaç türü de, yaşam biçimi kötü olanlarda kalp hastalığı görülmesini engelleyemez Eğer kalp hastalığı risklerinizi azaltma konusunda ciddiyseniz aşağıdaki alışkanlıklarını kazanmalısınız: • Şekeri (sukroz, yüksek fruktoz içeren mısır şurubu -nişasta bazlı sıvı şeker-, fruktoz ve suni tatlandırıcılar)53 ve sigarayı kesin • Ağır olmayan egzersiz yapın • Şarap da dahil, alkol alımını kesin veya en aza indirin • Her gün daha fazla yeşil/ yapraklı sebze tüketin • Daha fazla saf su için (damıtılmış olmayan sulardan için) • Sadece çiğ süt (pastörize edilmemiş süt) tüketin, miktarı sınırlı tutun • Düzenli olarak, ceviz, Hindistan cevizi yağı ile taze somondan ve/veya kanola yağından omega–3 yağ asidi tüketin • Rafine tahıllarla yapılmış besinleri (beyaz unlu) azaltın • YAĞLARINIZDAN KURTULUN (aşağıda 'Obezite için Yardım' bölümüne bakınız) Az önce bahsettiğimiz yaşam tarzı değişikliklerine uymak, vücudunuzdaki olumlu değişikliklere bağlı olarak ömrünü uzatır Bunların tümü de kalp hastalığını aşağıda sayılan yollarla önlemeye uğraşırlar: • Endotel fonksiyonunu yeniden düzenler (daha iyi kan dolaşımı için) • Yağsız vücut kütlesini arttırır • Trombosit kümelenmesini azaltır (pıhtıları önler) • Kan basıncını (tansiyonu) düzenler • Plak oluşumunu ve büyümesini önler • Oksidatif stresi önler • Kalbe optimal enerji sağlar • Homosistein düzeylerini düşürür • Ensülin direncini önler Obezite için yardım: Kan şekerinizi nasıl kontrol altına alabilirsiniz? Obezite ve yaşlanma için 'her derde deva' bir ilaç olsaydı, bu ilaç diyete değil, kan şekerini kontrol etme ve düşürmeye yönelik olurdu Kendimden örnek verebilirim Kan şekerimi kontrol altına alarak yüzde 30 olan vücut yağ oranımı yüzde 10'a düşürebildim İnce olmanın yararlarının yanı sıra, kan şekerini kontrol altına almak ensülin direnci, tip 2 diyabet, dikkat dağınıklığı ile ilişkili belirtiler, kanser ve kalp hastalığına deva olacaktır Kan şekeri dikkat edilmesi gereken bir konudur FDA, 'ABD'de yetişkin nüfusun üçte ikisinin aşırı kilolu veya obez olduğunu ve diyabet nedeniyle erken ölümlerin salgın hastalık gibi yayıldığını' bildiriyor Amerika bir mezarlık İnsanların çoğu, hastalık belirtilerini maskelemeye yarayan FDA onaylı ilaçları kullanıp rahat rahat ölmeyi bekliyor Mantığınızı dinlerseniz, 'Diyet kolayı çöpe at, kolesterol düşürücü ilaçları unut ve bu uyarıyı beyninde hemen hareket geçir' dediğini duyacaksınız Tüm maddeler, hatta su bile toksik, yani zehirlidir Bir maddenin zehir olup olmayacağını hangi dozda kullanıldığı belirler Bu prensip, MÖ 1500 yılında Paracelsus tarafından ortaya konmuş olup, glikoz ve ensüline uyarlanabilir Glikoz, enerji ateşinizi tutuşturan kıvılcım olarak değerlendirilebilir Ensülin de kibrittir Kan dolaşımınıza glikoz girdiğinde, pankreastan ensülin salgılanır Ensülin, mekik gibi vücudunuzun hücrelerine glikoz ve diğer besin maddelerini taşır Bu önemli maddeler dahi zehirli olabilir Nasıl mı? Yüksek miktarda şeker (sukroz, yüksek glisemik endeksli karbonhidratlar ve meyve suyu) alımı, aşırı miktarda ensülin üretimine yol açar Aşırı ensülin ise hücrelerinizi 'uyuşturur' Hücre içine giriş imkânı bulamadığından, glikoz (ve diğer birçok besin) gidecek yerleri olmadan kan dolaşımında sürüklenir durur Sabit bir şekilde glikozun akışı olduğunu fark eden pankreas ensülin salgılamaya devam eder Glikoz ve insülin zehirli hale gelirler Hasar başlar En korkutucusu, ensülin 'termogenez'i bloke ederek yağ yakma özelliğinizi engeller 'Termogenez', zayıf kalmanız için size Allah tarafından bahşedilen bir haktır Vücudunuzun yağlardan, onları ısıya çevirerek kurtulma sürecidir Ensülin, bu süreci engeller Termogenez gibi mucizevî bir özelliğe, hareket etmenizden veya diyet yapmanızdan bağımsız bir şekilde doğuştan sahipsiniz, unutmayın Aşırı şeker alımına dayanan bu olumsuz etkiden mağdur olanlar, kontrol edemeyecekleri biyokimyasal bir kâbusun kölesi olacaktır Çoğu vakada, geri dönüş yoktur Uyanma imkânı olmayan bu kabusun karakteristik özellikleri sürekli şeker krizleri, dindirilemeyen susuzluk hissi, idrar miktarında artma, vücut yağ miktarında artma (yıllar içinde vücudunuzun yağ yüzdesi artıyor mu?), karamsarlık ve düşük enerjidir Bu belirtiler daha sonrasında obezite, ardından insülin direnci, tip 2 diyabet, kalp hastalığı, kanser ve nihayetinde erken ölüme sebep olabilir 'İlkyardım' ilaçlarını unutun ve kan şekerinizi doğal yollarla düşürmeye çalışın Yüksek kan şekerinizi düzeltmek için, aşağıdakileri uygulayın: • Eğer önünüzdeki yemeğin tadı şekerliyse ve bu tat organik meyveden gelmiyorsa yemeyin • Her yemekten önce suda çözünmüş 1 çorba kaşığı karnıyarık otu tohumu (psyllium husk) • Her gün 1–6 gram tarçın57 • Her gün 300–600 mg alfa lipoik asit (ALA) • Her gün 10–25 mg, yüzde 1'lik banaba bitkisi ekstresi (korosolik asit) • Beslenmenizden yüksek glisemik endeksli karbonhidratları çıkarın • Yemek veya atıştırmalıklarla birlikte ayçekirdeği, badem, kabak çekirdeği gibi tohumlar veya fındık fıstık tüketin (kavrulmamış, tuzlanmamış olanlarını) • Tabii ki düzenli olarak spor yapın Uzun vadede kan şekerinizi kontrol altında tutarsanız, 5–10 yaş daha genç görüneceğinizi ve hissedeceğinizi düşünebilirsiniz Obezite, diyabet, kalp hastalığı ve kanser nedeniyle erken ölüm tehdidi kötü bir rüya olarak kalacaktır Şekeri sonsuza kadar nasıl bırakabilirsiniz? Şeker bağımlılığı gerçek bir tehlikedir Sukroz bağımlılığı, obezitenin bir numaralı nedeni sayılabilir Obezitenin, kalp hastalığı için risk faktörü olduğu kanıtlanmıştır Şeker bağımlılığının bir göstergesi de, küçük kızlarımızı 'şeker' olarak tanımlamaktır Sevdiklerimizi şekerle ilişkilendirmemizin nedeni, şekerde olduğu gibi çocuklarımıza duyduğumuz sevginin de kendimizi iyi hissettirmesidir Başka bir deyişle, sevgi ağrıyı keser Bilim adamları, şeker ve sevgi arasındaki bu benzerlikle ilgili olarak, her ikisinin de 'opioid' (afyondan elde edilen) reseptörleri tetiklediğini keşfetmişlerdir Bu reseptörler tetiklendiğinde, reaksiyonlar zinciri ateşlenmiş olur Bu zincir, 'ağrıyı hissetmeme' ile son buluyor Sonuç, mutluluktur Şeker ve sevgiye ek olarak, ilaçlar da opioid reseptörleri tetikleyebilirler Bu ilaçlar afyon, kodein, morfin ve oksikodon'dur Bunların hepsi 'opiat' olarak bilinir 'Mutluluk'un ötesinde, opiatlar 'coşku ve neşe' duygularına da neden olur Bu, kısmen de olsa, insanların neden bağımlı olabildiklerini açıklar – bu coşku ve neşe halinin doğal bir şekilde hissedilmesi güçtür, ama imkânsız değildir Bu ayrıca, sevilme hissinin eksik olduğu kişilerin neden şekere (örneğin karınız mutsuz olduğunda çikolata yer) veya ilaçlara yöneldiğini de açıklar Opioid reseptörleri tetikleyen birçok şey bağımlılık yaratabilir Bazı bağımlılıklar sağlıklıdır, bazıları da şeker bağımlılığında olduğu gibi sağlıksız Mutluluk, dünyada en çok peşinde koşulan duygudur Şeker ise, dünyada en bol bulunan kimyasal madde Sorun da burada Şeker insanı mutlu ettiğinden ve her yerde kolayca bulunduğundan, bağımlılık yaratabilir Ancak bu bağımlılık şekerin yan etkileri (özellikle obezite) nedeniyle sağlıksızdır Şeker bağımlılığı birçok bahane ile rasyonalize edilir Genellikle şunlar söylenir: Herkes gazoz içiyor, zararlı olsaydı satılmazdı, çocuklar bile yiyor, etikette 'şekersiz' yazıyor, yarın bırakacağım, kilo almak umurumda değil, benimki genetik, herkes şişman, şişmanlık sağlıklıdır, bir yerde şekerin bağımlılık yapmadığını okudum Şeker bağımlılığının nasıl geliştiğini bilmek, tedavinin nasıl olacağı hakkında fikir verir Şeker tüketildiğinde beyinde serotonin seviyesi yükselir Bu da endorfin üretimini arttırır Aynı ilaçlarda olduğu gibi, bu beyin kimyasalları da opioid reseptörleri tetikler, böylece mutluluk verir, acı hissini gölgeler Opioid reseptörleri şekerle tekrar tekrar tetiklenerek serotonin düzeylerini suni olarak arttırırsa, insan vücudu doğal yollardan serotonin üretimini ve salgılanmasını durdurur Serotonin duygulanım ve iştahın kontrolünden sorumludur 58 Serotonin olmadığında kişi depresif olur ve daha fazla şeker yemek için kıvranır Bu da mutluluk ile şeker arasında duygusal bir bağ kurulmasına yol açar Şeker bağımlıları, serotonin düzeyini arttırmak ve mutlu olmak için şekersiz yapamaz hale gelir Bu olayın adı 'duygusal yeme'dir Zamanla, duygusal yeme şeker yeme haline gelir, bu da termogenezi engellediğinden yağ dokusunun artmasına yol açar Bunun üstesinden gelmek için, şeker bağımlılarının serotonin düzeylerini artıracak ve şekerdeki gibi olumsuz yan etkileri olmayan sağlıklı alışkanlıklar geliştirmeye ihtiyaçları var Bu kriterlere uyan iki şey var: egzersiz ve esansiyel aminoasit olan L-triptofan İyi bilinen 'koşma sarhoşluğu', endorfinlerin opioid reseptörleri tetiklemesinin sonucudur Bu mutluluk hissi, hafif egzersiz ile de kazanılır Şekerin yerine geçebilecek harika bir alternatiftir Kuşkusuz, koşma alışkanlığı pasta yemekten daha yorucu olup sağlıksız bir bağımlılığa da yola açabilir- her gün egzersiz yapanlarda olduğu gibi Dengeyi bulmak çok önemlidir L-triptofan, şekerin yerini kolayca alabilir ve egzersizle birlikte kullanılabilir Yapıtaşı gibi davranarak vücudun serotonin üretimini arttırır Sonuçta, L-triptofan kullananlar, şeker krizlerinden kurtulurlar Bu esansiyel aminoaisit melatonini de arttırır Bu da gece güzel bir uyku çekmeyi seven herkesin çok hoşuna gidecektir Şeker bağımlılığı bir kez sonlandığında, termogenez harekete geçecektir Termogenez herkese ince bir vücutla yaşama hakkı verir Tek başına bu dahi kalp hastalığına yakalanma ihtimalinizi düşürür Suni tatlandırıcılara da yer yok Purdue Üniversitesi'nden Prof Dr Terry Davidson ve Doç Dr Susan Withers, suni tatlandırıcıların, aynı şekerde olduğu gibi, tokluk hissine engel olduğunu bulmuşlardır Uluslararası Obezite Dergisi'nde yayınlanan araştırma sonuçlarına göre 'ağızdaki his' vücudun kalori sayma becerisinde çok önemli rol oynuyor Suni tatlandırıcı kullandığımızda, vücudun şekerli tadı esas alarak kalori sayma kabiliyetini engellemiş oluyoruz Suni tatlandırıcılar, bilinçsizce çok fazla yememize neden olurlar 59 Diğer bir deyişle, domuz gibi yemediğinizi düşünüyorsunuz, ama aslında öyle yiyorsunuz Sağlıklı veya diyet ürün ve protein takviyesi üreticilerinden bazıları galiba henüz şekerin kötü etkilerinin farkında değiller Bunun bir göstergesi de, bu ürünlerin bol miktarda şeker veya suni tatlandırıcı içermesidir Bu tür ürünlerin sizin için sağlıklı olduğu inancı, pazarlama stratejilerinin nasıl olup da tıbbi bilgi ve sağduyunun yerini aldığına mükemmel bir örnek oluşturuyor' |
|