Güllizar |
06-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
GüllizarKİŞİLER: Güllizar : Menekşe hanımın kızı Züvehir : Güllizarın kocası,Sultan hanımın oğlu Sultan : Menekşe hanımın arkadaşı,Güllizar’ın kayın validesi Zeliha : Güllizar ile Züvehir in kızı Şinasi : Güllizar ile Züvehir in oğlu Servet : Güllizarın en yakın arkadaşı, öğretmen Menekşe : Güllizarın annesi Hacer : Sultan hanımın yardımcısı Marina : Züvehir’in sevgilisi Muzaffer : Çocukların öğretmeni Hanife : Komşuları Muhittin : İstanbul Şehremini (belediye başkanı) 1BÖLÜM 11 Oturma odası Menekşe- Sultan – Güllizar Menekşe – Hoş geldin Sultancığım, geç geldin, ne oldu? Ben seni daha erken bekliyordum Sultan – Aman sorma Mustafa Kemal’in konuşması mı ne varmış, yollar bir kalabalık ki! Arabacıya sesleniyorum “acele et” diye, ne yapsın her yerde insan Ben İstanbul’u hiç bu kadar kalabalık bilmezdim, sanki herkes dışarıda ne varsa bu kadar sokaklara atacak kendini! Menekşe - Yoksa sen de mi merak edip gittin Sultan ne kadar yol var aramızda hem bildiğim kadarıyla da bizim buralarda değil bu konuşma!! Sultan - Yok canım niye gideyim, yanından geçtik tabi ama yol bırakmamışlar ki, mecburen biraz değiştirdik yolu Menekşe – Kurtuluş savaşından sonra ne yalan söyleyeyim ben de merak etmiyor değilim Mustafa Kemal’i Sultan – İnsan merak ediyor tabi ben de o yüzden gitmiştim ama erken gitmişim, göremedim Menekşe - Sultan! Sultan - Aman sen de merak etmişsin işte! Menekşe – Geçen gün bizim bey duymuş, meclis mi ne açılacakmış duydun mu? Sultan – Duydum duymaz olur muyum? Züvehir’e teklif etmişler, bunlar toplayacaklar tabi bilgili adamları, hatta Mustafa Kemal gelip rica etmiş bize katıl diye, oğlum diye söylemiyorum bütün Cumhuriyetçiler hayran ona, ama tabi o Abdülhamit in adamı ne işi olur Cumhuriyetçilerle Kibar bir dille de savıvermiş başından Mustafa Kemali Menekşe – Tanışmış öyle mi! Sultan – Tabi canım yemeğe kalmış, bırakmamış Mustafa Kemal ikisi beraber yemek yemişler Menekşe – Anlatıldığı gibi uzun boylumuymuş peki? Sultan – Orasını söylemedi , yemek bu kim bilir kaç kişi vardır, kalabalıktır yani ne bilsin uzun mu değil mi! Menekşe – Ah! Bey gelince dur ona da söyleyelim bakalım ne diyecek? Sultan – Yok canım söyleme Züvehir istemez belki duyulmasını Menekşe – Canım biz yabancı mıyız? Sultan – Hayır ben de kesin bilmiyorum aslında bir arkadaşımı söylemiş ona, istiyorlar seni diye öyle bir şey herhalde Menekşe - Hangi arkadaşıymış o? Sultan - Bilmem başka bir yerden mi teklif gelmişti acaba, aman boş ver bunlar erkeklerin sorunları sen ne yaptın uzun zamandır görüşemedik Menekşe – Aman ne olsun bir günümüz diğeriyle aynı Geçen gün beyle atıştık, o diyor illa Bursa’ya gidelim Yahu ne yapacağız Bursa da , havalar soğudu hadi yazın gidiyoruz değişiklik olsun diye de bu mevsimde nerden esmiş bilmem! Yok Sultancığım valla zor ikna ettim kalmaya Sultan – Sıkılmıştır belki de Menekşe! Menekşe – Ben evimden ayrılmam valla, Bursa da doğru düzgün eş yok dost yok oraya gidince benim canım sıkılıyor Hadi yazın başka, sözleşip orada buluştuğumuz arkadaşlarım var , gelen giden de oluyor,günler geçiyor Şimdi gitsen in cin top oynuyordur Sultan – Haklısın ben de Ankara’ya gidiyim dedim ama bu soğukta hiç içimden gelmedi,insanın evi gibisi yok kardeş Menekşe – Yok valla! Sen Züvehir’i bırakıp da bir yerlere gidemezsin boşuna heveslenme kardeşim Sultan – (güler) Doğru söylüyorsun ne yapayım, tek başına olmasa neyse, rahmetli olsaydı benden önce o bırakamazdı oğlunu şimdi zaten evde toplasan iki kişiyiz bir de Hacer var işte ayrılamıyorum Menekşe – Koskoca oğlan, hem evde Hacer de var Çok bağlılık iyi değildir ki Sultancığım Valla senin gelin yandı, eşinden önce seni sevmesi lazım, kaç yaşında oldu Züvehir? Sultan – Otuz Menekşe – Maşallah koskoca adam olmuş, zaman ne çabuk geçiyor Hatırlıyor musun Güllizar la koşuşturup dururlardı buralarda Servet de çok severdi Züvehir’i Sultan – Biz de yaşlanıyoruz kardeşim! Güllizar – Sultan teyze hoş geldin(elini öper) Sultan – Hoş bulduk El öpenlerin çok olsun güzel kızım Nasılsın iyi misin? Güllizar – İyiyim ,iyiyim Siz nasılsınız? Sultan – Ben de iyiyim ya havalar soğuyunca bacaklarıma ağrı giriyor ama alıştık işte Menekşe – Genciz daha Sultan öyle deme daha çocukların mürüvvetlerini görüceğiz, torun seveceğiz ne yaşlılığı! Güllizar – Ben yukarı çıkıyım da üstümü değiştireyim Menekşe – Tamam kızım hadi git Servet ile beraberlerdi, okuluna gittiler Sultan – Servetle görüşmesine müsaade etme bence Menekşe, okuyan kızdan hayır mı gelir? Menekşe – Ne yapıyım çocukluktan arkadaşlar, bakma sen Servete namuslu temiz bir kızdır Onu da okuma hevesi almış işte, başka şeylere heveslense daha mı iyi Sultan – Aman ben okuyan gelin istemem, iki gün sonra beni de eleştirir oğlumu da ! Menekşe – Hayırlısı ile sen de ben de şu çocukları bir evlendirsek hayırlı kısmetlerle Geçen gün demirci Abdül hanımı ile çıkıp gelmiş neymiş kızımı istemeye! Sultan – Yok artık sen saygın bir ailedensin demirciyle falan ne işin olur? Menekşe – Öyle tabi ama istemeye gelmiş insana da kötü söyleyemem Bizim kızın yaşı küçük dedim gönderdim Sultan – İyi yapmışsın valla ben olsam ağır konuşurdum, davul bile dengi dengine öyle değil mi ya! Menekşe – Öyle tabi de bu günlerde dengini bulmak zor Şimdi ki gençlerin çoğu cumhuriyetçi, gör bak birkaç yıl sonra bizim gibi düşünen kimse kalmayacak Valla gidip de kızımı Cumhuriyetçilere de veremem, demirciye veririm daha iyi Sultan – Yok bak Züvehir ne yapıp etti direniyor, paşanın sağ kolu ama paşa falan da kalıcı değil, olsun o gider başkası gelir! Ben de gelin bulamıyorum ki herkesi bir okuma hevesi almış gidiyor, kimsenin aman evimin kadını olayım dediği yok Bir Güllizar, onun gibisi de nerede? Görgü dersen görgü, hanımlık dersen hanımlık, güzellik dersen güzellik! Alacak çok şanslı kızımızı Menekşe- 17 yaşına girdi işte ne olacak bu gün yarın evlendireceğiz Sultan – Bak aklıma ne geldi sen bir damat arıyorsun, ben de bir gelin arıyorum Sen beni bilirsin ben seni bilirim Züvehir ile Güllizar evlenseler ne dersin? Menekşe – Valla benim de kalbimden geçiyordu ne yalan söyleyeyim, olur mu ki dersin? Sultan – Olur olur neden olmasın Onlarda yabancı değiller ya küçüklükten tanışıklar Menekşe – Sen sor bakalım ağzını ara Züvehir in, ben de benim kıza sorayım Sultan – Soracak ne var Menekşeciğim onlarda birbirlerinden daha iyisini mi bulacaklar, biz münasip bir gün de istemeye geliriz,hemen de düğün Menekşe – Hadi inşallah! Sultan – Oldu bil sen bu işi, akraba olacağız artık(gülerler) 12 kına gecesi Sultan – Güllizar – Sultan – Servet – Hanife - Koro Sultan – El öpenlerin çok olsun kızım, hayırlı olsun Güllizar – Sağ olun hanım anneciğim Sultan – Artık evim evin oldu kızım, derdim derdin oldu , mutluluğunuz mutluluğum oldu, çok şükür allahıma!Menekşeciğim arkadaşımdın, artık akrabam oldun, kardeşim oldun Menekşe – Hayırlara vesile olsun Sultan Canım kızım(öper) bir tanem gonca gülüm! Gözbebeğimi nasıl ellere veririm diye yakınıyordum Allah yakarışımı duydu da benim kadar gülüme hakkı geçmiş Sultancığıma nasip etti Çok şükür! (ağlamaklı) Ama ne yalan söyleyeyim yine de ayrılık acısı koydu içime , evimin neşesiydin Güllizar – Böyle söyleme anne hiç ayrılamam yoksa senden Benim için kolay mı sanıyorsun! Hanife – Güllizar udunu eline al da yüreklerimizi biraz olsun yumuşat , sen çalınca başka bir ses çıkıyor, gönlünün sesini duyalım yavrum Menekşe – Hadi kızım bilirsin seni dinlemeyi ne çok severim (ud taksimi) Hanife – Küçükkenden belliydi yeteneği maşallah valla Menekşe hanım kızın diye söylemiyorum ama Güllizar başka bir kız, herkezden ayrı Sultan – Ben de o yüzden aldım ya oğluma Hanife , Menekşeyi yıllardan beri tanırım severim sayarım, Mahmut Bey i de öyle, kızları farklı mı olacak ya ! Hanife – Çeyizleri de maşallah bütün mahallenin dilinde kaç kişi gelip gitmiş de taşıyamamışlar Menekşe – Yok canım herkesin ki kadar işte! Hanife – Hadi hadi Menekşeciğim ayol bütün eş dost bunu konuşuyor diyorum sana! Ne el emeği göz nurları varmış dillere destan Menekşe – Benim kızımın on parmağında on marifet, ud çalıyor diye bu işlerden anlamaz mı sandınız, hepsini kendi işledi görmeye gelirsiniz bekleriz Hanife – Tabi valla göremedim işte böyle anlatılanlarla biliyorum elbet gelirim artık kızım bana çıkartıverir değil mi!(güler) Sultan – Aşk olsun Hanife niye çıkartmasın, çıkartacak elbet, bu el işleri niye yapılıyor, biraz da etraf becerisini görsün diye değil mi! Servet – Haydi kalk oynayalım Güllizar! Güllizar – Kına yakılmadı ki daha Servet- E ne olmuş bu günü hep hayal ederdik unuttun mu sabahlara kadar oynayacağız derdik Güllizar – Ne güzel günlerdi onlar, büyümek ne kötü bir şey keşke hep çocuk kalsaydık Servet – Ama o zaman Züvehir bizim arkadaşımızdı şimdiyse kocan olmak üzere Güllizar – Öyle ama ben yine de eskisi gibi gülüp oynamayı arkadaş kalmayı tercih ederdim Servet – Hadi kalk dedim sana hah şöyle!(arka plandan sazların sesi gelmektedir) Güllizar – (güler) Servet sen ne alem kızsınDur bak bize bakıyorlar ayıp olacak Servet – Aman baksınlar kötü bir şey mi ki yaptığımız Sen mutlu değilsin gibi Güllizar! Güllizar – Yok neden mutlu olmayayım, sadece Servet – Sadece ne? Güllizar – Ben Züvehir’i sevmiyorum ki! Servet – Sevmiyor musun? Güllizar – Seviyorum ama abim gibi eşim gibi değil Hatırlar mısın Ayşe vardı alt mahalleden evlendiğinde ne demişti, eşimi ne zaman görsem yanına yaklaşasım gelir derdi, benim hiç öyle gelmiyor Servet – Gelir herhalde şimdi bir şeyin değil de o yüzden imam nikahınız kıyılsın o zaman her şey gelir içinden(güler) Güllizar – Ayıp ne biçim konuşuyorsun, bir duyan olsa!(güler) Servet – Aman kim duyarsa duysun yalan mı! Menekşe – Mahmut Bey pek sever kızını kimselere layık göremezdi, Züvehir oğlumuzun istediğini duyunca o da ,ben de çok sevindik inanın İnşallah hayırlı olur Güllizar, kızım sonra oynarsınız,(fısıldar,kızgın) Hem kızların böyle bir günde bu kadar kıkırdaması iyi değildir, ayıplarlarbak kayınvaliden bakıyor, güzel kızım benim sana kıyamam ki hiç! Güllizar – Anneciğim!( öper) Sultan – Kınayı getirin kızlar (kına şarkı eşliğinde getirilir) Sultan – Otur şöyle ortaya kızım Bir eline annen yakacak bir eline de ben Hadi Menekşeciğim Menekşe – Evinin hanımı olacaksın kızım, gerekirse erkeğinin hem kulu hem kölesi olacaksın O da senin hem kulun hem kölen olacak Kocana saygıda kusur etme, saygının olmadığı bir çatıda sevgi de barınamaz kızım huzur da! Yavrum yalnız annen olarak bir isteğim bu kıymetli elleri musikiden mahrum bırakma Bu kına ellerinde sözlerim yüreğinde kalsın yavrum, kınan geçse de sözlerim yüreğinden silinmesin Güllizar – Ah anneciğim(sarılır) Sultan – Bir elinde annenin öğütleri olacak yavrum kınanla sana geçecek , diğer elinde konağın anahtarı Bu konağın anahtarı kızım artık baba ocağından ayrılıyorsun yuvan burası olacak Anahtarı avucunda sıkı sıkı tut ki hem eline hem yüreğine işlensin Artık annen benim yavrum, evim senin evin!(Güllizar burnunu çeker) Menekşe – Dünyalar güzeli kızım yuvadan uçuyor artık öyle mi! Güllizar – Anneciğim o da ne demek sen benim annemsin, nereye gidersem gideyim seni unutur muyum hiç! Menekşe – Elbet ben senin ananım yavrum, seni doğuran benim ama artık Sultan senin annen, ben hiçbir zaman hanım anneme bir kusurda bulunmadım, onun her sözü benim için bir rehber oldu, her dediğini yapmaya çalıştım eminim sen de ailemize yaraşır bir gelin olacaksın Sultan - Yeter bu kadar üzüldüğümüz , haydi çalınsın sazlar , düğün evi olduğumuz anlaşılsın Dört bir yan duysun sevincimizi (fasıl çalınır) 13 Güllizar – Sultan - Servet –Züvehir Yatak odası Sultan – Kızım odanız burası, geç(içinden dua okur Güllizarın yüzüne doğru üfler, daha sonra tekrar dua okur odaya üfler) Allah sizi kem gözlerden saklasın, sağlıklı çocuklar nasip etsin Yağ gibi geçinip gidin, bal gibi tatlı dilli olun (Sultan kapıyı kapatır) (sessizlik kapı çalınır) Servet – Benim Güllizar(kapı açılır) Güllizar – Servet! Canım arkadaşım benim Servet – Seccade getirdim, biliyorsun değil mi, namaz kılacaksınız! Güllizar – Biliyorum hanım annem anlattı bir bir Gelsene içeri Servet – Gerdek odasına girilir mi hiç! Uğuru kaçar Aslında benim gelmeme izin vermedi ama ben uğurdur Sultan teyze bana da nasip eder böylelikle derken izin verdi Güllizar – Ne olacak şimdi Servet? Servet – Menekşe teyze anlatmadı mı? Güllizar – Hayır! Servet – Sultan teyze? Güllizar - Hayır! Servet - Hay Allah! Güllizar – İşte namaz kılacaksınız dediKorkuyorum Servet – Ne varmış ki korkacak, kocan o senin niye korkacaksın ki! Güllizar – Haklısın ama içim rahat değil Servet – Rahat olsun duanı et, ab destini al bekle O zaman rahatlarsın Güllizar - Seni de artık çok fazla göremeyeceğim Ne güzel eskiden yan yana otururduk, şimdiyse Servet – Merak etme görüşürüz elbet! O kadar sık olmasa da Güllizar – Umarım sen de yakınlarda oturan biriyle evlenirsin böylece yine hep beraber oluruz Servet – Benim senin kadar talibim yok ki! Hem boş ver böylesi daha iyi biliyorsun ben okumak istiyorum, evlenirsem öğretmen olamam ki! Güllizar – Haklısın baksana ben okuyabildim mi! Servet – Okuyamadın ama güzel nameler çalıyorsun az bir şey mi yaptığınHadi ben gidiyim Züvehir abi gelir şimdi(güler) Güllizar – Abi derdik değil mi! Züvehir abi, şimdi Züvehir! Servet – Allah mutlu etsin kardeşim Unutma yüzgörümlüğünü takmadan konuşmayacaksın Sonra uzun uzun konuşuruz, görüşürüz! Güllizar - Hoşça kal! Servet - Bir şey olmaz bu kadar endişelenme Güllizar - Merak etme , iyiyim, görüşürüz (kapı kapanır) Güllizar – (kendi kendine) Allahım sen bana yardım et, kalbim nasıl da çarpıyor ne var bu kadar telaşlanacak, hiç işte illa rezil edeceğim kendime dünyayışimdi Züvehir de gelir, seccadeyi sereyim, yüz görümlülüğü almadan konuşmamam lazım, sonrada konuşmayacakmışım, konuşan iyi olmazmış, ben en iyisi şimdi konuşayım bütün hevesim bitsinben ne diyeceğim artık;Züvehir abi, yok yok artık yalnızca Züvehir ya da bey! Kahve alır mısın Züvehir? Bey kahve alır mısın? Yemek hazır, yok bu olmadı, neyse Nereye otursam şöyle yatağın kenarına oturayım, yok böyle olmadı burası iyi yok tam ortada, hayır! En iyisi tam uca oturmak böylece kapıyı açtığı anda beni görürYoksa yatağı düzeltelim yastık burada dursun, ne emeklerle işlemiştim bu örtüyü Bir gün kullanacağım hiç aklıma gelmemişti, bu kadar büyüyeceğim (kapı açılır erkeğin öksürük sesi duyulur) Züvehir – (sendeler) tamam yok bir şeyÇok içki içtik, ayakta durabildiğime dua et! İlk geceden rezil edeceklerdi beni, ulan şu arkadaş denen ne elem şeymiş İçeceksin içeceksin diye bir an başımdan ayrılmadılar(yatağa uzanır) Bir oyna bir iç, Pijamalarımı versene nerdeyse!(arkadaşlarının taklidini yapar) Hadi kalk bu gün senin günün oturulur mu hiç, e ne diye içmiyoruz haydi damat bey şerefe!(giderek sessiz konuşmaya başlar uykulu sızmak üzeredir) Şerefe arkadaşlar, boy boy çocuklara,şerefe!(uyuyakalır) Güllizar – Şimdi konuşmalı mıyım yoksa yüz görümlülüğü ne olacak! Soyunsam yok olmaz daha namaz kılacağız Züvehir uyan, namaz kılacağız, Züvehir! (horlama sesi) 2BÖLÜM 1 bölüm özeti Sultan ve Menekşe yıllardır birbirleriyle tanışık olan İstanbul’un köklü ailelerindendirCumhuriyet dönemine sırt çevirmiş, yenilikleri kabul etmeyi reddetmiş, bunun karşısında dini kalkan olarak kullanan ve bundan gurur duyup gelişimi yozlaşma olarak gören bu ailelerin hanımları arasında sıkı bir dostluk kurulmuşturMenekşenin kızı Güllizar, Sultanın oğlu Züvehir ve kapı komşuları Servet küçüklükten beri dostlardır Yıllar ilerleyip çocuklar büyüyünce iki dost da çocuklarına hayırlı talipler aramaya başlarancak kendilerine layık bir aile bulamayınca Güllizar ile Züvehir’i evlendirme kararı alırlar Sultan hanım için Güllizar eşsiz bir gelin adayıdır; Cumhuriyet döneminde okuma hevesi duymamış, ancak musikiye olan ilgisiyle de ailesini taşıyacak , görgülü bir kızdır Züvehir de Menekşe hanımın tanıyıp bildiği bir damat adayıdır Böylelikle Güllizar ile Züvehir ailelerinin uygun gördüğü bu evliliği kabul ederler 21 Zeliha – Güllizar – Sultan –Hacer –Züvehir –Marina (ud taksimi ile 2 bölüm başlar) Zeliha – Anneciğim ellerine sağlık, ne de güzel çalıyorsun, ben de böyle çalmak istiyorum Güllizar – Sabır yavrum sen daha ud çalmaya yeni başladın, çalışırsan benim kadar iyi hatta benden daha iyi çalabilirsin Zeliha – Çalışıyorum anneciğim hem çok seviyorum, sanki sen çalmayı bilmeseydin ben yine tanıyıp severmişim gibi geliyorBu neydi anneciğim? Güllizar – Hicaz makamı Zeliha – O ne demek anne? Güllizar – Bir makam adı, hani hatun teyzene gitmiştik sana bir etek dikmesi için o zaman senin kalıbını çıkardı değil mi! Zeliha – Evet bana göre yapmış oldu, ben de hicaz şekilli bir etek istiyorum o zaman Güllizar – Hayır o bir etek değil nasıl senin kalıbını çıkardıysa her şarkının da bir kalıbı var ona göre yazılıyor Hicaz da bunlardan biri Zeliha – Kim yapmış peki? Güllizar – Şekerci Cemil bey Zeliha – Ne güzel hem şekerci hem de şarkı yazıyor ben de öyle olacağım anne! Güllizar – (güler) Tamam olursun büyü bakalım da, daha on yaşındasın çok büyümen lazım Zeliha – Büyürüm anne merak etme, çok yıllar geçse abimden büyük olur muyum peki? Güllizar – O da nereden çıktı, o zaman abin de büyümüş olur Zeliha – Ben hiç ondan büyük olamayacak mıyım yani? Güllizar – Hayır güzelim maalesef Zeliha – Ne yapalım katlanacağım artık Güllizar – Canım kızım benim, abin nerede? Zeliha – O dışarıda bahçede arkadaşlarıyla oynuyor, beni aralarına almadılar Ben de tek başına oynuyordum Güllizar – Niye seni almadılar? Zeliha – Kızlar erkeklerle oynamazmış,hem babaannem de günahtır diyor Günah mıdır ? Güllizar – Olur mu kızım sen daha küçüksün Bu kadar küçük güzel kızlar günaha girmez, onların etrafında hep melekler olur, onları kötülükten korur Zeliha – Melekler yanımdaysa ben niye göremiyorum? Güllizar – Bir melek görmek istiyorsan aynaya bakman yeterli yavrum sen benim meleğimsin çünkü Hem niye melekleri görmek istiyorsun? Zeliha – Hiç arkadaşım yok çünkü , onlarla oynardım o zaman canım hiç sıkılmazdı Okula da gitmiyorum Güllizar – Sen daha küçüksün çünkü büyüyünce okula da gideceksin tabi! Zeliha – Abim gibi mi? Güllizar – Evet Abin gibi Sultan – Güzel torunum Zeliham neler yapıyor bakayım? Sana verdiğim duayı ezberledin mi? Zeliha – Ezberledim babaanne Sultan – Aferin kızıma Hadi odana git de biraz daha çalış, bak az sonra okutacağım Zeliha – Tamam Güllizar – Anneciğim! Sultan – Efendim? Güllizar – Züvehir bugün hiç haber yolladı mı? Yemeğe gelecek mi? Sultan – Yavrum erkeğe laf edilir mi hiç! Merak etme o uygun olan ne ise o şekilde hareket eder Güllizar – Bu aralar neredeyse hiç eve gelmiyor anne,o yüzden merak ediyorum Belki size bir şey söylemiştir diye sormuştum Hümayra teyze de dedi ki sürekli bir yere gidiyormuş Sultan – Yok yavrum bir şey söylemedi Rahmetli beyim hiç dışarılara gitmez, vaktini hep evde geçirirdi, evinde huzur buluyordu tabi niye dışarılara gitsin ki! Güllizar – Kanunla nizamla uğraşmak zor tabi , herhalde çok meşgul! Hacer – Hanımım, hanımım! Sultan – Ne oldu Hacer? Hacer – Şinasi hanımım yine kavga etmiş, yüzü gözü kan içinde! Güllizar – Niye kavga etmiş ki ben ona bundan sonra kavgayı yasak etmiştim, bu çocuk hiç söz dinlemiyor Sultan – Dur ben gidip bakayım Güllizar – Yok anneciğim ben giderim hem kulağını da çekmem lazım En iyisi (Hacer’e) sen onu buraya getir Hacer – Tamam, getiriyim Sultan – Ah bu çocuk niye böyle ki (güler) tıpkı dedesi gibi tam bir erkek olacak! Güllizar – Anneciğim, siz yüz veriyorsunuz bu kadar Şinasi ye Sultan – Bir tanecik erkek torunum var, niye yüz vermeyecekmişim! O bizim soyağacımızın devamını getirecek Güllizar – Böyle kavga etmesini nasıl doğru bulursunuz, böyle giderse bir soyağacınız kalmayacak Sultan – Allah korusun kızım o ne biçim laf öyle? Güllizar – Doğru söylüyorum büyüyünce de böyle kavgalar etse, başına her şey gelir Sultan – Erkek adam kavga eder, dizimizin dibinde otursun da örgü mü öğretelim yani Güllizar – İlerde başına bir şey gelecekse evet öğretelim örgünün kimseye zararı olmaz Sultan – Tövbe tövbe! Hacer – Gel bakalım yaramaz, buyurun getirdim Güllizar – Ahtım vardı bu sefer kulağını çekeceğim, sana artık kavga yok demedim mi! Şinasi – Ah! Canımı yaktın anne Sultan – Dur kızım ne yapıyorsun! Güllizar – Sen karışma anneciğim lütfen! Sultan – Karışmazsam hiçbir şeyinize karışmam, hoş neyinize karışıyorum ki, tavsiye veriyorum sadece dinlersen ne ala sana kazanç kızım, dinlemezsen de keyfin bilir Güllizar – Niye kavga ettin gene? Şinasi – Sopalarla oynuyorduk, savaş oyunu, ben padişahtım, öbür arkadaşlarım da düşmandı Sultan – Aferin torunuma nereyi seçeceğini iyi biliyor Güllizar – Anne lütfen Şinasi - Beni tahttan kovmaya geldiler Sultan – Bak sen şu haytalara! Şinasi - Ama dayağı yediler işte! Tek başına tüm düşmanı yendim Sultan – Helal olsun! Güllizar – Anne!Ne biçim oyunmuş bu böyle? Başka oynayacak şey kalmadı mı, hem madem oyundu niye gerçekten dövdün onları Şinasi – Oyundu ama gerçek bir oyundu Bir de arkamdan dalga geçmeye kalktılar Sultan – Kimmiş bakıyım onlar sen söyle ben anneleriyle konuşurum, kimse benim torunumla dalga geçemez Güllizar – Şinasi , oğlum sen daha dokuz yaşındasın daha güzel oyunlar oynaman gerekmez mi, çelik çomak oyna, top oyna ama kavgalı oyunlar oynamanı istemiyorum Şinasi – Ama Güllizar – (bağırır)Bir daha oynamayacaksın o kadar Sultan – Gel oğlum sen içeri gidelim, karnın acıkmıştır Anlat bakalım nasıl kavga ettin? Sultan – (sesi uzaktan duyulur) Hacer Şinasinin karnı acıkmış, sıcak börek koy çocuklara, Zelihayı da çağır Güllizar – (kendi kendine) Yakında kendi çocuklarım bana yabancı kalacak, bir şeyler yapmam lazım! Oğlumu çoktan ele geçirmişler işte! Sultan – Çocuklar çok acıkmışlar Güllizar – Sizinle bir konuda konuşmak istiyorum anne Sultan – Ne konuda? Şinasi içinse hiç boşuna konuşmayalım, çocuğa çok sert davranıyorsun, çocuklar dalga geçmişler ne yapsaymış yani dayak mı yesin daha mı iyi Güllizar – Çocuklarımın kavga etmelerini istemiyorum, siz de Züvehir de bunları gülerek dinliyor Onun pek ilgilendiğini sanmıyorum ama Sultan – İlgileniyor tabi niye ilgilenmesin Güllizar – Lütfen anne ben çocuklarımı kendi doğrularıma göre yetiştirmek istiyorum Sultan – Ben bir anneyim yavrum Güllizar – Ben de bir anneyim unutuyorsunuz galiba bu çocuklar benim çocuklarım Sultan – Onlar sadece senin çocuğun değil hepimizin çocukları Güllizar – Onları ben doğurdum Sultan – Ben babaanneleriyim Güllizar – Tamam benim sizinle konuşmak istediğim konu aslında Zeliha ile ilgili Sultan – Ne olmuş Zeliha’ya? Güllizar – Artık Zelihanın okula gitme yaşı gelmedi mi anne? Sultan – Daha yaşı küçük, biliyorsun Hem ne gerek var, çocuğun kafasına bu fikri sen sokuyorsun Güllizar – Okula gitmek için hiç de yaşı küçük değil anne, sürekli bunu bahane ediyorsunuzOn yaşında Zeliha! Sultan – Züvehir ne diyor bu işe? Güllizar – Hiçbir şey demiyor Sultan – Onaylıyor mu? Güllizar – (sinirli)Bilmiyor! (sakin) Anneciğim niye okula gitmesin, bunun ne sakıncası var? Sultan – Okula gitmesine gerek yok, öğrenmesi gereken her şeyi ben ona öğretiyorum Merak etme ileride iyi bir eş olacak Hem ud çalmasına bir şey söylüyor muyum, meraktır öğrensin Güllizar – Ben onun iyi bir eş değil, iyi , örnek bir insan olması için okumasını istiyorum Bakın Servete; o inat etti okudu, kötü mü yaptı şimdi öğretmenlik yapıyor Sultan – Evde kaldı, hem neyi öğretiyor? Güllizar – Türkçe’yi! Sultan – hıh! Türkçe’yi bilmiyor mu çocuk neyini öğretiyor? Okula gönderip çocuğun aklını mı karıştıracaksın, buna asla müsaade etmem! Güllizar – Konuşmak başka ,okuma yazma bilmiyor ama! Hem Şinasi gidiyor okula? Sultan – O erkek! Hem onun Servet gibi deli bir hocası yok, aklı başında dini bütün bir efedicağız Güllizar – Züvehir ile bu konuyu konuşacağım anne! (kapı açılır) Züvehir – Neyi konuşacakmışsın benimle? Sultan – Hoş geldin oğlum Güllizar – Hoş geldin! Züvehir – Ah! Bu gün gerçekten çok yoruldum, bu Cumhuriyetçiler hiç laftan sözden anlamıyor ki şöyle karşımıza alıp konuşalım Yok inat da inat! Sultan – Hümeyranın kocası da TBMM’ ye katılacakmış Züvehir- Ah bu insanlar yeni bir şey çıksın hemen yapışırlar Bir bakın sonu var mı! Geleceği olmayan bir düşünce ;saman alevi gibi bir anda yandı ama bir anda da sönecek işte de bu arada bize olan oluyor Güllizar – Hümeyra teyze Cumhuriyetten hiç de öyle kötü bahsetmiyor, aksine bizim de söz hakkımız varmış! Artık direnmemin ne anlamı var Cumhuriyet ilan edileli kaç yıl odu ,kabul etmeyip ne yapacaksınız? 1930’lu yıllardayız herkes yenilik istiyor Züvehir – İşte her kafadan bir ses çıkıyor Bu işi bilen var bilmeyen var her lafın peşinden gitsek bu devlet ne olur! Sultan – Valla oğlum ben anlamam bize dokunmasınlar kim neyi kabul edecekse etsin, her koyun kendi bacağından asılırmış! Züvehir – Zor günler yaşadık ama toparlanacağız, pek bizim yanımızda dost kalmadı ama yanımızdakiler bize yeter Sultan – Gerçek dost insanın kötü günde yanında olur oğul, olmazsa da boş ver kimin ne olduğunu anlamış oluruz Güllizar – Herkesin haklarının olmasında ne kötülük var ki! İnsan gibi yaşama hakkı , okula gitme hakkı Sultan – Tamam kızım senin derdin anlaşıldı, Cumhuriyet ilan edildikten sonra kim ne yapacak karışmayız o zaman! Züvehir – Ne oluyor? Güllizar – Seninle bir şeyi konuşmak istiyordum Züvehir çocuklar Züvehir – (sözünü keser)A! Evet ben de bu konuda konuşacaktım(kapı zili duyulur) Sen çocuklarla gerektiği kadar ilgilenemiyorsun Güllizar, çok yoruyorlar seni, o yüzden onlara bir dadı tuttum! Güllizar – Ne? Sultan – Oğlum? Hacer – Misafirimiz var hanımım Züvehir – (sevinçli) Marina hoş geldin! Marina bu annem bu da karım Bu da size bahsettiğim dadı Marina – (aksanlı konuşur) Merhaba , tanıştığıma memnun oldum Güllizar – (küskün)Ben de! Sultan – (şaşkın) Hoş geldin yavrum Züvehir – Bakın artık çocuklar için endişelenmenize , tartışmanıza gerek kalmadı , Marina her şeyleriyle ilgilenecek! Güllizar – Ne kadar da çabuk bulmuşsun dadıyı önceden ayarladın herhalde! Züvehir – Uzun süredir tanışıklığımız var Marinayla çok iyi bir dadı olacağına eminim Yarın ben eşyalarını getirteceğim Güllizar – Burada mı kalacak? Züvehir – Elbette! Çocuklarla yakından ilgilenmesi için Güllizar – (kızgın) Ne kadar da ince düşünceli olmuşsun Züvehir! Züvehir – Ne demek Sultan – (oğlunun lafını keser) Aç mısın oğlum? Züvehir – Acıktık anne! Sultan – Kızım sofrayı kuralım hadi! Güllizar – Hatice yardım eder anne! Hem Marina hanım da açtır beraber yersiniz Sultan – Sen yemeyecek misin? Güllizar – Ben yorgunum malum bütün gün çocuklarla ilgilendim, dinleneceğim Züvehir – (sinirli) Yemekten sonra yatarsın!(Güllizar onu dinlemez ve ayak sesleri duyulur)(bağırır) gel buraya! Sultan – Oğlum sakin ol! Kızım siz de ayakta kaldınız şöyle geçin Marina – Mersi! Sultan – (fısıldar) Oğlum bu dadı da nereden çıktı? Hepimiz ilgileniyoruz çocuklarla , anneleri varken dadıya ne gerek var! Züvehir – Ben öyle uygun gördüm anne! Sultan – (kendi kendine) Babanın kemikleri sızlayacak Allahım bu yaştan sonra neler görecekmişim (bağırır) Hatice!(odadan çıkar) Marina – Züvehir böyle hiç iyi olmadı bana kalırsa Ben gitsem Züvehir – (bağırır) Hiç kimse bir yere gitmeyecek! (tokat sesi duyulur) Marina – (Şaşkın) Züvehir? (eş zamanlı olarak Güllizarın da fonda sesi duyulur) Güllizar – (üzgün) Züvehir! 3BÖLÜM 2bölüm özeti Ailelerinin isteğiyle evlenen Güllizar ile Züvehir’in evliliklerinin üzerinden sekiz yıl geçmiş ve Şinasi ve Zeliha adında iki çocukları olmuştur Şinasi babası ve babaannesinin etkileriyle inkılaplardan habersiz, yeniliklere kapalı yetişmektedir Güllizar değişimi farkına varmış ve çocuklarının geleceği için hayatında yenilikler yapması gerekliliğini benimsemiştir Artık eskisi kadar Sultan hanımın gözbebeği gelini olmaktan çıkmıştır tabi Kadınlarından hakları olması gerektiği düşüncesini okuyup öğretmen olan Servetten görüp örnek alan Güllizar kızı Zeliha için okuma yazma öğrenip okula gitmesi dileğini taşır Sultan hanımın desteğini alamayan Güllizar çocuklarının geleceği için Züvehir ile konuşacakları gece Züvehir yanında bir misafir getirir Marina isimli bu genç kadın dadı süsüyle eve getirilen bir kumadan başka bir şey değildir Güllizar Züvehir ile evlendiği için , Marina ise eve geldiği için pişmanlık duyacaktır 31 Güllizar – Servet – Zeliha –Sultan –Hacer Oturma odası Güllizar – İşte böyle Servet, ne tepki vereceğimi bilemedim önce ama en iyisi hiçbir şey olmamış gibi davranmak Servet – Nasıl yani bütün bu olanlar yokmuş gibi mi davranacaksın? Güllizar – Evet, yani çocukların bu durumdan etkilenmesini istemiyorum Yalnız Züvehir ile de konuşmayı düşünmüyorum,geceleri de artık hangi odada kalmak isterse kalabilir, yalnız benimle ilgili asla bir beklentisi olamaz Servet – Kadının geldiği gece çekip odaya konuşsaydın, ne yapmak istediğini sorsaydın Güllizar – Ne yapmak istediği ortada değil mi Servet, işte ulu orta açıklayamadı böyle dadı süsü verdi sanki herkes salak anlamayacak, hele en salak benim herhalde Servet – Kendine haksızlık ediyorsun sen iyi bir eşsin, çocukların için de mükemmel bir anne oldun, neyi eksik yaptın ki, bu erkekleri anlayamıyorum, sen onlar için bütün fedakarlıkları yaparsın ama onlar bir şekilde tatmin olmaz ve daha fazlasını isterler o zaman yine iki elin başında düşünmeye başlar bulursun kendini ben nerede hata yaptım diye Niye evlenmediğimi soruyordun, niye evleneyim ki baksana Güllizar – Ben de onu sevmeye başlamıştım gerçekten, onu sevmeyi öğreniyordum en azından çabalıyordum Servet- O sana öğrenmene kolaylık olsun diye sevmeyi çok iyi bilen bir öğretmen tutmuş işte hem sadece Züvehir’i sevdiğini hiç sanmıyorum Aslında çağırsana şu kadını bana neymiş derdi bir öğrenelim Güllizar – Saçmalama Servet, ne soracaksın ki, eşine sor demeyecek mi! Servet – Resmen yerleşti yani, Güllizar bak bunu söylemek istemem ama ya bu kadın burada kalırsa ve Güllizar – Ve ben gidersem mi? Gitmeyi düşündüm ama çocuklarım ne olacak bana bırakacaklarını hiç sanmıyorum, tek başına da asla gidemem hem nereye annemler beni severler babam belki kabul eder ama etrafın dedikodusuna da fazla dayanamazlar Servet- O zaman hiç vakit kaybetmeden resmi nikah yaptırmalısın Güllizar Güllizar – Resmi nikah mı ne için? Servet – Kendi hayatın için, hayatını bir erkeğin iki dudağı arasında geçirmemek için Güllizar – Yo Züvehir bana bunu yapamaz, bana git diyemez Servet – Diyemez mi, kuma da getirmezdi bizim tanıdığımız Züvehir ama bak! Güllizar – Züvehir için resmi nikahın bir anlamı yok Servet, sen de biliyorsun bu yeni adetlere ne kadar karşı! Hem ne farkı var imam nikahımız var sonuçta,beni Allah korusun Servet! Servet – O karşı olabilir ama senin karşı olmanı anlamıyorum,Mustafa Kemal Atatürk bunu kadınlar için yaptı,kadınların da hakları olsun, güvenecekleri bir yer olsun diye Allah sana akıl vermiş bunu kullanmak en büyük sevap değil mi! Yoksa sen niye çocuklarının okuma yazma öğrenmesini istiyorsun neden özellikle Zeliha okusun diyorsun aynı amaç için değil mi! Güllizar – Asla Züvehir bunu kabul etmez hele şu durumda hiç etmez, hoş önceden de kabul etmez di ama, biz böyle görmüşüz Servet sen istiyorsun ki bütün düşüncelerimiz bir günde değişiversin mümkün değil bu Bak ben senin her fikrine saygı duydum, eğitim gerçekten önemli bunun için de savaşıyorum ama aynı anda kaç savaş vermemi bekliyorsun Servet – Sen sadece kafasına yerleştir diyorum bu gün kabul etsin demiyorum ama lütfen resmi nikahı araştıracağına ve bu konuda düşüneceğine söz ver Güllizar – Tamam söz veriyorum Zeliha – Servet teyze hoş geldin Servet- Hoş bulduk Zelihacığım Zeliha – Niye bana haber vermedin anne hemen defterimi getirirdim Güllizar- Servet teyzenle konuşmamız gereken önemli bir konu vardı güzelim ama konuşmamız bitti artık derse başlayabilirsiniz Zeliha – Tamam, bak Servet teyze geçen gün bana ödev verdiğin harfleri yazdım Servet – Aferin, hadi oku bakalım, bak bunları okursan sana bir sürprizim olacak Zeliha – (okumaya çalışır) A,B,C oldu mu Servet teyze? Servet – Tamam oldu tatlım Aferin, çok kolay öğreniyorsun Güllizar – Akıllı kızım benim! Servet – Şimdi bunları yaz bakalım Güllizar – Sen olmasaydın ne yapardım bilmiyorum Servet çok teşekkür ederim Servet – Ne için? Güllizar – Hem bana sırdaşlık ediyorsun hem de kızıma öğretmenlik Servet – Canım! Biz seninle çocukluk arkadaşıyız, sen benim dertlerimi az mı dinledin, tabi dinleyeceğim ama keşke hiç yaşamamış olsaydın, sen bunlara layık değilsin! Zeliha – Anne bak güzel olmuş mu? Güllizar – Doğru değil mi Servet? Servet – Evet aferin doğru yazmışsın, bak şimdi Zelihacığım ben sana öğretiyorum sonra annenle abine de sen öğreteceksin tamam mı! Zeliha – Tamam Servet teyze kim isterse ona öğretirim Servet – Ud dersleri nasıl gidiyor? Güllizar – Zeliha çok yetenekli ne öğretirsem hemen anlıyor Servet – Boynuz kulağı geçecek anlaşılan! Çok akıllı maşallah ama Güllizarcığım bu böyle olmaz, düzenli ders alması lazım Güllizar – Biliyorum Servet ama ne yapalım biraz daha böyle idare edeceğiz Servet – Ben her gün gelsem olmaz Sultan teyze şüphelenir Ya niye neden geldiğimi açık açık söylemiyorsun? Güllizar – Karşı çıkar biliyorsun Servet, onu bu konuda ikna etmek imkansız Züvehir desen o kendinden başkasına zaman ayıramayacak kadar meşgul! Servet – Niye Şinasi yi de çağırmıyorsun? Güllizar – Gelmez, ah Servetçiğim oğlumu artık tanıyamıyorum bir bilsen nasıl değişti babaannesi ne derse yapıyor ama ben ne dersem de tersini yapıyor Ben istemez miyim Türkçe öğrensin okulda da öğretmeni velilerin tepkisinden korktuğu için eski metotlarla eğitim veriyor Servet – Merak etme o senin çocuğun Güllizar, senin kanından canından biri yanlış yere gitmez ,en sonunda doğruyu o da görecektir Güllizar – Bakalım Zeliha okuma yazmayı öğrendikten sonra Şinasi de ona özenir belki öğrenmek ister Servet – Ama tekrar söylüyorum böyle öğrenemez Gel Zeliha’ya bir öğretmen tutalım Zeliha – Olmuş mu Servet teyze ? Servet – Olmuş olmuş bir de bunu yaz bakalım Güllizar – Sen neler söylüyorsun Servet ben öğretmeni buraya nasıl getiririm sana bile surat yapıyorlar ki sen benim en yakın arkadaşımsın bir yabancıyı bu eve nasıl sokarım, öğretmen diye Servet – Sen de öğretmen olduğunu söylemezsin(güler) Güllizar – Ne? Sultan – A! Servet hoş geldin! Servet – Hoş bulduk Sultan teyze Sultan – Zeliha ne yapıyorsun öyle? Güllizar – Annecim ne yapacak resim yapıyordu ver bakalım kağıdı Zeliha yeter bu kadar resim yaptığın hadi koş babaannenin verdiği duayı ezberle Sultan – Nasılsın kızım, hayırdır bir şey mi oldu? Servet – Hayır , Güllizar’ı , çocukları özledim Sultan – Sen de doğur bir çocuk o zaman Servet, başkalarının çocuklarını seveceğine kendi çocuğunla uğraşırsın Servet – Umarım teyzeciğim nasip Sultan – Öğretmenlik nasıl gidiyor? Servet – İyi gidiyor ama daha yeniyim, öğreneceğim çok şey var Sultan – Torunlarımı kullanıp tecrübe kazanmıyorsundur umarım değil mi! Servet – Hayır, merak etmeyin Güllizar – Anneciğim lütfen! Servet - Sultan teyze bu gün çok mutlusunuz Sultan - Tabi mutluyum, niye mutlu olmayayım Servet - Hayır en azından gelininizin dertlerini paylaşın, o zaman bana gerek kalmaz beni suçlamaktan da vazgeçersiniz Sultan - Ne derdi varmış ki Güllizarın? Servet - (kızgın)Eve gelen dadıyı beğenmemiş Güllizar - Servet! Servet - Daha iyi eğitimli bir dadı gelseydi diye düşünüyor Züvehir abiye söyleyelim de dadı seçimlerini iyi yapsın Sultan - O ne biçim konuşmadır Servet, merak etme Züvehir her zaman en iyisini bilir Ayrıca o dadı da iki günlük bir şey, Güllizar biraz dinlensin istedi sonra yollayacak tabi dadıyı, bizim dadıya ihtiyacımız yok ama ne yaparsın eşini o kadar düşünür benim oğlum Değil mi kızım? Güllizar - Evet anneciğim, çok düşüncelidir Züvehir! Servet – Ben kalkayım artık Sultan – A! Nereye Servet aşk olsun ben geldim diye mi gidiyorsun? Servet – Hayır kalkacaktım zaten! Güllizar – Servetçiğim sen annemin kusuruna bakma yine gel bekliyorum tamam mı canım! Servet – Sen de bana gel , şu işi ayrıntısıyla görüşelim baksan ben açığa çıkmışım Güllizar – Görüşürüz Servet – Çocukları benim için öp! İyi günler Sultan teyze dadıya da selam söyleyin tanışmak fırsatı olmadı ama artık bir dahaki sefere, iyi günler 32 Züvehir – Güllizar Yatak odası (Kapı çalınır) Güllizar – Kim o! Züvehir – Benim açsana kapıyı! Güllizar – Tamam açıyorum(kapıyı açar) Züvehir – Niye kilitledin kapıyı? Güllizar – Yalnız kalmak istemiştim, düşünmek için Züvehir – Of! Bu gün hiç bunları kaldıracak bir günümde değilim, çok yorgunum Sonra konuşalım Güllizar – Ben konuşacağımı söylemedim zaten, yalnız kalmak istiyorum dedim sadece Züvehir – Hiç kurtuluş yok illa ki kavga edeceğiz Tamam nedir derdin neden yalnız kalmak istiyorsun ki! Güllizar – (güler) Gerçekten hiç anlamıyorsun değil mi! Züvehir – (esneyerek konuşur) Hayır sizi hiç anlayamadım ki şimdi anlayayım Güllizar – En azından saygı bekliyorum senden bunu istemem çok mu haksızlık olur! Züvehir – Ne? Güllizar – (sakin)Üstüme bir kuma getirmeye kalktın bunu anlamaya çalıştım inanmıyorsun ama gerçekten çalıştım,(sinirli)tepki vermedim ama böyle hiçbir şey yokmuş gibi davranman beni çileden çıkartıyor(çok kızgın) En azında odaya girebiliyorsun,(bağırır) neden Marinanın odasına gitmiyorsun? Züvehir – Çocuklar uyanacak Güllizar – Onları düşünüyorsun öyle mi! Züvehir – (sinirli) Bana bak! (şaşkın) içki mi içtin sen, likörü bitirmişsin Güllizar – İçemez miyim sen içince doğru oluyor da ben içince mi şaşırıyorsun böyle! Züvehir – Şu haline bak hiç yakışıyor mu? Güllizar – (bağırır)Ne varmış halimde Züvehir – Sus diyorum sana çocuklar duyacak Güllizar – Çocuklarımı benden uzaklaştırıyorsun bir bir Önce oğlumu baştan çıkardın sırada da Zeliha var değil mi! Züvehir – Ne istiyorsun ? Güllizar – Şinasi ye öğrettiğin şey bu mu! İleride kuma mı getirsin seni örnek alıp Ya kızın; biri başka bir kadını onun evine sokarsa yine böyle hoşgörülü ve soğukkanlı olabilecek misin? Züvehir – Saçmalama, işte kadınlar bu yüzden içki içmemeli, sapıtıyorsunuz! Güllizar – Marina sapıtmıyordur değil mi Züvehir – Ne alakası var? Güllizar – Onunla nerede tanıştığınızı bilmiyorum mu sanıyorsun,(Züvehir’in taklidini yapar) İşim var Güllizar, keyfimden gitmiyorum herhalde sıkıcı toplantılardan bir tanesi daha! Aman ne sıkıcı içkili, kadınlı Beni niye götürmediğin belli oluyor Züvehir – Sen kendini yakıştırıyorsun öyle mi oralara Güllizar – Oralar dediğin , küçük gördüğün yerlere eşim gidiyorsa yakıştırırım elbet Güllizar ev bekleyecek tabi , hanım annesinin yap dediklerini yapacak yapma dediklerini yapmayacak, çocuklarına bakıp onlarla ilgilenecek ama eğitimlerinde bile söz sahibi olamayacak Herkes değişiyor Züvehir değişmeyen bir tek biziz, yenilikleri kabul etmemek adına çalışmıyorsun bile, aslında istesen iş bulabilirsin, arazi parası yemekle nereye kadar gider? Züvehir – Şu meseleBen nerede çalışacağımı sana sormayacağım, Paşanın yanındayken Güllizar - Paşaymış paşan mı kaldı Züvehir? Herkes şapka takıyor ama sen şu fesi kafandan çıkarmıyorsun, sadece şapka değil inkılaplara hep sırtını çeviriyorsun Meseleleri biliyorsun ama benimle konuşmuyorsun bile Züvehir – Ne konuşmalıyım ki sanki anlayacaksın Güllizar – Ama çocukken hep konuşurduk, bize hep öğütler verirdin, her şeyi gelip sana anlatırdık sen de bizi dinlerdin Baban öldüğünde ne kadar da ağlamıştın o zaman anlatmıştı hep şimdi ne değişti? Züvehir – Büyüdük Güllizar – Bu kötü öyle mi kötü bir şey Marinayı getirmeden önce en azından benimle konuşsaydın Züvehir – Kabul mü edecektin yoksa? Güllizar – Bu kadar şaşırmayacaktım Bu erkeklik mi söyle! Züvehir – Güllizar! Güllizar – Erkeklik böyle mi oluyor ha! Sen erkek olsan Züvehir – (lafını keser) Kes sesini Güllizar - Beni böyle konuşmaya sen mecbur ettin Züvehir - Neyin var söyle, aç mısın , herkes fakirlikten kırılırken sen bu evde rahat içinde olmadın mı! Güllizar - Başka bir şey istemeye hakkım yok öyle mi! Züvehir - Sen benimle evlenirken bütün kızlar gıpta ile bakmadılar mı sana, her şey istediğin gibi olmadı mı, daha ne istiyorsun bilmiyorum Güllizar - Ben aç değilim diye üstüme kuma getirme hakkı mı buluyorsun Açlıktan, sefaletten kırılsak çocuklarıma benim de mi sözüm geçecek Züvehir - Nankörsün sen, bu hayatı benim sayemde yaşıyorsun Güllizar - Ben ailemle yaşarken de rahattım Züvehir unutuyorsun, köyden almadın beni Züvehir - Keşke köyden bir kız alsaydım, en azından o bana teşekkür ederdi Güllizar - Yo hayır sen köy kızlarına bakmazsın ki, alacak olsaydın kuma olarak bir köy kızını getirirdin, içki alemlerinde tanıştığın bir gayrimüslimi değil Züvehir - Senin ayılma vaktin geldi de geçiyor bile Güllizar - Ne yapıyorsun bırak beni tutma istemiyorum Züvehir - Gel buraya dedim(su sesi duyulur) Yüzünü yıkayacağız Güllizar - İstemiyorum Züvehir - Yıkayacağız dedim Güllizar - Çık odadan istemiyorum seni Züvehir - Hele bir ayıl, çıkacağım Güllizar – Hayatımda gördüğüm en korkak erkeksin, korkaksın(Züvehir Güllizar ’a tokat atar) İşte şimdi erkek oldun(güler, Güllizar gülünce Züvehir bir tokat daha atar, odadan çıkar) İşte senin erkekliğin bu kadar(ağlar) ama göreceksin çocuklarımı sana bırakmayacağım, en azından bunu yapacağım 4BÖLÜM 3bölüm özeti: Üstüne kuma getirilmesi ve çocuklarının kendinden uzaklaşacağı düşünceleri Güllizar’ı bunaltmıştır, rahatlamak ve dertlerini paylaşmak için arkadaşı Servet i eve çağırırSultan hanımın tüm rahatsızlıklarına rağmen Güllizarın çağırması ile eve gelen Servet bahane ile de Zeliha ya okuma yazma öğretecektirServet bu olaylarda Güllizarın geleceğini düşünerek resmi nikahtan bahseder, daha önce çok konuşulmuş bu konuya Güllizar sıcak bakmamaktadır, eşi Züvehir in resmi nikahı gereksiz bulacağı düşüncesi içindedirAkşamüzeri bulduğu likörü içerek sarhoş olan Güllizar önce odaya girmek isteyen Züvehir’e isteksiz kapıyı açar, tartışırlar Sert geçen tartışmada Züvehir kendisine edilen hakaretleri kaldıramaz ve Güllizar’a vurur Bu olay Güllizar’ı daha da hırslandırmıştır Çocuklarının geleceğini Züvehir’e bırakmayacaktır 41 Muzaffer –Sultan –Güllizar Kapı sesi duyulur Sultan – Hayırdır inşallah, birini de beklemiyorduk(kapı açılır) Muzaffer – Selamünaleyküm! Sultan – Aleykümselam Buyurun efendim kime bakmıştınız? Muzaffer – Züvehir Osman Beyin evi midir? Sultan – Evet efendim buyurun Muzaffer – Çok şükür bulabildim, vallahi hanım yürü yürü bitmedi yol, şükür tabi Allahıma şikayet etmek istemem ama yoruldum vesselam Efendim ben Köprülü Paşa Camisinin İmamı Mahmut Hüseyin Sultan – Evet? Muzaffer – Efendim şöyle izah edeyim ki; Allahın takdiri elbet, Güllizar hanım ile sohbetlerin birinde tanışmak vesile olduAilesinden uzun uzadıya bahsetti siz de şey olmalısınız Sultan – Güllizarın hanım annesiyim Muzaffer – Evet sizden de bahsetmişti, çok dini bütün bir zatmışsınız, yalnız böyle kapı önünde bir hanımla konuşmak ne kadar caiz bilemiyorum, laf söz olmasın Sultan – Tabi buyurun hocam kusura bakmayın şaşırdım da, siz içeri geçin ben kılığımı düzelteyim Muzaffer – Benden çekinmenize gerek yok Sultan – Yok efendim çekindiğimden değil saygıdan sadece Buyurun içeriye Geçin oturun lütfen Muzaffer – Bismillahirrahmanirrahim, oh bu iyi geldi işte! Güllizar – Anne kim geldi, a hoca efendi(gülerek) Hoş geldiniz(fısıldar) tanıyamadım kusura bakmayın Muzaffer bey Muzaffer – (kendi sesiyle)Bu kılıkta beni öz annem görse tanıyamazdı ki siz tanıyın (sultan içeri girer) Sağ ol evladım Güllizar – Annecim tanıştırayım Muzaffer – Tanıştık Güllizar kızım Sultan – Evet tanıştık Güllizar – İyi o zaman Hoca efendi Zeliha’ya ders vermek için geldi annecim Sultan – Niye? Güllizar – Sen demedin mi annecim, Zeliha iyi bir din eğitimi almalı diye, ben de hocamızı çağırdım Zelihayı gereken şekilde yetiştirecek Muzaffer – Hanım anneniz pek mutlu olmadı galiba Ne yapalım nasip değilmiş Sultan – Hayır !Olur mu ne demek efendim, kusura bakmayın kızım beni çok şaşırttı, bu konuya bu kadar önem verdiğini bilmezdim Muzaffer – O da ne demek din bizim her şeyimiz Ama haklısınız tabi zaman çok değişti bakıyorum bazı kız çocuklarını aileler okula yolluyor hem bizim alışık olduğumuz okullara yollasalar hadi neyse neymiş okuma yazma yahu Arapça’mız neyimize yetmiyor değil mi efendim Böyle bir dinsizlik var mı, tövbe tövbe hiç caiz değil Allaha şükredin ki Güllizar kızımız dini bütün bir kız , çocuğuna gereken eğitimi farkında, cahil değil Sultan – Haklısınız şükretmek lazım akıllanmış demek ki! Yüzünüz pek yabancı hoca efendi halbuki bu yöredeki tüm hocaları tanıyorum zannederdim hayret sizi hatırlamıyorum Güllizar – Siz şöyle geçin hoca efendi ben Zelihayı çağırayım, derse başlayın Muzaffer – (kendi sesiyle) tamam Güllizar hanım (öksürür) Yani Allahın izniyle başlayalım tabi artık Güllizar – Zeliha kızım buraya gel, bak hoca efendi seni bekliyor Sultan – Ben pek çok duayı öğrettim Zeliha’ya Muzaffer – Güzel! Ben de bir dinleyeyim, bakalım duaları tam manasıyla mı okuyor! Duygu çok önemli sonra duaları da yazdıracağım, malum ne okuduğunu bilmeden , okuduğunun ne olduğunu nereden bilecek değil mi ama Sultan – (anlamasız)Tabi, tabi(kapı açılır) Muzaffer – Hayırlı günler Sultan - Hayırlı günler!(kapı kapanır) 42 Muzaffer –Zeliha Çalışma odası Muzaffer – Zelihacığım Zeliha – Öğretmenim? Muzaffer – Annen bahsetti değil mi! Zeliha – Bahsetmişti ama yine de tanıyamadım Muzaffer – Ben de aynaya baktığımda kendimi tanıyamadım önceServet yaptı her şeyi , sakallar,takke,cüppe,tespih hepsi onun eseri beyazlamış saçlarım bile ama oyunculuk bana ait(güler) Kimseye bir şey belli etmek yok, ben senin din eğitimin için gelen bir din adamıyım, öğretmenin değilim anlaştık değil mi! Zeliha – Ne güzel benim de artık bir sırrım var Muzaffer - Sırlar güzel midir? Zeliha – Eğlenceli oluyorlarsa güzeldir tabi,bu güzel olan bir sır (bağırır) ve çok eğlenceli Muzaffer- Şişt! (sessiz) kapıda bir gölge var (yüksek sesle) Hayır olmuyor, evladım içten okuyacaksın duayı, ses gırtlaktan çıkacak Tespihimi ver bakayım,aferin(ayak sesi duyulur, ses uzaklaşır, Muzaffer ve Zeliha gülerler) Hadi derse başlayalım alfabeyi öğreneceğiz önce… 43 Güllizar- Sultan – Hacer – Muzaffer - Marina (oturma odası, çay fincanlarının sesi,Güllizar ile Sultan çay içiyorlardır) Sultan – Bu kadar saatte ne öğretiyor anlamadım, yarına bir şey kalmayacak canım iki saat oldu, hala bitiremediler Güllizar – Anne hoca için ne biçim konuşuyorsun, ne kadar uygun bulursa, ne kadar yeterli görürse o kadar yapacaktır dersi Koskoca bir din adamına ben nasıl derim şu kadar ders yapın diye! Hacer – Çayınızı doldurayım hanımım(fısıldar) hanımım merak etmeyin kapıdan dinledim Arapça’yı öğretiyordu, bu hoca çok titiz vallahi, Zeliha için çok sevindim sizin de içiniz rahat etsin Sultan – İyi bir şey demiyoruz öğretsin yeter ki kaç saat olursa olsun Eh artık bu hoca Zelihayı eğiteceğine göre dadıya hiç gerek kalmadı değil mi Güllizar! Güllizar – İyi de anneciğim o dadı Zeliha için gelmedi ki! Sultan – Tabi canım Şinasi de var Hacer – Olur mu hanımım Şinasi zaten bütün gün okulda dadıyı ne yapsın hem bilmiyormuşsunuz gibi Şinasi dadının yüzüne bakıyor mu da ! Sultan – Hacer tamam anladım hadi sen mutfağa! Hacer – Peki hanımım Sultan – Bu konuda Züvehir ile konuşacağım Güllizar – Benim içinse hiç gerek yok anne, önemli değil artık alıştım herhalde, hem kızcağız hiç odadan çıkmıyor evde yokmuş gibi daha ne yapsın! Sultan- Odasından çıkmıyor oluşu burada yaşadığı gerçeğini değiştirmiyor, bunu ailemizin onuru için yapıyorum, bunca yıldır bu aileye bir laf gelmedi bundan sonrada gelmeyecek Başta Züvehir fark eder diye düşündüm ama onunda yaptığı hatayı fark ettiği yok madem kadında gözü vardı bunun daha ahlaki yolları var Böylesi ahlaksızlık, yapılacaksa imam nikahı yapılır yok istemiyorsa o zaman bu evde kalmasının da bir anlamı yok demektir Güllizar – Benim üzerime kuma gelecek öyle mi, bu daha mı ahlaklıZüvehir ile konuşun anne eğer o Marinaya imam nikahı kıymayı kabul ederse ben de ondan ayrılmayı kabul ederim Sultan – Ayrılmak da ne demek Muzaffer- Bu günlük bu kadar yeter Güllizar – Nasıl hoca efendi, çabuk öğreniyor Zeliha değil mi! Muzaffer – Evet çok hızlı öğreniyor, maşallah! Sultan – Buyurun geçin şöyle oturalım hoca efendi, yorulmuşsunuzdurSohbetinizden biz de yararlanalım Muzaffer – Elbette! Güllizar – Çay alır mısınız hoca efendi?(fısıldar) Annemin eline düştün, umarım bir pot kırmasın Muzaffer – Çay iyi olur Güllizar kızım, dilim damağım kurudu Güllizar – Hacer hanım! Beni duymuyor mutfakta olmalı Sultan – O şimdi duymaz seni kızım, bilmiyor musun kim bilir hangi türküye başlamıştır, bu evde müzisyen çok hoca efendi! Hadi sen getiriver çayı zaten ocaktaydı,sıcaktır,bak benim de canım istedi,getir de içimiz ısınsın! Muzaffer – Musiki ile uğraşmak çok faydalıdır, huzur verir Sultan hanım size de tavsiye ederim Sultan – Benim huzur duymama imkan yok inanın, bütün evin derdi beni buluyor Betül diye bir arkadaşım vardı uzun zamandır görüşmüyoruz, Muzaffer – Annemle mi? Sultan – Bir şey mi söylediniz, anlayamadım? Muzaffer – Yok hayır, ben bir şey söylemedim, siz de duydunuz mu o sesi,Allah Allah,Fesuphanallah,hayırdır! Sultan – Ben duydum gibi geldi biri anne dedi sanki! Muzaffer- Evet, ben de duydum, İlahi bir ses geldi:”Anne” Sultan- Ay oğlana bir şey mi oldu acaba(telaşlı) Malum mu oldu, kusura bakmayın hocam ama benim oğlana haber yollamam lazım Muzaffer – Hayırlara vesile olur inşallah! Sultan- İnşallah!(tam o sırada elinde çay tepsisiyle Güllizar odaya girer,Sultan aceleyle odadan çıkmak isterken Güllizar ile karşılaşır,Güllizar tepsiyi düşmeden kurtarmayı başarır) Güllizar – Neler oluyor böyle? Muzaffer – İlahi bir ses duyduk da! Güllizar – Muzaffer bey, sizi iki dakika yalnız bırakıyorum ve siz işleri hemen karıştırıyorsunuz Muzaffer – Kusura bakmayın Güllizar hanım ama annemi tanıdığını örenince şaşkınlıktan ağzımdan annem mi diye kaçırıverdim, toparlamak kolay olmadı Güllizar – Hay Allah! Muzaffer – İyi bir öğretmen olmaya çalışıyorum ama iyi bir oyuncu iddiasında hiç olmadım Güllizar – Haklısınız Muzaffer bey sizden çok şey bekliyorum ama baştan konuşmuştuk durumu biliyordunuz Muzaffer – Biliyorum, zaten yeni bir eğitim şeklini öğretmeye çalışmak çok kolay değil, hiçbir aile kolay benimsemiyor, yani benim için de çalışma oluyor Ben artık gidiyim anneniz Züvehir beyin sağlığından emin olduktan sonra beni sıkıştıracaktır, en iyisi gitmek Hacer – Hoca efendi gidiyor musunuz? Ben de size sıcacık börek yapmıştım,yerdiniz Güllizar – İyi olurdu tabi ama bildiğim kadarıyla daha hoca efendinin bilgilendireceği çok öğrencisi var, değil mi! Muzaffer – Elbette,Cumhuriyet özgürlük diyorlar,neyse ki müminler seçme haklarını benden yana kullanıyorlar(Güler) Cumhuriyetin iyi bir tarafı da varmış demek Hacer - Öyle mi! Muzaffer – Tövbe tövbe , görüyorsunuz ya bu Cumhuriyet benim bile aklımı karıştırıyor değil ki cahil halk Neyse hayırlı günler efendim Zeliha kızım haftaya görüşürüz Allahın izniyle! Güllizar – Hoşça kalın, diğer öğrencilerinizi bekletmenize gönlümüz razı olmaz Muzaffer – Çok haklısınız, hoşça kalın Hacer - İyi günler hoca efendiBen hoca efendiyi geçireyim Hacer – (Muzaffere) Buyurun efendim (kapı kapanır) (sokak kapısında odasından çıkan Marina ile Muzaffer çarpışırlar) Marina – Ah özür dilerim senyör Muzaffer – Yok önemli değil! Marina – Hacer , Güllizar hanımla görüşmek istiyorum içeride mi! Hacer – Evet Sultan hanımla oturuyorlardı, sahi hanımım nerede odada yoktu (Muzaffer Güler) Marina – O zaman odamdayım orda beklediğimi söylersin Hacer – Hocam! Hocam! Muzaffer – Evet, bu hanımı tanıyamadım! Hacer – Tanımasanız da olur o bizim dinimizden değil gavur işte çocukların dadısı güya ama ne dadılık yaptığı var ne de başka bir şey bütün gün odasında durur, göstermelik dadı işte Muzaffer – Anladım, yalnız çocuğum başka bir dinden de olsa o da bir insan böyle konuştuğunu duymamış olayım Hacer – Kusura bakmayın hocam Muzaffer – İyi günler! (kapı kapanır) Hacer – Allah Allah , herkes bir garip kimseye de yaranılmıyor (kapıyı çalar) Sultan – Aman çok şükür Züvehir çok iyi,bir evhamlandım sorma Güllizar Güllizar – Ya söyledi hoca efendi , boşuna evhamlanmışsın sokaktan gelmiştir, kim bilir hangi satıcı ne satıyordur Hacer - Hanımım Marina Güllizar ile konuşacakmış Sultan – Al işte hayırlı bir haber olmadığı belliydi, bu hoca ne kadar da muhterem bir zatmışGelsin konuşalım, neymiş derdi? Hacer – Bilmiyorum hanımım, odasında bekliyormuş Güllizar – Tamam geliyorum Sultan – Kızım sen niye gidiyorsun ayağına, o gelsin ne diyecekse burada söylesin Hacer – Hiç! Havalara girmiş baksanıza Güllizar – Belli ki özel olarak konuşmak istiyor benimle, bu evin kurallarını öğrenmiş demek ki!Hem ne konuşmak istiyor doğrusu merak ettim (kapı kapanır) Sultan – Bu evde zaten kimse benim sözümü dinlemiyor ki! Hacer – Hanımım aşk olsun ben ne zaman sizin sözünüzden çıktım Sultan – Haklısın Hacer bir tek sen varsın zaten Hacer – Ben çocukken den geldim buraya hanımım her şeyi senden öğrendimBak anacığım öleli kaç yıl oldu, artık sen benim anam oldun Sultan – Hadi yeter artık bu kadar gevezelik, yemek hazırlandı mı! Hacer – Daha ocakta hanımım Sultan – Ben yemekle ilgilenmesem kimsenin ilgileneceği yok zaten Yürü hadi gidelim (Güllizar kapıyı çalar, Marina kapıyı açar) 44 Marina –Güllizar Marinanın odası Marina – Hoş geldiniz Buyurun şuraya geçin Güllizar – Teşekkür ederim Marina – Kusura bakmayın ortalık biraz dağınık Güllizar – Hacer odayı toplamıyor mu!Söylerim merak etmeyin gerçi benim söylemem yeter mi bilmiyorum Marina – Dağınık olmasının bir nedeni var Sizinle açık konuşacağım, bu eve gelmeyi ben istemedim Güllizar – Züvehir zorla getirdi yani! Marina – yo hayır, öyle de sayılmaz, bizim bir ilişkimiz vardı bunu yalanlamıyorum tabi Güllizar – Benimle ne konuşmak istiyorsunuz? Marina – Anlıyorum sizi ben de sanırım ayrıntısıyla dinlemek istemezdimbenim bu eve gelişim bir hataydı ben sandım ki siz… Güllizar – Ben evden gidecektim siz gelince öyle mi! Marina – Hayır sadece Züvehir resmi nikah yapacağını söyledi, ben metres olmak için bu eve gelmedim böle olacağını bilseydim gelmezdim de! Sizi de zor durumda bıraktım Güllizar – Beni düşünmesi gereken en son kişi sensinKendi durumumu kendim de düşünebilirim Resmi nikah ha! Züvehir in bu tür düşünceleri olduğunu bilmezdim Marina – Ben ve sen farklı kişileri tanıyoruz belki de! Ama artık bunların önemi yok çünkü evden ayrılmaya karar verdim,bu konuda çok düşündüm Güllizar – Bunu bana niye söylüyorsun? Züvehir ile konuşmanı öneririm Gelirken bana sormadın, giderken de bana sormanın bir anlamı yok Seni kim getirdiyse söyle o geri götürsün Marina – Özür dilerim ben sadece bunu seninle paylaşmak istedim yani artık Züvehir’in hayatında ben yokum Güllizar – Bunu bana söylediğin için sana teşekkür etmemi mi bekliyorsun, bir anda masum rolünü mü aldın yani! Ben hala Züvehir’i tanıyorsam bu onun hiç hoşuna gitmeyecek, tabi bu da sizin sorununuz Kusura bakmayın çocuklarla ilgilenmem lazım, gitmem gerek!Gideceksen bahanen ben olmamalıyım, benim sadaka olarak verilen bir eşe ihtiyacım yok! (odadan çıkar, kapı sesi duyulur) 5 BÖLÜM 4 Bölüm özeti: Kızı Zeliha’ ya yeni Türk alfabesini öğretmeye kararlı olan Güllizar, ona Muzaffer isimli bir öğretmen bulur,Muzaffer genç ve azimli bir öğretmendirServet ile Güllizar bir plan yaparlar bu plana göre Muzaffer Zeliha ya din eğitimi için gelen cami hocası Mahmut Hüseyin olacaktır Odasından pek çıkmayan Marinanın o gün çıkma nedeni Güllizar ile konuşmak ve gideceğini açıklamaktırGüllizar onun gitme nedenini öğrenince çok şaşırır,Züvehir ile “asla kabul etmez” diye düşünüp konuşmaktan vazgeçtiği resmi nikahın, Marinaya vaat edildiğini öğrenen Güllizar yıkılır Marinanın gitmek istiyorsa Züvehir ile konuşmasını söyler, Züvehir için Marinanın kendisinden daha değerli olduğunu düşündüğü için evden ayrılma fikri kafasında oluşmaya başlar 41 (Bahçede Güllizar otuyordur, öksürürkuş sesleri ve küçük bir fıskiyeli havuzun sesi de arka fonda duyulur) Züvehir – Kendini bu kadar yormamalıydın Güllizar, bak işte sonunda bünyen dayanamadı Güllizar – Kendimi hiç yormadım Züvehir – Zeliha ile çok uğraştın, hocası dersen onu ağarla, şimdi de dışarıdasın,iyice kötü olacaksın Güllizar – Hava çok güzel, böyle bir bahar sabahında evde oturmak çok sıkıcı olurdu(öksürür) Züvehir – Sana şal getireyim, sen güneşe aldırma bu esinti insanı daha da beter eder Güllizar – Hiç zahmet etme Züvehir - Hastasın zaten, getireceğim Güllizar - Getirmeni istemiyorum Züvehir - Unutalım artık bu olanları Güllizar Güllizar - Unuttum zaten Züvehir - Güzel! Güllizar - Seninle bir daha konuşmama kararı aldım Züvehir - Konuşmamak da ne demek Güllizar - (derin bir nefes alır) Oh bu gün ne kadar da güzel Şinasi – Anneciğim! Güllizar – Efendim oğlum? Yoksa sende mi bu güzel havaya dayanamadın? Şinasi – Anne dün Zelihanın elinde bir defter vardı Defteri zorla elinden aldım içinde anlamsız şekiller vardı bunlar ne diye sordum bana ne söyledi biliyor musun! Güllizar – Ne söyledi? Şinasi – Yeni alfabeyi öğreniyormuş, senin bundan haberin var mı? Güllizar – Evet var oğlum Şinasi – O bir kız çocuğu ve abisinin bile haberi olmadan okula gidiyor öyle mi! Güllizar – Hayır okula gitmiyor(öksürür) iyice inceledin mi? Şinasi – Ne yazdığını bilmiyorum ki Arapça değildi Güllizar – Ne yazdığını öğrenmek ister misin? Şinasi – Hayır, ben kafir değilim! Güllizar – Kardeşin kafir mi yani Şinasi – Hayır değil ama neden onu öğrenmeye çalışıyor Güllizar – Çünkü ileride sadece Türkçe konuşulacak, bütün kitaplar Türkçe olacak, bize ait bir dili sen de öğrenmek istemez miydin? Türkçe konuşuyorsun ama okumayı yazmayı bilmiyorsun Şinasi – Arapça biliyorum ama Güllizar – Arapça bizim dilimiz değil ki oğlum ama Türkçe sadece bize ait Şinasi – Kardeşime niye bunu yapıyorsun, Arkadaşlarım bunu duyarsa hepsi benimle dalga geçecek Güllizar – Ama ilerde herkes Türkçe yazarken sen hiçbir şey anlamayacaksın bu iyi mi! Şinasi – Babam duyarsa ne diyeceksin peki? Güllizar – Söyleyecek misin? Şinasi – Elbette yani niye söylemeyeyim, ben erkeğim bu aileyi babamın olmadığı yerde benim korumam lazım Güllizar – Kardeşinin korunmaya ihtiyacı mı var ki, tehlikede mi! Şinasi – Mutlu görünüyordu ama o daha küçük neyin iyi neyin kötü olduğunu bilemez Güllizar – Sen biliyorsun öyle mi! Şinasi – Evet! Güllizar – O zaman niye düşeceğini söylediğim halde o ağaca çıktın? Şinasi – Tehlikeli değildi Güllizar – Düştüğünde kolun şişmiştiGeçen ay niye o kadar çok yumurta yedin? Şinasi – Bir şey olmaz diye düşündüm Güllizar – Ama ben seni hasta olursun diye uyarmıştım ve oldun da! Şinasi – (bağırır) O zaman sen niye şimdi hasta oldun demek ki sen de bilmiyorsun Muzaffer – İyi günlerNe oluyor burada Şinasi annene bağırdın mı bana mı öyle geldi!Annesine saygı göstermeyen çocuklar ne olur? Şinasi – Günaha girerler, Allah saygısız çocukları sevmez ve cennetine kabul etmez Muzaffer – Ama bu yaptığından pişmanlık duymayan çocuklar için geçerli eğer pişman olup da özür dilersen Şinasi – (öğretmenin sözünü keser) Hocam kardeşim bizim dilimizi reddediyor yeni icatlar peşinde koşuyor,yakında dinimizi de reddeder bu gidişle annem de bütün bunları onaylıyor , bu günah değil mi? (Güllizar ağlayarak içeri girer) Muzaffer - Elbette günah değil, ama senin anneni üzmen doğru değil Şinasi - O beni üzüyor beni ve ailemizi Muzaffer - O da ailenizin bir parçası Şinasi - Öyle davranmıyor, yalan söylemek günah değil mi yani Muzaffer - Kardeşinin iyiliği için, tabi senin de! Şinasi - Anlamıyorum Muzaffer – Bak yavrum sana bir öykü anlatmak istiyorum Küçük bir köyde yaşayan bir kadın varmış bu kadının bir de çocuğu varmış senin yaşlarında , oldukça da fakir bir ana oğulmuş bunlarAnnesi hep çocuğuna kırmızı yapraklı beyaz bir çiçekten bahseder dururmuş bu çiçeğin onların hayatını değiştireceğine inanırmış anne ve hep o çiçeği arar dururmuş Bu kadının bu arayışı köyde dalga konusu olmuş, çocuğun arkadaşları da annesiyle dalga geçmeye başlamışlar, annesinden başka hiç kimsenin inanmadığı bu çiçeğe çocuk da inanmıyormuş ve annesinden utanıyormuş Şinasi – Vazgeçirmek için bir şey yapmıyor muymuş çocuk? Muzaffer – Yapıyormuş tabi, annesini bu sevdadan caydırmak için farklı farklı çiçekler, bitkiler topluyormuş ki annesi birini görüp beğensin ve o kırmızılı beyaz çiçekten vazgeçsin Şinasi – İşe yaramış mı! Muzaffer – Hayır!Çocuk ne yaptıysa annesini caydıramamış ama bitki toplamaya devam etmiş, bir gün yine bitki toplamaya çalışırken hastalanmış çocuk çünkü toplama çalıştığı zehirli bir bitkiymiş Annesi çok üzülmüş ne yaptıysa iyileştirememiş çocuğunu , en umutsuz oldukları bir gün de kırmızı yapraklı beyaz çiçeği bulmuş kadın,kaynatıp oğluna içirmiş ve çocuk hemen iyileşmiş Çocuk annesinden utandığı için çok pişman olmuş çünkü hayatını kurtaran annesinin ısrarla aradığı o çiçek olmuş Şinasi - Zengin mi olmuşlar? Muzaffer - Hayır! Şinasi – Hani hayatları değişmemiş işte annesi yanılmış Muzaffer – Evet zengin olamamışlar hayatları hep fakirlikle geçmiş ama büyük bir hayat dersi almış oğlu, annesine güvenmesi gerektiğini ve asla ondan utanmamasını öğrenmiş Az bir ders mi bu hayatını değiştiren bir ders olmuş işte! İnsanlar ne düşünürse sen kendin içindeki sesi dinlemelisin Peygamber efendimize de başta kimse inanmamış ve onunla alay etmişler ama o inandığı şeyin arkasından gitmiş, ya herkes benimle dalga geçerse diye düşünseydi? Şinasi – Ama doğru bir şeymiş Muzaffer – Sen kardeşinin yanlış bir şey yaptığı kanaatine nereden vardın hiç araştırdın mı yoksa hep önyargılı insanların sözünü mü dinledin? Şinasi – Babam yalan mı söyleyecek yani ya da babaannem? Muzaffer – Annen doğru olduğunu düşünüyor Şinasi – Hocam siz nerden biliyorsunuz bütün bu olanları Muzaffer – Ona alfabeyi öğreten benim Şinasi – (şaşkın)Siz mi?(koşarak uzaklaşır) Muzaffer - (arkasından bağırır)Şinasi! Marina – Sizi hoca biliyordum ben Muzaffer – Aslında öyleydim Marina – Sonradan mı öğretmen oldunuz yani? Muzaffer – Yo hayır hep öğretmendim, ama bu eve girmem kolay olmadı Siz çocukların dadısıymışsınız, sizinle gerçek anlamda tanışamamıştık, ben öğretmen Muzaffer Marina – Hala gizliyorsun, fazla bağırma Şey evet dadıyım burada Muzaffer – Hayret bir öğretmeni evlerine sokmuyorlar da yabancı bir dadı getiriyorlar Marina – Hayret değil mi! Az önce anlattığın hikaye çok beğendim Gerçekten var mı öyle bir çiçek? Muzaffer – Hayatınızda nasıl bir değişiklik istediğinize göre değişir ama bence var, bir şeyi gerçekten isterseniz olur Marina – Olur mu gerçekten? Muzaffer – İsteyin yeter Marina – Sen çok iyi bir insansın, sırrın benimle kalacak Züvehir- Güllizar! Marina sen ne yapıyorsun burada hemen odana dön sana odadan çıkmayacaksın demiştim Marina – Tutsak mıyım ki! Züvehir – Aklın başına gelmeden odadan çıkmayacaksın, buradan kopmak o kadar kolay değil Muzaffer – Züvehir bey, Güllizar hanım içeri de, onu arıyordunuz herhalde Züvehir – Evet onu arıyorum, ders bitti galiba hoca efendi Muzaffer – Bitti, ben de gidiyordum Züvehir – Tabi hocam araba çağırayım sizi götürsünler Muzaffer – İyi günler Marina hanım, tanıştığıma memnun oldum Marina – Ben de çok memnun oldum O çiçeği ben de arayacağım (Güllizar’ ın çaldığı ud taksimi) Şinasi – Anneciğim! Ne güzel çalıyorsun Bana kızgın mısın? Güllizar – Hayır sana kızgın değilim sadece çok üzgünüm Şinasi – Biliyorum ama merak etme anneciğim ben hasta olmayacağım Güllizar – Hasta mı? Şinasi – Hoca bana bir hikaye anlattı, orada çocuk annesine inanmıyor, ondan utanıyor ama sonra çok pişman oluyor Güllizar – Sonra ne yapıyor? Şinasi – Değişmeye çalışacağını söylüyor annesine Ama hikayenin geri kalanını anlatmadı hoca Güllizar – Neyi anlatmadı? Şinasi – Annesinin onu affedip affetmediğini Güllizar – Benim sana anlattığım masalların sonu hep nasıl biterdi Şinasi – Mutlu biterdi hep Güllizar – Bütün masalların sonu hep mutlu bitmeli, canım!(sarılırlar) Şinasi – Anneciğim benim! Güllizar – Öğretmenin sana da öğretmesi için hiçbir engel yok artık Şinasi – Tamam ama babamlar bilmesin Güllizar – Merak etme, belki bir gün ud bile çalmak istersin Şinasi – Anne! Güllizar – Tamam belki demiştim hem ud olmasa da olur Şaka yaptım madem çalmıyorsun dinleyebilirsin değil mi? Şinasi – Tabi! Güllizar – Pencerenin önündeki notaları getirir misin? Şinasi – Tamam, ah babam bahçede Marinayla birlikte, ne tartışıyorlar? Güllizar – Bakıyım, ne tartışınlar oğlum hadi sen aşağı in Hacer ablanın bütün bu olup bitenden haberi olmuş mu bir bak, biliyorsun onun haberi olursa babaannenin de olur Şinasi – Ud çalacaktın? Güllizar – Sonra çalarım Şinasi – Umarım bir şey duymamıştır(kapı kapanır) Züvehir – Ne konuşuyordun hoca efendiyle, beni mi çekiştiriyordun yoksa? Marina – Hayır ne ilgisi var ben biriyle seni çekiştirmek için mi konuşurum Züvehir – Odadan çıkmayacaksın demiştim sana Marina – Çocuklar anlayacaklar ben onların dadısıyım ya, ne biçim dadı bu odadan çıkmıyor demeyecekler mi! Züvehir – Sen yine de çıkmayacaksın Marina – Bu iş olmayacak , yürümeyecek Züvehir! Züvehir – Nedenmiş o? Marina – Burada istenmiyorum Züvehir – Kim istemiyor seni? Hiç kimse sana bir şey söyleyemez Marina- Hem de Züvehir – Hem de ne? Marina – Ben Güllizar ile konuştum Züvehir – (telaşlı)Nasıl yani, neden konuştun yani ne dedin? Marina – Bu evden gitmek istediğimi Züvehir – Gitme kal dememiştir tabi Marina – Hayır aslında gidebileceğini söyledi, yani bana resmi nikah kıyarsan Züvehir – Resmi nikah mı kıyacağımı söyledin Güllizar’ a Marina – Evet, bana öyle söylemiştin Züvehir hatırlıyor musun? Ne oldu bize biz eskiden daha iyi anlaşırdık şimdi konuşamıyoruz bile Gitmeme izin vermiyorsun ama inan gitmem ikimiz için de çok iyi olacak Burada Güllizar , sen, ben nasıl yaşayacağız? Züvehir – Bunu düşünmek senin işin değil Resmi nikahı öğrendi öyle mi! Marina – Öğrenmemeli miydi? Ben buraya gelirken bana eşinin bildiğini söylemiştin ama bilmiyordu Züvehir - Öğrendi ya! Marina – Züvehir ben eski yaşamıma geri dönmek istiyorum Züvehir – Başka erkeklerle olmak istiyorsun öylemi ben de buna izin vereceğim Marina – Artık odama bile gelmiyorsun, sen beni istesen Züvehir – Gelemiyorum Marina – Neden? Karının gönlünü mü alıyorsun Züvehir – Hayır , onunla da aynı odada kalmıyoruz Marina – Odasına almıyor ha, gördün mü bütün bunlar benim yüzümden Ben istedim ki yaşadığım hayatın bir düzeni yoktu, benim de bir evim olsun istedim ama şimdi anlıyorum ben yaşantımı değiştiremem, olmuyor Züvehir – Güllizar! Marina – Ne oldu? Züvehir – Güllizar yukarda , bütün konuşmalarımızı duymuş olmalı(bağırır) Güllizar! Züvehir - Tamam nereye istiyorsan git Marina - (mutlu)Gerçekten, gidebilir miyim? Züvehir - Evet! (bahçeden koşarak eve girer) Marina - Artık özgürüm 6 BÖLÜM 5 bölüm özeti: Güllizar Züvehir ile konuşmama kararı almıştır, ancak Güllizarın ufak bir hastalığını bile bahane eden Züvehir onunla konuşmanın yollarını aramaktadırŞinasi kardeşi Zelihanın okuma yazma öğrendiğini öğrenince annesine tepki gösterir, kavga ettikleri sırada Muzaffer araya girer ve Şinasi ile konuşur, bu arada Zeliha’ya aslında okuma yazmayı kendisinin öğrettiğini açıklar,Muzafferin anlattığı öykünün etkisinde kalan Şinasi annesiyle konuşur ve onun gönlünü alır barışırlar Şinasi de okuma yazma öğrenmeye ikna olur Şinasi ile konuşmasını duyan Marina Muzafferin aslında öğretmen olduğunu öğrenince çok şaşırır ama sırrını saklar, bu sır sayesinde aralarında bir arkadaşlık doğarMarina evden gitmekte karalıdır, oda hapsi onu bu kararından döndürmez, zaten Züvehir de iki kadınla birlikte yaşamaktan pek mesut değildir, Marinayı eve getirdiğine pişman olmuştur çünkü Güllizar bu defa kapılarını Züvehir’e kapatmıştır Marina ile konuşurlarken yukardan konuşmalarını dinleyen Güllizar bunu Marinayı hala evde tutmak için yapılan bir çaba zanneder halbuki Züvehir Marinanın gitmesine izin vermiştir 61 Züvehir- Güllizar Züvehir - Ne yapıyorsun Güllizar? Güllizar - Eşyalarımı topluyorum, burada daha fazla kalmak istemiyorum bir müddet annemlerin yanına gideceğim Bursa!ya Züvehir - Çocuklar, çocuklar ne olacak? Güllizar - Ne olmuş çocuklara, onlar burada kalacak elbette, hem merak etme ben yoksam dadıları var değil mi! Züvehir - Gitmene gerek yok, hem sen Bursa’yı sevmezsin ki, orada ne kadar sıkıldığını kendin söylemez miydin! Güllizar - Annemi özledim ne zamandır görüşmüyoruz Züvehir - Güllizar bak biraz önce Güllizar - Ne olduğuyla hiç ilgilenmiyorum Züvehir - Yanlış anladın! Güllizar - Anlamak da istemiyorum Züvehir - Marina! Güllizar - Adını artık duymak istemiyorum Züvehir - Ben! Güllizar - Senin de! Züvehir - Marina evden ayrılıyor! Güllizar - (şaşkın) Ne yapmam lazım, alış-verişe mi çıkıyormuş Züvehir - Temelli ayrılıyor! Güllizar - Arkasından su mu dökmeliyim Züvehir - Güllizar yapma böyle, pişmanım gerçekten Güllizar - Ben de üzgünüm gerçekten ama Marina gidiyor diye seni bağışlayacak değilim Züvehir - Bağışlamayınca ne olacak, düzenimiz mi bozulsun Güllizar - Çok düzenimiz vardı ya! Züvehir - Çocuklar ne olacak peki? (Güllizar suskun) Züvehir - Bak Güllizar Marina konusunda haklıydın, üstüne kuma getirmeye kalktım, ama bir daha yapmayacağım, ben dersimi aldım Güllizar - Sana inanmıyorum Züvehir - İnanmalısın Güllizar - Hayır, beni aynı oyunla kandırabilirsin sana güvenim kalmadı Züvehir - Ne yapmalıyım peki, ne yaparsam bana inanırsın? Güllizar - Ne yaparsan mı! Her ne istersem yapacak mısın? Züvehir - Ne isteyebilirsin ki! Güllizar - Evet mi hayır mı? Züvehir - Tamam evet kabul ediyorum, her ne istersen yapacağım Güllizar - Tamam! Züvehir - Ne isteyeceksin peki? 62 Züvehir-Güllizar-Şinasi-Zeliha-Sultan-Menekşe-Hacer-Muzaffer-Memur Sultan - Burası mı! Ay yorgunluktan öldüm eve gelselerdi ne olacaktı sanki Hacer - Oturun şöyle hanımım Sultan - Nerden çıktı şimdi bu eski eve yeni adet getiriyorlar Bana soran olmadı ki! Hacer - Hiç hanımım Güllizar ile Züvehir evli değiller mi ki Sultan - El alem görmese bari şu halimizi bunca yıl geçmiş, iki çocuk var nikah kıyıyorlar (Güllizar’a) Kızım şart mıydı buralara gelmek Güllizar - Şarttı anne! Sultan - Mirana mı ne o da gitti işte, daha ne istiyorsun bilmem ki! Servet - Ya bir daha olursa Sultan teyze kendini korumak ayıp mı, hem sadece kendini korumuyor , çocuklarını da koruyor Sultan - Kimden? Güllizar - Züvehirden! Sultan - Tövbe tövbe o ne demek kızım? Güllizar - Ben de önceden senin gibi düşünüyordum anne, ne gerek var diyordum o benim kocam ama bak başımıza gelenlere, insanın kendini ve ailesini koruması gereken zamanlar oluyormuş ve gerçekten nasıl eşinin hakları varsa senin de olması gerekiyormuş işte şimdi bunu öğrendim o yüzden buradayız Servet - Hak verdin değil mi bana kaç zamandır söylüyordum sana resmi nikah kıy diye Güllizar - Gerçekten haklıymışsın Servet, sen beni baştan uyardın ama ben anlamak istemedim, Züvehir’den çekindim ama o bana kuma getirirken hiç çekinmedi, artık aklım başına geldi inan Servet - Evini kilitli tutacaksın ki komşunu hırsız bellemeyesin değil mi! Sultan - Züvehir nerede? Güllizar - Şehreminin yanına gittiler nikahımızı o kıyacak Çocuklar da merak ettiler Züvehir ile gittiler Sultan - Çocuklar gelmeselerdi bari Güllizar - Gelsinler gelsinler ki onlar da ileride benim yaptığım hatayı yapmasınlar Sultan - Eskiden hiç böyle şeyler yoktu Güllizar - Yoktu da iyimiydi anne, babam yapmamış ama kaç kadın şimdi bile evini başka kadınlarla paylaşıyor sen olsan razı gelir miydin? Sultan - Gelmezdim elbet Servet - İşte Sultan teyze resmi nikah sayesinde hiçbir kadın razı olmak zorunda kalmıyor onun tek eşi sen oluyorsun kanun gözünde Züvehir - Buyurun efendim Güllizar - (heyecanlı)Geldiler Zeliha - Annecim Muhittin amcanın odasında oturduk Çok güzel bir oda Şinasi - Ben büyüyünce Muhittin amca gibi olacağım anne Güllizar - İnşallah oğlum Muhittin - Şöyle oturun lütfen Servet - Heyecanlı mısın? Güllizar - Çok heyecanlıyım Servet düğünde hiç bu kadar heyecanlanmamıştım inan Servet - Nikah tazeliyorsunuz işte , bu defa umarım her şey çok daha iyi olur Muhittin - Valla böyle sizin gibi insanlar gelince çok mutlu oluyorum Züvehir bey, inanın en doğru kararı veriyorsunuz Çok şanslısınız hanımefendi böyle modern fikirli eşiniz var Güllizar - Sormayın efendim çok şanslıyım Züvehir - Elbette efendim kanun ne gerekiyorsa biz de ona göre hareket etmek zorundayız, dünya değişiyor değil mi ama Muhittin - Haklısınız gönül ister ki herkes sizin gibi düşünsün ama bakıyorsunuz kafasından fesi atmış şapka geçirmiş, Fransa’dan Almanya’dan bahsediyor gel gör ki üç hanımla dolaşıyor efendim, ya da tek hanımına bile resmi nikah yaptırmıyor Züvehir - Dış görünüş mühim olan değil efendim içindeki itikat Zeliha - Şimdi siz evli değil misiniz anne? Güllizar - Evliyiz tabi ama devlet gözüyle de evlenmek için geldik Şinasi - Baksana kızım burada ne yazıyor? Evlilik cüzdanı! Zeliha - Bir daha evlenenlere hediye cüzdan da veriyorlar bak babaanne , ne güzel! Sultan - İyi bari elimiz boş dönmeyeceğiz desene, ben çarşıya pazara giderken kullanırız işte Hacer - (içinden)Bunlarda resmi nikahı hoş göstermek için yapmadıkları kalmamış, cüzdan dağıtıyorlar için de para olsa bari Muhittin - Maşallah maşallah , çocuklarınıza okuma yazma da öğretmişsiniz aman efendim örnek alınacak bir aile Züvehir - Elbet, biz cahil kaldık onlar da bizim gibi cahil olsun istemedik tabi(fısıldar) Güllizar ne zaman çocuklar okuma yazma öğrendi, benim haberim olmadan! Güllizar - Beyim böyle şeylere çok önem verir efendim, ben gerek yok dedim ama o ısrar etti de öğrettik Muhittin - Pek münasip olmuş efendim, bu zaman da okuma yazma bilmemek çok kötü Sultan - Arapça mı yazıyor orada bak bakıyım Hacer? Hacer - Göremiyorum ama herhalde Arapçadır, çocuklar nereden bilecek yoksa! Sultan - Bak bir de Güllizar kızıyordu Arapça öğreniyorlar diye, bu övgüleri benim sayemde alıyorlar Muhittin - Efendim isterseniz başlayayım Züvehir - Buyurun efendim! Muhittin - Sen Mahmut kızı Güllizar, Ali Hamza oğlu Züvehir’i kocalığa kabul ediyor musun! Güllizar - Evet! Memur - Sen Ali Hamza oğlu Züvehir, Mahmut kızı Güllizar’ı karılığa kabul ediyor musun? Züvehir - Evet Muhittin - Ben de sizleri karı-koca ilan ediyorum Şuraya imza atacaksınız Züvehir - Peki Muhittin - Hayırlı olsun efendimEvlilik cüzdanınız Züvehir - Arapça değil Güllizar - Yeni alfabemiz, ZüvehirEşim Arapça bilir de! Muhittin - Züvehir beyciğim bakın herkes yeni alfabemizi öğrenmiş siz de öğrenin değil mi ama Artık şart Züvehir - Haklısınız efendim ben de çok istedim ama vakit bulamadım yoksa niye öğrenmeyeyim Muhittin - Tebrik ederim efendim, umarım bütün bayanlar sizin eşiniz gibi akıllı davranırlar da resmi nikah yaparlar Muzaffer - Oh yetişmişim, Güllizar hanım çok sevindim inanın kusura bakmayın geç kaldımtebrik ederim Züvehir bey Züvehir - Ben sizi tanıyamadım,Güllizar? Muzaffer - Ben biliyorsunuz artık diye,Güllizar hanım kusura bakmayın Güllizar - Önemli değil Muzaffer bey,Tanıştırayım Zelihanın öğretmeni Muzaffer bey Muzaffer - (sesini hoca söylemindeki gibi değiştirir) Hamdü senalar olsun efendim! Züvehir – Sultan – Hacer - (aynı anda)Hoca efendi? Muzaffer - Ben Muzaffer öğretmen efendim Züvehir - Hoca efendi öğretmen miymiş? Sultan - Ay bana bir şeyler oluyor yanlış mı duydum, Hacer su getir ne olur Servet - (güler) Resmi nikahın şokunu atmadan sen geldin Muzaffer Muzaffer - Kötü mü ettim, tebrik etmek istemiştim (Güllizar ve Servet Güler) Güllizar - Hadi artık biz eve gidelim hanım annem buralarda bayılmasın Sağ olun Muzaffer bey her şey için, sen de Servet siz olmasaydınız burada olamazdım Servet - Affettin mi kocanı artık? Güllizar - Kolay kolay affedeceğimi sanmıyorum zamanla unuturum belki ama gör bak ona daha neler edeceğim, ilk önce okuma yazma öğrensin düşünürüm Hoşça kalın Servet - Muzaffer tayinin çıkmış duydum nereye gideceksin? Muzaffer - Doğuya gideceğim oradaki çocukların da bana ihtiyacı varSen İstanbul’da mı kalacaksın? Servet - Hayır aslında ben de doğuya gitmeyi düşünüyorum, burada yeteri kadar kaldım Orada bize çok ihtiyaç var Muzaffer - Eşin ne diyor peki? Servet - Ben evli değilim ki! Ya sen? Muzaffer - Ben de değilim Bilmiyordum! Servet - Neyi? Muzaffer - Evlisin diye düşünmüştüm Servet - Ben de öyle düşündüm Muzaffer - Annemler haftaya İstanbul’a gelecekler o zamana kadar gitmezsen seni bizim eve götüreyim Ne dersin? Servet - Olur neden olmasın (sesler uzaklaşır) Muzaffer - Sen en çok hangi yemeği seversin? Servet - Kuru fasulye Muzaffer - Bende çok severim 63 Güllizar – Züvehir Züvehir – Niye ışıklar kapalı Güllizar? Güllizar - Bu gün evlenmedik mi! Züvehir - Ya çocuklar? Güllizar - Uyuyorlar, içki içmedin değil mi? Züvehir - Hayır niye sordun ki? Güllizar - Evlendiğimiz gün sarhoştun hatırlasana, gerçi sen hiçbir şey hatırlamayacak kadar sarhoştu nereden hatırlayacaksınO ilk gecemiz olmadı ama şimdi de ilk gecemiz sayılır Züvehir - Çocuklar ne zamandır okuma yazma biliyor Güllizar? Güllizar - İşte Muzaffer bey geldiğinden beri, kızdın mı? Züvehir - Aslında kızmıştım ama ne yalan söyleyeyim Muhittin bey öyle laflar etti ki çocuklarımla gurur duydum, okuma yazma bilmediğim için de bir o kadar utandım Güllizar - Merak etme ben de çocuklarla öğrendim sen de öğrenebilirsin Züvehir - Ben kendimi her şeyi bilir görürdüm ama aslım hiç de öyle değilmiş, çocuklarım benim durumuma düşmeyecekler ya çok mutlu oldum, kızmıştım ama şimdi kendime kızgınım seni dinlemedim Güllizar - Muhittin bey cüzdanı bana verdi, bundan sonra benim de aile içinde sözüm geçecek demekmiş o Züvehir - Şu cüzdana bir daha bakıyım Güllizar - Annemler gerçek cüzdan olmadığını anlayınca nasıl da hayal kırıklığına uğradılar ama, hele Hacer “kırk yılın başında bir şey veriyorlar ama deri bile değil kağıttan” diye(güler) Züvehir - Güllizar Türk yazıyor değil mi! Züvehir Türk ile Güllizar Türk Güllizar - Zaman çok değişti Züvehir biz zamanının çok gerisinde kaldık, bunları telafi etmemiz lazım Artık batıl inançlarla , saçma sapan laflarla hareket etmekle bir şey olmuyor Padişahlı dönemde değiliz ki, bak sen bile karşı koyabildin mi CumhuriyeteBaharı saklayamazsın ki Züvehir gazetede böyle yazıyordu baharı doğadan saklayamazsınız, ağaçlar mutlak çiçek açar ve doğa canlanır bunu engelleyemezsiniz diyordu Sen de savaşmaktan vazgeç artık ve baharın geldiğini kabul et Züvehir - Haklısın artık eski fikirler yok Güllizar - Evet yok, bu bizim ilk gecemiz yeni hayatımızın ve evliliğimizin ilk gecesi(kalkar) Züvehir - Ne oldu? Güllizar - Annem kapıya yağ ile bal sürmüş mü diye bakıyorum Züvehir - Yok kadın bu gün yataktan kalkamadı ki yağla balla uğraşsın merak etme Güllizar - Sürmemiş yani? Züvehir – Evet Güllizar - Kapıdan geçtik ama kapıda bir şey yoktu kalk çabuk kalk Züvehir - Nereye? Güllizar - Ben mutfağa gidiyorum yağ ile bal alacağım sen de odadan çık sürüp tekrar gireceğiz Züvehir - Güllizar! Güllizar - Ne var ne oldu? Züvehir - Hani eski hurafeleri bırakmıştık, batıl inançları Güllizar - Bu batıl inanç mı canım, adet yani olmazsa olmaz hadi kalk Züvehir Züvehir - Hay allahım hem bana söylersin hem de şu yaptığına bak Güllizar - Tamam şu işi yapalım söz bundan sonra böyle şeyler yapmak yok Zaten çocuklar büyüdü bir şey kalmadı ki, ah bak yarın kalkarken ilk sağ adımla atılacak unutmadın değil mi, sofrada kurulu değil odada, of! Züvehir - Dur sakin ol, herkesi uyandıracaksın, ilk gecemiz çocukların odasında geçecek sonra karıcım Resmi nikahlı karım benim Güllizar - Resmi nikahlı kocam, acele et daha balı kilerden bulacağız(ikisi de güler) SON |
|