İnsan
önce tespit etmeli
Teşhisi ziyadesiyle
kararında eminlik vermeli
Gereği için
guygular her vakit hassasiyetle
kontrol edilmeli,ah hissedilmeli
Figanın
nerden nüksettiği
kalpten okunmalı, ruhunun
bizarlığı sürurla kuşanması için aranmalı
Hehim
ne kadar hal ehliyse
Deva için vaktini bekleyen
nasib-i taktiri hissederse
Muhtaç
ve mağdurun gönlüne hitap
etmeyi gaye edinip, şevk verirse
Yürekler
durulur, sancılar azalır
ve yakarışlar nisyandan
çok niyaza gözyaşlarıyla dönüşür
Bir
hekimde asabiyet olursa
Makamını ve sıfatını nefsi
için bir kuvvet kaynağı sanırsa
Çaresiz hasta
bu hakikati onun gözlerinden
okursa, gam ve keder konuşlanır
Halinden
geçmiş nazar, kalbinden
konuşmaya şartlanır, ah
etmesi en yakınınca dikkate alınır
Ne hikmetse
çok okuyan
Adeta çalım satmak için
bahane arayan, halinden uzaklaşan
Sükse
yapmak için şartları zorlayan, emri
vaki yapmaktan sıkılmayan nasıl anlaşılır
Muhatabını
her vakir öğrenci
ve cemaat gören her kimse,
kalbinden söz etmeyen hezayandır
Ey nefsim
sana ne söylesem
Sefil ve rezil etmek için
kimin emrine girdiğini bilmesem
Ruhumu
ve kalbimi yaratan,
irade gibi bir hakkı vermekten
kaçınmayan sahibi hamdetsem
Utanmaya
hasret yüzüm, firkate
ducar olmak için azmeden
kalbim neden kederli, ah bir bilsem
Daha gün
görmeyen kimler var
Saklı umutlar sabrın ve
kanaatin içinde derlenen edeb-i har
Ukte
kim için hazan,
kırılan ümitler sinemi niye yoklar,
ibret artık hakkıyla kar etmiyor yar
Bahar
içimde açsın,
zemheri ufkumdan uzaklaşsın, sürur
bahşeden nidalar ülkesi kalbimden çıkmasın
Sanki yollarına
kar yağdı, kapandı
Kuşlar dahi mahzunluk
edasını takındı, çare nerde kaldı
Gözler
acziyet elinde,
dil lal vaktinde, izan ne kadar
beklesede,uzlet niye hala içimde
Artık
kalbime başını koy,
gözlerim sessizce boşalıyor,
napzıma bir hal oluyor, içim daralıyor
Mustafa CİLASUN