Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dünyadaki, geldi, kuyrukluyıldızlardan

Dünyadaki Su Kuyrukluyıldızlardan Mı Geldi?

Eski 04-16-2012   #1
tersinim
Icon7

Dünyadaki Su Kuyrukluyıldızlardan Mı Geldi?



Son günlerde kimi evrimci dostlarımız canlılığın uzaydan geldiği varsayımı üzerine yoğunlaşmış görünüyorlar Sanki evrimin temel varsayımlarından olan canlılık sıcak su havuzlarında rastlantılarla oluştu ve evrimleşti varsayımından vazgeçmiş gibiler

Bizde bu durumu fark edince canlılık uzaydan mı geldi diye sormuştuk

Bu sorumuza karşılık bir evrimci dostumuz kasım 2010 tarihinde dünyamıza on yedi milyon km yakınından geçen, bu arada rahatlıkla gözlenen Hartley-2 kuyrukluyıldızında var olduğu iddia edilen sularda dünya okyanuslarında bulunan miktarlarda döteryum tespit edildiğinden, dünyamızdaki suların kuyruklu yıldızlar vasıtasıyla geldiğinden bahseden bir yazı yazmış ve bazı iddialarda bulunmuştu

Sayın evrimci dostumuz açıkça canlılık kuyruklu yıldızlar vasıtasıyla dünyamıza taşındı iddiasında bulunmuyordu ama sorumuzu kuyruklu yıldızlarda bulunan suyla ilişkilendirmesi; hele, hele bu suyu okyanus suyu olarak nitelemesi hayli ilginç ve düşündürücü idi

Ortaya koyduğu kaynakların da hayli ciddi oluşu bizi de konuyu ciddiye alıp bir araştırma yapmaya yönlendi

Önce kuyruklu yıldızlar hakkında bazı bilgiler verelim



Kuyruklu yıldızlar kirli kartopu ya da buzlu çamur topu olarak anılırlar Buz (su ve donmuş gazlar) ve (bir nedenle güneş sisteminin oluşumu sırasında gezegenlerde yoğunlaşamamış) kozmik toz karışımından oluşurlar


= = =

Güneş sisteminin diğer küçük cisimlerinin aksine, kuyrukluyıldızlar antik çağlardan beri bilinmektedir Çin kayıtlarına göre Halley kuyrukluyıldızı MÖ 240 yılından beri tanınmaktadır

Keşfedilen kuyruklu yıldızların sayısı 1024 civarlarındadır Bunların 184 tanesi dönemleri iki yüz sene civarlarında olan periyodik kuyruklu yıldızlardır

Bunların dışında kalanların pek çoğu (evren tam bir düzen içinde olduğundan) periyodik kuyruklu yıldızlar olması gerekir ama periyotları o kadar uzundur ki dönemleri sağlıklı olarak tespit edilememektedir

Kuyruklu yıldızların yapıları şu şekildedir

Nüve: Nispeten katı ve kararlı olan çekirdek, su buzu ve diğer donmuş gazlar ve az miktarda kozmik toz ve diğer katı cisimlerden oluşmuştur

Koma: Çekirdekten buharlaşan su, karbondioksit ve diğer nötr gazların yoğun bir bulutudur Nüveyi çevreleyen ışık topu şeklinde görülür

Hidrojen bulutu: Çok büyük (milyonlarca km) ancak son derece seyrek bir nötr hidrojen zarfı

Toz kuyruk: 10 milyon km'yi aşan uzunlukta, çekirdekten kaçan gazlarla taşınan mikroskobik toz partiküllerinden oluşmuş duman

Toz kuyruk kuyrukluyıldızların çıplak gözle görülebilen en belirgin özelliğini teşkil eder

İyon kuyruk: Kuyrukluyıldızın, yüzlerce milyon km'ye varan uzunlukta, güneş rüzgârıyla reaksiyon sonucu iyonize olmuş gazlardan oluşan plazma kuyruğudur

Kuyrukluyıldızlar güneşe yeterince yakın olmadıkça görülmezler

Bazılarının yörüngesi güneş sisteminin bir hayli dışına taşar, bunlar bir kez görüldükten sonra binlerce yıl boyunca geri dönmezler

Halley gibi kısa ve orta periyotlu kuyruklu yıldızların yörüngelerinin çok az bir kısmı güneş sistemi içinde kalır

Yörüngeleri güneşe yaklaşan kuyrukluyıldızların, güneş ya da gezegenlerle çarpışma ya da oldukça yakın bir geçişle (özellikle Jüpiter'e yakın geçerlerse) güneş sistemi dışına atılmaları olasılığı vardır

Kuyrukluyıldızlar tersinim sonucu güneş yakınından yaklaşık beş yüz geçiş sonunda buz ve gazlarının tamamına yakınını yitirerek asteroidlere benzer bir görünüm kazanırlar

Bunu nedenleri güneş gibi ısı kaynaklarına yaklaştıkça barındırdıkları su ve gaz buzlarının erimesi ardından buharlaşmasıdır

Kuyruklu yıldızlar sıvılaşan ardından buharlaşan elementleri kütle çekim kuvvetleriyle bünyelerinde tutamaması, evrene saçılmasına engel olamamasıdır

Kuruyan, bu nedenle ışıyamayan kuyruklu yıldızlar sonuçta asteroidlere dönüşürler

Diğer ifade ile asteroidler de tek damla bile su bulunmamaktadır Fırından yeni çıkmış nohut taneleri kadar kurudurlar

Sayın evrimci dostumuzun örnek verdiği kuyruklu yıldıza gelince

Hartley -2 ismi verilen kuyrukluyıldız Kasım 2010’da dünyamıza 17 (on yedi) milyon km yakınından geçti Bu arada yakından incelenme imkanı bulundu Söz konusu kuyruklu yıldızın çekirdeği sadece 15 (bir buçuk) km civarlarında, yer fıstığı görünümünde; yuvarlana, yuvarlana hareket eden bir buz kütlesiydi



Deep Impact uzay aracıyla çekilen Hartley-2’nin fotoğrafı

Araştırmalarda Hartley-2’nin komasında dünya okyanuslarında bolca gözlemlenen döteryum (Hidrojen gazının izotoplarından=ağır hidrojen) gazının varlığı ölçümlendi

Var olduğu iddia edilen su kütlelerinde döteryum oranlarının dünya okyanuslarında bulunanlarla aynı oranlarda olması o suların okyanus suyu olarak nitelenmesine yeter mi?

Evrimci dostumuza göre yeter ama bize göre yetmez

Dünya okyanus sularında bol miktarlarda döteryum vardır ama yanı sıra tuz, amonyak, oksijen vb pek çok elementler de vardır

Evrimci dostumuz gibi kimi bilim adamları dünyadaki suyun büyük ölçülerde kuyruklu yıldızlardan geldiğini savunurlarsa da kuyruklu yıldızların yapısı, periyotlarının uzunluğu, güneş sisteminin yapısı, dünyanın Güneş sistemindeki konumu ( Dünya’ya yaklaşmak Jüpiter’e yaklaşmak demektir) bu varsayımı imkansız kılar

Dünyada bol miktarda (dünya yüzeyi dörtte üç su ile kaplıdır) suyun bulunması bu suyun asteroidlerle taşındığı iddiasını gülünç duruma düşürür

Tersinim teorisine göre ilk dönemlerde dünyamızda bol miktarlarda oksijen ve hidrojen vardı Bu gazlar ve diğerleri (örneğin azot) Güneş henüz ışımaya başlamadığı dönemlerde buz kütleleri halinde dünyamıza uzaydan gelmiştir

Güneş ışımaya, ardından ısıtmaya başlayınca bu buzlar eriyip dünya atmosferini oluşturdu Ardından hidrojen ve oksijen tutuşup yanmaya başladı Oluşan su buharının basıncı zamanla bu büyük yangını söndürdü

Dünya atmosferinde hidrojene göre oksijenin fazla olmasının nedeni ise büyük yangında hidrojenin oksijene göre daha çok harcanmasıdır

Dünyamızda bulunan suyun miktarı ve atmosferindeki hidrojen ve oksijen gazının varlığı ve oranı bu varsayımın kanıtlarıdır

= = =

Kimi evrimci bilim adamlarının kuyruklu yıldızlarda okyanustakilere benzer suyun bulunduğumu, asteroidlerle dünyamıza ulaştığını savunması gelecekte ortaya atılmaya hazırlanılan bir varsayıma ön hazırlık mahiyetinde olmalıdır

Malum…

Evrimciler Urey-Miller deneylerinde (kendine özel= oksijen bulunmayan) okyanus suyunu kullanıp cold trap gibi özel düzenekler kurarak yaşamın temel taşlarından olan aminoasitlerin rastlantılarla oluşabileceğini ilan etmişler, bu deneyi evrimin yadsınamaz kanıtı gibi takdim etmişlerdi

Fakat bilim sadece aminoasitlerin oluşumunun canlılığın rastlantılarla oluşması anlamına gelemeyeceğini, canlı hücrelerinin inanılmaz komplekslikteki yapılarını kısmen de olsa göstererek kanıtlamıştı

Fakat evrimcilerimiz ortaya attıkları varsayımlardan kolay kolay vazgeçmezler

Evrimcilerin canlılık uzaydan kuyruklu yıldızlar vasıtasıyla geldi iddiasını ortaya atmaları boşuna değildir

Canlılığın oluştuğu varsayılan kaynaklarından dünyamıza gelmesi için canlılık özelliklerini koruyabilecekleri ortam ve imkanlara sahip vasıtalara, araçlara gerek vardır

Aksi halde nice bin yıllar sürecek bu uzun ve çetin yolculuklarında canlılıklarını koruyamayacaklardır

Nitekim yapılan deneyler bakteriler gibi tek hücreli canlıların uzay amansız şartlarına ancak birkaç saat dayanabildiklerini, ardından hepsinin öldüklerini göstermiştir

Bu nedenlerle kuyruklu yıldızlar evrimcilerce canlılığın uzayda taşınabileceği ideal vasıtalar olarak algılanmış olmalıdır

Bir evrimci için eğer kuyruklu yıldızlarda okyanus suyuna benzer su varsa ve şu yada bu yolla dünyaya aktarılabiliyorsa kuyruklu yıldızlarda hazırlanmış aminoasitler niçin dünyaya ulaştırılmış olmasın?

Bütün bunlar daha sonra ortaya atılacak kuyruklu yıldızlarda okyanus suyuna benzer sular vardır Bu su da aminoasitler oluştu Ardından dünyamıza ulaştı, aminoasitlerden de canlılık oluştu varsayımının ön hazırlıklarıdır

Evrimci dostlarımız ortaya attıkları varsayımların doğruluğunu gönülden inandıklarından bu varsayıma da kanıtlanmış sayıp sahip çıkacaklarından şüphe yok

Ama uzaydan gelen canlı varsayımın canlılığın rastlantılarla nasıl oluştuğu sorusuna bir cevap olmayacağı açıktır

Bu varsayım bu soruya yanıtlamaz ama evrimcilerin canlarını sıkacak daha pek çok soruların gündeme gelmesine neden olur

Yazımızın başında sormuştuk

Kuyruklu yıldızlarda var olduğu iddia edilen sulardaki döteryum oranının dünya okyanuslarında bulunanlara benzemesi o suyun okyanus suyu kabul edilmesine yeter mi?

Dünya okyanus sularında bolca bulunan tuz , amonyak vb gibi diğer maddeler ne olacak?

Sayın evrimci dostlarımız bu ve diğer sorulara cevap aramaya başlasalar iyi olacak diyebiliriz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.