Gılgameş |
12-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
GılgameşGılgameş Gılgameş Kitap Özeti - Gılgameş Destanı - Gılgameş?in Tiyatro Tarihi İçindeki Yeri Ve Etkileri Mezopotamya?da yaşadığı kabul edilen ilk çağ destan kahramanıdır Onun hayatını konu alan yazılı metinlere de ?Gılgameş Destanı? adı verilir Akkadca?nın en önemli yazılı örneklerinden olan Gılgameş Destanı, Asur kralı Asurbanipal?in Ninova?daki kitaplığında bulunmuş on iki tabletten meydana gelmiştir Metindeki boşluklar Mezopotamya?da Anadolu?da ortaya çıkarılan başka kitabelerden elde edilen bilgilerle tamamlanmıştır MÖ İkinci bin yılın ilk yarısında Sümer dilinde yazılmış beş küçük şiirde Gılgameş?le ilgili bilgi vermektedir Bu şiirler; ?Gılgameş ve Huvava?, ?Gılgameş ve Göklerin Boğası?, Gılgameş ve Kişli Agga?, ?Gılgameş, Enkidu ve Ölüler Dünyası? ve ?Gılgameş?in Ölümü? adlarını taşırlar Destanda ve şiirde adı geçen Gılgameş, büyük bir ihtimalle MÖ Üçüncü bin yılın ilk yarısında Mezopotamya?nın güneyinde Uruk?ta hüküm sürmüş olan bir kraldır Dolayısıyla Kiş Hükümdarı Agga ile aynı çağda yaşamışlardır Tufandan sonraki Sümer kralları listesinden de söz edilen Gılgameş?e kutsal bir kişilik izafe edilmektedir Destan ve şiirde anlatılan ve Gılgameş?e ait olduğu söylenen kahramanlıkların tarihi belgesi yoktur İlahi dinlerin bozulduğu, putlara tapıldığı bir zamanı anlatan Gılgameş Destanı hakkında bu tabletlerden başka bilgi bulunamamıştır 1TABLET : Ninova?da bulunan yazılı tabletlere göre Gılgameş; büyük bir savaşçı, yapıcı, yeryüzünde ve denizlerde olup bitenleri bilen yarı tanrı, yarı insandır Zalim ve sert bir idarecidir Uruk halkı başka tanrılara başvurarak onun bu sert idaresinin önlenmesini isterler Gök tanrısı Anu, Gılgameş?in sert ve zalim idaresini engelleyebilmek için Enkidu?yu yaratır Enkidu daha önce hayvanlar arasında yaşamış vahşi bir insandır Fakat, Gılgameş?in gönderdiği bir ****** Enkidu?yu şehre getirir ve uysallaştırarak şehir hayatına alıştırır Enkidu, kısa sürede şehirlilerin hayat biçimine alışarak Uruk?a gelir Gılgameş onu beklemektedir 2TABLET : Enkidu ile Gılgameş arasında bir güç denemesi yapılır Bu güç denemesinden Gılgameş üstün çıkarBundan sonra Enkidu, Gılgameş?in dostu ve yoldaşı olur 345 TABLET :Gılgameş ile Enkidu uzaktaki bir sedir ormanının korucusu Huvava?yı öldürmeye giderlerEldeki parçalarda bu mücadelenin sonucu ile ilgili bir bilgi yoktur 6 TABLET : Uruk?a dönmüş olan Gılgameş, Aşk Tanrıçası İştar?ın evlenme teklifini geri çevirir Tanrıça?nın onu yok etmek için gönderdiği kutsal boğayı da Enkidu?nun yardımıyla öldürür 7 TABLET : Enkidu?nun gördüğü bir rüya ile başlar Enkidu rüyasında boğayı öldürmesi sebebiyle Ea, Anu ve Şamaş adındaki üç tanrının, kendisini öldürmeye karar verdiklerini görür Bunun üzerine Enkidu hastalanır ve ölür 8 TABLET : Gılgameş?in Enkidu için yaktığı ağıt ve onun için düzenlediği büyük cenaze töreni anlatılır 910 ve 11 TABLET : Gılgameş, Babil tufanından sağ kurtulan Utnapiştim?i bularak ölüme yakalanmamanın sırrını öğrenmek için tehlikeli bir yolculuğa çıkar Sonunda Utnapiştim?e ulaşır Utnapiştim ona tufanın hikayesini anlatır ve gençliğini geri getirecek bitkiyi nerede bulacağını gösterir Gılgameş bitkiyi elde ettikten sonra, bir yılana kaptırır ve üzüntülü olarak Uruk?a geri döner 12 TABLET : Destan?a ek özelliğinde olan on ikinci tablette pukku ve mikku adı verilen nesnelerin kaybolması anlatılır Destan, Enkidu?nun ruhunun yeryüzüne dönüşü ve ölüler dünyasındaki kötü ve üzücü halleri anlatmasıyla son bulur KİMLİK ÇÖZÜMLEMELERİ 1 Oyunun Adı : Tanrılar Ve İnsanlar (Gılgameş) 2 Yazıldığı Yıl : 1954-55 3 Bölümlenmesi : 4 perde 4 Türkçe baskıları : Maarif Basımevi / Ankara / Mart 1959 Adam Yayıncılık / İstanbul / Ocak 1983 5 Konu : Oyunda özgürlük, ölümsüzleşmekle olanaklıdır İnsan, yaratılışı gereği ölümlüdür Gılgameş?in kendini ölümsüz kılabilmek için verdiği mücadele konu edinilmiştir 6 Kişiler : Birinci Genç, Birinci İhtiyar, Çocuklu Kadın, Birinci Kadın, İkinci İhtiyar, Birinci Savaşçı, İkinci Savaşçı, İkinci Genç, Nin-Sun, Gılgameş, İştar, Avcı, Miliza, Engidu, Anu, Antum, Aruru, Kör, Utnapiştim, Utnapiştim?in Karısı, Urşunabi, Rakkaseler 7 Dekor : 1 Perde : Gılgameş?in açık ordugahı, yalçın kayalıklar arasında, giriş yanarcalarla donanmıştır Solda ve önde, hayvanları çözülmüş iki savaş arabası vardır 2 Perde : Birinci Uruk dönemine ait bir tapınağın içi, tapınak o dönemin özelliği olan plan-konveks tuğlalarla yapılmıştır Bu kuruluş, sağlı sollu duvarlarla daha da göze batar Her iki duvarın orta yerinde birer giriş kapısı vardır Her iki yanda birer genk İki taraflı duvarlar birtakım payandalarla süslenmiştir Sahnenin tam karşısında yine aynı şekilde payandalı bir duvar vardır Orta yerde taş bir merdiven tapınağın bulunduğu platforma çıkmaktadır Platformun üstünde ve merdivenin tam karşısında dört ahşap sütun üstünde oturtulmuş süslü bir sundurma Ahşap sütunlar; bakırdan, sedeften, şistten ve kırmızı kalkerden mozaiklerle işlenmiştir Tapınağın girişini iki yanda doğal büyüklükte ve bakır kaplamalı, iki aslan ile kapının üstünde iki geyiği kavramış bir halde Kartal Tanrı İmdugug?u tasvir eden bir kabartma süslemektedir Yapının duvarları bakırdan boğa statüleriyle süslenmiştir Daha üstte ise, üç sıralı freskler vardır Sahneyi boydan boya kaplayan sağlı sollu duvarların üstünde gökyüzü görünür 3Perde :Sahne, bir kır sahnesidir Ayak bileklerine kadar yükselen otlar vardır Birkaç sıra halinde dizilmiş ağaçlar pek sık değil, bu ağaçların arkasında bir derenin kıvırdığı dirsek belli belirsiz fark edilir Daha arkada verimli toprak, gerilere doğru yerini vahşi dağlara bırakmaktadır Ön planda ise; aynı toprak, yeşil bir vadi gibi uzayıp gider Birkaç tepecikten başka hiçbir kabartı göze çarpmaz Sol ön köşedeki tepecikte böyle bir kabartıdır Ta gerilerden, o vahşi tepelerden geliyormuş sanısını veren ince bir patika, sahnenin ortasından kıvrılıp, bu tepeciğin arkasına sokulur ve orada kaybolur 4Perde : Utnapiştim?in mağarasının önüdür Mağara, sahnenin sağ arka köşesine oturtulmuştur En arkada ise, insana uzaklık duygusu veren dalgalı bir araziden sonra mor dağların gölgeleri görünür Şurada burada sivri kayalar bulunur Bir patika, o mor dağlardan iner ve birden kesiliveren bir yar dibinde birden kaybolur Bu yar dibinden çıkan başka bir patika Utnapiştim?in mağarasının önüne çıkar Mağaranın önünde ise küçük bir açıklık vardır 8 Ortalama Süre : 2 Saat 9 İlk Oynanışı : 3/11/1954 Ankara Devlet Tiyatrosu OYNAYANLAR : I Genç : Semih Sergen I İhtiyar: Muammer Esi Çocuklu Kadın: Jale Uzman I Kadın: Türkan Bora II İhtiyar: Nuri Gökseven I Savaşçı: Ahmet Demirel II Savaşçı: Haluk Kurdoğlu II Genç: Vedii Cezayirli Nin-Sun: Muazzez Lutas Gılgameş: Cüneyt Gökçer İştar: Yıldız Akçan Avcı: Kerim Afşar Miliza: Macide Birmeç Engidu: Coşkun Orhon Anu: Suat Taşer Antum: Türkan Bora Aruru : Melek Koçer Kör : Yıldırım Önal Utnapiştim: Saim Alpago Utnapiştim?in Karısı: Süreyya Taşer Urşunabi: Oğuz Bora Rakkaseler: Kaya Kopuz Tenasüp Kopuz Güzide Kalın Fezal Esmen MÜZİK : Nevit Kodallı DEKOR : Refik Eren ORTAM ÇÖZÜMLEMELERİ 1 Oyunun Türü : Tragedya formunda yazılmış çağdaş bir oyundur ORHAN ASENA 7 Ocak 1922?de Diyarbakır?da dünyaya gelmiştir 2 Orhan Asena?nın Dünya Görüşü Ve Tiyatro Anlayışı : Asena, Gılgameş ile ?insana yeni bir şeyler getirmeyi amaç edinen, bunun için tüm kurumlarıyla, kurallarıyla, skolastiğiyle eski düzeni sarsan, durmadan yeniyi arayan kahramanın prototipini yarattığını? belirtmektedir Asena, eski bir Sümer söylencesini bu tematik bağlam içinde çağdaş bir söyleme dönüştürmeye çalışırken, ister istemez Antik Yunan dramatiği çevresine değinmektedir Tanrısal sırrı insanlara kazandırma savaşımıyla, Prometheus?u anımsatırken, gerçeği sonuna kadar sorgulama savaşımıyla da Oidipus?u anımsatmaktadır Ancak, Asena?nın Gılgameş?i, daha çok, sınır tanımaz savaşım gücüyle, insanların üstünde yada önünde kalan kişi konumuyla, ?önder? insanı temsil etmektedir Ama, Asena, insanın özgürleşme sorununu ?önder? insanda odaklaşırken, metafizik bir düzlemde ele alışıyla, özgürlük savaşımının ötesine taşımakta; böylelikle, Tanrılar Ve İnsanlar?ı ülküsel bir ?düşünce oyunu? halinde ortaya koymuştur Asena?ya göre, zaman nekadar değişirse değişsin eski çağla yeni çağ; ilk insanla geleceğin insanı arasında bir bağ, değişmemiş hep aynı kalmış çizgiler, görüşler, sezişler bulmak mümkündür 3 Oyunun, Yazarın Öteki Yapıtları İçindeki Yeri : Asena, Tanrılar Ve İnsanlar?ı; yaşamını milattan önce ve milattan sonra olarak ikiye ayıran bir oyun olarak nitelendirmiştir Gılgameş?i yazmadan önce kendisini bir amatör, mesleğini doktorluk olarak tanımlıyor Gılgameş, onun için bir fenomendir Tiyatro hakkında görüşleri Gılgameş?ten sonra gelişmeye başlar ki, diğer oyunlarına ışık tutar Gılgameş?i tarihsel bir oyun saymayan yazar, onun tarih ötesi arkaik bir söylence kişisi olduğunu kabul eder Gılgameş, yüzbinlerce yıllık insanlık tarihinin bize çağ çağ ulaşmış, kendi alanlarında bir şeyler katmış, dünyamızı değiştirmiş kahramanların bir prototipi, bir simgesidir Bu yanıyla Prometheus?u çağrıştırır Aslında ondanda eskil, arkaik onunda babası, hatta atasıdır Prometheus da tanrılar tanrısı Zeus?u dinlemeyerek, göklerdeki ateşi insanlara getirecektanrılar cephesine karşı geldiği için nasıl cezalandırılmışsa Prometheus, insancıklarıyla tanrıların çıkarlarının çakıştığı noktaya, insancıklarının yanında yer aldığı için öyle cezalandırılmıştır Gılgameş Görünüşte eski bir söylence çerçevesine sokulup, dram formunda yazılmış olan Asena?nın Gılgameş?i, zaman ötesi ayrıcalıklara da kavuşmaktadır Kapsadıkları düşünceler, zaman ve mekan zorunluluklarını aşıyor Kişilerin ve olayların simgeselliği, okuyucuya ve seyirciye edebiyat ötesi dünyayla da ilgili bildiriler iletiyor Toplum-önder ilişkisi açısından Gılgameş, toplumun ilersinde ve kalabalıklar içinde yapayalnızdır Önder, ödün vermeden yürüme kararlılığında olan kişidir Efsaneye göre, üçte iki tanrı üçte bir tanrı olan bu karakteri Asena, merkeze alabilmek, bizlere yakınlaştırabilmek için üçte bir tanrı yapmıştır 4 Gılgameş?in Tiyatro Tarihi İçindeki Yeri Ve Etkileri : Eserin ilk oynanışı, 1954 yılında olur Görkemli bir açılışla Ankara?da Büyük Tiyatro?da oynanır İlk sahneye koyan Cüneyt Gökçer oyunu, spectacle bir havada sahneye koymuştur Burada yirmi temsil oynandıktan sonra Muhsin Ertuğrul 1954?te gelince kalkmıştırYıllar sonra 1983?de Turgut Özakman zamanında da altı temsil verdikten sonra gösterimden kalkmıştır Gılgameş?in bu denli yankı yapması, kitap halinde yayınlandığı yıl olan 1960?da Türk Dil Kurumu Ödülü?nü alışı, Fransızca, İngilizce, Almanca, İtalyanca, Rusça ve İspanyolca?ya çevrilmesi, beklide, bu kadar kısa süre ama coşkuyla oynanan bu oyunun sonuçta yazara büyük sorumluluklar yüklediği de gerçektir Oyunu çağımıza aktardığımızda oyunda geçen böylesi bir cephenin bugün de insancıklar üzerinde baskısını yürüttüğünü görürüz diyen Tahsin Saraç bunu şöyle dile getirmiştir; ? (?) Yığınlar üstündeki ağırlığını henüz yeni yeni duyurmakta olan bir Tanrılar cephesidir bugünkü de Tek sözcükle eski düzen diyebiliriz buna bal gibi Yaşlanmış, artık sözünü geçiremez olmuş, zaman zaman yer yer çiğnenip geçilmiş bir aktöre, çok tartışma götüren, üstünde çekişmeler kavgalar yapılan toplumsal değerler, kişileri sınır sınır bölen, birbirine düşüren türlü bağnazlıklar, şu yada bu dogma adına başvurulan sayısız zorbalıklar, gelenekler, görenekler, türlü yönetim biçimleri?İşte çağdaş Tanrılar cephesi?? (Asena?nın Oyunlarındaki Ezilmiş İnsancıklar) Türk Dili, yıl 20, sayı: 236, 1 Mayıs 1971,Ank Prof Şevket Aziz Gılgameş?i, kahraman prototipinin bir epopesi olarak tanımlarken, aktör Suat Taşer, oyunun özgürlük türküsünü dile getirdiğini dile getirmiştir Prof Rene Giraud, Gılgameş?in yazdığı önsözde, Utnapiştim?in ?Her kuşakta bir Gılgameş gelmeli ki, insanlar o büyük, o korkunç karanlıklara atılabilsinler?, repliğinden yola çıkarak ?Belli ki Orhan Asena?nın kuşağının Gılgameş?i Atatürk?tür?, der Yukarıda sözünü ettiğimiz Rene Giraud?un insanları köstekleyen zincirleri kırabilen ?Asena çağının Gılgameş?i, Atatürk?tür?açıklaması daha sonraları, Polonyalı bir Türkolog olan Teresa Ciecierska-Chtapowa tarafından yapılan 36 sayfalık Asena?nın oyunlarındaki devrim düşüncesini irdeleyen çalışmasında da esas alınarak, bu düşünce 1953-1954 yıllarının Atatürk ilkelerinden ilk ödünlerin verildiği yıllar olarak ele alınırGerçi Asena?nın çıkış noktasında böyle bir paralellik söz konusu değildir Ama gerek o, gerek Giraud, gerekse Chtapowa?nın yaklaşımlarını onaylar Chtapowa?nın yorumunun ilginç olması bakımından ele almakta yarar var O, Gılgameş?in Cumhuriyetin 31 yılında yazıldığı yani Cumhuriyetin güçlendiği bir dönemin eseri olduğunu belirttikten sonra Kemalist dönem öncesine de belli bir perspektifle bakılabilecek uzaklığın kazanıldığını vurgular Asena?nın Cumhuriyet kuşağı yazarı olarak gençlik yılları ve bilincinin oluşmasında Mustafa Kemal?in canlı bir simge olduğunu ve bu kuşağa o şanlı devrin büyüsünü yaşattığını yineler 1954 yılında artık olgun bir insan olan Asena?nın eleştirel bir bakış açısıyla, Menderes mitosunun yaratıldığı ve bundan bıkan halkta umutsuzluk, kaygı ve isyanın ortaya çıkmaya başladığı sırada oyunu kaleme aldığını söyler Destan ise, Sümer-Akad asıllıdır ve destanın en son yapısını alışı İÖ 2000 yıllarından öteye uzanır Destanın kopuk şiirler halindeki başlangıcı çok daha öncelere dayanır Gılgameş kişiliğinin tarihsel uruk kralı, tarihsel gerçekliği ise, apayrı bir konudur İşte bu efsanenin, insan sorunlarını evrensel olarak ele alışı nedeniyle zaman ve mekandan soyutladığınız zaman bugünde süregelen güncelliği karşımıza çıkar Bu saptamayı yapan Chtapowa, hammaddeye en uygun sanatsal biçim ve yöntemi seçmede yazarın özgürlüğünden sözetmiştir Tahsin Saraç, ?Asena?nın oyunlarında Toplum ve Önder İlişkisi? başlıklı incelemesinde, oyuna, Gılgameş değil de, ezilenler açısından bakılacak olursa bir kişinin değil, bir topluluğun söz konusu edildiğini belirtir Tahsin Saraç, oyundaki koro için şunları söylemiştir; ? ?Ezilenlerin bir arada boy gösterdiği (?) Antik Yunan korosundan görev bakımından çok ayrı bir koro (?) Tek başına kendi acısını,kendi özlemini, kendi umudunu, kendi ezilmişlik ve umarsızlığını dile getirir? DRAMATURGİ ÇÖZÜMLEMELERİ 1 TEMA : 1a Ana Tema : Özgürlük 1b Yan Tema : Kin, gurur, aşk, sevgi, ölüm, korku, nefret, acıma, düşmanlık, ihanet, tutsaklık, bağlılık, ölümsüzlük, cesaret, inanç, dostluk, kışkırtıcılık 2 ÖNERME : İnsanlar, özgürlük savaşımı uğrunda kararlı, istekli ve önder karaktere sahip olurlarsa toplumun düzelmemesi için hiçbir sebep yoktur 3 MESAJ : Her nesilde Gılgameş gibileri gelecek ve o eski boş inançlar yıkılacak, ilerlemeyi köstekleyen zincirler kırılacaktır Özgürlüğün karşısında ölüm bir hiçtir İnsanlar eğer özgürlük gücünü içlerinde hissederlerse, yaşam sonsuza değin evrimlere açılabilir ve dünya değişebilir 4Oyunun Biçimi : Oyun kapalı biçime göre yazılmıştır 5 Karşıtlıklar : Ölüm ? Ölümsüzlük, Bağlılık ? İhanet, Sevgi ? Nefret, Esaret ? Özgürlük Korku ? Cesaret 6Mekan-Mekanlar : 1 PERDE : Gılgameş?in açık ordugahı 2 PERDE : IUruk devrine ait tapınağın içi 3 PERDE : Kırlık bir arazi 4 PERDE : Utnapiştim?in mağarasının önü 7 Atmosfer : 1 PERDE : Savaş atmosferi vardır 2 PERDE : İlk başlarda gergin olan hava, Gılgameş?in Engidu ile dost olmasıyla yumuşar 3 PERDE : Perdenin başlarında tartışma ortamı vardır İştar ve Engidu sahnesinde gergin, Engidu?nun ölümüyle de hüzünlü bir hava vardır 4 PERDE : Sorgulayıcı ve gergin bir hava hakimdir 8 Kişileştirme :Oyun kişileri karakter özelliği taşımaktadır 8a Eksen Karakter :Gılgameş 8b Karşı Eksen Karakter :İştar 9 Oyun Kişilerinin Yapısal Özellikleri : 9a Biyolojik Özellikler : Gılgameş ; Genç, iri yarıdır Uzun ve gür saçları; uzun, göğsüne kadar uzanan sakalları vardır İştar ; Güzel bir vücudu, dağınık ve omuzlarına kadar uzanan saçları vardır İnsanları yakıp, kül eden bir güzelliği vardır Miliza ; Güzel bir kızdır Güzel bir sesi vardır Engidu ; Gılgameş kadar iri, gösterişli, güçlü, ve kuvvetlidir Yirmili yaşlardadırVahşi bir görüntüsü vardır Utna piştim ; Uzun, iri yarı bir görüntüsü vardır Nin-Sun ; Bakımlı ve güzel bir kadındır 9b Psikolojik Özellikler : Gılgameş ; İnsanların isteğini tanrıların isteğinden üstün tutan adaletli bir yapısı vardır Kendine güvenen, gururlu, söz dinlemez, cesur, kinci, akıllı, dürüst, vefalı, iradeli, kararlı ve insancıl bir karakterdirYazgıya inanıyor İştar?ı seviyor Ne yapması gerektiğini biliyor İştar ; Karşısındakini elde etmek için tatlı dilini ve güzelliğini kullanıyor Riyakardır Yerine göre tutkulu, yerine göre kırılgan ve kindardır Gılgameş?e aşık, doyumsuz biridir Miliza ; Süsüne düşkün, oynak bir kadındır Engidu?yu seven Miliza?nın, şefkatli ve koruyucu bir yapısı vardır Engidu ; Önceleri hayvansı duygulara sahipse de Miliza onu eğitir Bilgisiz, ürkek, vahşi ve saftır Bunun yanında gururlu, erdemli ve merttir Utnapiştim ; Bilgili ve babacan, sözünün eri bir kişidirTanrılara bağlıdır Nin-Sun ; Gılgameş?in üzerine titrer Koruyucu ve gözetici bir yapısı vardır Gururludur 9c Sosyolojik Özellikler : Gılgameş ; Yarı tanrıdır Şamaş ve Kraliçe Nin-Sun?un oğludur Gaddar En-Me-Kar?ın da torunudur İştar ; Güzellik Tanrıçasıdır Tanrı Anu ve Tanrıça Antum?un kızıdır Miliza ; Toplumda güzelliğiyle yer edinmiş bir ******dir Engidu ; Tanrı Aruru?nun öldürmeyip, ormana saldığı bir orman yabanisidir Utnapiştim ; Balıkçılıkla uğraşıyor Şurripak Kralı Ubar Tutu?nun ölümsüz oğludur Tanrıların sırrını saklamakla görevlendirilmiştir 9d Tavır Özellikleri : Gılgameş ; Annesinin tüm uyarıları karşısında dik başlı bir tavır sergiliyor Tanrılara ve düzenlerine karşı öfkelidir İştar?ın karşısında iradesini kontrol etmeye çalışıyor Korktuğunu yada sevgisini belli etmemek için kahkahalar atma yoluna gidiyor İştar ; Tatlı dilli, güzelliğini ön plana çıkarma eğilimindedir Duygularını belli etmemek için ara sıra yüzünü kapatır Miliza ; Oynak ve çevik bir tavır içerisindedir Engidu ; Vahşi, yabanıl bir hayvan davranışı içindedir Utnapiştim ; Babacan ve ağır hareketlidir Nin-Sun ; Oğlunun inatçılığı karşısında endişeli bir tavır sergiler Tavırları anaçtır 9e Konumları Ve Yönelişleri : Gılgameş ; Uruk kralıdır Özgürlük ve ölümsüzlüğe ulaşma yolunda kararlıdır İştar ; Güzellik Tanrıçasıdır Oyunun başında Gılgameş?i alt etmeye çalışsa da ona sevgi beslemektedir Oyunun sonlarında Gılgameş?in insansı yönlerinin daha çok ortaya çıkmasıyla, bu sevgi bir aşka dönüşüyor Miliza ; Halkın içinden biridir Engidu?ya duyduğu sevgi, Miliza?da annelik duygusunun verdiği koruma içgüdüsünü ön plana çıkartıyor Engidu ; Gılgameş?in dostudur Kavgada Gılgameş?e yenilmesi karşısında kendisini öldürmesini istese de, daha sonra Gılgameş?in arkadaşlığına inanarak onun için ölüme bile gider Utnapiştim ; Tanrıların sırrını saklayan bir ölümsüzdür Gılgameş?e gerçeğin farkına vardırmak için çaba sarfeder 9f Oyun Kişisinin Amacı : Gılgameş ; Tanrıları alt ederek, ölümsüzlüğe ve özgürlüğe kavuşmak İştar ; Gılgameş?i güzelliğiyle büyüleyerek, ortadan kaldırmak Miliza ; Engidu ile birlikte olmak Nin-Sun ; Gılgameş?i Tanrılara karşı olmaktan vazgeçirmek Utnapiştim ; Gılgameş?e sırrı vermemek 9g Oyun Kişisinin Önündeki Engel / Engeller : Gılgameş ; Önündeki engel Tanrılar ve ölümdür İştar ; Gılgameş?in güçlü iradesi Miliza ; Engidu?nun Gılgameş?e can yoldaşı olması Engidu ; İştar?ın onun karşısına çıkması Nin-Sun ; Gılgameş?in amacı doğrultusunda kararlı davranması ve dikbaşlılığı Utnapiştim ; Tanrılar tarafından sırrı saklama konusunda tutsak bırakılması 10 Aksiyon gelişimi : 10a İç Aksiyon Gelişimi : İştar, oyunun başlarında, Gılgameş?e içten içe bir sevgi duyuyor Gılgameş?in onu küçümsemesiyle bu sevgi kine dönüşüyor Oyunun sonlarına doğru bu kin, Gılgameş?in insansı yönlerinin daha çok ön plana çıkmasıyla içindeki sevginin tutkulu bir aşka dönüşmesiyle son buluyur İçinde duyduğu bu tutkulu aşk sonucunda İştar onun ölmesini, yok olup gitmesini istemiyor Gılgameş, oyunun başlarında, insanların tanrılar karşısında özgürlüğü için, tanrılara kin besliyor İştar?a da belli etmek istemese de içten içe bir sevgi duyuyor Ama bu içindeki kin bu sevginin dışa vurumunu engelliyor Tanrılara karşı olan bu kini, can yoldaşı Engidu?nun ölmesine bir vesile oluşturuyor Bu ölümle tam anlamıyla ?özgür insan? olabilmenin önemini anlarUtnapiştim bile onu bu özgürlük düşüncesinden alıkoyamaz Engidu, Gılgameş?in onu kavgada yenmesiyle ölmek ister Gılgameş?in onu öldürmeyip, bağrına basmasıyla onun can yoldaşı olur Onu o kadar çok sever ki kendi yaşamı bile artık ikinci plandadır Başlangıçta bilinçsiz olan ve hayvancıkları arasında yaşayan Engidu, sonunda ****** Miliza sayesinde fizik aşkın gizlerini keşfeder Bu alışkanlık, onda insanlığın uyanması ve gelişmesi sürecini başlatır Gılgameş?in tanrılara karşı giriştiği kavgada, tek dostu ve müttefiki işte bu Engidu olmuştur 10b Dış Aksiyon Gelişimi : Gılgameş?in tanrılara kafa tutmasıyla İştar, Gılgameş?in yanına gelir İştar, Gılgameş?in tanrıları küçük düşürmesiyle intikam almak ister İntikamını Engidu?yu öldürmekle alır İlk başlarda Gılgameş?in üzerine giderken, oyunun sonunda ona duyduğu sevgiden dolayı ondan kaçmak ister Gılgameş, halkın isteklerini tanrıların isteklerinden daha ön planda tutar Hatta bu uğurda kutsal sayılan sedir ağaçlarını kullanabileceklerini söyler ve İştar?ı halkın önünde küçük düşürür Nin-Sun?un Engidu?yu düşman gibi göstermesiyle sebepsiz yere Engidu ile dövüşür ve onu yener İşin içinde hile olduğunu öğrenince, utanarak Engidu?yu bağrına basarOnu kardeşi ilan eder Engidu ile tanrılara savaş açarlar Engidu?nun İştar tarafından öldürülmesiyle tanrı sırlarını bilen Utnapiştim?in yanına gider Utnapiştim?in tüm çabalarına rağmen özgürlük düşüncesinden vazgeçmez ve İştar?ın kollarına atılır Tanrıların öfkesine neden olan Engidu?yu, onların gönderdiği İştar ateşinde yakarBu noktada ölüm teması ön plana çıkar ve Gılgameş ölümsüzlüğün gizini koparmak için atılıma girişir Üçüncü ve son aşamada artık güç denemesi değil de, durumların çatışması verilir 10 Olay Dizisi : Gılgameş, Nin-Sun?un tanrı Şamaş?tan olan çocuğudur En-Me-Kar, tahtına ortak istemediğinden Gılgameş?i gizlice doğuran Nin-Sun, doğurduğu gün Gılgameş?in alın yazısını okumuş, O?nun bekledikleri insan olduğunu anlamış, bunun üzerine çocuğunu pencereden atmış ve bir kartal onu kapıp Uruk nehri kıyılarınagetirmiş ve Gılgameş halkın içinde büyümüş, yaralı insanların başına geçmiştir Tanrıları hiçe sayan Gılgameş, kutsal sedir ağaçlarını kestirip; ölülere mezar, dirilere mezar, dirilere mezar yapmış, Tanrıların gazabı için göğsünü siper etmiştir Gılgameş için dünya, insanlar için yaratılmıştır Bunun için de Tanrıları insanlara üstün kılan sırrı ele geçirmek gerekmektedir Tanrılar, Gılgameş?in aklını çelmek için, güzellik tanrıçası İştar?ı gönderirler Ancak, İştar kendisini Gılgameş?e sunarsa da, Gılgameş onu geri çevirir Çünkü, İştar?a dokununca insanın yanacağını bilmektedir Öte yandan, En-Me-Kar?a karşı zafer kazanmıştır Bu kez tanrılar, Gılgameş?in karşısına dikmek için, Engidu adlı bir orman yabanını yaratmışlar ve ormana salmışlardır Nin-Sun, Engidu?yu baştan çıkarıp getirmesi için Miliza?yı görevlendirir Miliza bunu yaptıktan sonra, Nin-Sun?un buyruğuyla Engidu?yu sarhoş eder Engidu ile Gılgameş kavga ederler ve Gılgameş onu alt ederse de, aslında yenilmeyen ama aldatılan, mert düşmanını can kardeşi sayar Ona sarayını açar Bu kez babası Şamaş, oğlunu uyarır Tanrılar şimdi de Sedr dağları arkasındaki göklerin boğası Hunbaba?yı, Gılgameş?in karşısına süreceklerdir O harekete geçmeden Gılgameş onun üzerine yürümelidir Kendinde tanrıların gücü, tanrıların güveni olan Gılgameş, Engidu ile birlikte Hunbaba?nın üzerine yürürler ve tanrıları alt ederek, onları bir kez daha küçük düşürür Tanrılar Gılgameş?i cezalandırmak için tekrar İştar?ı görevlendirirler İştar, Gılgameş?i dize getirmek için onu erkeği olması karşılığında gökyüzünü ayağının altına sermeyi vaat ederse de, Gılgameş kendini tanrılardan daha güçlü gördüğü için, İştar?ı yine geri çevirir Bunun üzerine İştar, kendini vaat ederek Engidu?nun aklını başından alır Gılgameş?in uyarısına karşın, Engidu İştar?ın kollarına atılır ve cansız yere yığılır Tanrılar kendilerine bir kurban almışlardır İştar, Gılgameş?e öleceğini, üstelik ölümü kendisinin arayacağını söyler O sırada, Gılgameş?in yanına gelen bir kör, insan olupta ölümsüzlüğün sırrına eren tek kişi ve onunda Utnapiştim olduğunu söyler ve birlikte gitmeyi önerir Kul değil ama tanrının kendisi olmak isteyen Gılgameş, köre tanrıların sırrını sorar ve kendisinin ölümlü, tanrılarınsa; ölümsüz olduğu yanıtını alır Gılgameş, Utnapiştim?in yanına ulaşmıştır ve yedi gündür uyumaktadır Utnapiştim, karısına insanlar için Gılgameşlerin gerekli olduğunu söyler Her nesilde bir Gılgameş gelmeli, O eski boş inançlar yıkılmalı, ilerlemeyi köstekleyen zincirler kırılmalıdır Tanrıların kendisine sırlarını verdikleri Utnapiştim, Gılgameş gibi, hem insanlardan hem de tanrılardan uzak, insanlarla tanrılar arasında, tek başına yaşamanın ne demek olduğunu bilmektir Ancak, Utnapiştim, Gılgameş?e tanrıların sırrını vermez Ayrıca, kendisine göre, ölümsüzlük son derece yorucudur Bir tanrı olmadığını ama bir köle de olamayacağını bilen Gılgameş, Utnapiştim gibi insanlara ihanet pahasına tanrıların kölesi olmayı, tanrıların sırrını istemez Ona, özgürlük coşkusu yetmektedir Ama ne daha ileriye gidebilmekte, ne de geriye dönebilmektedir İştar?a kendisini alması için yalvarır Onu sevdiğini söyler Ancak, İştar sadece yakan bir ateştir Tek kendilerinin olsun diye ona tanrıların oynadığı bir oyundur bu Gılgameş, kendini İştar?ın kollarına atar ve bir ışık Gılgameş?i yakar Gılgameş, artık ölme fırsatını da kaybetmiştir Korkunç bir karanlık içinde, bir hayal haline gelmiştir Umutsuzca bir insan eli için uzanır 11 Düğümler : 11a İlk Asal Düğüm Noktası : Gılgameş?in birinci perdede, Tanrı Anu?ya ait olan kutsal sedir ağaçlarını, Tanrıları hiçe sayarak, halk tarafından kullanılmasına izin verdiği sahnedir (s18) 11b Son Asal Düğüm Noktası : Oyunun sonlarında, 4 perdede, İştar?ın kollarına atılması 12 Doruk Nokta : İştar?a sarıldıktan sonra yüzünü kaybettiği sahnedir 13 Motifler : Ölüm |
|