Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
frigle

Frigle

Eski 11-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Frigle



Anadolu Uygarlıkları içinde en ilginç olanlarından biri ve Yunan Uygarlığını en çok etkileyeni Frigler’dir diyebiliriz
Frigler Anadolu’da Eskişehir Kütahya Afyonkarahisar arasında kalan bölgede yaşamışlardır Bu bölgelerde Yunan toplulukları ile karşılaşan Frigler Yunanlılar tarafından bu coğrafyanın yerli halkı olarak görülmüşlerdir
Aslında Yunan Uygarlığı Anadolu’dan aldığı her etkileşimi Frigler’e bağlamıştır çünkü Yunanlılara göre en eski halk Frigler’dir Herodotos bunu şöyle anlatır:
"Mısırlılar Psammetikos zamanından önce kendilerini dünyanın ilk insanları sayıyorlardı Ama gün gelip de Psammetikos krallığı ele alınca ve ilk insanların kimler olduğu merakına düşünce işte o günden sonra diyorum kendilerini gene bütün öbürlerinin en eskisi saymakla birlikte Phrygia’lıların kendilerinden de eski oldukları kanısına geldiler Psammetikos soruşturmalarına rağmen dünyaya gelen ilk insanların kimler olduğunu öğrenemeyince şu çareye başvurdu: Bir çobana rastgele iki tane yeni doğmuş çocuk verdi bunlar ağıla konacak ve şöyle büyütülecekti; çoban belli saatte keçileri alıp yanlarına götürecek süt içirip iyice doyuracak sonra da kendi işlerine bakacaktı Psammetikos’un böyle yapmasının nedeni çocukların viyaklamalar çağını aştıktan sonra ağızlarından çıkacak ilk sözü yakalamaktı; gerçekten de öyle oldu Üzerinden iki yıl geçince bir gün çoban kapıyı açıp içeri girdi önünde diz üstü oturan iki çocuk ellerini uzatarak «Bekos» diye bağırdılar Çoban bu sözü ilk duyduğunda bir şey demedi ama daha sonra da her gelişinde aynı sözü işitince efendisine haber verdi ve isteği üzerine çocukları kendi görsün diye aldı ona götürdü Psammetikos kendi kulağı ile de duyduktan sonra herhangi bir şeye bekos adını vermiş olan insanların kimler olduklarını aramaya koyuldu; araya taraya Phrygia’lıların ekmeğe bekos dediklerini öğrendi Böylece ve bu ipucuna tutunarak Mısırlılar Phrygia’lıların kendilerinden daha eski olduklarını itiraf ettiler” (II2)
Zaten eski Yunan’a ait ezoterik öykülerde çok eski zamanlarda geçtiğinin belirtilmesi için kahraman efsanevi Frig kralı Midas olmaktadır Böylece Midas öyküleri eski masallar gibi kulaktan kulağa yayılmıştır
Frig kültürü Yunan ve Roma uygarlığı içinde yaşamaya devam etmiştir
Friglerin yaşadığı bölge İS beşinci yüzyıla kadar da Roma kaynakarında Phrygia olarak anılmıştır

ve bir yandan Hellen öbür yandan Geç Hitit etkileri altında kalmış olmakla birlikte özgün ve Anadolulu bir kültür oluşturmuşlardır
Umar’a göre ise "Frigler bir çok kanıta göre Hitit İmparatorluğunu yıkan Trak sürüleriyle hısımlığı olan bir halktı"
Frigler hakkında genel görüş bu yönde olmakla birlikte kökenleri tartışmalıdır Ancak bizim de kabul edeceğimiz görüş Friglerin Trak kökenli oldukları yolundaki görüştür
Trak kabileleri bizim bugünkü Trakya’ya adını vermiş olan kabilelerdir Bu halkın kökeni de tartışmalıdır
Erzen’e göre (bkz Kaynakça)“tarihte Traklar olarak bilinen halkın memlekete göç suretiyle gelmelerinden çok önce çok daha seyrek de olsa ülkenin yerli bir halk tarafından iskan edilmiş olduğu anlaşılmaktadır En eski halkın ırk durumu hakkında fazla bilgimiz yoktur Aynı zamanda eski yerli halkın ülaaae gelen göçmen Traklara karışması hakkında da bilgilerimiz az ve yetersizdir Bize kadar gelen belgelere göre Traklar geç antik devre kadar Kuzey Avrupa ırk tipinin oldukça kuvvetli bir temsilcisidir"
Trakların Kuzey Avrupa ile dil alanında da ilgileri vardır Trak dili ve Frig dili Hint-Avrupa dil ailesi içince Satem grubuna aittirler
Daha kesin olmamakla birlikte Friglerin Keltlerle akraba oldukları ve ezoterik mirası ortak paylaştıkları akla gelmektedir
Hitit İmparatorluğu yıkılışa geçtiği yıllarda Anadolu kuzeydoğudan Kafkaslar batıdan da boğazlar üzerinden gelen birtakım göçmenlerin etkisine girmeye başlamıştı Doğudan gelenlere Muşki deniliyordu ve Elazığ yöresine yerleşmişlerdi Batıdan gelenler ise Brig adını taşıyorlardınbsp; Yavaş yavaş Orta Anadolu’ya geçen bu boylardan Frigler Polatlı yöresine daha doğrusu başkentleri olacak Gordion’a varmışlardı Uzun bir karanlık dönemden sonra MÖ sekizinci yüzyılda merkezi bir krallık durumuna gelen Friglerin bu kavimlerin kaynaşmasından oluştuğu düşünülmektedir
Bunlardan Muşkiler daha MÖ On ikinci yüzyıldan itibaren Asur belgelerinde yer almışlardır Hatta efsanevi Midas’a kaynaklık etmiş olduğu düşünülen Mita adına da Hitit belgelerinde rastlanmıştır
Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta ilk akınlarla Frig Krallığı kurulana kadar geçen süredir Hitit İmparatorluğu yıkılırken Anadolu’da ilk varlık gösteren Muşkiler’dir Ancak Frig devletinin ortaya çıkması daha çok zaman almıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Frigle

Eski 11-25-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Frigle



Sedat Alp bunu şöyle açıklamaktadır : (Hitit Çağında Anadolu bkz Kaynakça)
Asurlular Muški ülkesinin kralı Mita’dan haberdardı Bunun Frig kralı Midas olduğu uzunca bir zamandan beri kabul edilmiştir Bu eşitlikten ilk bakışta Frigya ile yalnız Asur kaynaklarından tanınan Muški ülkesinin aynı ülke oldukları akla gelse de ilk kez Ekrem Akurgal’ın gösterdiği gibi Friglerin maddi kalıntılarına MÖ 8 yüzyıldan önce Anadolu’da rastlanmadığı ve ve Muški ülkesinin ise daha I Tiglatpileser vaktinde (tahminen MÖ 1112-1074) yukarı Dicle bölgesinde varlığını gösterdiği göz önünde tutulursa Frigler ile Muškilerin aynı kavim olduklarını kabul etmek zordur Olsa olsa Asurlular bunu yakıştırmış olabilirler Asurlularon Friglerden söz etmemesi dikkat çekicidir Belki de Friglerin siyasal açıdan Muškililer üzerinde etkili olmaları onların Muškililer ile ilgilendirilmelerine neden olmuştur
Bu belirsizliğin nedeni kuşkusuz Anadolu’nun Hitit İmparatorluğunu da yıkan istilalardan sonra yaşadığı karanlık çağlardır Bu devire “karanlık çağlar” adını vermemizin başlıca nedeni ise elimizde yeterli belge olmayışıdır Bir başka nedeni ise siyasi birliğin kurulamamış olmasıdır
Anadolu’da siyasi birlik ancak MÖ sekizinci yüzyılda kurulabilmiştir
Bu dönem Asur kayıtlarında da Friglerele ilgili ifadelere rastlanmaktadır MÖ 709 yılında IISargon’un bir yazıtında “benden önceki krallara boyun eğmeyen Mita” diye bir ifade vardır
Asurlarla yapılan barış anlaşmasından sonra Asur kayıtlarında Muşki kralı Mita’nın adına rastlanmaz ancak Frigya kralı Midas Yunan kaynaklarında görülmeye başlar Bir başka deyişle MÖ yedinci yüzyıldan itibaren Friglerin Yunan halkları ile olan ilişkileri başlamış olur
Daha öncede belirttiğimiz gibi Yunan kaynakları kısıtlı tarih bilgileri bakımından yeterli olmayabilir ancak şu an için en önemli detaylı kaynak oldukları için Frigler ile ilgili bilgilerimizin bir bölümünü bunlara dayandırmak zorundayız
Yunan kaynakları Friglerin ilk kralının Gordios olduğunu ve Friglerin başkenti Gordion’un adını bu kraldan aldığını söyler Bugün Polatlı yakınlarında kalıntıları bulunan bu şehrin adının kökeni daha önceki Anadolu dillerinden gelmesi ve bu ismin sonradan Hellenler tarafından uydurulmuş olması olasılığı yüksektir Zaten Gordios ile ilgili Yunan Arrianos’un anlattıklarından başka da önemli bir kaynak yokturnbsp;
Friglerin efsanevi kralları ise Midas’tır Midas’ın tek bir kişinin adı mı yoksa hükümdarlara verilen bir ad mı olduğu belli değildir ancak Mita adının da hem Asur hem Hitit kaynaklarında varolması bu isimle en az bir kişinin hükümdarlık yaptığını doğrulamaktadır
Daha önce de belirttiğimiz gibi Midas adı pek çok efsaneye karışmıştır Bu efsaneler çok eski dönemleri anlatan Yunannbsp; efsaneleri olduğu gibi gerçekten Anadolu kökenli de olabilirler
Bu dönemde Frigya’nın bölgede gerçekten büyük bir güç olduğuna kuşku yoktur Midas’ın efsanede her tuttuğunu altın yapması her ne kadar ezoterik bir motif olsa da kökenini bu dönemdeki Frigler’in zenginlikleri için anlatılanlardan almıştır Midas’ın tahtını Delfoi’deki tapına adaması da bu tahtı gören Yunanlıları Frigya’nın zenginliği karşısında şaşırtmıştır
Bu dönemde Yunan halkları ve Frigya arasındaki ilişkiler de yoğunlaşmıştır Yunanların Frigya’yı en eski halk olarak görmesi de bu dönemde Yunan halklarının Anadolu kültürü ile Frigler vasıtası ile ilk olarak karşılaşmasından gelmektedir
Ancak Frgilerin bu parlak günleri fazla sürmemiş ve Kimmer istilaları altında Frig Devleti tarihe karışmıştır
Ancak Frigler ve Frig kültürü Anadolu’da Roma dönemine kadar yaşamış ve Phrygia diye adlandırılan bu bölgede eski inançlar yaşamıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Frigle

Eski 11-25-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Frigle



FRIG DİLİ

Frigce Orta Anadolu’dan Kütahya’ya kuzeyde Kastamonu’ya kadar yayılmıştı Frgice dil olarak daha çok Makedonların atalarının diline benzemektedir Yunanca ile benzerlikleri olsa da Makedonların atalarının dili ile olan benzerlik kadar değildir Bu dilin kökeni hakkında daha ortak bir görüş birliğine varılabilmiş değildir Bu dilin Hint-Avrupa kökenli olduğunu söyleyenlerin yanında yerli bir dil olduğunu da söyleyenler vardır Frig dili İmparatorluğun yıkılmasıyla tarihe gömülmemiş Roma zamanına dek dağlık bölgelerde kullanılmıştır Anadolu’da bir çok yerde rastlanan Frig yazısı ise daha tam olarak çözülebilmiş değildir

kuşkusuz karanlık çağlar boyunca buranın yerli kavimleriyle ilşkiye geçmiş ve bu kültü almışlardır
Bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunan bir çok Kybele yontusu da bu kültün yaygınlığı hakkında fikir vermektedir
Frig ana tanrıça figürlerinde ana tanrıçanın başında kulebiçimli bir taç gözükmektedir Bu onun egemenliğini simgesi olarak yorumlanmaktadır
Friglerce Kubile diye de adlandırılan ana tanrıçanın Frigce bir başka ismi de Agdistis’tir
Tanrıça’nın en önemli tapınma yerlerinden biri bugün Sivrihisar’da bulunan Pessinus idi Burada büyük olasılıkla bir meteor olan gökten inen tanrıça idolünün bulunduğu yerdi Çok uzun yıllar ana tanrıça tapımının merkezi olan bu yer Roma döneminde dahi önemini kaybetmemiş Romalılar Kartaca’ya karşı olan savaşı kazanabilmek için bu taşı MÖ 204 yılında Roma’ya götürmüşler ve bunu Magna Mater (Ulu ana)nbsp; diye adlandırmışlardır Strabon (MÖ 64- MÖ 21) burayı ve buradaki kültü şöyle anlatır:
Pessinos dünyanın o kısmındaki en büyük ticaret merkezi olup büyük saygı gören Tanrılar Anasına ait tapınak buradadır Ona Agdistis derler Eski devirlerde rahipler aynı zamanda hükümdardı ve rahipliğin sağladığı nimetleri onlar biçiyorlardı Fakat şimdi ticaret merkezi hâlâ ayakta durduğu halde rahiplerin yetkileri çok azalmıştır Kutsal bölge Attaloslar tarafından kutsal bir yere yakışacak şekilde bir tapınak ve beyaz mermerlerden portikler ilave edilerek yapılmıştır Romalılar […] Kybele’nin kehaneti doğrultusunda oradaki tanrıçanın heykelini almak üzere girişimde bulunarak tapınağı ünlü kılmışlardır Kybele’nin ismini Kybeon dağından aldığı gibi Dindimenê ülkesi de ismini üst tarafındaki Dindymon dağından almıştır Yakınında Sangarios nehri akar; ve bu nehrin üzerinde eski Phrygialılara Midas’a hatta kendi devrinden önce yaşamış olan Gordias’a ve diğerlerine ait iskân kalıntılarına rastlanır fakat bu izler kentlere ait olmayıp büyükçe köyler niteliğindedir
Strabon tabii ki burayı kendi çağının görüş açısına göre anlatmıştır Ancak daha sonra burada yapılan kazılar da Kybele tapınağını ve Roma kalıntılarını açığa çıkartmıştır
Pessinus ana tanrıça için yapılmakta olan törenlere sahne olmakta kendini ana tanrıçaya adayanların merkezi konumunda bulunmaktaydı Erkekler burada kendilerini ana tanrıçaya adamak için erkeklik oraganlarını da kesmekteydiler
Burada aynı zamanda Attis kültü törenleri de yapılmaktaydı Anadolu’nun ana tanrıçası aynı zamanda toprak ana olduğundan bunu dölleyecek bir tanrıya ihtiyaç vardı İşte Attis Kybele’yi dölleyen tanrı idi Ancak bu tanrı yaz sonunda ölmekte ve böylece de doğa tanrı ilkbaharda yeniden doğana dek uykuya yatmaktaydı Mezopotamya inançlarında da görülen bu motif Kybele kültü ile birlikte yaşamış ve Yunan mitolojisine de Adonis şeklinde geçmiştir Bu kült aynı zamanda da bazı gizem kültlerine kaynaklık etmiştir Bu kültler Anadolu’da Frig devletinin yıkılışından sonra da devam etmiştir
Barnett Attis efsanesinin çok ilginç bir yönüne dikkat çekmektedir: (Bkz Kaynakça)
Bir uyarlamaya göre Agdistis Pessinus kralının damadı yakışıklı Attis’e aşık olan onu ve onun kentini yıkıma götüren kendini hadım edip böylece dişi olan iki cinsiyetli bir canavar idi […] Öykünün çok kısaltılmış daha yumuşak bir uyarlaması gençliğinin ve güzelliğinin baharında bir yaban domuzu avında öldürülen Attis’e Agdistis’in duyduğu aşkı anlatmaktadır Fakat her yıl ilkbaharda kendi kendini sakatlamayı içine alan coşkulu yas ritüelinin uygulayan inananların vasıtasıyla Attis her yıl yeniden diriltilir ve böylece doğanın ölmüş kuvvetleri canlandırılırdı Ritüel esnasında heyecan öyle yüksek bir noktaya varırdı ki tanrıçanın en ateşli inananları kendilerini tanrıça ve Attis’in şerefine hadım ederlerdi […] Tanrıçanın bu vahşi tapımı – ki onun uğruna yakışıklı aşığı acı çekmiş ve ölmüştür- erkenden batıya doğru İonia’ya süzülmüş fakat daha yumuşak ve gerçekten daha romantik bir biçimde Anadolu ile bağlantılı çeşitli Hellen mitoslarında yansımıştır Bu mitoslarda bir tanrıçanın aşık olduğu fakat bu aşkıyla ona talihsizlik getirdiği bir gencin teması ortaya çıkmaktadır
Kybele ya da ana tanrıçaya ait kutsal yerlerin dağlarda ya da kayalıklarda olduğuna inanılmaktaydı Anadolu’da bu amaçla yapılmış bir çok sunak yerine rastlanmıştır Atrıca bu sunaklarda ve kayalarda Kybele heykelinin konulduğu nişlere de rastlanmaktadır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.