Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
demektir, ruh, sağlığı

Ruh Sağlığı Ne Demektir ?

Eski 04-29-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Ruh Sağlığı Ne Demektir ?




Ruh Sağlığı Ne Demektir ?


Ruh sağlığı, "kişinin hem iç dünyasında hem de dış çevresiyle iletişiminde barışık ve huzur içinde yaşaması" olarak tanımlanabilir Ruh sagligi iyi olan insan gerçekleri berrak bir şekilde algılar İnsanlar ve olaylarla ilgilidir Özgüveni olduğu gibi diğer insanlara da güven duyabilir Kendini geliştirme yetisine ve müstakil bir kişiliğe sahiptir Yaptığı işlerde verimlidir Çevresindeki insanlarla samimi ve sevgi dolu bir diyalog içine girebilir, kendini kabul ettirebilir Tüm bunların yanı sıra mantıklıdır Hoşgörülü ve esnek davranma özelliğine sahiptir Strese direnebilecek güçtedir Çevresiyle ve kendisiyle barışıktır Devamlı bir iç neşesine sahiptir Eleştiriye, öğüde, nasihate açıktır Hata yapma korkusundan uzaktır Hatalarını telafi edebilme yeteneği vardır Bunlar ruh sağlığı yerinde olan, dengeli insanlarda görülen özelliklerdir

Ancak ruhen sağlıklı bir kişiyi tanımlamak için belirlenen bu özellikler yine de kesinlik bildirmez Yani bir kişinin yukarıda sayılan özelliklere sahip olması onun ruh sağlığının kesin olarak yerinde olduğunu göstermez Ruh sağlığı dengeli olan insanda bunun dışında başka faktörler de aranmaktadır

Ruhsal hastalik durumunu ise, insanın davranışlarında, duygu ve düşüncelerinde sıra dışı sapmaların, aykırılıkların bulunması olarak tanımlayabiliriz Ruhsal hastalığı olan bir kişinin dış dünya ile uyumu bozulur ve insanlarla ilişkileri sarsılır Çalışma hayatı da bu rahatsızlığın etkilerinden payını alır

Sağlık denilince akla fiziksel ve ruhsal yönden bir bütün akla gelir Yani ruh sağlığını genel sağlıktan ayırmak mümkün değildir Çünkü insanın fiziksel ve ruhsal durumu arasında büyük bir etkileşim vardır Ruhsal durumdaki değişmeler, dalgalanmalar ve sarsıntılar bedeni etkilediği gibi bedendeki değişiklikler de ruhu ve beyni etkilemektedir Nitekim fiziksel hastalıkların ortaya çıkışında insan psikolojisinin etkisi büyük olabilmektedir

Psikosomatik hastalıklar, insanların yaşamlarındaki ve iç dünyalarındaki düşünsel ve duygusal çatışmaların dışarıya bedensel belirtiler, fiziksel hastalıklar ve şikayetler olarak yansımasıdır Psikosomatik hastalıklar, ruhla beden arasındaki etkileşimin önemli bir göstergesidir İstatistiklere göre dünya genelinde yapılmış tarama ve araştırmalar, çeşitli dallardan hekimlere, özellikle de dahiliye uzmanlarına ve acil servislere başvuran hastaların %68′inin psikosomatik hasta olduklarına işaret ediyor

Stresin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkisi bugün herkesçe bilinmektedir Nitekim moralleri bozulduğunda insanların çalışma verimleri azalmakta, huzurları bozulmakta ve beraberinde birtakım fiziksel rahatsızlıkları başlayabilmektedir Yani ruhsal yönden yaşadıkları bedenlerine, organlarına, hücrelerine yansımaktadır

Bu şekilde, ortaya çıkmasında ya da gelişmesinde ruhsal ve psiko-sosyal etkenlerin rol oynadığı kabul edilen bazı bedensel hastalıklara psikosomatik hastalıklar denilir Stresin yol açtığı rahatsızlıkların başında genelde kalp atışının ve kan basıncının yükselmesi, kandaki yağ ve şeker oranının artması, kanın pıhtılaşma oranının artması, kanda alyuvarların artması, kas kasılmalarının artması, göz bebeklerinin büyümesi, sindirim sistemi problemleri sayılmaktadır Organizma stresle başa çıkamadığında strese karşı mağlup olmuş olur

Bu da psikosomatik hastalıklara yol açar Stresin yol açtığı psikosomatik hastalıkların başlıcaları şunlardır: Alerji, ülser, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, nefrit, şeker hastalığı, kanser, egzama ve sedef gibi deri hastalıkları, sinirsel ve zihinsel hastalıklar… Ruhsal gerginliğin sonucu olarak vücudun fiziksel anlamda direnci kırılır, beden güçten düşer Bağışıklık sistemi çöker ve birbiri arkasına hastalıklara yakalanılır veya mevcut bir hastalığın iyileşmesi gecikir

Hastalıkların yanı sıra hüzün ve karamsarlık sonucu ruhen yaşanan huzursuzluklar, gerilimler, üzüntüler doğal olarak insanın dış görünümüne de yansır Saç dökülmesi, ağarması, matlaşması, cildin neminin çekilerek kuruması, kalınlaşması, esnekliğini kaybederek kırışması, çatlaması, bunun sonucunda dışarıdan her türlü enfeksiyona açık hale gelmesi, hücrelerin yenilenmesi geciktiği için cilt bozukluklarının kalıcı bir görünüm alması, rengin soluklaşarak yüzün sararması, gözlerin matlaşması gibi daha pek çok olumsuz değişiklik de beraberinde yaşanır Bu tarz kişilerde erken yaşta çökme görülür

Vücutları senelerce, günün her anında süren bu gerilimi, duygusal fırtınaları, ruhi dalgalanmaları kaldıramaz Bunun sonucu olarak şiddetli yaşlılık alametleri ve kalıcı fiziksel tahribatlar oluşur Nitekim neşeli, rahat ve huzurlu olan kimselerin gerilimli, stresli, bunalımlı, ağlamaya yatkın kişilere göre daha uzun yaşadıkları, daha sağlıklı oldukları da pek çok bilimsel araştırmayla doğrulanmış bir gerçektir


Dürtü kontrol bozukluklarından biri
Kleptomani

Bu bozuklukta kişi çalma isteğine karşı koyamaz ve gittiği yerlerden sürekli bir şeyler çalar Kimi zaman çaldığı eşyadan vazgeçerek sezdirmeden geri götürebilir veya objeyi gizleyebilir


Kleptomanide kişinin çaldığı objeler genellikle değerli şeyler değildir Kişi bunları ihtiyacı olduğundan değil, sadece çalmak için çalar Çoğu kişinin çaldığı nesneyi satm alabilecek kadar parası da vardır Fakat yine de böyle bir anormallik içine girer Bu kişiler çalma eylemini önceden planlamazlar ve eylem sırasında başkalarından yardım almazlar Kendilerince yakalanma riski olmadığını düşündükleri bir anda yaparlar Çalma nedenleri öfke ve intikam duygusu ile bağlantılı değildir

Aslında vicdanı gelişmiş, mantık örgüsü oturmuş, dengeli, akıllı, ruhen sağlıklı bir insan çalmanın ahlaken, dinen ve mantıken yanlış olduğunu hemen anlar Kendisini bu şekilde küçük düşürmez Böyle bir şeyi aklından dahi geçirmez Fakat doğruları yanlışları oturmamış, vicdan mekanizması gelişmemiş, kendi üzerinde denetim sağlayamamış, öz güveni olmayan bir insanın bunları yapması beklenir Şayet ruh sağlığının önemi kavranırsa ve sağlıklı bir ruha, dengeli bir akla özenilirse zaten bu tip problemlere zemin hazırlanmamış olacak, bu tür rahatsızlıklara yol açan etmenler ortadan kalkacaktır

Uyku bozukluklarından bazıları
Uykuda kabus bozukluğu

Bu uyku bozukluğu, korkutucu rüyalarla kişinin uykudan uyanmasına neden olur Çoğunlukla 3-5 yaş arası çocuklarda görülür Çocuk uykudan korku ve dehşet içinde uyanır, nöbetin sonlanmasıyla uykuya tekrar dalar Uyandığında rüyasında gördüklerini hatırlamaktadır Bu bozukluk çocuklarda kendiliğinden geçerUyurgezerlikSınav kaygısı



Madde kullanım bozuklukları
Alkol bağımlılığı

Alkolizm, alkollü içkilere hastalık derecesinde düşkün olma ve içmeden duramama durumudur Alkollü içkiler sebebiyle beden ve ruh sağlığı bozulan, faaliyetleri sekteye uğrayan, buna rağmen içkiden vazgeçmeyen kişilere ise alkolik denir Alkol bağımlılık yapabilen bir maddedir Bağımlı hale gelen bir kişi içkiyi kısa süreli de olsa bırakamaz Bıraktığı takdirde baş ağrısı, ateş yükselmesi, iç sıkıntısı, yüzde kızarma, bedende titremeler, uykusuzluk, saldırganlık, korku ve panik durumu ortaya çıkar Uzun süre aşırı alkol kullanıp aniden bırakanlarda bu sendromlar daha da tehlikeli duruma gelerek alkol çıldırması ortaya çıkar Hastada görme, işitme ve dokunma varsanıları belirir, bilinç bulanıklasın Hasta derisinde böcekler dolaştığı, duvarda korkunç hayvanlar gördüğü varsanıları ile paniğe kapılır Bu şekilde ağır nöbet geçiren alkoliklerin yüzde on beşi bir nöbet sırasında hayatlarını kaybederler


Alkolün neden olduğu en büyük hasar beyinde meydana gelir Alkol paranoyası, alkol bunaması, alkol halüsinozu bunlardandır Bununla beraber alkol, sinir sistemini etkileyerek felçlere, görme ve denge bozukluklarına yol açarUyarıcı ve uyuşturucu madde bağımlılığı

Hemen belirtmek gerekir ki alkole ve uyuşturucuya ancak zayıf kişilikteki insanlar sığınır Halbuki sağlıklı bir yapıda insan böyle bir zayıflığa gerek duymaz Kendisine saygısı gereği böyle şeylerden şiddetle uzak durur Zaten bir sorunu varsa bunu kendisi, bizzat aklıyla çözer Hiçbir olay karşısında sarsılıp, yıkılmayacağı için alkole ya da uyuşturucu maddelere başvurması, böylesine zararlı alışkanlıklardan medet umması söz konusu olmaz Dengeli, aklı başında, ruhen çok sağlıklı olan bir insan zaten sorunlarını büyütmez Bunları dert ya da üzüntü gibi görmez Mantıklı bir şekilde değerlendirir, mutlaka bir çözüm yolu bulur Çok büyük gibi gözüken bir sorun dahi olsa alkolün veya uyuşturucunun hiçbir sorunu çözmeyeceğini tam tersine sorunları daha da artıracağını bilir Bununla birlikte neşelenmek için de bunlara ihtiyaç duymaz Olumlu bakış açısı nedeniyle zaten sağlıklı bir insan her zaman doğal olarak neşelidir Bu kadar zavallı bir şekilde böyle tehlikeli maddeler arkasına sığınarak yaşamayı kendisine yakıştırmazYeme bozukluklarıAneroksiya nervozaBelirtilerBilumia nervozaBelirtiler

Duygudurum bozukluklarından bazıları
Majör depresyon

Depresyonun ana özelliği kişide karamsarlık, sıkıntı ve elem halinin egemen olmasıdır Bu ruhsal rahatsızlıkta hastada izlenen diğer belirti ve değişiklikler şöyledir:

Hasta ruhsal çöküntü içindedir
Hiçbir şeyden zevk almaz olur
Kendisini hüzünlü, çökkün, karamsar ve üzgün hisseder:Gücü ve enerjisi azalmıştırİştahı azalır veya artarGençlik döneminde depresyon

Sürekli sıkıldığını söyler
Hiçbir işle uzun süre ilgilenemez, kendi arzusuyla başladığı bir işten hemen bıkar; başka bir işe yönelir fakat onu da aynı şekilde sonuçsuz bırakır
Baş ağrısından, yorgunluktan, karın ağrısından, mide bulantısından, uykusuzluktan şikayet eder
Tavrı tedirgindir
Dikkatini toplamakta zorlanır, okuduğunu anlamaz
Dalgın, unutkan ve vurdumduymazdır
Genel başarı seviyesi düşer


Kişilik bozuklukları

Kişilik, bir insanı diğerlerinden farklı kılan temel özelliklerdir Bireyin kendine ait yönlerini ifade eder Bunu inanç, ahlak, kültür, arkadaşlık ilişkileri, sosyallik, çıkarcılık, göz rengi, konuşma üslubu, sorumluluk, candanlık, kıskançlık, hüzün, sinirlilik, güvenilirlik yanında, davranış tarzları, olaylara ve insanlara bakış açıları, alışkanlıklar, algılar gibi daha pek çok özellik belirlemektedir İnsanda ergenlik döneminde veya daha önce şekillenmeye başlar Toplumda insanların pek çok ortak yanlarının olmasının yanı sıra kişilik özeldir ve ayırt edicidir Kişilik aslında her zaman değişebilecek bir nitelikte olmakla beraber, genelde insanlarda oldukça sürekli ve kararlı bir görünümdedir
Kişilik bozukluklarında da belirtiler süreklilik gösterirKişilik bozuklukları ve belirtileriObsesif kompulsif kişilik bozukluğuParanoid kişîlik bozukluğuŞizoid kişilik bozukluğu


Kişi, hiçbir konuda düşüncesini dile getirmez; beklentilerini, ideallerini, planlarını açıklamaz Kendisine yöneltilen eleştiri veya övgüleri de dikkate almaz, bunlara karşı umursuz davranırŞizotipal kişilik bozukluğuÇekingen kişilik bozukluğuAntisosyal kişilik bozukluğu

Bu kişiler çocukluk dönemlerinden itibaren bazı belirtiler gösterirler Okuldan kaçma, kopya çekme, hayvanlara kötü davranma veya eziyet etme, kaba kuvvete dayalı kavga, saldırganlık, yangın çıkartma, çalma, silah kullanma bu belirtilerdendir Antisosyal kişilik bozukluğunun nedeni bugün hala tam olarak bilinememektedir

Sosyopat kişilik bozukluğunda birey, toplumun koyduğu ahlaki ve sosyal kurallara uymada güçlük çekmekte, çevresine zarar vermekte ve bundan pişmanlık duymamaktadır Bu kişiler diğer insanlara karşı sevgi, saygı, ilgi ve sempati duymaz, zayıf olanı ezerler Davranış ve anlatımları çelişkilidir Hep kargaşa çıkarma arzusu içindedirler, toplum ve ahlâk kurallarını hiçe sayarlar

Psikopat kişilik bozukluğunda ise birey insanlara ilgi duymaz fakat onları güç kullanarak etkilemede aktiftir Bu gibi kişiler suç işlemekten zevk alırlar Geçmişlerine bakıldığında, küçüklüklerinde ihmal edilmiş, dengesiz anne ve babaların çocukları oldukları ortaya çıkmaktadırBağımlı kişilik bozukluğuHistrionik kişilik bozukluğu
Bu tip kişiler tavır ve davranışlarını gereği gibi kontrol edemezler

Tüm davranışlarının, konuşmalarının hatta konuşmamalarının ardında ilgi çekme çabası olduğu için, insanlarla sürekli ve esaslı bir iletişim kuramazlarNarsistik kişilik bozukluğu

Bu kişiler kendilerinin bir benzeri olmadığına, eşsiz olduklarına inanmaktadırlar Her şartta kendilerini ön plana çıkarmak, ilgiyi üzerlerine çekmek, başkalarında hayranlık uyandırmak gayretindedirler İnsanlarla olan diyaloglarında üstünlük ve bilmişlik taşlarlar Başkalarının duygu ve düşüncelerini kullandıkları gibi emeklerinden ve onların ürettikleri değerlerden de menfaat sağlarlar Düşüncenin tasarlayabileceği bütün üstün niteliklerin kendilerinde toplandığını sanır, kendilerince diğer insanları aşağılarlar

Pasif agresif kişilik bozukluğu

Nevrozlar

Nevrozda, kişi istek ve idealleri doğrultusunda ilerlerken aşamayacağı engellerle karşılaşırsa ümitsizliğe kapılır Önce kendi yeteneklerini yargılar Engelleri aşamadığı için çevresi tarafından eleştirildiği ve baskıya maruz kaldığı zaman çevreye kızar Ancak çoğu zaman bu kızgınlığını dışa vurmaz, içinde tutar Sitem ve kızgınlıklar üst üste geldikçe çeşitli sıkıntılar doğar ve bunlar kişiye huzursuzluk vermeye başlar

Nevrotik kişide sürekli sinirlilik, gerginlik, korku, endişe, huzursuzluk, kuruntu, dikkati toplayamama, dengesizlikler ve ruhsal çöküntü hali görülür Kişi karşılaştığı zorluklan aşmak için gayret etmek yerine onlardan kaçmaya çalışır Sürekli olarak kendi duyguları, kendi umutları ve kendi sorunlarıyla ilgilidir Kendine dönük olduğundan diğer insanlarla ilgilenmez Sorumluluklarını yerine getirmediğinin farkında olması ve insanlardan bencilce beklentileri suçluluk psikolojisi yaşamasına neden olur
Nevrotik kişi kendisine zarar verdiğini gördüğü halde, şaşırtıcı bir şekilde, aynı hataları tekrar tekrar yapar

Olaylar ve kişiler hakkındaki yorumlarını genelleştirir Örneğin bir kişinin söylediği sözü, herkes böyle söylüyor şeklinde aktarır Yaşadığı olayları ise çok olumlu ya da çok olumsuz gibi keskin ayrımlarla değerlendirir Benzer şekilde insanları da Bir kişi onun için ya çok iyidir ya da çok kötü


Nevrotik kişi sıklıkla olaylarla baş edemediği ve yapmak istediği şeyleri yapamadığı şeklinde sızlanır İşin gerçeği; yapamamasından çok, yapmak istememesidir Aslında korktuğu faaliyetten kaçmak istemektedir Bunun için pek çok mazeret ileri sürer, yapmaları gereken etkinliği devamlı olarak ertelerler

Nevrotik kişi, davranış bozukluklarından kendini sorumlu görmez, hep kendini haklı bulur İç dünyasında suçluluk-kızgınlık hakimdir ve sevgiyi algılamakta zorlanır Kendini sert bir biçimde yargılar, acımasızca eleştirir, değersiz görür Böyle olduğuna dair sürekli delil toplamaya çalışır, ilgisiz yorumlarda bulunur ve devamlı bunun ıstırabını yaşar
Bu kişiler nevrotik davranışlarıyla uyumsuz olabilirler fakat gerçekleri çarpıtmazlar Aksine gerçeğin farkındadırlar ancak çıkış yolu bulamazlar

Yaygın olarak görülen nevrotik bozuklukları aşağıda listelenmiştir:

Panik bozukluk


Panik bozukluk, nöbet şeklinde birdenbire beliren yoğun bir korku hissidir Kişi, başına bir kötülük geleceğinden, felakete uğrayacağından, aklını kaybedeceğinden veya öleceğinden korkar, dehşete kapılır Kontrolünü kaybedip ürkütücü şeyler yapacağı endişesi yaşar Bu ataklar 5-10 dakika içinde ani olarak başlar, çoğu zaman 30 dakikayı geçmez Ender olarak bir saati geçse de kendiliğinden son bulur Atakların tekrarlaması olasıdır


Panik ataklı bir hastada; çarpıntı, göğüs ağrısı, göğüste sıkıntı hissi, titreme, terleme, boğulma hissi, nefes almada zorluk, nefesin kesilmesi, karın ağrısı veya mide bulantısı, üşüme veya tam tersi ateş basması, baş dönmesi, bayılacakmış gibi hissetme, uyuşma ve karıncalanma hissi, delireceği korkusu, ölüm korkusu gibi belirtilerden en az dördü veya daha fazlası bir arada başlar ve dakikalar içinde tırmanır Fakat panik atak tehlikeli bir hastalık değildir Kişinin sandığı gibi korktuğu şeyler basma gelmez; bu sebebe dayalı olarak hayatı tehlike altına girmez, hasta aklım yitirmez veya kontrolünü kaybetmez Panik atak hiçbir zarar vermeden kendiliğinden geçer

Fobiler


Bazı fobilerde ise korkuda gerçeklik payı vardır, ancak abartılmıştır Her insan yüksekten ürker, ancak 4-5 metre yükseklikte bulunan bir dairede pencere kenarına yaklaşamayan, hatta zorlandığında baygınlık geçiren insanlar vardır Bunlar basit fobilerdir Bir de sosyal fobiler vardır ki bu durumda kişi olmadık bir hata yaparak insanların önünde utanacağı veya küçük düşeceği gibi endişeler taşır Topluluk arasında konuşurken bir anda sözünü unutacağını, kekeleyeceğini, akılsızca şeyler söyleyeceğini, soru soran olursa cevap veremeyeceğini; bir şey içerken ses çıkacağını, yemek yerken boğazına kaçacağını düşünür İnsanların yanında aşırı heyecanlanmaktan, ellerinin titremesinden ve bunun fark edilmesinden korkar

Bu yüzden kalabalık içinde konuşma, sesli okuma, yazı yazma, iş yapma gibi etkinliklerden uzak durur Bunun dışında agorafobiler vardır Özellikle asansör, köprü, tünel, sıkışık trafik ve kapalı yerlerde hasta yoğun bir sıkıntı duyar, kuruntulu bir şekilde beklemeye başlar Panik atak yaşaması durumunda kendisine yardımın gelmeyeceğinden, mahcup durumadüşmekten korkar Kimi zaman da direk olarak ortamdan kaçar Dişçi koltuğu, berber, kuaför çekindikleri yerlerden bazılarıdır Bu tip fobik kişiler toplu taşıma araçlarma binemez, evde yalnız başlarma kalamazlar

Özetle; fobi korkudan farklı bir şeydir Bu ruhsal hastalıkta korkunun mantıklı bir açıklaması yoktur Fobik kişinin kendisi de bunun farkındadır Fobiler tedaviye çok iyi cevap veren ruhsal rahatsızlıklardır

En çok rastlanılan fobiler şunlardır:

Akrofobi => Yükseklik
Agorafobi => Açık alan
Ailurofobi => Kediler
Antofobi => Çiçekler
Antrofobi => İnsanlar
Akuvafobi => Su
Astrafobi => Şimşek
Brontofobi => Gökgürültüsü
Klostrofobi => Kapalı yer
Kinofobi => Köpek
Ekuinofobi => Atlar
Herpetofob => Kertenkele
Mizofobi => Kirlilik
Nikotofobi => Karanlık
Ofidofobi => Yılanlar
Payrofobi => Ateş


Karşılaşılan fobi türlerinden biri de sosyal fobilerdir Sosyal fobisi olan insanlar toplum içine karışmaktan çekinirler Bu tür ortamlara girdiklerinde eleştirilme ya da küçük düşürülme korkusu yaşarlar Sosyal fobinin belirtileri şöyle sıralanabilir: Terleme, titreme, baş ağrısı, çarpıntı, midede rahatsızlık, kaslarda gerginlik, sıkıntı hissi Bu belirtiler kişinin yaşammı çok güçleştirecek hale geldiğinde kişinin bir uzmandan yardım alması, tedavi görmesi gerekebilir Hastaların %95′inde başlangıç yaşı 20′nin altındadırSaplantı HastalığıBu hastalığın türleri şunlardır:Temizlik ve bulaşma saplantıları:Zarar verme saplantıları:Travma sonrası stres bozukluğuKaygı Bozukluğu (Yaygın Anksiyete Bozukluğu)

Ruhsal dengesizliklerin ileri aşaması ruh hastalıklarıdır

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları" ile kişide görülen önemli uyumsuzlukları önleme, teşhis ve tedavi etmeyle uğraşan uzmanlık dalma psikiyatri denmektedir Psikiyatrinin kapsamına giren şikayetler şunlardır:
Uykusuzluk
Sıkıntı, sinirlilik
Durgunluk, huzursuzluk
Unutkanlık, dalgınlık
Aşırı şüphecilik
Taşkınlıklar
Sürekli gerginlik
Kişilik bozuklukları
İnsanlardan uzaklaşma
Alkol ve madde kullanımına ilişkin sorunlar
Panik hissi
Fobiler
Aşırı kuralcılık
Gerçek dışı düşünceler
Vücutta açıklanamayan ağrılar, uyuşmalar
Genellikle sıkıntı ve sinirlenme sonrası görülen bayılmalar


Bu şikayetler psikiyatriyi ilgilendiren sorunların bir kısmıdır17 Fakat davranış bozuklukları genel olarak "Nevrozlar" ve "Psikozlar" olmak üzere iki ana başlık altında incelenir Bunlardan nevrozlar hafif, psikozlar ağır vakalardır

Nevrozlar, organik bir sebebe bağlı değildir Tamamıyla çevreden gelen olumsuzlukların etkisiyle kişide düşünce bozukluklarının ve ruhi çatışmaların ortaya çıkması halidir Nevrozlu bir kişi, çevresi ile birtakım uyumsuzluklar yaşar fakat sıkıntılarının ve sorunlarının farkındadır En önemlisi, gerçek hayattan kopmaz

Psikozlarda ise durum oldukça farklıdır Hasta gerçeklerden tamamıyla kopmuş, kişiliği dağılmıştır Dahası; muhakemesi ve zihin fonksiyonları bozulduğu için kişi, hasta olduğunun farkında değildir Hezeyan ve halüsinasyonlar söz konusudur

Bu iki gruba girmeyen başka anormal davranışlar da vardır Bu kitapta tüm ruh hastalıklarına yer verilmeyecek, sadece bir kısmı incelenecektir Burada amaç hem sizlere sık rastlanan bu ruh hastalıklarını tanıtmak hem de ruh sağlığının önemini hatırlatmaktır Sağlıklı, dengeli bir ruh haline sahip olmanın neden gerekli olduğunu, sağlıksız, dengesiz bir yapının ileride nelere yol açabileceğini görmeniz amaçlanmaktadır

Dengeli insan olmayı gözünüzde büyütmeyin

Eğer gerçekten ister, azmeder, irade gösterir ve uygularsanız çok büyük bir değişim yapabilirsiniz Bu kitabı okuyan gençlerin belki hemen hepsi okurken heveslenecekler, kendilerinde böyle bir değişim yapmayı isteyeceklerdir Ancak elbette ki hepsi elde edemeyecektir bu ruh halini Sadece gerçekten isteyen, irade ve kararlılık gösteren ve pes etmeyenler bu ruh haline ulaşacaklardır

Kendinizde böylesine olumlu bir değişiklik yapmanız bu yaşlarınızda da ileriki yaşlarınızda da sizin için çok faydalı olacaktır Bu yaşlarda böylesine güzel bir irade göstermeniz hem kendinize güveninizi ve saygınızı artıracak hem de çevrenizin saygısını kazanmanıza yol açacaktır Kişilikli, özgüvenli, dengeli, aklı başında, ruh hali son derece normal bir insan olmanız elbette ki size haklı bir saygınlık kazandıracaktır Kitapta anlatılanları uygulama konusunda zaman zaman zorlanabilirsiniz Alıştığınız, eskiden beri alışkanlık haline getirdiğiniz huylarınızdan, karakter özelliklerinizden vazgeçmeniz ilk etapta kolay gelmeyecektir

Ancak değiştirdiğiniz her özellik kendinize olan güveninizi artıracak ve diğerlerini değiştirebilmeniz için size cesaret verecektir


Neden yıllarınızı boşuna harcayasınız ? Üstelik ömrünüzün en değerli, en verimli, en dinç dönemlerini niçin ruhen sağlıksız ve dengesiz bir insanmış gibi geçiresiniz? Nasıl olsa eninde sonunda ruhen dengeli bir insan olmaya karar vereceksiniz Niçin yetişkin olmayı bekleyesiniz ? Bu değişiklikleri yaptığınızda sakın gençliğinizin kıymetini bilmediğinizi, ömrünüzün en verimli yıllarını tek düze, hayattan zevk almadan, sıkıcı bir ruh haliyle geçireceğinizi düşünmeyin Bu yanlış olur Çünkü asıl, kişilikli, ruhen dengeli, sağlıklı olduğunuzda hayatın değerini daha iyi bilir, yaşamınızdan daha zevk alırsınız Çünkü kendinize saygı duyarsınız Bu nedenle bu konuyu çok iyi değerlendirin Daha önce de belirttiğimiz gibi bazılarınız bu anlatılanları uygulayacak, bazılarınız ise uygulamayacaktır Fakat bilmelisiniz ki yetişkin bir insan olup geri dönüp baktığınızda bunları uygulamış olmaktan ötürü kendinizle gurur duyacaksınız Yaşıtlarınızın pek çoğunun önüne geçecek, onların yıllar sonra kavradığı gerçekleri siz yıllar önce fark etmiş ve yaşamış olacaksınız Bu elbette ki çok büyük bir avantaj olacak

Ruhen sağlıklı olmanız neden önemlidir ?

Ruh sağlığı bazı durumlarda beden sağlığından bile daha önemlidir Çünkü bedenen engelli olan bir insan bazı işleri yapamayabilir ancak aklen ve ruhen sağlıklı olduğu için düşünebilir,mutlu, huzurlu olabilir, şartlan kısıtlı da olsa üretebilir, çevresine güven ve huzur verebilir, mutlu, rahat, dengeli bir yaşam sürebilir Oysa fiziken hiçbir kusuru ve bedeni hastalığı olmamasına rağmen ruh sağlığı bozuk olan bir kişi hem kendisi hem de çevresine rahatsızlık verir Maddi imkanları geniş olsa da, iyi bir eğitimi ve işi olsa da, geniş bir çevresi bulunsa da aklen sağlıksız olduğu için mutlu olamaz Her şeyden önce kendi içinde sürekli huzursuz, rahatsız, sıkıntılı bir yaşam sürdüğü için mutsuzdur Sürekli sorunları vardır

Bundan ötürü vakti, imkanı, bedeni gücü yerinde olsa da yaptığı işten verim alamaz, bir şeyler üretemez, konsantre olamaz, faydalı faaliyetlerde bulunamaz, derslerinde başarılı olamaz, çevresiyle uyumlu olamaz, insanlarla diyalog kuramaz… Ruh sağlığının bozulmasından kaynaklanan sorunlar çok daha uzun anlatılabilir Burada önemli olan nelere yol açabileceğinin bilinmesidir Ruh sağlığı bozulan bir insanda bunların hepsi görülecek diye bir kural elbette ki yoktur Ancak ruh sağlığının bozulmasının bunlara sebep olabileceğini bilmek gerekir Ayrıca ruh sağlığının bozulması demek o kişiye hemen mutlaka bir ruh hastalığı teşhisi konulması demek değildir Bunların ön aşamaları vardır Örneğin dengesiz ya da tutarsız bir yapı sergilemek bu kişiyi güvenilmez yapar Evde ailesi, okulda arkadaşları ve öğretmenleri bu kişiye elbette tedirginlikle yaklaşırlar Ona her sorumluluğu rahatlıkla veremezler

Yanında her konuyu konuşamazlar Emanet veremezler Üstelik böyle bir kişinin sürekli takip edilip, kollanması gerekir Çünkü ne zaman ne yapacağı, neye ne şekilde tepki vereceği belli olmaz Bir konuşma sırasında geçen bir sözden etkilenip delice bir harekette bulunabilirler Derste işlenen bir konudan etkilenip umulmadık bir şey yapabilirler Bu tür kişilerin yanlarında dikkatli olmak gerekir Onların psikolojilerini bozmayacak, onları olumsuz etkilemeyecek, onları yanlış düşüncelere sevk etmeyecek şekilde hareket etmek gerekir Bu da elbette ki o kişinin yanındakileri huzursuz eder Burada kastedilen, ciddi ruh hastalıkları değildir Çünkü ruh hastalıkları elde olmayan rahatsızlıklardır Ancak gençlerde görülen dengesiz, aşırı, hırçın, kaprisli, güven vermeyen, sorunlu, bunalımlı ruh hallerinin çözümü vardır

Burada tenkit edilen de budur Bunun önüne geçmek, bu ruh halinden kurtulmak, daha dengeli, huzurlu, güven veren, sağlıklı bir yapıya kavuşmak elbette ki mümkündür Bu kitapta amaçlanan da budur Gençlerde yaygm olarak görülen bu ruh halinin normal karşılanmasını önlemek, siz gençlere eğer isterseniz çok aklı başmda, huzurlu, dengeli, sağlıklı bir ruha sahip olabileceğinizi anlatmak ve bunun yollarını göstermektir Dengesizlikten kastedilen de yine gençler arasında yaygın olan bu ruh halidir Bundan kurtulmak isteyenlere bunun mümkün olduğunu anlatmaktır


Ayrıca şunu da unutmayın ki bu yaşlarda nasıl bir kişilik geliştirir, nasıl bir ruh haline sahip olursanız, ilerideki kişiliğinizi, ruhsal yapmızı bunun üzerine bina etmiş olursunuz Her zaman herkes için değişme yolu açıktır Bu yol açıktır ancak her insan değişime açık olmadığı için çoğu kişi gençlik yıllarında elde ettiği yapıyı korur ve bunu tamamen değiştirmek yerine bunun üzerine bir şeyler kurar Dolayısıyla gençlik döneminde elde ettiği yapıyı muhafaza eden insanlar çoktur Aynı yapının ileriki yıllara taşındığım düşünsenize Böyle bir insana ne iş hayatında ne aile ortamında ne de toplumsal ilişkilerinde güven duyulmayacağı, böyle bir kişiye emanet verilemeyeceği, sorumluluk yüklenemeyeceği açıktır Tabi ki aslında hiç kimse böyle bir duruma gelmek istemez Bu nedenle daha yaşım erken, henüz önümde uzun yıllar var, diye düşünmeyin Şimdiden dengeli, aklı başında, ruh sağlığı yerinde bir insan olun Bu tamamen sizin elinizde

Önceki bölümde anlatılanları uygularsanız, dengeli aklı başında insan olmayı gerçekten isterseniz rahatlıkla bunu elde edebilirsiniz Ama bunalımlı ruh halinden zevk alıyorsanız, ailenizi ve çevrenizi üzmek, tedirgin etmek sizi rahatsız etmiyorsa, sorunlu insan olmayı kendinize yakıştırıyorsanız, tartışmadan, çekişmeden zevk alıyorsanız o zaman bu şekilde yaşamaya devam edebilirsiniz Fakat kendisine saygı duyan bir insanın aklı başında olmayı tercih edeceği açıktır

Ruh sağlığınız güçlü olursa ileride diğer insanların yetişmesine de katkıda bulunabilirsiniz Örneğin öğretmen, eğitimci, akademisyen, psikolog vb mesleklere sahip olabilirsiniz Fakat daha kendisini eğitememiş, kendisini değiştirememiş bir insanın, kendi üzerinde otokontrolü olmayan bir kişinin başkasını eğitmesi ya da değiştirmesi de mümkün olmayacaktır

Genclikte saglikli Ruh halinde olamanin yollari

Öncelikle arkadaşlar bilmelisiniz ki olgunlaşmak, dengeli, sağlıklı, huzurlu bir ruh haline sahip olmak sizin elinizde Üstelik bunun için beklemeniz, gençlik dönemini geçirmeniz ve belirli aşamalardan geçmeniz gerekmiyor Toplumun büyük çoğunluğu bu yollardan geçerek ilerliyor olabilir Ancak çoğu insan yetişkin olduktan sonra geriye dönüp baktığında "gençken aklım başımda olsaymış", "bu olgunluğuma genç yaşlarımda sahip olsaymışım", "şimdiki aklım olsaymış" tarzında sözler sarf eder Bunda da haklıdırlar çünkü insan ömrü sandığınız kadar bitmek bilmeyen, uzun bir ömür değildir Zaman son derece hızlı geçer Nitekim şu anki yaşantınızda da zamanın ne derece çabuk geçtiğine şahit olursunuz

Pazartesi olur okul günü başlar, daha hafta sonuna çok var derken bir anda Cumartesi olur Siz hafta sonumu nasıl geçireyim diye düşünürken bir anda tekrar hafta başlar Bu şekilde haftalar aylar birbirini kovalar Bir bakarsınız tatil gelmiş, dönem bitmiş Önümde uzun bir yaz tatili var, diye düşünürsünüz bir anda tatil biter ve okullar açılır Yeni yıla daha çok var derken bir anda caddelerin, mağazaların yeni yıl için hazırlık yaptığını görür ve bir yılın daha bittiğini anlarsınız Bu şekilde yıllar ardı ardına geçer İnsana verilen kısıtlı süre ise günden güne tükenir Elbette ki her insan bu kısıtlı süreyi en iyi şekilde kullanmalıdır Kişi bedenen, beyin olarak, kişilik açısından ve ruh sağlığı bakımından iyi bir gelişim gösterirse bunun yanı sıra sağlam değerlere ve inançlara sahip olursa huzurlu, anlamlı ve mutlu bir yaşam sürebilir Ancak bunların eksikliği bütün ömrünün huzursuz, dengesiz ve mutsuz geçmesine neden olur Ruh sağlığı bu açıdan çok önemli bir faktördür


Bazı kişiler konuyu gençler açısından düşündüklerinde ruh sağlığını çok önemsemeyebilir ve nasıl olsa bu dönemi atlattıktan sonra olgunlaşacaklar, diye düşünebilirler Oysa gençlik döneminde geçen yıllar az bir süre değildir İnsan ömrünün en verimli sayılabilecek yıllarıdır Kişinin en dinç, sağlıklı, hareketli, dimağı açık olduğu dönemlerdir Şayet bu yıllar iyi değerlendirilebilirse gençler hem huzurlu ve mutlu yaşarlar hem de verimli bir hayat sürerler

Bu şekilde gençlik dönemini sağlıklı bir şekilde geçiren kişiler hayatları boyunca bunun faydasını görürler Unutmayın! Bu sizin hayatınız Hayatınızın 6-7 yılını böylesine rahat harca-mamalı, bu yılları kolayca fırlatıp atmamaksınız Bu kadar önemli olan yılları neden umursuzca, düşünmeden, kendinizi geliştirmeden, ruhen ve beyin olarak sağlıklı bir şekilde geçirmeyesiniz Elbette ki akılcı seçim bu olacaktır

Gelin bir farklılık yapın ve gençlerin içinde bulundukları ve yaygın olarak kabul gören bu ruh halini siz benimsemeyin Bu yapıdan sıyrılın, aklı başında, dengeli, ruh sağlığı yerinde bir insan olarak toplumdaki yerinizi alın ‘Akıl yaşta değil baştadır’ diye bir söz vardır Bunun haklılığını ispatlayabilirsinizÖncelikle yapmanız gerekenlerBen merkezli yaşamaktan vazgeçinKendinize saygı duyunVicdanlı olunÇözümcü olunHer şey de büyük bir hayır olduğuna inanınHer durumda umut beslemeyi bilinAffedici olun

Harvard Üniversitesi uzmanları da birini affetmenin vücudu birçok hastalıktan koruduğunu belirtiyorlar Dergiye göre sağlıklı bir yaşam için ilk önce "affedici" olmak gerekiyor

Newsweek dergisi söz konusu haberinde, affetmemenin ve öç alma duygusunun insanın bir parçası olduğunu belirterek, "bu konuda yapılan 1200 klinik araştırma, negatif duyguların insanın hem psikolojik hem de fiziksel sağlığına zarar verdiğini gösteriyor" diye bildirdi

Yakın zamanda yapılan daha birçok araştırmada Amerikalı bilim adamları, affetmesini bilen insanların hem ruhen hem de bedenen daha sağlıklı olduklarını belirlediler Stanford Üniversitesi’nde görevli bilim adamı Frederic Luskin ve ekibi, San Francisco şehrinde oturan 259 kişi üzerinde araştırma yaptı Denek olarak katılan kişileri 6 kez 15 saatlik oturumlara çağıran bu bilim adamları, yaptıkları sohbetlerde affetmeyi öğretmeyi amaçladılar Deneye katılan kişiler kendilerine zarar veren kimseleri affettikten sonra, daha az acı duyduklarını belirttiler Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, affetmeyi öğrenen kişiler sadece duygusal olarak değil fiziksel olarak da kendilerini daha iyi hissetmektedirler Örneğin deney sonucunda stresten kaynaklanan sırt ağrısı, uykusuzluk ve mide ağrısı gibi ruhsal ve fiziksel belirtilerin de bu kişilerde önemli ölçüde azaldığı tespit edildi


Dr Luskin’e göre, uzun süreli kızgınlık yaşanması insanların fiziksel sağlığı üzerinde de gözlemlenebilir olumsuz etkiler oluşturmaktadır Dr Luskin konu ile ilgili şunları ifade etmiştir:

"Uzun süreli veya devam eden öfkenin zararı, vücut içindeki termostatı sıfırlamasıdır Eğer düzenli olarak düşük seviyede öfkeye kendinizi alıştırırsanız, neyin normal olduğunu ayırt edemezsiniz İnsanların alışkanlığa çevirebileceği bir tür adrenalin hücumuna yol açabilir Vücudu yakar ve sağlıklı düşünmeyi zorlaştırır, bu da durumu daha kötü bir hale getirir"


Ayrıca Dr Luskin, vücut, öfke ve stres sırasında belirli enzimler salgıladığından, kolesterol ve tansiyonun yükseldiğini, bunların da vücudun uzun süreli maruz bırakılmaması gereken bir durum oluşturduğunu belirtmektedir
Aynı makalede; kişilerin öfkeden dolayı yaşadıkları olumsuzlukları zaman içerisinde fark ettikleri ve bozulan ilişkilerini düzeltmek, problemleri halletmek için affetmeye karar verdiklerinden de bahsedilmektedir Yaşadıklarından sonra, değerli zamanlarını ve hayatlarını öfkeyle geçirmek istemedikleri, bu nedenle kendilerini ve başkalarını affetmeyi seçtikleri de belirtilmektedirKonuşarak kendinizi ifade edebilinDaima olumlu olunOlumlu düşünmenin insan sağlığına yararları

Sürekli endişeli olanlara oranla, olumlu ve iyimser bir bakış açısına sahip olan kişilerin bu düşünce yapısının, daha sağlıklı bir ömür geçirmelerine ve yaşlanma sürecine daha geç girmelerine vesile olduğu;
Yaşlanma konusunda endişe taşımanın yaşlanma sürecini hızlandırdığı;

Olaylara olumlu yaklaşmanın, sigarayı bırakmak ve düzenli spor yapmak kadar sağlık üzerinde olumlu etkisi olduğu;

Ayrıca olumlu bir bakış açısına sahip olmanın, insan sağlığı üzerinde düşük tansiyon ve kolesterolden de daha etkili olduğu tespit edildiOlumlu düşün ağrın azalsınÖzdenetim yapabilinOlayları değerlendirirken gelecekten günümüze bakınUzlaşmacı olunGüzel ahlaklı olmaya çalışınKindar olmayınKendinize karşı objektif olunŞüpheci olmaktan kaçınınÖzgüveniniz tam olsunGeçmişe bakıp hatalarınız ya da yaşadıklarınız dolayısıyla hayıflanmaktan vazgeçinManeviyatınızı güçlendirin


Manevi boşluk içinde, insanların hiçbir yolla, hiçbir yöntemle gerçek mutluluğu elde edebilmeleri mümkün değildir Bunun için öncelikle, meydana gelen her olayın, her işin Allah’ın izniyle gerçekleştiğini bilmeniz gerekir Bu, çok önemli bir gerçektir Her an bu bilinçle hareket etmek, insanın sıkıntılarından kurtulmasının en önemli yollarından biridir O zaman kişi, basma her ne gelirse gelsin, olaylar ne kadar olumsuz gözükürse gözüksün, bunun aslında kendisi için hayırlı olduğunu bilecek ve olgunlukla karşılayacaktırİç huzurunun önemli olduğunu unutmayınÜzülmeye karşı mücadele verinEmpati yeteneğiniz olsun

Hem kendinizle hem de çevrenizdeki insanlarla ilgili konularda yapıcı olun Yıkıcı olmak, bir kalemde silip atmak kolaydır Ancak bu bir çözüm değildir Yapıcı olmak insana olgunluk ve aklı başındalık kazandırır Hep olumlu ve yapıcı olun, kendinizi ve karşınızdakini kazanmaya çalışın ‘Bittim’, ‘mahvoldum’ gibi bakış açılarına hiç girmeyin Hep ‘daima bir çıkış yolu vardır’, ‘mutlaka bir çözümü Vardır’ mantığında olun Bu sizi çok dengeli, aklı başında ve güvenilir yapar Sağlıklı bir ruh haline sahip olmanıza yardımcı olurOlaylar karşısında panik olmayınStresten sakınınİnsanları, hayvanları, bitkileri sevinKendinizi güçlendirinİçine kapalı, yalnızlığa eğilimli insan olmaktan sakınınSağlıklı bir ruh haline sahip olmayı çok isteyin

Elbette ki size dengesiz, ruh sağlığı bozuk insanlar olduğunuzu söylemiyoruz Fakat gençler arasındaki yaygın modelin pek iç açıcı, sağlıklı ve dengeli olmadığı ortada Bunun istisnalarının da çok az olduğu düşünülecek olunursa gençlerin bu konuda yol gösterilmeye ihtiyaç duyacağı açık Biz sizlere, yetişkin bir insanın sahip olduğu aklı başındalığı, ruh sağlığını, dengeyi, güçlü kişiliği kazandırmayı amaçladık Karar elbette ki sizin olacak Ancak bunu başarabilmeniz için gerçekten çok istemeniz gerektiğini unutmayın

Şunu bilmelisiniz ki eğer bunu ciddi şekilde isterseniz, aklınıza koyar ve bu konuda çabalarsanız, önünüze çıkan bütün engelleri aşıp geçerseniz bunu başarırsınız Bunun için bütün irade gücünüzü kullanın Burada anlatılan olumlu ruh haline sahip olmak için çok fazla zihinsel istek duyun Bu isteğinizi günden güne daha artırın Burada anlatılanların zor olduğunu, yapamayacağınızı hiç düşünmeyin Aklınıza hiçbir olumsuz düşüncenin girmesine izin vermeyin ‘İmkansız’ kelimesini sözlüğünüzden çıkarın Sürekli bu konu üzerinde düşünün, daha fazla neler yapabileceğinizi tespit edin Eğer bunları uygularsanız çok değerli bir insan ortaya çıkmış olacak ve bunu siz başarmış olacaksınızKonsantrasyonunuzu artırınKendinize hiç acımayınHer yeni güne başlarken sahip olduklarınızı düşünüp sevinin ve şükredinEleştiriden korkmayınKibirden kaçınınYaşıtlarınızın durumu sizi aldatmasınÖfkenizle mücadele edin


Gençler arasında yaygın olarak görülen ruh hali

Günümüz toplumlarında gençlerin durumu incelenince ortaya sağlıksız ve dengesiz bir tablo çıkar: Kararsızlık, güvensizlik, endişe, sinirlilik, ani tepkiler, coşku, öfke, fevri ve düşüncesiz davranışlar, kolayca sevinip kolayca üzüntüye kapılma, içe kapanma, egoistlik

Gençlik dönemi benlik algısının ön plana çıktığı bir dönemdir Genç insan kimi zaman kendisinin hiçbir değeri olmadığını, sıradan bir insan olduğunu, kimi zamansa üstün bir kişilik olduğunu düşünür En önemli konusu ve düşüncesi kendisidir Düşünceleri çoğunlukla kendi merkezlidir Bu dönemde dengeli kişilik anlamına gelen, duygu-düşünce-davranış uyumu verimli biçimde ortaya konamayabilir
Gençlerin bir kısmı bu dönemde düşler kurar, hayallere dalar; kendini büyük işler başaran biri, keşifler yapan bir bilim adamı, hayran kitleleri olan bir sinema oyuncusu veya sporcu, insanların yaşamını kurtaran çok başarılı bir doktor, büyük bir devlet adamı veya star olarak hayal edebilir

Aileler,açısından bakıldığında da durum endişe vericidir: Ebeveynlerin çoğu, çocukları büyüdükçe beliren terslenmelere,kaprislere ve öfke nöbetlerine bir anlam veremezler Artık çocukları hiçbir şeyi beğenmemekte, arkadaşça yaklaşımlarına bile ters karşılık vermekte, her şeye aşırı ve sert tepki göstermektedir Bazı anne babalar ise en sempatik yaklaşıma bile sırtını dönen, sert tavır gördüğünde ise daha da çıldıran gence nasıl davranacaklarını şaşırır, ne yapmaları gerektiğini bilemezler

Yeni yetişen gencin kendilerine cephe aldığını hatta öfke duyduğunu hisseden anne babalar bundan tedirgin olurlar Tüm girişimleri olumsuz sonuçlanır Bunun devamında genç ile anne baba arasındaki bağlantı kopar ve karşılıklı kavga ve tartışmalar başlar
Genç insanın söz dinlemeyişleri, asi tavırları anne babayı çaresiz duruma sokar Kimi zaman öfkeyle kapıyı çarpıp çıkan genç, daha aradan fazla bir zaman geçmeden hiçbir şey olmamış gibi neşesi yerinde olarak eve dönebilir Annesinden kendisine sevdiği yemeği hazırlamasını isteyip, küçük kardeşine espriler yapabilir Bunlar elbette ki çok dengeli tavırlar değildir Odasına kapanıp müziğin sesini sonuna kadar açar Daha 10 dakika önce kapının önünde ayrıldığı arkadaşıyla telefonda bir saate yakın konuşur Başka bir zaman televizyon seyrederken ertesi günkü sınavı kendisine hatırlatılınca kendisinin bunu zaten bildiğini ve dersine çalışıp bitirdiğini söyler Fakat bu uyarıya çok tepkili olduğu bellidir

Annesinden babasından öğrenecek bir şeyi olmadığı kanısındadır Dahası her fırsatta annesini babasını tenkit eder Onları kendi deyimiyle eski veya geri kafalı bulur, zevkleriyle alay eder "Bana böyle diyorsunuz ama ona bakılırsa siz de şöyle yapıyorsunuz" mantığını sürekli dile getirir Saygıdan, hürmetten uzak, düşüncesizce sözler sarf eder Kimi zaman da sırf onları kızdırmak ve inat amaçlı sözler ortaya atar Örneğin, belki yapacağından değildir ama bir yerden sonra okulu bırakacağını, arkadaşlarıyla müzik grubu kuracağını söyler Veya babasının siyasi görüşlerine muhalif görüşleri savunur, hararetle tartışır, hiç ilgisi olmadığı halde, tutmadığı partiyi tutar gibi görünür Farklı bir görüşü savunması elbette yanlış değildir, yanlış olan bunu yapma amacıdır Tamamen terslik yapmak ve inatlaşmak için böyle bir tavra girer
Bazen gençlerin bu tavırları yalnızca ailelerine yöneliktir Gencin dışarıda son derece çekingen ve mahcup bir tavır içinde olup, evde bu kadar ters, sinirli ve tepkili olması ebeveyni şaşırtır Hatta çevrelerinden gençle ilgili olumlu sözler duyduklarında ailesinin bu şaşkınlığı daha da artar


Gençler ebeveynlerine, arkadaşlarının veya tanıdıklarının anne babasını örnek gösterirler, onların tutumundan memnun olmadıklarını söyleyip, yakınırlar Özellikle eve arkadaşları geldiğinde böyle bir tavır içine girer, annelerinin veya babalarının yanlarına gelmesine kızarlar Ebeveynleri arkadaşlarına sevecen bile davransa, gidince hemen onlara çıkışırlar Bazıları evde istenmediklerini düşünür ve bir an önce ayrı bir evde yaşamanın hayalini kurarlar Kendisinin eleştiriye tahammülü yoktur ama anne babasını acımasızca eleştirir Onların yaptıkları her şeyi olumsuz algılar ve kısıtlamalarını abartılı değerlendirir Sürekli haksızlığa uğradığını, kimsenin kendisini anlamadığını düşünür Bu dönemde arkadaş seçimine karışıldığı takdirde ciddi çatışmalar yaşanır Bu anlatılanlardan da anlaşıldığı üzere bu dönemde genelde gençler çok sorunlu bir yapı sergilerlerPsikolog Orhan Gümüşel 12-21 yaşlar arası kabul edilen bu gençlik döneminde ortaya çıkabilecek sorunları şöyle sıralamaktadır

Gençlerin bu ruh hali normal karşılanmalı mıdır ?

Ancak arkadaşlar biz bu kitapta biraz daha farklı bir değerlendirme yapıp sizlerden, önceki bölümde anlatılan ruh halini normal karşılamamanızı isteyeceğiz Elbette ki bu ruh hali uzmanlar tarafından ruhsal bir bozukluk olarak nitelendirilmiyor
Ama anlatılanlardan da anlaşıldığı üzere bunun dengeli, sağlıklı bir görüntü vermediği açık Şayet siz isterseniz gençlik döneminizi çok dengeli, mantıklı, aklı başında, huzurlu bir ruh haliyle geçirebilir, gençlerde yaygın olarak görülen bu ruh halini hiç yaşamayabilirsiniz

Dilerseniz bütün bu anlatılan anormallikleri normal kabul edip bunları gençlik döneminin kimlik bunalımına verin ve siz de böyle yaşayın ya da isterseniz gençlik dönemini atlatana kadar beklemek yerine kendiniz için önemli kararlar alın ve bu ruh halini aşarak çok daha üst bir kişiliğe, karaktere, ruh haline ulaşın Bu konuda da seçim size ait olacak Biz bu kitapta size ruhunuzu eğitebileceğinizi, zenginleştirebileceğinizi, güçlendirebileceğinizi, ruh sağlığınızı koruyarak dengeli bir insan haline gelebileceğinizi anlatıp bu konuda yol göstermeyi amaçlıyoruz

Konunun uzmanları bilimsel açıdan gençliğin içinde bulunduğu ruh halini irdelemektedir Ancak bizim amacımız; sizlere farklı bir bakış açısı, farklı bir yol sunabilmek, böylece bir an önce olgun, dengeli, yetkin bir ruh haline sahip olabilmeniz için yollar göstermektir
Şayet önceki bölümde saydığımız tüm bu özellikler yetişkin bir kişide bir araya gelseydi, tereddüt etmeden o kişinin ruhsal durumunun bozuk olduğunu, uyumsuz bir kişi olduğunu söyleyebilirdik Ancak gençlik döneminin ruh sağlığı kriterleri yetişkin dönemin kriterlerinden farklı kabul edilmektedir Bu farklılığın nedeni, ruh sağlığı kavramının gelişme dönemlerine göre belirlenen bir kavram olmasıdır Bunu bir örnekle açıklayalım: Oyuncak bebeği kırılan üç yaşındaki bir çocuğun ağlaması, kendini yere atıp tepinmesi bu dönem için uzmanlarca doğal karşılanan bir davranıştır Aynı davranışı bir yetişkinin göstermesi ise ruhsal dengesizlik işaretidir Benzer şekilde gençlik döneminde sergilenen bazı davranışlar da bu dönem için normal sayılabilmektedir Dolayısıyla değerlendirme yapılırken bu dönemin ortak özellikleri dikkate alınarak değerlendirme yapılır

• Tik ve kaygı bozuklukları Strese bağlı, şiddetlenerek veya hafifleyerek aynı belirtilerle devam edebilir)
• Korkular, ayrılma kaygısı (Bunlar yetişkinlikte bağımlı kişilik, depresyon , panik bozukluk ve obsesif-kompülsif bozukluk tabloları şeklinde ortaya çıkabilir)
• Zeka geriliği veya özel öğrenme bozuklukları gibi rahatsızlıkların yansımaları ya da belirtileri olarak ortaya çıkabilecek sorunlar; ketlenme, içe kapanma, donukluk ve yavaşlık

• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu veya çeşitli nedenlere dayalı davranış bozukluğu yaşayan ergenlerde; saldırgan davranışlar, öfke kontrolünde sorunlar, antisosyal davranış yapılanması ve suça eğilim

• Ergenin yaşam düzenini, kalitesini, zamansız, derinden veya sürekli etkileyebilecek olayların olması da sorunlar doğurabilir (Doğal afetler, aileden birisinin vefatı, taşınma, sakatlanma, uzun süreli sağlık sorunları, ekonomik problemler)
• İçe kapanık ya da saldırgan, lakayt ya da çok hırslı kişilik özelliklerinin öne çıkması, dürtü kontrol sorunları, sosyal ilişkilenmede güçlükler, uyum bozuklukları

Öfke özellikle gençlerde çok yaygın olarak görülen bir kişilik özelliğidir Kolayca her şeye ve herkese öfkelenir, öfkelenince de bağırıp çağırıp, kimi zaman da bir şeyler kırıp dökebilirler Bunlar çoğunlukla toplumda normal karşılanmakta, genç olduğu için kişinin öfkesine verilmektedir

Oysa bu bir nevi delilik alametidir Her insanın öfkelenebileceği durumlar oluşabilir İnsan pek çok durumla karşılaşabilir İlk anda kalbine öfke gelmesi de makul olabilir Ancak kişi o öfkeye hemen ve kolayca teslim oluyorsa, kişinin aklı değil de öfkesi o kişiyi yönetiyorsa bu anormalliktir Her insan aslında isterse öfkesini rahatça kontrol altına alabilir Ancak bunun için istemeli, dengeli, sağlıklı bir ruh haline sahip olmaya niyet etmeli, bunun anormallik olduğunu fark edip öfkelenmeyi kendisine yakıştırmamalıdır Diğer bir deyişle öfkesini tutup yenebilmelidir Ruh hali dengeli ve sağlıklı olan insanlar rahatça kendilerini ve öfkelerini kontrol altına alabilirler Ancak kontrolsüz ve dengesiz insanlar bunu yapamazlar Kendilerini öfkelerinin seline bırakır, o kendilerini nereye götürürse gider, sonunda da çok pişman olacakları şeyler yaparlar Sağlıklı bir ruh haline sahip olan bir insan bunu kendisine kesinlikle yakıştırmaz

Bu kitapta anlatılanları uygulamaya karar vermiş olabilirsiniz Ancak elbette ki bunları uygulamak irade, kararlılık, sabır gerektirecektir İnsanın kendisini değiştirmesi çok kolay değildir Fakat bunun sonucunda kazanacaklarınız çok fazla olacaktır Eğer siz de böyle bir karar verdiyseniz yani olgun, dengeli, aklı başında bir insan olmaya niyet ettiyseniz sakın yaşıtlarınızın bu yöndeki yanlış hareket ve tavırlarından olumsuz etkilenmeyin Çoğunluğun dengesiz davranıyor olması sizi pes ettirmesin Bir arkadaşınızın rahatça öfkelenmesine, bağırıp çağırmasına, asilik yapmasına özenmeyin Bundan dolayı aldığınız kararları bir yana bırakmayın

Kararlı olun Onlar yanlış yapıyor diye siz de yanlış yapmak zorunda değilsiniz Ayrıca herkesin irade gücü, kişiliği, kararlılığı bir değildir Belki siz çok güçlü bir insansınız ve bu anlatılanları yaparak olgun bir insan gibi ruhunuzu ve kişiliğinizi geliştireceksiniz Belki diğerleri sizi 5-6 yi geriden takip edecek Bunu bilemezsiniz Bu nedenle elinizden geleni yapmalısınız

Kibirli olmak yani kendini beğenmek çok rahatsız edici, çirkin bir tavırdır Bu tip insanlar toplum içinde hiç sevilmezler Bazı özellikleri ya da sahip oldukları imkanlar nedeniyle kibirlenirler Örneğin kimi insan malına mülküne, parasına güvenerek bundan ötürü kibirli olur Kimisi dış görünüşüne, kimisi okuluna, kimisi mevkisine, eğitimine güvenerek bu çirkin ruh haline girer Kibir insanın büyüklenmesidir Yani kendisini belli özellikleri dolayısıyla çok büyük, yıkılmaz, ulaşılmaz, vb görmesidir

Çoğu insanın asi, uzlaşmaz tavrının altında yatan ana sebep budur Bu aslında insanı çok küçülten, aşağılayan bir durumdur O insan sahip olduğu özelliği kaybederse beraberinde kendine güveni de gidecektir Örneğin gençlerden örnek verecek olursak; malına güveniyorsa babası iflas ettiğinde tüm mallarını kaybedince* fiziki görünümüne güveniyorsa bir trafik kazası geçirip estetik görünümü bozulduğunda, okuluna güveniyorsa kolejden ayrılmak ve normal bir okula devam etmek zorunda kaldığında, ailesinin makamına güveniyorsa makamları ellerinden alındığında bu tip kişiler hemen zavallı bir hale dönüşürler İşin aslı; sahip olunanlar dolayısıyla büyüklenmek de elden çıkanlar ya da sahip olunamayanlar nedeniyle eziklik duymak da çok çirkin durumlardır Her ikisi de sağlıksız bir ruh haline işarettir İnsan sahip oldukları ya da olmadıkları nedeniyle çeşitli ruh hallerine girmemelidir Daima dengeli, sağlıklı, normal bir ruh halinde olmalıdır Tevazulu olmalıdır

Her özelliğin elinden çıkabileceğini bilmelidir Her konuda yanılabileceğine ihtimal vermelidir Kendisini diğer insanlardan üstün görmemelidir İnsanlara ve fikirlerine değer vermelidir Kendisine kişiliğinden, sahip olduğu değer yargılarından, manevi özelliklerinden ya da ahlâkından dolayı güven duymalıdır Yoksa malından, mülkünden, dış görünümünden ötürü değil Bunların gelip, geçici olduğunu bilmelidir Sizler de okulunuzda ya da çevrenizde bu şekilde kibirli insanlar tanımışsınızdır Bu kişilerin ahlâklarının ne derece rahatsız edici olduğunu görmüşsünüzdür Bu nedenle kibirin her türünden kaçınmak gerekir Bunun yerine tevazulu yani alçakgönüllü olmak en güzel tavır olacaktır Sizler de alçakgönüllü olursanız hayatınız boyunca bunun faydasını görürsünüz <

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.