Simyaci Kitabının Özeti |
11-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Simyaci Kitabının ÖzetiYazar:Paulo COELHO Sİmyacının özeti: Romanın kahramanı Santiagonun anne ve babası rahip olması için onu papaz okuluna göndermiştir Santiago, okuldan arta kalan zamanlarında babasına ait koyun sürüsünü otlatmaya götürür, bu sayede dağ, taş, tepe demeden Endülüsü gezerdi Onaltı yaşına geldiğinde rahip olmak istemediğini, okuldan ayrılmayı ve gezginci olmak istediğini babasına söyler Bunun üzerine babası da, oğluna içinde üç adet altın İspanyol parası olan bir kese vererek oğluna “git, kendine bir sürü al ve en iyi şatonun bizim şatomuz ve en güzel kadınların bizim kadınlarımız olduğunu öğreninceye kadar dünyayı dolaş” der ve oğlunu kutsar Santiagonun sırtında bir heybesi ve içinde de yatarken yastık olarak başının altına koyduğu bir kitabı ve yamçası vardı Önce, babasının vermiş olduğu parayla bir koyun sürüsü alır ve yaşamının büyük düşünü gerçekleştirmeye başlar; artık geziyordur Bazen “Papaz okuluna Tanrıyı aramak için nasıl gidebilirdim?” diye düşünüp bunun kendisini sıktığını düşleyip tekrar kendi yazıgısı doğrultusunda bir başka yolculuğa çıkıyordu Ancak dünya çok büyüktü, sonu gelmiyordu Kısa bir süre de olsa koyunlarının kendisine yol göstermesine izin verse de sonunda bir yığın ilginç şeyler keşfederek tekrar onların peşinde sürüklenmekteydi Her gün yeni bir yere gittikleri otlaklar değiştiği halde bazen mevsimlerin bile birbirine benzemediğini dahi anlamıyorlardı Koyunların yiyecek ve sudan başka bir kaygıları yoktu Dağ, taş, köy kasaba geçip akşam hava karardığında koyunları kurtlara karşı emniyete alacak müsait bir yer bulduklarında yatıyor ve sabah hava aydınlanıncada tekrar aynı şekilde gezmeye başlıyordu Ancak akşam yattığında uykusunda gördüğü rüyaların da etkisinde kalarak; gördüğü bir düşün gerçekleşme olasılığının yaşamını ilginçleştireceğini düşünüyor ve o şekilde hareket ediyordu Romanın ana konusunu teşkil eden Mısır Piramitlerine gitmesi ve orada hazine bulacağı ona rüyasında söylenmişti Romanın kahramanı, rüyasını gerçekleştirmek için önce bir falcı kadına rüyasını anlatır Falcı kadın, kendisine tatmin edici bir cevap veremez, ancak bulacağı hazinenin onda birini kendisine vermesini ister Bunun üzerine bir daha düşlere inanmamaya karar vererek oradan ayrılır ve yine koyunlarıyla dolaşmaya devam eder Ancak daha sonra geldiği kasabada karşılaştığı ve kendisini Salem kralı olarak tanıtan yaşlı adamla konuşur, kendi amaçlarını anlatır Yaşlı adam, hayatın gizemleri hakkındaki bilgiye karşılık Santiagodan sürüsünün onda birini vermesini ister Sarayına davet eder ve çobanı bir teste tabi tutar Bir yemek kaşığının içine sıvı yağ koyarak kaşığı ağzında tutarak sarayını gezmesini ister Bu testin amacı, “mutluluğun gizi dünyanın bütün harikalarını görmektir ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan” der Çoban, mesajı almıştır Yaşlı adam, Santiagoya biri beyaz diğeri siyah olmak üzere iki adet gizemli taş verir ve siyah olanı “evet”, beyaz olanı “hayır” anlamını taşıyan bu taşları “zora düştüğün zamanlarda kullanırsın ancak kendi kararını kendin vermeye çalış” der Santiago, falcı kadından ve yaşlı adamdan aldığı işaretlerden sonra Mısıra gitmek için önce koyun sürüsünü satar ve parasını cebine koyarak yola çıkar Afrikanın bir liman şehri olan Tancada kendisinin turizm danışmanı olduğunu söyleyen bir Arap çocuğu ile tanışır, Mısıra gidebilmek için sahranın geçilmesinin gerektiği bunun içinde deve almak üzere Arap çocuk ile beraber pazara giderler Fakat Arap paralarla birlikte kaçarak Santiagoyu bu şehirde parasız pulsuz bırakır Bunun üzerine Santiago para kazanmak için bir billuriyeci dükkanında çalışmaya başlar Billuriyeci ile ilişkilerini geliştirdikçe ikisinin de hayallerinin benzer olduğunu farkeder Ancak billuriyecinin yıllardır kutsal yolculuğa (hacca) gidişini gerçekleştiremediğini öğrenir ve hayallerine ulaşmak için daha değişik yöntemlerle para kazanmalarının gerektiğini anlatır 6 ay kadar burada çalıştıktan sonra Santiago yeterli parayı kazanarak tekrar yola koyulur Yolda bir İngilizle karşılaşır İngiliz de aslında simyacıyı aramak için çölü geçmek istemektedir Birlikte bir deve kervanıyla çölü geçmek üzere yola çıkarlar Santiago, çölden de daha birçok şey öğrenebileceğini düşünerek dikkatli gözlemler yapmaktadır Fakat İngiliz arkadaşı ise elindeki kitapları okumakla meşguldür Yolda karşılaştıkları güçlüklerde kendi kişisel menkıbelerini aramak üzere yola çıktıklarını söylüyorlardı Kendi kişisel menkıbesini yaşayan kimse, “her şey bir ve tek şeydir” sonucuna varır ve neye ihtiyacı varsa onu elde edebileceğini bilirdi Simyacı, evrendeki sonsuz yolculuğunda en büyük sorunun her şeyin bir ve tek olduğunu anlamak ve bu biricik şeyin kendi gerçek görevini yerine getirmesiyle her şeyin mümkün olacağını bilirdi Santiago, yüreğinin söylediklerini dikkatle dinleyerek çölde ilerlemesine devam ettiKarşılaştıkları güçlükler karşısında hep kendi kişisel menkıbesine güvendi ve sonunda kumullar tepesine ulaştı Piramitler, bütün görkemiyle karşısında yükseliyordu Dizüstü düşüp ağladı ve kişisel menkıbesine ulaşırken rastladığı insanlar için Tanrıya şükretti Hazineye ulaşmak için kumulu bütün gece boyunca kazdı Sabah gün doğarken doğruldu ve piramitlere baktı “Gerçekte kendi kişisel menkıbesini yaşayan kimseye karşı hayat cömerttir” diye düşündü Piramitlerin de ona gülümsediğini hissederek yüreği neşeyle dolu olarak o da piramitlere gülümsedi Sonunda hazinesini bulmuştu Sonuç olarak; Romanın kahramanı Santiago babasının verdiği parayla aldığı koyun sürüsü ile birlikte geceyi geçirdiği eski, yıkık bir kilise bahçesindeki incir ağacı altındadır Sabah uyandığında gerçekten bulunduğu yeri kazmış ve içi mücevher dolu bir sandık bularak rüyasında gördüğü ve Mısıra piramitlere kadar gidip bulmayı arzuladığı hazineye kavuşmuştur KİTBIN ANA FİKRİ : İnsanlar kendi kişisel menkıbelerinin doğroltusunda ilerlemeli ve hedefledikleri şeyleri gerçekleştirmek için önlerindeki engelleri azimle aşmalıdırlar |
|