Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ilmi, ledün

Ledün Nedir ? Ledün İlmi Nedir ?

Eski 09-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ledün Nedir ? Ledün İlmi Nedir ?



Ledün İlmi Nedir?




Ledün ilmi, Allahü teâlânın ihsanı ile kalbe ilham edilen, İlahi sırlara ait bilgilerdir Görünüşte, akla ve nakle zıt gelebilir İlm-i ledün sahibi olanlar, olaylardaki gizli sırları ve hikmetleri bilir










Alıntı Yaparak Cevapla

Ledün Nedir ? Ledün İlmi Nedir ?

Eski 09-01-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ledün Nedir ? Ledün İlmi Nedir ?



Mesneviden Örnekler

İlmi Ledün ilmi hakkında

Ehl-i tasavvuf, duyu, akıl ve tecrübe dışında, bir de ilm-i ledün kabul ederler İlm-i ledün, vehbî bir ilimdir Hz Hızır’ın ilminden bahseden ayetteki “Ledün” kelimesinden hareketle, bu isim verilmiştir Böyle bir bilgi, özel bir bilgidir Bu bilgi, olayların iç yüzüne vukufiyeti sağlar Bir çeşit gayb bilgisi, sırlar bilgisidir

Mutasavvıflar dinî ilimleri biri zahir, di-ğeri bâtın olmak üzere ikiye ayırır; ha-dis, fıkıh ve kelâm gibi ilimlere zahir ilimleri, tasavvufa da bâtın ümi adını ve-rirlerZahirî ilimlerle meşgul olanlara za-hir ulemâsı, rüsum ulemâsı ve ehl-i za-hir, kendilerine de bâtın ulemâsı ve ehl-i bâtın derler

Mutasavvıflara göre naslardaki gizli mânaları, ibadetlerin manevî ve ahlâkî özünü, varlık ve olayların arka-sındaki sırlan açıklığa kavuşturan bâtın ilmi gizlidir ve onu halka açıklamak caiz değildir Çünkü halk bu yüksek ilmi ve ondaki ince mânaları ya anlayamaz ve-ya yanlış anlar Bu yüzden bâtın ilmi an-cak zeki, yetenekli, istekli ve kalp gözü açık kimselere öğretilir Bâtın ilmini işaretle değil sözle anlatan İlk süfî Zünnûn el-Mısrî'dir (ö 245/859) Fakat o bu ilmi sadece kendisine inananlara anlatmaktaydı Cüneyd-i Bağdadî bu ilmi mahzenlerde ve kapalı kapılar ardında öğretiyordu Tasavvuf tarihinde bâtın ilminden kürsülerde açık-ça bahseden ilk sûfînin Şiblî olduğu söy-lenir(1) Bununla beraber bâ-tın ilmi geniş ölçüde her zaman gizli öğ-retilmiş, bu anlayış tarikatlarda da de-vam ettirilmiştir

Mutasavvıflara göre bâtın ilmi İslâm'-dan ayrı ve onun dışında bir ilim değil-dir Bu ilim esasen nasların derîn ve ince mânalarından ibaret olup Hz Peygamber tarafından bazı sahâbîlere öğretil-miştir Nitekim onun sırdaşı (sâhibü sırri'n-nebî) Huzeyfe b Yemân'a bazı sırlar tevdi ettiği, ayrıca Ebû Hüreyre'nin, "HzPeygamber'den iki ilim öğrendim; birini yaydım, öbürünü saklı tuttum, onu da yaysaydım başımı keserlerdi" dediği ri-vayet edilir(2) HzPeygamber'in dinde fakih olması için dua ettiği İbn Abbas'ın ilminin de bâtın ilmi olduğu söylenir

Cüneyd-i Bağdadî, Hz Musa'nın Hızır'-dan öğrendiği "ledün ilmi"(3) ile Hz Ali'nin (ra) bildiği bâtın ilmi-nin aynı şey olduğunu söyler Serrâc'a göre Kur'an'ın, hadisin ve İslâm'ın da za-hir ve bâtını vardır Geniş anlamıyla şe-riat ilmi bu ikisini de ihtiva eder

Gazzâli na-maz, oruç, zekât, hac ve Kur'an tilâveti gibi bütün ibadetlerin bir zahirî, bir de bâtınî yönü bulunduğunu ifade ederek zahirî amel-bâtınî amel, zahirî hüküm -bâtınî hüküm, zahirî edep-bâtınî edep, zahirî temizlik-bâtınî temizlik gibi ikili ayırımlar yapar Meselâ ona göre rükû'un zahirî mânası eğilmek, bâtınî mâna-sı saygı göstermektir Zahirî mâna be-den, bâtınî mâna ruh gibi olduğundan bâtınî yönü gerçekleşmeyen ibadetler cansız sayılır

Kelâmcılar bilgi kaynağı olarak akıl ve beş duyu ile haber-i sâdık içinde dü-şündükleri peygamberlere gelen vahiy ve ilhamı kabul ederler Gazzâlî, Râzî, Âmidî gibi müteahhir devir kelâmciları mu-tasavvıfların keşf, ilham, bâtın ilmi gibi deyimlerle ifade ettikleri bilgileri de bil-gi kaynağı olarak kabul etmekle birlik-te, bu tür sübjektif bilgileri vehim ve kuruntulardan ayırabilmek için bunların Kitap ve Sünnete uygunluğunu esas al-mışlardır Kelâmcıların bu görüşü aslın-da süfîlerin, "zahire aykırı düşen her şey bâtıldır" il-kesinin değişik bir şekilde ifade edilme-sinden başka bir şey değildir Teftâzâninin, "İlhamla ilim hâsıl olursa da bu ilim herkes için bir delil teşkil etmez" sözü bu konuda kelâmcıların ortak gö-rüşlerinin özeti sayılabilir(4)

Şu nokta da unutulmamalıdır ki; insan kalbi, Rahmanî ilhamlara alıcı olduğu gibi, şeytanî vesveselere de açıktır İkisini birbirinden ayırt edemeyen aldanır ve aldatır “Keşfiyat te’vîle, rüyalar tabire muhtaçtır” (5) esasını bilmeyen, bu vâdide çok yanılır Kur’an hakikatlerine ters düşen rüyalar ve ilhamlarla amel edilmez, bu tür keşifler mutlaka tevil edilmelidir

1- Câmî, s 33

2- Buhârî, "ilim", 42

3- el-Kehf 18/65

4- DİA, Batın İlmi Md

5- Nursî, Kastamonu lahikası, s 249



Selam ve dua ile

Sorularla İslamiyet

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.