Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
manzume, örnekleri

Manzume Örnekleri

Eski 08-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Manzume Örnekleri





Manzume Örnekleri - Manzume Şiir Örnekleri - Manzum Hikaye Örnekleri


KÜFE - Mehmet Akif Ersoy


Beş - on gün oldu ki mu'tâda inkıyâd ile ben

Sabahleyin çıkıvermiştim evden erkenden

Bizim mahalle de İstanbul'un kenarı demek:

Sokaklarında gezilmez ki yüzme bilmeyerek!

Adım başında derin bir buhayre dalgalanır

Sular karardı mı artık gelen gelir dayanır!

Bir elde olmalı kandil bir elde iskandil

Selâmetin yolu insan için bu başka değil!

Elimde bir koca değnek onunla yoklayarak

Önüm adaysa basıp yok denizse atlayarak

- Ayakta durmaya elbirliğiyle gayret eden

Lisân-ı hâl ile amma rükûa niyyet eden-

O sâl-hûrde harab evlerin saçaklarına

Sığınmış öyle giderken hemen ayaklarına

Delilimin koca bir şey takıldı Baktım ki:

Genişçe bir küfe yatmakta hem epey eski

Bu bir hamal küfesiymiş Aceb kimin?

Derken; On üç yaşında kadar bir çocuk gelip öteden

Gerildi tekmeyi indirdi öyle bir küfeye:

Tekermeker küfe bitâb düştü ta öteye

- Benim babam senin altında öldü sen hâlâ

Kurumla yat sokağın ortasında böyle daha!

O anda karşıki evden bir orta yaşlı kadın

Göründü:

-Oh benim oğlum gel etme kırma sakın!

Ne istedin küfeden yavrum?

Ağzı yok dili yok

Baban sekiz sene kullandı

Hem de derdi ki:

"Çok uğurlu bir küfedir kalmadım hemen yüksüz"

Baban gidince demek kaldı adetâ öksüz!

Onunla besleyeceksin ananla kardeşini

Bebek misin daha öğrenmedin mi sen işini?

Dedim ki ben de:

- Ayol dinle annenin sözünü!

Fakat çocuk bana haykırdı ekşitip yüzünü:

- Sakallı yok mu işin

Git cehennem ol şuradan?

Ne dırlanıp duruyorsun sabahleyin oradan?

Benim içim yanıyor: Dağ kadar babam gitti

- Baban yerinde adamdan ne istedin şimdi?

Adamcağız sana bak hâl dilince söylerken

- Bırak hanım o çocuktur kusura bakmam ben

Adın nedir senin oğlum?

- Hasan

- Hasan dinle

Zararlı sen çıkacaksın bütün bu hiddetle

Benim de yandı içim anlayınca derdinizi

Fakat baban sana ısmarlayıp da gitti sizi

O bunca yıl çalışıp alnının teriyle seni

Nasıl büyüttü? Bugün sen de kardeşini

Yetim bırakmayarak besleyip büyütmelisin

- Küfeyle öyle mi?

- Hay hay! Neden bu söz lâkin?

Kuzum ayıp mı çalışmak günah mı yük taşımak?

Ayıp: Dilencilik işlerken el yürürken ayak

- Ne doğru söyledi! Öp oğlum amcanın elini

- Unuttun öyle mi? Bayramda komşunun gelini:

"Hasan dayım yatı mekteplerinde zabittir;

Senin de zihnin açık Söylemiş olaydık bir

Koyardı mektebe Dur söyleyim" demişti hani?

Okutma sen de hamal yap bu yaşta şimdi beni!

Söz anladım ki uzun hem de pek uzun sürecek;

Benimse vardı o gün pek çok işlerim görecek;

Bıraktım onları saptım yokuşlu bir yoldan

Ne oldu şimdi aceb kim bilir zavallı Hasan?


* Metinde duygu ses akışıyla birlikte verilmiştir

* Her iki dizede bir değişen redif ve uyaklarla ve a a b b c c uyak düzeniyle ses akışı sağlanmıştır

* Ritim aruz ölçüsüyle sağlanmıştır

* Sözcükler ağırlıklı olarak gerçek anlamıyla kullanılmıştır

* Metinde anlatılanlar yaşanması mümkün olan olaylardır Gerçek ha*yattan yapılan gözlemler bire bir anlatılmıştır

Metni düz yazıya çevirelim:


"Ben on gün önce alışmış olduğum gibi sabahleyin evden erkenden çıkıvermiştim Bizim mahalle İstanbul'un kenarı demek sokaklarında yüzme bilmeyerek gezilmez"


Görüldüğü gibi metin düz yazı şeklinde anlatılmaya daha uygundur



* Metinde yaşanmış veya yaşanabilecek olaylar anlatıldığı için olay ör*güsünü çıkarabiliriz

* Bu metinde amaç doğal gerçekliği bulunan bir konuyu anlatmaktır Bu yüzden metnin anlatım yönü güçlü çağrışım yönü zayıftır

* Metinde somut anlamlılık ön plandadır

* Bu metin yapı bakımından "manzum hikâye" özelliği gösterir


NAZAR -Yahya Kemal Beyatlı


Gece Leylâ'yı ayın on dördü

Koyda tenhâ yıkanırken gördü

"Kız vücûdun ne güzel böyle açık!

Kız yakından göreyim sâhile çık!"

Baktı etrâfına ürkek ürkek

Dedi: "Tenhâda bu ses nolsa gerek"

"Kız vücûdun sarı güller gibi ter!"

Dedi: "Tenhâda bu ses nolsa gerek?"

Aranırken ayın ölgün sesini

Soğuk ay öptü beyaz ensesini

Sardı her uzvunu bir ince sızı;

Bu öpüş gül gibi soldurdu kızı

Soldu günden güne sessiz soldu!

Dediler hep: "Kıza bir hâl oldu!"

Tâ içindendi gelen hıçkırığı

Kalbinin vardı derin bir kırığı

Yattı bir ses duyuyormuş gibi lâl

Yattı aylarca devâm ett bu hâl

Sindi sîmâsına akşam hüznü

Böyle yastıkda görenler yüzünü

Avuturlarken uzun sözlerle

O susup baktı derin gözlerle

Evi rüzgâr gibi bir sır gezdi

Herkes endîşeli bir şey sezdi

Bir sabah söyledi son sözlerini

Yumdu dünyâya elâ gözlerini;

Koptu evden acı bir vâveylâ

Odalar inledi: "Leylâ! Leylâ!"

Geldi köy kızları el bağladılar

Diz çöküp ağladılar ağladılar!

Nice günler bu şeâmetli ölüm

Oldu çok kimseye bir gizli düğüm;

Nice günler bakarak dalgalara

Dediler: "Uğradı Leylâ nazara!"

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.