Halk Hikayesi Nedir?-Halk Hikayesi Türleri |
08-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk Hikayesi Nedir?-Halk Hikayesi TürleriHalk Hikayesi Nedir?-Halk Hikayesi Türleri Tanım: Aşk kahramanlık gibi konuları şiir ve düz anlatım olarak aşıkların saz eşliğinde anlatıp söylemeleridir (düz anlatım içinde yer alan şiirler saz eşliğinde türkü gibi söylenir) Halk hikayeleri hikaye türünün en eski ve ortak (anonim) olanlarıdır Halk hikayesi anlatmak bir uzmanlık bir ustalık işidir Hikayeleri anlatan aşıklara "kıssa-han" da denir En tanınmışhalk hikayelerimiz arasında şunlarısayabiliriz: Kerem ile Aslı Ferhat ile Şirin Arzu ile Kamber Köroğlu Battal Gazi Türleri: Halk hikayeleri kapsamlarına boyutlarına ve konularına göre şöyle sınıflandırılabilirler: 1 - Kapsamlarına göre a - Tek bir olay çevresinde örülmüş basit yapılı anlatımı yaklaşık bir-iki saat süren hikayeler Bunlar çoğunlukla konularınıbir efsaneden masaldan veya gerçek yaşamdan alırlar b - Kahramanları kalabalık ve konuları ardarda sıralanmış olaylardan oluşan uzun hikayeler Bunların anlatımlarıbir gece sürdüğü gibi beşveya yedi gece sürenleri de vardır 2 - Konularına göre a - Aşk Hikayeleri Bu sınıfta yer alan "Aşk Hikayeleri" aşık geleneğinin tüm özelliklerini en iyi yansıtan hikayelerdir Bunların kahramanları kimi zaman gerçekten yaşamış olan aşıklardır ve hikayenin konusu da onların yaşam öykülerinden alınmıştır Örneğin; Aşık Garip Ercişli Emrah gibi Kimi zaman da bu kahramanlar masal destan tarih gibi kaynaklardan esinlenerek yaratılırlar Bu türlerde hayal ürünü ögeler gerçekçi ayrıntılarla birleştirilerek anlatılır Örneğin; Yaralı Mahmut Arslan Bey Elif ile Mahmut gibi b - Kahramanlık Hikayeleri Konusu kahramanlık olan bu hikayelerin en tanınmışı "Köroğlu" hikayesidir Doğuanadolu'nun kimi hikayecilerine göre Köroğlu hikayeleri 24 kol tutarındadır Ayrıca Doğu'da Türkiye dışındaki Türk asıllıuluslarla öteki kimi uluslar arasında da Köroğlu hikayeleri yaygındır Günümüzde giderek işlevini yitiren halk hikayeleri eskiden uzun kış gecelerinde köy odalarında düğünlerde Ramazan gecelerinde kahvelerde anlatılırdı Hikayenin saz eşliğinde söylenen türküler bölümüne zaman zaman dinleyicilerin katıldığı da olurdu Belirli bir ustalığa sahip olmalarıgereken halk hikayecileri bir çıraklık döneminden geçtikten sonra bu işe soyunurlar ve geçimlerini de bu yolla sağlarlardı Bu halk hikayelerinden bazıları önce taşbasması olarak daha sonraları da matbaa harfleriyle yayımlandı Halk hikayelerinin düz anlatım bölümlerini oluşturan olay örgüsü genelde derleme olmakla birlikte saz eşliğinde türkü şeklinde söylenen şiir bölümlerinin yaratıcılarıçoğunlukla bellidir Bu aşıklar düz anlatımla şiirleri birleştirerek hikayeyi düzenlerler Örnek: KEREM İLE ASLI HİKÂYESİ Asıl adı Ahmet Mirza olan Kerem Islahan Şahının oğludur Şahın hazinedarlığını yapan Ermeni Keşişinin kızıAslıile Kerem birbirlerini severler Şah Keşişten kızıoğluna ister Ke- şiş bir müslümana kız vermek istemez Fakat hükümdarın isteğini reddemez; bir mühlet is- ter ve bu mühletin içinde gizlice memleketten kaçar Kerem de Aslı'nın peşinden yola düşer İşte Kerem'in sevdiği kızın ardınca bütün Anado- lu'yu baştan başa gezmesi böylece başlar Kerem artık yanında sadık arkadaşıSofu (Kerem'in dilinden: Sofu Kardeş) omuzunda sazıile bir "Âşık" olmuştur Her gittiği yerde her rasladı- ğına sazıyla ve yanık türküleriyle Aslı'nın izini sorar ona haber verenler de olur vermeyen- ler de Bazı defa nehirlere dağlara kayalara dağlardaki hayvanlara derdini döker; yolunu bağlayan karlı boranlıbellerden yol ister Onun önüne çıkan engeller bir defa inkisarına uğ- radılar mı iflah olmazlar Kerem aşk ateşinde pişe pişe kemale erer keramet sahibi olur Allah onun her dileğini yerine getirir Bazışehirlerde Kerem AslıHan'a bir zaman kavuşur Keşişten habersizce bir müd- det birbirlerine sevgilerini anlatırlar dertlerini dökerler: Erzincan Bağlarında ve Kayseri'de olduğu gibi Sonunda Kerem Aslı'sının peşinden Halep'e varır Halep Paşasına kendini sevdirir: Paşa Keşişi tehdit ederek kızını Kerem'e vermeye razı eder İki sevdalının nikâhları kıyılır Fakat kötü ruhlu Keşiş onlara son fenalığı yapar: Kızına sihirli bir gerdeklik gömlek giydirir Bu gömlek son düğmesine kadar açılır tekrar kapanır imiş Kerem sevdiğinin düğmelerini bir türlü çözemez Yüreğinden kopup gelen ateşle yanar kül olur Kerem'in külleri dağılmasın diye bekleyen Aslı Han'ın saçları küllerin içinde kalmış bir kı- vılcımla tutuşur; iki âşığın ancak külleri birbirine kavuşur Sevgililerin birbirine kavuşmasıyla sona ermeyen bir macera olduğu için Kerem hikâyesi toy düğün ve kış geceleri muhabbetlerinde eğlence vasıtası olan halk hikâyeleri arasında çok sevildiği halde başından sonuna kadar anlatılmaz hattâ birçok yerlerde bunun anlatılmasını günah sayarlarmış Kerem Erzurum'da hasta yatarken AslıHan'ın üç gün sonra geleceğini haber verir- ler O zaman şu türküyü söyler: Bir han köşesinde kalmışam hasta Gözlerim kapıda kulağım seste Kendim gurbet elde gönül heveste Gelme ecel gelme üç gün ara ver Al benim sevdamı götür yâre ver Erzurum dağları duman dildedir Başım yastıktadır gözüm yoldadır Aslı hayın yârdır adam aldadır Gelme ecel gelme üç gün ara ver Al benim sevdamı götür yâre ver Erzurum dağları kardır geçilmez Gizli sırdır her adama açılmaz Ayrılık şerbeti zehir içilmez Gelme ecel gelme üç gün ara ver Al benim sevdamı götür yâre ver Felek sen mi kaldın bana gelecek Akıttın göz yaşım kimler silecek Kerem'e dediler Aslı'n gelecek Gelme ecel gelme üç gün ara ver Al benim sevdamı götür yâre ver Kayseri'de musalla taşıüstünde bir cenaze görürler Kerem cenazeye şunlarısöyler: Mal sahibi nice gördün halini Felek pençesine düşmüş gidersin Beğenmezdin türlü libas giymeyi Şimdi uryan ceset olmuş gidersin Tutmaz idin bir fakirin elini Sormaz idin yoksulların halini Haram helâl kazandığın malını Şu fâni dünyaya dökmüş gidersin Malın vardı yükseklerden uçardın Meclisler kurup da bâde içerdinAtın binip sağa sola koşardın Şimdi kara yere koşmuş gidersin Dertli Kerem eder nic' olur halim Bana senden oldu ey kanlı zalim Hiç vâdeye bakmaz erişir ölüm Ecel şerbetini içmiş gidersin Özet Atasözleri fıkralar halk hikayeleri genellikle düz anlatım şeklinde söylenmiş ve söyleyeni belli olmayan ortak (anonim) halk edebiyatı ürünleridir Atasözleri kısa kesin ve yalın bir şekilde söylenirler Yer yer ölçülü uyaklısöylenenlerine de rastlanır Kimi atasözleri bir gözlemi bir yargıyıyansıtarak bir sonuç bildirirler Kimileri de doğrudan öğüt verirler Yüzyılların deneyimlerinden süzülüp gelen gelenek görenek ve toplumsal değer yargılarınıgeçmişten günümüze günümüzden de geleceğe taşıyan atasözlerinin yol gösterici öğüt verici insanları iyiye ve güzele yönlendirici işlevleri vardır Bir anlatım içinde yeri geldiğinde kullanılmaları anlatılan duyguyu düşünceyi güçlendirir ve anlatımı etkili kılar Fıkralar; bir konuda ders vermek bir görüşü düşünceyi mizah yoluyla anlatmak için kullanılan sözlü halk edebiyatıürünleri olup kahramanlarının belirli olup olmamasına göre sınıflara ayrılırlar Fıkraların önemli bir işlevleri de toplum yaşamında örtük transaksiyon (imalı iletişim) aracı olarak kullanılmalarıdır Ayrıca gelenek-görenek yaptırımlarının ve toplumsal baskıların altında ezilen bireye bir çıkış yolu da gösterirler Halk hikayeleri ise aşk ve kahramanlık gibi konuları şiir ve düz anlatım olarak aşıkların saz eşliğinde söyleyip anlatmalarından oluşur Konularına göre sınıflandırılırlar ve özellikle eskiden köy ve kasabaların toplumsal yaşamında önemli bir yerleri olduğu görülür |
|