Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
arapça, dilinin, evrenselligi, ibadet, islamın, olması

İbadet Dilinin Arapça Olması Ve İslam'ın Evrenselligi

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İbadet Dilinin Arapça Olması Ve İslam'ın Evrenselligi




-Bu yazı yeni müslüman olan bir İngiliz'in merhum Mevdudi'ye Arapça dışındaki bir dil ile namaz kılma,ezan okuma ile ilgili sual ve cavaptır
Dikkatle okunmasını tavsiye ediyorum-


Soru:

Bir yıl kadar önce askerlikle ilgili bir görev için bulunduğum Somali'de İslâm ile müşerref olmuş 21 yaşında müslü-man bir İngilizimİslâm'ın resmi dili hakkında bir soru sormak istiyorum Hristiyan olduğum dönemlerde ibadetlerimi yerine getirirken ana dilimiz olan İngilizce'yi kullanıyordum İncil'i de İngilizcesinden okuyordum Fakat şimdi İslâm'ı seçtim, müslüman oldum Bu durumda, namaz kılarken surelerin Arapçalarını okumam gerektiği gibi, Kur'an-ı Kerim'i de Arapça aslından okumam gerekiyor Arapça her ne kadar zengin ve güzel bir dil ise de onu anlayamadığım için gerek namaz kılarken; gerekse namaz dışında, Kur'an-ı Kerimi Arapça aslından okumak zorunda olmam beni ibadet zevkinden mahrum bırakıyor

Eğer bu konuda bana yol gösterir, "İngilizce ile namaz kılabilir miyim?" soruma olumlu bir cevap verirseniz, size son derece minnettar kalacağım Bu konuda gönül rahatlığı elde etmek için bu mesele üzerinde görüş belirten eski İslâm müctehidlerinin adlarını da lütfen bildiriniz

Bu mesele her ne kadar benim şahsî bir sorunummuş gibi görünüyorsa da Avrupa'daki birçok gayr-i müslim'in sırf bu mesele yüzünden İslâm'a girmekten kaçındıklarını rahatlıkla söyleyebilirim Londra'da yaşayan bir kısım dostlarım bu konuda size başvurmamı salık verdiler

Cevap:

Bütün bir kalbimle söylüyorum ki, İslâm'ı seçmiş olmanıza gerçekten sevindim Bir kardeşimizi hidayet nuru ile şereflendirdiği için Allah'a şükrediyor ve O'na hak dinde daha çok hidayet nasib etmesi ve istikamet lütfetmesi için dua ediyorum Dinin hükümlerini, emirlerini, meselelerini anlamanızda size elimden geldiği ölçüde yardım etmeye her zaman hazırım Bunu büyük bir memnuniyetle yaparım Ne zaman isterseniz, benim hizmetlerimden faydalanabilirsiniz

Namaz kılarken hangi dilin kullanılabileceği şeklindeki sorunuzun cevabı şöyledir:

Namaz ibadetinin en önemli yanı Kur'an-ı Kerim okumak olduğundan namaz sadece Arapça ile küınabilirÇünkü Kuran-ı Kerim Arapça ile indirilmiştir Tercümesi ne kadar doğru olursa olsun, her şeye rağmen o Kur'an'ın kendisi değildir Herhangi bir Kur'an tercümesine bu Allah'ın kelamı, Allah'ın buyruğudur da denilemezTercüme sadece Allah kelamının beşerî zaaflarla dolu bir açıklamasıdır Namazda Kur'an dışında okuduğumuz ne varsa dua vs onların tamamı Rasûlullah (sa) tarafından konulmuş şeylerdir

Bunun içindir ki, Rasûlullah (sa) hangi kelimelerle öğretmişse, o kelimelerle namaz kılınmalıdır Bunlar başka bir dilin kelimeleri ile okunacak olursa, herşeyden evvel o dilin kelimelerinin Rasûlullah'ın ifadesindeki kelimelerin anlamlarını karşılamayacağı, orada kastedilen mânâyı tam olarak ihata edemeyeceği açıktır

Belli ölçüde karşılasa bile, tercüme edîlen dildeki kelimeler Hz Peygamber'in (sa) bildirmiş olduğu kelimelerin yerini kesinlikle tutamaz Gelmiş geçmiş bütün İslâm fıkıhçılarının namazın Arapça ile kılınması gerektiğinde görüş birliği içinde olmalarının sebebi budur İslâm alimlerinin ittifakla benimsedikleri görüşe göre ne tercüme kelimeler Kur'an-ı Kerim'in asıl kelimelerinin yerine okunabilir, ne de Hz Peygamber'in (sa) bildirdiği kelimeler başka kelimelerle değiştirilebilir

Ana dili Arapça olmayan bir kimse müslüman olur olmaz Kur'an-ı Kerim'i ve namazda okunan diğer duaları Arapça asıllarıyla okuyamayacağına göre, ne yapmalıdır? Bu konuda bir takım ihtilaflar olmuş, farklı görüşler ileri sürülmüştür

İmam Ebu Hanifenin (rha) iki büyük talebesi olan İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'in (rha) kanaatlerine göre(Bu cevap tedkik istediginden nakletmedimZerre)

İnsanın anlamadığı bir dilde namaz kılması ve kelimelerini sadece ezberden diliyle söylemekle yetinmesi ilk bakışta insana biraz tuhaf geliyor ve anormal bir şeymiş hissi veriyor,ama derinlemesine düşünülecek olursa hiç de öyle olmadığı, bilakis çok büyük hikmet ve faydalarının olduğu görülecektir

Herhangi bir dinin şekil ve mânâda aslî hüviyetini devam ettirebilmesi için, o dinin talimatlarının kendi kavram ve ıstılahları ile sunulması icabeder

Bir dilin bir başka dile tercüme edilmesiyle elde edilen sonuç hiçbir zaman o dilin kendi yerini tutmazÇünkü, bir dilden diğer bir dile tercüme yapılırken, kelimelerin değişmesiyle birlikte, kelimelerin yüklendiği duygu ve anlam yoğunluğu da değişir

Dildeki incelikler kaybolur Her mütercim kendi yetenek ve kabiliyeti ölçüsünde tercüme yaptığı için, iki ayrı mütercimin yaptığı tercüme hiçbir zaman birbirinin aynı olmaz ve biri diğerinin yerini tutmaz Biz bunu günlük hayatımızda her an yaşamaktayız Alelade insanların eserleri bile bir başka dile bütünüyle aktarılamazken, nasıl olur da Allah'ın kelamı ve Rasûlullah'ın (sa) buyrukları bütün ruhu ve manevi derinliğiyle bir başka dile aktarılabilir? Ve nasıl olur da bu tercümelerin Kur'an'ın ve Rasûlullah'ın buyruklarının yerini tutacağı söylenebilir?

Dünyadaki bütün dinlerin aslından sapmalarındaki en önemli etken, o dinlerin temel kitaplarının ilk geldikleri ana dillerinde korunamamaları ve ona bağlı olanların tek tutanaklarının(bağlarının), kendi aralarında uyumu olmayan ve sürekli düzeltmeler yapılan değişik dillerdeki tercümeler olmasıdır

İslâm'ın temel kaynağı Kur'an-ı Kerim ve Rasûlullah'ın (sav) bütün buyrukları, onların ifade buyurdukları aslî kelimeleriyle korunmuşturBu durum müslümanlar için büyük bir lütuf olduğu kadar, büyük bir mutluluktur da

Müslümanlar olarak bu büyük nimetin kıymetini takdir edemez ve Allah'ın bu büyük lütfundan yeterince istifade edip, onu koruyamazsak, hem büyük bir aptallık etmiş ve hem de dinimizin kaynaklarının tercümelere dayanması yolunu açmış oluruz

Bizi Kur'an-ı Kerime ve Rasûlullah'ın (sav)öğretilerine bağlı kılan en büyük güç, her gün beş vakitte kıldığımız namazdır

Eğer namazda okunan dili değiştirecek olursak, dinimizin asıl kaynağı ile olan bağımızı korumamız gerçekten zorlaşacak, hatta imkânsız olacaktır

Herhangi bir dinin olduğu gibi muhafaza edilebilmesi için o dinle emredilmiş olan ibadet biçimlerinin olduğu gibi muhafaza edilmesi, en ufak bir değişikliğe uğratılmaması ve insanların kendi arzularına göre onlarda değişiklikler yapma serbestliğine sahip olmamaları gerekir

Dinin en önemli bölümü onun ibadetleridirOnlara olduğu gibi uymak, saygı duymak ve sürekli uygulamakla dinin geri kalan öğretileri uygulama gücü kazanacaktır

İbadetleri insanlar nazarında değerli kılan şey, ibadetlerde var olan her söz ve hareketin ve her türlü davranış biçiminin bizzat Allah Teâlâ tarafından belirlenmiş olduğuna tereddütsüz iman etmiş olmalarıdır

Gerek şekli ve gerekse okunan şeyler hususunda değişiklikler yapılarak insanların arzu ve heveslerine göre bir takım düzenlemelere gidilecek olursa, insanlar inançlarını ve ibadetlere olan saygılarını yitireceklerdir

Bu inancın yitirilmesi ve bu saygının ortadan kalkması dinin tamamıyla yozlaşması sonucunu getirecek ve artık insanlar dinin hükümlerine uyup uymamakta kendilerini serbest hissedeceklerdir

Üçüncü bir önemli husus da şudur:

Yeryüzünün değişik bölgelerinde yaşayan ve farklı dilleri konuşan insanların ezan ve namazda aynı dili kullanıyor olmaları, onları tek bir millet yapmakta ve onlar arasındaki evrensel kardeşlik duygularını pekiştiren, aralarındaki dayanışma ve birliği artıran bir güç oluşturmaktadır

Yeryüzünün hangi köşesine giderseniz gidiniz, ezan sesini işitir işitmez,orada kendi milletinizden bir kişinin veya bir grubun bulunduğunu ve o sesin sizi namaza çağırdığını hissedeceksiniz

Namaz kılmak için gittiğiniz her yerde, tanıdık, bildik bir ses duyacaksınız İster Londra'da olun; ister Nijerya'da, ister Endonezya'da olun; isterseniz Türkiye'de, değişen bir şey olmayacak, yanında bulunduğunuz müslümanların dilinden tek bir kelime olsun anlamasanız bile, namaz kılarken ne siz onlara yabancılık çekeceksiniz, ne de onlar size

Ama bu yapılmaz, her millet ezanı kendi diliyle okumaya, namazı kendi diliyle kılmaya kalkışırsa, o zaman bu evrensel kardeşlik yok olacak, dünyayı kuşatan beraberlik küçük küçük parçalara bölünecektir

Sadece Pakistan ve Hindistan yarımadasında üç yüzü aşkın dil kullanılmaktadır

Herkes kendi diliyle ezan okuyacak ve herkes kendi dilini kullanarak namaz kılacak olursa, sadece bu bölgede yaşayan müslüman toplum üç yüzden fazla parçaya bölünecektir

Bulunduğu bölgeden dışarı çıkan bir müslüman ne ezanı tanıyabilecektir ve ne de diğer müslümanlarla birlik olup cemaat halinde namaz kılabilecektir

Bu durum yalnız Pakistan, Hindistan müslümanları için değil, dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan müslümanlar için de geçerlidir

Hac zamanı bir araya gelen müslümanların durumu da Babü Kulesini andıracaktır Herkesin kendi dili ile ezan okuyup, namaz kılmasını istemek; hristiyanlar arasındaki Kilisenin millileşmesi (Nationalisation of the Church) gibi bir istekte bulunmak anlamına gelecektir ki, bu anlayış hristiyan dünyasındaki çekişme ve düşmanlıkların başlıca sebebi olmuştur

Renk ve ırk kavgaları, milliyet ve dil sürtüşmeleri yüzünden birbirine düşmüş, kamplara ayrılmış insanlık için evrensel bir kardeşlik tesis eden İslâm'ın bu büyük nimetini anlamıyor musunuz?

Müslümanlar birbirlerini her yerde Arapça ezan, Arapça namaz, Arapça kelime-i tevhid ve benzeri bir takım ıstılahlarla tanımakta ve bu sayede birbirleriyle ezeli dostlar gibi kucaklaşmakta, kaynaşmaktadırlar

Okuduklarımızı anlayarak namaz kılmanın gerekliliğine gelince:

Bu şekilde namaz kılmanın insan ruhunda meydana getirdiği değişikliği inkâr etmek mümkün değildir Bu gerekliliğin yerine getirilmesi için yukarıda anlatmaya çalıştığım büyük tehlikeyi göze almak gerekmez Böyle bir tehlikeye düşmeden de bu ihtiyaç karşılanabilir

Bir kaç sureyi ezbere bilmek namaz kılabilmek için yeterlidir Namaz kılarken Kur'an dışında okuduklarımızın tamamı da birkaç parçadan ibarettir Onları ezberlerken anlamlarını da kolayca hafızalarımıza yerleştirebiliriz Böylece sizin -haklı olarak- manevî haz ve ruhanî etki diye tabir ettiğiniz gereklilik de yerine getirilmiş olur


Tercüman'ul Kur'an, Muharrem-Safer
1377 I Ekim-Kasım 1957


Alıntı Yaparak Cevapla

İbadet Dilinin Arapça Olması Ve İslam'ın Evrenselligi

Eski 08-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İbadet Dilinin Arapça Olması Ve İslam'ın Evrenselligi




Allah razı olsun faydalı bir paylaşım umarım bu yeni müslüman olmuş kareşimiz bu cevapla mutmain olmuştur yazının her satırını didik etmiş ve yer yer farklı renklerle mühim manalara dikkat çekmişin bu senin ilme kabiliyetinin bence bir mühim nişanı yazı içinde belki en mühim bölümü alıntılıyorum:

"Dünyadaki bütün dinlerin aslından sapmalarındaki en önemli etken, o dinlerin temel kitaplarının ilk geldikleri ana dillerinde korunamamaları ve ona bağlı olanların tek tutanaklarının(bağlarının), kendi aralarında uyumu olmayan ve sürekli düzeltmeler yapılan değişik dillerdeki tercümeler olmasıdır"


Alıntı Yaparak Cevapla

İbadet Dilinin Arapça Olması Ve İslam'ın Evrenselligi

Eski 08-24-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İbadet Dilinin Arapça Olması Ve İslam'ın Evrenselligi




Türkçe namazı savunan eli kalemli bir cahille daha önce yaptığım bir münazarayı arzediyorum, cahilin yazısı:






EĞER TÜRKÇE İBADET ETSEYDİK

Evet; eğer Türkçe ibadet etseydik neler olurdu?
Bu hala münakaşalara tartışmalara vesile yaratan bir soru ama bana göre hiç bağrışmadan ele alınıp incelenmesi gerekir
Ezana Arapça okunsun bu doğru Türkçe okunmasında duygusal zenginlik olmayacaktır demek konuyu çok fazla aydınlatmıyor, işin duygusal boyutunu bırakıp İslam çerçevesinde değerlendirmek daha doğru olmaz mı?
Namaz kılarken Arapça sureleri mealinden söylersek neresi yanlış olur bunlara bakalım, hangisi daha estetik olur değil ki davamız hangisini daha iyi anlarız o hesap edilsin

İbadet kelime anlamıyla dua yakarış niyaz demek, dili şivesi lehçesi yok, bildiğim kadarıyla da dua dillere göre kabul görür diye bir ayet de yok
Kuran bize indi içindekileri okuyup anlamamız öğrenmemiz ve de onun tarif ettiği yolu takip etmemiz için
Peki, biz bilmediğimiz dilde okursak ne kadar değerlendirebiliriz, ya da neyi anlarız?
Lisan insana özel milletlerin seçtiği konuşma dilidir, yani insani bir şey, Allah lisanı olan mıdır, biz neyin tereddüdündeyiz?

Kuran peygamberimize tebliğ olduğunda onu ümmetine anlatıyor ve içindeki ayetleri olabildiğince daha çok insana ulaştırmaya çalışıyordu, beraberinde bu işi yapan insanlar Arapçıyı bilmeyenlere izah da zorlanıyor ve İslam’ı yaymakta güçlük çekiyorlardı
Sahabelerden biri bir gün ya Muhammed birçok insan Arapça bilmiyor anlattıklarımızı anlamıyorlar ve bu çoğalmamızı engelliyor ne yapalım diye soruyor

Hz Muhammed herkese kendi dilinde anlatın anlamalarını sağlayın buyuruyor
Öyleyse daha o zaman ibadetin Arapça dışında her milletin kendi dilinde yapması olayı kabul edilmişken günümüzde ibadetin Türkçe yapılması kutsallığın ortadan kaldırılması demek nasıl deriz

Şimdi burada bir çelişki oluşuyor, bir kitap okuyorsunuz kendi dilinize çevrilmiş, diyelim ki bu Türkçe olsun, ama anladığınızı Allaha anlatırken aynı dili kullanamıyorsunuz, sebebi nedir bizi anlamayan kim?
Burada anlamayan yok, sanırım anlatmak için bir türlü lisan seçemeyen bizleriz
Şekilci anlayışa teslim olmak gibi bir şey bu, yakarmak Allaha dua insanın ona sığınması nasıl olursa daha doğru olur kimin kararındadır?
Eğer dilimizle dinimiz aynı yerde değilse biraz karmaşa yaşanıyor
Müslüman olmak için ya da Allaha ibadet edebilmek için ve ya isteklerimizi ona söylemek için ne Arapça bilme gereği nede Arap olma şartı yok
Bir din neden gelir neden tebliğ edilir, anlaşılıp yaşanması için değil midir anlamadığımızı nasıl yaşarız?
O zaman bu yarım olmaz mı hatta bana göre çok da eksik oluyor

Din işleri yüksek kurulunun uzun bir açıklaması var konu hakkında ancak ben minicik bir bölümünü aktarmak istiyorum (tarih 4/12/1997 103 sayılı kararı)

Namaz da ve ibadet olarak kuran aslı lafızları ile okunur, ama öğüt buyruk ve yasakları öğrenmek amaçlı meal okumak da sevaptır ve genel anlamıyla ibadettir
Bu açıklamadan benim anladığım namazda Arapça oku, ama maksat anlamak ise meal oku o da ibadettir
O halde anlarken Türkçe anlıyorsam ve o da yüksek kurul tarafından ‘’ibadet’’ kabul ediliyorsa namaz neden ille de Arapça?
Ve açıklama devam ediyor…
‘’Bütün ilahi kitaplar onları insanlığa tebliğ ile görevlendirilen peygamberlerin konuştukları dil ile indirilmiştir, peygamberimiz Hz Muhammed Arabistan’da Araplar arasında yetiştiği ve Arapça konuştuğu için onun tebliğ ettiği kuran-ı kerimde Arapça olarak indirilmiştir
Ancak yüce rabbimizin bütün insanlığa son kitabı ve ebedi hitabı olan sadece Araplar ve Arapçayı bilenler için değil, bütün insanları sapıklıktan korumak onlara hakkı ve hakikati öğretmek, hidayet ve gerçek yolu göstermek için gelmiştir
Bunun gerçekleşebilmesi için de kuran-ı kerimin bildirdiği ilahi öğütlerin herkese bütün insanlığa tebliğ edilmesi herkes tarafından anlaşılması öğrenilmesi düşünülmesi kavranması ve kalplere yerleşmesi gerekir’’
İşte bu kadar…

sevinç inal
Bayan, 47, İstanbul (15082008 14:54)







Alıntı Yaparak Cevapla

İbadet Dilinin Arapça Olması Ve İslam'ın Evrenselligi

Eski 08-24-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İbadet Dilinin Arapça Olması Ve İslam'ın Evrenselligi




Eski bir tartışma olan bu konuda sanırım Sevinç hanım da taraf tutmuş ve ana dilde ibadet etmeli tezini oda kabul etmiş

Aslında bu konu madem dini bir konudur, erbabı tarafından ele alınmalı ve onlarca irdelenmeli nitekim her yönüyle tartışıldı ve aslı üzere kalması gerektiğinde ittifak edildi ve anadilciler malup vaziyette konu kapandı

__Meseleye birkaç yönden vevap vermek isterim:

1- Namazlarını bu şekilde, Kuran diliyle kılanlar hallerinden gayet memnunlar tercihini vermiş hür insanları artık etkilemeye çalışmaktan vaz geçin Onlar kendilerini asla sizin yanınızda çocuk hissetmiyorlar, ve vaziyetlerinden bir şikayetleride yok zaten gerektiğinde müracaat edecekleri hocaları alimleri var, yani size soran yok namazımızı nasıl kılalım diye! ! şu halde konuyu umumi zaviyeden herkes adına konuşma uslüp ve tavrından çıkın ve kendi adınıza konuşun Biz kılmak istiyoruz kılacağız'' gibi tabi size cevabımız: Hay hay efendim hemen başlayın olacak namaz kılın yeterki böyle kılın diyeceğiz

2- Yapılan araştırmalar gösteriyorki türkçe ibadet edilsin diyenler en ziyade günlük ibadetlerini hiç yapmayanlar yani farz olan ve terki günah olan beş vakit namazı kılmayanlarbunlar daha çok bu davanın peşinde durumu farkeden alnı secdeli mütedeyyinler haliyle bu tartışmanın gerisinde bir iyiniyet sezimleyemiyorlar ve türkçecileri hiçmi hiç kaale almıyorlar Bence önce bu sorunu halletmeniz gerekiyor yani temsilde korsan ve kaçak durum arzetme sorununu

3- Burasıda namazını inanarak kılan ve samimi olanlar için (Sevinç hanım sizde bu katogoride olabilirsiniz Allah biliyor gerçekleri) :

Arkadaşlar namaz sıradan bir dua değil bu sebeple ne dediğini anlamak, kabulü için şart değildir
Namaz Allahın huzuruna çıkmak, ilahi protokölde/kortejde günde beş defa yer almaktır Ve her protokolün kendine özgü kuralları olduğu gibi bu Yüksek huzurunda bir evrensel kuralı vardır: Kuran diliyle icra edilmesi

Esasında namazda okunan Kuran, sanıldığı gibi Kulun Allaha meramını sunması değildir Aksine Allahın buyruğunu dinlemektir Yani Kuranı dinlemektir Şu halde herhangi bir tercüme,meal; Kuran' diye tanımlanabilirse aynı zamanda namazda da okunabilecektir

şimdi tartışmanın mecrası değişti ve edebiyatçılara söz hakkı doğdu Soruyoruz tercüme aslın yerini tutarmııı? ?
Ağız birliği ile bütün dünya edebiyatçıları: __Hayır kesinlikle tutmazdiyorlar

Halbuki onlar bir insan yapıtının başka bir insan tarafından tercüme edildiğinde ki farktan bahsediyorlar ve diyorlarki en mükemmel tercümede yüzde 25 mana kaybı illaki olur Allahın mucize kitabını tercüme etmedeki mana kaybını siz anlayın artık

Sonuçta anlıyoruzki bir Kuran tercümesine = Kuran' demek mümkün değildir Demekki 'tükçe kuran' tabiri uydurmadır gerçek dışıdır ve tercümeyi Allah Kelamıyla eşit görmek en hafif tabirle Kurana iftira, Allaha haksızlıktır

Şu halde Allah ın konuşması ve kuluna buyurması makamında Onun sağlam ve hakiki Kelamını bırakıp bir zayıf adamın eksik tercümesini okumak bunu kimse kabul etmez en cahil bir müslüman bile 'anlamasamda Allahın kelamını okuyum, daha iyi' der ve haklıdır

4- 'Allah kuranla bana namazda ne buyuruyor' evet şart değil ama ben bilmek ve O buyruğu taa içimde hissetmek istiyorum'' diyenler olabilir Bu istek protokolün dilinin değişmesine hiçbir zaman sebep olmayacak ancak bu talebi dile getirenlere şöyle denilir:

_Eğer bu iseğinizde samimi iseniz hadi arapça öğrenin her türlü yabancı dili işinize yarasada yaramasada öğrenmek için emek verir masraf edersiniz şimdi varın arapça öğreninde sorun kökünden hallolsun, isteğinize kavuşun'

'_İmkanım yok arapça öğrenmeye zamanın yok' diyenlere kolaylık: okuduğunuz sureler zaten sınırlıdır, onların tefsirine güzel çalışın ve meseleyi çözüme kavuşturun

EZAN'A gelince: artık millet 'bay bay'ın ne demek olduğunu öğrediği gibi ezanın da manasını öğrendi ama türkçecilerin kafası hala basmıyorsa arıza daha derinlerde belki kalptedir

SON TAVSİYEM: Sevinç hanım ve aynı fikirde olanlar amlaşılan siz türkçeye sevdalısınız! bakın size daha yarayışlı bir tartışma ve mücadele konusu öneriyorum: Neden Anadolu - fen - süper ve özel liselerin ve birçok üniversitenin eğitim dili ingilizceyle uğraşmıyorsunuz? ? Yazık değilmi buralardaki türk gençlere anadillerinde eğitim görmek onlarında hakı değilmi

Burdan buyurun, üzüm sepeti burda çünkü saygılar efendim

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.