Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anne, baba, biline, hayatta, iken, kiymetleri

Anne Baba Hayatta İken Kiymetleri Biline!!

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Anne Baba Hayatta İken Kiymetleri Biline!!







ANNE BABA Hayatta iken kIymetleri biline!!


Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Biz insana, ana ve babasına iyilikte bulunmayı tavsiye ettik Özellikle anasına tavsiye ederiz ki, o kat kat eziyete katlanarak ona hamile kalmış, emzirmesi de iki sene sürmüştür Bunun üzerine, Bana, ana-babana şükret"
(Lokman; 14)

Bu ayet-i kerimeye göre, kim Allah-u Zülcelal'e şükreder de, anne ve babasına karşı gelirse, o kimsenin Allah-u Zülcelal'e karşı yapmış olduğu şükür geçerli değildir
Bunun delili olarak, Enes bin Malik radıyu anh şöyle demiştir:"Hz Peygamber (SAV) 'in yanında büyük günahlardan söz edilince, Hz Peygamber (SAV) şöyle buyurdu:
"Allah'a şirk koşmak, anaya ve babaya karşı gelmektir" (Buhari, Müslim, Tirmizi)

Anne hakkı baba hakkından daha önemlidir Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir Nitekim Muaviye İbn-i Hayde el-Kuşeyrî radıyu anh şöyle nakletmiştir:
"Hz Peygamber (SAV)'e: "Ey Allah'ın Resulü, kime iyilik yapayım?" diye sordum Bana: "Annene!" diye cevap verdi "Sonra kime?" diye tekrar ettim "Annene!" dedi "Sonra kime?" dedim "Annene!" dedi "Sonra kime?" dedim, bu dördüncüde: "Babana, sonra da tedrici yakınlarına!" diye cevap verdi" (Ebu Davud, Tirmizi)


Bir kimse, ana-babasının sağlığına ve ihtiyarlık zamanlarına yetişipte onlara iyilikte bulunmazsa, kendisini cehenneme müstahak etmiş olur Nitekim, Enes bin Malik radıyu anh'dan şöyle rivayet edilmiştir:"Alkame adında bir genç vardı Şiddetli bir hastalığa tutuldu ve yatağa düştü Onun hanımı Hz Peygamber (SAV)'e gelerek:
"Ya Resul! Kocam son nefesini vermek üzeredir" dedi Hz Peygamber u anh gelip durumu, Hz Peygamber (SAV) e haber verdi

Bunun üzerine Hz Peygamber (SAV): "Ana-babası hayatta mı?" diye sordu Hz Bilal radıyu anh: "Babası öldü yaşlı bir annesi var" dedi Hz Peygamber (SAV): "Ya Bilal! Alkame'nin annesine git, benim selamımı söyle Gelebilirse yanıma gelsin Gelemezse ben onun yanına geleyim" buyurdu Hz Bilal, kadının yanına gelip, durumu anlatınca; kadın: "Onun huzuruna gitmek bana düşer" diyerek, bastonunu aldı ve Hz Peygamber (SAV)' in huzuruna geldi Hz Peygamber (SAV): "Alkame'nin durumu nedir" diye sordu Kadın dedi ki: "Ya Resul! Alkame, çok namaz kılan, sadaka veren biridir Ama ben ona dargınım Çünkü hanımını bana tercih ediyor" O zaman Hz Peygamber (SAV) buyurdu ki: "Annesi Alkame'ye darıldığı için şehadet getiremiyor Ya Bilal! Git biraz odun hazırla Gelip onu yakacağım" Bunu duyan kadın dedi ki:
"Ya Resullulah! Oğlumu mu yakacaksın? Hem de benim gözümün önünde Ben buna dayanamam"

Hz Peygamber (SAV): "Allah'ın azabı çok şiddetli ve süreklidir Eğer Allah'ın onu bağışlamasını istiyorsan, ona hakkını helal et Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, ona dargın durduğun sürece, namazının ve sadakasının ona bir faydası olmaz" Bunun üzerine kadın dedi ki: "Ya Resul! Allah-u Zülcelal'i, seni ve beni buraya getireni şahit tutuyorum ki, ben Alkame'den razı oldum" Hz Peygamber (SAV), Hz Bilal'e: "Ya Bilal! Git, Alkame'nin durumuna bak!" buyurdu Hz Bilal radıyu anh, Alkame'nin evine gelince, şehadet getirdiğini ve vefat ettiğini gördü Durumu Hz Peygamber (SAV)'e bildirdiler Yıkanıp kefenlenmesini emretti ve bizzat kendisi namazını kıldı ve kabrin başına gelip şöyle buyurdu:"Ey muhacir ve ensar topluluğu! Her kim hanımını, anasından üstün tutarsa, ona Allah'ın laneti vardır Onun ne farz ne de nafile ibadeti makbul olmaz" (RNasihin)

Onun için Ebu Derda radıyu anh şöyle demiştir: "Bir adam bana gelerek: "Benim bir hanımım var Annem onu boşamamı istiyor Ne yapayım?" diye sordu Ben de ona Hz Peygamber (SAV)'in şu hadis-i şerifini söyledim: "Ana-baba, cennet kapılarının ortasıdır İster o kapıyı kaybet, istersen muhafaza et" (Tirmizi)

Musa aleyhisselam, Allahu Zülcelal'den dokuz defa nasihat istedi Hepsinde de Allah-u Zülcelal, ana-babaya itaat etmesini isteyerek şöyle buyurdu: "Ana-babasına iyilik edenleri, dünyada sevdiklerim arasına alırım Kabirde onlara arkadaş olur, mahşerde merhamet ederim Sıratı geçirir, cennette onlarla vasıtasız konuşurum Ana-babasına âsî olan, Peygamberler gibi çok amel etse, amelini kabul etmeyip, onu cehenneme atarım Ana-babasına itaat edeni de, bana karşı kusurlu olsa da, affederim"

İşte ana-baba hakkı böyledir Onun için onların hakkını almak, gönüllerini hoş tutmak ve daima onlara iyilikle muamele edip rızalarını kazanmak için gayret göstermek lazımdır Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak kendisine ibadet edin, anne ve babaya iyilik edin Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, sakın onlara "öf!" bile deme ve onları azarlama İkisine de tatlı ve güzel söz söyle İkisine de acıyarak tevazu kanatlarını indir Ve şöyle de: "Ey Rabbim! Onların beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et" (İsra; 23-24)

Demek ki evlat, hem ana-baba sağken onların haklarını gözetmeli, hem de öldükten sonra onların affedilmeleri için dua edip, kabirlerini ziyaret etmelidir Anlatıldığına göre Malik bin Dinar bir yıl hacca gitti Haccını tamamladığı gece rüyasında şöyle bir ses işitti:"Ey Malik! Hacca gidenlerden Muhammed oğlu Abdurrahman affedilmedi" Malik bin Dinar sabahleyin çevresinde Muhammed oğlu Abdurrahman'ı aramaya başladı Sordukları kimse ona:"Aradığın kimse Kur'an ehlidir Her yıl hacca gelir" dediler Araya araya onu bir köşede Kur'an okurken buldu Abdurrahman onu görünce bir ah çekip bayıldı Daha sonra şöyle dedi: "Beni rüyanda gördün Bana Allah-u Zülcelal'in beni affetmediğini söylemeye geldin değil mi?"

Malik bin Dinar bu duruma çok şaşırdı Ona hayret edip sordu: "Sen salihlerden birine benziyorsun Çok merak ettim Acaba Allah-u Zülcelal seni neden affetmiyor Ne günah işledin?" Bu soruya karşılık Abdurrahman şöyle anlattı: "Bir ramazan ayının ilk gecesi idi İçki içip sarhoş olmuştum Bu sırada babam beni aramış ve bir yerde yatar bulmuş Beni çekince bende sarhoşluktan ona vurup gözünü çıkarmışım O da bana beddua etmiş Ertesi gün ayılınca neler yaptığımı büyük bir üzüntü ile öğrendim Bütün içki küplerini yok ettim Kölelerimi azat ettim Yaptıklarıma pişman olup doğru yola girdim Her yıl böyle hacca gelir dua ederim Fakat, her seferinde sizin gibi birisi rüyasında: "Allah seni affetmedi!" diye söyler"

Abdurrahman bunları anlatırken tekrar ağlamaya başladı Onun bu haline Malik bin Dinar çok acıdı, babasını sorup yerini öğrenerek onun yanına gitti Babası Malik bin Dinar'ı görünce şöyle dedi: "Hoş geldin ya Malik! Buyrun bir istediğiniz varsa hemen yerine getireyim" Malik bin Dinar şöyle dedi: "Farzet ki kıyamet kopmuş, oğlun Abdurrahman'ı tutup cehenneme götürüyorlar Onu bu halde görsen üzülmez misin?" Bunu duyan babası ağlamaya başladı Daha sonra kendine gelip dedi ki:
"Sen şahit ol ki, oğlumun kusurunu affettim ve ona hakkımı helal ettim"

Daha sonra Malik bin Dinar, ondan izin alarak oğlunun yanına gidip müjdeyi verdi ve babasının onu görmeye geleceğini söyledi Bunu duyan Abdurrahman ağlayarak tekrar bayıldı Bu sırada babası geldi Malik bin Dinar'a şöyle rica etti: "Oğlumu affettim Diğer aleme yakın zamanda göçeceğini zannediyorum Şahadet getirip ruhunu teslim etsin" Malik bin Dinar şahadeti telkin etmeye başladı Fakat Abdurrahman cevap vermiyordu Nihayet gözlerini açıp karşısında babasını görünce ona yalvaran bir sesle dedi ki: "Babacığım ne olur, gel sen de benim gözümü çıkar ki, kıyamete kalmasın!"

Babası şöyle dedi: "Ey Gözümün nuru! Ben suçunu bağışladım Senden razı oldum" Bu sırada Abdurrahman iki defa şahadet getirdi Malik bin Dinar ona: "Halin nasıldır?" diye sordu O da şu şekilde cevap verdi: "Baygın halde iken başucumda elinde topuz olan bir melek durup bana: "Baban senden razı değil Ben topuzla senin başına vuracağım" dedi Az sonra başka bir melek gelip yeşil bir mendille gözlerimin yaşını sildi ve dedi ki: "Şahadet getir! Baban ve Allah-u Zülcelal senden razı oldu"
Abdurrahman bunları söyler söylemez vefat etti

Hasan-ı Basri Kabe'yi ziyaret ve tavaf ederken arkasında bir zenbil ile tavaf eden bir zâta dedi ki: "Arkadaş, arkandaki yükü koyup öyle tavaf etsen daha iyi olmaz mı?"
O zat cevaben dedi ki: "Arkamdaki yük değil, babamdır Bunu Şam'dan yedi defa buraya getirip tavaf eyledim Çünkü, bana dînimi, imanımı bu öğretti Beni islam ahlakı ile yetiştirdi"

Bunları dinleyen Hasan-ı Basri şöyle dedi: "Kıyamete kadar böylece arkanda getirip tavaf eylesen, bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa gider ve yine bir defa gönlünü yapsan, bu kadar hizmete mukabil olur" Esbehani, birçok hadis hafızlarının önünde, Ebu'l-Abbas el-Asam'ın, Avam bin Havşeb'den naklen, kendisine şöyle bir rivayette bulunduğunu kaydeder: "Ben Nişabur'da kabristana yakın bir evde misafir bulunuyordum Oturduğum yerden kabristanı görüyordum Birgün ikindiden sonra, mezarlığa bakarken, bir mezarın yarılıp içinden bir adamın başını çıkardığını gördüm

Bu kimse üç kez, eşek gibi anırdıktan sonra, mezar tekrar üzerine kapandı, oraya yakın bir evin önünde yaşlı bir kadının, yün taradığını ve büktüğünü görüyordum Kadının biri bana: "Şu yün ören ihtiyar kadını görüyor musun?" diye sordu Ben de: "Evet görüyorum, kimdir, nesi var?" diye sordum Kadın bana: "İşte şu mezarın içinde bulunanın annesidir" dedi Kadına: "Peki bunların durumu nedir?" dediğimde, kadın: "Bu mezarda bulunan kimse gece gündüz içki içer, anası ona: "Ey evladım, Allah'tan kork, ne vakte kadar bu içkiyi içeceksin?" dediğinde: "Sen bir eşek gibi anırdığın vakit ben bu içkiyi bırakırım" diye cevap verirdi Bir gün ikindiden sonra öldü ve oraya gömüldü İşte görüp duyduğun gibi, her gün ikindiden sonra mezar yarılarak açılır, başını çıkararak üç kez eşek gibi anırır tekrar mezar üzerine kapanır" diye anlatmıştı

Allah-u Zülcelal, ana ve baba hakkını yerine getirmeyi kendi emir ve nehiyleriyle yanyana getirmiştir Sanki anne ve babanın hakkını yerine getirmek, Allah'ın hakkını yerine getirmek gibidir

Onun için imkan dahilinde anne ve babamız bizim dinimize zarar vermeyecek şekilde emrettiklerinde onların istediği gibi yapmak lazımdır Dinimize zarar verecek şeyler emrettiklerinde (hırsızlık yap, namaz kılma gibi�) o zaman onlara itaat edilmez Onlara iyilik yapmak, bahusus ihtiyar olduklarında hizmetlerinde bulunmak lazımdır Eğer Kur'an ve hadislerde, bu ana-baba hakkında hüküm olmasaydı dahi, aklen onlara iyilik yapmak icap ettiği anlaşılırdı İnsan küçük çocuğuna nasıl zahmet çekiyor, bakıyorsa onlar da bize küçükken böyle bakmışlardı

Bundan da anlaşılıyor ki, onlara bakmak farzdır Kur'an ve hadis de bize bunu emrettiği için onlara daima iyilik yapmalıdır İnsan bunu yaparken de; Allah ve Resulü emrediyor diye niyet etmelidir ki sevap kazansın Ana-baba öldükten sonra, onların kabirlerini ziyaret etmeli, hayatta iken dostluk yaptığı kişileri ve onların çocuklarını ziyaret edip iyilikte bulunmalıdır Salih bir zata: "Acaba ana-baba öldükten sonra, onların rızalarını kazanmak mümkün olur mu?" diye sorulmuş, o da şöyle cevap vermiştir:
"Evet, üç şekilde onların rızalarını kazanabilirsiniz: "Salih bir kimse olmaya gayret edin Çünkü ana-babaya çocuklarının iyi olması kadar sevimli gelen birşey yoktur Daima Allah-u Zülcelal'den onlar için mağfiret talebinde bulunun ve çokça sadaka verin Ana-babanızın dostlarını ve yakınlarını ziyaret edin Çünkü Hz Peygamber (SAV) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "İyiliklerin en güzeli, insanın baba dostu ile dostluğunu devam ettirmesidir" (Müslim)
alIntI

Kardeslerim, biraz uzun ama ANNE ve BABA le alakalI en kapsamlI bilgieriri
iceren
bu ilmi konuyu ilerde pisman olmamak icin simdiden, okumanIzI tavsiye
ediyorum, aynI anda hepsini basaramasanzda, kIsIm kIsIm bölerek
zamanla tamamlayInIz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.