İlim Sahibi Olmak |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlim Sahibi Olmak“De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer; 9) Başka bir ayet-i kerimede ise şöyle buyrulmuştur: “Allah’tan ancak alimler (hakkı ile) korkar” (Fatır; 28) Ebu Umame (Radıyu Anh)’den rivayetle, Resulullah (Sallu Aleyhi Ve Sellem)’a biri abid diğer alim olan iki kişiden bahsedildi Bunun üzerine Resulullah (Sallu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurdu: “Alimin abid’e üstünlüğü, benim sizin en aşağı derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir Muhakkak ki Allah, O’nun melekleri, göklerin ve arzın ahalisi, hatta yuvasındaki karıncalar, (sudaki) balıklar insanlara hayır öğreten alimlere salavat getirirler (Rahmet okuyup bağışlanmaları için dua ederler)” (Tirmizi) Görüldüğü gibi ilim sahipleri Allah-u Zülcelal’in yanında çok kıymetlidir Çünkü insan ilimle Allah-u Zülcelal’e yönelerek O’ndan hakkıyla korkar Yemek nasıl vücudun gıdası ise, ilimde kalbin gıdasıdır Onun için Hz Ali (Radıyu Anh) şöyle demiştir: “Allah-u Zülcelal’e ilimsiz ibadet eden kimse değirmene bağlı merkep gibidir Gün boyunca yürür, fakat hep aynı yerindedir” Cahil de böyledir İnsan cehaletle Allah-u Zülcelal’e çok ibadet eder Fakat bu ibadeti, onun Allah indinde yakınlığını artırmaz Bazen kul çok ibadet eder, fakat cahil olduğundan ibadeti emre uygun olarak yapamaz Bir iş ancak emrolunduğu şekilde yapılırsa ibadet olur Bu da ancak ilimle bilinir Onun için insan en azından kendisine yetecek yani ibadetlerini yapabilecek ve günahlardan muhafaza olabilecek kadar ilim öğrenmesi farz-ı ayndır Nitekim Hz Peygamber (Sallu Aleyhi Ve Sellem) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “(Mükellef olduğu işlere ait) İlmi aramak, her müslümana farzdır” (İbn Mace) |
İlim Sahibi Olmak |
08-24-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlim Sahibi Olmak“Allah, kendilerine kitap verilenlerden, onu insanlara mutlaka açıklamaları ve gizlememeleri konusunda kesin söz almıştı Fakat, onlar bu sözü kulaklarının arkasına attılar ve kitabı az bir dünyalığa sattılar Ne kötü bir alışveriş yaptılar” (Al-i İmran; 187) Hz Peygamber (Sallu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde azabı en şiddetli olan kimse, Allah’ın kendisini ilminden faydalandırmadığı kimsedir” (Taberani) Alimin azabının fazla olması, onun kötülükleri ve günahları bilerek işlemesinden dolayıdır Hz İsa (Aleyhisselam) şöyle demiştir: “İlim öğrenip bu ilmi ile amel yapmayan kimseler, gizli olarak zina yapıp daha sonra hamile olduğunda zina yaptığı ortaya çıkan ve bundan utanç duyan kadın gibidir İlmiyle amel etmeyen kimseler, kıyamet gününde bütün insanlara teşhir edildikleri zaman, aynı zina yapan bu kadın gibi utanç duyacaklardır” Bir alim dünyayı ahirete tercih ettiği takdirde, ilk cezası kalbinin ölmesi ve Allah-u Zülcelal’in ibadetinden lezzet almamasıdır Dünya ve ahiret kumalar gibidir, onlardan birini razı edince diğeri darılır Onlar terazi kefeleri gibidir Birisini doldurunca diğeri hafifleşir Onlar doğu ve batı cihetleri gibidirler, birine doğru gidince diğeri uzaklaşır Bunu bildiği halde ilmi ile amel etmeyip dünyayı ahirete tercih eden kimse şeytana esir olmuştur Bir hakim dostuna şöyle yazmıştır: “Sana ilim verilmiştir İlminin nurunu günahlarının karanlığıyla söndürme Aksi takdirde, kıyamet günü ilim ehli ilimlerinin ışığında yürürken sen karanlıkta kalırsın” İlmiyle amel etmeyen alim, elinin altındaki ilacı kullanmayan hasta ve önündeki yemeği yemeyen aç insan gibidir İnsan ilmi ile amel etmedikçe alim olamaz Nitekim Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerime de şöyle buyurmuştur: “Kendilerine kitap yükletilen, sonra onu taşıyamayanların durumu; koca koca kitaplar taşıyan merkebin durumu gibidir” (Cuma; 5) Hiç kimse ben alim değilim dememelidir Mesela namazın, orucun farz olduğunu, güzel ahlakın gerekli olduğunu bilen kimse, bu konuda alimdir Bütün bunlara bakarak, insanların kurtuluş çaresi ilim öğrenmek, öğrendiği ilimle amel yapmak ve sonrada müslüman kardeşlerine öğretmektir |
|