Maide Suresi 35- |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Maide Suresi 35-Maide35-ruhul beyan tefsiri Ey îman edenler! 'tan korkun" Yani, O'nun azabından korkun ve O'na karşı mâsiyetlerden sakının Kendiniz için "O'na", yani O'nun mükâfatına ve O'na "yaklaşmaya yol arayın" Yani salih amellerle O'na yaklaşmaya çalışın Atâ (ra), vesîlenin cennetin en üstün derecesi olduğunu söylemiştir Bir hadiste Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "'tan benim için vesileyi isteyiniz Çünkü o, cennette sâdece tek bir kulun erişeceği derecedir O kulun, ben olmamı umuyorum "305 Bir başka hadiste de şöyle buyurulmuştur: "Kim ezanı duyduğu vakit "Ey ım! Ey bu tam çağrının ve başlayan namazın sahibi Al-lahım! Efendimiz Muhammed (sav)'e vesileyi ve fazileti ver Onu kendisine vaadettiğin yüce makama ulaştır" diye duâ ederse kıyamet gününde şefaatime nail olur "306 Molla Fenârî, Tefsîr-i Fatiha adlı kitabında şöyle demiştir: "Vesîleye gelince o, Adn cennetindeki en yüksek derecedir ki bu Rasûlullah (sav)'e aittir Burası ona ümmetinin duâsıyla verilecektir Hak Sübhanehû, gizlediği bir hikmet gereği bunu böyle yapmıştır Biz de Rasûlullah (sav) sebebiyle tarafından mutluluğa erdik Onun sayesinde "insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet" (Âl-i İmrân, 3/110) olduk Yine , onunla peygamberlere son verdiği gibi onun sayesinde de ümmetleri hitâma erdirmiştir Rasûlullah (sav), kendisine tarafından söylemesi emrolunduğu gibi bir müjdeleyicidir Bizim onun vasıtasıyla münâcâtta bulunduğumuz, onun da karşılık verdiği katında özel bir yerimiz var Aynı şekilde bütün yaratıkların onun yanında Rabbi'ne karşı özel bir yeri vardır Biz, 'ın emriyle Rasûlullah (sav) için duâ etmekle emrolunduk ki böylece ümmetinin duâsıyla Rasûlü o vesile denilen yere nail olsun Bu, gayret-i ilâhiye kabilinden bir şeydir 305Tirmizî, Menâkıb 1; Müsned, II, 265 306Buharı, Ezan 8 "Ve yolunda" zahirî ve batınî düşmanlarla "cihâd edin ki" 'a vuslat ile ve O'nun keremini elde etmekle "kurtuluşa eresiniz" Âyetin işârî tefsiri şöyledir: Teâlâ hakiki kurtuluşu dört şeyde kılmıştır Bunlardan birincisi îmandır Bu, yaradılışın başında nur serpintilerinin isabeti sebebiyledir ki insan bu nur sayesinde küfür karanlığının perdelerinden kurtulur İkincisi takvâdır ki o, güzel huyların menşei ve şer'î amellerin kaynağıdır Kişi onun sayesinde günahların karanlığından kurtulur Üçüncüsü vesileyi talep etmektir ki bu, lâhûtî makamda beka için insanî vasıfları yok etmektir Kişi bununla vücudun, varlığın vasıflannın karanlığından kurtulur Dördüncüsü de yolunda cihaddır ki bu da hüviyetin isbâtı yolunda enâniyeti (benlik) ortadan kaldırmaktır Kişi bunun sayesinde varlık karanlığından kurtulur ve müşahede nuruna kavuşur O halde âyetin hakîkî mânâsı şu şekildedir: "Ey" nurun kendisine ulaşmasıyla "îman edenler", kötü ahlâkı değiştirmek suretiyle "'tan korkun" Kendinizdeki varlık vasıflarını yok etmede "O'na yaklaşmaya yol arayın" Varlığınızı ortaya koyarak "ve yolunda cihâd edin ki" Mabûd'la ilgili maksadınıza nail olarak "kurtuluşa eresiniz" Bu kısım et-Te'vîlâtü'n-necmiyye'den alınmıştır Bu âyet, açık bir şekilde vesîle aramayı emretmektedir Bu, mutlaka gereklidir 'a vuslat ancak onunla gerçekleşir Vesîleden maksat, hakikat âlimleri ve tarikat meşâyihidir Hafız şöyle der: Hızır kılavuz olmadıkça bu konağı aşmaya kalkışma Çünkü kapkaranlık bir yol, yol yitirmeden kork Nefsin isteklerine göre amel, onun varlığını artırır Mürşidin işaretine uygun olarak, nebîlerin ve velîlerin yol göstermesi ile amel etmek ise nefsi varlıktan kurtanr, hicabı izâle eder ve talibi Rablerin Rabbi'ne ulaştırır Şeyh Ebü'l-Hasan eş-Şâzelî şöyle demiştir: "Ben ve arkadaşım Teâlâ'ya vâsıl olma amacıyla bir mağaraya sığındık "Bize yarın veya yarından sonra feth nasip olur" diye umarak orada ikamet ediyorduk Bir gün yanımıza heybetli bir adam geldi Kendisinin evliyaullahtan olduğunu öğrendik Biz ona "Nasılsınız!" dediğimizde: "Bize yarın veya yarından sonra feth nasip olacak" diyenin hâli nasıl olacak? Ey nefis! Niçin 'a için kulluk etmiyorsun?" dedi Biz hatâmızı anladık ve tevbe ettik ve bize feth nasip oldu İşin hakikatinin keşf olunması için her şeyden alâkayı kesmek gerekir Hafız der ki: Ömrü ve malı dost yolunda feda etmedik, yazık! Çünkü aşk yolunda bu kadarcık bir fedakarlık bizden çıkmıyor Hayırlı ve salih kimselerle bir arada bulunmakta büyük bir şeref ve saadet vardır Hikâye edildiğine göre Şeyh Ebû Yezîd el-Bestamî'nin hizmetçisi Mağripli bir adam idi Onun yanında Münker ve Nekir hakkında sohbet cereyan etti Mağripli hizmetçi "'a yemin olsun eğer Münker-Nekir bana sual sorarsa onlara söyleyeceğim şeyi biliyorum" deyince yanındakiler: "Bu nereden bilinebilir ki?" dediler Mağripli hizmetçi onlara: "Benim mezanmın başına oturursanız bunu duyarsınız" dedi Hizmetçi vefat ettiği zaman, onun kabrinin başına oturdular ve onun şöyle dediğini duydular: "Bana sual mi soruyorsunuz? Ben Ebû Yezid'in cübbesini boynumda taşımış insanım" Gerçekten de bunu söyleyince melekler oradan geçip gittiler Buna benzer şeyleri uzak görme Çünkü Teâlâ'nın meleklerinin sualine çok ince cevap hazırlayanların cevâbı, kendisiyle beraber bu dünyâdan gider İşte hikâyedeki gibi azık dünyâda iken hâsıl olur Mesnevî'de şöyle denilmektedir: 'ın bağışladığı altın, sen ölüp kumlar altında yatsan da, Seninledir, başkalarına nasip olacak miras değil malı, adım adım cenazenin önünden gider Kabirde sana gurbet arkadaşı olur |
|