Prof. Dr. Sinsi
|
El Bakara Devami
231 Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın Fakat haksızlık ederek ve zarar vermek için onları nikâh altında tutmayın Kim bunu yaparsa muhakkak kendine kötülük etmiş olur Allah'ın âyetlerini eğlenceye almayın Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini, (size verdiği hidayeti), size öğüt vermek üzere indirdiği Kitab'ı ve hikmeti hatırlayın Allah'tan korkun Bilesiniz ki Allah, her şeyi bilir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
232 Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, aralarında iyilikle anlaştıkları takdirde, onların (eski) kocalarıyla evlenmelerine engel olmayın İşte bununla içinizden Allah'a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir Bu öğüdü tutmanız kendiniz için en iyisi ve en temizidir Allah bilir, siz bilmezsiniz
233 Emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için, anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler Onların örfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafına aittir Bir insan ancak gücü yettiğinden sorumlu tutulur Hiçbir anne, çocuğu sebebiyle, hiçbir baba da çocuğu yüzünden zarara uğratılmamalıdır Onun benzeri (nafaka temini) vâris üzerine de gerekir Eğer ana ve baba birbiriyle görüşerek ve karşılıklı anlaşarak çocuğu memeden kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur Çocuklarınızı (süt anne tutup) emzirtmek istediğiniz takdirde, süt anneye vermekte olduğunuzu iyilikle teslim etmeniz şartıyla, üzerinize günah yoktur Allah'tan korkun Bilin ki Allah, yapmakta olduklarınızı görür
234 Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (evlenmeden) dört ay on gün beklerler Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakkında yaptıkları meşru işlerde size bir günah yoktur Allah yapmakta olduklarınızı bilir
235 (İddet beklemekte olan) kadınlarla evlenme hususundaki düşüncelerinizi üstü kapalı biçimde anlatmanızda veya onu içinizde gizli tutmanızda size günah yoktur Allah bilir ki siz onları anacaksınız Lâkin, meşru sözler söylemeniz müstesna, sakın onlara gizlice buluşma sözü vermeyin Farz olan bekleme müddeti dolmadan, nikâh kıymaya kalkışmayın Bilin ki Allah, gönlünüzdekileri bilir Bu sebeple Allah'tan sakının Şunu iyi bilin ki Allah gafûrdur, halîmdir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
236 Nikâhtan sonra henüz dokunmadan veya onlar için belli bir mehir tayin etmeden kadınları boşarsanız bunda size mehir zorunluğu yoktur Bu durumda onlara müt'a (hediye cinsinden bir şeyler) verin Zengin olan durumuna göre, fakir de durumuna göre vermelidir Münasip bir müt'a vermek iyiler için bir borçtur
237 Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
238 Namazlara ve orta namaza devam edin Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın
239 Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut binmiş olarak (kılın) Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın (namaz kılın)
240 Sizden ölüp de (dul) eşler bırakan kimseler, zevcelerinin, evlerinden çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları maldan faydalanmaları hususunda (sağlıklarında) vasiyet etsinler Eğer o kadınlar, (kendiliklerinden) çıkıp giderlerse, kendileri hakkında yaptıkları meşru şeylerden size bir günah yoktur Allah azîzdir, hakîmdir
241 Boşanmış kadınların, hakkaniyet ölçülerinde (kocalarından) menfaat sağlamak haklarıdır; bu, Allah korkusu taşıyanlar üzerine bir borçtur
242 Allah size işte böylece âyetlerini açıklar ki düşünüp hakikati anlayasınız
243 Binlerce oldukları halde, ölüm korkusundan dolayı yurtlarından çıkıp gidenleri görmedin mi? Allah onlara "Ölün!" dedi (öldüler) Sonra onları diriltti Şüphesiz Allah insanlara karşı lütufkârdır Lâkin insanların çoğu şükretmez![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
244 Allah yolunda savaşın ve bilin ki Allah, her şeyi işitir ve bilir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
245 Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine ödemesi için Allah'a güzel bir borç (isteyene faizsiz ödünç) verecek yok mu? Darlık veren de bolluk veren de Allah'tır Sadece O'na döndürüleceksiniz
246 Musa'dan sonra, Benî İsrail'den ileri gelen kimseleri görmedin mi? Kendilerine gönderilmiş bir peygambere: "Bize bir hükümdar gönder ki (onun komutasında) Allah yolunda savaşalım" demişlerdi "Ya size savaş yazılır da savaşmazsanız?" dedi "Yurtlarımızdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz halde Allah yolunda neden savaşmayalım?" dediler Kendilerine savaş yazılınca, içlerinden pek azı hariç, geri dönüp kaçtılar Allah zalimleri iyi bilir
247 Peygamberleri onlara: Bilin ki Allah, Tâlût'u size hükümdar olarak gönderdi dedi Bunun üzerine: Biz, hükümdarlığa daha lâyık olduğumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yönünden geniş imkânlar verilmemişken o bize nasıl hükümdar olur? dediler "Allah sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi Allah mülkünü dilediğine verir Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir" dedi
248 Peygamberleri onlara: Onun hükümdarlığının alâmeti, Tabut'un size gelmesidir Meleklerin taşıdığı o Tabut'un içinde Rabbinizden size bir ferahlık ve sükûnet, Musa ve Harun hanedanlarının bıraktıklarından bir kalıntı vardır Eğer inanmış kimseler iseniz sizin için bunda şüphesiz bir alâmet vardır, dedi
249 Tâlût askerlerle beraber (cihad için) ayrılınca: Biliniz ki Allah sizi bir ırmakla imtihan edecek Kim ondan içerse benden değildir Eliyle bir avuç içen müstesna kim ondan içmezse bendendir, dedi İçlerinden pek azı müstesna hepsi ırmaktan içtiler Tâlût ve iman edenler beraberce ırmağı geçince: Bugün bizim Câlût'a ve askerlerine karşı koyacak hiç gücümüz yoktur, dediler Allah'ın huzuruna varacaklarına inananlar: Nice az sayıda bir birlik Allah'ın izniyle çok sayıdaki birliği yenmiştir Allah sabredenlerle beraberdir, dediler
250 Câlût ve askerleriyle savaşa tutuştuklarında: Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır Bize cesaret ver ki tutunalım Kâfir kavme karşı bize yardım et, dediler
251 Sonunda Allah'ın izniyle onları yendiler Davud da Câlût'u öldürdü Allah ona (Davud'a) hükümdarlık ve hikmet verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmının kötülüğünü diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü altüst olurdu Lâkin Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir
252 İşte bunlar Allah'ın âyetleridir Biz onları sana doğru olarak anlatıyoruz Şüphesiz sen, Allah tarafından gönderilmiş peygamberlerdensin
253 O peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derece derece yükseltmiştir Meryem oğlu İsa'ya açık mucizeler verdik ve onu Rûhu'l-Kudüs ile güçlendirdik Allah dileseydi o peygamberlerden sonra gelen milletler, kendilerine açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı Fakat onlar ihtilafa düştüler de içlerinden kimi iman etti, kimi de inkâr etti Allah dileseydi onlar savaşmazlardı; lâkin Allah dilediğini yapar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
254 Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın Gerçekleri inkâr edenler elbette zalimlerdir
255 Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir (O'na hiçbir şey gizli kalmaz ) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez O, yücedir, büyüktür![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
256 Dinde zorlama yoktur Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır O halde kim tâğutu reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır Allah işitir ve bilir
257 Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür İşte bunlar cehennemliklerdir Onlar orada devamlı kalırlar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
258 Allah kendisine mülk (hükümdarlık ve zenginlik) verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut'u) görmedin mi! İşte o zaman İbrahim: Rabbim hayat veren ve öldürendir, demişti O da: Hayat veren ve öldüren benim, demişti İbrahim: Allah güneşi doğudan getirmektedir; haydi sen de onu batıdan getir, dedi Bunun üzerine kâfir apışıp kaldı Allah zalim kimseleri hidayete erdirmez
259 Yahut görmedin mi o kimseyi ki, evlerinin duvarları çatıları üzerine çökmüş (alt üst olmuş) bir kasabaya uğradı; "Ölümünden sonra Allah bunları nasıl diriltir acaba!" dedi Bunun üzerine Allah onu öldürüp yüz sene bıraktı; sonra tekrar diriltti Ne kadar kaldın? dedi "Bir gün yahut daha az" dedi Allah ona: Hayır, yüz sene kaldın Yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamıştır Eşeğine de bak Seni insanlara bir ibret kılalım diye (yüz sene ölü tuttuk, sonra tekrar dirilttik) Şimdi sen kemiklere bak, onları nasıl düzenliyor, sonra ona nasıl et giydiriyoruz, dedi Durum kendisince anlaşılınca: Şimdi iyice biliyorum ki, Allah her şeye kadirdir, dedi
260 İbrahim Rabbine: Ey Rabbim! Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster, demişti Rabbi ona: Yoksa inanmadın mı? dedi İbrahim: Hayır! İnandım, fakat kalbimin mutmain olması için (görmek istedim), dedi Bunun üzerine Allah: Öyleyse dört tane kuş yakala, onları yanına al, sonra (kesip parçala), her dağın başına onlardan bir parça koy Sonra da onları kendine çağır; koşarak sana gelirler Bil ki Allah azîzdir, hakîmdir, buyurdu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
261 Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki, her başakta yüz dane vardır Allah dilediğine kat kat fazlasını verir Allah'ın lütfu geniştir, O herşeyi bilir
262 Mallarını Allah yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya, onların Allah katında has mükâfatları vardır Onlar için korku yoktur, üzüntü de çekmeyeceklerdir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
263 Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir Allah zengindir, acelesi de yoktur
264 Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar Allah, kâfirleri doğru yola iletmez![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
265 Allah'ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını hayra sarfedenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir Bol yağmur yağmasa bile bir çisinti düşer (de yine ürün verir) Allah, yaptıklarınızı görmektedir
266 Sizden biriniz arzu eder mi ki, hurma ve üzüm ağaçlarıyla dolu, arasından sular akan ve kendisi için orada her çeşit meyveden (bir miktar) bulunan bir bahçesi olsun da, bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, bahçeye de içinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıp kül etsin! (Elbette bunu kimse arzu etmez ) İşte düşünüp anlayasınız diye Allah size âyetleri açıklar
267 Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın Biliniz ki Allah zengindir, övgüye lâyıktır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
268 Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder Allah ise size katından bir mağfiret ve bir lütuf vâdeder Allah herşeyi ihata eden ve herşeyi bilendir
269 Allah hikmeti dilediğine verir Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
270 Yaptığınız her harcamayı ve adadığınız her adağı muhakkak Allah bilir Zalimler için hiç yardımcı yoktur
271 Eğer sadakaları (zekât ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne âlâ! Eğer onu fakirlere gizlice verirseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır Allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter Allah, yapmakta olduklarınızı bilir
272 (Ya Muhammed!) Onları doğru yola iletmek sana ait değildir Lâkin Allah dilediğini doğru yola iletir Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir Yapacağınız hayırları ancak Allah'ın rızasını kazanmak için yapmalısınız Hayır olarak verdiğiniz ne varsa; karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız
273 (Yapacağınız hayırlar,) kendilerini Allah yoluna adamış, bu sebeple yeryüzünde kazanç için dolaşamayan fakirler için olsun Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolayı onları zengin zanneder Sen onları simalarından tanırsın Çünkü onlar yüzsüzlük ederek istemezler Yaptığınız her hayrı muhakkak Allah bilir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
274 Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık hayra sarfedenler var ya, onların mükâfatları Allah katındadır Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler
275 Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar Bu hal onların "Alım-satım tıpkı faiz gibidir" demeleri yüzündendir Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar
276 Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez
277 İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
278 Ey iman edenler! Allah'tan korkun Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terkedin
279 Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz
280 Eğer (borçlu) darlık içinde ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek (gerekir) Eğer (gerçekleri) anlarsanız bunu sadakaya (veya zekâta) saymak sizin için daha hayırlıdır
281 Allah'a döndürüleceğiniz, sonra da herkese hak ettiğinin eksiksiz verileceği ve kimsenin haksızlığa uğratılmayacağı bir günden sakının
282 Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız vakit onu yazın Bir kâtip onu aranızda adaletle yazsın Hiçbir kâtip Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan geri durmasın; (her şeyi olduğu gibi) yazsın Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın, Rabbinden korksun ve borcunu asla eksik yazdırmasın Şayet borçlu sefih veya aklı zayıf veya kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adaletle yazdırsın Erkeklerinizden iki de şahit bulundurun Eğer iki erkek bulunamazsa rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkek ile -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın (olsun) Çağırıldıkları vakit şahitler gelmemezlik etmesin Büyük veya küçük, vâdesine kadar hiçbir şeyi yazmaktan sakın üşenmeyin Böyle yapmanız Allah nezdinde daha adaletli, şehadet için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha uygundur Ancak aranızda yapıp bitirdiğiniz peşin bir ticaret olursa, bu durum farklıdır Bu durumda onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur (Genellikle) alışveriş yaptığınızda şahit tutun Ne yazan, ne de şahit zarara uğratılsın Eğer bunu yaparsanız (zarar verirseniz) şüphe yok ki bu, sizin yoldan çıkmanız demektir Allah'tan korkun Allah size gerekli olanı öğretiyor Allah her şeyi bilmektedir
283 Yolculukta olur da, yazacak kimse bulamazsanız (borca karşılık) alınmış bir rehin de yeterlidir Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin ve (bu hususta) Rabbi olan Allah'tan korksun Şahitliği bildiklerinizi gizlemeyin Kim onu gizlerse, bilsin ki onun kalbi günahkârdır Allah yapmakta olduklarınızı bilir
284 Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah'ındır İçinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de Allah ondan dolayı sizi hesaba çekecektir, sonra dilediğini affeder, dilediğine de azap eder Allah her şeye kadirdir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
285 Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler) Her biri Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız İşittik, itaat ettik Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır" dediler![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
286 Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağış![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
|