Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
alfabetik, ile, kerim, kurani, meali, sıra, türkçe

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




ABESE


Bismillahirrahmanirrahim
1- (Peygamber) Yüzünü eksitti ve döndü

2- Kendisine âmâ geldi, diye

3- Ne bilirsin, belki o temizlenecek?

4- Veya ögüt belleyecek de ögüt ona fayda verecek

5- Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,

6- Sen ona yöneliyorsun

7- Onun temizlenmemesinden sana ne?

8- Ama sana can atarak gelen,

9- Allah'tan korkarak gelmisken,

10- Sen onunla ilgilenmiyorsun

11- Hayir hayir, sakin Çünkü o Kur'ân bir ögüttür

12- Artik dileyen onu düsünür

13- O, degerli sahifelerdedir

14- Yüksek tutulan tertemiz sahifelerde

15- Yazicilarin ellerindedir,

16- Degerli, iyi yazicilarin

17- O kahrolasi insan, ne nankör sey

18- O yaratan onu hangi seyden yaratti?

19- Bir damla sudan, onu yaratti da biçime koydu

20- Sonra ona yolunu kolaylastirdi

21-Sonra onu öldürdü de kabre koydurdu

22- Sonra diledigi vakit onu tekrar diriltir

23- Hayir hayir, dogrusu o, hiç Allah'in emrini tam yerine getirmedi,

24- Bir de o insan yiyecegine baksin

25- Biz o suyu bol bol döktük

26- Sonra topragi nasil da yardik

27- Bu suretle orada ekinler bitirdik

28- Üzümler, yoncalar,

29- Zeytinlikler, hurmaliklar,

30- Iri ve sik agaçli bahçeler,

31- Meyveler, çayirlar bitirdik

32- Siz ve hayvanlariniz faydalansin diye

33- Kulaklari sagir eden o gürültü geldiginde,

34- O gün kisi kaçar, kardesinden

35- Anasindan , babasindan

36- Esinden ve ogullarindan

37- Onlardan her birinin o gün basindan asan isi vardir

38- Yüzler var ki, o gün paril paril,

39- Güler, sevinir

40- Yüzler de var ki, o gün tozlanmis,

41- Onlari karanlik bürümüs,

42-Iste onlardir kâfirler, haktan sapanlar

ADiYAT

Bismillahirrahmanirrahim

1- O haril haril (savasa) kosanlara,

2- (Tirnaklariyla yerden) ates çikaranlara,

3- Sabahleyin akin edenlere,

4- Tozu dumana karistiranlara,

5- Derken bir toplulugun ortasina dalanlara yemin ederim ki,

6- Süphesiz insan, Rabbine karsi çok nankördür

7- Ve kendisi de buna sahittir

8- Gerçekten o dünya malini çok sevdigi için katidir

9- Bilmiyor mu ki, kabirlerin içindekiler firlatilacak

10- Ve sinelerin içindekiler derlenecek

11-O gün Rableri onlarin bütün yaptiklarindan haberdardir

AHKAF

Bismillahirrahmanirrahim

1- Hâ mîm

2- Bu kitabin indirilisi, çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah tarafindandir

3- Biz gökleri, yeri ve ikisi arasindakileri ancak hak ile ve belirli bir süre için yarattik Inkâr edenler uyarildiklari seyden yüz çeviriyorlar

4- Ey Muhammed! De ki: "Allah'tan baska yalvardiklarinizi gördünüz mü? Onlar yerden ne yaratmislar bana gösterin Yoksa onlarin göklerin yaradilisinda bir ortakliklari mi var? Eger siz dogru söyleyen kimseler iseniz bana bu Kur'an'dan önce indirilmis bir kitap veya ilimden bir eser getirin"

5- Allah'i birakip da kiyamet gününe kadar kendisine hiç bir cevap veremeyecek olan putlara dua eden kimseden daha sapik kim olabilir? Oysa taptiklari seylerin, onlarin yalvarislarindan haberleri bile yoktur

6- Kiyamet günü insanlar biraraya toplandigi zaman taptiklari seyler kendilerine düsman kesilirler Ve onlarin kendilerine tapmalarini inkâr ederler

7- Bizim âyetlerimiz kendilerine apaçik okundugu zaman inkâr edenler kendilerine gelen hak kitap için: "Bu apaçik bir büyüdür" dediler

8- Yoksa, "Onu (Muhammed) uydurdu" mu diyorlar? Sen de ki: "Eger onu ben uydurmussam Allah'tan bana gelecek cezayi savmaya sizin gücünüz yetmez O sizin yaptiginiz taskinliklari daha iyi bilir Sizinle benim aramda sahit olarak Allah yeter O çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir

9- Ey Muhammed! De ki: "Ben Peygamberlerin ilki degilim Bana ve size ne yapilacagini da bilmem Ben ancak bana vahyedilene tabi oluyorum Ben ancak apaçik bir uyariciyim

10- De ki: "Ne dersiniz, eger bu Kur'an Allah tarafindan ise ve siz de onu inkâr etmisseniz, bununla birlikte Israilogullari'ndan bir sahit de onun bir benzerini (Tevrat'ta görüp) inanmisken siz hala büyüklük taslarsaniz (haksizlik etmis olmaz misiniz)? Süphesiz ki, Allah zalim bir toplulugu dogru yola iletmez"

11- Inkâr edenler, iman ednler için: "Eger Islâm'da bir hayir olsaydi onlar, onu kabulde bizi geçemezlerdi" derler Bununla muvaffak olamayinca da: "Bu eski bir yalandir" diyeceklerdir

12- Kur'ân'dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Musa'nin kitabi Tevrat vardi Bu Kur'ân ise zulmedenleri uyarmak, iyilik yapanlari müjdelemek için Arap lisani ile indirilen ve kendinden öncekileri tasdik eden bir kitaptir

13- "Gerçekten Rabbimiz Allah'tir" deyip, sonra da dosdogru olanlara gelince onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir

14- Iste onlar cennetlikdirler, yaptiklarina karsilik orada ebedi olarak kalacaklardir

15- Biz insana ana ve babasina iyilik yapmayi tavsiye ettik Anasi onu zahmetle karninda tasidi ve zahmetle dogurdu Onun ana karninda tasinmasi ile sütten kesilme süresi otuz aydir Nihayet insan olgunluk çagina ulasip, kirk yasina geldiginde der ki: "Ey Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettigin nimetlerine sükretmemi ve senin hosnut olacagin salih amel islememi ilham et Benim neslimden gelenleri de salih kimseler kil Dogrusu ben tevbe edip sana yöneldim Ve ben gerçekten müslümanlardanim"

16- Iste yaptiklarinin en güzelini kendilerinden kabul edecegimiz ve günahlarini bagislayacagimiz bu kimseler cennetlikler arasindadirlar Bu onlara vaad edilmis olan dosdogru bir sözdür

17- Ana ve babasina: "Öf size! siz bana öldükten sonra tekrar dirilip kabrimden çikarilacagimi mi vaad ediyorsunuz? Oysa benden önce nice nesiller gelip geçmistir" diyen kimseye ana ve babasi Allah'a siginarak "Yaziklar olsun sana! Gel iman et, süphesiz ki, Allah'in vaadi gerçektir" dediklerinde o: "Bu Kur'ân öncekilerin masallarindan baska bir sey degildir" diyordu

18- Iste onlar kendilerinden önce gelip geçmis olan cin ve insan topluluklari içerisinde haklarinda azab vaadi hak olmus kimselerdir Onlar gerçekten hüsrana ugramislardir

19- Herkesin yaptiklarina göre dereceleri vardir Allah onlara yaptiklarinin karsiligini tam olarak verir Onlara haksizlik edilmez

20- Inkâr edenler atese arzedilecekleri gün onlara: "Siz dünya hayatinizda bütün güzel seylerinizi harcadiniz, onlarin zevkini sürdünüz, artik bugün yeryüzünde haksiz yere büyüklük taslamaniz ve yoldan çikmis olmanizdan dolayi asagilayici bir azabla cezalandirilacaksiniz" (denir)

21- Ey Muhammed! Âd kavminin kardesi Hud'u hatirla Hani O, Ahkâf denilen yerde kavmini uyarmisti O'ndan önce ve sonra da nice peygamberler gelip geçmistir Hud, kavmine: "Allah'tan baskasina kulluk etmeyin Çünkü ben sizin için büyük bir günün azabindan korkuyorum" demisti

22- Onlar: "Sen bizi ilâhlarimizdan çevirmek için mi geldin? Eger dogru söyleyenlerden isen o bize vaad edip durdugun azabi haydi getir" dediler

23- Hud: "O azabin ne zaman gelecegine dair ilim Allah katindadir Ben size benimle gönderileni teblig ediyorum Fakat ben sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum" dedi

24- O azabi, vadilerine dogru yayilan bir bulut halinde gördükleri zaman: "Bu bize yagmur yagdiracak yaygin bir buluttur" dediler Hud ise: "O sizin acele gelmesini istediginiz seydir O bir rüzgârdir ki, içerisinde aci bir azab vardir

25- O rüzgâr, Rabbinin emri ile herseyi yikar mahveder" dedi Nihayet helâk oldular ve evlerinden baska hiçbir sey görünmez oldu Iste biz günahkâr kavmi böyle cezalandiririz

26- And olsun ki, biz onlara size vermedigimiz imkanlar vermistik Onlara kulaklar, gözler ve kalpler vermistik Fakat kulaklari, gözleri ve kalpleri onlara hiçbir fayda saglamadi Çünkü onlar Allah'in âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardi Alay etmekte olduklari sey de onlari sarip kusatti

27- Andolsun ki, biz sizin etrafinizda bulunan bir çok memleketleri helak ettik Belki tevhide dönerler diye ayetlerimizi çesitli sekillerde açikladik

28- Allah'i birakip da kendilerine yakinlik saglamak için edindikleri ilâhlari onlara yardim etselerdi ya! Ama hayir, aksine onlardan kaybolup gittiler Iste bu onlarin yalanlari ve uydurup durduklari iftiralaridir

29- Ey Muhammed! Hani biz cinlerden bir grubu Kur'ân'i dinlemeleri için sana yöneltmistik Onlar Kur'ân'i dinlemek için hazir bulunduklari zaman birbirlerine "susun" dediler Kur'ân'in okunmasi bitince de birer uyarici olarak kavimlerine döndüler

30- Onlar kavimlerine söyle dediler: "Ey kavmimiz! Gerçekten biz Musa'dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri tasdik eden bir kitap dinledik O kitap gerçegi ve dogru yolu gösteriyor

31- Ey kavmimiz! Allah'in davetçisine uyun ve O'na iman edin ki, Allah da sizin günahlarinizi bagislasin ve sizi aci bir azabdan korusun"

32- Her kim Allah'in davetçisine uymazsa bilsin ki, yeryüzünde Allah'i aciz birakacak degildir Onun Allah'tan baska dostlari da yoktur Iste onlar apaçik bir sapiklik içerisindedirler

33- Onlar gökleri ve yeri yaratan ve onlari yaratmakla yorulmayan Allah'in ölüleri diriltmeye de kadir oldugunu görmüyorlar mi? Evet süphesiz ki, O'nun herseye gücü yeter

34- Inkâr edenler atese arz olunacaklari gün onlara: "Bu gerçek degil miymis?" denir Onlar da: "Rabbimiz Hakk'i için gerçekmis!" derler Allah onlara: "O halde inkâr ettiginizden dolayi simdi tadin azabi!" der

35-Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret! Onlar için (azab hususunda) acele etme Sanki onlar kendilerine vaad edilen azabi gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldiklarini sanirlar Bu bir tebligdir Hiç yoldan çikan fasiklar toplulugundan baskasi helak edilir mi?

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




AHZAB

Bismillahirrahmanirrahim

1- Ey peygamber! Allah'tan kork, kâfirlere ve münafiklara itaat etme Muhakkak ki Allah her seyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir

2- Rabbinden sana ne vahyediliyorsa onun ardinca git Muhakkak ki Allah ne yaparsaniz haberdardir

3- Allah'a güven, vekil olarak Allah yeter

4- Allah bir adam için içinde iki kalb yapmamistir Kendilerinden zihar yaptiginiz eslerinizi analariniz kilmamistir Evlatliklarinizi da ogullariniz kilmamistir O sizin agzinizdaki lafinizdir Allah ise hakki söylüyor ve dogru yolu gösteriyor

5- Onlari (evlatliklari) babalari adina çagirin Allah yaninda o daha dogrudur Eger babalarini bilmiyorsaniz, onlar sizin dinde kardesleriniz ve dostlarinizdir Bununla beraber hata ettiklerinizde üzerinize bir günah yoktur Fakat kalblerinizin kasdettiginde vardir Allah, çok bagislayici ve çok merhamet edicidir

6- Peygamber, müminlere kendi nefislerinden önce gelir O'nun hanimlari da onlarin analaridir Akraba da Allah'in kitabinda birbirlerine, diger müminlerden ve muhacirlerden daha yakindirlar Ancak dostlariniza

bir maruf (uygun bir vasiyet) yapmaniz müstesnâdir Bu, kitapta yazilidir

7- Unutma o peygamberlerden mîsaklarini (kesin sözlerini) aldigimiz vakti! Hele senden, Nuh, Ibrahim, Musa ve Meryemoglu Isa'dan ki onlardan agir bir mîsak (saglam bir söz) aldik

8- (Bunu Allah), sadiklara sadakatlerinden sormak için yapti Kâfirler için ise aci verecek bir azab hazirladi

9- Ey iman edenler! Allah'in üzerinizdeki nimetini anin Hani size ordular gelmisti de üzerlerine bir rüzgâr ve sizin görmediginiz ordular salivermistik Allah ne yaptiginizi görüyordu

10- O zaman onlar, hem üstünüzden gelmislerdi, hem asagi tarafinizdan, ve o vakit gözler kaymis, yürekler girtlaklara dayanmisti Siz Allah'a türlü türlü zanlarda bulunuyordunuz

11- Iste burada müminler imtihan edilmis ve siddetli bir sarsinti ile sarsilmislardi

12- O vakit münâfiklar ve kalblerinde bir hastalik bulunanlar: "Allah ve Resulü bize bir aldanistan baska bir vaad yapmamis" diyorlardi

13- O vakit bunlardan bir grup: "Ey Medine halki! Sizin için duracak yer yok, hemen dönün" diyorlardi Yine onlardan bir kismi da Peygamberden izin istiyor, evlerimiz gerçekten (düsmana) açiktir" diyorlardi, halbuki açik degildi, sadece kaçmak istiyorlardi

14- Eger onlarin her tarafindan üzerlerine girilse de sonra fitne çikarmalari istenilse derhal onu yapacaklardi Ama onunla da pek az duracaklardi

15- Halbuki bundan önce Allah'a ahid vermislerdi Arkalarini dönmeyeceklerdi Allah'a verilen ahid ise mesuliyetlidir, mutlaka sorulur

16- De ki: "Eger ölümden veya öldürülmekten kaçiyorsaniz, kaçmak size asla fayda vermez Verecegini var saydiginiz takdirde de ancak pek az faydalandirilirsiniz"

17- De ki: "Eger Allah size bir felâket diler veya bir rahmet murad

ederse, sizi Allah'tan saklamak kimin haddine?" Hem onlar kendilerine Allah'tan baska bir veli de bulamazlar, bir yardimci da

18- Süphesiz Allah, içinizden o savsaklayanlari ve kardeslerine: "Bize gelin" diyenleri biliyor Onlar harbe pek az geliyorlardi

19- Size karsi kiskançlik ediyorlardi Derken o korku hali gelince, gördün onlari ki, ölümden bayginlik sarmis kimse gibi gözleri dönerek sana bakiyorlardi O korku gidince, size keskin keskin diller siyirdilar Onlar hayra karsi kiskançlik ediyorlardi Iste bunlar iman etmediler de Allah amellerini bosa çikardi Bu Allah'a göre önemsizdir

20- Onlar ahzabi (düsman birliklerini) gitmedi saniyorlardi Eger o birlikler bir daha gelecek olursa, çölde bedevi Araplar içinde yer alip, sizin haberlerinizden (basiniza geleceklerden) sormayi isterler Onlar içinizde kalacak olsalar da pek az harb ederler

21- Sanim hakki için muhakkak ki size Resullulah'da pek güzel bir örnek vardir Allah'a ve son güne ümit besler olup da Allah'i çok zikreden kimseler için

22- Müminler, ahzabi (düsman birliklerini) gördükleri zaman: "Iste bu, Allah'in ve Resulü'nün bize vaad ettigi seydir Allah ve Resulü dogru söyledi" dediler Bu onlarin imanini ve teslimiyetini artirmaktan baska bir sey yapmadi

23- Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri ahde sadakat gösterdiler Kimi adagini ödedi (canini verdi), kimi de beklemektedir Onlar, ahidlerini hiç degistirmediler

24- Çünkü Allah sadiklara sadakatleriyle mükafat verecek, dilerse münafiklara da azab edecek veya tevbe nasib edecektir Süphe yok ki Allah çok bagislayicidir Çok merhamet edicidir

25- Hem Allah kâfirleri herhangi bir hayra ulasmadan hinçlariyle defetti Bu sekilde Allah, müminlere savasta kâfi geldi Allah çok güçlüdür, çok üstündür

26- Hem de kitap ehlinden onlara yardim edenleri kalplerine korku düsürerek kalelerinden indirdi, siz onlarin bir kismini katlediyordunuz, bir kismini da esir aliyordunuz

27- (Allah) onlarin arazilerini, yurtlarini ve mallarini size miras kildi Bir de henüz ayak basmadiginiz bir yeri (size miras kildi) Allah, her seye kâdirdir

28- Ey peygamber! Hanimlarina söyle söyle: "Eger dünya hayatini ve zinetini istiyorsaniz, haydi gelin, sizi donatayim ve güzellikle birakip salivereyim

29- Yok eger Allah ve Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsaniz, haberiniz olsun ki,

Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazirlamistir

30- Ey peygamberin hanimlari! sizden her kim bir terbiyesizlik ederse ona azab iki kat katlanir Bu Allah'a göre çok kolaydir

31- Yine sizden her kim Allah'a ve Resulü'ne boyun eger, salih bir amel islerse, ona da mükâfatini iki kat veririz Hem onun için bol bir rizik hazirlamisizdir

32- Ey peygamberin hanimlari! Siz kadinlardan herhangi biri gibi degilsiniz Eger takva ile korunacaksaniz, konusurken kiritmayin da kalbinde bir hastalik bulunan kimse tamaha düsmesin Güzel ve dosdogru söz söyleyin

33- Hem vakarinizla evlerinizde durun da önceki cahiliyet devrinde oldugu gibi süslenip çikmayin Namazi kilin, zekati verin Allah ve Resulü'ne itaat edin Ey ehli beyt! Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz, pampak yapmak istiyor

34- Oturun da evlerinizde okunan Allah'in âyetlerini ve hikmeti anin Süphe yok ki Allah lütuf sahibidir ve her seyden haberdardir

35- Süphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadinlar, mümin erkeklerle mümin kadinlar, itaat eden erkeklerle itaat eden kadinlar, sadik erkeklerle sadik kadinlar, sabreden erkeklerle sabreden kadinlar, mütevazi erkeklerle mütevazi kadinlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadinlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadinlar, irzlarini koruyan erkeklerle irzlarini koruyan kadinlar, Allah'i çok zikreden erkeklerle Allah-'i çok zikreden kadinlar var ya, iste onlar için Allah bir magfiret ve büyük bir mükâfat hazirlamistir

36- Bununla beraber Allah ve Resulü bir ise hükmettigi zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadin için, o islerinde baska bir tercih hakki yoktur Her kim de Allah ve Resulüne âsi olursa açik bir sapiklik etmis olur

37- Hem hatirla o vakti ki, o kendisine Allah'in nimet verdigi ve senin de ikramda bulundugun kimseye: "Hanimini kendine siki tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'in açacagi seyi gizliyordun Insanlardan çekiniyordun Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyikti Sonra Zeyd o kadindan ilisigini kestigi zaman, biz onu sana es yaptik ki, ogulluklarinin iliskilerini kestikleri hanimlarini nikâhlamada müminlere bir darlik olmasin Allah'in emri de yerine getirilmistir

38- Peygambere Allah'in takdir ettigi, mübah kildigi seyde bir darlik yoktur Bundan önce geçen bütün peygamberler hakkinda Allah'in sünneti böyledir Allah'in emri ise biçilmis bir kaderdir

39- Onlar, Allah'in gönderdiklerini teblig ederler ve O'ndan korkarlar, Allah'tan baska kimseden korkmazlardi Hesap görücü olarak da Allah yeter

40- Muhammed, sizin adamlarinizdan hiçbirinin babasi degildir Ama Allah'in Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur Allah her seyi hakkiyle bilendir

41- Ey iman edenler! Allah'i çokça anin

42- Ve O'nu sabah aksam tesbih edin

43- Sizleri karanliklardan aydinliga çikarmak için melekleri ile birlikte üzerinize rahmet ve bereket indiren O'dur ve O, müminlere çok merhametlidir

44- O'na kavusacaklari gün müminlere esenlik dilegi selâmdir (Allah) onlar için cömertçe bir mükafat hazirlamistir

45- Ey peygamber! Biz seni hem bir sahit, hem bir müjdeci, hem bir uyarici olarak gönderdik

46- Ve hem de izniyle Allah'a bir davetçi ve nurlar saçan bir kandil (olarak gönderdik)

47- Müminlere müjdele! Onlara Allah'tan bir mükafat vardir

48- Kâfirlere ve münafiklara itaat etme, onlarin ezalarini birak (aldirma) da Allah'a tevekkül et Allah vekil olarak hepsine yeter

49- Ey iman edenler! Mümin kadinlari nikâh edip de sonra onlara dokunmadan bosadiginiz zaman, sizin için üzerlerinde sayacaginiz bir iddet hakkiniz yoktur Derhal müt'alarini (mehirleri belirlenmedigi takdirde yararlanacaklari bir mal) verip onlari güzel bir sekilde saliverin

50- Ey peygamber! Biz bilhassa sana sunlari helâl kildik: Mehirlerini vermis oldugun eslerini, Allah'in sana ganimet olarak ihsan buyurduklarindan sahip oldugun cariyeleri, amcalarinin kizlarindan, halalarinin kizlarindan, dayilarinin kizlarindan, teyzelerinin kizlarindan seninle beraber hicret etmis olanlari, bir de mümin bir kadin kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istedigi takdirde, onu baska müminlere degil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kildik Onlara esleri ve cariyeleri hakkinda neyi farz kildigimizi biliyoruz Bunlar sana hiçbir darlik olmamasi içindir Allah, çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir

51- Onlardan diledigini geri birakir, diledigini yanina alirsin Sirasini geri biraktigin kadinlardan diledigini yanina almanda da sana bir günah yoktur Onlarin gözleri aydin olup üzülmemelerine ve kendilerine verdigin ile hepsinin hosnut olmalarina en elverisli olan budur Allah kalblerinizdekini bilir Allah her seyi bilir ve yumusak davranir

52- Bundan baska kadinlar sana helâl olmaz Bunlari baska eslerle degistirmek de olmaz Isterse güzellikleri hosuna gitsin Ancak sahip oldugun cariyen baska Allah her seye gözcü bulunuyor

53- Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksizin ve yemege izin verilmedikçe girmeyin Fakat çagirildiginiz vakit girin Yemegi yediginizde de hemen dagilin Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utaniyor Fakat Allah gerçegi söylemekten utanmaz Hem O'nun hanimlarina bir ihtiyaç soracaginiz vakit de perde arkasindan sorun Böyle yapmaniz hem sizin kalbleriniz ve hem de onlarin kalbleri için daha temizdir Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkiniz yoktur Ondan sonra hanimlarini da ebediyyen nikâh edemezsiniz Çünkü bu Allah katinda çok büyük bir günahtir

54- Siz bir seyi açiklasaniz da gizleseniz de süphe yok ki Allah her seyi bilmektedir

55- Onlar (peygamberin esleri) için babalari, ogullari, kardesleri, erkek kardeslerinin ogullari, kiz kardeslerinin ogullari, kendi kadinlari (kadin dostlari) ve sahip olduklari köleleri hakkinda bir günah yoktur Bununla beraber (ey Peygamberin hanimlari) Allah'tan korkun Çünkü Allah her seye sahit bulunuyor

56- Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salât ederler Ey iman edenler! siz de ona teslimiyetle salât ve selâm edin

57- Süphesiz ki Allah'a ve Resulü'ne eziyet verenlere Allah hem dünyada, hem ahirette lânet etmistir Onlara asagilayici bir azab hazirlamistir

58- Mümin erkeklere ve mümin kadinlara yapmadiklari bir seyden dolayi eziyet edenler de bir iftira ve açik bir günah yüklenmislerdir

59- Ey peygamber! Hanimlarina, kizlarina ve müminlerin kadinlarina hep söyle de cilbablarindan (dis elbiselerinden) üzerlerini simsiki örtsünler Bu onlarin taninmalarina, taninip da eziyet edilmemelerine en elverisli olandir Bununla beraber Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir

60- Andolsun ki, eger münafiklar ve kalblerinde bir hastalik olanlar ve Medine'de dedikodu yapanlar, bu yaptiklarindan vaz geçmezlerse, mutlaka seni onlara musallat ederiz Sonra seninle orada az bir zamandan fazla komsu kalamazlar

61- Melun olarak nerede bulunurlarsa yakalanirlar ve öldürülürler

62- Allah'in bundan önce geçenler hakkindaki kanunu budur Ve sen Allah'in kanununu degistirmeye asla çare bulamazsin

63- Insanlar sana kiyamet saaatini soruyorlar De ki: "Onun ilmi ancak Allah'in nezdindedir Ne bilirsin belki kiyamet yakinda olur"

64- Su muhakkak ki, Allah kâfirleri lânetlemis ve onlara çilgin bir ates

hazirlamistir

65- (Onlar) orada ebedî kalirlar ve ne bir dost bulabilirler, ne de bir yardimci

66- O gün yüzleri ates içinde çevirilirken: "Ah keske Allah'a itaat etseydik, peygambere itaat etseydik!" derler

67- Yine derler ki: "Ey Rabbimiz! Biz beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlis yola götürdüler"

68- Ey Rabbimiz! Onlara azabin iki katini ver ve kendilerini büyük bir lânet ile lânetle"

69- Ey iman edenler: Sizler Musa'ya eziyet edenler gibi olmayin Eziyet ettiler de Allah onu, onlarin söylediklerinden temize çikardi O, Allah yaninda mevki sahibi idi

70- Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve saglam söz söyleyin,

71- Ki (Allah) islerinizi yoluna koysun ve günahlarinizi bagislasin Her kim Allah'a ve Resulü'ne itaat ederse, o gerçekten büyük murada ermistir

72- Biz o emaneti göklere, yere ve daglara arz ettik, onlar, onu yüklenmeye yanasmadilar, ondan korktular da onu insan yüklendi O gerçekten çok zalim ve çok cahildir

73- Çünkü Allah münafik erkeklerle münafik kadinlara, müsrik erkeklerle müsrik kadinlara azab edecek, mümin erkeklerle mümin kadinlarin da tevbelerini kabul edecektir Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir


ALA


Bismillahirrahmanirrahim

1- Rabbinin yüce adini tesbih et

2- Yaratip düzene koyan O'dur

3- Takdir edip hidayeti gösteren O'dur

4- Otlagi çikaran,

5- Sonra da onu karamsi bir sel köpügü haline getiren O'dur

6- Bundan böyle sana Kur'ân'i okutacagiz da unutmayacaksin

7- Yalniz Allah'in diledigi baskadir Çünkü o açigi da bilir, gizliyi de

8- Seni en kolay yola muvaffak kilacagiz

9- Onun için ögüt ver, eger ögüt fayda verirse

10- Saygisi olan ögüt alacaktir

11- Pek bedbaht olan da ondan kaçinacaktir

12- O ki, en büyük atese girecektir

13- Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktir

15- Rabbinin adini anip namaz kilan

16- Fakat siz dünya hayatini tercih ediyorsunuz

17- Oysa ahiret daha hayirli ve daha kalicidir

18- Kuskusuz bu ilk sahifelerde vardir,

19-Ibrahim ve Musa'nin sahifelerinde


ALAK


Bismillahirrahmanirrahim

1- Yaratan Rabbinin adiyla oku!

2- O, insani bir alekadan (embriyodan) yaratti

3- Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir

4- O Rab ki kalemle yazmayi ögretti

5- Insana bilmedigi seyleri ögretti

6- Hayir! Dogrusu (kâfir) insan azginlik eder

7- Kendisinin muhtaç olmadigini zannettigi için

8- Muhakkak ki dönüs mutlaka Rabbinedir

9-10- Namaz kildigi zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü?

11- Gördün mü (ne dersin?), ya o (kul) dogru yolda olur,

12- Veya kötülüklerden sakinmayi emrederse?

13- Gördün mü, ya bu (adam, hakki) yalanlar, yüzçevirirse,

14- O adam, Allah'in kendini gördügünü hiç bilmiyor mu?

15-16- Hayir, hayir! Eger o, bu davranisindan vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu

perçeminden, o günahkâr ve yalanci perçeminden tutup cehenneme sürükleriz

17- O zaman o taraftarlarini yardima çagirsin

18- Biz de Zebanileri çagiracagiz


ALİ İMRAN


Bismillahirrahmanirrahim

1- Elif, Lâm Mîm,

2- Allah, kendisinden baska tanri olmayan, hayy ve kayyûmdur

3-4- O, sana kendisinden öncekileri tasdik edip dogrulayan bu kitabi hak ile indirdi Daha önce insanlara hidayet olarak Tevrat'i ve Incil'i de yine O indirmisti Evet bu Furkan'i da O indirdi Gerçek su ki, Allah'in âyetlerini inkâr edenler için çetin bir azap vardir Allah çok güçlüdür, intikamini alir

5- Su da kesindir ki, ne yerde, ne de gökte hiçbir sey Allah'a gizli kalmaz

6- Sizi, rahimlerde diledigi gibi sekillendiren O'dur Kendisinden baska tanri olmayan, san, seref ve hikmet sahibi olan O'dur

7- Sana bu kitabi indiren O'dur Bunun âyetlerinden bir kismi muhkemdir ki, bu âyetler, kitabin anasi (asli) demektir Diger bir kismi da mütesabih âyetlerdir Kalblerinde kaypaklik olanlar, sirf fitne çikarmak için, bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için onun mütesabih olanlarinin pesine düserler Halbuki onun te'vilini Allah'dan baska kimse bilmez Ilimde uzman olanlar, "Biz buna inandik, hepsi Rabbimiz katindandir" derler Üstün akillilardan baskasi da derin düsünmez

8- Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin

9- Ey Rabbimiz! Muhakkak ki, Sen, geleceğinde hiç şüphe olmayan bir günde bütün insanları bir araya toplayacaksın Muhakkak ki Allah, hiç sözünden caymaz

10- Gerçek şu ki, kâfirlere, Allah'tan gelecek bir zararı, ne malları, ne de evlatları engelleyemez İşte onlar, o ateşin yakıtı olacaklar

11- Gidişatları, Firavun soyunun ve daha öncekilerin gidişatı gibidir Onlar, âyetlerimizi yalan saymışlardı Bunun üzerine Allah da onları işledikleri günahlar yüzünden yakalayıp alaşağı etti Allah, cezası çetin olandır

12- O inkârcı kâfirlere de ki, siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız Orası ne fena bir döşektir

13- Hiç şüphesiz karşı karşıya gelen iki toplulukta size bir âyet, bir işaret ve ibret vardır Onlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, öbürü de kâfirdi ve karşılarındakini göz kararıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı Allah da gönderdiği yardımla dilediğini destekliyordu Gören gözleri olanlar için elbette bunda apaçık bir ibret vardır

14- İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır

15- De ki, size, o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi? Korunan kullar için Rablerinin yanında cennetler var ki, altlarından ırmaklar akar, içlerinde ebedî kalmak üzere onlara, hem tertemiz eşler var, hem de Allah'dan bir rıza vardır Allah, o kulları görür

16- Onlar ki, "Ey Rabbimiz! Biz inandık, iman getirdik, artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru!" derler

17- O sabredenleri, o doğruluktan şaşmayanları, o elpençe divan duranları, o nafaka verenleri ve seher vakitlerinde o istiğfar edip yalvaranları (görür)

18- Allah şehadet eyledi şu gerçeğe ki, başka tanrı yok, ancak O vardır Bütün melekler ve ilim uluları da dosdoğru olarak buna şahittir ki, başka tanrı yok, ancak O aziz, O hakîm vardır

19- Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır Her kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir

20- Buna karşı seninle münakayaşa kalkışırlarsa de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim etmişimdir" Kendilerine kitap verilenlere ve (kitap verilmeyen) ümmîlere de ki: "Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?" Eğer İslâm'a girerlerse hidayete ermiş olurlar Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen şey ancak tebliğ etmektir Allah kulları görendir

21- Allah'ın âyetlerini inkâr edenler ve haksız yere peygamberleri öldürenler, insanlar içinde adaleti emredenlerin canına kıyanlar yok mu? Bunları acıklı bir azapla müjdele!

22- Iste bunlar öyle kimselerdir ki, dünyada da ahirette de bütün yaptiklari bosa gitmistir Onlarin hiçbir yardimcilari da olmayacaktir

23- Görmüyor musun, o kendilerine kitaptan bir nasip verilmis olanlar, aralarinda hüküm vermek için Allah'in kitabina davet olunuyorlar da, sonra içlerinden bir kismi yüz çevirerek dönüp gidiyorlar

24- Bunun sebebi, onlarin "belli günlerden baska bize asla ates azabi dokunmaz" demeleridir Uydurageldikleri yalanlar dinlerinde kendilerini aldatmaktadir

25- O geleceginde hiç süphe olmayan günde kendilerini bir araya topladigimiz ve hiç kimseye haksizlik edilmeden herkese ne kazandiysa tamamen ödendigi vakit halleri nasil olacaktir?

26- De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'im! Sen mülkü diledigine verirsin, dilediginden de onu çeker alirsin, diledigini aziz edersin, diledigini zelil edersin Hayir Senin elindedir Muhakkak ki, Sen her seye kâdirsin

27- Geceyi gündüzün içine sokarsin, gündüzü gecenin içine sokarsin; ölüden diri çikarirsin, diriden ölü çikarirsin Diledigine de hesapsiz rizik verirsin

28- Müminler, müminleri birakip da kâfirleri dost edinmesin ve onu her kim yaparsa Allah'dan ilisigi kesilmis olur, ancak onlardan bir korunma yapmaniz baskadir Bununla beraber Allah sizi kendisinden korunmaniz hususunda uyarir Nihâyet gidis Allah'adir

29- De ki, gögüslerinizdekini gizleseniz de, açiga vursaniz da Allah onu bilir Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini bilir Hiç süphesiz Allah, her seye kadirdir

30- O gün her nefis, ne hayir islemisse, ne kötülük yapmissa onlari önünde hazir bulur Yaptigi kötülüklerle kendi arasinda uzak bir mesafe bulunsun ister Allah, size asil kendisinden çekinmenizi emreder Süphesiz ki Allah, kullarini çok esirger

31- De ki, siz gerçekten Allah'i seviyorsaniz bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarinizi bagislasin Çünkü Allah çok esirgeyici ve bagislayicidir



32- De ki, Allah'a ve Peygamber'e itaat edin! Eger aksine giderlerse, süphe yok ki Allah kâfirleri sevmez

33- Gerçekten Allah, Adem'i, Nuh'u, Ibrahim soyunu ve Imran soyunu âlemler üzerine seçkin kildi

34- Bir zürriyet olarak birbirinden gelmislerdir Allah her seyi isitendir, bilendir

35- Imran'in karisi: "Rabbim, karnimdakini tam hür olarak sana adadim, benden kabul buyur, süphesiz sen isitensin, bilensin" demisti

36- Onu dogurunca -Allah onun ne dogurdugunu bilip dururken- söyle dedi: "Rabbim, onu kiz dogurdum; erkek, kiz gibi degildir Ona Meryem adini verdim Onu ve soyunu kogulmus seytanin serrinden sana ismarliyorum"

37- Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir sekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetistirdi ve Zekeriyya'nin himayesine verdi Zekeriyya ne zaman kizin bulundugu mihraba girse, onun yaninda yeni bir yiyecek bulurdu "Meryem! Bu sana nereden geldi?" deyince, o da: "Bu, Allah katindandir" derdi Süphesiz Allah, diledigine hesapsiz rizik verir

38- Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: "Rabbim! Bana katindan hayirli bir nesil ver Süphesiz sen, duayi hakkiyle isitensin" dedi

39- Zekeriyya mabedde namaz kilarken melekler ona: "Allah sana, Allah'dan bir kelimeyi dogrulayici, efendi, nefsine hakim ve iyilerden bir peygamber olarak Yahya'yi müjdeler" diye ünlediler

40- Zekeriyya: "Ey Rabbim, benim nasil oglum olabilir? Bana ihtiyarlik gelip çatti, karim ise kisirdir" dedi Allah: "Öyledir, fakat Allah diledigini yapar" buyurdu

41- Zekeriyya: "Rabbim! (oglum olacagina dair) bana bir alâmet ver" dedi Allah da buyurdu ki: "Senin için alâmet, insanlara üç gün, isaretten baska söz söyleyememendir Ayrica Rabbini çok an, sabah aksam tesbih et"

42 - Hani melekler: "Ey Meryem! Allah seni seçti, seni tertemiz yaratti ve seni dünya kadinlarina üstün kildi

43- Ey Meryem! Rabbine divan dur ve secdeye kapan ve rüku' edenlerle beraber rüku' et" demislerdi

44- Iste bu, sana vahyettigimiz gayb haberlerindendir (Yoksa) "Meryem'i kim himayesine alip koruyacak?" diye kalemlerini (kur'a için) atarlarken sen yanlarinda degildin (Bu hususta) Tartisirlarken de yanlarinda bulunmadin

45- Melekler söyle demisti: "Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor ki, adi Meryem oglu Isa Mesih'dir; dünyada da ahirette de itibarli, ayni zamanda Allah'a çok yakinlardandir

46- Besikte de, yetiskin çaginda da insanlarla konusacak ve iyilerden olacaktir

47- (Meryem): "Ey Rabbim, bana bir beser dokunmamisken benim nasil çocugum olur?" dedi Allah: "Öyle ama, Allah diledigini yaratir, bir seyin olmasini dilediginde ona sadece 'ol!' der, o da hemen oluverir" dedi

48- Allah ona kitab (okuma ve yazmay)i, hikmeti ve Tevrat ile Incil'i ögretir

49- Allah onu Israilogullarina (söyle diyecek) bir peygamber olarak gönderir: "Süphesiz ki ben size Rabbinizden bir âyet (mucize, belge) getirdim: Size, kus biçiminde çamurdan birsey yaparim da içine üflerim, Allah'in izniyle o, kus olur; anadan dogma körü ve alacaliyi iyilestiririm ve Allah'in izniyle ölüleri diriltirim Evlerinizde ne yiyor ve neleri biriktiriyorsaniz size haber veririm"

50- "Önümdeki Tevrat'i dogrulayici olarak ve size haram kilinan bazi seyleri helal kilmak için (geldim) ve Rabbiniz tarafindan size bir mucize getirdim Artik Allah'tan korkun da bana uyun"

51- "Süphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir Onun için hep O'na kulluk edin! Iste bu, dogru yoldur"

52- Isa onlarin inkârlarini hissedince: "Allah yolunda yardimcilarim kim?" dedi Havariler: "Allah yolunda yardimcilar biziz Allah'a iman ettik Sahit ol ki, biz muhakkak müslümanlariz" dediler

53- Ey Rabbimiz, senin indirdigine iman ettik, o peygambere de uyduk Artik bizi sahidlerle beraber yaz

54- Onlar hileye basvurdular, Allah da onlarin tuzagini bosa çikardi Allah hileleri bosa çikaranlarin en hayirlisidir

55- O zaman Allah söyle dedi: "Ey Isa, süphesiz ki seni öldürecegim, seni kendime yükseltecegim ve seni inkârcilardan temizleyecegim Hem sana uyanlari, kiyamete kadar o küfredenlerin üstünde tutacagim Sonra dönüsünüz banadir, ayriliga düstügünüz hususlarda aranizda hükmedecegim"

56- "Inkâr edenlere gelince, onlara dünyada da, ahirette de siddetli bir sekilde azab edecegim, onlarin hiçbir yardimcilari da olmayacaktir"

57- "Iman edip iyi isler yapanlara gelince, Allah onlarin mükafatlarini tastamam verecektir Allah zalimleri sevmez"

58- Iste bu sana okudugumuz, âyetlerden ve hikmetli Kur'ân'dandir

59- Dogrusu Allah katinda Isa'nin (yaratilisindaki) durumu, Âdem'in durumu gibidir; onu topraktan yaratti, sonra ona "ol!" dedi, o da oluverdi

60- Bu hak (gerçek) senin rabbindendir, o halde süphecilerden olma

61- Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artik kim bu konuda seninle tartisacak olursa, de ki: "Gelin, ogullarimizi ve ogullarinizi, kadinlarimizi ve kadinlarinizi, kendimizi ve kendinizi çagiralim, sonra da lanetleselim; Allah'in lanetinin yalancilara olmasini dileyelim"

62- Iste (Isa hakkinda söylenen) gerçek kissa budur Allah'tan baska hiçbir tanri yoktur Muhakkak ki Allah çok güçlüdür ve hikmet sahibidir

63- Eger (haktan) yüz çevirirlerse, süphesiz ki Allah bozgunculari çok iyi bilendir

64- De ki: Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramizda ortak olan bir söze geliniz Allah'tan baskasina kulluk etmeyelim, O'na hiçbir seyi es tutmayalim ve Allah'i birakip da kimimiz kimimizi ilâhlastirmasin Eger onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Sahit olun biz müslümanlariz"

65- Ey Kitap ehli! Ibrahim hakkinda niçin tartisiyorsunuz? Oysa Tevrat da, Incil de ondan sonra indirilmistir Siz hiç düsünmüyor musunuz?

66- Iste siz böylesiniz Haydi biraz bilginiz olan sey hakkinda tartistiniz, ya hiç bilginiz olmayan sey hakkinda niçin tartisiyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz

67- Ibrahim, ne yahudi, ne de hiristiyandi; fakat o, Allah'i bir taniyan dosdogru bir müslümandi, müsriklerden de degildi

68- Dogrusu onlarin Ibrahim'e en yakin olani, ona uyanlar, su Peygamber ve iman edenlerdir Allah da müminlerin dostudur

69- Kitap ehlinden bir grup sizi saptirmak istediler, halbuki sirf kendilerini saptiriyorlar da farkina varmiyorlar

70- Ey kitap ehli! (gerçegi) gördügünüz halde, niçin Allah'in âyetlerini inkâr ediyorsunuz?

71- Ey kitap ehli! Niçin hakki batila karistiriyor ve bile bile gerçegi gizliyorsunuz?

72- Kitap ehlinden bir grup: "Müminlere indirilene günün baslangicinda inanin, sonunda da inkâr edin, belki onlar da dönerler" dedi

73- "Ve kendi dininize uyanlardan baskasina inanmayin" (dediler) De ki: "Süphesiz dogru yol, Allah'in yoludur" (Onlar kendi aralarinda): "Size verilenin benzerinin hiçbir kimseye verilmis olduguna, yahut Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize deliller getireceklerine" (de inanmayin dediler) De ki: "Lütuf Allah'in elindedir, onu diledigine verir Allah, rahmeti bol olan, her seyi hakkiyla bilendir"

74- Rahmetini diledigine tahsis eder Allah, büyük lütuf ve kerem sahibidir

75- Kitap ehlinden öylesi vardir ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana eksiksiz iade eder Fakat öylesi de vardir ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadikça onu sana iade etmez Bu da onlarin, "Ümmîlere karsi yaptiklarimizdan bize vebal yoktur" demelerinden dolayidir Ve onlar, bile bile Allah'a karsi yalan söylerler

76- Hayir, kim sözünü yerine getirir ve kötülüklerden korunursa, süphesiz Allah da korunanlari sever

77- Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, iste onlarin ahirette bir payi yoktur; Allah kiyamet günü onlarla hiç konusmayacak, onlara bakmayacak ve onlari temizlemeyecektir Onlar için aci bir azab vardir

78- Kitap ehlinden öyle bir güruh da vardir ki, siz onu kitaptan sanasiniz diye, dillerini kitaba dogru egip bükerler Halbuki o, kitaptan degildir "Bu, Allah katindandir" derler; oysa o, Allah katindan degildir Allah'a karsi, kendileri bilip dururken, yalan söylerler

79- Insanlardan hiçbir kimseye, Allah kendisine kitap, hüküm ve peygamberlik verdikten sonra, kalkip insanlara: "Allah'i birakip bana kul olun" demesi yakismaz Fakat onun: "Ögrettiginiz ve okudugunuz kitap geregince Rabb'e halis kullar olun" (demesi uygundur)

80- Ve O size: "Melekleri ve peygamberleri tanrilar edinin" diye de emretmez Siz müslüman olduktan sonra, size hiç inkâri emreder mi?

81- Allah peygamberlerden söyle söz almisti: "Andolsun ki size kitab ve hikmet verdim, sonra yaninizda bulunan (kitaplar)i dogrulayici bir peygamber geldiginde ona muhakkak inanacak ve ona yardim edeceksiniz! Bunu kabul ettiniz mi? Ve bu hususta agir ahdimi üzerinize aldiniz mi?" demisti Onlar: "Kabul ettik" dediler (Allah da) dedi ki: "Öyleyse sahit olun, ben de sizinle beraber sahit olanlardanim"

82- Artik bundan sonra her kim dönerse, iste onlar yoldan çikmislarin ta kendileridir

83- Onlar, Allah'in dininden baskasini mi ariyorlar? Halbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi, ister istemez O'na boyun egmistir ve O'na döndürülüp götürüleceklerdir

84- De ki: "Allah'a, bize indirilen (Kur'ân)e, Ibrahim'e, Ismail'e, Ishak'a, Yakub'a ve torunlarina indirilene, Musa'ya, Isa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere inandik Onlarin arasinda hiçbir fark gözetmeyiz, biz O'na teslim olmuslariz"

85- Kim Islâm'dan baska bir din ararsa ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette de zarar edenlerden olacaktir

86- Inandiktan, Peygamber'in hak olduguna sehadet ettikten ve kendilerine açik deliller geldikten sonra, inkâra sapan bir milleti Allah nasil dogru yola eristirir? Allah zalimler güruhunu dogru yola iletmez

87- Iste onlarin cezalari, Allah'in, meleklerin, insanlarin hepsinin laneti onlarin üzerlerindedir

88- Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardir Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakilir

89- Ancak bundan sonra tevbe edip kendini düzeltenler baska Süphesiz ki Allah, çok bagislayan ve çok esirgeyendir

90- Süphesiz imanlarinin arkasindan küfreden, sonra da küfrünü artirmis olanlarin tevbeleri asla kabul olunmaz Iste onlar sapiklarin ta kendileridir

91- Muhakkak ki inkâr edenler ve kâfir olduklari halde de ölenler, yeryüzü dolusu altin fidye verseler bile hiç birisinden asla kabul edilmeyecektir Iste dayanilmaz azab onlar içindir Onlarin hiçbir yardimcilari da yoktur

92- Sevdiginiz seylerden (Allah yolunda) harcamadikça, gerçek iyilige asla erisemezsiniz Her ne harcarsaniz Allah onu hakkiyla bilir

93- Tevrat indirilmeden önce, Israil (Yakub)in kendisine haram kildigi disinda, yiyeceklerin hepsi Israilogullarina helal idi De ki: "Eger dogrulardan iseniz, haydi Tevrat'i getirip okuyun"

94- Kim bundan sonra Allah'a karsi yalan uydurursa, iste onlar zalimlerin ta kendileridir

95- De ki: "Allah dogru söylemistir Öyle ise dosdogru, Allah'i birleyici olarak Ibrahim'in dinine uyun O, müsriklerden degildi"

96- Süphesiz insanlar için kurulan ilk mabed, Mekke'deki çok mübarek ve bütün âlemlere hidayet kaynagi olan Beyt (Kabe)dir

97- Onda apaçik deliller, Ibrahim'in makami vardir Oraya giren güvene erer Ona bir yol bulabilenlerin Beyt'i haccetmesi Allah'in insanlar üzerinde bir hakkidir Kim inkâr ederse, süphesiz Allah bütün âlemlerden müstagni (kimseye muhtaç degil, her sey ona muhtaç)dir

98- De ki: "Ey kitap ehli! Allah yaptiklarinizi görüp dururken niçin Allah'in âyetlerini inkâr ediyorsunuz?"

99- De ki: "Ey kitap ehli! Gerçegi görüp bildiginiz hâlde niçin Allah'in yolunu egri göstermeye yeltenerek müminleri Allah'in yolundan çevirmeye kalkisiyorsunuz? Allah yaptiklarinizdan habersiz degildir"

100- Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsaniz, imaninizdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar

101- Size Allah'in âyetleri okunup dururken ve Allah'in elçisi de aranizda iken nasil inkâra saparsiniz? Kim Allah'a simsiki baglanirsa, kesinlikle dogru yola iletilmistir

102- Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yarasir sekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin

103- Hep birlikte Allah'in ipine (kitabina, dinine) simsiki sarilin Parçalanip ayrilmayin Allah'in üzerinizdeki nimetini düsünün Hani siz birbirinize düsmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birlestirmisti Iste O'nun (bu) nimeti sayesinde kardesler olmustunuz Yine siz, bir ates çukurunun tam kenarinda iken oradan da sizi O kurtarmisti Iste Allah size âyetlerini böyle apaçik bildiriyor ki, dogru yola eresiniz

104- Içinizden hayra çagiran, iyiligi emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun Iste kurtulusa eren onlardir

105- Kendilerine apaçik deliller geldikten sonra parçalanip ayriliga düsenler gibi olmayin Iste bunlar için büyük bir azap vardir

106- O gün bazi yüzler agarir, bazi yüzler kararir Yüzleri kararanlara: "Imaninizdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karsilik azabi tadin" (denecektir)

107- Yüzleri agaranlara gelince, (onlar) Allah'in rahmeti içindedirler Onlar orada ebedî kalacaklardir

108- Bunlar Allah'in, sana gerçek olarak okuyageldigimiz, âyetleridir Allah âlemlere hiçbir haksizlik etmek istemez

109- Göklerde ve yerde olanlarin hepsi Allah'indir Bütün isler Allah'a döndürülür

110- Siz insanlar için çikarilmis en hayirli ümmetsiniz Iyiligi emreder, kötülükten vazgeçirmege çalisir ve Allah'a inanirsiniz Kitap ehli de inansaydi kendileri için elbette daha hayirli olurdu Içlerinden iman edenler de var, ama pek çogu yoldan çikmislardir

111- Onlar size eziyetten baska bir zarar veremezler Eger sizinle savasmaya kalkissalar, size arkalarini dönüp kaçarlar Sonra kendilerine yardim da edilmez

112- Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine alçaklik damgasi vurulmustur Meger ki Allah'in ipine ve insanlar (müminler)in ahdine siginmis olsunlar Onlar Allah'in hismina ugradilar ve üzerlerine de miskinlik damgasi vuruldu Bunun sebebi, onlarin Allah'in âyetlerini inkâr etmis olmalari ve haksiz yere peygamberleri öldürmeleridir Ayrica isyan etmis ve haddi de asmislardi

113- Hepsi bir degildirler Kitap ehli içinde dogruluk üzere bulunan bir ümmet (topluluk) vardir ki, gecenin saatlerinde onlar secdeye kapanarak Allah'in âyetlerini okurlar

114- Allah'a ve ahiret gününe inanirlar, iyiligi emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalisirlar, hayir islerinde de birbirleriyle yarisirlar Iste onlar iyi insanlardandir

115- Onlar ne hayir islerlerse karsiliksiz birakilmayacaklardir Allah kendisinden geregi gibi sakinanlari bilir

116- O inkâr edenler (var ya), onlarin ne mallari, ne de evlatlari, onlara Allah'a karsi hiçbir fayda saglamayacaktir Onlar, ates halkidir; orada ebedi kalacaklardir

117- Onlarin bu dünya hayatinda harcadiklarinin durumu, kendilerine zulmeden bir toplulugun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve soguk bir rüzgarin hali gibidir Allah onlara zulmetmedi Fakat kendileri, kendilerine zulmediyorlar

118- Ey iman edenler! Kendi disinizdakilerden sirdas edinmeyin Çünkü onlar size fenalik etmekten asla geri kalmazlar, hep sikintiya düsmenizi isterler Kin ve düsmanliklari agizlarindan tasmaktadir Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür Düsünürseniz, biz size âyetleri açikladik

119- Iste siz öyle kimselersiniz ki, onlari seversiniz, halbuki onlar sizi sevmezler, siz kitap(lar)in hepsine inanirsiniz, onlarsa sizinle bulustuklari zaman "inandik" derler Basbasa kaldiklari zaman da kinlerinden dolayi parmaklarinin uçlarini isirirlar De ki: "kininizle geberin!" Süphesiz ki Allah gögüslerin (gönüllerin) özünü bilir

120- Size bir iyilik dokunsa fenalarina gider, basiniza bir kötülük gelse onunla sevinirler Eger sabreder ve Allah'dan geregince korkarsaniz, onlarin hileleri size hiçbir zarar vermez; çünkü Allah onlari kendi amelleriyle kusatmistir

121- Hani sen sabah erkenden müminleri savas mevzilerine yerlestirmek için ailenden ayrilmistin Allah, hakkiyla isiten ve bilendir

122- O zaman içinizden iki takim bozulmaya yüz tutmustu Halbuki Allah onlarin yardimcisi idi Inananlar, yalniz Allah'a dayanip güvensinler

123- Andolsun, sizler güçsüz oldugunuz halde Allah size Bedir'de yardim etmisti Allah'tan sakinin ki, O'na sükretmis olasiniz

124- O zaman sen müminlere: "Rabbinizin size, indirilmis üç bin melek ile yardim etmesi size yetmez mi?" diyordun

125- Evet, sabreder ve (Allah'tan) korkarsaniz, onlar ansizin üzerinize gelseler, Rabbiniz size nisanli nisanli bes bin melekle yardim eder

126- Allah, bunu size sirf bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla yatissin diye yapti Yardim, yalniz daima galip ve hikmet sahibi olan Allah katindandir

127- (Allah bu yardimi) inkâr edenlerden bir kismini kessin veya perisan etsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler (diye yapti)

128- Bu isten sana hiçbir sey düsmez (Allah), ya onlarin tevbesini kabul eder, yahut onlara, zalim olduklarindan dolayi azab eder

129- Göklerde ve yerde olanlarin hepsi Allah'indir Diledigini bagislar, diledigine azab eder Allah, çok bagislayan, çok esirgeyendir

130- Ey iman edenler! Kat kat artirilmis olarak faiz yemeyin Allah'tan sakinin ki kurtulusa eresiniz

131- Kâfirler için hazirlanmis olan atesten sakinin

132- Allah ve Peygambere itaat edin ki, size de merhamet edilsin

133- Rabbinizin bagisina ve genisligi göklerle yer arasi kadar olan, Allah'tan geregi gibi korkanlar için hazirlanmis bulunan cennete kosun!

134- O (Allah'tan hakkiyla korka)nlar, bollukta ve darlikta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanlari affederler Allah iyilik edenleri sever

135- Ve onlar çirkin bir günah isledikleri, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah'i hatirlayarak hemen günahlarinin bagislanmasini dilerler Allah'tan baska günahlari kim bagislayabilir? Bir de onlar, bile bile, isledikleri (günah) üzerinde israr etmezler

136- Iste onlarin mükafati (ödülleri) Rableri tarafindan bagislanma ve altindan irmaklar akan, ebedî kalacaklari cennetlerdir Çalisanlarin mükafati ne güzeldir!

137- Muhakkak ki sizden önce birçok olaylar, seriatler gelip geçmistir Yeryüzünde gezin, dolasin da yalancilarin sonunun nasil oldugunu bir görün

138- Bu (Kur'ân) insanlar için bir açiklama, Allah'dan geregince korkanlar için dogru yolu gösterme ve bir ögüttür

139- Gevsemeyin, üzülmeyin, eger hakikaten inaniyorsaniz, muhakkak üstün olan sizsinizdir

140- Eger size (Uhud savasinda) bir yara degmisse, (Bedir harbinde) o topluma da benzeri bir yara dokunmustu O günler ki, biz onlari insanlar arasinda döndürür dururuz (Bu da) Allah'in sizden iman edenleri ayirt etmesi ve sizden sahitler edinmesi içindir Allah zalimleri sevmez

141- Bir de bu, Allah'in iman edenleri tertemiz seçip, kâfirleri yok etmesi içindir

142- Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çikarmadan cennete girivereceginizi mi sandiniz?

143- Andolsun ki siz ölümle karsilasmadan önce onu arzuluyordunuz Iste onu gördünüz, ama bakip duruyorsunuz

144- Muhammed, ancak bir peygamberdir Ondan önce de peygamberler gelip geçmistir Simdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir sekilde zarar veremez Allah sükredenleri mükafatlandiracaktir

145- Allah'in izni olmadikça hiçbir kimseye ölmek yoktur (Ölüm) belirli bir süreye göre yazilmistir Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz Kim de ahiret sevabini isterse ona da ondan veririz Biz sükredenleri mükafatlandiracagiz

146- Nice peygamberler vardi ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostlari çarpistilar; Allah yolunda baslarina gelenlerden yilginlik göstermediler, zaafa düsmediler, boyun egmediler Allah sabredenleri sever

147- Onlarin sözleri ancak: "Rabbimiz! Bizim günahlarimizi ve islerimizdeki taskinliklarimizi bagisla ve (yolunda) ayaklarimizi diret, Kâfirler güruhuna karsi da bize yardim et!" demekten ibaretti

148- Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiret sevabinin güzelligini verdi Allah güzel davrananlari sever

149- Ey iman edenler! Siz eger kâfir olanlara uyarsaniz, sizi topuklariniz üstünde gerisin geriye çevirirler O zaman büsbütün kaybedersiniz

150- Hayir! Sizin mevlaniz Allah'tir O, yardim edenlerin en hayirlisidir

151- Allah'in, hakkinda hiçbir delil indirmedigi seyleri O'na ortak kosmalarindan dolayi, inkâr edenlerin kalplerine korku salacagiz Onlarin yurtlari atestir Zalimlerin dönüp varacagi yer ne kötüdür!

152- Siz Allah'in izni ile düsmanlarinizi öldürürken, Allah, size olan vaadini yerine getirmistir Allah size sevdiginiz (galibiyeti) gösterdikten sonra zaafa düstünüz (Peygamber'in verdigi) emir hakkinda tartismaya kalkistiniz ve isyan ettiniz Kiminiz dünyayi istiyordu, kiminiz ahireti istiyordu Sonra Allah sizi, denemek için onlardan geri çevirdi ve sizi bagisladi Allah müminlere karsi çok lütufkârdir

153- Peygamber sizi arkanizdan çagirip dururken, siz boyuna uzaklasiyor, hiç kimseye dönüp bakmiyordunuz Bundan dolayi Allah, size gam üstüne gam verdi ki, ne elinizden gidene, ne de basiniza gelene üzülmeyesiniz Allah yaptiklarinizdan haberdardir

154- Sonra o kederin ardindan (Allah) üzerinize öyle bir eminlik, öyle bir uyku indirdi ki, o, içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu Bir zümre de canlari sevdasina düsmüstü Allah'a karsi, cahiliyet zanni gibi, hakka aykiri bir zan besliyorlar ve "Bu isten bize ne?" diyorlardi De ki: "Bütün is Allah'indir" Onlar sana açiklamayacaklarini içlerinde sakliyorlar (ve) diyorlar ki: "Bize bu isten bir sey olsaydi burada öldürülmezdik" Onlara söyle söyle: "Eger siz evlerinizde olsaydiniz bile, üzerlerine öldürülmesi yazilmis olanlar yine muhakkak yatacaklari (öldürülecekleri) yerlere çikip gidecekti Allah (bunu) gögüslerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için yapti Allah gögüslerin içinde olani bilir

155- Iki toplumun karsilastigi gün, içinizden yüz çevirip gidenler var ya, seytan onlarin kazandiklari bazi seylerden dolayi ayaklarini kaydirmak istedi Ama yine de Allah onlari affetti Kuskusuz Allah çok bagislayandir, halim(çok yumusak)dir

156- Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler ve yeryüzünde sefere veya savasa çikan kardesleri için: "Eger bizim yanimizda olsalardi ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi" diyenler gibi olmayin Allah bunu, onlarin kalplerine bir hasret (yarasi) olarak koydu Allah, diriltir ve öldürür Allah yaptiklarinizi görmektedir

157- Eger Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah'in bagislamasi ve rahmeti, (sizin için) onlarin topladiklari (dünyaliklari)ndan daha hayirlidir

158- Andolsun, ölseniz de, öldürülseniz de Allah'in huzurunda toplanacaksiniz

159- Sen (o zaman), sirf Allah'in rahmetiyle onlara karsi yumusak davrandin Eger kaba, kati yürekli olsaydin, onlar senin etrafindan dagilip giderlerdi Artik onlari sen bagisla, onlar için Allah'dan magfiret dile (Yapacagin) islerde onlara da danis, bir kere de azmettin mi, artik Allah'a dayan Muhakkak ki Allah kendine dayanip güvenenleri sever

160- Allah size yardim ederse, sizi yenecek yoktur Eger sizi yardimsiz birakirsa, artik ondan sonra size kim yardim edebilir? Müminler ancak Allah'a güvenip dayansinlar

161- Hiçbir peygambere ganimet malini gizlemesi (devlet-millet malini asirmasi) yarasmaz Kim böyle bir asirma ve ihanette bulunursa kiyamet günü asirdigini boynuna yüklenerek getirir Sonra da herkese kazandiginin karsiligi tastamam ödenir, onlar haksizliga da ugramazlar

162- Allah'in rizasina uyan kimse, Allah'in hismina ugrayan ve varacagi yer cehennem olan kimse gibi midir? Varis yeri olarak ne kötüdür orasi!

163- Onlar (insanlar) Allah katinda derece derecedirler Allah, onlarin yaptiklarini görmektedir

164- Andolsun ki Allah, müminlere kendilerinden, onlara kendi âyetlerini okuyan, onlari arindiran ve onlara kitab ve hikmeti ögreten bir Peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmustur Oysa onlar, daha önce apaçik bir sapiklik içindeydiler

165- (Bedir'de düsmani) iki katina ugrattiginiz bir musibet (Uhud'da) size çarpinca mi: "Bu nereden" dediniz? De ki: "Bu basiniza gelen kendinizdendir" Süphesiz Allah her seye kâdirdir

166-167- Iki toplulugun karsilastigi günde basiniza gelen musibet de Allah'in izniyledir Bu da müminleri belirlemesi ve hem de münafiklik yapanlari ayirt etmesi içindir Ve onlara: "Geliniz, Allah yolunda savasiniz veya (hiç olmazsa) savunmaya geçiniz" denilmisti Onlar ise: "Biz savasmasini (veya savas olacagini) bilseydik arkanizdan gelirdik" demislerdi Onlar, o gün, imandan çok küfre yakindilar kalblerinde olmayani agizlariyla söylüyorlardi Allah neyi gizlediklerini daha iyi bilendir

168- Kendileri oturup kaldiklari halde kardesleri için: "Eger bize uysalardi öldürülmezlerdi" dediler Onlara de ki: "Eger iddianizda dogru iseniz, kendinizden ölümü uzaklastiriniz"

169- Allah yolunda öldürülenleri sakin ölüler sanma Bilakis onlar diridirler, Rab'leri katinda riziklanmaktadirlar

170- Allah'in lütfundan verdigi nimetle sevinçlidirler Arkalarindan kendilerine ulasamayan kimselere de hiç bir korku olmayacagini ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




171- Onlar, Allah'in nimetini, keremini ve Allah'in, müminlerin ecrini zayi etmeyecegini müjdelerler

172- Kendilerine yara dokunduktan sonra da Allah ve Peygamberi'nin davetine uydular Hele onlardan iyilik edenlere ve geregince Allah'tan korkanlara büyük bir mükafat vardir

173- Insanlar onlara: "Düsmanlariniz size karsi ordu topladi, onlardan korkun" dediklerinde, bu, onlarin imanini artirdi ve söyle dediler: "Allah bize yeter O ne güzel vekildir"

174- Bunun üzerine kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan Allah'in nimeti ve lütfuyla geri döndüler ve Allah'in rizasina uydular Allah büyük lütuf sahibidir

175- (Size o haberi getiren) ancak seytandir, (sadece) kendi dostlarini korkutabilir Onlardan korkmayin, eger mümin iseniz benden korkun

176- Küfürde yarisanlar seni üzmesin Onlar, Allah'a hiç bir sekilde zarar veremezler Allah onlara ahirette bir pay vermemek istiyor Onlar için büyük bir azap vardir

177- Iman karsiliginda inkari satin alanlar Allah'a hiç bir zarar veremezler Onlar için aci bir azap vardir

178- Kâfirler, kendilerine mühlet vermemizin, sahislari için hayirli oldugunu sanmasinlar Biz onlara bu mühleti, ancak günahlarini artirsinlar diye veriyoruz Onlar için alçaltici bir azap vardir

179- Allah, müminleri içinde bulundugunuz su durumda birakacak degildir, pisi temizden ayiracaktir Ve Allah sizi gayba vakif kilacak da degildir Fakat Allah, peygamberlerinden diledigini seçip (gaybi bildirir) O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin Eger iman eder ve günahlardan korunursaniz, sizin için büyük bir mükafat vardir

180- Allah'in, kendilerine lütfundan verdigi nimetlere karsi cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayirli oldugunu sanmasinlar Hayir o, kendileri için serdir Cimrilik ettikleri sey, kiyamet gününde boyunlarina dolanacaktir Göklerin ve yerin mirasi Allah'a aittir Allah yaptiklarinizdan haberdardir

181- Allah, "Süphesiz Allah fakirdir, biz zenginiz" diyenlerin lafini elbette duymustur Onlarin söylediklerini ve peygamberleri haksiz yere öldürmelerini yazacagiz ve söyle diyecegiz: "Tadin o yakici azabi!"

182- "Bu, kendi ellerinizin yapip öne sürdügünün karsiligidir" Allah kullar(in)a asla zulmetmez

183- "Atesin yiyecegi bir kurban getirmedikçe hiç bir peygambere iman etmeyecegimize dair Allah bize ahidde bulundu" diyenlere de ki: "Benden önce size bazi peygamberler açik belgelerle ve sizin dediginiz seyle geldi Eger dogru insanlarsaniz, ya onlari niçin öldürdünüz?"

184- Eger seni yalanladilarsa, senden önce açik deliller, hikmetli sayfalar ve aydinlatici kitap getiren peygamberler de yalanlanmisti

185- Her canli ölümü tadacaktir Kiyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir Kim cehennemden uzaklastirilip cennete konursa o, gerçekten kurtulusa ermistir Dünya hayati, aldatici zevkten baska birsey degildir

186- Muhakkak siz, mallariniz ve canlariniz hususunda imtihan olunacaksiniz Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah'a ortak kosanlardan size eziyet verici bir çok söz isiteceksiniz Eger sabreder ve Allah'dan geregi gibi korkarsaniz, süphesiz iste bu azmi gerektiren islerdendir

187- Bir zaman Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açiklayacaksiniz, onu gizlemiyeceksiniz" diye söz almisti Onlar ise bunu kulak ardi ettiler ve onu az bir dünyaliga degistiler Yaptiklari bu alisveris ne kadar kötüdür

188- O yaptiklarina sevinen ve yapmadiklari seylerle de övülmek isteyenlerin (onacaklarini) sanma! Onlarin azaptan kurtulacaklarini da sanma! Onlar için can yakici bir azap vardir

189- Göklerin ve yerin mülkü Allah'indir Allah her seye kâdirdir

190- Göklerin ve yerin yaratilisinda, gece ile gündüzün birbiri ardinca gelip gidisinde selim akil sahipleri için gerçekten açik, ibretli deliller vardir

191- Onlar ayaktayken, otururken ve yanlari üzerine yatarken Allah'i anarlar; göklerin ve yerin yaratilisi üzerinde düsünürler Ve "Rabbimiz! Sen bunu bos yere yaratmadin, Sen yücesin, bizi atesin azabindan koru" derler

192- "Rabbimiz! Sen kimi cehennem atesine sokarsan onu rezil etmissindir Zalimlerin hiç yardimcilari yoktur"

193- "Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana çagiran bir davetçi isittik, hemen iman ettik Rabbimiz! Günahlarimizi bagisla, kötülüklerimizi ört, bizleri sana ermis kullarinla beraber yanina al"

194- "Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad ettigini ver, kiyamet günü bizi rezil etme Muhakkak sen verdigin sözden dönmezsin"

195- Rableri onlara su karsiligi verdi: "Ben, erkek olsun, kadin olsun, sizden, hiçbir çalisanin amelini zayi etmeyecegim Sizler birbirinizdensiniz Göç edenler, yurtlarindan çikarilanlar, yolumda eziyet edilenler, savasanlar ve öldürülenler Onlarin günahlarini elbette örtecegim ve Allah katindan bir mükafat olmak üzere, onlari altindan irmaklar akan cennetlere de koyacagim En güzel mükafat Allah katindadir"

196- Kâfirlerin diyar diyar dolasmalari sakin seni aldatmasin

197- Bu, az bir geçimliktir Sonra onlarin varacaklari yer cehennemdir Ne kötü bir yataktir orasi!

198- Fakat Rablerinden geregince korkanlar için altlarindan irmaklar akan cennetler vardir Onlar orada ebedî olarak kalacaklar, Allah katindan agirlanacaklardir Iyiler için Allah katindakiler daha hayirlidir

199- Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a inanirlar, size indirilene ve kendilerine indirilene -Allah'a boyun egerek inanirlar Allah'in âyetlerini az bir degere degismezler Onlarin mükafati da Allah katindadir Süphesiz Allah, hesabi çabuk görendir

200- Ey iman edenler! Sabredin, düsmanlariniza karsi sebat gösterin, nöbet beklesin, Allah'dan geregince korkun ki, kurtulusa eresiniz


ANKEBUT


Bismillahirrahmanirrahim

1- Elif, Lâm, Mîm

2- Insanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "Iman ettik" demeleriyle birakilivereceklerini mi sandilar?

3- Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmisizdir Elbette Allah, dogrulari ortaya çikaracak, yalancilari da mutlaka ortaya koyacaktir

4- Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sandilar? Ne kadar kötü (ve yanlis) hüküm veriyorlar!

5- Her kim Allah'a kavusmayi umuyorsa bilsin ki, Allah'in tayin ettigi o vakit elbette gelecektir O her seyi isiten ve bilendir

6- Cihad eden ancak kendisi için cihad etmis olur Süphesiz Allah, âlemlerden müstagnidir

7- Iman edip iyi isler yapanlarin kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptiklarinin daha güzeli ile karsilik veririz

8- Biz insana, ana babasina iyi davranmasini tavsiye etmisizdir Eger onlar, seni, hakkinda bilgin olmayan bir seyi (körü körüne) bana ortak kosman için zorlarlarsa, onlara itaat etme Dönüsünüz ancak banadir O zaman, size yapmis olduklarinizi haber verecegim

9- Iman edip iyi isler yapanlari, muhakkak salihler (zümresi) içine katariz

10- Insanlardan kimi vardir ki, "Allah'a inandik" der; fakat Allah ugrunda eziyete ugratildigi zaman, insanlarin iskencesini Allah'in azabi gibi tutar Halbuki Rabbinden bir yardim gelecek olsa, mutlaka, "Dogrusu biz de sizinle beraberdik" derler Acaba Allah, herkesin kalbindekileri en iyi bilen degil midir?

11- Allah, elbette (O'na gönülden) iman edenleri de, iki yüzlüleri de bilir

12- Kâfirler, iman edenlere, "Bizim yolumuza uyun, sizin günahlarinizi biz yüklenelim" derler Halbuki onlarin hiçbir günahini yüklenecek degillerdir Gerçekte onlar, kesinlikle yalan söylemektedirler

13- (Fakat gerçek su ki) elbette kendi yüklerini, kendi yükleriyle birlikte nice yükleri (baskalarini saptirmanin vebalini) tasiyacaklar ve uydurup durduklari seylerden kiyamet günü mutlaka sorguya çekileceklerdir

14- Andolsun ki Nuh'u kendi kavmine gönderdik de, o dokuz yüz elli yil onlarin arasinda kaldi Sonunda, onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayiverdi

15- Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardik ve bunu âlemlere bir ibret yaptik

16- Ibrahim'i de gönderdik O kavmine söyle demisti: "Allah'a kulluk edin, O'na karsi gelmekten sakinin Eger bilmis olsaniz bu sizin için daha hayirlidir"

17- "Siz Allah'i birakip sadece birtakim putlara tapiyor, asilsiz sözler uyduruyorsunuz Bilmelisiniz ki, Allah'i birakip da taptiklariniz, size rizik veremezler O halde rizki Allah katinda arayin O'na kulluk edin Ancak O'na döndürüleceksiniz"

18- Eger (size teblig edileni) yalan sayarsaniz, bilin ki sizden önceki birçok milletler de yalan saymislardi Peygambere düsen yalniz açik bir tebligdir

19- Allah'in mahlukunu ilk bastan nasil yarattigini, sonra bunu tekrarladigini görmediler mi? Süphesiz bu, Allah'a göre kolaydir

20- De ki: "Yeryüzünde gezip dolasin da, Allah ilk bastan nasil yaratmis bakin Iste Allah bundan sonra (ayni sekilde) ahiret hayatini da yaratacaktir" Gerçekten Allah her seye kadirdir

21- O, diledigine azab eder, diledigine rahmet eder Ancak O'na döndürüleceksiniz

22- Siz ne yeryüzünde, ne de gökte (Allah'i) aciz birakamazsiniz Allah'tan baska bir dost ve yardimci da bulamazsiniz

23- Allah'in âyetlerini ve O'na kavusmayi inkâr edenler var ya, iste onlar benim rahmetimden ümitlerini kesmislerdir ve onlar için acikli bir azab vardir

24- Kavminin (Ibrahim'e) cevabi ise, "Onu öldürün, yahut yakin!" demelerinden ibaret oldu Ama Allah onu atesten kurtardi Dogrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardir

25- (Ibrahim onlara) dedi ki: "Siz, sirf aranizdaki dünya hayatina has muhabbet ugruna Allah'i birakip birtakim putlar edindiniz Sonra kiyamet günü (geldiginde) ise, kiminiz kiminizi tanimayacak, kiminiz kiminizi lanetleyecektir Varacaginiz yer cehennemdir Ve hiç yardimciniz da yoktur"

26- Bunun üzerine ona sadece Lut iman etti (Ibrahim) de dedi ki: "Ben Rabbime hicret edecegim Süphe yok ki O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir"

27- O'na Ishak ve Yakub'u bagisladik Peygamberligi ve kitaplari, onun soyundan gelenlere verdik Onu dünyada mükafatlandirdik Süphesiz o, ahirette de salihler (zümresin)dendir

28- Lut'u da gönderdik O kavmine demisti ki: "Gerçekten siz, daha önce hiçbir milletin yapmadigi bir hayasizligi yapiyorsunuz!"

29- "(Bu ilâhî ikazdan sonra) siz, ille de erkeklere yaklasacak, yol kesecek ve toplantilarinizda edepsizlik yapacak misiniz?" Kavminin cevabi ise, söyle demelerinden ibaret oldu: "Dogru söyleyenlerden isen Allah'in azabini getir bize!"

30- (Lut "Ey Rabbim! Su fesatçilar güruhuna karsi bana yardim eyle" dedi

31- Elçilerimiz Ibrahim'e (iki ogul verecegimize dair) müjdeyi getirdiklerinde söyle dediler: "Biz bu memleket halkini helak edecegiz Çünkü oranin halki zalim kimselerdir"

32- (Ibrahim) dedi ki: "Ama orada Lut var!" Söyle cevap verdiler: "Biz orada kimlerin bulundugunu çok iyi biliyoruz Onu ve ailesini elbette kurtaracagiz Yalniz karisi müstesna; o geride (azabda) kalacaklar arasindadir "

32- (Ibrahim) dedi ki: "Ama orada Lut var!" Söyle cevap verdiler: "Biz orada kimlerin bulundugunu çok iyi biliyoruz Onu ve ailesini elbette kurtaracagiz Yalniz karisi müstesna; o geride (azabda) kalacaklar arasindadir "

33- Elçilerimiz Lut'a gelince, onlar hakkinda tasalandi Ve onlar(i düsünmesi) sebebiyle takatten düstü O'na: "Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de, aileni de kurtaracagiz Yalniz (azabda) kalacaklar arasinda bulunan karin müstesna" dediler

34- "Biz süphesiz bu memleket halkinin üzerine, yoldan çikmalarina karsilik (feci) bir azab indirecegiz"(dediler)

35- Andolsun ki biz, aklini kullanacak bir kavim için oradan apaçik bir ibret nisanesi birakmisizdir

36- Medyen'e de kardesleri Suayb'i gönderdik ve Suayb, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe ümit baglayin, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karisiklik çikarmayin!" dedi

37- Fakat onu yalancilikla itham ettiler Derken, kendilerini bir sarsinti yakalayiverdi ve yurtlarinda diz üstü çökekaldilar

38- Ad ve Semud'u da (helak ediverdik) Sizin için, (onlarin basina nelerin geldigi) oturduklari yerlerden apaçik anlasilmaktadir Seytan onlara

yaptiklari isleri güzel gösterip onlari dogru yoldan çikardi Oysa bakip görebilecek durumdaydilar

39- Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'i da (helak ettik) Andolsun ki, Musa onlara apaçik deliller getirmisti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamislardi Halbuki (azabimizi asip ) geçebilecek degillerdi

40- Nitekim onlardan herbirini günahlari sebebiyle suç üstü yakaladik: Kiminin üzerine taslar savuran rüzgarlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda bogduk Allah onlara zulmetmiyor, asil onlar kendilerine yazik ediyorlardi

41- Allah'tan baska dost edinenlerin durumu, kendine yuva yapan örümcegin durumu gibidir Halbuki, evlerin en çürügü süphesiz örümcek

yuvasidir Keske bilselerdi

42- Allah, onlarin kendisini birakipta hangi seye yalvardiklarini süphesiz ki bilir O mutlak güç ve hikmet sahibidir

43- Iste biz bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onlari ancak bilenler düsünüp anlayabilir

44- Allah gökleri ve yeri hak olarak yaratti Süphesiz bunda, iman edenler için bir nisane bulunmaktadir

45- Sana vahyedilen Kitabi oku ve namazi kil Muhakkak ki namaz hayasizliktan ve kötülükten alikoyar Allah'i anmak elbette en büyük ibadettir Allah yaptiklarinizi bilir

46- Içlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak, en güzel yoldan

mücadele edin ve deyin ki: "Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik Bizim ilâhimiz da, sizin ilâhiniz da birdir ve biz O'na teslim olmusuzdur"

47- (Resulüm!) Iste sana (önceki kitaplari tasdik eden) bu kitabi indirdik Onun için, kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar Sunlardan da ona iman eden nice kimseler vardir Ayetlerimizi ancak kâfirler bile bile inkâr eder

48- Sen bundan önce, ne bir yazi okur, ne de elinle onu yazardin Öyle olsaydi, batila uyanlar kusku duyarlardi

49- Hayir, o (Kur'ân), kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçik âyetlerdir Ayetlerimizi ancak ve ancak zalimler bile bile inkâr eder

50- "Ona Rabbinden (baskaca) mucize indirilmeli degil miydi?" derler Cevaben de ki: "Mucizeler ancak Allah'in katindadir Ben ise sadece apaçik bir uyariciyim"

51- Sana indirdigimiz ve onlara okunmakta olan kitap, kendilerine yetmedi mi? Bunda iman edecek bir kavim için elbette bir rahmet ve ögüt vardir

51- Sana indirdigimiz ve onlara okunmakta olan kitap, kendilerine yetmedi mi? Bunda iman edecek bir kavim için elbette bir rahmet ve ögüt vardir

52- De ki: Benimle sizin aranizda sahit olarak Allah yeter O, göklerde ve yerde ne varsa bilir Batila inanip inkâr edenler var ya, iste ziyana ugrayacaklar onlardir

53- Senden azabi çarçabuk (getirmeni) istiyorlar Eger önceden tayin edilmis bir vade olmasaydi, azab elbette onlara gelip çatmisti Fakat yine de, hiç farkina varmadiklari bir sirada o kendilerine mutlaka gelecektir

54- (Evet) senden azabi çarçabuk (getirmeni) istiyorlar Halbuki cehennem, hiç süpheleri olmasin, kâfirleri kusatacaktir

55- O günde azap, onlari hem üstlerinden, hem ayaklarinin altindan saracak ve Allah (onlara), "Yaptiklarinizin cezasini tadin!" diyecektir

56- Ey iman eden kullarim! Süphesiz benim yarattigim yeryüzü genistir O halde yalniz bana kulluk edin

57- Her can ölümü tadacaktir Sonunda bize döndürüleceksiniz

58- Iman edip güzel isler yapanlari, (evet) muhakkak ki onlari, altlarindan irmaklar akan ve içinde ebedî kalacaklari cennet kösklerine yerlestirecegiz (Böyle iyi) isler yapanlarin mükafati ne güzeldir!

59- Ki onlar, sabretmis olup yalniz Rablerine güvenip dayanmaktadirlar

60- Nice hayvanlar var ki, rizkini (biriktirip yaninda) tasimiyor Çünkü onlarin da, sizin de rizkinizi Allah veriyor O, her seyi isitir ve bilir

61- Andolsun ki onlara, "Gökleri ve yeri yaratan, günesi ve ayi buyrugu altinda tutan kimdir?" diye sorsan "Allah" derler O halde nasil (haktan) çevrilip döndürülüyorlar?

62- Allah, kullarindan diledigine rizki bol bol verir, diledigine de kisar Süphesiz Allah, her seyi hakkiyla bilendir

63- Andolsun ki onlara, "Gökten su indirip, onunla ölümünün ardindan

yeryüzünü canlandiran kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "Allah " derler De ki: (Öyleyse) hamd de Allah'a mahsustur Fakat çoklari akillarini kullanmazlar

64- Bu dünya hayati sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir Ahiret yurduna gelince, iste asil hayat odur Keske bilmis olsalardi

65- Baksana, gemiye bindikleri zaman, dini yalniz O'na has kilarak (ihlasla) Allah'a yalvarirlar Fakat onlari salimen karaya çikarinca, bir bakarsin ki, (Allah'a) ortak kosmaktadirlar

66- Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler ve safâ sürsünler bakalim! Ama yakinda bilecekler

67- Çevrelerinde insanlar kapilip götürülürken (öldürülürken, ya da esir edilirken), bizim (Mekke'yi) güven içinde kudsî bir yer yaptigimizi görmediler mi? Hâlâ batila inanip Allah'in nimetine nankörlük mü ediyorlar?

68- Allah'a karsi yalan uyduran, yahut kendisine hak gelmisken onu yalan sayandan daha zalim kimdir? Cehennemde kâfirlere yer mi yok?

69- Ama bizim yolumuzda cihad edenleri, elbette kendi yollarimiza eristirecegiz Hiç süphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




ARAF


Bismillahirrahmanirrahim

1- Elif, lâm, mîm, sâd

2- (Bu,) sana indirilen bir Kitab'tir Onunla (insanlari) uyarman ve inananlara ögüt (vermen) hususunda gögsünde bir sikinti olmasin

3- (Ey insanlar) Rabbinizden, size indirilene uyun ve O'ndan baska dostlara uymayin Ne kadar da az ögüt aliyorsunuz!

4- Nice kentler helak ettik Gece yatarlarken, yahut gündüz uyurlarken, azabimiz onlara geliverdi

5- Azabimiz onlara geldiginde "Biz gerçekten zalimlermisiz!" demelerinden baska yalvarislari kalmadi

6- Kendilerine elçi gönderilmis olanlara da soracagiz, gönderilen elçilere de soracagiz

7- Ve elbette onlara, olan-biten herseyi bir bilgi ile anlatacagiz; çünkü biz onlardan uzak degiliz

8- O gün (amelleri tartacak) terazi haktir Kimin (sevap) tartilari agir gelirse, iste onlar kurtulanlardir

9- Kimin (sevap) tartilari hafif gelirse, iste onlar da âyetlerimize haksizlik etmelerinden ötürü kendilerini ziyana sokanlardir

10- Dogrusu Biz sizi yeryüzünde, yerlestirdik, orada size geçimlikler verdik; ne kadar da az sükrediyorsunuz!

11- Sizi yarattik, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere: "Âdem'e secde edin" dedik; hepsi secde ettiler, yalniz Iblis, secde edenlerden olmadi

12- (Allah) buyurdu: "Sana emrettigim zaman, seni secde etmekten alikoyan nedir?" (Iblis): "Ben, dedi, ondan hayirliyim; beni atesten yarattin, onu çamurdan yarattin"

13- (Allah) buyurdu: "Öyleyse oradan in, orada büyüklük taslamak senin haddin degildir Çik, çünkü sen asagiliklardansin"

14- (Iblis) dedi: (Bari) bana (insanlarin) tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver"

15- (Allah) buyurdu: "Haydi sen süre verilmislerdensin"

16- "Öyleyse, dedi, beni azdirmana karsilik, and içerim ki, ben de onlar(i saptirmak) için senin dogru yolunun üstüne oturacagim"

17- "Sonra (onlarin) önlerinden arkalarindan, saglarindan sollarindan onlara sokulacagim ve sen, çoklarini sükredenlerden, bulmayacaksin"

18- (Allah) buyurdu: "Haydi, sen, yerilmis ve kovulmus olarak oradan çik And olsun ki,onlardan sana kim uyarsa, (bilin ki) sizin hepinizden (derleyip) cehennemi dolduracagim"

19- (Sonra Allah, Âdem'e hitab etti): "Ey Âdem! Sen ve esin cennette durun, dilediginiz yerden yeyin; fakat su agaca yaklasmayin, yoksa zalimlerden olursunuz"

20- Derken onlarin, kendilerinden gizli kalan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fisildadi: "Rabbiniz, baska bir sebepten dolayi degil, sirf ikiniz de birer melek ya da ebedî kalicilardan olursunuz diye sizi su agaçtan men etti" dedi

21- Ve onlara: "Elbette ben size ögüt verenlerdenim" diye de yemin etti

22- Böylece onlari aldatarak asagi sarkitti (önceki mevkilerinden indirdi) Agaci(n meyvesini) tadinca, çirkin yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarini üst üste yamayip üzerlerini örtmege basladilar Rableri onlara seslendi: "Ben sizi o agaçtan men etmedim mi ve seytan size apaçik düsmandir, demedim mi?"

23- Dediler ki: "Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eger bizi bagislamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana ugrayacaklardan oluruz!"

24- (Allah) buyurdu: "Birbirinize düsman olarak inin, sizin yeryüzünde bir süreye kadar kalip geçinmeniz gerekmektedir"

25- "Orada yasayacaksiniz, orada öleceksiniz ve yine oradan (dirilip) çikarilacaksiniz!" dedi

26- Ey Âdemogullari, size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik Hayirli olan, takva elbisesidir Iste bu(nlar), Allah'in âyetlerindendir, belki düsünüp ögüt alirlar

27- Ey Âdemogullari Seytan, ana babanizi, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çikardigi gibi, sizi de (sasirtip) bir belaya düsürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onlari göremeyeceginiz yerden sizi görürler Biz, seytanlari, inanmayanlarin dostu yaptik

28- Onlar bir kötülük yaptiklari zaman: "Babalarimizi bu yolda bulduk, bunu bize Allah emretti" derler De ki: "Allah kötülügü emretmez Allah'a karsi bilmediginiz seyleri mi söylüyorsunuz?"

29- De ki: "Rabbim bana adaleti emretti Her mescidde yüzünüzü O'na dogrultun ve dini yalniz kendisine has kilarak O'na yalvarin Ilkin sizi yarattigi gibi yine O'na döneceksiniz"

30- (O) bir toplulugu dogru yola iletti, bir topluluga da sapiklik hak oldu Çünkü onlar, seytanlari Allah'tan baska dostlar tuttular ve kendilerinin de dogru yolda olduklarini saniyorlar

31- Ey Âdemogullari! Her mescide gidisinizde güzel giysilerinizi giyin ve yiyin, için, fakat israf etmeyin, Çünkü Allah israf edenleri sevmez

32- De ki: "Allah'in kullari için çikardigi zinetleri ve tertemiz riziklari kim haram kilmis?" De ki: "Bunlar, bu dünya hayatinda inananlar içindir, kiyamet gününde de yalniz onlara mahsustur" Iste böylece biz âyetleri bilen bir topluluga uzun uzun açikliyoruz

33- De ki: "Rabbim, sadece fuhsiyati, onun açik ve gizli olanini, günahlari, haksiz yere isyani, haklarinda hiç bir delil indirmedigi seyleri Allah'a ortak kosmanizi ve Allah hakkinda bilmediginiz seyleri söylemenizi yasaklamistir"

34- Her ümmetin bir eceli vardir O ecel geldiginde, ne bir ân erteleyebilirler, ne de öne alabilirler

35- Ey Âdemogullari! Size içinizden peygamberler gelip âyetlerimi anlattiklarinda, kim Allah'tan korkar ve kendini düzeltirse, iste onlar için korku yoktur Onlar üzülmeyeceklerdir de

36- Kim de âyetlerimizi yalanlar ve onlara karsi büyüklük taslarsa, iste onlar cehennemliktirler ve orada ebedî olarak kalacaklardir

37- Allah'a karsi yalan uyduran yahut âyetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Onlara Kitap'tan nasipleri erisir Canlarini alacak elçilerimiz gelince onlara: "Allah'tan baska taptiklariniz nerede?" derler Onlar: "O taptiklarimiz bizden sapip ayrildilar" derler Böylece kendilerinin kâfir olduklarina bizzat sahitlik ederler

38- Allah onlara: "Sizden önce geçmis cin ve insan topluluklariyla beraber cehennem atesine girin!" der Cehenneme giren her ümmet kendi din kardesine lanet eder Nihayet hepsi oraya toplandiginda, sonrakiler öncekiler hakkinda derler ki: "Rabbimiz ! Iste sunlar bizi dogru yoldan saptirdi Onlara cehennem atesinden kat kat azab ver" Allah der ki: "Herkesin azabi kat kattir, fakat siz bilemezsiniz"

39- Öncekiler de sonrakilere derler ki: "Sizin bizden bir üstünlügünüz yoktur O halde yaptiklarinizdan dolayi azabi tadin"

40- Bizim âyetlerimizi yalanlayan ve onlara inanmaya tenezzül etmeyenler var ya, iste onlara gögün kapilari açilmayacak ve deve (veya halat) igne deliginden geçinceye kadar onlar cennete giremeyeceklerdir Iste suçlulari böyle cezalandiririz

41- Onlara cehennemde atesten bir yatak, üstlerine de (atesten) örtüler vardir Biz zalimleri iste böyle cezalandiririz

42- Iman edenler ve iyi amellerde bulunanlar -ki biz hiç kimseye gücünün üstünde bir sey teklif etmeyiz iste onlar cennet ehlidir ve orada ebedî olarak kalacaklardir

43- Orada kalblerinde bulunan kini çikarip atariz Onlarin altlarindan irmaklar akar "Bizi buna erdiren Allah'a hamdolsun Eger Allah bizi dogru yola sevk etmeseydi biz dogru yola erisemezdik Süphesiz Rabbimizin peygamberleri bize gerçegi getirmisler" derler Onlara söyle seslenilir: "Iste size cennet! Yaptiklariniza karsilik buna varis oldunuz"

44- Cennet ehli, cehennem ehline: "Rabbimizin bize vaad ettigini gerçek bulduk Siz de Rabbinizin size vaad ettigini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler Onlar da "evet" derler Bunun üzerine aralarinda bir çagirici söyle seslenir: "Allah'in laneti zalimler üzerine olsun!

45- Onlar, Allah'in yolundan men ederler ve onu egriltmek isterler, ahireti de inkâr ederlerdi"

46- Cennetliklerle cehennemlikler arasinda bir perde vardir A'raf üzerinde de, her iki taraftakileri simalarindan taniyan kisiler vardir Bunlar cennetliklere: "selâm olsun size" diye seslenirler Bunlar henüz cennete girmemis, fakat girmeyi arzu eden kimselerdir

47- Gözleri cehennemlikler tarafina çevrilince de :"Rabbimiz! Bizi zalim toplulukla beraber eyleme!" derler

48- A'raftakiler yüzlerinden tanidiklari kisilere seslenerek söyle derler: "Ne toplulugunuz, ne de büyüklük taslamaniz, size hiç bir yarar saglamadi"

49- "Allah onlari hiç bir rahmete erdirmiyecek, diye yemin ettiginiz kimseler bunlar miydi?" (Cennetliklere dönerek): "Girin cennete, artik size ne korku vardir, ne de siz üzüleceksiniz" derler

50- Cehennemdekiler, cennettekilere: "Bize biraz su akitin veya Allah'in size verdigi riziktan bize de verin" diye seslenirler Cennettekiler de: "Allah, bunlarin ikisini de kâfirlere haram kildi" derler

51- Onlar ki, dinlerini bir eglence ve oyun yerine koydular ve dünya hayati kendilerini aldatti Onlar, bugüne kavusacaklarini nasil unuttular ve âyetlerimizi nasil inkâr ettilerse, biz de bugün onlari öyle unuturuz

52- Gerçekten onlara, bilgiye göre açikladigimiz, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir Kitap getirdik

53- Ille onun te'vilini mi gözetiyorlar? Onun te'vili geldigi (verdigi haberler ortaya çiktigi) gün, önceden onu unutmus olanlar derler ki: "Dogrusu Rabbimizin elçileri gerçegi getirmis Simdi bizim sefaatçilerimiz var mi ki bize sefaat etsinler, yahut tekrar geri döndürülmemiz mümkün mü ki eski yaptiklarimizdan baskasini yapalim?" Onlar, kendilerini zarara soktular ve uydurduklari seyler kendilerinden sapti, kaybolup gitti

54- Süphesiz Rabbiniz Allah, gökleri ve yeri alti günde yaratti, sonra Ars üzerine hükümran oldu O, geceyi durmadan onu kovalayan gündüze bürüyüp örter; günes, ay ve yildizlar emrine âmâdedir Iyi biliniz ki yaratma ve emir O'nundur Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir

55- Rabbinize yalvara yalvara ve gizlice dua edin Çünkü O, haddi asanlari sevmez

56- Düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayin O'na, korkarak ve rahmetini umarak dua edin Muhakkak ki Allah'in rahmeti, iyilik edenlere yakindir

57- Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarlari gönderen O'dur O rüzgarlar, yagmur yüklü bulutlari yüklenince, onu kurak bir memlekete gönderir, sonra onunla yagmur yagdirir ve onunla her çesit ürünü yetistiririz Iste Biz, ölüleri de böyle diriltiriz Gerekir ki düsünür, ibret alirsiniz

58- Güzel memleketin bitkisi, Rabbinin izniyle çikar; kötü olandan ise yararsiz bitkiden baska bir sey çikmaz Iste biz, sükreden bir toplum için âyetleri böyle açiklariz

59- Andolsun ki Nûh'u elçi olarak kavmine gönderdik de dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin sizin O'ndan baska bir ilâhiniz yoktur Dogrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabindan korkuyorum"

60- Kavminden ileri gelenler dediler ki: "Biz seni apaçik bir sapiklik içinde görüyoruz"

61- (Nûh) dedi ki: "Ey kavmim! Bende herhangi bir sapiklik yok, ben âlemlerin Rabbi tarafindan gönderilmis bir elçiyim"

62- "Size Rabbimin gönderdigi gerçekleri duyuruyorum, size ögüt veriyorum ve Allah tarafindan, sizin bilmediginiz seyleri biliyorum"

63- (Allah'in azabindan) sakinip da rahmete nail olmaniz için, içinizden sizi uyaracak bir adam vasitasiyla size bir zikir(kitap) gelmesine sastiniz mi?"

64- O'nu yalanladilar, biz de O'nu ve O'nunla beraber gemide bulunanlari kurtardik, âyetlerimizi yalanlayanlari bogduk! Çünkü onlar, kalb gözleri körlesmis bir kavim idiler

65- Âd (kavmin)e de kardesleri Hûd'u (gönderdik): "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan baska bir ilâhiniz yoktur (O'na karsi gelmekten) sakinmaz misiniz?" dedi

66- Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: "Biz seni bir çilginlik içinde görüyoruz, ve gerçekten seni yalancilardan saniyoruz"

67- (Hûd), "Ey kavmim! Bende çilginlik yok, ben âlemlerin Rabbi tarafindan gönderilmis bir elçiyim" dedi

68- "Size Rabbimin gönderdigi gerçekleri teblig ediyorum ve ben sizin için güvenilir bir ögütçüyüm"

69- "Sizi uyarmasi için içinizden bir adam araciligi ile, size bir zikir gelmesine sastiniz mi? Düsünün ki (Allah) sizi, Nûh kavminden sonra, onlarin yerine hâkimler yapti ve yaratilista sizi onlardan üstün kildi Allah'in nimetlerini hatirlayin ki, kurtulusa eresiniz"

70- Dediler ki: "Ya, demek sen tek Allah'a kulluk edelim ve atalarimizin taptiklarini birakalim diye mi (bize) geldin? Eger dogrulardan isen bizi tehdit ettigin (o azabi) bize getir!"

71- (Hûd) dedi ki: "Artik size Rabbinizden bir azap ve bir hisim inmistir Haklarinda Allah'in hiç bir delil indirmedigi, sadece sizin ve atalarinizin taktigi kuru isimler hususunda benimle tartisiyor musunuz? Bekleyin öyleyse, süphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!

72- Onu ve onunla beraber olanlari rahmetimizle kurtardik ve âyetlerimizi yalanlayip da iman etmeyenlerin kökünü kestik

73- Semûd kavmine de kardesleri Sâlih'i (gönderdik): "Ey kavmim dedi, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan baska bir ilâhiniz yoktur Size Rabbinizden açik bir delil geldi Iste su, Allah'in devesi, size bir mucizedir; birakin onu Allah'in yeryüzünde yesin (içsin), sakin ona bir kötülük etmeyin, yoksa sizi aci bir azap yakalar"

74- Düsünün ki (Allah) Âd'dan sonra sizi hükümdarlar kildi Ve yer yüzünde sizi yerlestirdi: O'nun düzlüklerinde saraylar yapiyorsunuz, daglarinda evler yontuyorsunuz

Artik Allah'in nimetlerini hatirlayin da yeryüzünde fesatçilar olarak karisiklik çikarmayin

75- Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler, içlerinden zayif görünen müminlere: "Siz, dediler, Sâlih'in, gerçekten Rabbi tarafindan gönderildigini biliyor musunuz?" (Onlar da): "(Evet), dogrusu biz onunla gönderilene inananlariz!" dediler

76- Büyüklük taslayanlar: "Biz, sizin inandiginizi inkâr edenleriz!" dediler

77- Derken disi deveyi bogazladilar ve Rablerinin buyrugundan disari çiktilar; "Ey Sâlih, eger hakikaten elçilerdensen, bizi tehdit ettigin (o azabi) bize getir! "dediler

78- Bunun üzerine hemen onlari, o sarsinti yakaladi, yurtlarinda diz üstü çökekaldilar

79- Sâlih de o zaman onlardan yüz çevirdi ve söyle dedi: "Ey kavmim! And olsun ki ben size Rabbimin elçiligini teblig ettim ve size ögüt verdim, fakat siz ögüt verenleri sevmiyorsunuz"

80- Lût'u da (peygamber olarak) gönderdik Kavmine dedi ki: "Sizden önce âlemlerden hiç birinin yapmadigi fuhusu mu yapiyor sunuz?

81- Çünkü siz kadinlari birakip da sehvetle erkeklere gidiyorsunuz Belki de siz haddi asan bir kavimsiniz

82- Kavminin cevabi: "Onlari (Lût'u ve taraftarlarini) kentinizden çikarin, çünkü onlar, fazla temizlenen insanlarmis! "demelerinden baska bir sey olmadi

83- Biz de onu ve ailesini kurtardik, yalniz karisi(ni kurtarmadik) çünkü o, geride kalanlardan oldu

84- Ve üzerlerine bir (azab) yagmuru yagdirdik Bak ki günahkârlarin sonu nasil oldu!

85- Medyen'e de kardesleri Suayb'i (gönderdik): "Ey kavmim, dedi, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan baska bir ilâhiniz yoktur Size Rabbinizden açik bir delil geldi: Ölçüyü ve tartiyi tam yapin, insanlarin esyalarini eksik vermeyin, düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayin; eger inanan (insan)lar iseniz, böylesi sizin için daha iyidir!"

86- Tehdit ederek, inananlari Allah yolundan alikoyarak ve o yolun egriligini arayarak öyle her yolun basinda oturmayin Düsünün ki siz az idiniz de O sizi çogaltti Bakin ki bozguncularin sonu nasil olmustur

87- Eger içinizden bir grup benimle gönderilene inanir, bir grup da inanmazsa, Allah aramizda hükmedinceye kadar sabredin O, hüküm verenlerin en hayirlisidir

88- Kavminden ileri gelen kibirliler dediler ki: "Ey Su'ayb! Ya mutlaka seni ve seninle beraber inananlari kentimizden çikaririz, ya da dinimize dönersiniz!" Dedi ki; "Istemesek de mi (bizi yurdumuzdan çikaracak veya dinimizden döndüreceksiniz?)"

89- (Andolsun ki), Allah bizi ondan (kâfirlikten) kurtardiktan sonra tekrar sizin dininize dönersek, Allah'a karsi iftira etmis oluruz Rabbimiz Allah'in dilemesi hali müstesna geri dönmemiz bizim için olacak sey degildir Rabbimizin ilmi her seyi kusatmistir Biz sadece Allah'a dayaniriz Ey Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasinda adaletle hükmet Çünkü sen hükmedenlerin en hayirlisisin

90- Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: "Eger Su'ayb'a uyarsaniz o takdirde siz mutlaka ziyana ugrarsiniz"

91- Derken o (müthis) sarsinti onlari yakalayiverdi, yurtlarinda diz üstü çökekaldilar

92- Su'ayb'i yalanlayanlar, sanki yurtlarinda hiç senlik tutmamis gibi oldular Su'ayb'i yalanlayanlar var ya iste ziyana ugrayanlar, onlar oldular

93- (Su'ayb) onlardan öteye döndü de: "Ey kavmim! dedi, ben size Rabbimin gönderdigi gerçekleri duyurdum ve size ögüt verdim, artik kâfir bir kavme nasil acirim?"

94- Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek, onun halkini -yalvarip yakarsinlar diye mutlaka yoksulluk ve darlikla sikmisizdir

95- Sonra kötülügü degistirip yerine iyilik (bolluk) getirdik, nihayet çogaldilar ve: "Atalarimiza da böyle darlik ve sevinç dokunmustu" dediler ve hemen onlari, hiç farkinda olmadiklari bir sirada ansizin yakaladik

96- (O) ülkelerin halki inanip (Allah'in azabindan) korunsalardi, elbette üzerlerine gökten ve yerden bolluklar açardik; fakat yalanladilar, biz de onlari kazandiklariyla yakaladik

97- Acaba o ülkelerin halki, geceleyin uyurlarken kendilerine azabimizin gelmeyeceginden emin mi idiler?

98- Yoksa o ülkelerin halki, kusluk vakti eglenirlerken onlara azabimizin gelmeyeceginden emin mi idiler?

99- Allah'in tuzagindan (kurtulacaklarina) emin mi oldular? Ziyana ugrayan topluluktan baskasi, Allah'in tuzagindan emin olmaz

100- Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlara hâlâ su gerçek belli olmadi mi ki: Eger biz dileseydik onlari da günahlarindan dolayi musibetlere ugratirdik! Biz onlarin kalplerini mrleriz de onlar (gerçekleri) isitmezler

101- Iste o ülkeler ki, sana onlarin haberlerinden bir kismini anlatiyoruz Andolsun ki, peygamberleri onlara apaçik deliller (mucizeler) getirmislerdi Fakat önceden yalanladiklari gerçeklere iman edecek degillerdi Iste o kâfirlerin kalplerini Allah böyle mrler

102- Onlarin çogunda, sözde durma (diye bir sey) bulamadik Gerçek su ki, onlarin çogunu yoldan çikmis bulduk

103- Sonra onlarin arkasindan Musa'yi mucizelerimizle Firavun'a ve topluluguna gönderdik Tuttular o mucizeleri inkâr ettiler Ettiler de bak, o bozguncularin âkibetleri nasil oldu!

104- Musa: "Ey Firavun! Bil ki ben âlemlerin Rabbi tarafindan gönderilmis bir peygamberim" dedi

105- Allah'a karsi ilk görevim, hak olandan baska bir sey söylemememdir Gerçekten ben size Rabbinizden bir mucize getirdim, artik Israilogullarini benimle gönder

106- Firavun: "Eger bir mucize getirdiysen ve eger dogru söyleyenlerden isen onu göster" dedi

107- Bunun üzerine Musa, asâsini yere birakiverdi, o da birdenbire kocaman bir ejderha kesiliverdi

108- Ve Musa elini koynundan çikariverdi, eli bembeyaz olmus, bakanlarin gözünü kamastiriyordu

109- Firavun'un kavminden ileri gelenler, "Muhakkak bu çok bilgili bir sihirbazdir" dediler

110- O, sizi yurdunuzdan çikarmak istiyor (Firavun): "O halde siz ne diyorsunuz?" dedi

111- Onlar da "onu ve kardesini beklet, sehirlere de toplayicilar gönder" dediler

112- "Bütün bilgiç sihirbazlari sana getirsinler"

113- O sihirbazlar Firavun'a geldiler: "Galip gelirsek bize muhakkak mükâfat var degil mi?" dediler

114- "Evet" dedi (Firavun), "Üstelik o zaman benim yakinlarimdan olacaksiniz"

115- Sihirbazlar, Musa'ya: "Ey Musa! Önce sen mi hünerini ortaya koyacaksin, yoksa biz mi?" dediler

116- Musa, "Siz atin" dedi Atacaklarini atinca herkesin gözünü büyülediler ve onlari dehsete düsürdüler Dogrusu büyük bir sihir gösterdiler

117- Biz de Musa'ya "Sen de asâni birakiver" diye vahyettik Birdenbire asâ, onlarin bütün uydurduklarini yakalayip yutuverdi

118- Artik hakikat ortaya çikmis ve onlarin bütün yaptiklari bosa gitmisti

119- Orada maglup olmus ve küçük düsmüslerdi

120- Sihirbazlar hep birden secdeye kapandilar

121- "Âlemlerin Rabbine iman ettik" dediler

122- "Musa'nin ve Harun'un Rabbine"

123- Firavun: "Ben size izin vermeden iman ettiniz ha!" dedi "Süphesiz bu bir hiledir, siz bunu sehirde kurmussunuz, yerli halki oradan çikarmak istiyorsunuz, sonra anlayacaksiniz!"

124- "Ellerinizi ve ayaklarinizi çaprazlama kestirecegim, sonra da bilin ki, sizi astiracagim"

125- Onlar da: "Süphesiz o takdirde biz Rabbimize dönecegiz" dediler

126- "Senin bize kizman da sirf Rabbimizin âyetleri gelince onlara iman etmemizden dolayidir Ey Rabbimiz! Üzerimize sabir yagdir ve canimizi müslüman olarak al" derler

127- Firavun kavminin ileri gelenleri dediler ki: "Seni ve ilâhlarini terketsinler de yeryüzünde fesat çikarsinlar diye mi Musa'yi ve kavmini serbest birakacaksin?" Firavun da dedi ki: "Onlarin ogullarini öldürecegiz, kizlarini sag birakacagiz ve onlar üzerinde kahredici bir üstünlüge sahibiz"

128- Musa, kavmine dedi ki: "Allah'in yardimini ve lütfunu isteyin ve sabir gösterin Süphesiz ki yeryüzü Allah'indir Kullarindan diledigini ona mirasçi kilar Sonunda kurtulus müttakilerindir"

129- Kavmi de dediler ki: "Sen bize gelmeden önce de eziyet gördük, sen geldikten sonra da" Musa dedi ki: "Umulur ki, Rabbiniz düsmanlarinizi helak edip de sizi yeryüzünde halife kilacaktir ve sizin nasil isler yaptiginiza bakacaktir"

130- Gerçekten biz, Firavun sülâlesini, senelerce kitlik ve gelir noksanligi içinde tutup kivrandirdik ki, düsünüp ibret alsinlar

131- Fakat kendilerine iyilik geldigi zaman, iste bu bizim hakkimizdir, dediler, baslarina bir kötülük gelince de, iste bu Musa ile yanindakilerin ugursuzlugu yüzünden, dediler Iyi bilin ki, onlarin ugursuzlugu Allah katindandir Lâkin çogu bunu bilmezler

132- "Ve sen büyülemek için her ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak degiliz," dediler

133- Biz de kudretimizin ayri ayri alâmetleri olmak üzere baslarina tufan, çekirge, hasereler, kurbagalar ve kan gönderdik, yine inad edip direndiler ve çok mücrim (suçlu) bir kavim oldular

134- Ne zaman ki, azap üzerlerine çöktü, dediler ki, "Ey Musa! Bizim için Rabbine dua et, sana olan ahdi hürmetine eger bizden bu azabi kaldirir uzaklastirirsan, yemin olsun ki, sana kesinlikle iman edecegiz Ve Israilogullarini seninle birlikte gönderecegiz"

135- Ne zaman ki, belli bir süreye kadar onlardan azabi kaldirdik, derhal yeminlerini bozdular

136- Biz de, âyetlerimizi inkâr ettikleri ve onlara kulak vermedikleri için kendilerinden intikam aldik da hepsini denizde bogduk

137- Ve o hirpalanip ezilmekte olan kavmi de yeryüzünün, bereketle donattigimiz dogusuna ve batisina mirasçi yaptik Ve böylece Rabbinin, Israilogullarina olan o güzel vaadi, sabirlari yüzünden gerçeklesti Biz de Firavun ile kavminin yapageldikleri sanat eserlerini ve diktikleri binalari yerle bir ettik

138- Ve Israilogullarinin denizden geçmelerini sagladik? Derken bir kavme vardilar ki, onlar, kendilerine mahsus bir takim putlara tapiyorlardi Dediler ki; Ey Musa! Onlarin tanrilari gibi, sen de bize bir tanri yap! Musa da onlara dedi ki: Siz gerçekten cahillik eden bir kavimsiniz

139- Çünkü o gördüklerinizin içinde bulunduklari din, yok olmaya mahkûmdur ve bütün yaptiklari batildir

140- Sizi âlemlere üstün kilan Allah oldugu halde, ben size O'ndan baska ilâh mi arayayim! dedi

141- Hani sizi, Firavun sülâlesinin elinden kurtardigimiz zaman, hatirlasaniza, size azabin kötüsünü yapiyorlardi; ogullarinizi öldürüyorlar, kizlarinizi sag birakiyorlardi Bunda sizin için Rabbiniz tarafindan büyük imtihan vardi

142- Ve Musa'ya otuz geceye vaat verdik ve süreye bir on gece daha ekledik ve böylece Rabbinin mikati (tayin ettigi vakit) tam kirk gece oldu Musa, kardesi Harun'a söyle dedi: Kavmim içinde benim yerime geç, islaha çalis ve bozguncularin yolundan gitme!

143- Ne zaman ki, Musa, mikatimiza geldi, Rabbi ona kelâmiyla ihsanda bulundu "Ey Rabbim, göster bana kendini de bakayim sana" dedi Rabbi ona buyurdu ki; "Beni katiyyen göremezsin ve lâkin daga bak, eger o yerinde durabilirse, sonra sen de beni göreceksin" Daha sonra Rabbi

daga tecelli edince onu yerle bir ediverdi, Musa da baygin düstü Ayilip kendine gelince, "Sen sübhansin", "tevbe ettim, sana döndüm ve ben inananlarin ilkiyim," dedi

144- Allah buyurdu: Ey Musa! Sana verdigim peygamberlikle ve kelâmimla seni insanlar üzerine seçkin kildim Sana verdigime siki saril ve sükredenlerden ol!

145- Ve onun için o levhalarda her seyden yazdik, nasihat ve hükümlerin ayrintilarina ait herseyi (belirttik) Haydi bunlara siki saril, kavmine de emret, onlar da en güzeline sarilsinlar Size yakinda o fasiklarin yurdunu gösterecegim

146- Yeryüzünde haksiz yere büyüklük taslayanlari, âyetlerimizi anlamaktan uzak tutacagim Onlar ki, bütün âyetlerimizi görseler de onlara iman etmezler Dogru yolu görseler de o yolu tutup gitmezler Eger sapiklik yolunu görürlerse tutar onu izlerler Çünkü onlar âyetlerimizi inkâr etmeyi âdet edinmisler ve onlardan hep gafil olagelmislerdir

147- Âyetlerimizi ve ahiretteki karsilasmayi inkâr edenlerin amelleri hepten bosa gitmistir Çekecekleri ceza kendi yaptiklarindan baskasi mi olacaktir?

148- Musa'nin arkasindan kavmi, tutmus süs takilarindan bögüren bir

buzagi heykeli edinmislerdi O buzaginin kendilerine bir söz söylemedigini ve bir yol gösteremedigini görmemisler miydi? Fakat yine de onu tanri edindiler ve zalimlerden oldular

149- Ne zaman ki, ellerine kiragi düsürüldü (yaptiklarina pisman oldular), o zaman sapitmis olduklarini gördüler "Yemin olsun ki; eger Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bagislamazsa, muhakkak biz kötü akibete düsenlerden olacagiz" dediler

150- Musa, öfkeli ve üzüntülü olarak kavmine döndügünde söyle dedi: "Bana arkamdan ne kötü bir halef oldunuz! Rabbinizin emriyle dönüsümü beklemeden acele mi ettiniz?" Elindeki levhalari birakti ve kardesi Harun'u basindan tutarak kendine dogru çekmeye basladi Harun, "Ey anamin oglu!" dedi, "inan ki, bu kavim beni güçsüz buldu, az daha beni öldürüyorlardi, sen de bana böyle yaparak düsmanlari sevindirme ve beni bu zalim kavimle bir tutma"

151- Musa dedi ki: "Ey Rabbim! Beni ve kardesimi bagisla! Bizi rahmetinin içine al Sen merhametlilerin en merhametlisisin"

152- Süphesiz o buzagiyi tanri edinenlere Rablerinden bir gazap, dünya hayatinda iken de bir zillet erisecektir Iste biz, iftiracilari böyle cezalandiririz

153- O kötü amelleri isleyip de sonra arkasindan tevbe ve iman edenler için hiç süphe yok ki, Rabbin bundan sonra yine de affedici ve merhamet edicidir

154- Musa'nin öfkesi geçince levhalari aldi Onlardaki yazida, ancak Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve rahmet vardi

155- Bir de Musa, mîkatimiz için (tayin ettigimiz vakitte tevbe için) kavminden yetmis erkek seçti Ne zaman ki, bunlari o sarsinti yakaladi, iste o zaman Musa: "Rabbim! dedi, dileseydin

bunlari da, beni de daha önce helâk ederdin Simdi bizi, içimizdeki o beyinsizlerin yaptiklari yüzünden helâk mi edeceksin? O is de senin imtihanindan baska bir sey degildi Sen bu imtihanla diledigini sapiklikta birakir, diledigini de hidayete erdirirsin Bizim velimiz sensin Artik bizi bagisla, merhamet et, sen bagislayanlarin en hayirlisisin"

156- "Ve bize hem bu dünyada bir iyilik yaz, hem de ahirette Biz gerçekten de tevbe edip senin hidayetine döndük" Buyurdu ki, azabim var, onu diledigime isabet ettiririm, rahmetim de vardir , o ise her seyi kaplamis ve kusatmistir Onu da özellikle korunanlara, zekatini verenlere ve âyetlerimize inananlara mahsus kilacagim

157- Onlar ki, o ümmî peygambere uyarlar, yanlarindaki Tevrat ve Incil'de yazilmis bulacaklari o peygambere uyup, onun izinden giderler ki, o, onlara iyiyi emreder ve onlari kötülüklerden alikoyar, temiz ve hos seyleri kendilerine helâl kilar, murdar ve kötü seyleri de üzerlerine haram kilar, sirtlarindan agir yükleri indirir, üzerlerindeki baglari ve zincirleri kirar atar, iste o vakit ona iman eden, ona kuvvetle saygi gösteren, ona yardimci olan ve onun peygamberligi ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, iste asil murada eren kurtulmuslar onlardir

158- De ki; ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah'in resulüyüm O Allah ki, göklerin ve yerin bütün mülkü O'nundur O'ndan baska hiçbir ilâh yoktur Öldüren de, dirilten de O'dur Bundan dolayi gelin, Allah'a ve resulüne iman edin Allah'a ve Allah'in bütün kelâmlarina iman etmis bulunan o ümmî peygambere, evet ona uyun ki, hidayete erebilesiniz

159- Musa'nin kavminden dogru yolu gösteren ve dogrulukla adalet yapan bir topluluk da vardi

160- Biz onlari oniki kabileye, o kadar ümmete ayirdik Ve kavmi kendisinden su istedigi zaman Musa'ya, elindeki asâ ile tasa vur, diye vahyettik, vurunca hemen o tastan oniki pinar akmaya basladi Halkin her biri su alacagi yeri iyice ögrendi Bulutu da üzerlerine gönderdik, gölgeledik Onlara kudret helvasi ve bildircin indirdik Size rizik olarak ihsan ettigimiz nimetlerin temizinden yiyiniz, dedik Onlar zulmü bize yapmadilar, lakin kendi kendilerine zulmediyorlardi

161- Ve o vakit onlara denilmisti ki; Su sehre yerlesin ve orada dilediginiz seylerden yiyin, "hitta" (günahlarimizi bagisla) deyin ve secde ederek kapisindan girin ki, suçlarinizi bagislayalim Iyilere nimetlerimizi daha da arttiracagiz

162- Içlerinden bir kisim zalimler, sözü degistirdiler, kendilerine söylenenden baska sekle soktular Zulmü aliskanlik haline getirdikleri için biz de üzerlerine gökten azap yagdirdik

163- Bir de onlara, o deniz kiyisindaki sehrin basina gelenleri sor O sirada onlar cumartesi yasagina riayet etmiyorlardi Cumartesi günü baliklar akin akin geliyorlardi, yasak olmadigi gün gelmiyorlardi Yoldan çikip sapiklik yaptiklari için biz de onlari iste böyle siniyorduk

164- Içlerinden bir topluluk, "Allah'in helâk edecegi, ya da çetin bir azapla cezalandiracagi bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz" dedigi vakit, o uyarida bulunanlar dediler ki; "Rabbiniz tarafindan mazur görülmemiz için, bir de belki günahlardan sakinirlar diye"

165- Onlar yapilan bunca nasihati unuttuklari zaman, o kötülükten sakindiranlari kurtardik, o zalimleri de fena hareketlerinden dolayi siddetli bir azaba ugrattik

166- Böylece onlar kibre kapilip yasak kilinan seylerden vazgeçmeyince, biz de onlara, hor ve zelil maymunlar olun, dedik

167- O Vakit Rabbin iste su ahdi ilan edip bildirdi ki: Kiyamet gününe kadar onlara en kötü muameleyi yapacak olan kimseleri baslarina gönderecektir Muhakkak ki, Rabbin hizla cezalandirandir ve yine muhakkak ki O, çok affedici, çok merhametlidir

168- Ve onlari yeryüzünde birçok ümmetlere ayirdik Içlerinde iyi olanlari da vardi, olmayanlari da Onlari biz, bazan nimetlerle, bazan da musibetlerle imtihana çektik Sonunda belki hakka dönerler diye

169- Derken kitabi (Tevrat'i) miras alan bozuk bir nesil bunlarin yerini aldi Bize nasil olsa magfiret edilecek diyerek, su alçak dünya malini aliyorlar, yine onun gibi bir mal ve rüsvet gelse onu da alirlar Allah'a karsi haktan baska bir sey söylemeyeceklerine dair kendilerinden o kitabin hükmü üzere misak alinmamis miydi? Ve onun içindekileri okuyup ögrenmemisler miydi? Oysa ahiret yurdu Allah'tan korkanlar için daha hayirlidir Hâlâ aklinizi basiniza almayacak misiniz?

170- Kitaba sarilanlara ve namazi kilmaya devam edenlere gelince, biz o iyilerin ecrini hiçbir zaman yitirmeyiz

171- Hani bir zamanlar biz o dagi gölgelik gibi tepelerine çekmistik de üzerlerine düsüyor zannettikleri bir sirada demistik ki; "size verdigimiz kitabi kuvvetle tutun ve içindekini hatirinizdan çikarmayin, umulur ki korunursunuz"

172- Bir de Rabbin, Âdemogullarindan, bellerindeki zürriyetlerini alip da onlari kendi nefislerine sahit tutarak: Ben sizin Rabbiniz degil miyim?" dedigi vakit, "pekâlâ Rabbimizsin, sahidiz" dediler (Bunu) kiyamet günü "Bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz diye (yapmistik)

173- Yahut, atalarimiz daha önce sirk kosmuslardi Biz onlardan sonra gelen bir nesil idik, simdi o batil yolu tutanlarin yaptiklari yüzünden bizi helâk mi edeceksin, demeyesiniz diye (yapmistik)

174- Ve iste biz, âyetleri böyle ayrintili olarak açikliyoruz ki, belki dönerler

175- Onlara, kendisine âyetlerimizi sundugumuz o adamin kissasini da anlat; âyetlerden siyrilip çikti, derken onu seytan arkasina takti, en sonunda da helak olanlardan oldu

176- Ve eger dileseydik onu o âyetlerle yüceltirdik, fakat o alçakliga saplandi kaldi ve kendi keyfinin ardina düstü Artik onun ibret verici hali o köpegin haline benzer ki, üzerine varsan da dilini uzatir solur, biraksan da solur Iste bu, âyetlerimizi inkâr eden kavmin misalidir Bu kissayi iyice anlat, belki biraz düsünürler

177- Âyetlerimizi inkâr edip, sirf kendilerine zulmeden o kavmin hali ne kadar kötüdür!

178- Allah kime hidayet ederse, o hidayete erer, kimi de dalalette birakirsa, iste onlar hüsrana ugrayanlarin ta kendileri olurlar

179- Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçogunu cehennem için yarattik Onlarin kalbleri vardir, fakat onunla gerçegi anlamazlar Gözleri vardir, fakat onlarla görmezler Kulaklari vardir, fakat onlarla isitmezler Iste bunlar hayvanlar gibidirler Hatta daha da asagidirlar Bunlar da gafillerin ta kendileridir

180- Oysa en güzel isimler Allah'indir Bundan dolayi Allah'a onlarla dua edin Onun isimlerinde sapiklik eden mülhidleri (inkârcilari) terkedin Onlar yakinda yaptiklarinin cezasini çekecekler

181- Yine bizim yarattigimiz insanlardan öyle bir ümmet var ki, onlar hakka yol gösterirler ve o hak ile adaleti yerine getirirler

182- Âyetlerimizi inkâr edenlere gelince, biz onlari, bilemiyecekleri yönlerden derece derece düsüse yuvarlayacagiz

183- Ayrica ben onlara mühlet de veririm Fakat benim tuzak kurup helâk edisim pek çetindir

184- Onlar arkadaslarinda herhangi bir cinnet bulunmadigini hiç düsünmediler mi? O, açik bir uyaricidan baska biri degildir

185- Allah'in göklerdeki ve yerdeki mülkiyet ve tasarrufuna, Allah'in yaratmis oldugu herhangi bir seye ve ecellerinin gerçekten yaklasmis olmasi ihtimaline hiç bakmadilar mi? Artik bu Kur'ân'dan sonra baska hangi söze inanacaklar

186- Allah kimi saptirirsa onu yola getirecek bir kimse yoktur O, onlari kendi hâllerine birakir ve kendi azginliklari içinde yuvarlanip giderler

187- Sana, ne zaman kopacak diye kiyamet vaktini soruyorlar De ki; onun bilgisi yalnizca Rabbimin katindadir Onu tam vaktinde koparacak olan O'ndan baskasi degildir Onun agirligina göklerde ve yerde dayanacak bir kimse yoktur O size ansizin gelecektir Sanki sen onu çok iyi biliyormussun

gibi sana soruyorlar De ki, onun bilgisi Allah katindadir Fakat insanlarin çogu bunu bilmezler

188- De ki, ben kendi kendime Allah'in dilediginden baska ne bir menfaat elde etmeye, ne de bir zarari önlemeye malik degilim Ben eger gaybi bilseydim daha çok hayir yapardim ve kötülük denilen sey yanima ugramazdi Ben iman edecek bir kavme müjde veren ve uyaran bir peygamberden baska biri degilim

189- Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye esini de ondan yaratan Allah'tir O, esini kucaklayip sarilinca (ona yaklasinca), esi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldi) Bir müddet böyle geçti, derken yükü agirlasti O vakit ikisi birden Rableri olan Allah'a söyle dua ettiler: "Eger bize salih bir evlat verirsen, biz muhakkak sükredenlerden olacagiz"

190- Fakat Allah, kendilerine salih bir evlat verince, her ikisi de tuttular verdigi evlatlar üzerine ona ortak kosmaya basladilar Allah, onlarin kostuklari sirkten münezzehtir

191- Hiçbir sey yaratmayan ve kendileri yaratilmis olan putlari mi Allah'a ortak ediyorlar, ona es kosuyorlar?

192- Bu putlar, ne o tapinanlara, ne de kendi kendilerine yardim edebilirler

193- Eger siz onlari dogru yola çagirsaniz, size uymazlar Onlari ha çagirmissiniz, ha çagirmayip susmussunuz, hiç fark etmez

194- Allah'i birakip taptiklariniz da tipki sizin gibi kullardir Eger iddianizda dogru iseniz haydi onlari çagirin da size cevap versinler

195- Onlarin yürüyecek ayaklari, tutacak elleri, görecek gözleri veya isitecek kulaklari mi var? De ki: "Haydi çagirin o ortaklarinizi, sonra bana istediginiz tuzagi kurun ve elinizden gelirse göz açtirmayin"

196- "Zira benim velim, o kitabi indiren Allah'tir Ve O, salih kullarina sahip çikar"

197- "Sizin Allah'tan baska taptiklariniz ise ne size yardim edebilirler, ne de kendi kendilerine yardimlari dokunur"

198- "Siz onlari dogru yola çagiracak olsaniz da duymazlar" Onlarin sana baktiklarini görürsün, bakarlar, ama görmezler

199- Sen yine de affa saril, iyiligi emret ve cahillerden yüz çevir

200- Eger seytandan bir vesvese, bir gicik gelirse hemen Allah'a sigin Muhakkak ki, Allah hakkiyla isiten, kemaliyle bilendir

201- Allah'tan korkanlar, kendilerine seytandan bir vesvese ilistigi zaman, durup düsünürler de derhal kendi basiretlerine sahib olurlar

202- Seytanlarin kardeslerine gelince, onlar öbürlerini sapikliga sürüklerler, sonra da yakalarini birakmazlar

203- Onlara (arzularina göre) bir âyet getirmedigin zaman, derleyip toplasaydin ya derler, sen de de ki; ben ancak Rabbimden bana ne vahyolunuyorsa ona uyarim, iste bütünüyle bu Kur'ân, Rabbinizden gelen basiretlerdir (kalp gözünü açacak beyanlardir), iman eden bir kavim için hidayettir, rahmettir

204- Kur'ân okundugu zaman, hemen susup onu dinleyin, umulur ki, rahmete nâil olursunuz

205- Sabah aksam demeden, kendi içinden, korkarak ve yalvararak, alçak sesle Rabbini an ve gafillerden olma

206- Zira Rabbinin katinda olanlar, Allah'a kulluk etmekten asla kibirlenmezler, O'nu tenzih eder, sanini ulularlar ve yalnizca O'na secde ederler

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




ASR


Bismillahirrahmanirrahim

1- Asra yemin olsun ki,

2- Insan mutlaka ziyandadir

3-Ancak iman edenler, salih amel (iyi isler) isleyenler, birbirlerine hakki tavsiye eden ve sabri tavsiye edenler bunun disindadir

BAKARA



Bismillahirrahmanirrahim

1- (Elif, Lâm, Mîm)

2- İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir

3- Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar

4- Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler, hem senden önce indirilene Ahirete de bunlar kesinlikle iman ederler

5- Bunlar, işte Rabblerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir

6- Şu muhakkak ki inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir Onlar inanmazlar

7- Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır Ve büyük azab onlaradır

8- İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık" derler

9- Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar

10- Kalplerinde hastalık vardır Allah da onların hastalığını arttırmıştır Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır

11- Hem onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: "Biz ancak ıslah edicileriz" derler

12- İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar

13- Onlara: "İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanın" denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler

14- Onlar iman edenlere rastladıkları zaman: "İnandık" derler Fakat şeytanlarıyle yalnız kaldıkları zaman: "Biz, sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz" derler

15- (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir

16- İşte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da, ticaretleri kâr etmedi, doğru yolu da bulamadılar

17- Onların durumu, bir ateş yakanın durumu gibidir (Ateş) çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların (gözlerinin) nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler

18- (Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler Artık (hakka) dönmezler

19- Yahut (onların durumu), gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşek(ler) bulunan bir yağmur(a tutulmuşun hali) gibidir Yıldırımlardan ölmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar Oysa Allah, inkârcıları tamamen kuşatmıştır

20- O şimşek nerdeyse gözlerini (n nûrunu) kapıverecek Önlerini aydınlattımı ışığında yürürler, karanlık üzerlerine çöktümü de dikilip kalırlar Allah dilemiş olsaydı işitmelerini, görmelerini de alıverirdi Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir

21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız

22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın

23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz

24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının

25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olmak üzere, kendilerine sunulacak Orada çok temiz zevceler de onların Hem onlar orada ebedî kalacaklar

26- Muhakkak ki Allah bir sivri sineği, hatta daha üstününü misal getirmekten çekinmez İman edenler bilirler ki, o şüphesiz haktır, Rabb'lerındandır Ama küfre saplananlar: "Allah böyle bir misal ile ne demek istedi?" derler Allah onunla birçoklarını şaşırtır, yine onunla birçoklarını yola getirir Onunla ancak o fasıkları şaşırtır

27- Onlar ki, söz verip andlaştıktan sonra Allah'a verdikleri sözü bozarlar Allah'ın birleştirmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar İşte zarara uğrayanlar onlardır

28- Allah'ı nasıl inkâr edersiniz ki, ölü idiniz sizleri diriltti Sonra sizleri yine öldürecek, sonra yine diriltecek, sonra da döndürülüp ona götürüleceksiniz

29- O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı Sonra göğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzenledi O, her şeyi bilir

30- Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti (Melekler): "A! Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz" dediler (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi

31- Ve Âdem'e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları meleklere gösterip: "Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin" dedi

32- Dediler ki: "Yücesin sen (ya Rab!) Bizim, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yoktur Şüphesiz sen bilensin, hakîmsin"

33- (Allah): "Ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber ver" dedi Bu emir üzerine Âdem onlara isimleriyle onları haber verince, (Allah): "Ben size, ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı da,

içinizde gizlediğinizi de bilirim" dememiş miydim?" dedi

34- Ve o zaman meleklere: "Âdem'e secde edin!" dedik, hemen secde ettiler Yalnız İblis dayattı, kibrine yediremedi, inkârcılardan oldu

35- Dedik ki: "Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz"

36- Bunun üzerine şeytan onları(n ayağını) oradan kaydırdı, içinde bulundukları (cennet yurdu)ndan çıkardı Biz de: "Birbirinize düşman olarak inin, orada belirli bir vakte kadar sizin için bir karar yeri ve bir nasib vardır" dedik

37- Derken Âdem Rabb'ından birtakım kelimeler aldı, (onlarla tevbe etti O da) tevbesini kabul etti Muhakkak O, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir

38- Onlara dedik ki: "Hepiniz oradan inin Size benim tarafımdan bir hidayet rehberi geldiğinde, kim o hidayetçimin izinde giderse, onlar için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır

39- İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennem ehlidirler Orada ebedî olarak kalacaklardır

40- Ey İsrailoğulları, size verdiğim nimetimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü tutun ki, ben de size verdiğim sözü tutayım ve sadece benden korkun!

41- Yanınızdakini (Tevrat'ı) tasdik edici olarak indirdiğim (Kur'ân)a iman edin, O'nu, inkar edenlerin ilki siz olmayın, benim âyetlerimi birkaç paraya değişmeyin Ancak benden korkun

42- Hakk'ı batıla karıştırıp da, bile bile hakkı gizlemeyin

43- Hem namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin

44- İnsanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitab (Tevrat)ı okuyorsunuz Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?

45- Bir de sabırla, namazla yardım isteyin Şüphesiz bu, (Allah'a) saygılı olanlardan başkasına ağır gelir

46- Onlar ki, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler

47- Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti ve vaktiyle sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın

48- Ve öyle bir günden korunun ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden şefaat da kabul edilmez, kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım da yapılmaz

49- (Hem hatırlayın ki bir zaman) sizi Firavun ailesinden de kurtardık, (onlar) size azabın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı Ve bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı

50- Hani bir zamanlar sizin için denizi yarıp, sizi kurtardık da Firavun'un adamlarını suda boğduk, siz de bakıp duruyordunuz

51- Hani bir zamanlar Musa'ya kırk gecelik vaad verdik de sonra siz onun arkasından buzağıyı put edindiniz ve o halinizle zalimler idiniz

52- Sonra yine de sizi affettik, artık şükretmeniz gerekiyordu

53- Ve hani bir zamanlar Musa'ya o kitabı ve furkanı verdik, gerekirdi ki, doğru yolda gidesiniz

54- Hani bir zamanlar Musa kavmine dedi ki; Ey kavmim cidden siz o buzağıyı put edinmekle kendi kendinize zulmettiniz, bari gelin Rabbinize tevbe ile dönün de nefislerinizi öldürün Böyle yapmanız Bârî Teâlânız katında sizin için hayırlıdır, böylece tevbenizi kabul buyurdu Gerçekten de o Tevvab ve Rahîm'dir

55- Hani bir zamanlar "Ey Musa biz Allah'ı açıkça görmedikçe senin sözünle asla inanmayacağız" demiştiniz de bunun üzerine sizi yıldırım çarpmıştı ve siz de bakakalmıştınız

56- Sonra şükredesiniz diye sizi ölümünüzün ardından yeniden diriltmiştik

57- Ve üstünüze o bulutu gölge yaptık, ve size ihsan ettiğimiz hoş rızıklardan yiyin, diye üzerinize kudret helvası ve bıldırcın indirdik Onlar, bize zulmetmediler, lakin kendi nefislerine zulmediyorlardı

58- Hani bir zamanlar "Şu şehre girin de onun nimetlerinden dilediğiniz şekilde bol bol yiyin ve kapıdan secde ederek girin ve "hıtta" (bizi bağışla!) deyin ki, size, hatalarınızı mağfiret ediverelim, iyilik yapanlara nimetlerimizi daha da arttıracağız" dedik

59- Bunun üzerine o zulme devam edenler sözü değiştirdiler, onu kendilerine söylenildiğinden başka bir şekle soktular Biz de kötülük yaptıkları için o zalimlere murdar bir azap indirdik

60- Hani bir zamanlar Musa, kavmi için su istemişti, biz de "asanla taşa vur!" demiştik, bunun üzerine o taştan on iki pınar fışkırmıştı Her kısım insan kendi su alacağı yeri bildi Allah'ın rızkından yiyin ve için de bozgunculuk ve saldırganlık yaparak yeryüzünü fesada vermeyin

61- Hani bir zamanlar, "Ey Musa, biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağız, yeter artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarmısağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın" dediniz O da size "O üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya konaklayın o vakit istediğiniz elbette olacaktır" dedi Üzerlerine zillet ve meskenet damgası vuruldu ve nihayet Allah'dan bir gazaba uğradılar Evet öyle oldu, çünkü Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı Evet öyle oldu, çünkü isyana dalıyorlar ve aşırı gidiyorlardı

62- Şüphe yok ki, iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve sabiîler, bunlardan her kim Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette Rabbleri katında bunların ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur, bunlar mahzun da olacak değillerdir

63- Hani bir zamanlar sizden mîsak (sağlam bir söz) almıştık, Tur'u üstünüze kaldırıp demiştik ki; size verdiğimiz kitaba kuvvetle tutunun ve içindekilerden gafil olmayın, gerek ki, korunursunuz

64- Sonra verdiğiniz sözün arkasından yüz çevirdiniz, eğer üzerinizde Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasa idi herhalde zarara uğrayanlardan olurdunuz

65- İçinizden cumartesi günü yasağını çiğneyenleri elbette bilirsiniz İşte bundan dolayı onlara "sefil maymunlar olun!" dedik

66- Bu ibret dolu cezayı öncekilere ve sonrakilere bir ders, korunacaklara da bir nasihat, bir öğüt yaptık

67- Hani bir zamanlar Musa kavmine demişti ki Allah, size bir bakara (sığır) boğazlamanızı emrediyor Onlar da "ayol sen bizimle eğleniyor, alay mı ediyorsun?" dediler Musa da: "Böyle cahillerden biri olmaktan Allah'a sığınırım" dedi

68- Onlar, "Bizim için Rabbine dua et, her ne ise onu bize açıklasın" dediler Musa, "Rabbim buyuruyor ki, o ne pek yaşlı, ne de pek taze, ikisi arası dinç bir sığırdır, haydi emrolunduğunuz işi yapınız" dedi

69- Onlar, "Bizim için Rabbine dua et, rengi ne ise onu bize açıklasın" dediler Musa, "Rabbim buyuruyor ki, o, bakanlara sürur veren, sapsarı bir sığırdır" dedi

70- Onlar, "Bizim için Rabbine dua et, o nedir bize iyice açıklasın, çünkü o bize biraz karışık geldi, bununla beraber Allah dilerse onu elbette buluruz" dediler

71- Musa, "Rabbim buyuruyor ki o, ne çifte koşulup tarla süren, ne de ekin sulayan, ne de salma gezen ve hiç alacası olmayan bir sığırdır" Onlar da: "İşte tam şimdi gerçeği ortaya koydun" dediler Nihayet onu bulup boğazladılar Az kaldı yapmayacaklardı

72- Hani bir zamanlar siz bir adam öldürmüştünüz de onun hakkında birbirinizle atışmış ve onu üstünüzden atmıştınız, halbuki Allah, saklamış olduğunuzu açığa çıkaracaktı

73- İşte bundan dolayı, o sığırın bir parçası ile o ölüye vurun, dedik Allah ölüleri işte böyle diriltir ve size âyetlerini gösterir, belki aklınızı başınıza toplarsınız

74- Sonra bunun arkasından yine kalbleriniz katılaştı, şimdi de taş gibi, ya da taştan da beter hale geldi Çünkü taşlardan öylesi var ki; içinden nehirler kaynıyor, yine öylesi var ki, çatlıyor da bağrından sular fışkırıyor, öylesi de var ki, Allah korkusundan yerlerde yuvarlanıyor Ve sizin neler yaptığınızdan Allah gafil değildir

75- Şimdi bunların, size hemen inanacaklarını ümit mi ediyorsunuz? Halbuki bunlardan bir grup vardı ki, Allah'ın kelâmını işitirlerdi de sonra ona akılları yattığı halde bile bile onu tahrif ederlerdi

76- Üstelik iman edenlere rastladıklarında inandık derler, birbirleriyle başbaşa kaldıkları zaman, "Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi tutup Allah'ın size açıkladığı gerçekleri onlara da söylüyorsunuz? Hiç aklınız yok mu be?" derlerdi

77- Peki bilmezler mi ki, onlar neyi sır olarak saklar ve neyi açıkça söylerlerse Allah hepsini bilir

78- Bunların bir de ümmî (okuma yazması olmayan) kısmı vardır, kitabı bilmezler, ancak birtakım kuruntu yığınına, boş saplantılara kapılır ve zan içinde dolaşır dururlar

79- Artık o kimselerin vay haline ki, kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için "Bu Allah katındandır" derler Artık vay o elleriyle yazdıkları yüzünden onlara, vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara!

80- Bir de dediler ki: "Bize sayılı birkaç günden başka asla ateş azabı dokunmaz" De ki; "Siz Allah'dan bir ahit mi aldınız? Böyle ise Allah sözünden dönmez Yoksa siz Allah'a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"

81- Evet kim bir günah işlemiş de kendi günahı kendisini her yandan kuşatmış ise, işte öyleleri ateş ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar

82- İman edip salih ameller işleyenler, işte öyleleri de cennet ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar

83- Hani bir vakitler İsrailoğulları'ndan şöylece mîsak (kesin bir söz) almıştık: Allah'dan başkasına tapmayacaksınız, ana-babaya iyilik, yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzellikle söz söyleyecek, namazı kılacak, zekatı vereceksiniz Sonra çok azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz

84- Yine bir zamanlar mîsakınızı almıştık; birbirinizin kanlarını dökmeyeceksiniz, nüfusunuzu diyarınızdan çıkarmıyacaksınız Sonra siz buna ikrar da verdiniz ve ikrarınıza şahit de oldunuz

85- Sonra sizler öyle kimselersiniz ki, kendilerinizi öldürüyorsunuz ve sizden olan bir grubu diyarlarından çıkarıyorsunuz, onlar aleyhinde kötülük ve düşmanlık güdüyor ve bu konuda birleşip birbirinize arka çıkıyorsunuz, şayet size esir olarak gelirlerse fidyeleşmeye kalkıyorsunuz Halbuki yurtlarından çıkarılmaları size haram kılınmış idi Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şu halde içinizden böyle yapanlar, netice olarak dünya hayatında perişanlıktan başka ne kazanırlar, kıyamet gününde de en şiddetli azaba uğratılırlar Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir

86- Bunlar ahireti, dünya hayatına satmış kimselerdir Onun için bunlardan azap hafifletilmez ve kendilerine bir yerden yardım da gelmez

87- Celâlim hakkı için Musa'ya o kitabı verdik, arkasından birtakım peygamberler de gönderdik, hele Meryem oğlu İsa'ya apaçık mucizeler verdik, onu Rûhu'l-Kudüs ile de destekledik Size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emirle gelen her peygambere kafa mı tutacaksınız? Kibrinize dokunduğu için onların bir kısmına yalan diyecek, bir kısmını da öldürecek misiniz?

88- (Yahudiler, peygamberimize karşı alaylı bir ifade ile): "Bizim kalblerimiz kılıflıdır" dediler Bilakis Allah, onları kâfirlikleri yüzünden lanetledi Bundan dolayı çok az imana gelirler

89- Yanlarındakini tasdik etmek üzere onlara Allah katından bir kitap gelince, daha önceleri inanmayanlara karşı onunla yardım isteyip durdukları halde, o tanıdıkları kendilerine gelince, bu sefer kendileri onu inkâr ettiler İşte bundan dolayı Allah'ın laneti kâfirleredir

90- Ne kadar çirkindir o uğruna kendilerini sattıkları şey ki; Allah'ın kullarından dilediğine kendi lütuf ve kereminden vahiy indirmesine kafa tutarak, Allah ne indirdiyse hepsini inkâr ettiler İşte bu yüzden de gazap üstüne gazaba uğradılar Can yakıcı azap asıl kâfirler içindir

91- Onlara, "Allah ne indirdiyse ona iman edin" denildiği zaman, onlar "Biz kendimize indirilene iman ederiz" derler ve ondan başkasını inkâr ederler Oysa yanlarındaki Tevrat'ı tasdik eden gerçek vahiy odur Onlara de ki; "Peki madem gerçek mümin sizsiniz de ne diye daha önce Allah'ın peygamberlerini öldürüyordunuz?

92- Celâlim hakkı için Musa size belgelerle gelmişti de onun arkasından tuttunuz o buzağıya taptınız Siz işte o zâlimlersiniz

93- Bir zamanlar size, "verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onu dinleyin" diye Tûr'u tepenize kaldırıp mîsakınızı aldık (O yahudiler): "Duyduk, dinledik, isyan ettik" dediler, kâfirlikleri yüzünden o danayı yüreklerinde besleyip büyüttüler De ki, "Eğer siz mümin kimseler iseniz, bu imanınız size ne çirkin şeyler emrediyor!

94- De ki; Allah yanında ahiret yurdu (cennet) başkalarının değil de yalnızca sizin ise, eğer iddianızda da sadık iseniz haydi hemen ölümü temenni ediniz, ölmeyi cana minnet biliniz

95- Fakat elleriyle işledikleri yüzünden onu hiçbir zaman temenni edemiyecekler Allah o zâlimleri bilir

96- Elbette onları insanların hayata en hırslı, en düşkün olanları olarak bulacak, hatta müşriklerden bile daha düşkün bulacaksın Onların her biri bin sene ömür sürmeyi arzular, oysa uzun yaşamak kendisini azaptan kurtarıp uzaklaştıracak değildir Allah, onların neler yaptığını görüp duruyor

97- Söyle; her kim Cebrail'e düşman ise iyi bilsin ki, Kur'ân'ı senin kalbine Allah'ın izniyle kendinden önceki vahiyleri onaylayıcı, müminlere hidayet ve müjde kaynağı olmak üzere o indirdi

98- Her kim Allah'a, Allah'ın meleklerine, peygamberlerine, Cebrail ile Mîkâil'e düşman olursa, iyi bilsin ki, Allah da o kâfirlerin düşmanıdır

99- Şanım hakkı için sana çok açık âyetler; parlak mucizeler indirdik Öyle ki, iman sahasından uzaklaşmış fasıklardan başkası onları inkâr etmez

100- O fasıklar hem bunları tanımıyacaklar, hem de ne zaman bir ahd üzerine antlaşma yapsalar, her defasında mutlaka içlerinden bir güruh çıkıp onu bozacak ve atıverecek öyle mi? Hatta az bir güruh değil, onların çoğu ahit tanımaz imansızlardır

101- Üstelik Allah tarafından onlara, yanlarındaki kitabı tasdik edici bir peygamber gelince, daha önce kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, Allah'ın kitabını sırtlarından geriye attılar, sanki hiçbir şey bilmiyorlarmış gibi yaptılar

102- Tuttular da Süleyman mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeyin ardına düştüler Halbuki Süleyman inkâr edip kâfir olmadı, lakin o şeytanlar kâfirlik ettiler; insanlara sihir öğretiyorlar ve Bâbil'de Harut ve Marut'a, bu iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı Halbuki o ikisi "biz ancak ve ancak sizi denemek için gönderildik, sakın sihir yapıp da kâfir olmayın!" demeden kimseye birşey öğretmezlerdi İşte bunlardan karı ile kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı Fakat Allah'ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar verebilecek değillerdi Kendi kendilerine zarar verecek ve bir fayda sağlamayacak bir şey öğreniyorlardı Yemin olsun ki, onu her kim satın alırsa, onu alanın ahirette bir nasibi olmayacağını da çok iyi biliyorlardı Hakkiyle bilselerdi, uğruna canlarını sattıkları şey ne çirkin bir şeydi

103- Şayet onlar iman edip de korunmuş olsalardı, elbette Allah tarafından verilecek mükafat çok hayırlı olacaktı Keşke bunu bilselerdi

104- Ey iman edenler! "râine" demeyin, "unzurna" deyin ve iyi dinleyin, kâfirler için elemli bir azap vardır

105- Ne Kitap ehlinden, ne de müşriklerden hiçbiri, size Rabbinizden bir hayır indirilsin istemez Allah ise, üstünlüğü, rahmetiyle dilediğine mahsus kılar ve Allah çok büyük lütuf sahibidir

106- Biz bir âyetten her neyi nesheder veya unutturursak, ondan daha hayırlısını yahut mislini getiririz Bilmez misin ki, Allah her şeye kâdirdir

107- Bilmez misin ki, hakikaten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır, hepsi O'nundur Size de Allah'dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır

108- Yoksa siz peygamberinizi, bundan önce Musa'ya sorulduğu gibi,

sorguya çekmek mi istiyorsunuz? Halbuki her kim imanı küfürle değiştirirse artık düz yolun ortasında sapıtmış olur

109- Ehl-i kitaptan birçoğu arzu etmektedir ki, sizi imanınızdan sonra çevirip kâfir etsinler: Hak kendilerine iyice belirdikten sonra bile sırf nefsaniyetlerinden ve kıskançlıktan dolayı bunu yaparlar Buna rağmen siz şimdi af ile, hoşgörüyle davranın tâ Allah emrini verinceye kadar Şüphe yok ki Allah her şeye kâdirdir

110- Siz namazı hakkıyle kılmaya bakın ve zekatı verin! Kendi nefsiniz için her ne hayır yaparsanız, Allah katında onu bulursunuz Muhakkak ki, Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir

111- Bir de "yahudi ve hıristiyanlardan başkası asla cennete giremeyecek" dediler Bu onların kendi kuruntularıdır Sen de onlara de ki; "Eğer doğru iseniz, haydi bakalım getirin delilinizi"

112- Hayır, hayır! Kim özü iyilik dolu olarak yüzünü Allah'a tertemiz döndürür ve teslim ederse, işte onun Rabbi katında ecri vardır Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olacak değiller

113- Yahudiler dediler ki, "Hıristiyanlar birşey üzerinde değiller", Hristiyanlar da "Yahudiler bir şey üzerinde değiller" dediler Oysa hepsi de kitabı okuyorlar Hiçbir bilgisi olmayanlar da öyle onların dedikleri gibi dediler İşte bundan dolayı Allah, ihtilafa düştükleri bu gibi şeylerde, kıyamet günü aralarında hüküm verecektir

114- Allah'ın mescitlerini, içlerinde Allah'ın isminin anılmasından meneden ve onların harap olmalarına çalışan kimselerden daha zâlim kim olabilir! İşte bunlar, oralara korka korka girmekten başka birşey yapmazlar Bunlara dünyada perişanlık, ahirette de büyük bir azap vardır

115- Bununla beraber, doğu da Allah'ın, batı da Allah'ındır Artık nereye dönerseniz dönün, orası Allah'a çıkar Şüphe yok ki, Allah(ın rahmeti) geniştir, O, her şeyi bilendir

116- O zalimler, "Allah kendisine çocuk edindi" dediler Hâşâ, O sübhândır Doğrusu, göklerde ve yerde ne varsa O'nundur Hepsi O'na boyun eğmiştir

117- O, göklerin ve yerin yoktan var edicisidir ve O, bir işin olmasını murad edince, ona yalnızca "ol!" der, o da hemen oluverir

118- Bilgiden nasibi olmayanlar da "Allah bizimle konuşsa ya, yahut bize de bir mucize gelse ya!" dediler Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişlerdi Onların kalbleri birbirlerine benzedi Gerçekten de yakîne ermek (hakikati bilmek) isteyen bir kavim için biz mucizeleri çok açık seçik gösterdik

119- Şüphe yok ki, Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik Sen, o cehennemliklerden sorumlu değilsin

120- Sen onların milletlerine tabi olmadıkça ne yahudiler, ne de hıristiyanlar senden asla hoşnud ve razı olmayacaklar De ki, gerçekten de Allah'ın hidayeti, hidayetin ta kendisidir Şânım hakkı için, sana vahiyle gelen bu kadar bilgiden sonra, kalkıp da onların arzu ve heveslerine uyacak olursan, sana Allah'dan ne bir dost bulunur, ne de bir yardımcı

121- Kendilerine kitabı verdiğimiz ehliyetli kimseler onu, tilavetinin hakkını vererek okurlar İşte onlar, ona iman ederler Her kim de onu inkâr ederse, işte o inkârcılar hüsran içindedirler

122- Ey İsrailoğulları! Sizlere ihsan ettiğim nimetimi ve sizi vaktiyle âlemdeki ümmetlere üstün tuttuğumu hatırlayın!

123- Ve öyle bir günden sakının ki, o gün kimse, kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden fidye kabul edilmez ve ona şefaat de fayda vermez, hiçbir taraftan yardım da görmezler

124- Şunu da unutmayın ki, bir zamanlar İbrahim'i Rabbi, birtakım kelimeler ile imtihan etti, o, onları sona erdirince, Rabbi ona, "Ben seni bütün insanlara imam yapacağım" buyurdu İbrahim, "Zürriyetimden de yap!" dedi Rabbi ona "zâlimler benim ahdime nail olamaz!" buyurdu

125- Biz ta o zaman bu Beyt'i, insanlar için bir sevap kazanma ve bir güven yeri kıldık Siz de Makam-ı İbrahim'den kendinize bir namazgah edinin Ayrıca İbrahim ile İsmail'e şöyle ahid verdik: "Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem de rükû ve secde edenler için tertemiz tutun!"

126- Ve o vakit İbrahim "Ey Rabbim, burasını güvenli bir belde kıl, halkından Allah'a ve ahiret gününe iman edenleri çeşitli meyvalarla rızıklandır" diye yalvardı Allah buyurdu ki: "küfredeni dahi rızıklandırır da hayattan biraz nasip aldırırım, sonra da onu ateş azabına uğratırım ki, orası ne yaman bir duraktır!"

127- Ve ne vakit ki İbrahim, Beyt'in temellerini yükseltmeye başladı, İsmail ile birlikte şöyle dua ettiler: Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur, hiç şüphesiz işiten sensin, bilen sensin

128- Ey bizim Rabbimiz, hem bizim ikimizi yalnız senin için boyun eğen müslümanlar kıl, hem de soyumuzdan yalnız senin için boyun eğen müslüman bir ümmet meydana getir ve bize ibadetimizin yollarını göster, tevbemize rahmetle bakıver Hiç şüphesiz Tevvâb sensin, Rahîm sensin

129- Ey bizim Rabbimiz, bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, onlara senin âyetlerini tilavet eylesin, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pâk eylesin Hiç şüphesiz Azîz sensin, hikmet sahibi Sensin

130- İbrahim'in milletinden, kendine kıyan beyinsizden başka kim yüz çevirir? Biz onu dünyada seçkin birisi yaptık, hiç şüphesiz o, ahirette de iyilerden biridir

131- Rabbi ona, "İslâm ol!" emrini verince, o "Ben âlemlerin Rabbine teslim oldum" dedi

132- Bu dini İbrahim, kendi oğullarına vasiyyet etti, Yakub da öyle yaptı: "Ey oğullarım! Muhakkak ki, bu dini size Allah seçti, başka dinlerden uzak durun, yalnızca müslüman olarak can verin!" dedi

133- Yoksa siz de olaya şahit mi oldunuz; Yakub'a ölüm hali gelip çattığı zaman, oğullarına; "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" dediği zaman, oğulları; "Senin Allah'ına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Allah'ına, tek olan o Allah'a ibadet edeceğiz Biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız" dediler

134 Onlar bir ümmetti, geldi geçti Onlara kendi kazandıkları, size de kendi kazandığınız Siz onların yaptıklarından sorguya çekilecek değilsiniz

135- Bir de: "yahudi veya hıristiyan olunuz ki, hidayet bulasınız" dediler Sen onlara de ki: "Hayır! Hanif olarak hakka tapan İbrahim'in dinine (uyarız) ki, o hiçbir zaman müşriklerden olmadı"

136- Deyiniz ki, "Biz, Allah'a iman ettik ve bize ne indirildiyse İbrahim'e,

İsmail'e, İshak'a, Yakup'a ve torunlarına ne indirildiyse, Musa'ya ve İsa'ya ne indirildiyse ve bütün peygamberlere Rablerinden ne verildiyse hepsine iman ettik Biz onların arasında fark gözetmeyiz ve biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız"

137- Eğer onlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse doğru yola girmiş, hidayeti bulmuş olurlar Yok eğer yüz çevirirlerse onlar sadece ve sadece didişmenin içindedirler Allah onlara karşı sana yeter Ve O, işitendir, bilendir

138- Allah'ın boyasına bak, (vaftiz nolacak?) Kim, Allah'dan daha güzel boya vurabilir ki? İşte biz O'na ibadet edenleriz

139- De ki: "Allah hakkında bizimle didişmeye mi gireceksiniz? Oysa O, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de size Şu kadar var ki, biz O'na ihlas ile sarılıyoruz

140- "Yoksa siz, İbrahim de, İsmail de, İshak da, Yakup da ve torunları da hep yahudi ve hıristiyan idiler mi demek istiyorsunuz?" De ki: "Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?" Allah'ın şahitlik ettiği bir hakikatı bile bile inkar edenden daha zâlim kim olabilir? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir

141- Onlar bir ümmet idiler, gelip geçtiler Onlara kendi kazandıkları, size de kendi kazandıklarınız Ve siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz

142- İnsanlar içinde bir kısım beyinsizler takımı, "Bunları bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyecekler De ki: "Doğu da, batı da Allah'ındır O, kimi dilerse onu hidayete erdirir"

143- Ve işte böyle, sizi ortada yürüyen bir ümmet kıldık ki, siz bütün insanlar üzerine adalet örneği ve hakkın şahitleri olasınız, Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun Daha önce içinde durduğun Kâ'be'yi kıble yapmamız da şunun içindir: Peygamber'in izince gidecekleri, iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden ayıralım Bu iş elbette Allah'ın hidayet ettiği kimselerin dışındakilere çok ağır gelecekti Allah imanınızı kaybedecek değildir Hiç şüphesiz Allah, bütün insanlara çok şefkatlidir, çok merhametlidir

144- Doğrusu, biz, yüzünün semaya yöneldiğini, orada şekilden şekile geçerek, aranıp durduğunu görüyorduk Artık seni hoşnud olacağın bir kıbleye çevireceğiz Haydi bakalım, yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir Siz de ey müminler, nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa doğru çevirin! Kendilerine kitap verilmiş olanlar da kesinlikle bilirler ki, Rabblerinden gelen o emir haktır Ve Allah, onların yaptıklarından ve yapmakta olduklarından gafil değildir

145- Celâlim için, sen o kitap verilmiş olanlara, bütün delilleri de getirsen, yine de senin kıblene tabi olmazlar, sen de onların kıblesine tabi olmazsın Zaten onlar da birbirlerinin kıblesine tabi değiller Celâlim hakkı için, sana gelen bunca ilmin arkasından sen tutar da onların arzu ve heveslerine uyacak olursan, o zaman hiç şüphesiz, sen de zâlimlerden olursun

146- O kendilerine kitap verdiğimiz ümmetlerin âlimleri onu o peygamberi oğullarını tanır gibi tanırlar, böyle iken içlerinden bir takımı gerçeği bile bile gizlerler

147- O hak, Rabbindendir Artık şüpheye düşenlerden olma sakın!

148- Ümmetlerden her birinin bir yönü vardır, o ona yönelir, haydin, hep hayırlara koşun, yarışın Her nerede olsanız Allah sizi toplar, bir araya getirir Şüphesiz ki Allah her şeye kâdirdir

149- Hem her nereden yola çıkarsan (namazda) hemen Mescid-i Haram'a doğru yüzünü çevir Bu emir şüphesiz hak, Rabbinden olduğu gerçektir Allah yaptıklarınızdan habersiz de değildir

150- Her nereden yola çıkarsan yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir, ve her nerede olsanız yüzünüzü ona doğru çevirin ki insanlar için aleyhinizde bir delil olmasın Ancak içlerinden haksızlık edenler başka Siz de onlardan korkmayın, benden korkun Hem üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım, hem gerek ki doğru yolu bulasınız

151- Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik O size âyetlerimizi okuyor, sizi temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor Size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor

152- O halde beni anın, ben de sizi anayım Bana şükredin de nankörlük etmeyin

153- Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım isteyin Şüphe yok ki Allah, sabredenlerle beraberdir

154- Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin Hayır, onlar diridirler Fakat siz sezemezsiniz

155- Çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz Müjdele o sabredenleri!

156- Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman: "Biz Allah'a aidiz ve sonunda O'na döneceğiz" derler

157- İşte onlar var ya, Rablerinden, mağfiretler ve rahmet onlaradır İşte hidayete erenler de onlardır

158- Gerçekten Safâ ile Merve Allah'ın alâmetlerindendir Onun için her kim hac veya umre niyetiyle Kâ'be'yi ziyaret ederse, bunları tavaf etmesinde ona bir günah yoktur Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah iyiliğin karşılığını verir, o her şeyi bilir

59- İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya mutlaka onlara Allah lanet eder Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler

160- Ancak tevbe edip halini düzelterek gerçeği söyleyenler başka İşte onları ben bağışlarım Ben çok merhamet ediciyim, tevbeleri çokça kabul ederim

161- Ama âyetlerimizi inkar etmiş ve kâfir olarak can vermiş olanlara gelince, işte Allah'ın laneti, meleklerin laneti ve insanların laneti hep onların üzerine olsun

162- Onlar ebedi olarak onun altında kalırlar Ne azabları hafifletilir, ne de kendilerine göz açtırılır

163- Her halde hepinizin ilâhı, bir tek ilâhtır Ondan başka bir ilâh yoktur O Rahmân ve Rahîm'dir

164- Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide, Allah'ın yukarıdan bir su indirip de onunla yeri ölümünden sonra diriltmesinde, diriltip de üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta şüphesiz akıllı olan bir topluluk için elbette Allah'ın birliğine deliller vardır

165- İnsanlardan kimi de Allah'tan başka şeyleri O'na eş tutuyorlar da onları, Allah'ı sever gibi seviyorlar Oysa iman edenlerin Allah sevgisi daha kuvvetlidir O zulmedenler, azabı görecekleri zaman bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının gerçekten çok şiddetli bulunduğunu keşke anlasalardı

166- O zaman kendilerine uyulan kimseler, azabı görerek kendilerine uyanlardan kaçıp uzaklaşmışlar ve aralarındaki bütün bağlar parça parça kopmuştur

67- Onlara uyanlar da şöyle demektedirler: "Ah, bizim için dünyaya bir dönüş olsaydı da onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık!" İşte böylece Allah onlara bütün amellerini, üzerlerine yığılmış hasretler (pişmanlık ve üzüntüler) halinde gösterecektir Onlar bu ateşten çıkacak değillerdir

168- Ey insanlar! Bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal olmak, temiz olmak şartıyla yiyin Fakat şeytanın adımlarına uymayın Çünkü o size belli bir düşmandır

169- O size hep çirkin ve murdar işleri emreder, Allah'a karşı bilmediğiniz şeyler söylemenizi ister

170- Onlara: "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiği vakit de: "Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız" dediler Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?

171- O kâfirlerin hali, sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyerek haykıranın haline benzer; onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler

172- Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların hoş ve temiz olanlarından yiyin ve Allah'a şükredin, eğer yalnız O'na kulluk ediyorsanız

173- O, size yalnız şunları haram kıldı: Ölü hayvan, kan, domuz eti, bir de Allah'tan başkası adına kesilen hayvanlar Sonra kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla ona da bir günah yükletilmez Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir

174- Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip de bununla biraz para alanlar gerçekten karınları dolusu ateşten başka birşey yemezler Kıyamet günü Allah onlara ne söz söyler, ne de kendilerini temize çıkarır Onlara sadece acı veren bir azab vardır

175- İşte onlar, hidayeti verip sapıklığı, affedilmeyi bırakıp azabı satın alan kimselerdir Bunlar, ateşe karşı ne kadar da sabırlıdırlar!

176- Şüphesiz ki Allah kitabı hak bir sebeple indirmiştir Kitap hakkında ihtilafa düşenler ise, şüphesiz haktan uzak, bir anlaşmazlık içindedirler

177- Yüzlerinizi bazan doğu, bazan batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir Fakat eren o kimselerdir ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba

ve bütün peygamberlere iman edip, yakınlığı olanlara, öksüzlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirleri kurtarmaya seve seve mal verirler Namazı kılarlar, zekatı verirler Bir de andlaştıkları zaman sözlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve harbin şiddetli zamanında sabır ve kararlılık gösterenler var ya, işte doğru olanlar da bunlardır, korunanlar da bunlardır

178- Ey iman edenler! Öldürmede kısas size farz kılındı Hüre hür, köleye köle, kadına kadın Ama her kim, ölenin kardeşi tarafından bir şey karşılığı bağışlanırsa, o zaman örfe uyması, ona diyeti güzellikle ödemesi gerekir Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir Her kim bunun arkasından yine saldırırsa, artık ona acı veren bir azab vardır

179- Ey temiz akıl sahipleri! Kısasta sizin için bir hayat vardır Ümit edilir ki, korunursunuz

180- Birinize ölüm geldiği vakit, bir hayır (bir mal) bırakacaksa, babası, anası ve en yakın akrabası için meşru bir surette vasiyet etmek, Allah'tan korkan kimseler üzerine yerine getirilmesi vacib bir hak olarak size farz kılındı

181- Şimdi her kim, bunu duyduktan sonra onu değiştirirse, her halde

vebali, sırf o değiştirenlerin boynunadır Şüphe yok ki Allah, her şeyi işitir ve bilir

182- Her kim de vasiyet edenin, bir hata işlemesinden veya bir günaha girmesinden endişe eder de tarafların arasını düzeltirse, ona bir vebal yoktur Şüphesiz ki, Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir

183- Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı Umulur ki korunursunuz

184- (Size farz kılınan oruç), sayılı günlerdedir İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer günlerde, tutamadığı günler sayısınca tutar Ona dayanıp kalacaklar üzerine de bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir Her kim de hayrına fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır Bununla beraber, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır

185- O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur'ân onda indirildi Onun için sizden her kim bu aya şahit olursa onda oruç tutsun Kim de hasta, yahut yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin Allah size kolaylık diler zorluk dilemez Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir etmenizi ister Umulur ki şükredersiniz

186- Şayet kullarım, sana benden sordularsa, gerçekten ben çok yakınımdır Bana dua edince, duacının duasını kabul ederim O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler

187- Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı Onlar,

sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin Ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikden size seçilinceye kadar yiyin, için Sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun Bununla beraber siz mescitlerde îtikaf halinde iken onlara yaklaşmayın Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar

188- Bir de aranızda mallarınızı batıl sebeplerle yemeyin İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günah ile yemek için, o malları hakimlere rüşvet olarak vermeyin

189- Sana hilâllerden soruyorlar De ki: Onlar insanlar için de, hac için de vakit ölçüleridir Bununla beraber iyilik, evlere arkalarından gelmeniz değildir Fakat iyiliğe eren, kötülükten korunan kimsedir Evlere kapılarından gelin, Allah'tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz

190- Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın Fakat haksız saldırıda bulunmayın Çünkü Allah, haksız saldırıda bulunanları sevmez

191- Onları nerede yakalarsanız öldürün ve sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın O fitne, öldürmeden daha şiddetlidir Yalnız Mescid-i Haram yanında onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın Fakat sizi öldürmeye kalkışırlarsa, hemen onları öldürün Kâfirlerin cezası böyledir

192- Artık şirkten vazgeçerlerse, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir

193- Hem bir fitne kalmayıp, din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla çarpışın Vazgeçerlerse, düşmanlık ancak zalimlere karşıdır

194- Hürmetli ay hürmetli aya ve bütün hürmetler birbirine karşılıktır O halde kim size saldırdıysa, siz de ona yaptığı saldırının aynıyle saldırın da ileri gitmeye Allah'tan korkun ve bilin ki Allah, takva sahipleriyle beraberdir

195- Allah yolunda mal harcayın da kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve güzel hareket edin Çünkü Allah güzellik ve iyilik edenleri sever

196- Hac ve umreyi de Allah için tamam yapın Eğer bunlardan alıkonursanız, o zaman kolayınıza gelen bir kurban gönderin Bununla beraber bu kurban, kesileceği yere varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin İçinizden hasta olana veya başından bir rahatsızlığı bulunana tıraş için oruç veya sadaka yahut da kurbandan ibaret bir fidye gerekir Engellemeden kurtulduğunuz zaman da her kim hacca kadar umre ile sevab kazanmak isterse, ona da kolayına gelen bir kurban gerekir Bunu bulamayana ise üç gün hacda, yedi de döndüğünüzde ki tam on gün oruç tutması lazım gelir Bu hüküm, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir Allah'tan korkun ve bilin ki Allah'ın azabı gerçekten çok şiddetlidir

197- Hac, bilinen aylardadır Her kim o aylarda hacca başlayıp kendisine farz ederse; artık hacda kadına yaklaşmak, günah işlemek ve kavga etmek yoktur Siz hayırdan ne işlerseniz, Allah onu bilir Kendinize azık edinin

Şüphesiz ki azıkların en hayırlısı Allah korkusudur Ey akıl sahipleri! Benden korkun!

198- Rabbinizin lütfunu istemenizde size bir günah yoktur Arafat'tan indiğiniz zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin O'nu, size gösterdiği şekilde zikredin Doğrusu siz, bundan önce gerçekten sapmışlardandınız

199- Sonra insanların akıp geldiği yerden siz de akıp gelin Allah'tan bağışlanmanızı isteyin Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir

200- Nihayet hac ibadetlerinizi bitirdiğiniz zaman, önceleri babalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla Allah'ı anın İnsanlardan kimisi: "Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver!" der Onun için ahirette hiçbir kısmet yoktur

201- Yine onlardan: "Ey Rabbimiz! Bize dünyada bir güzellik ve ahirette de bir güzellik ver ve bizi ateş azabından koru!" diyenler vardır

202- İşte onlar için, kazandıklarından bir nasib vardır Allah, hesabı çok çabuk görür

203- Bir de sayılı günlerde Allah'ı zikredin (tekbir alın) Bunlardan kim iki gün içinde (Mina'dan) dönmek için acele ederse ona günah yoktur Kim geri kalırsa ona da günah yoktur Ama bu, takva sahipleri içindir Allah'tan korkun ve bilin ki, siz ancak O'nun huzuruna varıp toplanacaksınız

204- İnsanlardan kimi de vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözleri senin hoşuna gider ve o kalbindekine Allah'ı şahit tutar Halbuki O, İslâm düşmanlarının en yamanıdır

205- İş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak, ekini ve nesli helak etmek için koşar Allah ise bozgunculuğu sevmez

206- Ona: "Allah'tan kork!" dendiği zaman da kendisini onuru (gururu) günah işlemeye sevkeder Cehennem de onun hakkından gelir O ne kötü bir yataktır!

207- Yine insanlardan kimi de vardır ki, Allah'ın rızasına ermek için kendini feda eder Allah ise kullarına çok merhametlidir

208- Ey iman edenler! Hepiniz barış ve selamete girin de şeytanın adımlarına uymayın Çünkü o sizin aranızı açan belli bir düşmandır

209- Size bunca deliller geldikten sonra yine kayarsanız, iyi bilin ki, Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir

210- Onlar sadece gözetiyorlar ki, Allah, buluttan gölgelikler içinde meleklerle birlikte geliversin de iş bitiriliversin Halbuki bütün işler Allah'a döndürülüp götürülür

211- İsrailoğullarına sor: Biz onlara ne kadar açık âyetler vermiştik Fakat Allah'ın nimetini her kim kendisine geldikten sonra değiştirirse, şüphe yok ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir

212- Dünya hayatı, inkar edenler için bezendi (Onlar), iman edenlerle eğleniyorlar Halbuki takva sahibi olan o müminler, kıyamet günü onların üstündedir Allah dilediğine hesapsız rızık verir

213- İnsanlar tek bir ümmetti Ayrılmaları üzerine Allah, rahmetinin müjdecileri ve azabının habercileri olmak üzere peygamberler gönderdi ve beraberlerinde hak ile ilgili kitap indirdi ki, insanların, aralarında ihtilaf ettikleri şeyler hakkında hakem olsun Bunda da sırf o kitap verilenler, kendilerine bunca deliller geldikten sonra tuttular, aralarındaki hırs ve kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler Bunun üzerine Allah kendi izniyle, iman edenleri, onların hakkında anlaşmazlığa düştükleri hakka, ulaştırdı Allah, dilediğini doğru yola iletir

214- Yoksa siz, kendinizden önce gelip geçenlerin hali (uğradıkları sıkıntılar) başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız? Onlara

öyle yoksulluklar, öyle sıkıntılar dokundu ve öyle sarsıldılar ki, hatta peygamber ve beraberinde iman edenler: "Allah'ın yardımı ne zaman?" derlerdi Bak işte! Gerçekten Allah'ın yardımı yakındır

215- Ey Muhammed! Sana nereye infak edeceklerini soruyorlar De ki: Hayır olarak verdiğiniz nafaka, ana baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir Hayır olarak daha ne yaparsanız herhalde Allah onu bilir

216- Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür Allah bilir, siz bilmezsiniz

217- Ey Muhammed! Sana haram aydan ve o ayda savaşmaktan soruyorlar De ki: O ayda savaşmak, büyük bir günahtır Bununla beraber Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, insanları, Mescid-i Haram'dan menetmek ve halkını oradan çıkarmak, Allah yanında daha büyük bir günahtır ve fitne, öldürmekten daha büyük bir vebaldir Onlar, güçleri yeterse, sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşmaktan hiçbir zaman geri durmazlar Sizden de her kim, dininden döner ve kâfir olarak can verirse artık onların bütün amelleri, dünyada ve ahirette boşa gitmiştir İşte onlar, cehennemliklerdir Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır

218- Şüphesiz ki iman edenlere, Allah yolunda hicret edip, cihad edenlere gelince, işte onlar, Allah'ın rahmetini umarlar Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir

219- Ey Muhammed! Sana şarap ve kumardan soruyorlar De ki: Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır Fakat günahları, menfaatlerinden daha büyüktür Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor Umulur ki siz düşünürsünüz

220- Dünya ve ahiret hakkında (düşünürsünüz) Sana bir de yetimlerden soruyorlar De ki: Onlar hakkında yapacağınız bir ıslah, işlerine karışmamaktan daha hayırlıdır Eğer onlara karışırsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir Allah, bozguncuyla ıslah ediciyi bilir, birbirinden ayırd eder Eğer Allah dileseydi, sizi zora koşardı Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




221- Müşrik kadınları, iman etmedikçe nikâhlamayın Bir müşrik kadın, sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş olan bir cariye herhalde ondan daha hayırlıdır Müşrik erkeklere de mümin kadınları nikâh ettirmeyin Bir müşrik, sizin hoşunuza gitse bile, mümin bir köle elbette ondan daha hayırlıdır Onlar sizi ateşe davet ederler, Allah ise, kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor ve âyetlerini insanlara açıklıyor Umulur ki onlar hatırda tutup, öğüt alırlar

222-Ey Muhammed! Sana kadınların ay başı halinden de soruyorlar De ki: O bir eziyettir Onun için ay başı halinde oldukları zaman kadınlardan çekilin ve temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın İyice temizlendikleri zaman ise Allah'ın emrettiği yerden onlara varın, yaklaşın Şüphesiz ki Allah çok tövbe edenleri de sever, çok temizlenenleri de sever

223-Kadınlarınız, sizin için bir tarladır O halde tarlanıza dilediğiniz gibi varın ve kendiniz için ileriye hazırlık yapın Allah'tan korkun ve bilin ki siz mutlaka O'nun huzuruna varacaksınız Ey Muhammed, müminleri müjdele!

224-Sözünüzde durmanız, kötülükten sakınmanız ve insanların arasını düzeltmeniz için, Allah'ı yeminlerinize hedef veya siper edip durmayın Allah, her şeyi işitir ve bilir

225-Allah, sizi yeminlerinizde bilmeyerek ettiğiniz lağıv (herhangi bir kasıt olmadan, kanaate göre yanlış yere yapılan yemin)dan sorumlu tutmaz Fakat kalbinizin kazandığı yalan yere yapılan yeminden sorumlu tutar Allah çok bağışlayıcıdır, çok halimdir

226-Kadınlarından îlâ edenler (onlara yaklaşmamaya yemin edenler) için dört ay beklemek vardır Eğer bu yeminlerinden dönerlerse, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir

227-Yok eğer boşamaya karar vermişlerse, şüphesiz ki Allah söylediklerini işitir, kurduklarını bilir

228-Boşanan kadınlar, kendi kendilerine üç adet süresi beklerler ve Allah'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri, kendilerine helâl olmaz Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa gizlemezler Kocaları da, barışmak istedikleri takdirde o süre içersinde onları geri almaya daha layıktırlar O kadınların, üzerlerindeki meşru hak gibi, kendilerinin de hakları vardır Yalnız erkekler için, onların üzerinde bir derece vardır Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir

229- Boşamak (talak) iki defadır Ondan sonrası ya iyilikle tutmak veya güzellikle salmaktır Onlara verdiklerinizden bir şey almanız da size helâl olmaz Ancak Allah'ın çizdiği hudutta duramayacaklarından korkmaları başka Eğer siz de bunların, Allah'ın çizdiği hudutta duramayacaklarından korkarsanız, kadının, ayrılmak için hakkından vazgeçmesinde artık ikisine de günah yoktur İşte bunlar, Allah'ın çizdiği hudududur Sakın bunları aşmayın, Her kim Allah'ın hududunu aşarsa, işte onlar zalimlerdir

230-Eğer kadını bir daha boşarsa, bundan sonra artık başka bir kocaya varıncaya kadar ona helâl olmaz Eğer ikinci koca da onu boşarsa, Allah'ın hududunu sağlam tutacaklarını ümid ettikleri takdirde öncekilerin birbirlerine dönmelerinde her ikisine de günah yoktur İşte bunlar, Allah'ın tayin ettiği hudududur Bunları, bilen bir kavim için açıklıyor

231-Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, artık kendilerini ya iyilikle tutun veya güzellikle salın Yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak onları tutmayın Her kim bunu yaparsa nefsine zulmetmiş olur Sakın Allah'ın âyetlerini alay konusu edinmeyin, Allah'ın üzerinizdeki nimetini, size kendisiyle öğüt vermek üzere indirdiği kitap ve hikmeti hatırlayıp, düşünün Hem Allah'tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilir

232-Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında meşru bir şekilde rızalaştıkları takdirde, kendilerini kocalarıyla nikâhlanacaklar diye sıkıştırıp, engellemeyin İşte bu, içinizden Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere verilen bir öğüttür Bu, sizin hakkınızda daha hayırlı ve daha nezihtir Allah bilir, siz bilemezsiniz

233-Anneler, çocuklarını, emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için tam iki yıl emzirirler Çocuk kendisine ait olan babaya da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri geleneklere uygun olarak bir borçtur Bununla beraber herkes ancak gücüne göre mükellef olur Çocuğu sebebiyle bir anne

de, çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın Varise düşen de yine aynı borçtur Eğer ana ve baba birbirleriyle istişare edip, her ikisinin de rızasıyla çocuğu memeden ayırmak isterlerse kendilerine bir günah yoktur Eğer çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz vereceğinizi güzel güzel verdikten sonra bunda da size bir günah yoktur Bununla beraber Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görür

234- İçinizden vefat edip de geride eşler bırakan kimselerin hanımları, kendi başlarına dört ay on gün beklerler İddet (bekleme) sürelerini bitirdikleri zaman, artık kendileri hakkında meşru bir şekilde yapacakları hareketten size bir günah yoktur Allah, yaptıklarınızdan haberdardır

235-Böyle kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda veya gönlünüzde tutmanızda size bir vebal yoktur Allah biliyor ki siz onları mutlaka anacaksınız Fakat meşru bir söz söylemekten başka bir şekilde kendileriyle gizlice sözleşmeyin Farz olan iddet sona erinceye kadar da nikâh akdine azmetmeyin (kesin karar vermeyin) Bilin ki Allah gönlünüzdekini bilir Öyle ise O'nun azabından sakının Yine bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok yumuşaktır

236-Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir takdir etmeden boşarsanız (bunda) size bir vebal yoktur Şu kadar ki onlara (mal verip) faydalandırın Eli geniş olan hâline göre, eli dar olan da haline göre ve güzellikle faydalandırmalıdır Bu, iyilik yapanlar üzerine bir borçtur

237-Eğer onları, kendilerine dokunmadan önce boşar ve mehri de kesmiş bulunursanız, o zaman borç, o kestiğiniz miktarın yarısıdır Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimse bağışlarsa başka Ey erkekler! sizin bağışlamanız ise takvaya daha yakındır Aranızdaki fazileti unutmayın şüphesiz ki Allah, her ne yaparsanız hakkiyle görür

238-Namazlara ve orta namaza devam edin ve Allah için boyun eğerek kalkıp namaza durun

239-Eğer bir korku hâlindeyseniz, yaya veya binekli olarak giderken kılın, (korkudan) emin olduğunuz zaman da böyle bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı zikredin (namazlarınızı yine her zamanki gibi huşû ile kılın)

240-İçinizden hanımlarını geride bırakarak vefat edecek olanlar, eşleri için senesine kadar evlerinden çıkarılmaksızın kendilerine yetecek bir malı vasiyet ederler Bununla birlikte eğer kendileri çıkarlarsa, kendi haklarında yaptıkları meşru bir hareketten dolayı size bir sorumluluk yoktur Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir

241- Boşanmış kadınlar için de meşru ve geleneğe uygun şekilde bir '(intifa hakkı) vardır ki verilmesi, Allah'tan korkanlar üzerine bir borçtur

242-İşte akıllarınız ersin diye, Allah size âyetlerini böylece açıklıyor

243- Görmedin mi o kimseleri ki kendileri binlerce kişi iken ölüm korkusuyla yurtlarından çıktılar Allah da kendilerine "ölün!" dedi, sonra da onlara bir hayat verdi Şüphesiz ki Allah, insanlara karşı bir lütuf sahibidir Fakat insanların pek çokları şükretmezler

244- O halde Allah yolunda çarpışın ve bilin ki Allah, her şeyi işitir ve bilir

245- Kimdir o adam ki Allah'a güzel bir ödünç versin de Allah da ona birçok katlarını ödesin Allah darlık da verir, genişlik de verir Hepiniz de O'na döndürülüp götürüleceksiniz

246- Baksana, İsrail oğullarının Musa'dan sonra ileri gelenlerine! Hani onlar, bir peygamberlerine: "Bize bir kumandan gönder de Allah yolunda savaşalım" dediler O da: "Size savaş farz kılınırsa, acaba yapmamazlık eder misiniz?" dedi Onlar: "Bize ne oldu da yurtlarımızdan çıkarıldığımız ve çocuklarımızdan ayrıldığımız halde Allah yolunda savaşmayalım?" dediler Bunun üzerine savaş kendilerine farz kılınınca da onlardan pek azı hariç, yüz çevirdiler Ama Allah, o zalimleri bilir

247- Peygamberleri onlara: "Allah, size hükümdar olmak üzere Talût'u gönderdi" demişti Onlar: "Ona bizim üzerimize hükümdar olmak nereden geldi? Oysa hükümdarlığa biz ondan daha lâyıkız, ona maldan bir genişlik, bir bolluk da verilmemiştir" dediler Peygamberleri de "Onu sizin başınıza Allah seçmiş ve ona bilgi ve vücut bakımından bir güç, bir genişlik vermiştir" dedi Hem Allah, mülkünü dilediğine verir Allah'ın rahmeti geniştir, o her şeyi bilir

248-Peygamberleri, onlara şunu da söylemişti: Haberiniz olsun, Onun hükümdarlığının alâmeti, size o tabutun gelmesi olacaktır ki onda Rabbinizden

bir sekine (sükûnet, gönül rahatlığı), Musa ve Harun ailelerinin bıraktıklarından bir bakiyye (kalıntı) vardır Onu melekler getirecektir Eğer iman etmiş kimselerden iseniz, bunda sizin için kesin bir ibret, bir alâmet vardır

249-Talut, ordu ile hareket edince dedi ki: "Allah sizi mutlaka bir nehirle imtihan edecek Kim ondan içerse, benden değildir Kim de onu tatmazsa, işte o bendendir Ancak eliyle bir avuç alan başka (bu kadarına ruhsat vardır)" Derken içlerinden pek azı hariç, hepsi de varır varmaz ondan içtiler Talut ve beraberindeki iman eden kimseler nehri geçtiklerinde "Bizim bugün, Calut ile ordusuna karşı duracak gücümüz yok" dediler Allah'a kavuşacaklarına inanıp, bilenler ise şu cevabı verdiler: "Nice az topluluklar, Allah'ın izniyle nice çok topluluklara galip gelmişlerdir Allah, sabırlılarla beraberdir"

250-Calut ve ordusuna karşı savaş meydanına çıktıkları zaman da şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Üzerlerimize sabır dök, ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!"

251-Derken, Allah'ın izniyle onları tamamen bozdular Davud, Calut'u öldürdü ve Allah, kendisine hükümdarlık ve hikmet (peygamberlik) verdi ve ona dilediği şeylerden de öğretti Eğer Allah'ın, insanları birbirleriyle savması olmasaydı, yeryüzü mutlaka bozulur giderdi Fakat Allah, bütün âlemlere karşı büyük bir lütuf sahibidir

252-İşte bunlar, Allah'ın âyetleridir Onları sana hakkıyla okuyoruz Şüphesiz ki sen o gönderilen resullerdensin

253- O işaret olunan resuller yok mu, biz onların bazısını, bazısından üstün kıldık İçlerinden kimi var ki Allah, kendisiyle konuştu, bazısını da derecelerle daha yükseklere çıkardı Biz Meryem oğlu İsa'ya da o delilleri verdik ve kendisini Rûhu'l-Kudüs (Cebrail) ile kuvvetlendirdik Eğer Allah dileseydi, bunların arkasındaki ümmetler, kendilerine o deliller geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi Fakat ihtilâfa düştüler, kimi iman etti, kimi inkâr etti Yine Allah dileseydi, birbirlerinin kanına girmezlerdi Fakat Allah dilediğini yapar

254- Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin bulunmadığı bir gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın Kâfirlere gelince, onlar zalimlerdir

255- Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur O daima diridir (hayydır), bütün varlığın idaresini yürüten (kayyum)dir O'nu ne gaflet basar, ne de uyku Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir? O, kullarının önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir Onlar ise, O'nun dilediği kadarından başka ilminden hiç bir şey kavrayamazlar O'nun kürsisi, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır Onların her ikisini de görüp gözetmek O'na bir ağırlık vermez O çok yücedir, çok büyüktür

256-Dinde zorlama yoktur Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz Allah, her şeyi işitir ve bilir

257- Allah, iman edenlerin velisidir Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır İnkâr edenlerin velileri de tağuttur, onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar İşte onlar cehennemliklerdir Orada ebedî olarak kalırlar

258- Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye, Rabbi hakkında İbrahim'le tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim, ona: "Benim Rabbim odur ki, hem diriltir, hem öldürür" dediği zaman: "Ben de diriltir ve öldürürüm" demişti İbrahim: "Allah güneşi doğudan getiriyor, haydi sen onu batıdan getir!" deyince o inkâr eden herif şaşırıp kaldı Öyle ya, Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez

259- Yahut o kimse gibisini (görmedin mi) ki, bir şehre uğramıştı, altı

üstüne gelmiş, ıpıssız yatıyordu "Bunu bu ölümünden sonra Allah, nerden diriltecek?" dedi Bunun üzerine Allah onu yüz sene öldürdü, sonra diriltti, "Ne kadar kaldın?" diye sordu O da: "Bir gün, yahut bir günden eksik kaldım" dedi Allah buyurdu ki: "Hayır, yüz sene kaldın, öyle iken bak yiyeceğine, içeceğine henüz bozulmamış, hele eşeğine bak, hem bunlar, seni insanlara karşı kudretimizin bir işareti kılalım diyedir Hele o kemiklere bak, onları nasıl birbirinin üzerine kaldırıyoruz? Sonra onlara nasıl et giydiriyoruz?" Böylece gerçek ona açıkça belli olunca: "Şimdi biliyorum ki, Allah her şeye kadirdir" dedi

260- Bir zamanlar İbrahim de: "Ey Rabbim! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster!" demişti Allah: "İnanmadın mı ki?" buyurdu İbrahim: "İnandım, fakat kalbim iyice yatışsın diye istiyorum" dedi Allah buyurdu ki: "Öyle ise kuşlardan dördünü tut da onları kendine çevir, iyice tanıdıktan sonra (kesip) her dağın başına onlardan birer parça dağıt, sonra da onları çağır, koşa koşa sana gelecekler ve bil ki, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir"

261- Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, bir tanenin durumu gibidir ki, yedi başak bitirmiş ve her başakta yüz tane var Allah, dilediğine daha da katlar Allah'ın rahmeti geniştir O, her şeyi bilir

262- Allah yolunda mallarını infak eden, sonra verdiklerinin arkasından başa kakmayı, gönül incitmeyi uygun görmeyen kimselerin Rableri yanında mükafatları vardır Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar, üzülmeyeceklerdir

263- Bir tatlı dil ve kusurları bağışlamak, arkasından eza ve gönül bulantısı gelecek bir sadakadan daha hayırlıdır Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, halimdir, yumuşak davranır

264- Ey iman edenler! Sadakalarınızı, başa kakmak, gönül kırmakla boşa gidermeyin O adam gibi ki, insanlara gösteriş için malını dağıtır da ne Allah'a inanır, ne ahiret gününe Artık onun hâli, bir kayanın hâline benzer ki, üzerinde biraz toprak varmış, derken şiddetli bir sağnak inmiş de onu yalçın bir kaya halinde bırakıvermiş Öyle kimseler, kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler Allah, kâfirler topluluğunu doğru yola iletmez

265- Allah'ın rızasını aramak, kendilerini veya kendilerinden bir kısmını Allah yolunda sabit kılmak için mallarını Allah yolunda harcayanların hâli ise, bir tepedeki güzel bir bahçenin hâline benzer ki, ona kuvvetli bir sağnak düşmüş de yemişlerini iki kat vermiştir Böyle bir bahçeye yağmur düşmese bile mutlaka bir çisenti vardır Allah, yaptıklarınızı görür

266- Hiç biriniz ister mi ki, kendisinin hurmalık ve üzümlüklerden bir bahçesi olsun, altında ırmaklar aksın, içinde her türlü ürünü bulunsun da, kendi üzerine de ihtiyarlık çökmüş ve elleri ermez, güçleri yetmez küçük, zayıf çocukları olsun Derken ona ateşli bir bora isabet ediversin de o bahçe yanıversin İşte Allah, âyetlerini size böylece açıklıyor Umulur ki, düşünürsünüz

267- Ey iman edenler! İnfakı gerek kazandıklarınızın, gerek sizin

için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden yapın Kendinizin göz yummadan alıcısı olamıyacağınız fenasını vermeye yeltenmeyin Biliniz ki, Allah sadakalarınıza muhtaç değildir ve hamde layık olandır

268- Şeytan sizi fakirlikle korkutup çirkin çirkin şeylere teşvik eder Allah da lütfundan ve bağışlamasından birtakım vaatlerde bulunuyor Allah'ın lütfu geniştir O herşeyi bilendir

269- Dilediğine hikmet verir, hikmet verilene ise pek çok hayır verilmiş demektir Ve bunu ancak üstün akıllılar anlar

270- Her ne çeşit nafaka verdinizse veya ne türlü bir adak adadınızsa, Allah onu kesinlikle bilir Ve zalimlere hiçbir şekilde yardım olunmayacaktır

271- Sadakaları açıkça verirseniz o, ne iyi olur; yok eğer onları gizler de fakirlere öyle verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızın birçoğunun bağışlanmasına sebep olur Bilin ki, Allah, her ne yaparsanız hepsinden haberdardır

272- Onları yola getirmek senin boynuna borç değildir, ancak Allah dilediğini yola getirir Yaptığınız her iyilik sırf kendiniz içindir Siz yalnızca Allah rızasını gözetmenin dışında infak etmezsiniz İyilik cinsinden ne infak ederseniz o size aynen ödenir Size hiçbir şekilde haksızlık yapılmaz

273- Sadakalarınızı, kendilerini Allah yoluna adamış olan fakirlere veriniz Onlar yeryüzünde gezip dolaşmaya güç yetiremezler Utangaç olduklarından dolayı, bilmeyenler, onları zengin sanırlar Oysa sen onları yüzlerinden tanırsın Yüzsüzlük yapıp kimseden birşey de isteyemezler Ne türden bir iyilik yaparsanız, şüphe yok ki, Allah onu bilir

274- Mallarını gece ve gündüz, gizlice ve açıkça infak edenler yok mu, işte onların Rableri katında ecir ve mükafatları vardır Ve onlara herhangi bir korku yoktur, onlar hiçbir zaman mahzun da olmazlar

275- Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar Bu ceza onlara, "alışveriş de faiz gibidir" demeleri yüzündendir Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır

276- Allah faizi mahveder, oysa sadakaları bereketlendirir Allah günahta ve inkârda direnen hiç kimseyi sevmez

277- İman edip iyi işler yapan, namazı dosdoğru kılıp zekatı verenlerin Rabbleri katında elbette mükafatları vardır Onlara hiçbir korku olmadığı gibi, onlar mahzun da olmazlar

278- Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve artık faizin peşini bırakın, eğer gerçekten müminler iseniz

279- Eğer böyle yapmazsanız, o zaman Allah ve Resulü tarafından size savaş açılmış olduğunu bilin Eğer tevbe ederseniz, sermayeleriniz sizindir Haksızlık etmezsiniz, haksızlığa da uğramazsınız

280- Eğer borçlu darlık içindeyse, ona ödeme kolaylığına kadar bir süre tanıyın Ve bu gibi borçlulara alacağınızı bağışlayıp sadaka etmeniz eğer bilirseniz sizin için, daha hayırlıdır

281- Öyle bir günden korkunuz ki, o gün Allah'a döndürüleceksiniz Sonra da herkese kazancı tamamıyla ödenecek ve hiç kimse haksızlığa uğramayacaktır

282- Ey iman edenler! Belli bir vade ile karşılıklı borç alış verişinde bulunduğunuz vakit onu yazın Hem aranızda doğruluğuyla tanınmış yazı bilen biri yazsın Yazı bilen biri, Allah'ın, kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın da yazsın Bir de hak kendi üzerinde olan adam söyleyip yazdırsın ve herbiri yazarken Rabbi olan Allah'dan korksun da haktan birşey eksiltmesin Şayet borçlu bir bunak veya küçük bir çocuk veya söyleyip yazdıramıyacak durumda biri ise velisi doğrusunu söyleyip yazdırsın Erkeklerinizden hazırda olan iki kişiyi şahit de yapın Şayet iki tane erkek hazırda yoksa, o zaman doğruluğuna güvendiğiniz şahitlerden bir erkekle iki kadın ki, birisi unutunca, öbürü hatırlatsın, şahitler de çağırıldıklarında kaçınmasınlar; siz yazanlar da az olmuş, çok olmuş, onu vadesine kadar yazmaktan usanmayın Bu, Allah katında adalete daha uygun olduğu gibi; hem şahitlik için daha sağlam, hem şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir Meğer ki, aranızda hemen devredeceğiniz bir ticaret olsun, o zaman bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur Alım satım yaptığınız vakit de yine şahit tutun Ayrıca ne yazan, ne de şahitlik eden bir zarar görmesin Eğer onlara zarar verirseniz, o işte mutlaka size dokunacak bir günah olur Üstelik Allah'dan korkun Allah size ayrıntılarıyla öğretiyor ve Allah her şeyi bilir

283- Şayet siz sefer üzere olur bir kâtip de bulamazsanız, o vakit alınmış bir rehin belge yerine geçer Yok eğer birbirinize güveniyorsanız kendisine güvenilen adam Rabbi olan Allah'dan korksun da üzerindeki emaneti ödesin Bir de şahitliğinizi inkâr edip gizlemeyin, onu kim inkâr ederse mutlaka onun kalbi vebal içindedir Her ne yaparsanız Allah onu bilir

284- Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır Siz içinizdekileri açığa vursanız da gizli tutsanız da Allah onunla sizi hesaba çeker Sonra dilediğini bağışlar, dilediğine de azab eder Allah her şeye kadirdir

285- Peygamber, Rabbi'nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti Müminlerin de hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler "Biz Allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır" dediler

286- Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez Herkesin kazandığı hayır kendisine, yaptığı kötülüğün zararı yine kendisinedir Ey Rabbimiz, eğer unuttuk ya da yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme! Ey Rabbimiz, bize bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceği yükü de yükleme! Bağışla bizi, mağfiret et bizi, rahmet et bize! Sensin bizim Mevlamız, kâfir kavimlere karşı yardım et bize

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




BELED



Bismillahirrahmanirrahim

1- Andolsun bu beldeye

2- Ki sen bu beldede oturmaktasin

3- Ve and olsun baba ve çocuguna

4- Biz insani gerçekten bir sikinti içinde yarattik

5- Insan, kendisine karsi kimse güç yetiremez mi saniyor?

6- Ben, yigin yigin mal yok ettim diyor

7- Kendisini bir gören olmadi mi saniyor?

8- Biz ona iki göz vermedik mi?

9- Bir dil ve iki dudak?

10- Ona iki yolu gösterdik

11- Fakat o, o sarp yokusa gögüs veremedi

12- Bildin mi sen, o sarp yokus nedir?

13- Köle azat etmek,

14- Veya salgin bir kitlik gününde yemek yedirmektir,

15- Yakinligi olan bir yetime,

16- Veya hiçbir seyi olmayan yoksula

17- Sonra da iman edip de sabri tavsiye eden ve merhamet tavsiye edenlerden olmaktir

18- Iste bunlar, amel defterleri saglarindan verilenlerdir

19- Âyetlerimizi tanimayanlar ise, onlardir iste amel defterleri sollarindan verilenler

20-Onlarin üzerlerine bir ates bastirilip kapilari kapanacaktir



BEYYİNE


Bismillahirrahmanirrahim

1- Kitap ehlinden ve müsriklerden (Hakk'i) tanimayanlar, kendilerine açik delil gelinceye kadar inkârlarindan ayrilacak degillerdi

2- (Bu delil), tertemiz sayfalari okuyan, Allah tarafindan gönderilmis bir peygamberdir

3- O sayfalarda, en dogru hükümler vardir

4- Kitap ehli, ancak kendilerine apaçik delil geldikten sonra ayriliga düstüler

5- Halbuki onlar, dini sadece Allah'a tahsis ederek, Allah'i birleyerek, ancak Allah'a ibadet etmekle, namazi kilmakla ve zekati vermekle emrolunmuslardir Iste dosdogru din budur

6- Kâfirler, gerek kitap ehlinden olsun gerek puta tapanlardan olsun muhakkak, cehennem atesindedirler Orada ebedî olarak kalacaklardir Onlar, insanlarin en serlileridir

7- Inanan ve güzel amel isleyenler de insanlarin en hayirlilaridir

8-Rableri katinda onlarin mükâfati, altlarindan irmaklar akan Adn cennetleridir Orada ebedî olarak kalacaklardir Allah onlardan razi olmus, onlar da O'ndan razi olmuslardir Iste bu mükâfat, Rabbine saygi gösterene mahsustur



BURUC



Bismillahirrahmanirrahim

1- Burçlar sahibi gökyüzüne,

2- Vaad olunan o güne,

3- Sahitlik edene ve edilene andolsun ki,

4- Kahroldu o hendegin sahipleri,

5- O çirali atesin,

6- Hani o atesin basina oturmuslar,

7- Müminlere yaptiklarini seyrediyorlardi

8- Müminlere kizmalarinin sebebi de, onlarin yalniz çok güçlü ve övgüye lâyik olan Allah'a iman etmeleri idi

9- O Allah ki, göklerin ve yerin hükümranligi O'nundur ve Allah her seye sahittir

10- Inanan erkek ve kadinlara iskence yapip sonra da tevbe etmeyenlere cehennem azabi ve yangin azabi vardir

11- Inanan ve iyi amel yapanlar için de altindan irmaklar akan cennetler vardir Iste büyük kurtulus odur

12- Kuskusuz Rabbinin yakalamasi serttir

13- Yoktan o yaratir ve tekrar o diriltir

14- Bununla beraber çok bagislayandir, çok sevendir

15- Ars'in sahibidir, yücedir

16- Diledigini yapandir

17- O ordularin kissasi sana geldi mi?

18- Yani Firavun ve Semud'un?

19- Fakat o inkarcilar hâlâ bir yalanlama içinde

20- Oysa Allah onlari arkalarindan kusatmistir

21- Hayir o serefli bir Kur'ân'dir

22-Levh-i Mahfuz'dadir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




CASİYE



Bismillahirrahmanirrahim

1- Hâ, mîm

2- Bu kitap, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafindan indirilmistir

3- Süphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardir

3- Süphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardir

4- Sizin yaratilisinizda ve çesitli canlilari yeryüzüne yaymasinda kesin olarak inanan kimseler için ibretler vardir

5- Gece ile gündüzün degismesinde ve Allah'in gökten bir rizik sebebi olan yagmuru indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârlari yönlendirmesinde aklini kullanan bir topluluk için nice deliller vardir

6- Iste bunlar, Allah'in âyetleridir Sana onlari hakkiyla okuyoruz Artik Allah'a ve âyetlerine inanmadiktan sonra hangi söze inanacaklar?

7- Her günahkâr kisinin vay haline!

8- O kimse Allah'in kendisine okunan âyetlerini isitir de, sonra sanki kibrinden hiç isitmemis gibi israr eder Iste sen onu, can yakici bir azabla müjdele!

9- Âyetlerimizden birsey ögrendigi zaman, onu alaya aliyor Iste onlar için rezil ve rüsvay edici bir azap vardir

10- Ötelerinde cehennem var Ne kazandiklari seyler, ne de Allah'tan baska edindikleri dostlar, kendilerinden hiçbir seyi (azabi) kaldiramaz Onlar için büyük bir azab vardir

11- Bu Kur'an bir hidâyettir Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere ise, en siddetlisinden acikli bir azab vardir

12- Allah O (yüce) zâttir ki, emriyle içinde gemilerin seyretmesi, sizin de O'nun lütfundan rizik aramaniz ve sükretmeniz için denizi emrinize vermistir

13- O, göklerde ve yerde bulunan herseyi kendinden bir lütuf olarak sizin hizmetinize vermistir Süphesiz bunda düsünen topluluklar için ibret ve deliller vardir

14- Ey Muhammed! Iman edenlere söyle: Allah'in cezalandiracagi günlerin gelecegini ummayanlari simdilik bagislasinlar Çünkü Allah her kavmi kazandiklariyla cezalandiracaktir

15- Her kim iyi bir is yaparsa onun faydasi kendisinedir Kim de kötülük yaparsa zarari yine kendinedir Sonra hep Rabbinize döndürüleceksiniz

16- Andolsun ki biz, vaktiyle Israilogullari'na kitap, hüküm ve peygamberlik vermistik Onlari temiz riziklarla riziklandirmistik Ve onlari âlemlerden üstün kilmistik

17- Din hususunda onlara apaçik deliller verdik Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra aralarindaki çekememezlik ve düsmanlik yüzünden ayriliga düsmüslerdi Süphesiz Rabbin, ayriliga düstükleri seylerde, kiyâmet günü aralarinda hükmedecektir

18- Sonra (Ey Muhammed) seni din hususunda apaçik bir seriat sahibi kildik Sen ona uy, bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma

19- Çünkü onlar Allah'tan gelecek hiçbir seyi senden uzaklastiramazlar Süphesiz zâlimler, birbirlerinin dostlaridir Allah ise müttakilerin dostudur

20- Bu (Kur'an) insanlarin kalb gözünü açan bir nur, kesin bilgi edinmek isteyen bir toplum için de hidâyet ve rahmettir

21- Yoksa, kötülük isleyenler, hayatlarinda ve ölümlerinde kendilerini, iman edip iyi ameller isleyen kimselerle bir tutacagimizi mi zannettiler? Ne kötü hüküm veriyorlar!

22- Halbuki Allah, gökleri ve yeri hak ile yaratti Hem de herkese yaptiginin karsiligi verilmek üzere, onlara asla haksizlik edilmez

23- (Ey Muhammed!) Hevâ ve hevesini kendine ilâh edinen, Allah'in kendi ilmi dahilinde saptirdigi, kulagini ve kalbini mühürleyip gözüne perde çektigi kimseyi görüyor musun? Simdi onu Allah'tan baska kim hidâyete erdirebilir? Hala düsünmez misiniz?

24- Hem müsrikler dediler ki: "Hayat, ancak bu dünya hayatimizdan ibarettir Ölürüz ve yasariz Bizi ancak geçen zaman yokluga sürükler Halbuki onlarin bu hususta hiçbir bilgileri yoktur Onlar, sadece böyle zannederler

25- Kendilerine âyetlerimiz açikça okundugu zaman; "Eger sözünüzde dogru iseniz atalarimizi diriltip getirin" demekten baska söylenecek hiçbir delil yoktur

26- (Ey Muhammed!) De ki: "Allah sizi diriltir Sonra sizi o öldürür, sonra da geleceginde süphe olmayan kiyamet gününde (diriltip) bir araya toplar Fakat insanlarin çogu bilmezler

27- Göklerin ve yerin mülkü sadece Allah'indir Kiyâmetin kapacagi gün varya, iste o gün batila sapanlar hep hüsrana düsecekler

28- O gün her ümmeti, diz çökmüs görürsün Her ümmet, kendi kitabina çagirilir, onlara: "Bugün yaptiginiz amellerin cezasi verilecektir

29- Iste kitabiniz, yüzünüze karsi hakki söylüyor, çünkü biz sizin yaptiklarnizi hep kaydediyorduk" (denir)

30- Iman edip iyi isler yapanlara gelince; Rableri onlari rahmeti içine koyacaktir Iste apaçik kurtulus budur

31, Ama kâfirlere gelince; onlara da denilir ki; "Size âyetlerim okunmadi mi? Siz büyüklük tasladiniz ve günah isleyen bir kavim oldunuz degil mi?

32- Allah'in vaadi gerçektir "O kiyâmetin geleceginde süphe yoktur" denildiginde "Kiyamet nedir bilmiyoruz" Yalniz bir zandan ibârettir saniyoruz Fakat bu hususta kesin bir bilgimiz yok" derdiniz

33- Derken yaptiklari amellerin kötülügü gözlerinin önüne serildi, alay edip durduklari sey onlari kusativerdi

34- O gün kâfirlere söyle denilir; "Siz, dünyada bugüne kavusmayi nasil unuttuysaniz, biz de bugün sizi öylece unutacagiz Yeriniz atestir ve sizin için yardimcilardan bir kimse de yoktur"

35- Bunun sebebi sudur; Siz Allah'in âyetlerini alaya aldiniz, dünya hayati sizi aldatti Artik bugün onlar, atesten çikarilmayacaklar ve kendilerinden özür dilemeleri de kabul edilmeyecektir

36- Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur

37- Göklerde ve yerde büyüklük ve hâkimiyet O'nundur O, Aziz'dir (herseye galiptir); Hakîm'dir (hüküm ve hikmet sahibidir)



CİN



Bismillahirrahmanirrahim

1- Deki: Hakikat bir takim cinnin Kur'ân dinleyip de söyle dedikleri bana vahyedildi Süphesiz biz, hayret verici bir Kur'ân dinledik

2- O Kur'ân hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik Rabbimize hiçbir seyi ortak kosmayacagiz

3- Dogrusu, Rabbimizin sani çok yüksektir Ne bir arkadas edinmistir, ne de bir çocuk

4- Meger bizim beyinsiz (Iblis), Allah hakkinda saçma seyler söylüyormus

5- Dogrusu biz insanlari ve cinleri Allah'a karsi asla yalan söylemez sanmisiz

6- Dogrusu insanlardan bazi erkekler, cinlerden bazi erkeklere siginirlardi da onlarin simarikliklarini artirirlardi

7- Dogrusu onlar sizin zannettiginiz gibi, zannetmislerdi ki, Allah asla kimseyi Peygamber göndermeyecek

8- (Cinler, dediler ki): "Biz göge dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk"

9- "Dogrusu biz gögün bazi mevkilerinde dinlemek için otururduk Fakat simdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor"

10- "Dogrusu biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayir mi diledi?"

11- Dogrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var Biz çesitli yollara ayrilmisiz

12- "Dogrusu biz anladik ki, Allah'i yerde acze düsürmemize imkân yok Kaçmakla da O'nu asla âciz birakamayacagiz"

13- "Dogrusu biz o hidayet rehberini dinledigimizde ona iman ettik Kim Rabbine inanirsa, ne hakkinin eksik verilmesinden korkar, ne de kendisine kötülük edilmesinden"

14- "Ve biz, bizlerden müslümanlar da var, hak yoldan sapanlar da var Müslüman olanlar, iste onlar dogru yolu arayanlardir"

15- Ama yoldan çikanlar, iste onlar cehenneme odun olmuslardir

16 Onlar gerçekten o yol üzere dosdogru gitselerdi, elbette kendilerine bol bir su verirdik

17- Ki onlari onunla sinayalim Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe yükselen bir azaba sokar

18- Mescitler kuskusuz Allah'indir O halde Allah ile birlikte kimseye yalvarmayin

19- Allah'in kulu (Hz Peygamber) kalkmis O'na dua ederken, neredeyse (cinler) onun etrafinda keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi

20- De ki: "Ben ancak Rabbime dua eder ve O'na hiçbir seyi ortak kosmam"

21- De ki, "Haberiniz olsun, ben size kendiligimden ne bir zarar verebilirim, ne de bir yol gösterebilirim"

22- De ki, "Allah'tan beni kimse kurtaramaz ve ben O'ndan baska bir siginacak bulamam"

23- "Benim yapabilecegim, sadece Allah'tan size duyuru yapmak ve O'nun elçilik görevlerini yerine getirmektir" Artik kim Allah'a ve onun elçisine bas kaldirirsa, ona içinde ebedi kalacaklari cehennem atesi vardir

24- Kendilerine vaad edilen seyi gördükleri zaman, kimin yardimcisinin en zayif ve en az oldugunu bileceklerdir

25- De ki: "Ben bilmem, o size vaad edilen sey yakin mi, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar"

26- O bütün gaybi bilir Fakat gaybini hiç kimseye açmaz

27- Ancak seçtigi elçiye açar Çünkü onun önünden ve ardindan gözetleyiciler salar

28-Bilsin diye ki, onlar Rablerinin elçiliklerini yerine getirmislerdir Allah onlarda bulunan her seyi kusatmis ve her seyi bir bir saymistir



CUMUA



Bismillahirrahmanirrahim

1- Göklerde ve yerde olanlarin hepsi padisah, mukaddes, azîz ve hakîm olan Allah'i tesbih etmektedir

2- O'dur ki ümmiler içinde, kendilerinden olan ve onlara Allah'in âyetlerini okuyan, onlari temizleyen, onlara kitap ve hikmeti ögreten bir Peygamber gönderdi Oysa onlar, önceden apaçik bir sapiklik içinde idiler

3- Henüz onlara katilmamis bulunan diger insanlara da (o Peygamberi göndermistir) O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir

4- Bu, Allah'in lütfudur Allah, büyük lütuf sahibidir

5- Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu tasimayanlarin durumu, kitaplar tasiyan esegin durumu gibidir Allah'in âyetlerini yalanlayanlarin durumu ne kötüdür Allah zalim toplumu dogru yola iletmez

6- De ki: "Ey Yahudi olanlar! Eger insanlar arasinda yalniz sizin, Allah'in dostlari oldugunuzu saniyorsaniz, o halde ölümü temenni edin, dogru iseniz?"

7- Ama onlar, ellerinin (yapip) öne sürdügü (isler) yüzünden ölümü asla temenni etmezler Allah zalimleri bilir

8- De ki: "Sizin kendisinden kaçtiginiz ölüm, muhakkak sizi bulacaktir Sonra görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz O size (bütün) yaptiklarinizi haber verecektir

9- Ey inananlar! Cuma günü namaz için çagrildigi(niz) zaman, Allah'i anmaya kosun, alisverisi birakin Eger bilirseniz, bu sizin için daha hayirlidir

10- Namaz kilindiktan sonra yeryüzüne dagilin ve Allah'in lütfundan (nasibinizi) arayin Allah'i çok anin ki kurtulusa eresiniz

11-Bir ticaret ve eglence gördükleri zaman hemen dagilip ona gittiler ve seni ayakta biraktilar De ki: "Allah'in yaninda bulunan, eglenceden ve ticaretten de hayirlidir Allah, rizik verenlerin en hayirlisidir"

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




DUHA



ıÜüBismillahirrahmanirrahim

1- Andolsun kusluk vaktine

2- Ve sakinlestigi zaman geceye ki,

3- Rabbin seni birakmadi ve darilmadi

4- Ahiret senin için dünyadan iyi olacaktir

5- Rabbin sana verecek ve sen hosnut olacaksin

6- O seni yetim bulup da barindirmadi mi?

7- Seni yol bilmez bulup yola iletmedi mi?

8- Seni yoksul bulup zengin etmedi mi?

9- Öyleyse sakin yetimi ezme

10- Dilenciyi de azarlama

11-Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat



DUHAN



Bismillahirrahmanirrahim

1- Hâ, mîm

2-3- O apaçik Kitab'a andolsun ki biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik Çünkü biz onunla insanlari uyarmaktayiz

4-5-6- O gecede her hikmetli is tarafimizdan bir emirle ayrilir Gerçekten biz Rabbin tarafindan bir rahmet olarak peygamberler göndeririz Süphesiz ki O, herseyi isitir ve bilir

7- Siz eger kesin olarak inaniyorsaniz, iyi bilin ki Allah göklerin, yerin ve ikisi arasindakilerin Rabbidir

8- Ondan baska hiçbir ilâh yoktur O hem yasatir, hem öldürür O sizin de Rabbiniz, sizden önceki babalarinizin da Rabbidir

9- Fakat kâfirler bir süphe içinde oynayip egleniyorlar

10-11- Ey Muhammed! Simdi sen gögün, insanlari bürüyecek açik bir duman getirecegi günü gözetle Bu aci bir azabdir

12- O gün insanlar: "Ey Rabbimiz! Bizden azabi kaldir Artik biz inaniyoruz" derler

13- Onlar için bunu düsünüp ögüt almak nerede? Oysa kendilerine gerçegi açiklayan bir de peygamber gelmisti

14- Sonra onlar, o peygamberden yüz çevirdiler ve: "Bu ögretilmis bir delidir" dediler

15- Biz o azabi sizden birazcik kaldiririz Ama siz mutlaka eski halinize dönersiniz

16- Biz o büyük siddetle çarptigimiz gün mutlaka intikamimizi aliriz

17- Andolsun ki, biz onlardan önce Firavun kavmini de denemistik Onlara çok kiymetli bir peygamber gelmisti

18- O peygamber onlara söyle demisti: "Esaretiniz altindaki Allah'in kullarini bana teslim edin Çünkü ben size gönderilmis güvenilir bir peygamberim

19- Allah'a karsi üstünlük taslamayin Süphesiz ki ben size apaçik bir delil getiriyorum

20- Gerçekten ben, beni taslamanizdan dolayi benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a sigindim

21- Eger siz bana iman etmezseniz hemen yanimdan uzaklasin"

22- Musa: "Süphesiz ki bunlar suçlu bir kavimdir" diyerek yardim etmesi için Rabbine yalvardi

23- Allah buyurdu ki: "Kullarimi geceleyin yürüt Çünkü siz takib edileceksiniz

24- Karsiya geçince denizi oldugu gibi açik birak Çünkü onlar suda bogulacak bir ordudur"

25- Onlar neler birakmislardi, ne bahçeler, ne pinarlar!

26- Ne ekinler, ne güzel kaynaklar,

27- Ve içinde eglenip durduklari nice nimetler ve refah!

28- Iste böylece biz onlari baska bir kavme miras biraktik

29- Gök ve yer onlarin üzerine aglamadi Onlara mühlet de verilmedi

30- Andolsun ki biz Israilogullarini o asagilayici azabdan kurtardik

31- Firavun'dan da kurtardik çünkü o üstünlük taslayip haddi asan bir zorbaydi

32- Andolsun ki biz onlari bilerek o zamanki alemlere üstün kildik

33- Biz onlara içinde apaçik bir imtihan bulunan mucizeler verdik

34- Gerçekten su kâfirler diyorlar ki:

35- "Bizim ilk ölümümüzden baska bir sey yoktur Biz tekrar diriltilecek degiliz

36- Eger siz dogru söyleyen kimselerseniz babalarinizi bize getirin"

37- Onlar mi daha hayirlidir, yoksa Tükba kavmi ile onlardan öncekiler mi? Biz onlarin hepsini de helak ettik Çünkü onlar suçluydular

38- Biz gökleri, yeri ve ikisi arasindakileri bir oyun ve eglence olsun diye yaratmadik

39- Biz onlari hak ve hikmetle yarattik Fakat onlarin çogu bunu bilmezler

40- Süphesiz ki hakki batildan ayird etme günü onlarin hepsinin bir araya toplanacagi gündür

40- Süphesiz ki hakki batildan ayird etme günü onlarin hepsinin bir araya toplanacagi gündür

41- O gün dostun dosta hiçbir faydasi olmaz Onlara yardim da edilmez

42- Ancak Allah'in merhamet ettigi kimseler böyle degildir Süphesiz ki Allah çok güçlüdür, çok merhamet edicidir

43- Gerçekten zakkum agaci,

44- Günahkârlarin yemegidir

45- O pota gibi karinlarda kaynar

46- O, kizgin bir sivinin kaynamasi gibidir

47- Allah meleklere söyle emreder "Sunu tutun da Cehennem'in ortasina sürükleyin"

48- "Sonra onun basinin üstüne kaynar su azabindan dökün"

49- Ona söyle denir! "Tat bakalim azabi! hani sen kendine göre çok güçlü ve çok üstündün

50- Iste sizin inkâr edip durdugunuz sey budur"

51- Süphesiz ki kötülükten sakinanlar güvenli bir makamdadirlar

52- Bahçelerde ve pinar baslarindadirlar

53- Onlar ince ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek karsilikli olarak otururlar

54- Iste böyle, biz onlari ayrica iri siyah gözlü hurilerle evlendiririz

55- Onlar orada güven içinde her çesit meyveyi isteyebilirler

56- Onlar orada ilk ölümden baska bir ölüm tatmazlar Allah onlari cehennem azabindan korumustur

57- (Bunlarin hepsi) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmistir) Iste büyük kurtulus budur

58- Biz Kur'ân'i senin dilinle indirip kolaylastirdik Umulur ki onlar ögüt alirlar

59-Artik sen onlarin baslarina gelecekleri bekle: Çünkü onlar da bekleyip durmaktadirlar



ENAM



Bismillahirrahmanirrahim

1- Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanliklari ve aydinligi var eden Allah'a mahsustur Böyleyken kâfirler hâlâ Rablerine baskalarini esit sayiyorlar

2- Sizi çamurdan yaratan, sonra size bir ecel takdir eden O'dur Tayin edilen bir ecel de (kiyamet zamani) O'nun katindadir Sonra bir de süphe ediyorsunuz

3- O, göklerde de, yerde de (tek) Allah'tir Sizin gizlinizi, açiginizi ve ne kazandiginizi bilir

4- Onlara Rab'lerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler

5- Hak, kendilerine gelince onu yalanladilar Alaya aldiklari seyin haberi yakinda kendilerine gelecektir

6- Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettigimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermedigimiz imkanlari onlara vermistik Onlara gökten bol bol yagmur indirmis, altlarindan irmaklar akitmistik Fakat onlari günahlarindan dolayi helak ettik Ve kendilerinden sonra baska bir nesil yarattik

7- Eger sana kagitta yazili bir kitap indirmis olsak da onu elleriyle tutsalardi, yine de o kâfirler: "Muhakkak ki bu, apaçik bir sihirdir" derlerdi

8- "O'na bir melek indirilmeli degil miydi?" dediler Eger bir melek indirseydik, is bitirilmis olurdu, sonra kendilerine hiç göz açtirilmazdi

9- Eger Peygamberi, biz bir melek yapsaydik, yine de onu bir adam seklinde yapardik ve onlari yine düstükleri kuskuya düsürürdük

10- Senden önce de peygamberlerle alay edilmisti Fakat onlardan alay edenleri, alay ettikleri sey kusativerdi

11- De ki: "Yeryüzünde dolasin da yalanlayanlarin sonu nasil olmus, görün!"

12- De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allah'indir" de O, rahmet etmeyi kendi nefsine yazmistir Sizi, varliginda asla süphe olmayan kiyamet gününde toplayacaktir Ama kendilerini zarara sokanlar inanmazlar

13- Gecede, gündüzde barinan her sey O'nundur O, isitendir, bilendir

14- De ki: "Gökleri ve yeri yoktan var eden, besleyen, fakat kendisi beslenmeyen Allah'tan baska dost mu tutayim?" "Ben Islâm olanlarin ilki olmakla emrolundum" de ve sakin Allah'a ortak kosanlardan olma

15- De ki: "Eger Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabindan korkarim"

16- O gün kimden azab giderilirse, kuskusuz Allah ona rahmet etmistir Iste apaçik kurtulus budur

17- Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine kendisinden baska açacak yoktur Ve eger sana bir hayir dokundursa, kuskusuz O, herseyi yapabilendir

18- O, kullarinin üstünde tam hâkimdir O, hüküm ve hikmet sahibidir, herseyden haberdardir

19- De ki: "Sahitlik yönünden hangi sey daha büyüktür?" De ki: "Allah, benimle sizin aranizda sahittir ve bana bu Kur'ân vahyolundu ki, onunla hem sizi, hem de sizden sonra kendisine ulasan herkesi uyarayim Allah'la beraber baska ilâhlar olduguna siz gerçekten sahitlik eder misiniz?" De ki: "Ben buna sahitlik etmem" "O, ancak ve ancak bir tek ilâhtir ve gerçekten ben, sizin ortak tuttugunuz seylerden uzagim"de

20 - Kendilerine Kitap verdigimiz kimseler, Peygamber'i, kendi ogullarini bildikleri gibi, bilirler Kendilerine yazik edenler var ya! Iste onlar iman etmezler

21- Allah'a iftira ederek yalan uydurandan veya âyetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Hiç süphe yok ki zalimler kurtulusa eremezler

22- O gün hepsini mahsere toplayacagiz Sonra Allah'a ortak kosanlara: " Hani nerede o Allah'a ortak saydiginiz ortaklariniz?" diyecegiz

23- Sonra, (Onlar): "Rabbimiz, Allah'a yemin ederiz ki, biz müsriklerden degildik" demekten baska bir özür bulamayacaklar

24- Bak, vicdanlarina karsi nasil yalan söylediler! O uydurduklari putlar da kendilerinden kaybolup gitti

25- Içlerinden seni dinleyenler de vardir, fakat biz, onu anlamalarina engel olmak için kalblerinin üstüne örtüler, kulaklarinin içine de agirlik koyduk Onlar, bütün delilleri görseler bile yine ona inanmazlar Hatta sana geldiklerinde seninle tartisirlar Ve o kâfirler: "Bu, öncekilerin masallarindan baska bir sey degildir" derler

26- Onlar, insanlari Kur'ân'a iman etmekten menederler, hem de kendileri ondan uzak dururlar Böylece yalniz kendilerini mahvediyorlar ama farkinda degiller

27- Onlarin, atesin üzerinde durdurulduklari zaman: "Ne olurdu dünyaya döndürülseydik, Rabb'imizin âyetlerini yalanlamasaydik da müminlerden olsaydik" dediklerini bir görsen!

28- Hayir, daha önce gizleyip durduklari karsilarina çikti da ondan, yoksa geri çevrilselerdi yine menedildikleri seyi yapmaya dönerlerdi Çünkü onlar yalancidirlar

29- Dediler ki:" Dünya hayatimizdan baska bir hayat yoktur, biz diriltilecek degiliz"

30- Rablerinin huzurunda durdurulduklari zaman onlari bir görsen! Rableri onlara söyle der: "Bu, bir gerçek degil midir?" Onlar da: "Rabbimize yemin ederiz ki gerçektir" derler Rableri de onlara: "Öyleyse inkâriniz sebebiyle azabi tadin!" der

31- Allah'in huzuruna çikmayi yalanlayanlar, gerçekten hüsrana ugramislardir Kiyamet günü ansizin gelince onlar, günahlarini sirtlarina yüklenmis olarak söyle derler: "Dünyada yaptigimiz kusurlardan dolayi yaziklar olsun bize!" Bakin yüklendikleri günah ne kötüdür!

32- Dünya hayati, eglence ve oyundan baska bir sey degildir Ahiret yurdu ise, Allah'tan korkanlar için daha hayirlidir Aklinizi kullanmaz misiniz?

33 - Onlarin söylediklerinin seni üzdügünü elbette biliyoruz Onlar aslinda seni yalanlamiyorlar, fakat, o zalimler Allah'in âyetlerini inkâr ediyorlar

34- Senden önce de peygamberler yalanlanmisti Kendilerine yardimimiz gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet olunmaya sabrettiler Allah'in sözlerini degistirecek hiçbir kimse yoktur Süphesiz ki sana, peygamberlerin haberlerinden bir kismi gelmistir

35- Eger onlarin yüz çevirmesi sana agir geldiyse, haydi gücün yetiyorsa yerin içine (inebilecegin) bir delik, ya da göge (çikabilecegin) bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin! Allah dileseydi, elbette onlari hidayet üzerinde toplardi O halde cahillerden olma!

36- Daveti ancak dinleyenler kabul ederler Ölülere gelince, Allah onlari diriltir, sonra O'na döndürülürler

37- Dediler ki: "Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli degil miydi?" De ki: "Süphesiz ki Allah, bir mucize indirmeye kâdirdir, fakat çoklari bilmezler"

38- Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadiyla uçan hiçbir kus yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasinlar Biz kitapta hiçbir seyi eksik birakmamisizdir, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanirlar

39- Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanliklar içinde kalmis sagir ve dilsizlerdir Allah diledigi kimseyi sasirtir, diledigi kimseyi de dogru yola koyar

40- De ki: "Kendinizi hiç düsündünüz mü, Allah'in azabi size gelse veya kiyamet vakti gelse, Allah'tan baskasina mi yalvarirsiniz? Eger sözünde dogru kimselerseniz cevap verin"

41- Hayir, yalniz o Allah'a yalvarirsiniz O da dilerse kaldirilmasini istediginiz belayi kaldirir ve o zaman ortak kostugunuz seyleri unutursunuz

42- Süphesiz ki senden önceki ümmetlere de peygamberler gönderdik Bize yalvarsinlar diye onlari darlik ve sikinti ile yakalayip cezalandirdik

43- Hiç olmazsa kendilerine baskinimiz geldigi zaman olsun, yalvarmali degiller miydi? Fakat kalbleri katilasti ve seytan yaptiklarini kendilerine güzel gösterdi

44- Kendilerine hatirlatilanlari unuttuklarinda, onlara her seyin kapisini açtik Nihayet kendilerine verilen o nimetlerle sevinip zevke dalinca onlari azabimizla ansizin yakalayiverdik Hemen ümitsizlige kapilip saskina döndüler

45- Böylece zulmeden kavmin kökü kesildi Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun

46- De ki: "Söyleyin bakalim, eger Allah kulaklarinizi ve gözlerinizi alir da kalblerinize mühür vurursa, Allah'tan baska onlari size getirecek tanri kimdir?" Dikkat et, âyetlerimizi nasil türlü türlü açikliyoruz, sonra da onlar yüz çeviriyorlar?

47- De ki: "Söyler misiniz bana! Size Allah'in azabi ansizin veya açikça gelirse, zalim toplumdan baskasi mi helak olur?"

48- Biz peygamberleri, ancak rahmetimizin müjdecileri ve azabimizin habercileri olmak üzere göndeririz Artik kim iman edip durumunu düzeltirse, onlara hiç korku yoktur Onlar mahzun da olmayacaklardir

49- Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, yapmakta olduklari fenaliklar yüzünden onlara azap dokunacaktir

50- De ki: "Size Allah'in hazineleri benim yanimdadir, demiyorum Gaybi da bilmiyorum Ve size, ben bir melegim de demiyorum Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum" De ki: "Kör ile gören bir olur mu? Hiç düsünmez misiniz?"

51- Rablerinin huzurunda toplanacaklarindan korkanlari Kur'an'la uyar Onlar için Allah'tan baska ne bir dost, ne de bir sefaatçi vardir Gerekir ki Allah'tan korkarlar

52- Sirf Allah'in rizasini dileyerek sabah aksam Rab'lerine dua edenleri huzurundan kovma Onlarin hesabindan sen sorumlu degilsin, onlar da senin hesabindan sorumlu degiller Onlari yanindan kovdugun takdirde zalimlerden olursun

53- Biz onlardan kimini kimi ile, "Allah aramizdan bunlara mi lutfunu layik gördü" desinler diye, iste böyle imtihan ettik Allah, sükredenleri daha iyi bilen degil midir?

54- Âyetlerimize inananlar sana geldikleri zaman onlara söyle söyle: Selam olsun size! Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdi Sizden her kim bilmeyerek bir kötülük isleyip de sonra arkasindan tevbe eder, kendini düzeltirse, muhakkak ki O, bagislayan, esirgeyendir"

55- Suçlularin tuttugu yol açiga çiksin diye, âyetleri iste böyle genisçe açikliyoruz

56- De ki: "Süphesiz ki bana, Allah'tan baska yalvardiklariniza ibadet etmem yasaklandi" De ki: "Sizin çarpik isteklerinize uymayacagim, (eger uyarsam) o zaman sapitmis olur, dogru yolda gidenlerden olmamis olurum"

57- De ki: "Ben Rabbimden apaçik bir delile dayanmaktayim, siz

ise onu yalanladiniz O çabuk gelmesini istediginiz azab benim elimde degildir, hüküm ancak Allah'a aittir, gerçegi O anlatir ve O, hakki bâtildan ayirdedenlerin en hayirlisidir"

58- De ki: "Sizin çabuk gelmesini istediginiz azab benim elimde olsaydi, benimle sizin aranizdaki durum herhalde sonuçlanmis olurdu Allah, zulmedenleri en iyi bilendir"

59- Gaybin anahtarlari O'nun katindadir, onlari O'ndan baskasi bilmez, karada ve denizde olanlari O bilir ve bir yaprak düsmez ki, onu O bilmesin; ne topragin karanliklarinda bir tane, ne de kuru ve yas hiçbir sey yoktur ki, o herseyi açiklayan Kitap'ta bulunmasin

60- Sizi geceleyin ölü gibi uyutan, gündüzün ne yaptiklarinizi bilen, sonra ölüm âni gelinceye kadar gündüzleri sizi uyandirip kaldiran O'dur Sonunda da dönüsünüz ancak O'nadir Sonra bütün yaptiklarinizi size O haber verecektir

61- O, kullari üzerinde hükümranligi sürdürür ve size koruyucular gönderir, sonunda sizden birinize ölüm geldigi vakit elçilerimiz, hiç eksiklik yapmadan, onun canini alirlar

62- Sonra da gerçek Mevlâlarina döndürülürler Dikkatli olun, hüküm ancak O'nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir

63- De ki: "Bizi bu tehlikeden kurtarirsa elbette sükredenlerden olacagiz" diye gizli ve asikâr O'na yalvarip dururken, karanin ve denizin karanliklarindan sizi kim kurtarir?

64- De ki: "Allah, sizi ondan ve bütün sikintilardan kurtarir, sonra da siz yine ortak kosarsiniz"

65- De ki: "O'nun üstünüzden ve ayaklarinizin altindan azab göndermeye, yahut sizi firkalara ayirip kiminizin kiminize hincini tattirmaya gücü yeter" Bak, âyetlerimizi nasil inceden inceye açikliyoruz ki, onlar iyice anlasinlar

66- Kavmin o (Kur'ân'i) yalan saydi, halbuki o gerçektir De ki: " Ben sizin vekiliniz degilim"

67- Her haberin kararlastirilmis bir zamani vardir, siz de onu yakinda bileceksiniz

68- Âyetlerimiz hakkinda münasebetsizlige dalanlari gördügün zaman hemen onlardan uzaklas ki, ondan baska söze dalsinlar Eger seytan bunu sana unutturursa hatirladiktan sonra hemen kalk, o zalimler topluluguyla oturma

69- Allah'tan korkanlara o zalimlerin hesabindan bir sorumluluk yoktur Fakat bu bir hatirlatmadir Gerekir ki sakinirlar

70- Dinlerini bir oyun ve bir eglence edinen ve kendilerini dünya hayatinin aldattigi kimseleri birak! Ve hiçbir kimsenin kazandigi sey yüzünden kendisini helake atmamasini, kendisi için Allah'tan baska hiç bir dost ve hiçbir sefaatçi bulunmadigini Kur'ân ile hatirlat O, azaptan kurtulmak için bütün varini feda etse, kendisinden alinmaz Onlar kazandiklari sey yüzünden helake ugratilmislardir Onlar için, inkâr ettiklerinden dolayi kaynar bir içecek ve can yakici bir azab vardir

71- De ki: "Biz Allah'i birakip da bize fayda veya zarar vermeyen seylere mi yalvaralim? Allah bizi dogru yola kavusturduktan sonra ardimiza mi dönelim? Arkadaslari, bize gel, diye dogru yola çagirdiklari halde yeryüzünde saskin saskin dolasip, seytanlarin ayartarak uçuruma çektikleri ahmak gibi mi olalim?" De ki: "Allah'in gösterdigi yol, yegane dogru yoldur Bize, bütün âlemlerin Rabb'ine teslim olmamiz emrolundu"

72- Bize: "Namazi dosdogru kilin, Allah'a karsi gelmekten sakinin" (diye emredildi), toplanacaginiz yer O'nun huzurudur

73- Gökleri ve yeri, yerli yerince yaratan O'dur Bir seye "ol" dedigi gün hemen oluverir O'nun sözü haktir "Sûr"a üfürüldügü gün de mülk ancak O'nundur O, gizliyi ve açigi bilendir O, hikmet sahibi, her seyden haberdardir

74- Ibrahim, babasi Âzer'e demisti ki: "sen putlari tanri mi ediniyorsun? Dogrusu ben seni ve kavmini açik bir sapiklik içinde görüyorum"

75- Böylece biz Ibrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu (muhtesem varliklarini) gösteriyorduk , in inananlardan olsun

76- Üzerine gece bastirinca, bir yildiz gördü:"Rabb'im budur" dedi Yildiz batinca da:" Ben batanlari sevmem" dedi

77- Ay'i dogarken gördü: "Rabb'im budur" dedi O da batinca: "Yemin ederim ki, Rabbim bana dogru yolu göstermeseydi, elbette sapikliga düsen topluluktan olurdum" dedi

78- Günes'i dogarken görünce: "Rabb'im budur, bu hepsinden büyük" dedi O da batinca dedi ki: "Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak kostugunuz seylerden uzagim"

79- "Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artik ben asla Allah'a ortak kosanlardan degilim"

80- Kavmi onunla tartismaya basladi O da onlara dedi ki: "Beni dogru yola eristirdigi halde Allah hakkinda benimle mücadele mi ediyorsunuz? O'na ortak kostuklarinizdan hiç korkmuyorum, ancak Rabbimin diledigi sey hariç Rabbim ilmiyle her seyi kusatmistir Hiç düsünmez misiniz?"

81- "Hakkinda hiçbir delil indirmedigi halde, siz Allah'a ortak kosmaktan korkmuyorsunuz da, ben sizin ortak kostuklarinizdan nasil korkarim?" Eger bilirseniz söyleyin, bu iki topluluktan hangisi güven içinde olmaya daha layiktir?

82- Iman edenler ve imanlarini zulüm ile karistirmayanlar Iste güven onlarindir ve dogru yolu bulanlar da onlardir

83- Iste bunlar, kavmine karsi Ibrahim'e verdigimiz delillerimizdir Diledigimizi derecelerle yükseltiriz Muhakkak Rabbin hikmet sahibidir, bilendir

84- Biz ona Ishak'i ve Yakub'u da hediye ettik: Hepsine de dogru yolu gösterdik Nitekim daha önce Nuh'a ve onun soyundan Davud'a, Süleyman'a, Eyyub'a, Yusuf'a, Musa'ya ve Harun'a da yol göstermistik Biz güzel davrananlara böyle karsilik veririz

85- Zekeriyya, Yahya, Isa ve Ilyas'a da (hidayet ettik) Hepsi de salih kullarimizdandi

86- Ismail, Elyesa, Yunus ve Lut'u da (hidayete erdirdik) Hepsini âlemlere üstün kildik

87- Babalarindan, çocuklarindan ve kardeslerinden bazilarini da (üstün kildik) Onlari seçtik ve dogru yola ilettik

88- Iste bu, Allah'in dogru yoludur Kullarindan diledigini o dogru yola iletir Eger onlar Allah'a ortak kossalardi, yaptiklari bütün amelleri bosa giderdi

89- Iste onlar, kendilerine kitap, hüküm (hikmet ve hükümranlik) ve peygamberlik verdigimiz kimselerdir Bunlar, ona inanmayacak olurlarsa, yerlerine, onu tanimamazlik etmiyecek bir toplum getiririz

90- Bunlar, Allah'in hidayet ettigi kimselerdir Sen de onlarin hidayetine uy De ki:"Ben ona karsilik sizden bir ücret istemiyorum O, sadece bütün âlemlere bir ögüttür

91- Onlar: "Allah insanlara hiçbir sey göndermemistir" demekle, Allah'i geregi gibi taniyamadilar De ki: Musa'nin insanlara aydinlik ve hidayet olmak üzere getirdigi, sizin parça parça kâgitlara çevirdiginiz, bir kismini belli ettiginiz, birçogunu gizlediginiz; sizinle babalarinizin, sayesinde bilmediginiz birçok seyleri ögrendiginiz Kitab'i kim gönderdi? (Onlara karsi sen) "Allah" de Sonra onlari birak, bos laflara dalarak oyalansinlar

92- Bu Kitap (Kur'ân), kendinden önceki kitaplari tasdik eden, sehirler anasi (Mekke) halkini ve çevresindeki bütün insanligi uyarman için indirdigimiz mübarek bir kitaptir Ahiret gününe iman edenler bu Kitab'a da iman ederler ve onlar namazlarina da devamlidirlar

93- Allah'a karsi yalan uyduran, yahut kendisine hiçbir sey vahyolunmadigi halde: "bana vahyedildi" diyen ve: "Allah'in indirdigi gibi bir kitap da ben indirecegim" diye iddiada bulunandan daha zalim kim olabilir? O zalimlerin halini ölüm siddeti içindeyken bir görsen! Melekler onlara ellerini uzatirlar ve:" Ruhunuzu teslim edin Bugün, Allah'a karsi haksiz seyler söylediginizden ve O'nun âyetlerine karsi böbürlenmenizden dolayi alçaltici bir azapla cezalandiralacaksiniz" derler

94- Bugün, sizi ilk defa yarattigimiz zamanki gibi yapayalniz huzurumuza geldiniz, size verdigimiz herseyi arkanizda biraktiniz Allah'in size göre ortagi olduklarini iddia ederek yardimlarina, sefaatlarina güvendiginiz ortaklari yaninizda görmüyoruz Aranizdaki bütün baglar artik kesilmis, güvendiklerinizin hepsi kaybolup gitmistir

95- Süphesiz ki taneleri ve çekirdekleri yaran Allah'tir O, ölüden diriyi çikarir, diriden de ölüyü çikaran O'dur Iste Allah budur O halde nasil yüz çevirirsiniz?

96- Karanligi yarip tanyerini agartan O'dur Geceyi, dinlenmek için; Günes'i, Ay'i (vakitlerinizi) hesaplamak için yaratmistir Iste bu, her seye galip gelen ve her seyi bilen Allah'in takdiridir

97- Kara ve denizin karanliklarinda yolunuzu bulasiniz diye yildizlari sizin için yaratan O'dur Süphesiz biz, bilen bir toplum için âyetleri genis bir sekilde açikladik

98- Sizi bir tek candan yaratan O'dur Sonra sizin için bir karar yeri, bir de emanet yeri vardir Biz âyetlerimizi, anlayan bir toplum için apaçik beyan ettik

99- Gökten suyu indiren O'dur Onunla her çesit bitkiyi çikardik, o bitkiden bir yesillik çikardik, ondan da birbiri üzerine binmis taneler; hurmanin tomurcugundan sarkan salkimlar, üzüm baglari, zeytin ve nar (bahçeleri) çikariyoruz (Bunlarin) kimi birbirine benzer, kimi benzemez Bunlar meyvelendikleri zaman meyvelerinin olgunlasmasina bakin! Bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardir

100- Onlar, Allah'a cinlerden de ortak kostular Halbuki onlari yaratan O'dur Bilgileri olmadan O'na ogullar, kizlar uydurdular O'nun sâni onlarin uydurduklari sifatlardan münezzeh ve yücedir

101- Gökleri ve yeri yoktan var eden O'dur Esi de olmadigi halde, nasil olur da çocugu olur? Her seyi yaratan O'dur Ve O, herseyi bilendir

102- Iste Rabbiniz Allah bu! O'ndan baska ilâh yoktur; O, her seyin yaratanidir O'na kulluk edin, O her seye vekildir

103- Gözler onu göremez, O ise bütün gözleri görür; O, lütuf sahibidir, her seyden haberlidir

104- Muhakkak size Rabbinizden basiretler (kalb gözleri) geldi Artik kim hakki görürse faydasi kendisine, kim de körlük ederse zarari kendisinedir Ben sizin bekçiniz degilim!

105- Iste böylece âyetleri türlü türlü çevirip açikliyoruz ki, onlar sana: "Sen bunlari bir yerlerden okuyup ögrenmissin" desinler ve bilen bir toplum için de onu iyice beyan edelim

106- Rabbinden sana vahyedilene uy O'ndan baska ilâh yoktur Ortak kosanlardan da yüz çevir

107- Allah dileseydi, ortak kosmazlardi Biz, seni onlar üzerine bekçi yapmadik, sen onlara vekil de degilsin!

108- Onlarin Allah'tan baska yalvardiklarina sövmeyin ki, onlar da bilmeyerek siniri asip Allah'a sövmesinler Biz, her ümmete yaptiklari isi böyle süslü gösterdik Sonunda dönüsleri Rablerinedir O, onlara ne yaptiklarini haber verir

109- Müsrikler, kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka iman edeceklerine dair en agir yeminleriyle Allah'a yemin ettiler De ki: "Mucizeler ancak Allah katindadir" Onlara mucizeler geldiginde de iman etmeyeceklerini siz nerden bileceksiniz?

110- Biz onlarin kalblerini ve gözlerini çeviririz de, onlar, ilkin iman etmedikleri gibi, gene de iman etmezler Biz de onlari taskinliklari içerisinde kör ve saskin birakiriz

111- Eger biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de kendileriyle konussaydi ve her seyi toplayip karsilarina getirseydik, Allah'in diledikleri hariç, yine de inanacak degillerdi, fakat çoklari bunu bilmezler

112- Biz böylece, her peygambere insan ve cin seytanlarini düsman yaptik Bunlar birbirini aldatmak için süslü sözlerle vesvese verirler

Rabbin dileseydi onu yapamazlardi Artik onlari iftiralari ile basbasa birak

113- Bir de ahirete iman etmeyenlerin kalbleri, o yaldizli söze kansin, ondan hoslansin ve isledikleri suçlari islemeye devam etsinler diye böyle yaparlar

114- Allah, size Kitab'i (Kur'ân'i) açiklanmis olarak indirdigi halde, ondan baska bir hakem mi arayayim? Kendilerine kitap verdiklerimiz, o Kur'ân'in, gerçekten Rabbin katindan hak olarak indirilmis oldugunu bilirler O halde sakin süphe edenlerden olma

115- Rabbinin sözü hem dogrulukça, hem de adaletçe tamamlanmistir O'nun sözlerini degistirebilecek hiç kimse yoktur O, isitendir, bilendir

116- Eger yeryüzündekilerin çogunluguna uyarsan seni Allah yolundan saptirirlar Çünkü onlar sadece "zann"a uyarlar ve saçmalarlar

117- Süphesiz ki Rabbin, yolundan kimlerin saptigini çok iyi bilir O, dogru yolda olanlari da çok iyi bilir

118- Eger Allah'in âyetlerine iman ediyorsaniz, Allah'in adi anilarak kesilen hayvanlardan yiyin

119- Size ne oluyor da Allah'in adi anilarak kesilenlerden yemiyorsunuz? Halbuki O size, mecbur kalmanizin disinda haram olan seyleri genisce açiklamistir Dogrusu birçoklari bilmeden keyiflerine uyarak insanlari dogru yoldan saptiriyorlar Muhakkak ki, Rabbin, siniri asanlari çok iyi bilir

120- Günahin açigini da, gizlisini de birakin! Günah kazananlar, yaptiklarinin cezasini çekecekler

121- Üzerlerine Allah'in ismi anilmamis olanlardan yemeyin, çünkü onu yemek yoldan çikmaktir Seytanlar, dostlarina, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar Eger onlara uyarsaniz, muhakkak ki, Allah'a ortak kosanlardan olursunuz

122- Ölü iken hidayetle dirilttigimiz, kendisine insanlar arasinda yürüyecek bir nûr verdigimiz kimse, karanliklar içinde kalip, ondan çikamayan kimse gibi olur mu? Fakat kâfirlere, yaptiklari, böyle süslü gösterilir

123- Böylece, her kentte ileri gelenleri, oranin suçlulari yaptik ki, orada hileler çevirsinler Halbuki bunlar, kötülügü baskasina degil kendilerine yapiyorlar da farkina varmiyorlar

124- Onlara bir âyet geldigi zaman: "Allah'in peygamberlerine verilenin aynisi bize de verilmedikçe iman etmeyiz" derler Allah peygamberligini kime verecegini daha iyi bilir Suçlu olanlara, yaptiklari hilelerinden dolayi Allah katindan bir zillet ve siddetli bir azap erisecektir

125- Allah kimi hidayete erdirmek isterse, onun gönlünü Islâm'a açar Kimi de saptirmak isterse, sanki göge yükseliyormus gibi, gögsünü dar ve sikintili yapar Allah, inanmayanlari iste böyle pislik içinde birakir

126- Iste Rabbinin dogru yolu budur Süphesiz biz, hatirlayip ibret alan bir kavim için âyetleri genis bir sekilde açikladik

127- Onlar için Rableri katinda selâmet yurdu vardir Yaptiklari iyi amellerden dolayi, Allah onlarin dostudur

128- (Allah), onlarin hepsini topladigi gün, cinlere: "Ey cin toplulugu! Insanlarin çogunu yoldan çikardiniz" der Insanlardan cinlerin dostu olanlar da söyle derler: "Rabbimiz! Biz birbirimizden faydalandik Nihayet bize tayin ettigin vademize ulastik" Allah da:"Sizin duraginiz cehennemdir Orada, Allah'in dilemesi müstesna, ebedi olarak kalacaksiniz" der Süphesiz Rabbin hikmet sahibidir, her seyi bilendir

129- Iste biz böylece, kazandiklari günahlardan dolayi zalimlerin bir kismini, diger bir kismina dost yapariz

130- (Allah) "Ey cin ve insan toplulugu! Içinizden size âyetlerimi anlatan ve bugününüze kavusacaginiz hususunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" deyince onlar: "Kendi aleyhimize sahidiz" derler Dünya hayati onlari aldatti ve kendilerinin kâfir olduklarina sahitlik ettiler

131- Bu (sundan dolayidir ki) Rabbin, halki habersiz iken ülkeleri zulüm ile helak edici degildir

132- Her birinin yaptiklarina göre dereceleri vardir Rabbin onlarin yaptiklarindan habersiz degildir

133- Rabb'in, hiçbir seye muhtaç degildir, merhamet sahibidir Sizi, baska bir kavmin soyundan getirdigi gibi, dilerse, sizi de yok edip, sizden sonra yerinize diledigini getirir

134- Size vaad edilenler muhakkak gelecektir, siz, onun önüne geçemezsiniz

135- De ki: "Ey kavmim! Gücünüz yettigince yapacaginizi yapin, ben de yapiyorum Yakinda (dünya) yurdunun sonunun kimin oldugunu bileceksiniz Muhakkak zalimler kurtulusa eremezler"

136- Allah'in yarattigi ekin ve hayvanlardan Allah'a bir hisse ayirmakta ve kendilerince: "Bu, Allah'a ait; su da ortaklarimiza ait" demektedirler Ortaklari için olan hisse Allah'a ulasmamakta, fakat Allah'a ayrilan hisse ortaklarina ulasmaktadir Verdikleri hüküm ne kötüdür

137- Yine ortaklari, müsriklerden çoguna evlatlarini öldürmeyi güzel gösterdi ki, hem kendilerini mahvetsinler, hem de dinlerini karistirip bozsunlar Allah dileseydi bunu yapamazlardi O halde onlari, uydurduklariyla bas basa birak!

138- Zanlarinca dediler ki:"Bunlar dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir Bunlari bizim diledigimizden baskasi yiyemez Bunlar da sirtina binilmesi yasaklanmis hayvanlar" Bir kisim hayvanlari da üzerlerine Allah'in adini anmadan bogazlarlar Bütün bunlari Allah'a iftira ederek yaparlar Allah onlari iftiralariyla cezalandiracaktir

139- Dediler ki: "Bu hayvanlarin karinlarindakiler sadece erkeklerimize ait olup kadinlarimiza haramdir" Eger ölü dogarsa o zaman hepsi onda ortaktir Bu nitelemelerinden dolayi Allah onlarin cezasini verecektir Çünkü O hikmet sahibidir, her seyi bilendir

140- Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarini öldürenler ve Allah'in kendilerine verdigi rizki, Allah'a iftira ederek haram kilanlar muhakkak ki, ziyana ugradilar Bunlar, dogru yoldan sapmislardir; hidayete erecek de degillerdir

141- Asmali ve asmasiz (üzüm) bahçeleri, hurmalari, ürünleri çesit çesit ekinleri, zeytinleri ve narlari, birbirine benzer ve benzemez biçimde yaratan O'dur Her biri meyve verince meyvesinden yiyin, hasat günü de hakkini (zekat ve sadakasini) verin; ama israf etmeyin, çünkü O, israf edenleri sevmez

142- Hayvanlardan da (çesit çesit yaratti) Kimi yük tasir, kiminin yününden dösek yapilir Allah'in size verdigi riziktan yiyin ve seytanin adimlarina uymayin (pesinden gitmeyin); çünkü o, sizin için apaçik bir düsmandir

143- Sekiz çift: Koyundan iki, keçiden iki De ki: "(Allah), iki erkegi mi haram kildi yoksa iki disiyi mi, ya da iki disinin rahimlerinde bulunan yavrulari mi? Eger dogru iseniz bana ilimle haber verin"

144- Ve deveden iki, sigirdan iki De ki: (Allah), "Iki erkegi mi haram kildi, yoksa iki disiyi mi, ya da iki disinin rahimlerinde bulunan yavrulari mi? Yoksa, Allah'in size böyle vasiyet ettigine sahitler mi oldunuz? (O'nun yaninda miydiniz?) Böyle hiçbir bilgiye dayanmadan, insanlari saptirmak için, Allah'a karsi yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Süphesiz Allah, o zalimler toplulugunu dogru yola iletmez"

145- De ki: "Bana vahyolunanda, (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmis bir sey bulamiyorum Ancak les, veya akitilmis kan, yahut domuz eti - ki bu gerçekten pistir yahut Allah'tan baskasi adina kesilmis bir hayvan olursa, bunlar haramdir Ama kim çaresiz kalirsa, (baskasinin hakkina) tecavüz etmemek ve zaruret sinirini asmamak üzere (bunlardan yiyebilir)" Çünkü Rabbin çok bagislayandir, merhamet edendir

146- Yahudilere bütün tirnakli hayvanlari haram kildik Sirtlarinda, yahut bagirsaklarinda bulunan, ya da kemige karisan yaglar disinda, sigir ve koyunun da, yaglarini onlara haram ettik Saldirganliklari yüzünden onlari böyle cezalandirdik Biz elbette dogru söyleyenleriz

147- Eger seni yalanladilarsa, de ki: "Rabbiniz genis rahmet sahibidir Bununla beraber O'nun azabi da suçlu toplumdan geri çevrilmez"

148- Allah'a ortak kosanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak kosardik, ne de atalarimiz ortak kosardi, hiçbir seyi de haram kilmazdik" Onlardan önce yalanlayanlar da böyle söylemislerdi de sonunda azabimizi tatmislardi De ki: "Yaninizda bize çikarabileceginiz bir bilgi mi var? Siz, sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmaliyorsunuz"

149- De ki: "En kesin ve üstün delil, Allah'indir Allah isteseydi, elbette hepinizi dogru yola iletirdi"

150- De ki: "Haydi, Allah bunu yasak etti diye taniklik edecek sahitlerinizi getirin" Eger onlar sahitlik ederlerse, sen onlarla beraber sahitlik etme Âyetlerimi yalanlayanlarin ve ahirete inanmayanlarin keyiflerine uyma Çünkü onlar Rablerine baskasini denk tutuyorlar

151- De ki: Rabbinizin size neleri haram kildigini okuyayim: O'na hiçbir seyi ortak kosmayin, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarinizi öldürmeyin, sizin de onlarin da rizkini biz veriyoruz Kötülüklerin açigina da, gizlisine de yaklasmayin Haksiz yere Allah'in haram kildigi cana kiymayin Düsünesiniz diye Allah size bunlari emretti

152- Yetimin malina yaklasmayin; yalniz erginlik çagina erisinceye kadar (malina) en güzel biçimde (yaklasabilir ve uygun sekilde harcayabilirsiniz) Ölçü ve tartiyi tam adaletle yapin Biz kimseye gücünün yettiginden fazlasini teklif etmeyiz Söylediginiz zaman da, yakininiz da olsa âdil olun ve Allah'a verdiginiz sözü tutun Ögüt alip düsünesiniz diye Allah bunlari size emretmistir

153- Iste benim dogru yolum budur; ona uyun Sizi O'nun yolundan ayiracak baska yollara uymayin (Azabindan) korunmaniz için Allah size böyle tavsiye etmistir

154- Sonra iyilik edenlere (nimetimizi) tamamlamak, her seyi açiklamak ve dogru yola iletici ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitab'i verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarina inansinlar

155- Iste bu (Kur'ân) da mübarek bir Kitap'tir Onu biz indirdik Ona uyun ve Allah'tan korkun ki, size rahmet edilsin

156- (Onu size indirdik ki "Kitap, sadece bizden önceki iki topluluga (yahudi ve hiristiyanlara) indirildi; biz ise, onlarin okumasindan habersizdik (o kitaplari okuyamiyor ve dillerini anlayamiyorduk)" demeyesiniz

157- Yahut: "Eger bize kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok dogru yolda olurduk", demeyesiniz Iste size de Rabbinizden açik delil, hidayet ve rahmet geldi Allah'in âyetlerini yalanlayip, onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Âyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmeleri sebebiyle azabin en kötüsüyle cezalandiracagiz

158- (Inanmak için) ille meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin gelmesini, ya da Rabbinin bazi âyetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Ama Rabbinin (azab) isaretlerinin geldigi gün, daha önce iman etmemis, yahut imaninda bir hayir kazanmamis kimseye, artik inanmasi bir fayda saglamaz De ki: "Bekleyin; biz de beklemekteyiz"

159- Dinlerini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, senin onlarla hiçbir iliskin yoktur Onlarin isi Allah'a kalmistir, sonra (Allah) onlara yaptiklarini haber verecektir

160- Kim iyilik getirirse, ona o (getirdigi)nin on kati vardir Kim kötülük getirirse, sadece onun dengiyle cezalandirilir; onlar haksizliga ugratilmazlar

161- De ki: Rabbim, beni dogru yola iletti Dosdogru dine, Allah'i birleyen Ibrahim'in dinine O, ortak kosanlardan degildi

162- De ki: Benim namazim, ibadetim, hayatim ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allah içindir

163- Onun ortagi yoktur Bana böyle emrolundu ve ben müslümanlarin ilkiyim

164- De ki: Allah herseyin Rabbi iken, ben O'ndan baska Rab mi arayayim? Herkesin kazandigi yalniz kendisine aittir Kendi (günah) yükünü tasiyan hiç kimse, bir baskasinin (günah) yükünü tasimaz Sonra dönüsünüz Rabbinizedir O, ayriliga düstügünüz gerçegi size haber verecektir

165- Sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdigi seylerde, sizi denemek için, kiminizi kiminizden derecelerle üstün kilan O'dur Süphesiz Rabbin, cezasi çabuk olandir ve O, bagislayan, esirgeyendir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




ENBİYA



Bismillahirrahmanirrahim

ıÜü1- Insanlarin hesab (görme) zamani yaklasti Onlar ise hâlâ gaflet içinde, yan çizip aldirmiyorlar

2- Rablerinden kendilerine gelen her yeni hatirlatmayi hep eglenerek dinliyorlar

3- Kalbleri hep eglencede (gaflette), hem o zalimler aralarinda su gizli fisiltiyi yaptilar: "Bu, ancak sizin gibi bir insan Artik göz göre göre sihre mi gidip uyarsiniz?"

4- Peygamber: "Benim Rabbim gökte ve yerde (söylenen) her sözü bilir O, her seyi isitir, her seyi bilir" dedi

5- Onlar: "Hayir, bunlar karisik rüyalardir; yok, onu kendisi uydurdu, yok o bir sairdir Böyle degilse önceki peygamberler gibi, o da bize bir mucize getirsin" dediler

6- Onlardan önce yok ettigimiz hiçbir memleket halki iman etmedi Simdi bunlar mi iman edecekler?

7- (Ey Muhammed!) Biz, senden önce de ancak kendilerine vahyettigimiz birtakim erkek(peygamber)ler gönderdik Bilmiyorsaniz kitap ehli olanlara sorun

8- Biz onlari yemek yemez birer cesed kilmadik ve onlar ölümsüz de degillerdi

9- Sonra biz onlara verdigimiz sözü yerine getirdik; hem onlari, hem de diledigimiz kimseleri kurtardik, asiri gidenleri yok ettik

10- (Ey Kureys toplulugu!) And olsun, size öyle bir kitab indirdik ki, bütün san ve serefiniz ondadir Hâlâ akillanmayacak misiniz?

11- Biz halki zalim olan nice memleketleri kirip geçirdik ve onlardan sonra baska milletler var ettik

12- Onlar azabimizin siddetini hissettikleri zaman oradan kaçmaya koyuluyorlardi

13- "Kosup kaçmayin; size nimet verilen yere, yurtlariniza dönün ki, sorguya çekileceksiniz" dedik

14- Onlar da: "Vay bizlere! Biz gerçekten zalimler idik" dediler

15- Biz, onlari biçilmis bir ekin ve bir yigin kül haline getirinceye kadar hep sözleri bu feryad olmustur

16- Biz gök ile yeri ve aralarindaki seyleri, bos bir eglence için yaratmadik

17- Eger bir eglence edinmek isteseydik, elbette onu katimizdan edinirdik Yapacak olsaydik öyle yapardik

18- Hayir, biz hakki batilin basina çarpariz da onun beynini parçalar Bir de bakarsin (batil) o anda yok olup gitmistir Allah'a yakistirdiginiz vasiflardan ötürü size yaziklar olsun

19- Göklerde ve yerde olan bütün varliklar O'nundur Katinda olanlar O'na kulluk etmekten ne çekinirler, ne de yorulurlar

20- Gece gündüz (hep Allah'i) tesbih ederler, usanmazlar

21- Yoksa (Mekke müsrikleri) birtakim ilâhlar edindiler de yerden ölüleri onlar mi diriltecekler?

22- Eger yer ile gökte Allah'tan baska ilâhlar olsaydi, bunlarin ikisi de muhakkak fesada ugrar yok olurdu O halde Ars'in Rabbi olan Allah, onlarin vasfetmekte olduklari seylerden (bütün noksanliklardan) beridir, münezzehtir

23- O, yaptigindan sorumlu olmaz, onlar ise sorumlu tutulacaklardir

24- Yoksa O'ndan baska ilâhlar mi edindiler? De ki: "Kesin delilinizi getirin Iste benimle beraber olanlarin kitabi ve benden öncekilerin kitabi" Hayir, onlarin çogu gerçegi bilmezler de onun için yüz çevirirler

25- Senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki, ona söyle vahyetmis olmayalim: "Gerçek su ki benden baska ilâh yoktur Onun için bana ibadet edin"

26- Böyle iken dediler ki: "Rahmân çocuk edindi" Allah bundan münezzehtir Dogrusu melekler (Allah'in çocuklari degil) ikram olunmus kullardir

27- Onlar Allah'in sözünün önüne geçmezler, hep O'nun emriyle hareket ederler

28- Allah, onlarin önlerindekini de, arkalarindakini de (yaptiklarini ve yapacaklarini) bilir Onlar, Allah'in hosnud oldugu kimseden baskasina sefaat etmezler Hepsi de O'nun korkusundan titrerler

29- Içlerinden kim: "Ben, O'ndan baska bir ilâhim" derse, biz ona cehennemi ceza olarak veririz Zalimleri biz böyle cezalandiririz

30-O kâfir olanlar, görmediler mi ki, göklerle yer bitisik bir halde iken biz onlari ayirdik Hayati olan her seyi sudan yarattik Hâlâ inanmiyorlar mi?

31- Yeryüzünde, insanlar sarsilmasin diye sabit daglar yarattik, rahat gidebilsinler diye daglarin aralarinda genis yollar var ettik

32- Gökyüzünü de korunmus bir tavan yaptik Kâfirler ise, gökyüzünün alâmetlerinden (Allah'in kudret ve azametine delalet eden delillerinden) yüz çeviriyorlar

33- Geceyi, gündüzü, günesi ve ayi yaratan O'dur Bunlarin her biri kendi dairesinde dolasmaktadir

34- Ey Muhammed! Senden önce de hiçbir insani ölümsüz kilmadik, sen ölürsün de onlar baki kalir mi? Senin ölmenle rahata kavusacaklarini mi saniyorlar?

35- Her nefis ölümü tadacaktir Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyecegiz Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz

36- O inkârcilar seni gördükleri zaman, seni alaya aliyorlar ve "Ilâhlarinizi diline dolayan bu mudur?" diyorlar Halbuki onlar Rahmân'in kitabini inkâr ediyorlar

37- Insan aceleci olarak yaratilmistir Size yakinda (azaba dair) alametlerimi gösterecegim Simdi siz acele etmeyin

38- "Dogru sözlü iseniz (bildirin) bu vaad ne zamandir?" derler

39- Bu kâfirler atesi yüzlerinden ve sirtlarindan men edemeyecekleri ve yardim da göremeyecekleri zamani, bir bilseler!

40- Dogrusu bu azap onlara ansizin gelecek de kendilerini sasirtacaktir Artik ne geri çevrilmesine güçleri yetecek, ne de kendilerine mühlet verilecektir

41- Yemin olsun ki, senden önce birçok peygamberle alay edildi de içlerinden alay edenleri, o alay ettikleri sey (azap) kusativerdi

42- De ki: "Geceleyin ve gündüzün sizi Rahmân'dan kim koruyabilir?" Ama onlar Rablerinin kitabindan yüz çevirmektedirler

43- Yoksa kendilerini bize karsi savunacak tanrilari mi var? O tanrilar kendilerine bile yardim edemezler, katimizdan da dostluk görmezler

44- Dogrusu biz o kâfirleri ve atalarini yasattik, hatta o ömür onlara uzun geldi Fakat simdi memleketlerini her yandan eksilttigimizi görmüyorlar mi? O halde üstün gelen onlar midir?

45- De ki: "Ben sizi ancak vahiyle korkutup uyariyorum," uyarildiklari zaman sagirlar çagriyi duymazlar

46- Yemin olsun ki, Rabbinin azabindan az bir sey onlara dokunursa, muhakkak "Vay bizlere, biz gerçekten zalimlerdik" diyeceklerdir

47- Biz kiyamet günü için dogru teraziler kurariz; hiçbir kimse hiçbir haksizliga ugratilmaz Yapilan amel, bir hardal tanesi agirliginca da olsa, onu getirir (tartiya koyariz) Hesap görenler olarak da biz kâfiyiz

48- Yemin olsun ki, Musa ve Harun'a egriyi dogrudan ayiran kitabi, takva sahibleri için bir isik ve ögüt olarak verdik

Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar, kiyamet saatinden de titrerler

50- Iste bu (Kur'ân) da indirdigimiz kutsal bir kitaptir Simdi siz bunu mu inkâr ediyorsunuz?

51- And olsun ki biz daha önce Ibrahim'e de rüsdünü vermistik (akla uygun olani göstermistik) Biz onu biliyorduk

52- O zaman o, babasina ve kavmine: "Bu tapinip durdugunuz heykeller nedir?" demisti

53- Onlar: "Biz atalarimizi bunlara tapar bulduk" dediler

54- Ibrahim: "And olsun ki sizler de, atalariniz da apaçik bir sapiklik içindesiniz" dedi

55- Onlar : "Sen bize gerçegi mi getirdin (Sen ciddi mi söylüyorsun), yoksa saka mi ediyorsun?" dediler

56- O söyle dedi: "Hayir Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir ki onlari O yaratmistir Ben de buna sahidlik edenlerdenim"

57- "Allah'a yemin ederim ki, siz arkanizi dönüp gittikten sonra, ben putlariniza elbette bir tuzak kuracagim"

58- Derken o, bunlari parça parça etti Yalniz kendisine basvursunlar diye onlarin büyügünü saglam birakti

59- (Kavmi) "Tanrilarimiza bunu kim yapti? Dogrusu o zalimlerden biridir" dediler

60- (Bazilari) "Ibrahim denen bir gencin, onlari diline doladigini duymustuk" dediler

61- "O halde onu insanlarin gözleri önüne getirin, olur ki (aleyhinde) sahidlik ederler" dediler

62- (Ibrahim gelince ona) "Ey Ibrahim! bunu tanrilarimiza sen mi yaptin?" dediler

63- Ibrahim: "Belki onu su büyükleri yapmistir, konusabiliyorlarsa onlara sorun" dedi

64- Bunun üzerine vicdanlarina dönüp (kendi kendilerine) dediler ki: "Dogrusu siz haksizsiniz"

65- Sonra yine (eski) kafalarina döndüler: "And olsun ki (ey Ibrahim!) bunlarin konusmayacagini (sen de) bilirsin" dediler

66- (Ibrahim) dedi: "O halde, Allah'i birakip da size hiçbir fayda ve zarar veremeyecek olan putlara mi tapiyorsunuz?"

67- "Size de, Allah'i birakip taptiklariniza da yaziklar olsun, siz hâlâ akillanmayacak misiniz?"

68- Onlar: "Bir sey yapacaksaniz, sunu yakin da tanrilariniza yardim edin" dediler

69- Biz: "Ey ates! Ibrahim'e karsi serin ve zararsiz ol" dedik

70- Ona düzen kurmak istediler, fakat biz kendilerini daha fazla hüsrana ugrattik

71- Onu da, Lût'u da, âlemler için bereketli ve kutsal kildigimiz yere ulastirip kurtardik

72- Ona (Ibrahim'e) Ishak'i, üstelik bir de Yakub'u ihsan ettik ve herbirini salih kimseler kildik

73- Onlari buyrugumuz altinda (insanlara) dogru yolu gösterecek önderler kildik Kendilerine hayirli isler yapmayi, namaz kilmayi, zekat vermeyi vahyettik Onlar bize kulluk eden kimselerdir

74- Biz Lût'a da bir hüküm, bir ilim verdik Onu çirkin isler isleyen kasabadan kurtardik Dogrusu onlar kötü, fasik bir kavimdi

75- Onu ise rahmetimizin içine aldik Çünkü o salihlerdendi

76- Nuh da daha önceleri bize yalvarmisti; biz de onun duasini kabul ettik, kendisini ve ailesini büyük sikintidan kurtardik

77- Âyetlerimizi yalanlayan kavminden onun öcünü aldik Süphesiz onlar kötü bir kavimdiler Biz de hepsini (suda) bogduk

78- Davud ve Süleyman'i da (hatirla) Hani onlar ekin hakkinda hüküm veriyorlardi Hani milletin koyunlari (geceleyin) içinde yayilmisti, biz onlarin hükmüne sahittik

79- Biz onu(n hükmünü) hemen Süleyman'a bildirmistik; (zaten) herbirine hüküm ve ilim vermistik Davud'la beraber tesbih etsinler diye, daglari ve kuslari buyruk altina aldik (Bütün bunlari) yapan bizdik

80- Ona, sizi savasta korumak için zirh yapma sanatini ögrettik, artik sükreder misiniz?

81- Bereketli kildigimiz yere dogru, Süleyman'in emriyle yürüyen siddetli rüzgari, onun buyruguna verdik Biz her seyi biliyorduk

82- Onun için dalgiçlik yapan ve bundan baska isler de gören seytanlardan da onun buyrugu altina verdik Onlarin hepsini biz gözetiyorduk

83- Eyyûb da: "Basima bir bela geldi, (sana sigindim), sen merhametlilerin en merhametlisisin" diye Rabbine nida etti

84- Biz de onun duasini kabul ettik de basina gelenleri kaldirdik Katimizdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatira olmak üzere, ona tekrar ailesini ve kaybettikleriyle bir mislini daha verdik

85- Ismail, Idris ve Zülkifl'i de (hatirla) Onlarin hepsi de sabredenlerdendi

86- Onlari da rahmetimizin içine aldik Onlar gerçekten salih olanlardandi

87- Zünnun'u (balik sahibi Yunus'u) da hatirla Hani o, öfkelenerek gitmisti de, bizim kendisini hiçbir zaman sikistirmayacagimizi sanmisti Fakat sonunda karanliklar içinde: "Senden baska ilâh yoktur, sen münezzehsin, Süphesiz ben haksizlik edenlerden oldum" diye seslenmisti

88- Biz de duasini kabul ile icabet ettik, kendisini üzüntüden kurtardik Iste biz iman edenleri böyle kurtaririz

89- Zekeriya da hani Rabbine: "Rabbim! Beni tek basima birakma, sen varislerin en hayirlisisin" diye nida etmisti

90- Biz de duasini kabul ile icabet ettik de kendisine Yahya'yi ihsan ettik Ve esini (dogum yapmaya) elverisli hale getirdik Dogrusu onlar iyiliklerde yarisiyorlar, umarak ve korkarak bize yalvariyorlardi Bize karsi derin saygi duyuyorlardi

91- Irzini koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemis, onu ve oglunu, âlemler için bir mucize kilmistik

92- Dogrusu bu sizin ümmetiniz (tevhid dini olan müslümanlik), bir tek ümmettir (bir tek din olarak sizin dininizdir) Ben de sizin Rabbinizim O halde bana kulluk edin

93- Ama insanlar din konusunda aralarinda bölüklere ayrildilar ama, hepsi bize döneceklerdir

94- Inanmis olarak yararli is isleyenin emegi inkâr edilmeyecektir Biz süphesiz onu yazmaktayiz

95- Yok ettigimiz bir memleket (ahalisinin ahiretteki cezasini da çekmek üzere) bize dönmemesi gerçekten imkansizdir

96- Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc(un seddi) açildigi zaman, ki onlar her dere ve tepeden akin edip çikarlar

97- Ve gerçek vaad yaklastiginda, iste o zaman kâfir olanlarin gözleri beleriverir "Eyvah bizlere! Dogrusu biz bundan gaflet içindeydik, hayir biz zalim kimselerdik" derler

98- Siz ve Allah'dan baska taptiklariniz, cehennemin yakitisiniz; oraya gireceksiniz

99- Eger onlar ilâh olsalardi, oraya girmeyeceklerdi Hepsi orada temelli kalacaktir

100- Orada onlarin bir inlemeleri vardir Bunlar orada (sagir olup) bir sey de isitemezler

101- Süphesiz katimizdan kendileri için güzel seyler takdir edilmis olanlar, iste oradan (cehennemden) uzak tutulanlardir

102- Bunlar onun (cehennemin) ugultusunu bile duymazlar Canlarinin istedigi seyler içinde temelli kalirlar

103- O en büyük korku bunlari üzmez; kendilerini melekler: "Size söz verilen gün iste bugündür" diye karsilarlar

104- Gögü, kitab dürer gibi dürdügümüz zaman, yaratmaya ilk basladigimiz gibi, katimizdan verilmis bir söz olarak onu tekrar var edecegiz Dogrusu biz bunlari yapariz

105- And olsun ki, Tevrat'tan sonra Zebûr'da da yeryüzüne ancak iyi kullarimin mirasçi oldugunu yazmistik

106- Süphesiz bu Kur'ân'da kulluk eden kimseler için kâfi bir ögüt vardir

107- (Ey Muhammed!) biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik

108- De ki, bana ancak söyle vahyolunuyor: "Ilâhiniz ancak tek bir ilâhtir Simdi siz artik müslüman oluyor musunuz?"

109- Eger (yine de) yüz çevirirlerse, de ki: "Size düpedüz açikladim; tehdit olundugunuz seyin yakin mi, uzak mi oldugunu bilmem"

110- Süphesiz Allah açiga vurulan sözü de bilir, gizlediklerinizi de bilir

111- Bilmem belki bu gecikme sizi denemek ve bir süreye kadar geçindirmek içindir

112- (Hz Peygamber söyle) dedi: "Ey Rabbim! Aramizda gerçekle hükmet ve Rabbimiz O Rahmân'dir ki, isnad ettiginiz (yalan) vasiflariniza karsi yardimina siginilacak olan ancak O'dur "



ENFAL



Bismillahirrahmanirrahim

1- Sana ganimetlerin bölüstürülmesini soruyorlar De ki, ganimetlerin taksimi Allah'a ve Resulüne aittir Onun için siz gerçekten mümin kimseler iseniz Allah'tan korkun da biribirinizle aranizi düzeltin Allah'a ve Resulü'ne itaat edin

2- Gerçek müminler ancak o müminlerdir ki, Allah anildigi zaman yürekleri ürperir, âyetleri okundugu zaman imanlarini arttirir Ve bunlar yalnizca Rablerine tevekkül ederler

3- Onlar ki, namazi geregi gibi kilarlar ve kendilerine rizik olarak verdigimiz seylerden Allah yoluna harcarlar

4- Iste gerçekten mümin olanlar onlardir Onlara Rablerinin katinda dereceler vardir, bagislanma ve degerli rizik vardir

5- Nitekim Rabbin seni, hak ugruna savasmak için evinden çikarmisti Oysa müslümanlarin bir kismi o zaman bundan hoslanmamislardi

6- Ve gerçek, gün gibi açiga çiktiktan sonra bile seninle münakasaya devam etmislerdi; sanki göz göre göre ölüme sürükleniyorlardi

7 Iste o zaman Allah size iki taifeden (kervan veya kureys ordusundan) birini vaad ediyordu ki, sizin olacakti Siz ise arzu ediyordunuz ki, sani ve serefi olmayan sey (kervan) sizin olsun Halbuki Allah, âyetleriyle hakki yerine oturtmak ve kâfirlerin arkasini kesmek istiyordu

8- Ki, hakkin hak oldugunu tanitsin ve batili büsbütün yok etsin, varsin o günahkârlar istemesin

9- O vakit siz Rabbinizden yardim diliyordunuz O da: "Ben iste ardarda bin melekle size yardim ediyorum" diye duanizi kabul buyurmustu

10- Bunu da Allah size sirf bir müjde olsun ve bununla kalbleriniz yatissin diye yapmisti Yoksa zafer ancak Allah katindandir Gerçekten Allah mutlak galiptir ve hikmet sahibidir

11- O sirada size, yine katindan bir güven ve esenlik olmak üzere bir uyku sardiriyordu, sizi temizlemek, seytanin vesvesesini sizden gidermek, yüreklerinize kuvvet vermek ve ayaklarinizi saglam durdurmak için gökten üzerinize yagmur indiriyordu

12- Iste o anda Rabbin meleklere söyle vahyediyordu: Ben sizinle beraberim, müminlere sebat verin Kâfirlerin yüregine korku salacagim, hemen boyunlarinin üstüne vurun, parmaklarina, parmaklarina vurun"

13- Çünkü onlar Allah'a ve Resulüne karsi geldiler Kim Allah'a ve Resulüne karsi gelirse, bilsin ki Allah'in azabi çok çetindir

14- Iste gördünüz ya, simdilik siz bunu tadin, su da kesindir ki, ahirette kâfirlere cehennem azabi vardir

15- Ey iman edenler! Toplu olarak kâfirlerle karsilastiginiz zaman, onlara arkalarinizi dönmeyin (kaçmayin)

16- Böyle bir günde her kim onlara, tekrar dönüp çarpismak için geri çekilmek veya diger bir safta yeniden mevzilenmek hâlleri disinda, arkasini dönerse, muhakkak Allah'dan bir gazaba ugramis olur ve varacagi yer cehennemdir, orasi da ne kötü bir akibettir

17- Sonra onlari siz öldürmediniz, lâkin Allah öldürdü Attigin zaman da sen atmadin, lâkin Allah atti Bu da müminlere güzel bir imtihan geçirtmek içindi Allah isitendir, bilendir

18- Gördünüz ya, Allah, kâfirlerin kurdugu tuzagi iste böyle bosa çikarir

19- Fetih istiyorsaniz, iste size fetih gelmistir, eger asiri gitmez de son verirseniz, hakkinizda daha hayirlidir Yok eger dönerseniz, biz de döneriz O vakit askeriniz çok da olsa size hiç bir sekilde fayda vermez Iyi biliniz ki, Allah müminlerle beraberdir

20- Ey iman edenler, Allah'a ve Resulü'ne itaat edin Isitip durdugunuz halde onun emirlerinden yüz çevirmeyin!

21- Ve isitmedikleri halde "isittik" diyenler gibi olmayin!

22- Çünkü yeryüzünde dolasan canlilarin Allah katinda en kötüsü anlamayan ve düsünmeyen sagirlarla dilsizlerdir

23- Allah onlarda hayir görseydi onlara isittirirdi, isittirseydi yine de aldirmaz arka dönerlerdi

24- Ey iman edenler! Peygamber sizi, size hayat verecek seylere davet ettigi zaman, Allah'a ve Resul'e icabet edin Ve bilin ki Allah, kisi ile kalbi arasina girer Ve siz kesinkes O'nun huzurunda toplanacaksiniz

25- Ve öyle bir fitneden sakinin ki, içinizden yalnizca zulüm yapanlara dokunmakla kalmaz Ve bilin ki, Allah'in cezasi siddetlidir

26- Düsünün ve hatirlayin o zamanlari ki, hani bir vakitler siz yeryüzünde güçsüzdünüz, hor görülen bir azinliktiniz Insanlarin sizi hirpalamasindan korkuyordunuz, öyle iken O, sizi barindirdi ve sizi

yardimiyla destekleyip güçlendirdi ve sükretmeniz için temizlerinden rizik verdi

27- Ey iman edenler! Allah'a ve Resul'e hainlik etmeyiniz ki, bile bile kendi emanetlerinize hiyanet etmis olmayasiniz

28- Ve iyi biliniz ki, mallariniz ve evlatlariniz birer imtihan aracindan baska birsey degildir Allah katinda büyük ecir vardir

29- Ey iman edenler! Allah'a karsi gelmekten sakinirsaniz, O, size bir furkan (hakki batildan ayirdedecek bir anlayis) verir ve günahlarinizi örtbas eder, sizi bagislar Allah büyük lütuf sahibidir

30- Hani bir vakitler, o kâfirler, seni tutup baglamak veya öldürmek veya sürüp çikarmak için sana tuzak kuruyorlardi da, onlar tuzak kurarken Allah da karsiliginda tuzak kuruyordu Öyle ya, Allah tuzaklarin en hayirlisini kurar

31- Onlara âyetlerimiz okundugu zaman, "isittik, dilersek bunun gibisini biz de söyleriz, bu, eskilerin efsanelerinden baska bir sey degildir" diyorlardi

32- Bir vakit de, "Ey Allah, eger bu Senin katindan gelmis bir hak kitap ise, hiç durma üstümüze gökten taslar yagdir veya bize daha aci bir azap ver" demislerdi

33- Halbuki sen içlerinde iken Allah, onlara azab edecek degildi Istigfar ettikleri sürece de Allah onlara azab edecek degildir

34- Simdi ise Allah'in kendilerine azab etmemesi için neleri var ki? Oysa Mescid-i Haram'dan menediyorlar Üstelik onun hizmetine ehil

kisiler de degiller Çünkü onun hizmetine ehil olanlar ancak müttakilerdir Lâkin çogu bunu bilmezler

35- Kâbe huzurunda onlarin dualari ise islik çalip el çirpmaktan baska birsey degildir O halde inkârinizdan (ve nankörlügünüzden) dolayi bu azabi tadin bakalim

36- Mallarini, Allah yolundan engellemek için sarfeden o kâfirler, hiç süphesiz yine onu sarfedecekler Varsin sarfetsinler, sonra o yüreklerine inen bir aci olacak, sonra da maglup olacaklar Zaten kâfirler toplanip cehenneme gönderilecekler

37- Allah, murdari temizden ayirdetmek için ve bir de murdar kismini birbiri üzerine bindirip hepsini bir araya getirmek ve topunu birden cehenneme koymak için böyle yapar Iste bunlar o hüsran içinde kalanlarin ta kendileridir

38- O kâfirlere de ki: Eger bu ise son verirlerse daha önce yaptiklari bagislanacak Yok yine karsi koymaya baslar, isyana dönerlerse, önceki ümmetlere uygulanan kurallar kendilerine de uygulanacak (Artik o ilâhî uygulamayi beklesinler)

39- Ortalikta fitne kalmayip, din tamamiyla Allah'in dini oluncaya kadar onlarla savasin Eger vazgeçerlerse muhakkak ki, Allah yaptiklarini görür

40- Yok vazgeçmez de tekrar eskiye dönerlerse artik bilin ki, Allah sizin yardimcinizdir O ne güzel mevla, ne güzel yardimcidir

41- Sunu da biliniz ki, ganimet olarak aldiginiz her hangi bir seyden beste biri mutlaka Allah içindir O da peygambere ve ona yakinligi olanlara, yetimlere, miskinlere ve yolda kalmislara aittir Eger siz Allah'a iman etmis, hak ile batilin ayrildigi o gün, iki ordunun karsi karsiya geldigi o (Bedir) günü kulumuza indirdigimiz âyetlere iman getirmis iseniz bunu böyle biliniz Ve biliniz ki, Allah, herseye kâdirdir

42- O vakit siz vadinin yakin bir yamacinda idiniz, onlarsa uzak yamacinda idiler Kervan da sizden daha asagida idi Öyle ki, sayet onlarla sözlesmis olsaydiniz, öyle bir bulusma yeri için mutlaka anlasmazlik çikarirdiniz Fakat olmasi gereken (zafer)in olmasi için Allah böyle takdir etti Tâ ki, helak olan apaçik bir delil gördükten sonra helak olsun, sag kalanlar da yine apaçik bir delilden sonra yasasin Kesindir ki Allah, isitendir, bilendir

43- Hani o vakitler Allah sana uykunda (rüyanda) onlari az gösteriyordu Eger Allah sana onlari kalabalik gösterseydi korkacaktiniz ve savas konusunda anlasmazliga düsecektiniz Fakat Allah böyle bir seyden sizi uzak tuttu Çünkü O, gönüllerde yatani da bilir

44- Ve iste onlarla karsilastiginiz vakit onlari sizin gözünüze az gösteriyordu, sizi de onlarin gözlerinde azaltiyordu Çünkü Allah o mukadder olan isi yerine getirecekti Bütün isler Allah'a döndürülür

45- Ey iman edenler, bir düsman toplulugu ile karsilastiginiz zaman sebat edin ve Allah'i çokça zikredin ki, kurtulusa eresiniz

46- Ayrica Allah'a ve Resulü'ne itaat edin Ve birbirinizle didismeyin Sonra içinize korku düser ve kuvvetiniz elden gider Sabirli olun, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir

47- Çalim atarak ve halka gösteris yaparak yurtlarindan çikanlar ve Allah yoluna engel koyanlar gibi olmayin Allah onlarin bütün yaptiklarini çepeçevre kusatmistir

48- Seytan, onlara amellerini güzel gösterdigi zaman, "Bu gün insanlardan size galip gelecek yoktur, ben de size yardimciyim" demisti Fakat iki tarafin karsi karsiya geldigi görününce arkasini dönüp kaçti ve söyle dedi: "Ben sizden kesinlikle uzagim Ben sizin göremeyeceginiz seyler görüyorum ve ben Allah'dan korkarim Ayrica Allah'in azabi çok çetindir"

49- O sirada münafiklar ve kalblerinde hastalik bulunanlar, (müslümanlar hakkinda) "su adamlari dinleri aldatti" diyorlardi Oysa her kim Allah'a tevekkül ederse bilsin ki, Allah galiptir, güçlüdür ve hikmet sahibidir

50- Melekler, o kâfirlerin yüzlerine ve sirtlarina vura vura ve "Tadin bakalim cehennem azabini!" diye diye canlarini alirken hallerini bir görmeliydin

51- Iste bu, sizin kendi ellerinizle meydana getirdiginiz bir sonuçtur Hiç süphesiz Allah, kullarina hiçbir sekilde zalim biri degildir

52- Tipki Firavun'un izinden gidenlerle onlardan öncekilerin gidisi gibi onlar da Allah'in âyetlerini tanimadilar, Allah da kendilerini günahlari yüzünden tutuklayiverdi Çünkü Allah çok kuvvetli ve azabi çok çetin olandir

53- Bu, Allah'in bir kavme verdigi nimeti, onlar kendilerini degistirmedikçe degistirmemesinden dolayidir Gerçekten de Allah hakkiyle isiten, herseyi bilendir

54- Tipki Firavun'un izinden gidenlerle onlardan öncekilerin gidisi gibi, Rabblerinin âyetlerini yalanladilar Biz de onlari günahlari yüzünden helâk ettik Firavun ile arkasindan gidenleri suda bogduk Hepsi de zalim idiler

55- Allah katinda kimildayip debelenen canlilarin en kötüsü, inkara saplanip da bir türlü iman etmeyenlerdir

56- Onlar, kendileriyle antlasma yaptigin halde her defasinda antlasmalarini bozarlar ve bundan hiç çekinmezler

57- Bundan dolayi onlari harpte yakalarsan, kendilerinden sonrakilere de gözdagi olacak sekilde agir bir cezaya çarptir, belki ibret alirlar

58- Eger bir kavmin, sözlesmeye aykiri bir hainlik yapmasindan korkarsan, savastan önce ayni sekilde antlasmayi bozdugunu kendilerine bildir Çünkü Allah hainleri sevmez

59- O kâfirler ileri geçip kurtulduklarini sanmasinlar Onlar kesinlikle (bizi) aciz birakamazlar

60- Siz de gücünüzün yettigi kadar onlara karsi her çesitten kuvvet biriktirin ve cihad için atlar hazirlayin ki, onlarla hem Allah'in düsmanlarini, hem de kendi düsmanlarinizi, ayrica Allah'in bilip de sizin bilmediginiz daha baskalarini korkutasiniz Allah yolunda her ne harcarsaniz onun sevabi size eksiksiz ödenir ve asla haksizliga ugratilmazsiniz

61- Eger onlar baristan yana olurlarsa, sen de baristan yana ol! Ve Allah'a güven Çünkü isiten ve bilen O'dur

62- Eger sana hile yapmak isterlerse, muhakkak ki sana Allah yeter Seni yardimiyla ve müminlerle güçlendirecek olan O'dur

63- Müminlerin kalplerini birbirlerine O isindirdi Yoksa yeryüzünde ne varsa sen hepsini harcasaydin yine de onlarin kalblerini (böylesine) isindiramazdin Lâkin Allah, kalplerini kaynastirdi Muhakkak ki, O azizdir, hakimdir

64- Ey Peygamber! Sana Allah yetisir, arkandan gelen müminlerle beraber

65- Ey Peygamber! Müminleri cihada tesvik eyle Eger sizden sabredecek yirmi kisi olursa ikiyüze galip gelirler ve eger sizden yüz kisi olursa kâfirlerden bin kisiye galip gelirler Çünkü onlar hakki ve akibeti düsünmeyen anlayissiz bir kavimdirler

66- Simdi Allah sizden yükü hafifletti ve sizde bir zaaf oldugunu bildi O halde sizden sabredecek yüz kisi olursa ikiyüz düsmana galip gelirler, sizden bin kisi olursa Allah'in izniyle ikibin düsmana galip gelirler Allah sabredenlerle beraberdir

67- Hiçbir peygamberin, yeryüzünde agir basmadikça (kesin zafere ulasip üstün gelmedikçe) esirleri olmasi layik degildir Siz dünya malini istersiniz, oysa Allah ahireti kazanmanizi murad eder Allah azizdir, hakimdir

68- Eger Allah'dan bir yazi (hüküm) bulunmasa idi aldiginiz fidyeden dolayi size mutlaka büyük bir azab dokunurdu

69- Artik elde ettiginiz ganimetten helâl ve hos olarak yiyin ve Allah'a karsi gelmekten sakinin Muhakkak ki, Allah bagislayicidir ve merhamet edicidir

70- Ey Peygamber, elinizdeki esirlere de ki: "Eger Allah sizin kalblerinizde bir hayir bulursa, sizden alinandan daha hayirlisini size verir ve günahlarinizi bagislar Çünkü Allah bagislayicidir"

71- Eger sana hiyanet etmek isterlerse iyi bilsinler ki, bundan önce Allah'a hainlik ettiklerinden dolayi Allah onlarin ezilmelerine imkân verdi Allah her seyi hakkiyla bilen hüküm ve hikmet sahibidir

72- Gerçekten de iman edip hicret eden, mallariyla ve canlariyla Allah yolunda cihad veren, onlari barindirip yardim edenler, iste bunlar birbirlerinin dostlaridirlar Iman ettigi halde henüz hicret etmemis olanlar, hicret edinceye kadar onlar üzerinde herhangi bir velayet hakkiniz yoktur Bununla beraber dinde sizden yardim isterlerse, sizinle arasinda antlasma bulunanlar aleyhine bir durum olmadikça, onlara yardim etmeniz de üzerinize borçtur Allah bütün yaptiklarinizi görüp duruyor

73- Kâfirler de aslinda birbirlerinin dostlari ve yardimcilaridirlar Eger siz de öyle yapmazsaniz, yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat çikar

74- O kimseler ki, iman ettiler, hicret ettiler ve Allah yolunda cihada katildilar, bir kisimlari da onlari barindirip yer, yurt sahibi yaptilar ve yardima kostular, iste bunlar hakkiyla mümin olanlardir Bunlara bir magfiret ve cömertçe bir rizik vardir

75- Daha sonradan hicret edip sizinle beraber savasa katilanlar da sizdendirler Bir de akraba olanlar, Allah'in kitabina göre, birbirlerine daha yakindirlar Süphe yok ki, Allah her seyi bilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




9-TEVBE:


Bismillahirrahmanirrahim
1- Allah'dan ve Resulü'nden bir ültimatomdur bu, kendileriyle antlasma yaptiginiz müsriklere:

2- Bundan böyle yeryüzünde dört ay daha istediginiz gibi gezip dolasin Sunu da bilin ki, Allah'i aciz birakacak degilsiniz Allah kâfirleri mutlaka perisan edecektir

3- Ayrica büyük hac günü Allah ve Rasulü tarafindan insanlara bir ilandir ki, Allah da Resulü de müsriklerle yapilan antlasmalara artik bagli degildir Eger hemen tevbe ederseniz, bu sizin için hayirlidir Yok yine tevbeden yüz çevirirseniz biliniz ki, Allah'i yildiracak degilsiniz Kâfirleri aci bir azap ile müjdele

4- Ancak kendileriyle antlasma yapmis oldugunuz müsriklerden size olan ahitlerinde hiçbir eksiklik yapmamis ve sizin aleyhinize hiçbir kimseye yardimda bulunmamis olanlar bunun disindadir Siz de onlarla olan antlasmanizin hükümlerine antlasma süresinin sonuna kadar uyunuz Muhakkak ki, Allah müttakileri sever

5- Su haram aylar bir çikti mi artik o müsrikleri nerede bulursaniz öldürün, yakalayin, hapsedin ve bütün geçit baslarini tutun Eger tevbe ederler ve namaz kilip zekati verirlerse onlari serbest birakin Muhakkak ki, Allah çok bagislayandir, çok merhamet edendir

6- Eger müsriklerden biri aman dilerse, ona aman ver Ta ki, Allah'in kelâmini dinlesin Sonra onu güvenlik içinde oldugu yere kadar gönder Çünkü bunlar gerçekten de bilgisiz bir kavimdirler

7- O müsriklerin Allah katinda ve Resulü katinda herhangi bir ahdi nasil olabilir? Ancak Mescid-i Haram yaninda antlasma yaptiklariniz var ki, bunlar size karsi dogru durdukça siz de onlara dogru olun Allah (hainlikten) sakinanlari elbette sever

8- Onlarla nasil sözlesme olabilir ki, sizin aleyhinize ellerine bir firsat geçse, hakkinizda ne bir antlasma gözetirler, ne de bir yemin Dil ucuyla sizi hosnud etmeye çalisirlar, fakat kalbleri o kadarina da razi olmaz Zaten onlarin çogu fasiktirlar

9- Allah'in âyetlerini az bir çikara degistirdiler de Allah yolundan engellediler Gerçekten de bunlar ne fena seyler yapageldiler

10 Bir mümin hakkinda ne bir yemin gözetirler, ne de bir antlasma Bunlar iste böyle haddi asan kimselerdir

11 Eger tevbe ederler, namazi kilarlar, zekati verirlerse dinde kardesleriniz olurlar Biz âyetleri, bilen bir kavme açiklariz

12 Eger verdikleri sözden sonra yeminlerini bozar ve dininize dil uzatirlarsa, o küfür öncülerini hemen öldürün Çünkü onlarin yeminleri yoktur Ola ki, vazgeçerler

13- Yeminlerini bozan, Peygamber'i yurdundan çikarmaya azmeden ve üstelik ilk önce size saldirmaya baslayanlara karsi savasmaz misiniz? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eger mümin iseniz her seyden önce Allah'dan korkmalisiniz

14- Onlarla savasin ki Allah, sizin ellerinizle onlarin cezasini versin ve

onlari rezil ve rüsvay etsin, yardimiyla sizi onlara muzaffer kilsin Ve mümin bir kavmin yüreklerini ferahlandirsin

15 Ve kalblerindeki öfkeyi gidersin Allah diledigine tevbeyi nasib eder Allah her seyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir

16 Yoksa siz hep kendi halinize terk olunacaginizi mi sandiniz? Allah'in, içinizden cihad edenleri ve Allah'tan, Resulü'nden, müminlerden baska kimseye siginmayan ve baskaca siginacak bir yer aramayanlari görmedigini mi (zannediyorsunuz)? Allah bütün yaptiklarinizdan haberdardir

17- Müsrikler kendi inkârlarina kendileri sahit olup dururlarken Allah'in mescidlerini imar etmeleri mümkün degildir Onlarin bütün yaptiklari bosa gitmistir Ve onlar ates içinde ebedi olarak kalacaklardir

18- Allah'in mescidlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazi kilan, zekati veren ve Allah'dan baskasindan korkmayan kimseler imar ederler Iste hidayet üzere olduklari umulanlar bunlardir

19- Siz hacilara su dagitma ve Mescid-i Haram'i imar etme isiyle Allah'a ve ahiret gününe iman edip, Allah yolunda cihad edenlerin yaptigi isi bir mi tutuyorsunuz? Bunlar Allah katinda esit olamazlar Allah zalimler topluluguna hidayet ihsan etmez

20- Iman edip de hicret edip, mallariyla, canlariyla Allah yolunda cihad edenler, Allah katinda en büyük dereceye sahiptirler Iste bunlar murada ermis olan mutlu kullardir

21- Rab'leri, onlari kendi katindan bir rahmet, bir riza ve bir cennetle müjdeler ki o cennette onlar için bitmez tükenmez nimetler vardir

22- Onlar orada ebedi kalirlar Çünkü en büyük mükâfat Allah katindadir

23- Ey iman edenler! Eger babalariniz ve kardesleriniz imana karsilik küfürden hoslaniyorlarsa, onlari dost edinmeyiniz Sizden her kim onlari dost edinirse iste onlar da zalimlerin ta kendileridir

24- Onlara de ki; eger babalariniz, ogullariniz, kardesleriniz, kadinlariniz, akrabalariniz, kabileniz, elde ettiginiz mallar, kesada ugramasindan korktugunuz ticaret, hoslandiginiz evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise, artik Allah'in emri gelinceye kadar bekleyin Allah böyle fasiklar topluluguna hidayet nasip etmez

25- Inkâr kabul etmez bir durumdur ki, Allah size birçok yerde yardim etti Özellikle Huneyn Günü ki, o gün kendi çoklugunuz size güven vermisti de o gün size onun bir faydasi olmamisti Yeryüzü bütün genisligine ragmen basiniza dar gelmisti Sonra da bozguna ugrayarak gerisin geri dönüp kaçmaya baslamistiniz

26- Sonra Allah, Resulünün üzerine ve müminlerin üzerine sekinetini (kalplere huzur veren rahmetini) indirdi ve gözle görmediginiz ordular indirdi de kendisini tanimayan kâfirleri azaba ugratti Ve o kâfirlerin cezasi iste budur

27- Sonra bütün bu olup bitenlerin arkasindan Allah, diledigine tevbe nasib eder Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir

28- Ey iman edenler! Müsrikler bir pisliktirler Artik bu yildan sonra Mescid-i Haram'a yaklasmasinlar Eger yoksulluktan korkarsaniz Allah sizi dilediginde lütuf ve ihsaniyla zenginlestirecektir Allah gerçekten alîmdir, hakîmdir

29- Kendilerine kitap verilenlerden olduklari halde ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'in ve Resulünün haram kildigini haram tanimayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmis olduklari halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savas yapin

30- Yahudiler, "Uzeyir Allah'in oglu" dediler, Hiristiyanlar da "Mesih Allah'in oglu", dediler Bu onlarin kendi agizlariyla uydurduklari sözlerdir Daha önce inkâra sapmis olanlarin sözlerine benzetiyorlar Allah onlari kahretsin, nasil da saptiriyorlar!

31- Onlar, Allah'dan baska bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oglu Mesih'i de Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuslardi Allah'dan baska hiçbir ilâh yoktur O, müsriklerin ortak kostugu seylerden de münezzehtir

32- Allah'in nurunu agizlariyla söndürmek istiyorlar, Allah da razi olmuyor Fakat kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlamayi diliyor

33- O öyle bir Allah'dir ki, Resulünü hidayetle ve hak dinle bütün dinlere üstün kilmak için göndermistir Müsrikler hoslanmasalar da 34- Ey iman edenler, surasi bir gerçektir ki, yahudi hahamlari ile hiristiyan rahiplerinin bir çogu insanlarin mallarini haksiz yere yerler ve Allah yolundan saptirirlar Bir de altin ve gümüsü hazineye doldurup, onlari Allah yolunda sarfetmeyenleri bu yüzden acikli bir azap ile müjdele!

35- O gün o altin ve gümüslerin üstü cehennem atesinde kizdirilacak da bunlarla alinlari, yanlari ve sirtlari daglanacak (onlara): "Iste bu kendi caniniz için saklayip biriktirdiginiz seydir Haydi simdi tadin bakalim su biriktirdiginiz seyin tadini!" denilecek

36- Dogrusu, Allah katinda aylarin sayisi oniki aydir Gökleri ve yeri yarattigi günkü Allah yazisinda (böyle yazilmistir) Bunlardan dördü haram aylardir Bu da dogru olan dinin hükmüdür Bu sebeple bunlar hakkinda nefislerinize haksizlik yapmayiniz Müsrikler size karsi topyekün savastiklari gibi siz de onlara karsi topyekün savas açin Ve iyi bilin ki, Allah müttakilerle beraberdir

37- O "Nesi'" (denilen bir haram ayi geciktirmek âdeti), olsa olsa küfürde fazlaliktir ki, kâfirler onunla sasirtilir, onu bir yil helâl, bir yil haram sayarlar ki, Allah'in haram kildiginin sayisina uydursunlar da Allah'in haram kildigini helâl kilsinlar Iste böylece kendilerine kötü isleri güzel gösterildi Allah da kâfir olan bir kavmi dogru yola iletmez

38- Ey iman edenler! Size ne oldu ki, "Allah yolunda cihada çikin" denilince oldugunuz yere yigilip kaldiniz Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatina razi mi oldunuz? Fakat dünya hayatinin zevki ahiretin yaninda ancak pek az birseydir

39- Eger topluca savasa katilmazsaniz, O sizi aci bir azaba ugratir ve yerinize baska bir kavmi getirir ve siz O'na zerrece bir zarar veremezsiniz Allah'in herseye gücü yeter

40- Eger siz ona (Peygamber'e) yardim etmezseniz, Allah ona yardim eder Hani o kâfirler, onu Mekke'den çikardiklari vakit sadece iki kisiden biri iken, ikisi de magarada bulunduklari sirada arkadasina "Üzülme, çünkü Allah bizimledir" diyordu Allah onun kalbine sükûnet ve kuvvet indirmisti ve onu görmediginiz bir orduyla desteklemisti Kâfirlerin sözünü alçaltmisti Yüce olan Allah'in kelimesidir Ve Allah güçlüdür, hikmet sahibidir

41- Ey müminler! Ister hafif techizatla, ister agirlikli olarak seferber olun ve mallarinizla, canlarinizla Allah yolunda cihad edin Eger bilirseniz böylesi sizin için daha hayirlidir

42- Eger o sefer, yakin bir ganimet ve kolay bir sefer olsaydi mutlaka pesine düser gelirlerdi Fakat o mesakkatli yolculuk kendilerine uzun bir sefer geldi Bununla beraber, "Bizim de gücümüz yetseydi, sizinle beraber elbette sefere çikardik" diyerek Allah'a yemin edecekler, nefislerini helake sürükleyecekler Allah biliyor ki, onlar iyice yalancidirlar

43- Allah seni affetsin Dogru söyleyenler kimler, gerçekten yalancilar kimlerdir, bunlarin iyice belli olmasini beklemeden niçin onlara izin verdin?

44- Allah'a ve ahiret gününe inananlar, mallariyla ve canlariyla cihad etmeyi görev bildiklerinden (zaten geri kalmak için) senden izin istemezler Allah o muttakilerin kimler oldugunu bilir

45- Senden izin isteyenler, olsa olsa Allah'a ve ahiret gününe inanmayanlar olabilir Onlarin kalbleri hep iskillidir Bundan dolayi süphe içinde bocalayip dururlar

46- Eger sizinle beraber cihada çikmak isteselerdi, elbette onunla ilgili olarak bir takim hazirliklar yaparlardi Fakat Allah davranmalarini istemedi de onlari yoldan alikoydu ve (kendilerine): "oturun oturanlarla beraber" denildi

47 Eger içinizde sizinle beraber cihada çikmis olsalardi, bozgunculuk etmekten baska seye yaramayacaklardi ve araniza fitne sokmak için ugrasacaklardi Içinizde onlarin laflarina kanacaklar da vardi Allah, o zalimleri iyi bilir

48- Surasi kesindir ki, bunlar daha önce de fitne çikarmak istediler ve sana türlü isler çevirdiler Nihayet hak yerini buldu ve Allah'in emri onlarin zoruna gitmesine ragmen açiga çikti

49- Içlerinden "Aman bana izin ver, basimi derde sokma" diyen de var Dikkat et, baslarini asil kendileri derde soktular Hiç süphesiz cehennem, kâfirleri elbette kusatacaktir

50- Eger sana bir iyilik dokunursa fenalarina gider Eger sana bir musibet gelirse "Biz zaten tedbirimizi önceden almistik" derler ve sevine sevine dönüp giderler

51- De ki: "Hiçbir zaman bize Allah'in bizim için takdir ettiginden baskasi dokunmaz O bizim mevlamizdir Müminler yalnizca Allah'a tevekkül etsinler"

52- De ki: "Siz bizde iki güzelligin (Zafer veya sehitligin) birinden baskasini mi gözetirsiniz? Biz ise size Allah'in kendi katindan veya bizim elimizle bir azap indirmesini gözetiyoruz Haydi siz gözetedurun, biz de sizinle beraber gözetmekteyiz"

53- O münafiklara sunu da de ki; gerek isteyerek, gerek istemeyerek infak edip durun O infak ettikleriniz sizden hiçbir zaman kabul edilmeyecektir Çünkü siz fasik bir kavimsiniz

54- Infaklarin onlardan kabul olunmamasina sebep, gerçekte Allah'a ve Resulüne inanmamalari, namaza ancak üsene üsene gelmeleri, verdiklerini de ancak istemeye istemeye vermeleridir

55- Onlarin mallari da, evlatlari da sakin seni imrendirmesin Bu olsa olsa, Allah'in onlari dünya hayatinda bu gibi seylerle azaba ugratmasindan ve canlarinin kâfir olarak çikmasini murat etmis olmasindan baska birsey degildir

56- Hiç süphesiz onlar, sizden olduklarina dair yemin de ederler Halbuki sizden degildirler Fakat onlar öyle bir kavimdirler ki, korkudan ödleri patliyor

57- Eger siginacak bir yer veya barinacak magaralar veyahut girilecek bir delik bulsalardi baslarini diker o tarafa dogru kosarlardi

58- Içlerinde (topladigin) sadakalar hakkinda sana tariz eden (dil uzatan) ler de var Eger o sadakalardan kendilerine verilmisse hosnut olurlar, verilmemisse hemen kizarlar

59 Ne olurdu bunlar, Allah ve Resulünün kendilerine verdigine razi olsalar da "Bize Allah yeter Allah bize lütuf ve ihsanindan yine lutfeder, verir Bizim bütün ragbetimiz Allah'adir" deselerdi

60- Sadakalar ancak sunlar içindir: Fakirler, yoksullar, o iste çalisan görevliler, müellefe-i kulûb (kalbleri Islâm'a isindirilacaklar), köleler, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmislar Allah tarafindan böyle farz kilindi Allah her seyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir

61- Yine onlarin içinde öyleleri vardir ki, Peygamber'i incitiyorlar ve "O her söyleneni dinleyen bir kulaktir" diyorlar De ki; "Sizin için bir hayir kulagidir Allah'a inanir, müminlere inanir, ayrica sizden iman edenlere de bir rahmettir" Allah'in Resulünü incitenlere acikli bir azap vardir

62- Gönlünüzü hos etmek için gelir size yemin ederler Bunlar eger mümin iseler Allah'i ve Resulünü razi etmeleri daha dogrudur

63- Bilmiyorlar mi ki, kim Allah'a ve Resulüne karsi gelirse, ona muhakkak ki içinde ebedi kalinacak cehennem atesi vardir Iste rüsvayligin büyügü de budur

64- Münafiklar, kalblerindekileri bütünüyle haber verecek bir sûrenin tepelerine inmesinden çekinirler De ki, alay edip durun bakalim, Allah o sizin çekindiginiz seyi kesinlikle ortaya çikaracaktir

65- Eger kendilerine sorarsan, "Biz sirf lafa dalmis, sakalasiyorduk" derler De ki: "Allah ile, âyetleri ile ve peygamberi ile mi alay ediyorsunuz?"

66- Bosuna özür dilemeyin, iman ettik dedikten sonra küfrünüzü açiga vurdunuz Içinizden bir kismini affetsek bile bir kismini suçlarinda israr ettikleri için azabimiza ugratacagiz

67- Münafiklarin erkekleri de kadinlari da birbirlerine benzerler Kötülügü emreder, iyilikten sakindirirlar ve Allah yolunda harcamaktan ellerini siki tutarlar Allah'i unuttular da, Allah da onlari unuttu Gerçekten de münafiklar hep fâsik kimselerdir

68- Allah, erkek kadin bütün münafiklara ve bütün kâfirlere cehennem atesini ebedî olarak vaad buyurdu O ates onlara yeter Allah onlara lânet etmistir Onlara bitmez tükenmez bir azap vardir

69- (Ey münafiklar!) siz de tipki kendinizden öncekiler gibisiniz Oysa onlar sizden daha güçlü, kuvvetli, mal ve evlatça sizden daha varlikli idiler Dünya nimetlerinden paylarina düsen kadar zevk sürdüler Sizden öncekiler kismetlerine düsen kadariyla nasil zevk sürmek istedilerse siz de onlar gibi kismetinize düsen kadariyla zevk sürmeye baktiniz, siz de sizden önce bataga dalanlar gibi bataga daldiniz Iste bunlarin dünyada ve ahirette bütün amelleri heder olup gitti ve iste bunlar hep hüsran içinde kalanlardir

70- Onlara, kendilerinden öncekilerin; Nuh Kavmi'nin, Âd'in, Semûd'un, Ibrahim Kavmi'nin, Medyen Ashabi'nin ve o mü'tefikelerin haberi gelmedi mi? Onlarin hepsine peygamberleri delillerle gelmislerdi Demek ki Allah, onlara zulmetmis degildi, lâkin onlar kendi kendilerine zulmediyorlardi

71- Erkek ve kadin bütün müminler birbirlerinin dostlari ve velileridirler Iyiligi emrederler, kötülükten vazgeçirirler, namazi kilarlar, zekâti verirler, Allah'a ve Resulüne itaat ederler Iste bunlari Allah rahmetiyle yarligayacaktir Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir

72- Allah mümin erkeklere ve mümin kadinlara, altlarindan irmaklar akan cennetler vaad buyurdu Orada ebedi kalacaklardir Hem de Adn cennetlerinde hos meskenler vaad etmistir Allah'in rizasi ise hepsinden büyüktür Iste asil büyük kurtulus da budur

73- Ey Peygamber, kâfirlerle ve münafiklarla savas Onlara karsi kati ol Onlarin varacaklari yer cehennemdir ve orasi ne kötü bir yerdir

74- Onlar, kötü bir sey söylemedik, diyerek Allah'a yemin ederler Onlar o küfür kelimesini kesinlikle söylediler Islâm'a girdikten sonra yine kâfirlik ettiler Ve o basaramadiklari cinayeti tasarladilar Halbuki intikam almalari için Allah'in, Resulü ile onlari lütfundan zenginlestirmis olmasindan baska bir sebep yoktu Eger tevbe ederlerse haklarinda hayirli olur Yok yanasmazlarsa Allah onlari dünyada da, ahirette de acikli bir azaba ugratir Yeryüzünde onlari koruyacak veya onlara yardim edecek bir kimse de bulunmaz

75 Yine onlardan kimi de Allah'a söyle ahdetmislerdi: "Eger bize lütuf ve kereminden ihsan ederse biz de elbette zekâti veririz ve kesinlikle salihlerden oluruz" diye söz vermislerdi

76 Ne zaman ki, Allah lutfedip onlara ihsanda bulundu, onlar da cimrilik edip yüz çevirdiler ve zaten yan çizip duruyorlardi

77 Allah'a verdikleri sözü tutmadiklari ve yalan söyledikleri için, O da bu yaptiklarinin sonucunu kiyamet gününe kadar yüreklerinde sürüp gidecek bir münafikliga çevirdi

78 Allah'in, onlarin sirlarini da, fisiltilarini da bilip durdugunu ve Allah'in bütün bilinmeyenleri bildigini hâlâ ögrenemediler mi?

79 Müminlerden zekâttan fazla olarak kendi gönülleriyle bagista bulunanlara, bir de güçlerinin yettiginden fazlasini bulamayanlara bakip da onlarla alay edenleri Allah, maskaraya çevirmistir Onlara pek acikli bir azap vardir

80 Onlar için Allah'dan ister magfiret dile, ister dileme Onlar için yetmis kere magfiret dilesen de yine Allah onlari affetmeyecektir Bu, onlarin Allah'i ve Resulünü inkâr etmelerinden dolayi böyledir Allah, böylesine bastan çikmis fasiklar güruhuna hidayet etmez

81- Savastan geri kalan münafiklar, Resulullah'in hilafina, onun savasa gitmesine karsilik, oturup kalmalariyla ferahladilar ve mallariyla, canlariyla Allah yolunda cihad etmekten hoslanmadilar, üstelik "Bu sicakta savasa gitmeyin" dediler De ki: "Cehennem atesi daha sicaktir" Keske anlayabilselerdi

82- Kazandiklari günahin cezasi olarak, artik az gülsünler, çok aglasinlar

83- Eger Allah, seni onlardan bir kisminin yanina döndürür de onlar baska bir cihada seninle birlikte çikmak için senden izin isterlerse, de ki; "Artik siz hiçbir zaman benimle çikamayacaksiniz Daha önce oturup kalmaktan hoslaniyordunuz Bundan böyle artik geride kalanlarla beraber oturup kalin"

84- Ve onlardan biri ölürse asla namazini kilma ve kabirinin basina gidip durma Çünkü onlar Allah'i ve Resulünü tanimadilar Ve fasik olarak can verdiler

85- Onlarin ne mallari, ne de evlatlari seni imrendirmesin Allah, onlari dünyada bunlarla cezalandirmayi ve canlarinin kâfir olarak çikmasini murad ediyor, baska degil

86- "Allah'a iman edin ve Resulü ile birlikte cihada gidin" diye bir sûre indirildigi zaman, içlerinden mal mülk sahibi olanlar senden izin istediler ve "Birak bizi oturanlarla beraber oturalim" dediler

87- Onlar, oturanlarla beraber oturmaktan hoslandilar Kalblerine mühür vuruldu Bundan dolayi onlar anlayissizdirlar

88- Fakat Peygamber ve onunla beraber olan müminler mallariyla, canlariyla cihad ettiler Iste bütün hayirlar onlarindir Murada erenler de iste onlardir

89- Allah onlara, altindan irmaklar akan cennetler hazirladi Içlerinde ebedi kalacaklar Iste o büyük kurtulus budur

90- Bedevilerden özür bahane edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler Allah'a ve Resulüne yalan söyleyenler de oturdular kaldilar Bunlardan kâfir olanlara acikli bir azap isabet edecektir

91- Allah ve Resulü adina nasihat ettikleri takdirde ne zayiflara, ne hastalara, ne de verecek birsey bulamayan yoksullara savastan kalmaktan dolayi bir günah yoktur Iyilik edenleri ayiplamaya bir yol yoktur Allah gafurdur, rahîmdir

92- Kendilerini bindirip savasa gönderesin diye gönüllü olarak sana geldiklerinde, "Sizi bindirecek birsey bulamiyorum" dedigin zaman, bu ugurda harcayacaklari birsey bulamadiklarindan dolayi üzülüp gözlerinden yas döke döke geri dönüp gidenlere de bir günah yoktur

93- Kinamaya yol, ancak zengin olduklari halde geri kalmak için senden izin isteyenleredir Bunlar geri kalanlarla beraber olmayi tercih ettiler Allah da kalblerini mühürledi Onlar, artik baslarina gelecegi bilmezler

94- Savastan dönüp yanlarina geldiginizde size özür beyan edecekler De ki: "Özür beyan etmeyin Size kesinlikle inanmayiz Allah bize, sizin durumunuzdan haberler verdi" Bundan sonra da Allah ve Resulü yaptiklarinizi görecektir Daha sonra da gizliyi ve âsikâri bilen Allah'a döndürüleceksiniz O vakit O, size neler yapmis oldugunuzu tek tek haber verecektir

95- Dönüp de yanlarina geldiginizde kendilerinden yüz çeviresiniz (hesaba çekmekten vazgeçesiniz) diye Allah'a yemin edecekler Siz de onlardan yüz çevirin Çünkü onlar gerçekten murdar kimselerdir Yaptiklarinin cezasi olarak nihayet varacaklari yer cehennemdir

96- Kendilerinden razi olasiniz diye size yemin ederler Eger siz onlardan razi olursaniz, sunu bilin ki Allah, o fasiklar güruhundan kesinlikle razi olmaz

97- Bedeviler inkâr ve münafiklik bakimindan daha beterdirler Bununla beraber Allah'in, Resulüne indirdigi (hükümlerin) sinirlarini bilmemeye daha yatkindirlar Allah alîmdir, hakîmdir,

98- Bedevilerden kimi de var ki, verdigini angarya sayar ve sizin üzerinize belalar gelmesini bekler O çirkin belalar kendi baslarina olsun! Allah herseyi isitendir, bilendir

99- Yine bedevilerden kimi de vardir ki, Allah'a ve ahiret gününe inanir ve harcadigini Allah katinda yakinliklara ve Peygamber'in dualarini almaya vesile sayar Gerçekten de bu, onlar için bir yakinliktir Allah onlari rahmeti içine koyacaktir Süphesiz ki, Allah bagislayicidir ve rahmet edicidir

100- Muhacir ve Ensar'dan Islâm'a ilk önce girenlerin basta gelenleri ve iyi amellerle onlarin ardinca gidenler var ya, iste Allah onlardan razi oldu, onlar da Allah'dan razi oldular ve onlara, altlarinda irmaklar akan cennetler hazirladi ki, içlerinde ebedi kalacaklar Iste büyük ve muhtesem kurtulus budur

101- Hem çevrenizdeki bedevilerden münafiklar var, hem de Medine halkindan münafiklikta israr edenler var Sen onlari bilmezsin Onlari biz biliriz Biz onlari iki kere azaba ugratacagiz Daha sonra da büyük bir azaba itilecekler

102- Onlardan bir kismi günahlarini itiraf ettiler Ve iyi bir amelle kötü bir ameli karistirdilar Ola ki, Allah tevbelerini kabul eder Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir

103- Onlarin mallarindan sadaka al ki, onunla kendilerini temizlersin, tertemiz edersin Bir de haklarinda hayir dua et Çünkü senin duan kalblerini yatistirir Allah isitendir, bilendir

104- Onlar bilmiyorlar mi ki, Allah kullarinin tevbesini kabul eder ve sadakalari da alir Allah tevbeleri kabul edendir, çok merhametlidir

105- Ve de ki; "Çalisin! Yaptiklarinizi hem Allah görecek, hem Resulü, hem de müminler görecektir Sonra da gizliyi ve açigi bilen Allah'in huzuruna iletileceksiniz Iste o zaman, neler yaptiginizi size O bildirecektir

106- Savasa katilmayanlardan diger bir kisminin affi da Allah'in emrini beklemek için geri birakilmistir Ya kendilerini cezalandirir ya da tevbelerini kabul eder Allah alîmdir, hakîmdir

107- Bir de müslümanlara zarar vermek, kâfirlik etmek ve müslümanlarin arasina ayrilik sokmak ve daha önce Allah ve Resulü'ne karsi savas açmis olani beklemek için mescid yapanlar var "Iyilikten baska bir maksadimiz yoktu" diye yemin de edecekler Fakat bunlarin kesinlikle yalanci olduklarina Allah sahittir

108- O mescit içinde sen kesinlikle namaza durma Ta ilk gününde temeli takva üzerine kurulan mescit elbette içinde namaz kilmana daha layiktir Onun içinde günahlarindan arinmayi seven kisiler vardir Allah da arinmis, ak pak olmus olanlari sever

109- O halde binasini Allah korkusu ve Allah rizasi üzerine kurmus olan mi hayirlidir, yoksa binasini yikilmak üzere olan bir uçurumun kenarina kurup da onunla birlikte cehenneme yuvarlanan mi daha hayirli? Allah, zalimler güruhunu hidayete erdirmez

110- Onlarin kurmus olduklari bu türlü binalar, kalpleri parça parça olmadikça, kalblerinde bir nifak dügümü olup kalacaktir Allah, alîmdir, hakîmdir

111- Allah, müminlerden, canlarini ve mallarini, kendilerine cennet vermek üzere satin almistir: Allah yolunda çarpisacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler Bu, Tevrat'ta da, Incil'de de Kur'ân'da da Allah'in kendi üzerine yüklendigi bir ahittir Allah'dan ziyade ahdine riayet edecek kim vardir? O halde yaptiginiz alis-veris ahdinden dolayi size müjdeler olsun! Ve iste o büyük kurtulus budur

112- (Bunlar), O tevbekâr olanlar, o ibadet edenler, o hamd edenler, o oruçlular, o rükua varanlar, o secdeye kapananlar, iyiligi emredip, kötülükten vazgeçirenler, Allah'in hududunu koruyanlar (emirleriyle yasaklarinin ölçülerine riayet edenler)dir Müjde ver o müminlere, müjde!

113- Ne peygambere, ne iman edenlere akraba bile olsalar cehennemlik olduklari iyice belli olduktan sonra müsriklere istigfar etmek yoktur

114- Ibrahim'in babasi için istigfar etmesi de sirf ona vermis oldugu bir sözden dolayi idi Böyle iken onun bir Allah düsmani oldugu kendisine açiklaninca o isten vazgeçti Süphesiz ki Ibrahim, çok bagri yanik, çok halim birisi idi

115- Allah, bir kavmi hidayete erdirdikten sonra, nelerden sakinacaklarini kendilerine iyice açiklamadikça dalalete düsürmez Gerçek su ki, Allah her seyi bilir

116- Hiç süphesiz, göklerin ve yerin mülkü Allah'indir O, diriltir de, öldürür de Size O'ndan baska ne bir dost vardir, ne de bir yardimci

117- Andolsun ki, Allah, yine peygambere ve en zor gününde ona uyan Muhacirler'le Ensar'a, içlerinden bir kisminin kalbleri az kalsin kayacak gibi olmusken, tevbe nasip etti de lutfedip tevbelerini kabul buyurdu Çünkü O, gerçekten çok sefkatli, çok bagislayicidir

118- Allah, haklarinda hüküm beklenen o üç kisiyi de bagisladi Çünkü o derece bunalmislardi ki, yeryüzü bütün genisligine ragmen onlara dar gelmeye baslamisti, vicdanlari da kendilerini sikintiya sokmustu Allah'dan kurtulusun, ancak Allah'a siginmakta oldugunu anlamislardi Sonra da Allah, onlari tevbekâr olmaya muvaffak kildi da tevbelerini kabul buyurdu Süphesiz ki Allah, tevbeleri çok çok kabul edendir, çok merhametli olandir

119- Ey iman edenler! Allah'dan korkun ve dogrularla beraber olun

120- Medine halkina ve civardaki bedevilere, Resulullah'in emrine aykiri hareket etmek uygun olmadigi gibi, onun katlandigi zahmetlere öbürlerinin katlanmaya yanasmamalari da yakisik almaz Çünkü onlarin Allah yolunda çektikleri hiçbir susuzluk, hiçbir yorgunluk ve hiçbir açlik, ayrica kâfirleri öfkelendirecek ayak bastiklari hiçbir yer veya düsmana karsi elde ettikleri hiçbir basari yoktur ki, karsiliginda kendilerine salih bir amel yazilmis olmasin Çünkü Allah, güzel is yapanlarin mükafatini zayi etmez

121- Onlarin, Allah yolunda yaptiklari küçük veya büyük her harcama veya geçtikleri her vadi karsiliginda, yaptiklari isin daha güzeliyle Allah'in kendilerini mükâfatlandirmasi için sevap yazilmamasi mümkün degildir

122- Bununla beraber müminlerin hepsinin birden topyekün savasa katilmalari uygun degildir Her kabileden bir kisim insanlar da din ilimlerinde derinlesmeli ve kabileleri savastan dönüp gelince onlari uyarmalidir ki, böylece Allah'in azabindan sakinirlar

123- Ey iman edenler, önce yakin çevrenizdeki kâfirlerle savasin ki, sizde bir güç ve kuvvet oldugunu görsünler Ve iyi bilin ki, Allah müttakilerle beraberdir

124- Bir sûre indirildigi zaman, içlerinden biri çikar, "Bu sûre hanginizin imanini arttirdi?" der Fakat müminlere gelince, aslinda her inen sûre onlarin imanini arttirmistir ve onlar sürekli olarak müjdelenip duruyorlar

125- Kalblerinde bir hastalik olanlara gelince, onlarin da murdarliklarina (küfürlerine) murdarlik (küfür) katmistir ve kâfir olarak ölüp gitmislerdir

126- Onlar (münafiklar) her yil bir veya iki kere kendilerinin çesitli belalara ugratildiklarini görmüyorlar mi? Böyle iken yine de tevbe etmiyor ve ibret almiyorlar

127- Aleyhlerinde bir sûre indirilince, "Sizi birisi görüyor mu?" diye birbirlerine göz ederler, sonra da sivisir giderler Allah onlarin kalblerini (imandan) çevirmistir Bu yüzden onlar anlayissiz bir kavimdirler

128- Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve sereflidir Sikintiya düsmeniz ona çok agir gelir üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve sefkatlidir

129- Eger aldirmazlarsa onlara de ki: Bana Allah yeter O'ndan baska ilâh yoktur Ben O'na dayanmaktayim ve O, o büyük Ars'in Rabbidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




FATİHA



Bismillahirrahmanirrahim

1- Rahmân ve Rahîm olan Allah'in ismiyle

2- Hamd o âlemlerin Rabbi,

3- O Rahmân ve Rahim,

4- O, din gününün maliki Allah'in

5- Ancak sana ederiz kullugu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardimi, inayeti (Ya Rab!)

6- Hidayet eyle bizi dogru yola,

O kendilerine nimet verdigin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba ugramislarin ve o sapmislarin yoluna degil

7- O kendilerine nimet verdigin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba ugramislarin ve o sapmislarin yoluna degil



FATİR



Bismillahirrahmanirrahim

1- Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikiser, üçer, dörder kanatli elçiler kilan Allah'a mahsustur O, yaratmada diledigi kadar artirir Gerçekten Allah her seye kâdirdir

2- Allah, insanlara rahmetinden neyi açarsa artik onu tutacak, kisacak olan yoktur Her neyi de tutar kisarsa, onu da, ondan sonra salacak yoktur O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir

3- Ey insanlar! Allah'in üzerinizdeki nimetini anin Allah'tan baska bir yaratici mi var? O size gökten ve yerden rizik verir O'ndan baska ilâh yoktur O halde (haktan) nasil çevrilirsiniz?

4- Eger onlar seni yalanliyorlarsa, senden önce birçok peygamberler de yalanlandilar Bütün isler Allah'a döndürülür

5- Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, Allah'in vaadi muhakkak haktir Sakin bu dünya hayati sizi aldatmasin, sakin o aldatici seytan sizi, Allah hakkinda da aldatmasin

6- Çünkü seytan size düsmandir Siz de onu düsman tutun O etrafina toplanan taraftarlarini ancak cehennemliklerden olsunlar diye davet eder

7- Inkâr edenler için siddetli bir azab vardir Iman edip salih amel isleyenler için de bir bagislanma ve büyük bir mükafat vardir

8- Ya kötü ameli kendisine allanmis pullanmis da onu güzel görmüs olan kimse de mi (iman edip salih amel isleyenler gibi olacak)? Süphe yok ki Allah diledigini sasirtir, diledigini de dogru yola çikarir O halde canin onlara karsi hasretlerle (üzüntülerle) sikilip gitmesin Çünkü Allah, onlarin bütün yaptiklarini bilir

9- Rüzgârlari gönderip bir bulut kaldiran da Allah'tir Derken biz o (bulutu) ölmüs bir beldeye sevketmisizdir Böylece yeryüzüne ölmünden sonra onunla hayat veririz Iste o dirilme de böyledir

10- Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamiyla Allah'indir O'na hos kelimeler yükselir, onu da salih amel yükseltir Kötülükler kuranlara gelince, onlara siddetli bir azab vardir Onlarin tuzaklari hep darmadagin olur

11- Hem Allah sizi bir topraktan, sonra bir damla sudan yaratti Sonra sizi çiftler kildi O'nun bilgisi olmadan ne bir disi hamile olur, ne dogurur Kendisine ömür verilenin de ömrünün uzatilmasi da, ömründen kisaltilmasi da mutlaka bir kitapta yazilidir Süphe yok ki bu, Allah'a göre kolaydir

12- Hem iki deniz esit olmuyor Su tatli, hararet keser, içerken (bogazdan) kayar; su da tuzlu, yakar kavurur Bununla beraber her birinden taze bir et yersiniz ve bir ziynet çikarir, giyinirsiniz Allah'in lütfundan nasib arayasiniz diye suyu yara yara giden gemileri de görürsün Gerek ki sükredeceksiniz

13- O, geceyi gündüze sokuyor, gündüzü de geceye sokuyor Günesi ve ayi emrine âmâde kilmistir Her biri mukadder bir gayeye akip gidiyor Iste bu gördüklerinizi yapan Allah sizin Rabbinizdir Mülk (hükümranlik) O'nundur O'ndan baska taptiklariniz ise, bir çekirdek zarini bile idare edemezler

14- Kendilerine dua ederseniz duanizi isitmezler Isitseler bile size cevabini veremezler Kiyamet günü de kendilerini Allah'a ortak kostugunuzu inkâr ederler Sana her seyden haberdar olan (Allah) gibi bir haber veren olmaz

15- Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsiniz Allah ise zengin ve her hamde lâyiktir

16- Eger O dilerse sizi yok eder ve yerinize yeni bir halk getirir

17- Ve bu, Allah'a göre zor bir sey degildir

18- Hem günah çeken bir kimse, baskasinin günahini çekmeyecek; yükü agir basan, onun yüklenilmesine çagirsa da ondan bir sey yüklenilmeyecek, isterse bir yakini olsun Fakat sen ancak o kimseleri sakindirisin ki, gaybda Rablerinin korkusunu duyarlar, namazi dürüst kilarlar Temizlenen de sirf kendisi için temizlenir Nihayet dönüs Allah'adir

19- Ne kör ile gören esit olur,

20- Ne de karanliklar ile aydinlik,

21- Ve ne de gölge ile sicaklik

2- Ölülerle diriler de esit olmaz Gerçi Allah, her diledigine isittirirse de sen, kabirlerdekine isittirecek degilsin

23- Sen sadece bir uyaricisin

24- Muhakkak ki biz seni hak ile hem bir müjdeci, hem bir uyarici olarak gönderdik Hiçbir ümmet de yoktur ki, içlerinde bir uyarici geçmis olmasin

25- Seni yalanliyorlarsa, onlardan öncekiler de yalanlamislardi Onlara peygamberleri mucizelerle, sahifelerle ve aydinlatici kitaplarla gelmislerdi

26- Sonra ben o inkâr edenleri tutup yakaladim O zaman beni inkâr etmek nasil oldu?

27- Görmedin mi Allah gökten bir su indirdi Biz onunla renkleri baska baska meyveler çikardik Daglarda da yollar, beyazli kirmizili çesitli renklerde ve kapkara topraklar var

28- Yine insanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da türlü renklileri vardir Kullari içinde Allah'tan ancak âlimler korkar Süphe yok ki Allah çok güçlüdür Hüküm ve hikmet sahibidir

29- Allah'in kitabini okuyan, namazi kilan ve kendilerine verdigimiz riziktan gizli ve açik olarak verenler, kesinlikle batma ihtimali olmayan bir ticaret umarlar

30- Çünkü Allah mükafatlarini kendilerine tamamen ödedikten baska, lütfundan onlara fazlasini da verecektir Çünkü O çok bagislayici ve sükrün karsiligini vericidir

31- Kitaplar içinde sana vahyettigimiz kitap da kendinden öncekileri tasdik edici olmak üzere bir haktir Süphe yok ki, Allah, kullarinin bütün hallerinden haberdardir ve her seyi görendir

32- Sonra biz o kitabi kullarimizdan süzüp seçtiklerimize miras biraktik Onlardan da nefislerine zulmeden var, orta yolu tutan var, Allah'in izniyle hayirlarda ileri geçenler var Iste bu büyük lütuftur

33- Onlara Adn cennetleri vardir Onlar oraya gireceklerdir Orada altin bilezikler ve incilerle süsleneceklerdir Orada elbiseleri de ipektir

34- Onlar orada söyle derler: "Hamd olsun Allah'a, bizden o üzüntüyü giderdi Gerçekten Rabbimiz çok bagislayici ve sükrün karsiligini vericidir"

35- "Lütfundan bizi durulacak bir yurda kondurdu Burada bize yorgunluk gelmeyecek, burada bize usanç gelmeyecektir"

36- Inkâr edenlere gelince, onlara cehennem atesi vardir Hüküm verilmez ki ölsünler, kendilerinden biraz azab da hafifletilmez Iste biz her nankörü böyle cezalandiririz

37- Onlar, orada söyle feryad ederler: "Ey Rabbimiz! Bizleri çikar, yapageldiklerimizden baska salih bir amel yapalim" (Onlara): "Size düsünecek olanin düsünecegi kadar bir ömür vermedik mi? Hem size uyarici da gelmisti O halde azabi tadin Çünkü zalimleri kurtaracak yoktur" (denir)

38- Süphe yok ki Allah, göklerin ve yerin gaybini bilir Elbette o, sinelerin içinde olanlari da bilir

39- Sizi yeryüzünde halifeler yapan O'dur Artik kim küfrederse, küfrü kendi aleyhinedir Kâfirlerin küfürleri, Rablerinin katinda kendilerine bugzdan baska bir sey artirmaz, kâfirlerin küfürleri kendilerine zarardan baska bir sey artirmaz

40- De ki: "Gördünüz ya, Allah'i birakip da tapmakta oldugunuz ortaklarinizi! Gösterin bana, yer yüzünden neyi yaratmislardir?" Yoksa onlarin gök yüzünde bir ortakligi mi var? Yoksa biz kendilerine bir kitap vermisiz de ondan bir delil üzerinde mi bulunuyorlar? Hayir o zalimler, birbirlerine aldatmadan baska bir vaadde bulunmuyorlar

41- Dogrusu gökleri ve yeri yok oluvermekten, Allah tutuyor Andolsun ki eger yok oluverirlerse, onlari O'ndan baska kimse tutamaz Gerçekten O, çok yumusak davranir, çok bagislayicidir

42- Olanca güçleriyle Allah'a yemin etmislerdi ki, kendilerine uyarici bir peygamber gelirse, mutlaka ilerideki ümmetlerin herhagi birinden daha dogru yolda olacaklardi Fakat kendilerine uyarici bir peygamber geldigi zaman bu, onlarin sirf ürküntülerini artirdi

43- (Bu da) yeryüzünde bir kibirlenme ve bir suikast düzenidir Halbuki fena düzen ancak sahibinin basina geçer O halde öncekilerin kanunundan baska ne gözetiyorlar? Sen Allah'in sünnetinde asla bir degisme bulamazsin Sen Allah'in sünnetinde asla bir baskalasma da bulamazsin

44- Yeryüzünde gezip bir bakmadilar mi, kendilerinden öncekilerin sonu nasil olmus? Halbuki onlar, bunlardan daha kuvvetliydiler Ne göklerde ve ne de yerde hiçbir sey Allah'i aciz birakamaz Çünkü o her seyi bilendir, her seye kâdir olandir

45- Bununla beraber Allah, insanlari kazandiklari (günahlar) yüzünden hemen yakalayiverseydi, yeryüzünde hiçbir canli birakmazdi Fakat onlari belli bir süreye kadar erteliyor Nihayet ecelleri gelince geregini yaparSüphe yok ki Allah, kullarini görmektedir



FECR



Bismillahirrahmanirrahim

1- Andolsun fecre

2- On geceye (Zilhicce ayinin ilk on gecesine)

3- Çifte ve teke

4- Gitmekte olan geceye

5- Nasil, bunlarda bir akil sahibi için yemin var degil mi?

6- Görmedin mi Rabbin ne yapti Âd kavmine?

7- Sütunlar sahibi Irem'e?

8- Ki ülkeler içinde onun benzeri yaratilmamisti

9- Vâdide kayalari yontan Semud kavmine?

10- Kaziklar sahibi (güçlü, kuvvetli) Firavun'a?

11- Bunlar ülkelerde azmislardi

12- Oralarda çok bozgunculuk yapmislardi

13- Bu yüzden Rabbin onlarin üstüne azap kamçisi yagdirdi

14- Kuskusuz Rabbin her an gözetlemededir

15- Ama insan, her ne zaman Rabbi onu sinayip da ikramda bulunur, nimet verirse, "Rabbim bana ikram etti" der

16- Ama her ne zaman da sinayip rizkini daraltirsa, o vakit de, "Rabbim beni zillete düsürdü" der

17- Hayir hayir, dogrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz

18- Birbirinizi yoksulu yedirmeye tesvik etmiyorsunuz

19- Oysa mirasi öyle bir yiyorsunuz ki, haram-helal gözetmeden

20- Mali öyle bir seviyorsunuz ki, yigmacasina

21- Hayir hayir, yer birbiri ardinca sarsilip dümdüz oldugu zaman,

22- Rabbinin emri gelip melekler sira sira dizildigi zaman,

23- Ki cehennem de o gün getirilmistir Iste o gün insan anlar Fakat bu anlamanin ona ne yarari var?

24- "Keske hayatim için bir seyler yapip gönderseydim" der

25- Artik o gün Allah'in edecegi azabi kimse edemez

26- Onun vuracagi bagi kimse vuramaz

27- Ey, Rabbine, itaat edip huzura eren nefis!

28- Hem hosnut edici, hem de hosnut edilmis olarak Rabbine dön

29- Kullarimin arasina gir

30-Cennetime gir



FELAK



Bismillahirrahmanirrahim

1- De ki: "Ben, agaran sabahin Rabbine siginirim,

2- Yarattigi seylerin serrinden,

3- Karanligi çöktügü zaman gecenin serrinden,

4- Ve dügümlere üfleyen büyücülerin serrinden,

5-Ve hased ettigi zaman hasetçinin serrinden



FETİH



Bismillahirrahmanirrahim

1- Dogrusu biz sana apaçik bir fetih ihsân ettik

2- Böylece Allah senin geçmis ve gelecek günahini bagislar Sana olan nimetini tamamlar ve seni dogru yola iletir

3- Ve sana Allah, sanli bir zaferle yardim eder

4- Imanlarina iman katsinlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur Göklerin ve yerin ordulari Allah'indir Allah bilendir, herseyi hikmetle yapandir

5- Mümin erkeklerle mümin kadinlari, içinde ebedi kalacaklari, altlarindan irmaklar akan cennetlere koymasi, onlarin günahlarini örtmesi içindir Iste bu, Allah katinda büyük bir kurtulustur

6- Ve o Allah hakkinda kötü zanda bulunan münâfik erkeklere ve münâfik kadinlara, Allah'a ortak kosan erkeklere ve ortak kosan kadinlara azap etmesi içindir Kötülük onlarin baslarina gelmistir Allah onlara gazap etmis, lânetlemis ve cehennemi kendilerine hazirlamistir Orasi ne kötü bir yerdir!

7- Göklerin ve yerin ordulari Allah'indir Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir

8- Süphesiz biz seni, sâhit, müjdeleyici ve uyarici olarak gönderdik

9- Ki, Allah'a ve Resulüne iman edesiniz, ve bunu takviye edip, O'na saygi gösteresiniz ve sabah aksam O'nu tesbih edesiniz

10- Herhalde sana bey'at edenler ancak Allah'a bey'at etmektedirler Allah'in eli onlarin ellerinin üzerindedir Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmus olur Kim de Allah'a verdigi ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir

11- yakinda a'râbilerden geri kalmis olanlar sana diyecekler ki, "Mallarimiz ve ailelerimiz bizi alikoydu Allah'tan bizim bagislanmamizi dile" Onlar kalplerinde olmayani dilleriyle söylerler De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karsi kimin bir seye gücü yetebilir? Hayir! Allah yaptiklarinizdan haberdardir

12- Aslinda siz Peygamber ve müminlerin, ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmistiniz Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmis bir topluluk oldunuz

13- Kim Allah'a ve Rasulüne iman etmezse süphesiz biz, kâfirler için çilgin bir ates hazirlamisizdir

14- Göklerin ve yerin mülkü Allah'indir O, diledigini bagislar diledigini azaplandirir Allah çok bagislayan çok merhamet edendir

15- Siz ganimetleri almak için gittiginizde geri kalanlar: "Birakin biz de arkaniza düselim" diyeceklerdir Onlar, Allah'in sözünü degistirmek isterler De ki: Siz bizimle gelemeyeceksiniz Allah daha önce böyle buyurmustur Onlar size: "Bizi kiskaniyorsunuz" diyeceklerdir Bilakis onlar, pek az anlayan kimselerdir

16- A'rabilerin geri birakilmis olanlarina de ki: Siz yakinda çok kuvvetli bir kavme karsi savasmaya çagirilacaksiniz Onlarla savasirsiniz veya müslüman olurlar Eger itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir Ama önceden döndügünüz gibi yine dönecek olursaniz sizi acikli bir azaba ugratir

17- Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur Bununla beraber kim Allah'a ve peygamberine itâat ederse, Allah onu, altindan irmaklar akan cennetlere sokar Kim de geri kalirsa, onu aci bir azaba ugratir

18- Andolsun o agacin altinda (Hudeybiye'de) sana bey'at ederlerken Allah, müminlerden razi olmustur Kalplerinde olani bilmis onlara güven indirmis ve onlari pek yakin bir fetih ile mükâfatlandirmistir

19- Allah onlari elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfatlandirdi Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir

20- Allah size, elde edeceginiz birçok ganimetler vaad etmistir Bunu size hemen vermis ve insanlarin ellerini sizden çekmistir ki bu, müminlere bir isaret olsun ve Allah sizi dogru yola iletsin

21- Bundan baska sizin güç yetiremediginiz, ama Allah'in sizin için kusattigi ganimetler de vardir Allah herseye kâdirdir

22- Eger kâfirler sizinle savassalardi arkalarina dönüp kaçarlardi Sonra bir dost ve yardimci da bulamazlardi

23- Allah'in öteden beri gelen kanunu budur Allah'in kanununda asla bir degisiklik bulamazsin

24- O sizi onlara karsi muzaffer kildiktan sonra Mekke'nin göbeginde onlarin ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir Allah, yaptiklarinizi görendir

25- Onlar inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'i ziyaretinizi ve bekletilen kurbanlarin yerlerine ulasmasini men edenlerdir Eger kendilerini henüz tanimadiginiz mümin erkeklerle, mümin kadinlari bilmeyerek ezmek suretiyle bir vebalin altinda kalmaniz ihtimali olmasaydi, Allah savasi önlemezdi Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmistir Eger onlar birbirinden ayrilmis olsalardi elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptirirdik

26- O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, câhiliyet taassubunu yerlestirmislerdi

Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi Onlari takva sözü üzerinde durdurdu Zaten onlar buna pek layik ve ehil kimselerdi Allah herseyi bilendir

27- Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasini dogru çikardi Allah dilerse siz güven içinde baslarinizi tiras etmis ve saçlarinizi kisaltmis olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz Allah sizin bilmediginzi bilir Iste bundan önce size yakin bir fetih verdi

28- Bütün dinlerden üstün kilmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur Sahit olarak Allah yeter

29-Muhammed Allah'in elçisidir Onun yaninda bulunanlar da kâfirlere karsi çetin, kendi aralarinda merhametlidirler Onlari rükûa varirken secde ederken görürsün Allah'tan lütuf ve riza isterler Yüzlerinde secdelerin izinden nisanlari vardir Bu, onlarin Tevrat'taki vasiflaridir Incil'deki vasiflari da söyledir: Onlar filizini yarip çikarmis, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalinlasmis, gövdesi üzerine dikilmis bir ekine benzerler ki bu, ziraatçilarin da hosuna gider Allah böylece onlari çogaltip kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir Allah inanip iyi isler yapanlara magfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmistir



FİL



Bismillahirrahmanirrahim

1- Görmedin mi Rabb'in fil sahiplerine ne yapti?

2- Onlarin tuzaklarini bosa çikarmadi mi?

3- Üzerlerine sürü sürü kuslar gönderdi

4- Onlara çamurdan sertlesmis taslar atiyorlardi

5-Ve onlari, yenilmis ekin yapragi gibi yapti



FURKAN



Bismillahirrahmanirrahim

1- "Tebareke" ne yüce feyyazdir o ki, dünyalari uyarmak üzere kulu Muhammed'e, hakki batildan ayirdeden Kur'ân'i indirdi

2- O öyle bir ilâhtir ki, göklerin ve yerin hükümranligi kendisinindir O hiç çocuk edinmedi, hükümranlikta ortagi yoktur O, her seyi yaratip bir ölçüye göre düzenleyerek takdir etmistir

3- Kâfirler, O'nu birakip bir sey yaratamayan, bilakis kendileri yaratilmis olan, kendilerine ne zarar ve ne de fayda verebilen; öldürmeye, diriltmeye ve ölümden sonra tekrar canlandirmaya güçleri yetmeyen tanrilar edindiler

4- Inkâr edenler: "Bu Kur'ân Muhammed'in uydurmasidir, ona baska bir topluluk yardim etmistir" diyerek haksiz ve asilsiz bir söz uydurdular

5- "Kur'ân öncekilerin masallaridir; baskalarina yazdirmis da sabah aksam kendisine okunmaktadir" dediler

6- Ey Muhammed! De ki: "Onu, göklerin ve yerin sirrini bilen indirmistir Süphesiz O, bagislayandir, merhamet edendir"

7- Söyle dediler: "Bu ne biçim peygamber ki, yemek yer, sokaklarda gezer? Ona, beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya!"

8- "Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya beslenecegi bir bahçe olsaydi ya!" Bu zalimler, inananlara "Siz sadece büyülenmis bir adama uyuyorsunuz" dediler

9- Ey Muhammed! sana nasil misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmislardir, yol bulamazlar

10- Öyle yücedir O ki, dilerse sana ondan daha iyisini, altindan irmaklar akan cennetler verir, sana köskler de yapar

11- Fakat onlar o saati (kiyameti) de yalanladilar Biz ise o saati yalanlayanlara çilgin alevli bir ates hazirladik

12- Ki, cehennem atesi uzak bir mesafeden kendilerine görününce, onun bir hisimlanmasini (kaynamasini) ve ugultusunu isitirler

13- Elleri boyunlarina bagli olarak onun dar bir yerine atildiklari zaman da, oracikta yok olmayi isterler

14- (Onlara söyle denilir) Bu gün bir yok olmayi degil, nice yok olmalari isteyin!

15- De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takva sahiplerine vaad olunan ebedilik cenneti mi? Çünkü orasi, onlar için bir mükafattir ve bir varis yeridir

16- Onlar için orada ne isterlerse var, hem orada ebedî kalacaklar Çünkü bu Rabbinden yerine getirilmesi istenen bir vaaddir

17- Hele o gün Rabbin onlari Allah'tan baska taptiklari seylerle toplar da, der ki: "Siz mi saptirdiniz su kullarimi, yoksa kendileri mi yolu kaybettiler?"

18- Onlar: "Sübhansin seni tenzih ederiz Seni birakip da senden baska dostlar edinmek bize yarasmaz; fakat sen onlara ve atalarina o kadar nimet verdin ki, sonunda seni anmayi unuttular ve helaki hak eden bir kavim oldular" derler

19- (Bunun üzerine ötekilere hitaben söyle denilir) Iste (taptiklariniz)

sizi söylediklerinizde yalanci çikardilar Artik ne (azabinizi) geri çevirebilir, ne de bir yardima çare bulabilirsiniz ve içinizden kim zulmederse, ona büyük bir azab tattiracagiz

20- (Resulüm!) Biz senden evvel de peygamberleri baska türlü göndermedik Süphesiz onlar hem yemek yiyorlar, hem çarsilarda geziyorlardi (sokaklarda yürüyorlardi) Sizin bir kisminizi bir digerine fitne (imtihan sebebi) kilmisizdir ki, bakalim sabredecek misiniz? Zira Rabbin her seyi hakkiyla görmektedir

21- Bununla beraber, bize kavusmayi ummayanlar "Bize ya melekler indirilmeliydi, ya da Rabbimizi görmeliydik" dediler Andolsun ki, dogrusu nefislerinde kendilerini büyük gördüler ve büyük azginlik ettiler

22- Melekleri görecekleri gün, iste o gün, günahkarlara hiçbir sevinç haberi yoktur Ve yasak yasak, diyeceklerdir

23- Onlarin yaptiklari her bir iyi isi dikkate aliriz, fakat onu saçilmis zerreler haline getiririz

24- O gün cennetliklerin kalacaklari yer çok iyi, dinlenecekleri yer pek güzeldir

25- O gün gökyüzü beyaz bulutlar halinde yarilacak ve melekler bölük bölük indirileceklerdir

26- Iste o gün gerçek hükümranlik, çok merhametli olan Allah'indir Kâfirler için ise o, pek çetin bir gündür

27- O gün zalim kimse ellerini isiracak: "Eyvah!" diyecek, "keske Peygamberin yaninda bir yol tutsaydim!"

28- "Eyvah!" diyecek, "keske falancayi dost edinmeseydim

29- Çünkü zikir (Kur'ân) bana gelmisken o, hakikaten beni ondan saptirdi Seytan insani (uçuruma sürükleyip sonra) yapayalniz ve yardimcisiz birakmaktadir

30- Peygamber dedi ki: "Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'ân'i terkedilmis (bir sey yerinde) tuttular"

31- (Resulüm!) Ve iste biz böyle her peygamber için günahkarlardan bir düsman yapmisizdir Bununla beraber hidayet verici ve yardimci olarak Rabbin yeter

32- Yine o inkâr edenler dediler ki: "O Kur'ân ona, hepsi birden indirilseydi ya"! Biz onu senin kalbine iyice yerlestirmek için böyle (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayirarak) okuduk

33- Hem onlar sana karsi herhangi bir mesel ile gelmezler ki, biz sana (onun karsiliginda) dogrusunu ve tefsirin daha güzelini getirmis olmayalim

34- O yüzleri üstü cehenneme toplanacaklar var ya! iste onlar, yerleri en kötü, yollari en sapik olanlardir

35- Andolsun ki Musa'ya kitap verdik, kardesi Harun'u da ona yardimci yaptik

36- "Haydi âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin" dedik Sonunda (yola gelmediklerinden) onlari yerle bir ettik

37- Nuh kavmine gelince, Peygamberleri yalancilikla itham ettiklerinde, onlari suda bogduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptik Biz zalimler için acikli bir azab hazirlamisizdir

38- Ad'i, Semud'u, Ress halkini ve bunlar arasinda daha bir çok nesilleri de (inkârciliklari yüzünden helak ettik)

39- Onlarin herbirine misaller getirdik; (ama ögüt almadiklari için) hepsini kirdik geçirdik

40- (Resulüm!) Andolsun ki, (bu Mekke'li putperestler), bela ve fenalik yagmuruna tutulmus olan beldeye ugramislardir Peki onu da görmüyorlar miydi? Hayir! Onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadirlar

41- Seni gördükleri zaman "Bu mu Allah'in Peygamber olarak gönderdigi?" diye hep seni alaya aliyorlar

42- "Sayet tanrilarimiza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten de bizi neredeyse tanrilarimizdan saptiracakti" diyorlar Azabi gördükleri zaman, kimin yolunun sapik oldugunu bilecekler!

43- Kötü duygularini kendisine tanri edinen kimseyi gördün mü? Simdi ona sen mi vekil olacaksin?

44- Yoksa sen, onlarin çogunun gerçekten söz dinleyecegini yahut akillanacagini mi saniyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar gibidir, hatta gidisçe daha sapiktirlar

45- Rabbinin gölgeyi nasil uzatmakta oldugunu görmedin mi? Dileseydi onu elbet hareketsiz de kilardi Sonra biz günesi, ona (gölgeye) delil kilmisizdir

46- Sonra da onu yavas yavas kendimize (baska yöne) çekmekteyiz

47- Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kilan, gündüzü yayilip çalisma (zamani) yapan O'dur

48- Rüzgarlari rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen ve gökten tertemiz bir su indiren O'dur

49- Ki biz (o suyla) ölü topraga can verelim, yarattigimiz nice hayvanlara ve insanlara su saglayalim, diye

50- Andolsun bunu, insanlarin ögüt almalari için, aralarinda çesit çesit sekillerde anlatmisizdir; ama insanlarin çogu ille nankörlük edip diretmistir

51- (Habibim!) Sayet dileseydik elbette her köye bir uyarici (peygamber) gönderirdik

52- (Madem ki yalniz seni gönderdik) Öyleyse kâfirlere boyun egme ve bununla (Kur'ân ile) onlara karsi olanca gücünle büyük bir savas ver!

53- Birinin suyu tatli ve susuzlugu giderici, digerininki tuzlu ve aci iki denizi saliveren ve aralarina bir engel, asilmaz bir serhat koyan O'dur

54- O (hakir) sudan, bir insan yaratip ona bir neseb bahseden ve sihriyet bagi ile akraba yapan O'dur Rabbinin her seye gücü yeter

55- (Böyle iken inkârcilar) Allah'i birakip kendilerine ne fayda, ne zarar veremeyen seylere kulluk ediyorlar Inkârci olan kimse Rabbine karsi ugrasip durmaktadir

56- (Halbuki) biz seni ancak müjdeci ve uyarici olarak gönderdik

57- De ki: "Ben, buna karsi sizden bir ücret degil, ancak Rabbine dogru bir yol tutmayi dileyen kimseler (olmanizi) istiyorum"

58- Sen, ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan O'nu hamd ile tesbih et Kullarinin günahlarindan haberdar olarak O yeter

59- Gökleri yeri ve ikisinin arasindakileri alti günde yaratan, sonra Ars'a hükmeden Rahmân'dir Haydi ne dileyeceksen o her seyden haberdar olan (Rahmân)dan dile

60- Onlara "Rahmân'a secde edin" dendigi zaman, "Rahmân da neymis? Senin bize emrettigine secde eder miyiz hiç?" derler ve bu emir onlarin nefretini artirir

61- Gökte burçlari var eden, onlarin içinde bir kandil (günes) ve nurlu bir ay barindiran Allah, yüceler yücesidir

62- Ibret almak veya sükretmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri ardinca getiren O'dur

63- O çok merhametli Allah'in (has) kullari onlardir ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahil kimseler kendilerine laf attigi zaman (incitmeksizin) "selam" derler (geçerler)

64- Ve onlar ki, Rablerine secdeler ve kiyamlar ederek yatarlar

65- Onlar ki, söyle derler: Cehennem azabini üzerimizden sav! Dogrusu onun azabi geçici bir sey degildir

66- Orasi cidden ne kötü bir ugrak, ne kötü bir konaktir

67- Ve onlar ki, harcadiklarinda ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasinda orta bir yol tutarlar

68- Yine onlar ki, Allah ile beraber baska bir tanriya yalvarmazlar, Allah'in haram kildigi cana haksiz yere kiymazlar ve zina etmezler Bunlari yapan günahi(nin cezasini) bulur

69- Kiyamet günü azabi kat kat olur ve orada alçaltilmis olarak temelli kalir

70- Ancak tevbe ve iman edip iyi davranislarda bulunanlar baska; Allah onlarin kötülüklerini iyiliklere çevirir Allah çok bagislayicidir, engin merhamet sahibidir

71- Ve her kim tevbe edip iyi davranis gösterirse, süphesiz o, tevbesi kabul edilmis olarak Allah'a döner

72- Ve onlar ki, yalan sahitlik etmezler, bos bir seye rastladiklari zaman vakar ile (oradan) geçip giderler

73- Kendilerine Rablerinin âyetleri hatirlatildiginda ise, onlara karsi sagir ve kör davranmazlar

74- Ve onlar ki: "Ey Rabbimiz! Bize gözümüzü aydinlatacak esler ve zürriyetler bagisla ve bizi takva sahiplerine önder kil" derler

75- Iste onlar, sabretmelerine karsilik cennetin en yüksek makamlari ile mükafatlandirilacaklar, orada hürmet ve selamla karsilanacaklardir

76- Orada ebedî kalacaklar, orasi ne güzel bir konak ve ne güzel bir makamdir

77- (Resulüm!) De ki: "Rabbim size ne kiymet verir duaniz olmasa? (Ey inkârcilar! Size bildirdiklerini) kesinkes yalan saydiniz; o halde azab yakanizi birakmayacaktir!

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




FUSSİLET



Bismillahirrahmanirrahim

1- Hâ Mîm

2- Bu Kur'ân Rahmân ve Rahîm olan Allah tarafindan indirilmistir

3- Bu, Arapça bir Kur'an olarak, âyetleri bilen bir kavim için ayirt edilip açiklanmis bir kitaptir

4- O, müjdeleyici ve uyarici olarak gönderilmistir Fakat insanlarin çogu yüz çevirmislerdir Artik onlar gerçegi isitmezler

5- Onlar: "Ey Muhammed! Senin bizi davet ettigin seye karsi kalplerimiz kapalidir Kulaklarimizda da bir agirlik vardir Seninle bizim aramizda anlasmamiza engel bir de perde vardir Sen istedigini yap, çünkü biz yapiyoruz" dediler

6- Ey Muhammed! De ki: "Ben sadece sizin gibi bir insanim, ancak bana ilâhinizin bir tek ilâh oldugu vahyediliyor Artik hep O'na yönelin ve

O'ndan bagislanma dileyin Vay O'na ortak kosanlarin haline!

7- Onlar, zekati vermezler, ahireti de inkâr ederler

8- Süphesiz ki, iman edip, salih amel isleyenler için de bitmez tükenmez bir mükafat vardir

9- De ki: "Siz yeri iki günde yaratani gerçekten inkâr edip duracak misiniz? Bir de O'na esler kosuyorsunuz ha? O bütün âlemlerin Rabbidir"

10- O, yerin üstünde sabit daglar yaratti Orada bereketler meydana getirdi Orada arastirip soranlar için riziklari tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu

11- Sonra duman halinde bulunan göge yöneldi Ona ve yerküreye: "Isteyerek veya istemeyerek buyruguma gelin" dedi Her ikisi de: "Isteyerek geldik" dediler

12- Böylece Allah onlari iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu Her göge kendi isini bildirdi Biz en yakin gögü kandillerle süsledik ve koruduk Iste bu çok güçlü ve her seyi bilen Allah'in takdiridir

3- Eger onlar, yine yüz çevirirlerse de ki: "Ben sizi Âd ve Semud'un basina gelen yildirima benzer bir yildirima karsi uyardim"

14- Onlara Allah'tan baskasina kulluk etmeyin diye önlerinden ve arkalarindan peygamberler geldigi zaman: "Eger Rabbimiz dileseydi mutlaka melekler indirirdi Biz sizin teblig için gönderildiginiz seylere inanmayiz" dediler

15- Âd kavmine gelince onlar yeryüzünde büyüklük tasladilar ve: "Bizden daha kuvvetli kim vardir?" dediler Onlar kendilerini yaratan Allah'in kendilerinden daha kuvvetli oldugunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi bile bile inkâr ediyorlardi

16- Bu yüzden biz de onlara dünya hayatinda rezillik azabini tattirmak için o ugursuz günlerde dondurucu bir kasirga gönderdik Ahiret azabi ise elbette daha çok rezil edicidir Onlara yardim da edilmeyecektir

17- Semûd kavmine gelince, biz onlara dogru yolu gösterdik Fakat onlar körlügü dogru yola tercih ettiler Bunun üzerine kazandiklari kötülük yüzünden alçaltici azabin yildirimi onlari çarpiverdi

18- Biz iman edenleri ve kötülükten sakinanlari ise kurtardik

19- O gün Allah'in düsmanlari cehennem atesine sürülmek üzere hep bir araya toplanirlar

20- Nihayet oraya vardiklari zaman kulaklari, gözleri ve derileri yaptiklari seyler hakkinda onlarin aleyhinde sahitlik ederler

21- Onlar derilerine: "Niçin aleyhimize sahitlik ettiniz?" derler Derileri de: "Bizi her seyi konusturan Allah konusturdu, sizi ilk defa yaratan O'dur ve siz yine O'na döndürülüyorsunuz" derler

22- Siz kulaklarinizin, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde sahitlik edeceginden korkarak kötülükten sakinmiyordunuz Fakat yaptiklarinizdan birçogunu Allah'in bilmeyecegini zannediyordunuz

23- Iste Rabbiniz hakkinda beslediginiz bu zanniniz sizi helak etti de zarara ugrayanlardan oldunuz

24- Simdi eger dayanabilirlerse onlarin yeri atestir Yok eger hosnutluga dönmek isterlerse bile artik onlar hosnut edileceklerden degildirler

25- Biz onlara birtakim arkadaslar musallat ettik de onlar kendilerine önlerinde ve arkalarinda ne varsa hepsini güzel gösterdiler Böylece kendilerinden önce gelip, geçmis olan cin ve insan topluluklari hakkindaki, azab sözü onlar için de hak oldu Dogrusu onlarin hepsi de kendilerine yazik etmislerdir

26- Inkâr edenler: "Bu Kur'ân-i dinlemeyin, okunurken gürültü yapin, belki üstün gelirsiniz" dediler

27- Biz mutlaka inkâr edenlere siddetli bir azab tattiracagiz Ve onlara yaptiklari amellerin en kötüsünün cezasini verecegiz

28- Iste Allah'in düsmanlarinin cezasi atestir Âyetlerimizi bile bile inkâr etmelerinin cezasi olarak, onlar için orada ebedî olarak kalacaklari cehennem yurdu vardir

29- Inkâr edenler: "Ey Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi dogru yoldan saptiranlari bize göster de onlari ayaklarimizin altina alalim, böylece cehennemin en altinda kalanlardan olsunlar" diyeceklerdir

30- "Rabbimiz Allah'tir" deyip, sonra da dogrulukta devam edenlere gelince, onlarin üzerine melekler iner ve derler ki: "Korkmayin, üzülmeyin, size vaad edilen cennetle sevinin"

31- "Biz dünya hayatinda da, ahirette de sizin dostlariniziz Cennette sizin için caninizin çektigi ve istediginiz her sey vardir"

32- Bunlar çok bagislayici ve çok merhametli olan Allah tarafindan bir agirlamadir

33- Allah'a davet eden, salih amel isleyen ve: "Ben gerçekten müslümanlardanim" diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?

34- Hem iyilik de bir degildir, kötülük de Kötülügü en güzel bir sekilde sav O zaman seninle kendi arasinda bir düsmanlik olan kisinin, sanki samimi bir dost gibi oldugunu görürsün

35- Bu olgunluga ancak sabredenler kavusturulur, buna ancak hayirdan büyük bir pay sahibi olan kavusturulur

36- Eger seytandan gelen kötü bir düsünce seni dürtecek olursa hemen Allah'a sigin Çünkü O her seyi isitir ve bilir

37- Gece ile gündüz ve günes ile ay Allah'in kudretinin delillerindendir Günese ve aya secde etmeyin Eger sadece Allah'a kulluk yapmak istiyorsaniz, onlari yaratan Allah'a secde edin

38- Eger onlar büyüklük taslarlarsa bilsinler ki, Rabbinin yanindaki melekler gece gündüz O'nu tesbih ederler ve hiç usanmazlar

39- Senin yeryüzünü boynu bükük, kupkuru görmen de Allah'in kudretinin delillerindendir Biz onun üzerine suyu indirdigimiz zaman titresir ve kabarir Süphesiz ki ona hayat veren Allah mutlaka ölüleri de diriltir Dogrusu O'nun her seye gücü yeter

40- Âyetlerimiz hakkinda dogruluktan ayrilip inkâra sapanlar bize gizli kalmazlar O halde atese atilacak olan mi daha hayirlidir, yoksa kiyamet günü güven içinde gelecek olan mi? Istediginizi yapin Süphesiz ki Allah, yaptiginiz seyleri hakkiyla görür

41- Kur'ân kendilerine geldiginde onu inkâr edenler, mutlaka cezalarini çekceklerdir O gerçekten çok degerli bir kitaptir

42- Ona ne önünden, ne de ardindan batil gelemez O hüküm ve hikmet sahibi, ögülmeye layik olan Allah tarafindan indirilmistir

43- Ey Muhammed! Sana senden önceki peygamberlere söylenenden baska bir sey söylenmiyor Süphesiz ki senin Rabbin hem magfiret sahibidir hem de aci verecek bir azap sahibidir

44- Eger biz onu yabanci dilden bir Kur'ân yapsaydik onlar mutlaka: "Bu kitabin âyetleri genisçe açiklanmali degil miydi? Arap bir peygambere yabanci dil, öyle mi?" derlerdi Sen de ki: "O, iman edenler için bir hidayet ve sifadir" Iman etmeyenlerin kulaklarinda ise bir agirlik vardir Kur'ân onlara göre bir körlüktür Sanki onlar uzak bir yerden çagriliyorlar (da duymuyorlar)

45- Andolsun ki biz Musa'ya Tevrat'i vermistik de onda ihtilafa düsmüslerdi Eger Rabbin tarafindan azabin ertelenmesine dair bir söz geçmeseydi mutlaka aralarinda hüküm verilirdi Gerçekten onlar Kur'ân hakkinda bir süphe ve tereddüt içindedirler

46- Her kim iyi bir is yaparsa, kendi lehine yapmis olur Kim de bir kötülük yaparsa, kendi aleyhine yapmis olur Rabbin kullara zulmedecek degildir

47- Kiyamet zamanini bilmek ancak Allah'a havale edilir Onun bilgisi disinda hiçbir meyve kabugundan çikmaz, hiçbir disi gebe kalmaz ve dogurmaz Allah onlara: "Bana kostugunuz ortaklarim nerede?" diye seslendigi gün, onlar: "Senin ortagin olduguna dair bizden hiçbir sahit olmadigini sana arz ederiz" derler

48- Önceden tapmakta olduklari seyler, kendilerinden uzaklasip kaybolmustur Onlar da kendileri için kaçacak bir yer olmadigini anlamislardir

49- Insan hayir istemekten usanmaz, fakat kendisine bir kötülük dokununca üzülür ve ümitsizlige düser

50- Andolsun ki kendisine dokunan bir zarardan sonra, biz ona tarafimizdan bir rahmet tattirsak, O: "Bu benim hakkimdir, kiyametin kopacagini da sanmiyorum, Rabbime döndürülmüs olsam bile mutlaka O'nun yaninda benim için daha güzel seyler vardir" der Biz o inkâr edenlere yaptiklari seyleri mutlaka haber verecegiz ve onlara agir bir azap tattiracagiz

51- Biz insana bir nimet verdigimiz zaman o yüz çevirir, yan çizer Ona bir kötülük dokundugu zaman da uzun uzun yalvarir

52- Ey Muhammed! De ki: "Ne dersiniz? O Kur'ân Allah tarafindan gelmis olup da sonra siz onu inkâr etmisseniz, o takdirde Hak'tan uzak bir ayriliga düsenden daha sapik kim olabilir?"

53- Biz onlara hem ufuklarda ve hem kendi nefislerinde delillerimizi gösterecegiz ki, Kur'ân'in hak oldugu kendilerine açikça belli olsun Senin Rabbinin her seye sahit olmasi kafi degil mi?

54-Iyi bilin ki onlar Rablerine kavusmaktan bir süphe içindedirler, yine iyi bilin ki, Allah her seyi ilmiyle kusatmistir


GASİYE



Bismillahirrahmanirrahim

1- O her seyi kusatacak olan Kiyamet'in haberi sana geldi mi?

2- Yüzler var ki, o gün egilmis, zillete düsmüstür

3- Çalismis, yorulmustur

4- Kizismis bir atese girer

5- Onlara kizgin bir kaynaktan su verilir

6- Onlar için kuru bir dikenden baska yiyecek de yoktur

7- O da ne besler, ne de açligi giderir

8- Yüzler de var ki, o gün nimetle mutludur

9- Yaptigindan hosnuttur

10- Yüksek bir cennettedir

11- Orada bos bir söz isitmez

12- Orada akan bir kaynak,

13- Yükseltilmis divanlar,

14- Konulmus kadehler,

15- Dizilmis koltuklar, yastiklar,

16- Serilmis halilar vardir

17- Bakmiyorlar mi o develere, nasil yaratilmis?

18- Göge bakmiyorlar mi, nasil yükseltilmis?

19- Bakmiyorlar mi daglara, nasil dikilmis?

20- Yere bakmiyorlar mi, nasil yayilmis?

21- Haydi ögüt ver; sen simdi sirf bir ögütçüsün

22- Onlarin üzerinde bir zorba degilsin

23- Ancak kim yüz çevirir ve kâfir olursa,

24- Allah ona en büyük azap ile azap edecek

25- Kuskusuz onlar döne dolasa bize gelecekler

26-Sonra da bize hesap verecekler



HACC



Bismillahirrahmanirrahim

1- Ey Insanlar! Rabbinizden sakinin; süphesiz o kiyamet gününün sarsintisi çok büyük bir seydir

2- Onu göreceginiz gün, her emzikli kadin emzirdiginden geçer Ve her hamile kadin çocugunu düsürür Insanlari hep sarhos görürsün, halbuki sarhos degillerdir Fakat Allah'in azabi çok siddetlidir

3- Insanlardan bazilari Allah hakkinda bir bilgisi olmadigi halde tartisir da her azili seytanin ardina düser

4- (O seytanki) hakkinda söyle hüküm verilmistir: Süphesiz kim onu

dost edinirse, o muhakkak onu saptirir ve dogruca cehennem azabina götürür

5- Ey insanlar ! Eger öldükten sonra dirilmekten süphede iseniz, (bilin ki) ne oldugunuzu size açiklamak için süphesiz biz sizi topraktan, sonra nutfeden (spermadan) sonra bir alekadan (embriodan) sonra yapisi belli belirsiz bir et parçasindan yaratmisizdir Diledigimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutariz Sonra sizi bir çocuk olarak çikartiriz, sonra sizi, olgunluk çagina erismeniz için birakiriz Bununla beraber kiminiz öldürülür, kiminiz de önceki bilgisinden sonra, hiçbir sey bilmemek üzere, ömrünün en fena zamanina ulastirilir Bir de yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat biz onun

üzerine su indirdigimiz zaman, harekete geçer, kabarir ve her güzel çiftten bitkiler bitirir

6- Iste bunlar gösteriyor ki, Allah süphesiz haktir Süphesiz ölüleri o diriltir ve o her seye kadirdir

7- Kiyamet ise süphesiz gelecek ve muhakkak ki Allah bütün kabirlerde olan kimseleri tekrar diriltecektir

8- Insanlardan kimi de vardir ki ne bir bilgiye, ne bir delile, ne de aydinlatici bir kitaba dayanmaksizin Allah hakkinda tartisir

9- Allah yolundan sasirtmak (saptirmak) için büyüklük taslayarak (tartisir) Dünyada ona bir rezillik vardir Kiyamet gününde ise ona cehennem azabini tattiracagiz

10 -Ona "Bunlar, senin ellerinle kazandigin günahlar sebebiyledir" denir Süphesiz Allah kullarina zulmeden degildir

11- Insanlardan kimi de Allah'a bir yar kenarindaymis gibi ibadet eder, eger kendisine bir iyilik gelirse ona gönlü yatisir ve eger basina bir bela gelirse yüzüstü dönüverir Dünyayi da ahireti de kaybeder Iste apaçik kayip budur

12- Allah'i birakir da kendine ne zarar, ne menfaat veremeyecek seylere yalvarir Iste derin sapiklik budur

13- Herhalde o, zarari faydasindan daha yakin olana yalvariyor Yalvardigi sey ne kötü yardimci ve ne kötü yoldastir

14- Süphe yok ki Allah, iman edip salih amelleri isleyenleri altindan irmaklar akan cennetlere koyacak Süphesiz Allah diledigini yapar

15- Allah'in ona (peygambere) dünyada ve ahirette yardim etmeyecegini sanan kimse hemen yukariya bir ip uzatsin, sonra (kendini intihar edip) bogsun da baksin bu hilesi kendisini öfkelendiren seyi giderecek mi?

16- Iste biz onu (Kur'ân'i) böylece, apaçik âyetler olarak indirdik Süphesiz Allah diledigini dogru yola eristirir

17- Süphesiz o iman edenler, yahudi olanlar, sabiîler (yildiza tapanlar), hiristiyanlar, atese tapanlar ve (Allah'a) es kosanlar (yok mu?) Allah, kiyamet günü bunlarin arasini süphesiz ayiracaktir Çünkü Allah her seyi hakkiyla görüp bilendir

18- Görmedin mi, göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, günes, ay ve yildizlar, daglar, agaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçogu hep Allah'a secde ediyor Birçogunun üzerine de azab hak olmustur Allah kimi hor ve hakir kilarsa artik ona ikram edecek yoktur Süphesiz Allah diledigi seyi yapar

19- Su ikisi Rableri hakkinda tartismaya girmis iki hasimdir O'nu inkar edenler için atesten elbiseleri biçilmistir Baslarinin üstünden kaynar su dökülür

20- Bununla karinlarindaki ve derileri eritilir

21- Bir de bunlara demirden kamçilar vardir

22- Ugradiklari gamdan (dolayi) oradan ne zaman çikmak isteseler, her defasinda oraya geri çevrilirler: "Yakici azabi tadin" denir

23- Süphesiz Allah iman edip yararli is isleyenleri, altindan irmaklar akan cennetlere koyacak, orada altin bilezikler ve inciler takinacaklar Oradaki elbiseleri de ipektendir

24- Hem sözün güzelini isitecek duruma ulastirilmislar, hem de övülmeye layik (olan Allah'in) yoluna eristirilmislerdir

25- Süphesiz inkâr edenlere, Allah'in yolundan, yerli ve yolcu bütün insanlar için esit kilinan Mescid-i Haram'dan alikoyanlara ve orada zulümle yanlis yola saptirmak isteyene can yakici bir azab tattiririz

26- Bir zamanlar Kâbe'nin yerini Ibrahim'e su sekilde hazirlamistik: Sakin bana hiçbir seyi ortak kosma; tavaf edenler, orada (kiyama) duranlar, ruku edenler ve secdeye varanlar için evimi tertemiz et

27 Insanlari hacca çagir; yürüyerek veya incelmis binekler üstünde (uzak yollardan) her derin vadiyi asarak sana gelsinler

28- Ta ki kendilerine ait birtakim menfaatlere sahid olsunlar; Allah'in kendilerine rizik olarak verdigi hayvanlari belli günlerde kurban ederken O'nun adini ansinlar Siz de onlardan yiyin, yoksulu, fakiri de doyurun

29- Sonra kirlerini giderip temizlensinler Adaklarini yerine getirsinler Kâbeyi tavaf etsinler

30- Emir budur, Allah'in yasaklarina kim saygi gösterirse, bu, kendisi için Rabbinin katinda süphesiz hayirdir Size bildirilegelenden baska bütün hayvanlar helal kilinmistir O halde o pis putlardan kaçinin ve yalan sözden sakinin

31- Allah için, O'na es kosmayan, O'nun birligine inanmis kimseler olun Allah'a ortak kosan kimse, gökten düsüp de kuslarin kaptigi veya rüzgarin bir uçuruma sürükledigi seye benzer

32- Bu böyledir; kim Allah'in nisanelerine, kurbanliklarina saygi gösterirse, süphesiz o kalblerin takvasindandir

33- Sizin için onlarda belli bir süreye kadar bir takim faydalar vardir Sonra bunlar Beyt-i atik (kâbe) de son bulurlar

34- Her ümmet için Allah'in kendilerine rizik olarak verdigi kurbanlik hayvanlarin üzerine O'nun adini ansinlar diye bir mabed yapmisizdir Hepinizin ilâhi bir tek ilâhtir Onun için yalniz O'na teslim olan müslümanlar olun (Ey Muhammed!) Allah'a itaat eden alçak gönüllüleri müjdele

35- Ki Allah anildigi vakit onlarin kalpleri titrer Onlar baslarina gelene sabreden, namaz kilan kimselerdir Kendilerine verdigimiz riziktan Allah yolunda harcarlar

36- Kurbanlik deve ve sigirlari Allah'in size olan nisanelerinden kildik Sizin için onlarda hayir vardir Ön ayaklarinin biri bagli halde keserken üzerlerine Allah'in adini anin Yanlari yere yaslandigi vakit de onlardan yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin Böylece onlari sizin buyrugunuza verdik ki, sükredesiniz

37- Elbette onlarin etleri ve kanlari Allah'a ulasmayacaktir Ancak

O'na sizin takvaniz erecektir Onlari bu sekilde sizin buyrugunuza verdi ki, size yolunu gösterdiginden dolayi, Allah'i tekbir ile yüceltesiniz (Ey Muhammed!) Vazifelerini güzelce yapan iyilik sevenleri müjdele

38- Süphesiz Allah inananlari savunur Çünkü Allah hâin ve nankörlerin hiçbirini sevmez

39- Kendilerine savas açilan kimselere (kâfirlere karsi koymak için) izin verildi Çünkü onlar zulme ugradilar Süphesiz Allah onlari zafere ulastirmaya kadirdir

40- Onlar "Rabbimiz Allah'tir" demelerinden baska bir sebep olmaksizin haksiz yere yurtlarindan çikarildilar Eger Allah insanlarin bir kismini bir kismi ile defetmeseydi manastirlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'in adi çok anilan mescidler elbette yikilirdi Süphesiz Allah kendi (dini) ne yardim edene yardim edecektir Süphesiz Allah çok güçlüdür, çok izetlidir (her seye galiptir)

41- Onlar (o müminlerdir) ki, eger kendilerini yeryüzünde iktidar mevkiine getirirsek namazi kilarlar, zekati verirler, iyiligi emrederler ve fenaligi yasak ederler Bütün islerin sonu sirf Allah'a âittir

42- (Ey Muhammed!) Eger seni (müsrikler) yalanliyorlarsa bil ki onlardan önce Nûh kavmi, Âd ve Semûd (kavimleri de kendi peygamberlerini) yalanci saydilar

43- Ibrahim'in kavmi de, Lût'un kavmi de (peygamberlerini) yalanci saydilar

44- (Suayb'in kavmi olan) Medyen halki da (Sûayb'i) yalanladi Musa da (Firavun tarafindan) yalanlandi Ben de o kâfirlere bir süre verdim Sonra da onlari yakalayiverdim Beni tanimamak nasilmis görsünler

45- Nice memleketler vardi ki, zulüm yaparlarken biz onlari yok ettik Artik damlari çökmüs, duvarlari üzerine yikilmistir (Geride) Nice terkedilmis kuyularla bombos kalmis yüksek saraylar (birakilmistir)

46- Yeryüzünde dolasmiyorlar mi ki olanlari akledecek kalbleri, isitecek kulaklari olsun Gerçek sudur ki, gözler kör olmaz, fakat asil gögüslerin içindeki kalpler kör olur

47- Bir de senden acele azab istiyorlar Elbette Allah sözünden caymaz Bununla beraber Rabbinin katinda birgün, sizin sayacaklarinizdan bin sene gibidir

48- Zulmedip dururlarken kendilerine mühlet verdigim nice memleket halki vardi ki, sonunda onlari yakalayivermistim Dönüs ancak banadir

49- (Habîbim!) De ki: "Ey insanlar! Ben size ancak apaçik anlatan bir uyariciyim"

50- Iste iman edip salih amel isleyenler için hem bir magfiret, hem de (cennette) tükenmez bir rizik vardir

51- Âyetlerimizi tartisarak bozmaya ugrasanlara gelince, iste onlar cehennemliktirler

Böyle de ve temennilere uyma Çünkü:

52- (Ey Muhammed!) Biz senden önce hiçbir elçi ve hiçbir peygamber göndermedik ki o bir sey temenni ettigi zaman, seytan onun arzusuna süpheler karistirmasin Bunun üzerine Allah seytanin karistirdigi süpheyi giderir Sonra da Allah, âyetlerini tahkim eder (güçlendirir) Allah Alîm'dir (herseyi bilir), Hakîmdir (Hikmet sahibidir)

53- Allah, seytanin karistirdigini, kalblerinde hastalik bulunan ve kalpleri kaskati olan kimseleri sinamaya vesile kilar Zalimler süphesiz (haktan uzak) derin bir ayrilik içindedirler

54- Bir de kendilerine ilim verilmis olanlar, Kur'ân'in süphesiz Rabbinden gelen bir gerçek oldugunu bilsinler ve ona iman etsinler de kalpleri ona saygi duysun Çünkü Allah, iman edenleri dogru yola eristirir

55- Inkâr edenler de, kendilerine ansizin kiyamet gelinceye veya akîm (kisir) bir günün azabi gelinceye kadar, Kur'ân'dan süphe etmekte devam edip giderler

56- O gün hükümranlik yalniz Allah'indir, O aralarinda hükmünü verir Artik iman edip yararli is isleyenler nimet cennetlerindedirler

57- Inkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise, iste bunlar için hakîr düsüren bir azab vardir

58- Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüs veya ölmüs olanlara gelince, elbette Allah, onlari güzel bir rizikla riziklandiracaktir Çünkü Allah rizik verenlerin en hayirlisidir

59- Allah onlari hosnud olacaklari bir yere (cennete) elbette koyacaktir Süphesiz Allah Alîmdir (herseyi bilir) Halîmdir, (Kullarina yumusak davranir)

60- Bu böyledir, kim kendisine yapilan cezaya ayni ile karsilik verir de, sonra yine kendisine zulüm yapilirsa, muhakkak ki, Allah ona yardim eder Allah süphesiz çok af edicidir, çok bagislayicidir

61- Çünkü Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar Süphesiz Allah, Semîdir (herseyi isitir) Basîrdir (herseyi gö-rür)

62- (Bu sonsuz güç sundandir) Çünkü Allah, varligi kendinden olan Hak'tir Müsriklerin O'nu birakip da tapindiklari putlar ise hep bâtildir Süphesiz Allah, yücedir, büyüktür

63- Görmedin mi Allah'in gökten indirdigi su ile yeryüzü (nasil) yem-yesil oluyor? Gerçekten Allah çok lütufkârdir, her seyden haberdardir

64- Göklerde ve yerde ne varsa hep O'nundur Dogrusu Allah müstagnîdir, övülmege layiktir

65- Görmedin mi ki, Allah bütün yerdekileri ve emriyle denizlerde akip giden gemileri hep sizin buyrugunuz altina verdi Gögü de izni olmaksizin yere düsmekten o (koruyup havada) tutuyor Süphesiz Allah insanlara çok sefkatlidir, çok merhametlidir

66- Size (ilk defa) hayat veren, sonra öldürecek olan, sonra da yeniden diriltecek olan O'dur Insan gerçekten pek nankördür

67- Biz her ümmet için bir seriat tayin ettik ki, onlar onunla amel ederler Bunun için (ey Muhammed!) bu konuda seninle hiçbir zaman çekismesinler (Insanlari) Rabbine (ibadet etmeye) çagir Süphesiz sen gerçekten hidayete götüren dogru bir yol üzerindesin

68- Eger seninle tartisirlarsa, de ki: "Allah yaptiklarinizi çok iyi bilir"

69- Ayriliga düstügünüz seyler hakkinda kiyamet günü Allah aranizda hükmünü verecektir

70- Bilmez misin ki, Allah, gökte ve yerde ne varsa hepsini bilir Süphesiz bunlar bir kitabtadir Hiç süphe yok ki bunlar Allah'a pek kolaydir

71- Onlar Allah'i birakip da O'nun, haklarinda hiçbir delil indirmedigi ve kendilerinde de bir bilgi bulunmayan seylere taparlar Zalimler için hiçbir yardimci yoktur

72- Âyetlerimiz kendilerine apaçik olarak okundugu zaman, o kâfirlerin yüzlerinden inkârlarini anlarsin Neredeyse, kendilerine âyetlerimizi okuyanlara saldiracaklar De ki: "Simdi size ondan daha kötü olanini haber vereyim mi? O, atestir Allah bunu kâfir olanlara vaad buyurdu O ne kötü bir dönüs yeridir"

73- Ey insanlar! Bir misal verilmektedir, simdi ona iyi kulak verin: Sizin Allah'i birakip taptiklariniz bir araya gelseler, bir sinek bile yaratamayacaklardir

Sinek onlardan bir sey kapsa onu kurtaramazlar Isteyen de, istenen de âcizdir

74- Allah'in büyüklügünü geregi gibi degerlendirip bilemediler Süphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, her seye üstündür

75- Allah hem meleklerden, hem de insanlardan elçiler seçer Süphesiz Allah her seyi isitir, her seyi görür

76- O geçmislerini ve geleceklerini bilir Bütün isler Allah'a döndürülür

77- Ey iman edenler! rükû edin, secdeye varin, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapin ki kurtulabilesiniz

78- Allah ugrunda gerektigi gibi cihad edin Sizi o seçmis, babaniz Ibrahim'in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kilmamistir Daha önce ve Kur'ân'da, Peygamberin size sahid olmasi, sizin de insanlara sahid olmaniz için, size müslüman adini veren O'dur Artik namaz kilin, zekat verin, Allah'a sarilin O sizin sahibinizdir O ne güzel sahip ve ne güzel yardimcidir!

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




HADİD



Bismillahirrahmanirrahim

1 Göklerde ve yerde bulunan her sey Allah'i tesbih etmektedir O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir

2 Göklerin ve yerin mülkü O'nundur O, diriltir, öldürür, O, her seye kadirdir

3 O ilktir, sondur, zahirdir, bâtindir O herseyi bilendir

4 O'dur ki gökleri ve yeri alti günde yaratti Sonra ars üzerine istivâ etti (hükümran oldu) Yere gireni, ondan çikani, gökten ineni, ona çikani bilir Nerede olsaniz O sizinle beraberdir Allah yaptiklarinizi görmektedir

5 Göklerin ve yerin mülkü O'nundur Bütün isler O'na döndürülecektir

6 Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü gecenin içine sokar O, gögüslerin özünü bilir

7 Allah'a ve Resulüne iman edin Sizi hâkim kildigi, sizin yönetiminize verdigi seylerden harcayin Sizden, inanan ve harcayanlar için büyük mükafat vardir

8 Size ne oldu ki, Resul sizi Rabbinize inanmaniz için davet ettigi halde Allah'a inanmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin söz almisti Eger inanacaksaniz

9- Sizi karanliklardan aydinliga çikarmak için kuluna apaçik âyetler indiren O'dur Süphesiz Allah, size karsi çok sefkatli, çok merhametlidir

10- Neden siz Allah yolunda harcamayasiniz ki? Göklerin ve yerin mirasi zaten Allah'indir Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savasan bir olmaz Onlarin derecesi, sonradan infak eden ve savasanlardan daha büyüktür Bununla beraber Allah hepsine de en güzel sonucu vaad etmistir Allah yaptiklarinizdan haberdardir

11 Kimdir o, Allah'a güzel bir borç verecek olan ki, Allah da onun verdigini kat kat artirsin ve onun için serefli bir mükafat da versin

12 O gün inanan erkekleri ve inanan kadinlari görürsün ki nurlari, önlerinde ve saglarinda kosuyor (Kendilerine): "Bugün müjdeniz altlarindan irmaklar akan, içlerinde ebedi kalacaginiz cennetlerdir" (denilir) Iste büyük kurtulus budur!

13 O gün münafik erkekler ve münafik kadinlar o iman edenlere söyle diyeceklerdir: "Bize bakin da sizin nurunuzdan alalim?" Onlara: "Arkaniza dönün de nur arayin!" denilir Aralarina kapili bir sur çekilir ki, onun içinde rahmet, disinda da azap vardir

14 (Münafiklar) onlara: "Biz sizinle beraber degil miydik?" diye seslenirler (Müminler) de derler ki: "Evet ama, siz kendi canlariniza kötülük ettiniz, gözlediniz, süpheye düstünüz ve kuruntular sizi aldatti O çok aldatan (seytan) sizi, Allah hakkinda bile aldatti Nihayet Allah'in emri gelip çatti

15 Bugün artik ne sizden ne de inkar edenlerden fidye kabul edilir, varacaginiz yer atestir Size yarasan odur Orasi ne kötü bir dönüs yeridir!

16 Inananlar için hâlâ vakit gelmedi mi ki, kalbleri Allah'in zikrine ve inen hakka saygi duysun ve bundan önce kendilerine verilmis, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalbleri katilasmis, çogu da yoldan çikmis kimseler gibi olmasinlar?

17 Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir Belki aklinizi kullanirsiniz diye size âyetleri açikladik

18 Süphesiz sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadinlara ve Allah'a güzel bir ödünç verenlere, verdikleri kat kat artirilir ve onlara serefli bir mükafat vardir

19 Allah'a ve peygamberine iman edenler var ya, iste onlar, Rableri yaninda sözü özü dogru olanlar ve sehitlik mertebesine erenlerdir Onlarin mükafatlari ve nurlari vardir Inkar edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlaridir

20 Biliniz ki dünya hayati bir oyun, bir eglence, bir süs ve kendi aranizda övünme, mal ve evlat çogaltma yarisindan ibarettir Bu, tipki bir yagmura benzer ki; bitirdigi ot, ekincilerin hosuna gider, sonra kurur, onu sapsari görürsün, sonra çerçöp olur Ahirette ise çetin bir azab; Allah'tan magfiret ve riza vardir Dünya hayati, aldatici bir zevkten baska bir sey degildir

21 Rabbinizden bir magfirete; Allah'a ve peygamberine inananlar için hazirlanmis olup, genisligi gökle yerin genisligi kadar olan cennete kosusun Iste bu Allah'in lütfudur Onu diledigine verir Allah büyük lütuf sahibidir

22 Yeryüzünde vuku bulan ve sizin basiniza gelen herhangi bir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazilmis olmasin Süphesiz bu Allah'a göre kolaydir

23 Böylece elinizden çikana üzülmeyesiniz ve Allah'in size verdigi nimetlerle simarmayasiniz Çünkü Allah, kendini begenip böbürlenen kimseleri sevmez

24 Onlar cimrilik edip insanlara da cimriligi emrederler Kim yüz çevirirse Allah, zengindir, övgüye layiktir

25 Andolsun biz peygamberlerimizi açik delillerle gönderdik ve insanlarin adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabi ve ölçüyü indirdik Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardir Bu, Allah'in dinine ve peygamberlerine görmeden yardim edenleri belirlemesi içindir Süphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür

26 Andolsun, Nuh'u ve Ibrahim'i elçi gönderdik, peygamberligi ve kitabi bunlarin zürriyetleri arasina koyduk Onlardan yola gelen de vardi, ama onlardan çogu yoldan çikmislardi

27 Sonra bunlarin izinden ard arda peygamberlerimizi gönderdik Meryem oglu Isa'yi da arkalarindan gönderdik, ona Incil'i verdik ve ona uyanlarin yüreklerine bir sefkat ve merhamet koyduk Uydurduklari ruhbanliga gelince onu, biz yazmadik Fakat kendileri Allah rizasini kazanmak için yaptilar Ama buna da geregi gibi uymadilar Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarini verdik Içlerinden çogu da yoldan çikmislardir

28 Ey inananlar! Allah'tan korkun, O'nun Resulü'ne inanin ki size rahmetinden iki pay versin, sizin için isiginda yürüyeceginiz bir nur yaratsin ve sizi bagislasin Allah çok bagislayan, çok merhamet edendir

29-Böylece Kitab ehli, Allah'in lütfundan hiçbir sey elde edemiyeceklerini bilsinler Lütuf bütünüyle Allah'in elindedir, onu diledigine verir Allah, büyük lütuf sahibidir



HAKKA



Bismillahirrahmanirrahim

1- (Gerçeklesecek) Kiyamet!

2- Nedir, o Kiyamet?

3- Gerçeklesenin (Kiaymetin) ne oldugunu sen nerden bileceksin?

4- Semûd ve Âd, kapilarini çalacak olan o felaketi yalan saymislardi

5- Semûd kavmi korkunç bir sesle yok edildi

6- Âd kavmi ise gürültülü ve azgin bir firtina ile yok edildiler

7- Allah o firtinayi üzerlerine yedi gece sekiz gündüz musallat etmisti Öyle ki, o kavmi içi bos hurma kütükleri gibi oracikta yere serilmis halde görürdün

8- Bak simdi görebilir misin onlardan bir kalinti?

9- Firavun, ondan öncekiler ve alti üstüne getirilen beldeler de hep o hatayi isleyegeldiler

10- Hep Rablerinin elçilerine karsi geldiler O da onlari pek siddetli bir sekilde yakalayiverdi

11- Kuskusuz, sular kabarinca sizi gemide biz tasidik

12- Onu size bir ibret yapalim ve belleyici kulaklar bellesin diye

13- Sûr'a bir tek üfleme üflendigi,

14- Arz ve daglar yerlerinden kaldirilip siddetle birbirine çarpilarak darmadagin oldugu zaman,

15- Iste o gün olacak olur

16- O gün gök yarilmis, sarkmistir

17- Melekler de onun etrafindadir, O gün Rabbinin Arsini bunlarin da üstünde sekiz melek yüklenir

18- O gün (hesap için Allah'a) arz olunursunuz, öyle ki gizli bir haliniz kalmaz

19- Kitabi sagindan verilen, "alin okuyun kitabimi"

20- "Çünkü ben hesabima kavusacagimi sezmistim" der

21- Artik o hosnut bir hayattadir

22- Yüksek bir cennettedir

23- Ki o cennetin meyveleri sarkmistir

24- "Geçmis günlerde yaptiginiz islerden ötürü afiyetle yeyin, için" (denir)

25- Kitabi sol tarafindan verilen ise der ki: "Keske kitabim verilmeseydi de,

26- Hesabimin ne oldugunu bilmeseydim,

27- Ne olurdu o ölüm, is bitirici olsaydi

28- Malim bana hiç fayda vermedi

29- Gücüm de benden yok olup gitti"

30- (Zebanilere söyle denir): "Onu yakalayin da baglayin"

31- "Sonra cehenneme atin onu"

32- "Sonra da boyu yetmis arsin zincir içerisinde onu oraya sokun"

33- Çünkü o, büyük Allah'a inanmiyordu

34- Yoksula yedirmeye tesvik etmiyordu

35- Bu sebeple bugün burada onun candan bir dostu yoktur

36- Bir irinden baska yiyecek de yok

37- Onu günahkârlardan baskasi yemez

38- Andolsun gördüklerinize,

39- Ve görmediklerinize

40- Kuskusuz Kur'ân, serefli bir peygamberin (Allah'tan) getirdigi sözdür

41- O bir sair sözü degildir, siz çok az inaniyorsunuz

42- Bir kâhin sözü de degildir, ne de az düsünüyorsunuz!

43- O, âlemlerin Rabbi tarafindan indirilmedir

44- O, bize isnâden bazi sözler uydurmaya kalkissaydi,

45- Elbette biz onu bundan dolayi kuvvetle yakalardik

46- Sonra da onun sah damarini keser atardik

47- O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdiniz

48- O hiç kuskusuz, takva sahipleri için unutulmayacak bir ögüttür

49- Bununla beraber biz biliyoruz ki sizden inanmayanlar var

50- Kuskusuz bu Kur'ân kafirler için bir pismanlik vesilesidir

51- Gerçekten o, süphe götürmez bir bilgidir

52-O halde, haydi tesbih et Rabbinin yüce ismiyle



HASR



Bismillahirrahmanirrahim

1 Göklerde ve yerde olanlarin hepsi Allah'i tesbih etmektedir, O üstündür, hikmet sahibidir

2 Ehl-i kitaptan inkar edenleri, ilk sürgünleri yurtlarindan çikaran O'dur Siz onlarin çikacaklarini sanmamistiniz Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacagini sanmislardi Ama Allah'in azabi, onlara beklemedikleri yerden geliverdi O, yüreklerine korku düsürdü; öyle ki evlerini hem kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardi Ey akil sahipleri! Ibret alin

3 Eger Allah onlara sürgünü yazmamis olsaydi, elbette, onlari dünyada baska sekilde cezalandiracakti Ahirette de onlar için ates azabi vardir

4 Bunun sebebi sudur: Onlar Allah'a ve Resulüne karsi geldiler; Kim Allah'a karsi gelirse Allah'in azabi siddetlidir

5 Hurma agaçlarindan her hangi bir sey kesmeniz veya kökleri üzerinde birakmaniz hep Allah'in izniyle ve O'nun, yoldan çikanlari cezalandirmasi içindir

6 Allah'in, onlardan peygamberine verdigi ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz Fakat Allah peygamberini, diledigi kimselerin üzerine salar Allah her seye kadirdir

7 Allah'in o kent halkindan, Resulüne verdigi ganimetler, Allah'a, Resul'e, ona akrabaligi bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir Ta ki içinizden yalniz zenginler arasinda dolasan bir sey olmasin Peygamber size ne verdiyse onu alin Size neyi yasakladiysa ondan sakinin ve Allah'tan korkun Çünkü Allah'in azabi siddetlidir

8 Bir de göç eden fakirlere aittir ki yurtlarindan ve mallarindan çikarilmislardir, Allah'in lütuf ve rizasini ararlar; Allah'a ve Resulüne yardim ederler Iste dogru olanlar onlardir

9 Ve onlardan önce o yurda yerlesen imana sarilanlar kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden ötürü gögüslerinde bir ihtiyaç duymazlar Kendilerinin ihtiyaçlari olsa dahi, onlari öz canlarina tercih ederler Kim nefsinin cimriliginden korunursa, iste onlar umduklarina erenlerdir

10 Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeslerimizi bagisla, kalplerimizde inananlara karsi bir kin birakma! Rabbimiz! Sen çok sefkatli, çok merhametlisin!"

11 Münafiklarin, kitap ehlinden inkar eden dostlarina "Eger siz yurdunuzdan çikarilirsaniz, mutlaka biz de sizinle beraber çikariz sizin aleyhinizde kimseye asla uymayiz Eger savasa tutusursaniz, mutlaka yardim ederiz" dediklerini görmedin mi? Allah, onlarin yalanci olduklarina sahitlik eder

12 Andolsun eger onlar, çikarilirsalar, onlarla beraber çikmazlar; savasa tutusmus olsalar, onlara yardim etmezler; yardim etseler bile arkalarini dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardim edilmez

13 Onlarin kalblerinde sizin korkunuz, Allah'in korkusundan fazladir Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur

14 Onlar toplu olarak sizinle savasamazlar, ancak, müstahkem sehirlerde yahut duvarlarin ardindan (sizinle savasmak isterler) Kendi aralarindaki çekismeleri siddetlidir Sen onlari toplu sanirsin, oysa onlarin kalbleri daginiktir Böyledir, çünkü onlar aklini kullanmayan bir topluluktur

15 (Bu yahudilerin durumu) kendilerinden az önce, islerinin günahini tatmis olan, ahirette de kendileri için aci bir azab bulunan kimselerin (Bedir'de cezalarini bulan putperestlerin) durumu gibidir

16 (Yahudileri kandiran münafiklarin durumu da) tipki seytanin durumuna benzer ki insana "Inkâr et" dedi, (insan) inkar edince de: "Ben senden uzagim, ben âlemlerin Rabb'i Allah'tan korkarim!" dedi

17 Nihayet ikisinin sonu, ebedi olarak ateste oldu Zalimlerin cezasi budur

18 Ey inananlar, Allah'tan korkun ve kisi, yarin için ne (yapip) gönderdigine baksin Allah'tan korkun; çünkü Allah, yaptiklarinizdan haberdardir

19 Allah'i unutup da Allah'in da kendilerini unutturdugu kimseler gibi olmayin onlar, yoldan çikan kimselerdir

20 Cehennem ehli ile cennet ehli bir olmaz Cennet ehli kurtularak isteklerine erisenlerdir

21 Biz bu Kur'ân'i bir daga indirseydik, Allah'in korkusundan onu bas egmis, parça, parça olmus görürdün Bu misalleri düsünsünler diye insanlara veriyoruz

22 O, öyle Allah'tir ki O'ndan baska tanri yoktur Görülmeyeni ve görüleni bilendir O, esirgeyen bagislayandir

23 O, öyle bir Allah'tir ki, kendisinden baska hiçbir tanri yoktur O, mâlik ve sahiptir, münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavusturandir, gözetip koruyandir, üstündür, istedigini zorla yaptiran, büyüklükte esi olmayandir Allah puta tapanlarin ortak kostuklari seylerden münezzehtir

24 O, yaratan, var eden, varliklara sekil veren Allah'tir En güzel isimler O'nundur Göklerde ve yerde olanlar O'nun sânini yüceltmektedirler O, gâlib olan, her seyi hikmeti uyarinca yapandir



HİCR



Bismillahirrahmanirrahim

1- Elif, Lâm, Râ Bunlar kitabin ve apaçik bir Kur'ân'in âyetleridir

2- Bir zaman gelecek ki inkâr edenler, keske müslüman olsaydik temennisinde bulunacaklardir

3- Onlari birak yesinler, içsinler, zevk alsinlar; arzu onlari oyalasin ilerde bileceklerdir

4- Biz hiçbir memleketi (Allah katinda) bilinen bir zamani olmaksizin helak etmedik

5- Hiçbir millet, ecelinin önüne geçemez ve onu geciktiremez

6- Dediler ki: "Ey kendisine Kur'ân indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun"

7- "Eger peygamberlik davanda dogru kimselerdensen, bize melekleri getirmeliydin"

8- Biz o melekleri ancak, hak ile indiririz Ve indirildikleri vakit de onlara (kâfirlere) hiç mühlet verilmez

9- Hiç süphe yok ki, Kur'ân'i biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacagiz

10- Andolsun, senden önceki milletler arasinda da peygamberler gönderdik

11- Onlara hiçbir peygamber gelmiyordu ki onunla alay etmis olmasinlar

12- Biz o küfrü suçlularin kalbine iste böyle sokariz

13- Kur'âna iman etmezler, halbuki öncekilerin sünneti (inanmadiklari için baslarina gelenler) gelip geçmistir

14- Onlara gökten bir kapi açsak da oradan yukari çiksalar,

15- "Gözlerimiz perdelendi, daha dogrusu bize büyü yapilmistir" derler

16- Andolsun biz, gökte birtakim burçlar yarattik ve bakanlar için onu süsledik

17- Ve gögü taslanan bütün seytanlardan koruduk

18- Ancak kulak hirsizligi eden seytan hariç, onu apaçik bir alev sütunu takip eder

19- Yeryüzünü düzgün bir sekilde yarattik ve oraya sabit daglar yerlestirdik Orada hikmetle ölçülmüs her seyden bitkiler bitirdik

20- Orada hem sizin için, hem de sizin riziklarini veremediginiz kimseler için geçim yollarini yarattik

21- Her seyin hazineleri yalniz bizim yanimizdadir Fakat biz, onu ancak ihtiyaca göre, belli ölçülerde veririz

22- Biz rüzgarlari asilayici olarak gönderdik ve gökten bir su indirip sizi onunla suladik O suyu hazinelerde tutan da siz degilsiniz

23- Elbette biz diriltiriz ve biz öldürürüz! Ve hepsinin varisleri de biziz

24- Andolsun ki biz, içinizden Islâm'da öne geçmek isteyenleri de biliriz, geri kalmak isteyenleri de biliriz

25- Süphesiz Rabbin O'dur ki, onlari kiyamet gününde hesaba çekmek için toplayacaktir O, hikmet sahibidir, bilendir

26- Andolsun ki biz insani kuru bir çamurdan, sekillenmis bir balçiktan yarattik

27- Cinleri de daha önce insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir atesten yarattik

28- Ey Peygamber! Rabbinin meleklere söyle dedigini hatirla: "Ben, kuru balçiktan, sekil verilmis kokusmus çamurdan bir insan yaratacagim"

29- Ben, onun yaratilisini tamamladigim ve ona ruhumdan üfledigim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanin"

30- Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde ettiler

31- Yalniz Iblis hariç O secde edenlerle beraber olmaktan çekinmisti

32- Allah buyurdu ki: "Ey Iblis! Ne oluyor sana da, secde edenlerle beraber olmuyorsun?"

33- Iblis söyle dedi: "Kuru bir çamurdan, sekillenmis bir balçiktan yarattigin bir insana secde edemezdim"

34- Allah söyle buyurdu: "Öyle ise oradan çik! Sen, artik kovulmus birisin"

35- "Kiyamet gününe kadar lanet senin üzerindedir"

36- Iblis: "Rabbim! Öyle ise insanlarin kabirlerinden kaldirilacaklari güne (kiyamete) kadar bana mühlet ver" dedi

37- Allah buyurdu ki: "Sen mühlet verilenlerdensin"

38- "Allah katinda bilinen vaktin gününe kadar"

39- Iblis söyle dedi: "Rabbim! Beni saptirdigin için, mutlaka ben de yeryüzünde onlara günahlari süsleyecegim ve onlarin hepsini mutlaka azdiracagim!"

40- "Ancak içlerinden ihlasli kullarin müstesnâdir"

41- Allah söyle buyurdu: "Iste bana ulasan dosdogru yol budur"

42- "Sana uyan azginlardan baska, kullarimin üzerinde hiçbir nüfuzun yoktur"

43- "Süphesiz ki onlarin hepsine vaad edilen yer cehennemdir"

44- "Cehennemin yedi kapisi vardir O kapilarin herbiri için birer grup ayrilmistir"

45- Allahtan korkanlar, elbette cennetlerde ve pinarlarin basindadirlar

46- Onlara: "Selametle güven içinde oraya girin" denir

47- Biz o cennetliklerin kalblerindeki kinleri çikarir atariz Hepsi kardesler olarak sevinç içinde karsilikli koltuklara otururlar

48- Orada kendilerine hiçbir yorgunluk gelmeyecek Oradan çikarilacak da degillerdir

49- Kullarima haber ver ki, gerçekten ben çok bagislayici ve pek merhamet ediciyim

50- Bununla beraber azabim da çok acikli bir azabdir

Bunlari geçmisten bazi örneklerle açiklamak üzere:

51- Hem o kullara, Ibrahim'in misafirlerinden de haber ver

52- Hani melekler, Ibrahim'in yanina girdikleri zaman, "selam" demisler, Ibrahim de onlara: "Biz sizden korkuyoruz" demisti

53- Melekler: "Korkma! Gerçekten biz sana bilgin bir ogul müjdeliyoruz" dediler

54- Ibrahim dedi ki: "Bana ihtiyarlik gelmisken, beni mi müjdeliyorsunuz, neye dayanarak beni müjdeliyorsunuz?"

55- Melekler: "Seni gerçekle müjdeliyoruz Sakin Allah'in rahmetinden ümidini kesenlerden olma!" dediler

56- Ibrahim dedi ki: "Rabbimin rahmetinden, sapiklardan baska kim ümit keser?"

57- "Ey elçiler! Baska ne isiniz var?" dedi

58- Melekler söyle dediler: "Biz suçlu bir kavmi cezalandirmak için gönderildik

59- Ancak Lût ailesi müstesnâdir Biz, onlarin hepsini muhakkak kurtaracagiz

60- Yalniz Lût'un karisi müstesnâ, çünkü onun helak edilenlerle birlikte yok edilmesini takdir ettik

61- Melek olan elçiler, Lût kavmine gelince,

62- Lût dedi ki: "Dogrusu siz ürkülecek bir kavimsiniz"

63- Elçiler dediler ki: "Bilakis biz sana onlarin süphe ettigi azabi getirdik"

64- "Sana gerçegi getirdik; biz elbette dogru söylüyoruz"

65- "Gecenin bir bölümünde aileni yola çikar, sen de arkalarindan yürü ve sizden kimse ardina bakmasin; istenen yere gidin"

66- Biz, Lût'a su kesin emri vahyettik: "Bu kâfirler sabaha çikarken muhakkak kökleri kesilmis olacaktir"

67- Sehir halki, insan seklindeki güzel yüzlü melekleri görünce, onlara igrenç islerini yapabileceklerini düsünüp sevinerek geldiler

68- Lût, kavmine söyle dedi: "Bunlar benim misafirlerimdir, beni rüsvay etmeyin"

69- "Allah'tan korkun! Beni mahcub etmeyin"

70- Lût kavmi söyle dedi: "Biz sana kimsenin koruyuculugunu yapmamani söylememis miydik?"

71- Lût söyle dedi: "Iste kizlarim! Düsündügünüzü yapacaksaniz (onlarla evlenin)

72- Resulüm! Ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar, sarhosluklari içinde bocalayip duruyorlardi

73- Günes dogarken o korkunç çiglik onlari yakaladi

74- Biz, onlarin sehirlerinin üstünü altina geçirdik ve üzerlerine de balçiktan pisirilmis taslar yagdirdik

75- Gerçekten bunda, düsünen keskin anlayislilar için ibretler vardir

76- Hem o Lût kavminin bulundugu sehir harabesi bir yol üzerinde bulunmaktadir

77- Süphesiz ki, bunda iman edenler için bir ibret vardir

78- Eyke halki da gerçekten zalimlerdi

79- Biz Eyke halkindan da intikâm aldik Ikisi de (Eyke ve Medyen) açik bir yol üzerindedir

80- Süphesiz ki, Hicr halki da peygamberleri yalanladilar

81- Biz, onlara âyetlerimizi vermistik de onlar, yüz çeviriyorlardi

82- Onlar, daglardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardi

83- Onlari da sabahleyin korkunç bir çiglik yakaladi

84- Kazanmakta olduklari seyler, onlardan hiçbir zarari savmadi

85- Biz gökleri, yeri ve aralarindaki varliklari ancak hak ve hikmetle yarattik ve elbette ki, kiyamet kopacaktir (Ey Peygamber!) Simdi sen onlara yumusak davran ve güzel muamele et

86- Süphesiz Rabbin kemaliyle yaratandir ve iyi bilendir

87- Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti (Fatihayi) ve yüce Kur'ân'i verdik

88- Sakin o kâfirlerden birtakimlarina verip de kendilerini zevklendirdigimiz seye (mal ve servete) heveslenip göz dikeyim deme Onlardan dolayi üzülme Müminlere merhamet kanatlarini indir

89- De ki: "Süphesiz ben apaçik bir uyariciyim"

90- (Inanmazsaniz basiniza) tipki o taksimcilere (yahudi ve hiristiyanlara) indirdigimiz azap gibi (bir azab inecektir)

91- Onlar, Kur'ân'in bir kismina inanip bir kismina inanmayarak onu kisim kisim böldüler

92-93- Rabbin hakki için biz, mutlaka onlarin hepsini yaptiklarindan dolayi hesaba çekecegiz

94- Simdi sen emrolundugunu açikça teblig et Müsriklerden yüz çevir

95- Muhakkak ki alay edenlere karsi biz sana yeteriz

96- Onlar Allah ile birlikte baskasini ilâh edinenlerdir Onlar yakinda bileceklerdir

97- Gerçekten biliriz ki, onlarin söylediklerine gögsün daraliyor

98- O halde Rabbini hamd ile tesbih et Ve secde edenlerden ol

99- Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et



HUCURAT



Bismillahirrahmanirrahim

1- Ey iman edenler! Allah'in ve Resulünün huzurunda öne geçmeyin Allah'tan korkun Süphesiz Allah isitendir, bilendir

2- Ey iman edenler!Seslerinizi Peygamber'in sesinden fazla yükseltmeyin Birbirinize bagirdiginiz gibi, Peygamber'e yüksek sesle bagirmayin Öyle yaparsaniz, siz farkina varmadan amelleriniz bosa gider

3- Allah'in elçisinin huzurunda seslerini kisanlar, süphesiz Allah'in kalplerini takva ile imtihan ettigi kimselerdir Onlara magfiret ve büyük bir mükâfat vardir

4- (Resülüm!) Sana odalarin arkasindan bagiranlarin çoklari, akli ermez kimselerdir

5- Eger onlar, sen yanlarina çikincaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu Bununla beraber Allah çok bagislayan, çok merhamet edendir

6- Ey iman edenler! Eger fasikin biri size bir haber getirirsen onun dogrulugunu arastirin Yoksa bilmeden bir topluluga satasirsiniz da sonra yaptiginizdan pisman olursunuz

7- Hem bilin ki, içinizde Allah'in elçisi vardir Sayet o, birçok islerde size uysaydi, sikintiya düserdiniz Fakat Allah size imani sevdirmis ve onu kalplerinize zinet yapmistir Küfrü, fasikligi ve isyani da size çirkin göstermistir Iste dogru yolda olanlar bunlardir

8- Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir Allah herseyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir

9- Eger müminlerden iki grup birbirleriyle vurusurlarsa aralarini düzeltin Sayet biri ötekine saldirirsa, Allah'in buyruguna dönünceye kadar saldiran tarafla savasin Eger dönerse aralarini adaletle düzeltin ve (her iste) adaletli davranin Süphesiz ki Allah, adil davrananlari sever

10- Müminler ancak kardestirler Öyleyse kardeslerinizin arasini düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz

11- Ey iman edenler! Bir topluluk diger bir toplulukla alay etmesin Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler Kadinlar da kadinlari alaya almasinlar Belki onlar kendilerinden daha iyidirler Kendi kendinizi ayiplamayin, birbirinizi kötü lakaplarla çagirmayin Imandan sora fâsiklik ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse iste bu kimseler zalimlerdir

12- Ey iman edenler! Zannin bir çogundan kaçinin Çünkü zannin bir kismi günahtir Birbirinizin kusurunu arastirmayin Biriniz digerini arkasindan çekistirmesin Biriniz, ölmüs kardesinin etini yemekten hoslanir mi? Iste bundan tiksindiniz O halde Allah'tan korkun Süphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir

13- Ey insanlar! Dogrusu biz sizi bir erkekle bir disiden yarattik Ve birbirinizle tanismaniz için sizi milletlere ve kabilelere ayirdik Muhakkak ki Allah yaninda en degerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkaninizdir Süphesiz Allah bilendir, herseyden haberdar olandir

14- Bedevîler "inandik" dediler De ki: Siz iman etmediniz ama "Islâm olduk" deyin Henüz iman kalplerinize yerlesmedi Eger Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah islerinizden hiçbir seyi eksiltmez Çünkü Allah çok bagislayan, çok merhamet edendir

15- Gerçek müminler ancak Allah'a ve Resulüne iman eden, ondan sonra asla süpheye düsmeyen, Allah yolunda mallariyla ve canlariyla savasanlardir Iste dogrular ancak onlardir

16- De ki: Siz dininizi Allah'a mi ögretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanlari da bilir, yerde olanlari da Allah herseyi hakkiyla bilendir

17- Onlar Islâm'a girdikleri için sana minnet ediyorlar De ki: Müslümanliginizi benim basima kakmayin Bilakis sizi imana erdirdigi için Allah sizin basiniza kakar Eger dogrulardan iseniz (Allah'a minnettar olmaniz gerekir)

18-Süphesiz Allah, göklerin ve yerin görülmeyen esrarini bilir Allah yaptiklarinizi görür

Alıntı Yaparak Cevapla

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)

Eski 08-24-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuran-İ Kerim Türkçe Meali (Alfabetik Sıra İle)




HUD



Bismillahirrahmanirrahim

1- Elif-Lâm-Râ Bu öyle bir kitaptir ki, âyetleri muhkem kilinmis, sonra da herseyden haberdar olan hikmet sahibi Allah tarafindan âyetleri ayrintili olarak açiklanmistir

2- (Söyle ki Allah'dan baskasina kulluk etmeyin Ben size O'nun tarafindan müjde vermek ve uyarmak için gönderilmis gerçek bir peygamberim

3- Ve Rabbinizin magfiretini isteyin, sonra ona tevbe edin ki sizi, belli bir süreye kadar güzel güzel yasatsin Ve her fazilet sahibine layik oldugu ihsani versin Eger yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azabindan korkarim

4- Dönüsünüz yalnizca Allah'adir O'nun da herseye gücü yeter

5- Dikkat edin! Görmüyor musunuz, onlar düsmanliklarini gizlemek için gögüslerini çeviriyorlar Iyi bilin ki, onlar örtülerine bürünürlerken, neyi gizleyip, neyi açiga vurduklarini Allah biliyor Muhakkak ki Allah, gönülde gizlenenleri de bilir

6- Yeryüzünde rizki Allah'a ait olmayan hiçbir canli yoktur O, onlarin karar kildiklari yerleri de, emaneten durduklari yerleri de bilir Onlarin hepsi apaçik bir kitaptadir

7- O, öyle bir Allah'dir ki, hanginizin daha güzel amel isleyecegini imtihan etmek için gökleri ve yeri alti günde yaratti Arsi da su üstündeydi Onlara "öldükten sonra tekrar dirileceksiniz" dersen, o kâfirler de kesinlikle sana: " Bu apaçik bir sihirden baska birsey degildir" diyecekler

8- Ve eger bunlardan bir kisminin görecegi azabi belli bir süreye kadar erteleyecek olursak, o zaman da "onu engelleyen nedir ki?" diyecekler Iyi bilin ki, o azap onlara geldigi gün kendilerinden geri çevrilecek degildir Ve o alay ettikleri sey kendilerini kusatmis olacaktir

9- Ve sayet insana tarafimizdan bir rahmet tattirir, sonra da onu kendisinden geri alirsak, süphesiz o ümitsiz ve nankör bir kimse olur

10- Ve sayet ona dokunan bir sikintidan sonra bir nimet tattirirsak, "Artik benden bütün kötülükler silinip gitti" der, mutlaka böbürlenir ve simarir

11- Ancak (her iki halde de) sabir gösterip iyi ameller isleyenler müstesnadir Iste onlara bir magfiret ve büyük bir mükafat vardir

12- (Ey Resulüm!) Simdi belki sen, "Ona bir hazine indirilse, ya da beraberinde bir melek gezip dolassa ya!" diyorlar diye sana vahyolunan vahyin bir kismini terkedecek olursun ve bundan dolayi da gögsün daralir Sen yalnizca bir uyaricisin Allah ise her seye vekildir

13- Yoksa "onu kendi uydurdu" mu diyorlar? O halde sen de onlara de ki: "Haydi siz de onun gibi uydurulmus on sûre getirin Allah'dan baska çagirabileceginiz kim varsa onlari da yardima çagirin Eger dogru söylüyorsaniz" (bunu yaparsiniz)

14- Yok eger bunun üzerine size cevap vermedilerse, artik bilin ki, bu Kur'ân ancak Allah'in ilmiyle indirilmistir O'ndan baska ilâh yoktur Artik müslüman oluyorsunuz, degil mi?

15- Her kim dünya hayatini ve güzelliklerini isterse biz onlara amellerinin karsiligini orada tamamen öderiz Bu hususta kendilerine bir densizlik yapilmaz

16- Fakat onlar öyle kimselerdir ki, ahirette kendilerine atesten baska bir sey yoktur Isledikleri seyler orada bosuna gitmistir Zaten bütün yaptiklari da batildir

17- O dünyayi isteyenler, hiç Rabbinden açik bir belge üzere olan kimse gibi midir? O belgeyi yine Allah'dan gelen bir sahid olarak Kur'ân izliyor, ondan önce de bir rehber ve rahmet olan kitap, Musa'nin kitabi yine onu destekliyor Böyle olanlar Kur'ân'a inanirlar Hangi hizipten olursa olsun kim onu inkâr ederse, ona vaad edilen yer atestir Iste bütün bunlardan dolayi sen de bu Kur'ân'dan süphe içinde olma Kesinlikle o haktir, Rabbindendir Fakat insanlarin çogu iman etmezler

18- Üstelik bir yalani Allah'a iftira edenden daha zalim kim olabilir? Bunlar Rablerinin huzuruna arzolunacaklar, sahitler de söyle diyecekler: "Iste bunlar Rablerine karsi yalan söyleyenlerdir" Iyi bilin ki: Allah'in laneti zalimlerin üzerinedir

19- Onlar ki, Allah yolundan döndürmeye çalisirlar ve o yolu egri bügrü yapmak isterler Üstelik onlar, evet onlar ahirete de inanmazlar

20- Onlar yeryüzünde (herkesi) yildiracak degillerdir Kendilerini koruyacak Allah'dan baska kimseleri de yoktur Onlarin azabi kat kat olacaktir Üstelik onlar hakki isitmeye tahammül edemiyorlardi ve de görmüyorlardi

21- Onlar kendilerine yazik etmis olan kimselerdir O iftira edip uydurduklari da kendilerinden yüz çevirip gitmislerdir

22- Kesinlikle bunlar ahirette de en ziyade hüsrana ugrayacak olanlardir

23 Fakat iman edip salih amel isleyenler ve Rablerine karsi edepli olanlar, güvenen ve itaat edenler var ya, iste bunlar da cennet ehlidirler Onlar orada ebedi kalirlar

24 Bu iki ayri grubun meseli, kör ve sagir ile gören ve isiten gibidir Bunlar hiç esit olabilirler mi? Hâlâ düsünmeyecek misiniz?

25- Andolsun ki, vaktiyle Nuh'u da kavmine gönderdik, O, onlara söyle dedi: "Ben sizin için apaçik bir uyariciyim"

26- "Allah'dan baskasina ibadet etmeyin! Ben, size gelecek aci bir günün azabindan korkarim"

27- Buna karsilik, kavminin ileri gelen kâfirlerinden bir kismi dediler ki: "Biz seni bizim gibi insanlardan biri olarak görüyoruz, baska degil Ilk bakista bizim ayak takimimizdan baskasinin senin arkana düstügünü görmüyoruz Sizin bizden fazla bir meziyetinizi de görmüyoruz Aksine sizi yalancilar saniyoruz"

28- Nuh dedi ki; "Ey kavmim! Peki su söyleyecegime ne diyeceksiniz? Ben Rabbimden apaçik bir delil üzere isem ve O, bana kendi tarafindan bir rahmet bahsetmisse, size de onu görecek göz verilmemisse biz, istemediginiz halde onu size zorla mi kabul ettirecegiz?"

29- "Ey kavmim! Ben sizden herhangi bir mal mülk istemiyorum Benim mükafatim ancak Allah'a aittir Ve ben ona iman edenleri kovacak degilim Onlar elbette Rablerine kavusacaklar Fakat ben de sizi cahillik eden bir kavim görüyorum"

30- "Ey kavmim, ben onlari etrafimdan kovacak olursam, Allah'dan beni kim kurtarabilir? Siz hiç düsünmez misiniz?"

31- Ben size "Allah'in hazineleri benim yanimdadir" demiyorum ki Ben size "Ben bir melegim" de demiyorum O sizin kendinize göre, hor gördükleriniz hakkinda "Allah onlara hiçbir hayir vermez" de demiyorum Onlarin içlerindeki niyeti, en iyi Allah bilir (Bu söylediklerimin aksini iddia etseydim) asil o zaman zalimlerden olurdum

32- Dediler ki; "Ey Nuh! Bizimle didisip durdun, didismende de çok ileri gittin Eger dogru söylüyorsan, bizi tehdit ettigin su azabi getir de görelim"

33- Nuh dedi ki; "Onu ancak Allah dilerse getirir Ve siz O'nu yildiracak degilsiniz"

34- Ben size ögüt vermek istemis olsam da, eger Allah sizi helâk etmeyi murad ediyorsa, zaten ögüt vermemin size bir faydasi olmaz Rabbiniz O'dur ve nihayet O'na döndürüleceksiniz

35- Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki; "Eger uydurdumsa vebali benim boynumadir Bense sizin yüklendiginiz vebalden uzagim"

36- Ayrica Nuh'a söyle vahyettik: "Bil ki kavminden simdiye kadar iman etmis olanlardan baska artik kimse iman etmeyecektir Onun için yaptiklari seylerden dolayi kederlenme"

37- Bizim gözetimimiz altinda ve vahyimize göre gemiyi yap Zulüm yapanlar hakkinda da bana bir sey söyleme Çünkü onlar kesinlikle suda bogulacaklardir

38- Gemiyi yapiyordu, kavminden bazi ileri gelen gruplar, onun yanindan gelip geçtikçe, onunla alay ediyorlardi Nuh dedi ki: "Bizimle egleniyorsunuz, biz de sizinle tipki bizimle eglendiginiz gibi alay edip eglenecegiz"

39- O perisan edici azabin kime gelecegini ve o sürekli azabin kimin basina inecegini ilerde bileceksiniz

40- Nihayet emrimiz geldigi ve tennur (tandir veya geminin kazani) tutusup parladigi zaman dedik ki; "Erkegi ve disisi olan her canlidan ikiser tane, aleyhlerinde hüküm verilmis olanlarin disinda, aileni ve iman etmis olanlari geminin içine yükle" Zaten beraberinde iman edenler çok az idi

41- Nuh dedi ki; "Allah'in adiyla binin içine Onun akisi da, durusu da (O'nun adiyladir) Hiç süphesiz Rabbim gerçekten çok bagislayici, çok esirgeyicidir

42- Gemi içindekilerle birlikte, daglar gibi dalgalar arasinda akip gidiyordu Nuh ayri bir yere çekilmis olan ogluna bagirdi: "Yavrucugum, gel, bizimle beraber bin! Kâfirlerle beraber olma!"

43- O, dedi ki; "Ben, beni sudan koruyacak bir daga çikacagim" Nuh da "Bu gün Allah'in merhamet ettiginden baskasini, Allah'in bu emrinden koruyacak kimse yoktur" dedi Derken dalga aralarina giriverdi O da bogulanlardan oldu

44- Allah tarafindan denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi Emir yerine gelmis oldu Gemi de Cudi dagi üzerine oturdu O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi

45- Nuh Rabbine niyaz edip dedi ki: "Ey Rabbim! Oglum benim ehlimdendi senin vaadin de elbette haktir ve gerçektir Ve sen hakimler hakimisin"

46- Allah: "Ey Nuh! O kesinlikle senin ehlin (âilen)'den degildir Çünkü o salih olmayan bir amelin sahibidir Hakkinda bilgin olmayan bir seyi benden isteme! Ben, seni, cahillerden olmaktan sakindiririm"

47- Nuh: "Ey Rabbim! Ben bilmedigim bir seyi istemis olmaktan dolayi

sana siginirim Sen beni bagislamazsan, bana merhamet etmezsen ben hüsrana ugrayanlardan olurum

48- "Ey Nuh!" denildi, " Bizden bir selâm sana ve seninle birlikte olanlardan gelecek ümmetlere, kutluluk dilegiyle gemiden in Ilerde kendilerini bir çok nimetten faydalandiracagimiz, sonra da bu yüzden kendilerine tarafimizdan acikli bir azap dokunacak nice ümmetler olacaktir"

49- Iste bunlar gayb haberlerindendir Bunlari sana vahiyle bildiriyoruz Bundan önce bunlari ne sen bilirdin, ne de kavmin O halde sabret, akibet muhakkak muttakilerindir

50- Âd kavmine de kardesleri Hud'u gönderdik Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin Sizin O'ndan baska bir ilâhiniz yoktur Siz sadece iftira edip duruyorsunuz"

51- "Ey kavmim! Bu is için sizden bir ücret istemiyorum Benim ecrim ancak beni yaratana aittir Artik akillanmayacak misiniz?"

52- "Ey kavmim! Rabbinizden magfiret isteyin, sonra O'na tevbe edin ki, üzerinize gökten bol bol bereket indirsin ve sizi kuvvetinize kuvvet katarak çogaltsin Gelin günahkâr olarak dönüp gitmeyin"

53- Dediler ki; "Ey Hud! Sen bize açik bir mucize getirmedin Biz de

senin sözünle tanrilarimizi terk etmeyiz Ve biz sana inanmayiz"

54- "Ancak su kadarini diyebiliriz ki; "tanrilarimizdan bazisi seni fena çarpmis" O da dedi ki; "Allah'i sahit tutuyorum, siz de sahid olun ki ben, Allah'a kostugunuz ortaklardan uzagim"

55- "O'ndan baska herseyden uzagim, artik hepiniz toplanin bana istediginiz tuzagi kurun, sonra hiç bekletmeyin

56- "Ben muhakkak ki, hem benim Rabbim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a dayanmaktayim Yeryüzünde hiçbir canli yoktur ki, idaresi ve yönetimi O'nun elinde olmasin Benim Rabbim, hiç süphe yok ki, dogru yoldadir"

57- "Eger, yine de yüz çevirirseniz, ben size ne ile gönderilmissem, iste onu teblig ettim Ayrica Rabbim, sizin yerinize baska bir kavmi getirir de siz O'na zerrece zarar veremezsiniz Hiç süphesiz O, herseyi koruyup gözetendir

58- Ne zaman ki emrimiz geldi, Hud'u ve beraberindeki iman edenleri, tarafimizdan bir rahmet ile kurtardik, ayrica onlari çok agir bir azaptan da kurtardik

59 Iste Âd kavmi buydu Rablerinin âyetlerini bile bile inkâr ettiler ve peygamberlerine isyan ettiler Basa geçen her zorbanin emrine uyup arkasindan gittiler

60- Hem bu dünyada, hem de kiyamet gününde bir lânetle izlendiler Bilin ki, Âd kavmi, gerçekten Rablerini inkâr ettiler Yine bilin ki, Hud'un kavmi olan Âd, defolup gittiler

61- Semud kavmine de kardesleri Salih'i gönderdik Dedi ki, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin Sizin O'ndan baska bir tanriniz daha yoktur Sizi topraktan O meydana getirdi Sizi orada ömür sürmeye O memur etti Bu sebepten O'nun magfiretini isteyin, sonra O'na tevbe edin Süphesiz Rabbim yakindir, dualarinizi kabul eder"

62- Dediler: "Ey Salih,! Bundan önce sen bizim içimizde ümit beslenir bir zat idin Simdi bizi babalarimizin taptiklarina tapmaktan mi engelliyorsun?

Biz, dogrusunu istersen bizi davet ettigin seyden kuskulandiran bir süphe içindeyiz"

63- Salih dedi: "Ey kavmim! Eger ben Rabbimden açik bir mucize üzerinde isem ve o bana tarafindan bir rahmet bahsetmis ise, ben Allah'a isyan ettigim takdirde beni O'ndan kim kurtarabilir? Demek ki, siz bana zarar vermekten baska bir sey yapmiyorsunuz"

64- "Ey kavmim! Iste su, Allah'in disi devesi, size bir mucizedir Birakin onu Allah'in yer yüzünde (otlaklarinda) otlasin Ve ona kötü bir maksatla el sürmeyin, sonra sizi yakin bir azap yakalar"

65- Derken, o deveyi kestiler Bunun üzerine Salih dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha yasayin Iste bu, yalan çikmayacak olan kesin bir vaaddir"

66- Ne zaman ki, azap emrimiz geldi, Salih'i ve beraberindeki iman edenleri, tarafimizdan bir rahmet sayesinde kurtardik, üstelik o günün perisanligindan da kurtardik Hiç süphesiz Rabbin güçlüdür, mutlak üstündür

67- O zalimleri, korkunç bir gürültü yakalayiverdi de olduklari yerde çöküp kaldilar

68- Sanki orada güzel güzel yasayip durmamislardi Bak iste Semud, gerçekten de Rablerine küfretmislerdi Bak iste nasil yok olup gittiler

69- Andolsun ki, Ibrahim'e de elçilerimiz (melekler) müjde ile geldiler ve "selâm" dediler, o da "selâm" dedi ve hemen gidip onlara kizartilmis bir buzagi getirdi

70- Fakat onlarin o buzagiya el sürmediklerini görünce, tuhafina gitti ve içinde onlara karsi bir korku uyandi Onlar da "Korkma, biz Lut'un kavmine gönderildik" dediler

71- Ibrahim'in karisi ayakta duruyordu bunun üzerine yüzü güldü Ona Ishak'i ve Ishak'in arkasindan da Ya'kub'u müjdeledik

72- "Vay basima gelene!" dedi, "Ben bir kocakariyim, kocam da yasli bir adam Bu gerçekten çok tuhaf bir sey!"

73- Dediler: "Sen Allah'in emrine mi sasiyorsun? Allah'in rahmeti ve berekâti üzerinizdedir Ey ev halki! Muhakkak ki O, hamiddir (övülmeye lâyiktir), meciddir (cömertligi boldur)"

74- Ibrahim'den korku iyice geçip gidince, bu müjde de kendisine gelince, bizim (meleklerimiz)le Lut kavmi hakkinda tartismaya giristi:

75- Çünkü Ibrahim, çok yumusak huylu ve çok yufka yürekli (yanik kalbli) idi

76- Melekler: "Ey Ibrahim! Bu konuda bizimle tartismaktan vazgeç Çünkü Rabbinin emri kesin olarak geldi ve onlara geri çevrilmesi mümkün olmayan bir azap gelecektir

77- Ne zaman ki, elçilerimiz Lut'a geldiler, bunlarin gelisleri yüzünden Lut fenalasti, eli ayagi birbirine dolasti ve "Bu gün çetin bir gündür" dedi

78- Daha önceleri çirkin isler yapmis olan kavmi haril haril kosup geldiler Lut onlara: "Ey kavmim! Iste size kizlarim, onlar sizin için daha temizdirler Gelin Allah'tan korkun, beni misafirlerime rezil rüsvay etmeyin Içinizde hiç akli basinda bir adam yok mu?" dedi

79- Onlar: "Sen de bilirsin ki, bizim senin kizlarinla bir ilgimiz yoktur Sen bizim ne istedigimizi gayet iyi biliyorsun" dediler

80- Lut dedi: "Ne olurdu size karsi bir kuvvetim olsaydi, ya da çok sarp bir yere siginabilseydim"

81- Melekler dediler: "Ey Lut! Sundan emin ol ki, biz Rabbinin elçileriyiz Onlar sana asla zarar veremezler Sen, gecenin bir kismi olunca ailenle birlikte hemen buradan çik git Içinizden hiç kimse geri kalmasin, esin baska Çünkü ona da onlara gelecek olan musibet gelecektir Haberin olsun, helâk zamanlari sabah vaktidir Zaten sabah yakin degil mi?"

82- Ne zaman ki, emrimiz geldi, o ülkenin altini üstüne getirdik ve üzerlerine istif edilip pisirilmis çamurdan taslar yagdirdik

83- Bu taslar Rabbinin katinda damgalanmislardi Bunlar zalimlerden uzak seyler degildir

84- Medyen'e de kardesleri Su'ayb'i gönderdik Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin Sizin O'ndan baska ilâhiniz yoktur Ölçegi de, teraziyi de eksik tutmayin Ben sizi hayir (bolluk) içinde görüyorum Bununla beraber yine de sizi kusatacak bir günün azabindan korkuyorum"

85- "Ey kavmim! Ölçerken ve tartarken adaleti yerine getirin Halkin malina densizlik etmeyin ve yeryüzünde fesatçilik yaparak fenalik etmeyin"

86- Eger mümin iseniz, Allah'in helâlinden size ihsan ettigi kâr sizin için daha hayirlidir Bununla beraber ben sizin üzerinize gözcü degilim"

87- Dediler ki; "Ey Su'ayb, atalarimizin taptiklarini terketmemizi veya mallarimizda diledigimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana namazin mi emrediyor? Oysa ki sen yumusak huylusun ve akli basinda bir adamsin"

88- Su'ayb dedi ki: "Ey kavmim! Sayet ben Rabbimden ispat edici bir delil üzerinde bulunuyorsam ve sayet bana, O kendi katindan güzel bir rizik ihsan etmisse, söyleyin bakalim ben ne yapmaliyim? Ben size karsi çikmakla sizi menettigim seylere kendim düsmek istemiyorum Ben sadece gücümün yettigi kadar islah etmeye çalisiyorum Muvaffakiyetim de ancak Allah'in yardimi ile olacaktir Ben yalnizca O'na dayandim ve ancak O'na dönecegim"

89- "Ey kavmim! Bana karsi gelmeniz sakin sizi, Nuh kavminin veya Hud kavminin veya Salih kavminin baslarina gelen musibetler gibi bir musibete ugratmasin Lut kavmi de sizden uzak degildir

90- Rabbinizden magfiret dileyin, sonra O'na tevbe ile yönelin Süphesiz ki, benim Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir

91- Dediler ki: "Ey Su'ayb! Biz senin söylediklerinin çogundan birsey anlamiyoruz Ayrica seni içimizde çok zayif biri olarak görüyoruz Eger akrabalarin olmasaydi mutlaka seni recmederdik (tasa tutardik) Senin bize hiçbir üstünlügün yoktur"

92- Su'ayb dedi: "Ey kavmim! Benim akrabalarim size Allah'dan daha mi degerli ki, Allah'a sirt çevirip, onu unuttunuz? Muhakkak ki, Rabbim bütün yaptiklarinizi çepeçevre kusatmistir"

93- "Ey kavmim! Var gücünüzle yapacaginiz ne varsa yapin! Ben de görevimi yapmaya devam edecegim Perisan edecek azabin kime gelecegini ve yalancinin kim oldugunu ilerde anlayacaksiniz Bekleyiniz, ben de sizinle beraber bekleyecegim"

94- Ne zaman ki, emrimiz geldi, Su'ayb ve beraberindeki müminler, tarafimizdan bir rahmet sayesinde kurtuldular Ve o zalimleri korkunç bir gürültü yakaladi da olduklari yerde çöküp kaldilar

95- Sanki orada hiç güzel gün görmemislerdi Dikkat edin, Semud kavmi nasil helâk olup gittiyse Medyen de öyle yok olup gitti

96- Andolsun Musa'yi da âyetlerimizle ve apaçik bir belge ile gönderdik

97- Firavun'a ve cemaatine Bunlar Firavun'un emrine uydular Halbuki Firavun'un emri hak degildir

98- Kiyamet günü, kavminin önüne düser Artik o bunlari atese götürmüstür O varilan yer, ne kötü bir yerdir

99- Hem burada, hem de kiyamet gününde lanetle izlendiler Onlara verilen bu karsi destek ne fena bir destektir!

100 Iste bu helâk olmus memleketlerin önemli haberlerindendir Sana onu kissa olarak anlatiyoruz Onlardan yerinde duranlar da var, biçilenler (yok olup gidenler) de

101 Biz onlara zulmetmedik, onlar kendi kendilerine zulmettiler Allah'i birakip da taptiklari tanrilar, Rabbinin emri gelince kendilerine hiçbir fayda saglayamadilar Hasarlarini arttirmaktan baska bir seye yaramadilar

102 Iste Rabbin, zalim memleketleri cezalandirdigi zaman böyle cezalandirir Çünkü O'nun cezasi çok aci, çok çetindir

103 Ahiret azabindan korkanlar için bunda muhakkak ki, bir ibret vardir O, öyle bir gündür ki, bütün insanlar onun için toplanacaktir ve o, öyle bir gündür ki, mutlaka görülecektir

104 Biz onu sadece belli bir süreye kadar geciktiriyoruz

105 O gün gelince Allah'in izni olmadan hiç kimse konusamaz Onlarin kimi bedbaht, kimi de mutludur

106 Bedbaht olanlar atestedirler Onlar orada baska türlü soluyacak, baska türlü haykiracaklar

107 Onlar orada gökler ve yer durdukça duracaklar Ancak Rabb'inin diledikleri baska Çünkü Rabbin diledigini yapandir

108 Mutlu olanlar ise cennettedirler Orada gökler ve yer durdukça duracaklar, ancak Rabbinin diledikleri baska (Bu) ardi arasi kesilmeyen bir ihsan olacak

109 O halde sakin sunlarin ibadet edislerinden süpheye düsme Daha önce atalari nasil ibadet ediyor idiyseler bunlar da öyle ibadet ediyorlar Biz de kendilerine nasiplerini elbette eksiksiz olarak öderiz

110 Andolsun ki, Musa'ya kitabi verdik, yine de onda ihtilafa düsüldü Eger Rabbinden daha önce verilmis bir karar olmasa idi, elbette haklarinda hüküm verilmis bitmisti Muhakkak ki onlar, bundan kuskulu bir süphe içindedirler

111 Gerçekten de onlarin her biri öyle kimselerdir ki, yaptiklarinin

karsiligini Rabbin kendilerine hakkiyle ödeyecektir Çünkü O, onlarin yaptiklari her seyden haberdardir

112 Iste bundan dolayi emrolundugun gibi dogru ol! Beraberindeki tevbe edenler de (dogru olsunlar) Asiri gitmeyin! Muhakkak ki O, bütün yaptiklarinizi görüp durmaktadir

113 Ve zulüm yapanlara yakinlik göstermeyin ki, size de ates dokunmasin Allah'dan baska yardimcilariniz da yoktur Sonra yardim da göremezsiniz

114 Gündüzün her iki tarafinda ve gecenin saçaklarinda (gündüze yakin olan saatlerinde) namaz kil! Muhakkak ki, iyilik kötülükleri giderir Bu ise, düsünebilenlere bir ögüttür

115 Ve sabret! Çünkü Allah iyilik edenlerin mükafatini yitirmez

116 Sizden önceki devirlerden bakiyye sahipleri (kitap ehli) yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalissalardi ne iyi olurdu Fakat onlarin içinden kurtardigimiz pek az kimse bunu yapti O zulmedenler ise simartildiklari refahin pesine düstüler ve hepsi de suçlu oldular

117 Senin Rabbin, halklari iyi ve islahatçi iken, o memleketleri haksiz yere helak edecek degildir

118 Eger Rabbin dileseydi elbette bütün insanlari tek bir ümmet yapardi Halbuki yine de ihtilaf edip duracaklardi

119 Ancak Rabbinin rahmetle yarligadigi kimseler baska Onun içindir ki, onlari yaratti Ve Rabbinin "Andolsun ki cehennemi cinlerden ve insanlardan tamamen dolduracagim" sözü böylece tamam oldu

120 Peygamberlere ait haberlerden kalbini yatistiracak olanlardan her türlüsünü sana kissa olarak anlatiyoruz Bunda da sana bir hakikat, müminlere de bir ögüt ve ibret gelmistir

121 Imana gelmeyen o kâfirlere de ki: "Elinizden geleni geri koymayin! Biz de yapacagimizi yapacagiz"

122 Siz bekleyin görün, biz de bekleyip görecegiz

123 Göklerin ve yerin gaybini bilmek yalnizca Allah'a mahsustur Her is O'na döndürülür Sen yalnizca O'na ibadet et ve yalnizca O'na dayan Rabbin yaptiklarinizin hiçbirinden gafil degildir



HUMEZE



Bismillahirrahmanirrahim

1-2- Mal toplayip onu tekrar tekrar sayan, insanlari arkadan çekistirip, kas göz hareketleriyle alay edenlerin (hümeze ve lümezenin) vay haline!

3- Malinin, kendisini ebedi yasatacagini sanir

4- Hayir, andolsun ki, o hutame (cehennem)ye atilacaktir

5- Hutame'nin ne oldugunu bilir misin?

6-7- O, kalplerin içine isleyecek, Allah'in tutusturulmus bir atesidir

8-9- Cehennemlikler, dikilmis direklere bagli olduklari halde, o atesin kapilari üzerlerine kapatilacaktir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.