Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
istanbuldan, kaçış, yolları

İstanbul'dan Kaçış Yolları

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'dan Kaçış Yolları





Kentten kaçmanın kısa ama verimli planlarıyla ilgilenenler önden buyursun



Bu şehrin ulaşım saldırganları, zehirli bürokrasinin kollarına doğmuşların hepsi mutlu ve zeki insanlar olabilirler, dediniz, daha demin Ama şimdi bu şehrin, insanı sever gibi yapmasından bıkanlarla birlikte bizler için yine o silueti batasıcanın içinden kaçmak için kısa ama verimli planlar hazırladık Bavulları hazırlarken Gözlerime bak geri dönmeyeceğim! diyerek, dün trafikte, önceki gün bir bar çıkışında, geçen hafta şampiyonluk kutlamasında başımızı sıyıran kurşundan kurtulduğumuzda hissettiğimiz bütün öfkeyi, koltukların üstünü örttüğümüz hüzünlü beyaz örtülerle gizleyip yola çıkıyoruz İşte İstanbul'dan kısa ama verimli kaçış yolları



Ruh tapınağı

Kulaklarımda Tibet tapınaklarının 'gong' sesleri, havada zencefille karışık yeşil çay kokusu var Futonun üzerine serilmiş bedenimi çekik gözlü masözümün ellerine bıraktım Dünya umurumda değil Suda yüzen mumlar odayı aydınlatmasa da ruhuma ışık tutuyor Gözlerim kapalı, şu an duyularımı beslemekle meşgulüm Sakin sakin akan Riva nehrinin şarkısını dinlerken aklımız yavaş yavaş bize ihanet etmeye çalışıyor Yumuşak sesli kadın, uzun siyah saçlarını geriye atıyor: İhmal ettiğin duyularını tekrar keşfetmeye çalış, derin nefes al ve içinde bulunduğun ortamı içine çek, gerisi boş üzerindeki uzun ipek elbise ve yüzünde gördüğümüz Uzakdoğululara has dinginlik hiç yabancı değil Yıllar önce, uzak diyarlarda katıldığımız bir meditasyon seansında mı tanışmıştık? Evet o Shara; Hint ve Uzakdoğu felsefesine meraklı koruyucu meleğimiz, ruhumuzun aynası Demek Polonezköy'ün komşusu İshaklı'da yeni açılan Matsu Spa'ya gelmemizde onun da parmağı var İhtiyacımız olduğunda bize yol göstereceğini o zaman da söylemişti



Zihnimizi yola getiriyor ve dikkatimizi tekrar bedenimize veriyoruz Japon odasında Shiatsu masajımız devam ediyor İlk kez denediğimiz bu masajda üzerimizde ferah pamuklu giysiler var Shiatsu, dinlendirmekten çok kan dolaşımını düzenler ve enerji seviyeni yükseltir diyor masözümüz Gerçekten de minderden kalktığımızda kendimizi zinde hissediyoruz çoğu masaj sonrasında yaşanan sarhoşluktan eser yok Japon odasından çıkıp kendimizi bir yan odada, İtalyan Monticelli termal sularına bırakıyoruz İçinde klorür, iyot, meyve özlerinin bulunduğu hoş kokulu çamuru bedenimize süren Nelli, bu karışımın bizi incelteceğini ve cildimizi besleyeceğini söylüyor Matsu'da sadece İtalyanların meşhur spa kozmetik ürünü Comfort Zone kullanılıyor Hünerli eller Monticelli çamurunu masaj tekniğiyle tüm bedenimize yediriyor Cildiniz kurumuş, çok mu seyahat ediyorsunuz? Uzun uçak yolculuklarının deriyi yorup iyice kuruttuğunu orada öğreniyoruz Cildimizde her çıktığımız seyahatin izini taşıyor olabilir miyiz? Olsun Spa'lar ne güne duruyor? Kendine yeterince bakmadığında, ruhunu beslemediğinde hep karşında beni bulacaksın diye uyarmıştı koruyucu meleğimiz O'na güveniyoruz



Matsu Spa



İstanbul'a 45 dakika uzaklıkta Polonezköy yakınlarında, doğa ile bütünleşerek bedeninizi şımartacağınız bir adres Shiatsu, Tay Masajı, Muson Yağmuru ve Comfort Zone ürünleriyle cilt bakımları yapılıyor 7 Matsu evi, spa zevkini tüm haftasonuna yaymak isteyenler için düşünülmüş



Nasıl kaçılır?

(0216) 434 59 31

Ayazma Mahallesi 19, İshaklı Köyü, Beykoz

wwwmatsuspacom



Fotoğrafçının tek gecelik aşkı: Taraklı

Geniş açı lenslerimizi, fotoğraf makinemizi, tripodlarımızı ve polarize filtrelerimizi bir çantaya dolduruyoruz Sakarya'nın fotoğraf çekmek için eşsiz güzelliklerine doğru yola çıkıyoruz İçimizi kemiren bir soru var; laptop'ımızı yanımıza alsak mı acaba? Makinenin hafızası dolduğunda resimleri bilgisayara atarız ve fotoğraşarı daha büyük çerçevede görürüz Ama ya kendimizi tutamayıp msn'e girersek? Mouse alışkanlıklarımız yüzünden ya maillerimizi kontrol edersek? Gelecek bir mail yüzünden bütün keyfimiz kaçarsa gibi tereddütleri atlatıyoruz ve yedek hafıza kartımızı yanımıza alıyoruz Laptop evde şarj olsun Umurumuzda değil Bu fotoğraf yolculuğu zihinsel bir girişim olmalı Her ayrıntısını ona göre ayarlamamız gerekiyor Makinenin vizöründen baktığımızda Taraklı'nın yeşil doğasının içine yılan gibi kıvrılmış estetik kanallarını görmeliyiz



Destinasyonumuz Taraklı köyleri ile birlikte 7500 nüfusa sahip küçük ve bozulmamış eski bir Osmanlı kasabası Yaklaşık 300 kadar eski yapıya sahip ve bunların çoğunluğu restore edilmemiş doğal haliyle ayakta durmaya çalışıyor Safranbolu evlerini aratmayacak 19 yüzyıl Osmanlı hayatını özleyenler için özenle korunmuş ve saklanmış özel bir plato gibi İnsanları misafirperver Evler dışında 1517 yılında Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferine giderken yaptırdığı Tarihi Yunus Paşa Cami ve hamamı da Taraklı'nın içinde Yaklaşık 700 kişinin yaşadığı Roman mahallesi Taraklı kültüründen az da olsa etkilenmiş Gürleyik suyu Karagöl yaylasında bulunan kanalların içindeki suyun yer altına girip tekrar yeryüzüne çıktığı yer Bir kaya bloğunun altından çıkarak Mahdumlar çayını oluşturuyor ve biraz altında Mahdumlar şelalesini oluşturuyor



Fotoğrafa kaçmak isteyenler için malzeme o kadar çok ki; daha şimdiden Mahdumlar Şelalesi, Roman Mahallesi'ndeki insan manzaraları, Karagöl Yaylası'ndaki eşsiz kanallarını defterimize listeledik bile İçimizde fotoğraf makinesini ilk aldığımızda evdeki renkli battaniyeleri, kahve fincanlarını her şeyi çektiğimiz zamanki çocuksu bir heyecan var Nereye baksak fotoğrafa girmek için can atan görüntülerle dolu özelikle insan fotoğrafı çekenler için de bulunmaz bir portre envanteri var burada Genellikle insanlar fotoğraşarının çekilmesi konusunda istekli değildirler Erdal Kınacı gibi fotoğrafçılar sırf bu yüzden fotoğraşarını çekmek için 'insanlarla iletişim teknikleri' başlıklı kurslar bile veriyor



Böyle sahteliklere ihtiyacınız yok Taraklı'da En çok da bu yönüyle bir fotoğrafçı için mutlaka gidilmesi gereken bir yer



Konaklama

Taraklı'da konaklayabileceğiniz bir tesis yok Sabah gidip akşam dönmeniz gerekecek Turistik bir yer olmaması, turizmin tek gecelik aşkı tarafından kirletilmediğini gösteriyor



Nasıl kaçılır?

Taraklı'nın Sakarya'ya uzaklığı 60 kilometre, İstanbul-Sakarya arası 135 kilometre, toplamda ne yaptı, 135 + 60 = 195 kilometre İstanbul'dan yola çıkacaksanız, çamlıca gişelerinden girerek otoban tercihinizi Adapazarı- Bilecik sapağına dek kullanabilirsiniz Bilecik istikametinden ayrıldıktan sonra, 20 km'de Geyve kavşağını kullanarak Geyve-Taraklı yoluna giriyorsunuz Bir süre sonra Aksu köyünü gösteren bir tabela göreceksiniz Onun hemen yanındaki yol doğru yol, oradan devam edin



Hazır Taraklı'ya gitmişken

İlçeye yaklaşık 20 km uzaklıktaki Karagöl yaylasına mutlaka çıkmalı Her iki tarafı orman olan yol üzerinde bir alabalık tesisi var Yayla, ilçe merkezinden çok daha serin Manzara saçlarını taramanız için önünüzde uçsuz bucaksız uzanıyor Deniz seviyesinden 1150 metre yükseklikteki Karagöl'den İstanbul'a dönerken Roma döneminden kalma kil hamamı kaplıcalarına uğramak hem romantizmadan romatizmaya kadar her şeye iyi geliyor



Taraklı'da turistik restoran yok İlçenin en önemli yemek noktası Park Lokantası Yöresel tatların başında keşkek geliyor Tamamen buğdaydan yapılan uhud ile çüven otu, buğday ve yumurta akından yapılan köpük helvasının tadına bakılmalı çarşıda uhud ve köpük helvası satılıyor Karagöl Yaylası yolu üzerindeki Mahdumlar Alabalık Tesisleri'nde de yemek yiyebilirsiniz Yörenin elma ve ayvası ile dil peyniri, halkın 'keş' diye adlandırdığı jadel peyniri ünlü



Okullar eğilmiş, harşeri düzeltelim

Yıkılmaya yüz tutmuş okulların tadilatını yapmak için, belki de uzun bir zamandır ilk kez dünyanın hoşuna gidecek bir davranış için Bursa'ya gidiyoruz Bu öneri, ilk bakışta kim tatilini bir inşaatta amele gibi çalışarak geçirmek ister ki! diye sorulara hedef olacaktır Atlatılabilir bir soru bu; tadilat sırasında sosyal olarak klimalı bir çalışma sürecine dahil oluyorsunuz Dünyayı düzeltme istekleriniz, dünyayı değiştirme arzularınızla çakışıyorsa bu etkinlik tam sizin karakterinize göre Peki bu okullara ne olmuş? Binalar eğildiği için çocuklar harşeri italik mi yazıyorlar? Belki de gerçekten öyle, kim bilebilir



öneri çok açık; tadilatların kol kuvveti gerektiren herhangi bir aşamasında yer alabilirsiniz veya entelektüel birikiminizle projeye destek olabilirsiniz Bursa'nın nimetlerinden faydalanmak, artık mit haline gelen şehrin gürültüsünden uzak kalma fikri ve en önemlisi bir okulun tavanına bir kiremit koyarak dünyanın kendi belini doğrultmasına katkıda bulunmak da ödüller Bürokratik ayrıntılara gelince; bu okulların boya, badana, elektrik, tesisat vs ihtiyaçları belirlenerek Milli Eğitim Müdürlüğü'nün onayı ile onarımları bizzat orada çalışarak gerçekleştiriliyor Bu yaz döneminde yedi okul tadilatı yapılacak Katılmak isteyenler malzeme temini konusunda destek olabilirler



Yeni Yüksektepe Kültür Derneği

Hamzabey Caddesi, Ozanoğlu Apartmanı 77, Muradiye (çelik Palastan Muradiyeye çıkan yolun başında), Bursa

Cumartesi 31, 1730

(Son katılım bildirim tarihi: Cuma 30, 2030)

http://bursayeniyuksektepeorgtr



Büyükorhan ilçesi, Bursa'nın 86 kilometre güneyinde yer alıyor İlçenin yarısı ormanlık alana sahip nefes kesici yaylası Görecik ilçeye 6 kilometre uzaklıkta



Bursa'ya kadar gitmişken

Arap Şükrü Sokağı, Bursa'nın Nevizadesi ve Bursa'nın Altıparmak mahallesinde bulunur 'Yahudilik' olarak da bilinen bölgede balık lokantaları, işkembe çorba-paçacıları, sazlı sözlü eğlence yerleri bir arada bulunur Taşıt trafiğine kapalı turistik bir sokaktır 1992'den bu yana turizm amaçlı bir eğlence sokağı olarak düzenlenmiştir 'Bursa'nın Nevizadesi' haline gelmiştir Resmi adının Sakarya Caddesi olduğunu unutmayın



Yılanlıkaya

1350 metre yükseklikte, ormanın içinde temiz havanın doruğunda yeşilin enginliğinde enfes bir dinlenme yeri Yaz aylarında çadırlı kamp yapma olanağı bulunuyor Kamp alanında su ve geniş düzlükler mevcut Ağaçların gölgesi sıcağın cehenneminde noktasal bir serinlik duygusu yaratıyor



Tereyağlı Büyük İskender

Yemek söz konusu olduğunda anavatanı Bursa'da İskender'in sözü geçer İskender de bu kebaba adını veren İskender İskenderoğlu ve İskender Efendi Konağı'nda yenir



Beyler Kebap

(0224) 220 34 01

Gümüşçeken Caddesi 3, Heykel



Kebapçı İskender

(0224) 261 60 30

As Merkez Migros Yanı İstanbul Girişi



İskender Kebap

(0224) 221 10 76

Atatürk Caddesi TKM Yanı 60, Heykel



Pideli Köfte

Pide üzerindeki küçük köftelerin üzerine domates sosu gezdiriliyor Yanında yoğurt enfes bir köfte varyasyonu Bursa'dan geçerken es geçilemeyecek bir lezzet Gürsulu İdris favorimiz



Gürsulu İdris

Hanlar Bölgesi



Küçüksaray Pideli Köfte

(0224) 220 43 24

Maksem Caddesi Postane Yanı



No Signals! No TV!



Bu kaçış planımız İstanbul'dan uzaklaşamayan ama uzakta hissetmek isteyenler için, yani tam tembel gezginlere göre bir kaçış planı Derler ki Kulindağ aslen Maçka dolaylarında bir yaylanın adıymış Araziyi satın alan muhterem baba, memleketindeki yaylaya çok benzettiği için tesisi kuran çocukları da buna hürmeten Kulindağ adını vermişler çocuklar dediğimiz, bir mimar abla ile bisikletçi kardeşi Abla, mimarlığını konuşturup her bir bungolovu ayrı tasarlamış Kimisi iki, kimisi üç kimisi dört kişilik Birisi sadece yataktan oluşuyor mesela, kapıyı açıyorsun hop yataktasın Oh dear, çok vahşi ötekisinin içinden bir merdivenle tuvaletine iniliyor Bir diğerinde -arkadaş grubuyla gittiğinizde- kim kimle uyusun diye kibrit çöpü çekmeye gerek bırakmayan ranzalar var Reklamlarda yıkanmış, lavanta kokusunu hissettiğiniz bembeyaz mis kokulu çarşaşarı ve orjinal mimari tasarımları ile beş yıldızlı değilse de maksimum yayla konforu sağlıyor Ayrıca bungolovların altında kamp alanı var Sadece gösterilen alanlarda kamp ateşi yakılabiliyor Bu kısıtlama böyle iyi, ormanda olduğumuzu unutmuyoruz Ben malzememi getirdim kamp ateşimde ızgaramı yapar, biramı açarım, derseniz kimse karışmıyor Ama tesisin restoran ya da 'caf'sinde, hele serin bahar akşamında şömine başında keyif, sabah köy kahvaltısı ağır basabilir Etrafta logosentrizm'den çırçır zincir sesiyle kaçıveren şu bisikletçi kardeş, hiç de öyle mahallemizin bisikletçisi değil, uluslararası yol yapan tutkun sporculardan Tesis etrafında yürüyüş, bisiklet ve moto-cross parkurları oluşturmuş Kaybolmamanız için elinize haritalar veriyor çünkü gerçekten tamamen ormanlık bu parkurda doğayı izlerken, içinize çekerken kaybolmanız fazlasıyla olası



Nasıl kaçılır?



Koordinatları veriyoruz: Riva yolunda Mahmut Şevket Paşa tabelasını takip ederek köyü bitiriyorsunuz, Alibahadır yönünde ilerlerken hemen köyün çıkışında soldaki çeşmeden sola sapıyorsunuz çeşmeden sonraki yol stabilize ama sadece 300 metre dişinizi sıkın ki Burnumuzun dibindeymiş neden daha önce gel memişiz diye dövüneceğiniz Kulindağ'a geliverin Hatta bir gelin sonra hep gelin

(0532) 315 59 51

Ayvalı çeşme Vadisi

Mahmut Şevket Paşa Köyü, Beykoz



Konaklama

Zaten bir tane konaklama yeri olan Kulindağ'ın yatak yorgan ayrıntılarına gelirsek; her odada ayrı duş ve tuvalet var İç meknlara evcil hayvan kabul edilmiyor İki yaşına kadar olan çocuklardan ücret alınmıyor Bu da demek oluyor ki üç yaşındaki çocuğumuzu anneanneye bırakıyoruz Odalarda TV olmaması sosyalleşme isteği üzerinde düşünceli bir yasak Kablosuz internet var 2, 3 ve 4'er kişilik ağaç evlerin oda ve kahvaltı fiyatı 60 YTL



Kulindağ'a kadar gitmişken

Köy ziraatinin TRT'den kalma nostaljisini yaşamak isteyenler için Beykoz'un köyleri biçilmiş kaftan Kulindağ'da bir iki gece kaldıktan sonra bu köylere uğrayıp, hayvan tezeklerinin insana ilkel yaşamı hatırlattığı bir ambiyansın içinden geri dönmek pekala mümkün



Poyrazköy

İstanbul civarındaki eşsiz plajlardan biri Kızgın kumlardan sert kayalıklara değil, kızgın kumlardan serin sulara Hatırlarken bile dişlerimiz birbirine kenetleniyor



Polonezköy

Artık sıkıcı bir öneri biliyoruz Polonezköy doğal yaşamını turistik kullanıma kaptırmış görünüyor Ortalıkta dolaşan atlara bile bakmak paralıdır diye insan yaklaşamıyor Bu duyguyu en son İbiza'da yaşamıştık Bir kullanımlık yer imgesi insanı rahatsız etse de Beşiktaş'taki yıkılmış balık pazarının, İstiklal'de herkesin aynı yere doluştuğu Nevizade civarının ve kasvetli Şişli'nin havasından iyidir



Camın düzenbazlığı

Ellerinde ofis dokümanlarıyla oradan oraya koşan kravatlı hayaletler ve az sonra uçağa binip kaçacak olan Japon turistler dışında kimse yok ortalıkta Ama yine de dayanılmaz kalabalık bu şehir Neden? Zaten sırf o çeşitlilikler, ikilemler yüzünden çelişkili bir durum bu ve hep böyle olacak Metropollerdeki atölyelerin dayanılmaz çekiciliğiyle nasıl baş edeceğiz, açıkçası hiçbir fikrimiz yok Uzakta bir köyde insanlar tahtalardan kullanışlı bazı yaşam tarzları üretiyorlarmış Kendi yaşamlarını kolaylaştırmak için bunu yapıyorlarmış Böyle duymuş birisi hemen geliyor İstanbul'da bunun atölyesini açıyor Oradaki sakinlik yok, efendilik yok ama atölye gösterişli



Milletin ekmek teknesine sanat doldurmak bu kadar kolay değil, en azından olmamalı Gideceksiniz bu işi yerinde öğreneceksiniz Bu cam meselesi de öyle biraz Cam Ocağı'nın hazırladığı kusursuz bir İstanbul'dan kaçış planı olarak ele alındığında gitmeye değer çünkü artık 'şehrin gürültüsünden uzakta, Sarıyer'de deniz kenarında bir balık' gibi öneriler hiç ****i değil Şu 'cam' meselesine bakmak lazım Werner Herzog'un 'Heart Of Glass' filmini izleyenler bilirler, camın kalbi kendisi gibi camdan yapılma değildir Her öğüdü dinlemez, geçirgenliği zan altındadır Bu yüzden Riva'daki Cam Ocağı'nın atölyeleri sadece cama hükmetmek değil, bir nevi erdem ve felsefe pratiği, doğanın kuru üzüm yaş üzüm ayrıştırıcı etkisinden beslenen bir etkinlik olarak görülebilir Zaten Werner Herzog'un bütün kastı hipnotize ederek çektiği 'Heart Of Glass', camın izin verdiği kadar insan doğasını gösterir O halde, bu gizli doğanın, cama şekil verme arzusunun onun elinizde un ufak olma ihtimaliyle giriştiği gerilimli ama zevki işlevin tadı için deminden beri içine giremediğimiz Cam Ocağı'na doğru yollanalım Riva'nın rasyonel olarak mümkün olmayan doğasına, o mevsimin değiştiği muhteşem renklere pırıl pırıl bir camdan bakabilmek için Cam Ocağı kampüsüne ulaşmak için Beykoz Sultaniye'den hareket eden 137 no'lu Beykoz-Riva-Cumhuriyet Köyü belediye otobüslerini kullanabilirsiniz Elbette basit bir dil kursu pratiği değil camla uğraşmak ama cam ocağı bu konuyu uzmanlar yardımıyla epey hızlandırmış İki günlük ve İki haftalık atölyeler var Bir de değerli hocalar elbette Atölye çalışmaları boyunca buranın özel kampüsünde konaklamak isterseniz, 20 odalı, tam donanımlı odalar sizin Eğer gidip-gelirim diyenlerdenseniz o zaman Kavacık veya Beykoz'dan kalkan personel servisleri emrinizde Cama üşeyerek başlayabilirsiniz mesela Zira Riva'da aldığınız temiz havayı cama yatırmak, iyi bir duygusal yatırım olacaktır

Cam Ocağı Vakfı

(0216) 433 3693

Köyiçi Caddesi, 72/A , Beykoz

wwwcamocagiorg



Cam üşeme başlangıç

Anu Penttinen

Dönem: 29 Haziran - 12 Temmuz

Atölye çalışması ücreti: 900 Euro

Konaklama ücreti: 600 Euro

Varış: 28 Haziran

Dönüş: 13 Temmuz



Bu atölye çalışmasında; sıcak cam konusunda az da olsa deneyimi olan ya da başlangıç seviyesindeki katılımcıların, estetik değer taşıyan üşeme vazolar üretmelerine ağırlık veriliyor Temel tekniklerin yanında; renk uygulamaları, parçaları birleştirme, stilize etme gibi yöntemler gösteriliyor



Boncuk yapımı

Jelveh Jaferian

Dönem: 8 Haziran - 21 Haziran

Atölye çalışması ücreti: 750 Euro

Konaklama ücreti: 600 Euro

Varış: 7 Haziran

Dönüş: 22 Haziran



Programın ilk haftasında çalışma güvenliği, boncuk camının özellikleri, çubuk çekme, boncuklara yuvarlak form kazandırma ve yerçekiminin boncuk yapımındaki olumsuz etkisi gibi konularla ilgileniliyor Şalümoda temel üşeme tekniğinin yanı sıra kumlama, aşındırma, kazıma gibi soğuk cam teknikleriyle boncuklara nasıl boyut kazandırılabileceği üzerinde de duruluyor



İki günlük atölyeler

Boncuk yapımı

24 Haziran - 25 Haziran

Atölye çalışması saatleri : 1000-1600

Atölye çalışması ücreti : 100 Euro



Cam üşeme

24 Haziran - 25 Haziran

Atölye çalışması saatleri : 1000-1600

Atölye çalışması ücreti : 120 Euro



Emay (Mine)

21 Haziran - 22 Haziran

Atölye çalışması saatleri : 1000-1600

Atölye çalışması ücreti : 140 Euro



Riva'ya kadar gitmişken

Göllü Binicilik

Buraya kadar gelmişken görmediğiniz yerlere uğramadan şehre inmeyin Riva deresi ve ormanları başka bir mekna daha hayat vermiş; Göllü Binicilik Ata binmenin haricinde sadece ailenizle havasının ve suyunun tadını çıkartabilirsiniz Göllü Binicilik Tesisleri de bir ince konfor diyenlere

Göllü Binicilik Tesisleri

(0216) 433 33 96

Göllü Köyü, Beykoz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.