Ali Teoman'la 'Eşikte' Üzerine... |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ali Teoman'la 'Eşikte' Üzerine...Ali Teoman'ın Sel Yayınları ndan çıkan â??Eşikte si, yazarın aslında yazdığı ilk kitap olarak çemberi tamamlıyor Ali Teoman, Nurten Ay adıyla 1993 yılında Haldun Taner öykü ödülünün sahibi olduğu vakit bu sırrı yirmi sene boyu herkesten saklamaya karar vermişti 2007 yılında gerçeği açıkladığında çoktan X adet roman, Y adet öykü kitabı sahibiydi, dolayısıyla bu itiraf edebiyat aleminde ufak çaplı bir şok yarattı Hadisenin arkasından, Ali Teoman bu kez yazdığı ilk kitapla okur karşısında Bu kitapla birlikte kendinizi yazı serüveninizin neresinde buluyorsunuz? Bir tür çember çizmiş gibi hissediyorum kendimi Bu kitap benim ilk yazdığım şeylerden biri İlk roman denememdi benim, Parise giderken uzun yıllar önce nedense bir kenara bıraktım ve ondan sonra da ellemedim bir daha Bir sandıktaki kitaplar gibi Geçen sene bir hastalık geçirdim ve bu hastalık esnasında bol vaktim olunca kitabı tekrar ele aldım, elden geçirdim çok fazla orijinaline dokunmadan, bozmamaya çalışarak bu kitabı ortaya çıkardım Kendi yazdığınız bu ilk kitabı, seneler sonra okurken, nasıl buldunuz? Naif tabii Bugün olsa böyle yazmazdım dediğim bir çok şey var, teknik açıdan Yine de memnun kaldım, bence iyi oldu bu kitap Oturup da Bu konuda yazayım diye düşünmediğim, kendiliğinden gelmiş bir konu zaten Yayınladığım kitabın çok güncel olması mühim değil Yazımın gelişimine bakılırsa böyle bir çizgi görülmeyecektir, kronolojik olarak yayınlamıyorum Daha önce yazılıp da çok sonra basılan başka kitaplarım da var Hep sorulur, roman ile öykü arasındaki fark size göre neyi işaret ediyor? Favoriniz? Klasik ölçütler içinde bakıyorum, öykü kapsamı dar olan bir şey, uzun bir zamanı kapsamıyor Roman, kapsamı çok daha geniş, daha derine inen bir şey öykü metninde kusursuzluğa yaklaşmak daha kolay Elden geçirmek daha kolay olduğu için Farklı tarzlarda öyküler yazıyorum , önemli olan şeyleri, önemli olmayan şeyleri söyleyerek ifade etmek gibi bir şey öykü; bir tür gevezelik, işin çekirdeğine bir türlü varamamak gibi Dil açısından bir ekonomi si olduğu söylenebilir ama şu sıralar daha çok romana eğilimim var Nurten Ay macerası ne kadar devam etti, adınızı açıklamaya ne zaman, nasıl karar verdiniz? öylece bıraksanız olmaz mıydı? Bu hastalıktan çıktı aslında, yirmi yıldan önce açıklamaya niyetim yoktu halbuki, benim koyduğum mühlet buydu Teşhis konulduktan sonra kişisel işlerimi toplamak durumunda kaldım, yazılarımı toplayıp birisine emanet ettim Bu durumu da anlatmak zorunda kaldım, 20 yıl süre verdiğim için Bir biyografi yazıldığı zaman o kitabın da (Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı) içinde yer alması gerekirdi; böylece yayıncıma da söyledim Bir kere söylenmiş olunca da daha fazla saklamaya çalışmak manasız Aslında zamanında durumdan şüphelenenler oldu değil mi? örneğin Süha Oğuzertem bir yazı yazmıştı kitaplıkta Evet o yazı çok güzeldi Ama tabii sadece Süha Oğuzertemin o yazısıyla kalmamalıydı, başkaları da bunu düşündü ama pek yazan olmadı Zaten ben de bunu yaparken çok kişinin şüpheleneceğini düşünmüyordum, biraz da bunu göstermek için yaptım Dolayısıyla bu proje başarıya ulaşmamış değil Bunu yaparken esinlendiğim şey Emile Ajar vakasıydı Kuşağınızın romancı ya da öykücülerinden ya da daha genç kuşaklardan takip ettikleriniz var mı? Faruk Dumanı çok beğeniyorum Ayrıca Hasan Ali Toptaşı yazar olarak çok beğeniyorum Ayfer Tunçu beğeniyorum; ayrıca Murat Yalçın, Cem Akaş takip ettiğim yazarlardır Bambaşka bir türde yazmak ister miydiniz, denediniz mi? örneğin eleştiri gezi yazısı anı? Ufak tefek eleştiri yazdığım oluyor Seyahat kitabı da olabilir elbette, ama öyküyü, romanı tamamen bir kenara koymayı hiç düşünmedim Mimarlık ve yazmak arasında bir ilişki var mı? Mimarlık yapmıyorum ama okumuş olmaktan pişman değilim bana çok yardım ettiğini düşünüyorum Bunun bir sebebi kurmak elbette, mimarlık bu anlamda insana çok şey öğretiyor İkincisi sanat ve estetikle ilgili bir takım nosyonları öğreniyorsunuz Bunun ne kadarı eğitimle ne kadarı doğuştandır bilemem ama mimarlık eğitiminin de yazarlığa çok katkısı var Gözünüzü terbiye ettiğiniz zaman başka şeyler de yapmak mümkün oluyor Yazar olarak beslendiğiniz alanlar? Müzik Hem öykü hem roman için çok önemli öyküyü caz parçalarına, rock parçalarına benzetirim, iyi bir romanı ise bir senfoniye Dolayısıyla klasik müziği sevmeyen bir romancının yazdığı romanın biraz eksik olacağını düşünüyorum Romanda da bir ilerleme çizgisi vardır, o çizgiyi ancak hissederek verebilirsiniz Bu hissi verecek olansa müziktir Hangi romanı yazmak isterdiniz? Oğuz Atayın bütün romanlarını yazmış olmak isterdim ama en çok Tehlikeli Oyunlarını! Baş ucu kitabınız? Hulki Aktunçun Ten ve Gölge adlı kitabı çok iyi bir öykü kitabı, benim için anlatmak biraz zor, baktığımda nebula gibi bir şey görüyorum o kitapta |
|