İslamda Ruh,Öz Ve Yaradılış Üzerine |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İslamda Ruh,Öz Ve Yaradılış ÜzerineSınırsız olan ahad zât (tek öz) , bir alt boyuta “sınırsız mânâlar” (isimler) olarak tenezzül eder (iner)Bu boyutta yani sınırsız mânâlar boyutunun bir üstünde “zât” boyutu kalmamıştır Allah’ın “tenzihi” (varlığının diğer varlıklar olarak algılanan tecelliyattan ayrı bir tanrı gibi düşünülmesi), Allah’ın varlığına “sınır” koymaktır Bu düşüncenin yanılgısından ancak şöyle kurtulabiliriz… Hak, Uluhiyyet mertebesinde sınırsız esmânın (isimlerin/mânâlarının) sahibidir Esmâ; O’nun zatının özelliklerinin sonsuz tufanıdır (tecelliyatıdır, açığa çıkışıdır, bitmeyen yansımalarıdır) Eşyâ (şeyler/kesret âlemi); sınırsız isimlerin mânâlarının görünüşleridir Esmâ mertebesindeki mânâlara da henüz üç boyuta ve zamanla birlikte dört boyuta inmemiş özler anlamında “ruhlar mertebesi” denilir Ruh bir madde bedene girecek enerji anlamında değildir Henüz en, boy, derinlik ve zaman boyutunda algılanmayan öz demektir Ruh (öz) mertebesi bir alt algılama boyutuna “örnek öz” olarak tenezzül eder (iner) Meselâ; tüm esmâdan oluşmuş, Hak’ın tüm özelliklerini açığa çıkarabilecek potansiyelde, düşünen, konuşan, üç boyut artı zaman boyutlu varlığın en ideal imajına “insan” ismi verilir Âdem ve Havvâ bu ideal imajın iki değişik yansımasıdır Şu dönemde ideal insan imajının yeryüzünde birbirine şeklen benzemeyen milyarlarca Âdem ve milyarlarca Havvâ yansıması vardır Her canlı türü hakikatte tek bir ideal imajdır ve madde mertebesinde sınırsız yansımaları vardır Bu boyuta hayal âlemi ve ya misal âlemi denilmektedir Misal âlemi bir alt boyutta “şehâdet âlemi” ve ya diğer ismiyle madde evreni olarak açığa çıkar Her boyutun algıladığı evreni kendi madde evrenidir Her boyutun madde evreni diğer madde evrenine göre soyut evren değerindedir Buradaki boyutlar bir birinden ayrı tabakalar, katmanlar, kesitler değildir Tek ve tümel olan ahad zâtın boyut inişlerinde aldığı görünümleridir İsimlerin, özlerin, misallerin ve kesretin (madde olarak algılanan çokluğun) zâttan ayrı varlığı asla yoktur Her mertebede var olan sadece ve sadece zâttır Allah’ın ilim sıfatı nasıl ki sürekli olarak gelişen bilimlerle sürekli daha mükemmele doğru yenilenerek ilerliyorsa… Allah’ın ahadiyetini her çağın insanına o çağın mantık yapısına göre açıklayan tasavvuf ilmi de yenilenen kavramlarla sürekli “teklik” bilincinin sınırsız derinliklerine doğru inmektedir Hak’ın ilmi sınırsız olduğu için ilmi ile meydana getirdiği mükevvenâtı (ilminde var kıldığı var oluşları) da sınırsızdır İnsanın kâinatı (insanın algıladığı evreni) dahi O’nun sınırsız ilminin sınırsız tecellilerinden bir tecelli olduğu için evrenin ucu bucağı, başlangıç ve bitiş noktası yoktur Evrenlerin ve evrenlere ait nakışlarının, evrenlerdeki canlılarının, olaylarının da başlangıcı ve bitişi söz konusu değildir Şimdiye kadar var olmuş olan ilmindeki tecelliler, bundan sonra var olacak olanlara göre sonsuzda bir oranında dahi değildir Ve var olacak tecelliyatının da sınırı ve sonu yoktur Her an sınırsız sayıdaki “var oluş” aynı an içinde “yok” olur Aynı anda daha mükemmeli olarak tekrar var olur Hak’ın bu sistemine “tekevvün” (meydana geliş) ve tefessüd (bozulma-yok olma) denilir Hak’ın ilminini sınırını ve tecelliyatının sınırını “sınırsız” olduğu için bilmek, akıl ve kalb ile tümel olarak kavrayabilmek imkansızdır Her bir insan esmâ-i hüsnâdan (ilahi isimlerden) özel bir ismin görünümüdür, sûretidir O isim onun ruhu ve özüdür Tüm kemâlatı yani sınırsız tüm diğer isimlerin mânâları o ismin hazinesinde saklıdır Özel ismine o birimin Rabb-i Hâssı denilir Diğer isimler onun Rabb-i hassının gizli hazinesi gibi olup her an peyder pey (kesintisiz sürekli kısım kısım) zâhir olur, açığa çıkar İnsan bu nedenden dolayı kendisinden açığa çıkanı bilir, açığa çıkacak olan hazineleri sınırsız olduğu için kendisi hakkındaki bilgiyi sınırlayamaz Kendini tam olarak hiçbir zaman tanıyamaz, ben buyum ve bu kadarım diyemez İnsan kendisini ancak öz ve özet olarak (mücmel/genel olarak) bilir Beyazıt Bistami bu anlama işaret etmek için; “Ben otuz yıldan beri Allah ile konuşurum ama insanlar benim kendileriyle konuştuğumu zannediyorlar” demiştir Hak’ın kelâmı (kelimeleri) zatındaki esmânın zahiri görünümleridir Âlemlerdeki her tecelli, her birim O’nun kelâmıdır Var oluş halindeki her mahal ( her tecelli) Hak’ın konuşan kelamı hükmündedir Nebî tarafından davet olunan ve davete icabet eden zahiren iman eder Fakat Rabb-i Hâs’ının örtülü isimlere yönelik olması nedeniyle… Namaz kılsa da, oruç tutsa da, hac yapsa da ve her ibadeti isteyerek icra etse de… Yalandan, gıybetten, dünya malı sevdasından, kibirden ve diğer menfiliklerden vazgeçemez Fakat bazıları da Ebû Talip gibi davet olunur ama icabet etmez… fiili ibadetleri ve lafzen İslamı kabul ve tastik etmez Hiçbir ameli olmasa da… yalan söylemez, gıybet etmez, dünya sevdasına kapılmaz, mütevazi olur ve her türlü müsbet huyu açığa çıkarır Çünki onun Rabb-i Hâs’ı “iman”a yönelik esmâları açığa çıkarır Bireylerin son nefesleri tabi oldukları Rabb-i Hâs ismi üzere olur Nebînin daveti hakikatteki özü değiştirmeye değil, özdeki hakikatleri açığa çıkarmaya yöneliktir Bunun için Nebîler ve Velîler insanlara bıkıp usanmadan ilim, irfan ve bilgi sunarlar, Allah’ı anlamaya davet ederler Hiçbir Nebî/Resul hiç kimseyi iman etmediği için katletmez Daveti esnasında oluşan nefsi müdafadan dolayı, kendini korumak için, yok etmeye geleni yok etmek için savaşır Yoksa durduğu yerde sen kafirsin ve hükmün ölümdür fermanını vermez (Arabi'nin 1000 yıl öncesine varan yorumlarından alıntılardırİslamı hangi şekillerde tasavvur edenlere bir bakış açısı katması dileğiyleCiddi manada kısaltmalar yapılmıştırKonu önemli olması nedeniyle uzundurİsteyen "Fusûsu'l Hikem 3 Bölümü" okuyabilir ) |
İslamda Ruh,Öz Ve Yaradılış Üzerine |
08-20-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İslamda Ruh,Öz Ve Yaradılış ÜzerineMükemmel İşte bu felsefe doğrultusunda İslamiyet'e bakılırsa onda hiçbir kötülüğe rastalayamazsınız Bu bakışla İslamiyet'i incelemek demek, akılla İslamiyet'i derinlemesine görmek demektir İşte bu bakış İslamiyet'i doğru kılandır Ancak ben kendi inancım dolayısıyla hiçbir dinde tanrısallık gözetmediğimden bu bakış açısının diğer inançlarda da aynı şekilde zuhur ettiğini öğrendim Temelde aynı felsefe ile bir çok insan böyle Tanrı'ya bakmıştır İbn-i Arabi'dan hemen sonra Mevlana İslamiyet'e böyle bakmıştır, onlardan çok önce Hallac-ı Mansur İslamiyet'e böyle bakmıştır Ve İslamiyet'in dışında hepsinden çok önce Platon'da Tanrı'ya, evrene, varlığa böyle bakmıştır Hegel'de Hristiyanlık'ta Tanrı'ya böyle bakmıştır Kısacası ben tüm inançları doğruluyorum, yeter ki kişi Tanrı'yı aklıyla görebilsin Zaten akıl kullanıldığında bir din altında etiketlenmeye gerek kalmaz, çünkü insan gerçek bilince ulaştığında tüm yapay sıfatlardan kurtulur ve İlahi olan'ın olmasını istediği insan haline gelir İşte bu zamanda insan insana ''din'' gözeterek bakmaz Çünkü İlahi olan'ı bu bakışla kavrama yolunda olan birinin dini yoktur, o İlahi olan'ın istediği kişi halindedir zaten |
İslamda Ruh,Öz Ve Yaradılış Üzerine |
08-20-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İslamda Ruh,Öz Ve Yaradılış ÜzerineBizim islam olarak ne neanderthal'i,ne platonu ne sokrates'i,Mansur'u kısacası düşünen ve "farkına" varan kimseyi reddetme,yok sayma lüksümüz olamazİnancımız en temelde bizi bağlar,ama kişinin erdemi,yaptıklarının ve varlığının anlamı Allah katında nasıl tezahür eder bilemeyizBu nedenlede laf söyleyemeyizEtiketinde müslüman,hristiyan,musevi,dinsiz vb yazması bizim kişisel takıntılarımızdırBunu aşamamanın yansımalarını her yerde görebiliyoruz zatenMühim olan "fark edeni" görmek Zaten en temelde istenen "saf ve halis" ameller (eylemler,davranışlar) yapan insandırEtiketleri yapıştıran bizlerizYoksa tüm insanlar sonradan var edilenler sıfatında eşittir Selamlar |
İslamda Ruh,Öz Ve Yaradılış Üzerine |
08-20-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İslamda Ruh,Öz Ve Yaradılış ÜzerineReborn Nickli Üyeden Alıntı Bizim islam olarak ne neanderthal'i,ne platonu ne sokrates'i,Mansur'u kısacası düşünen ve "farkına" varan kimseyi reddetme,yok sayma lüksümüz olamazİnancımız en temelde bizi bağlar,ama kişinin erdemi,yaptıklarının ve varlığının anlamı Allah katında nasıl tezahür eder bilemeyizBu nedenlede laf söyleyemeyizEtiketinde müslüman,hristiyan,musevi,dinsiz vb yazması bizim kişisel takıntılarımızdırBunu aşamamanın yansımalarını her yerde görebiliyoruz zatenMühim olan "fark edeni" görmek Zaten en temelde istenen "saf ve halis" ameller (eylemler,davranışlar) yapan insandırEtiketleri yapıştıran bizlerizYoksa tüm insanlar sonradan var edilenler sıfatında eşittir Selamlar Böyle düşünmeniz ne kadar da güzel, İslamiyet'i ben böyle görmekteyim, ancak günümüzde bir inananının İslamiyet'i böyle görebilmesi beni daha mutlu etmektedir =) Size de selamlar |
İslamda Ruh,Öz Ve Yaradılış Üzerine |
08-20-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İslamda Ruh,Öz Ve Yaradılış ÜzerineSnReborn, Etkili,güzel,doğru ve gerçek bir paylaşımda bulunduğunuz için teşekkürler İşte İslam kelimesinin anlamı budur İslam;tüm dinlerin cemi ve tadilattan,doğrulanmış-lanmaktan geçmiş halidir İçerisinde her din kendisinden bir motif,bir damla bulabilir Siz,İslamı tanıttınız,bir çok kişi bunu sanki farklı bir din gibi bile alğılayabiliyor Sorun,İndirilen din ile uydurulan din arasındaki -ayırımın- yapılamamasıdırYekte-sulta sahibi eğemenler başta Emevi ve Abbasi dönemleri olmak üzere bir çok şeyi kendi nefislerine uyğun şekilde eğip büktüler,Kur'an dan ziyade Kitab dan ziyade hadislere meyil ettiler,olmadı hadis uydurdular,neticede bu güne geldikGeldigimiz noktada '''İçrek''' boşaltılmış,'''kabuk ''' ise kalınlaştırılmıştır Fakat,Kitab-ı Furkan elimizdedir,dolayısı ile ; ''Eskimez Din'' in zuhur etmesi mümkün ve -an- meselesidirAncak; Burada dikkat edilmesi gereken bir noktaya temas etme fırsatını kullanacağız: Din-diyanet şahsa göre hüküm içermezHatta Dünyaya göre hüküm de içermezDinin hükümleri evrenseldir Kafasına göre din arayanlar;kafasını kayalara çarparak bedelini öder Din'',Alemlere bir ögüt olduğunu'' ifade buyurmaktadır |
İslamda Ruh,Öz Ve Yaradılış Üzerine |
08-20-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İslamda Ruh,Öz Ve Yaradılış ÜzerineŞahsım olarak,hem sizin hemde bu sitemizdeki pekçok katılımcının bana yaptığım yürüyüşte sayısını hatırlayamadığım kadar görüş açısı katmasından dolayı teşekkür ederim Yolun başlarında olan biri için , ilgi ve alakamın artmasında "spatyom"un büyük etkileri vardırİnananı ve inanmayanı ileBurada hep birlikte olmaktan hem keyf hemde ilim almaktan mutluyum Yazınız ise belki benim 400 mesajda dile getirmeye çalıştığım görüşlerimin güzel bir özetidir İslam denilerek islama ait olmayan olaylarla yüzleşmeyi öğrenmek adına bana çok şey katmıştır sitemiz Hanif olarak Kuran odaklı ve tüm insanlığa hitap eden bir dine sahip olmaktanda elbette sonsuz derecede memnunum |
|