Habil İle Kabil Olayı |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Habil İle Kabil OlayıHabil ile Kabil Olayı Hz Adem ile Hz Hawa yeryüzünde ayrı ayrı yerlere indirilmişlerdi Uzun zaman birbirlerinden ayrı yaşadılar Allahü teäläya hep yalvarıp, çokça tövbe ettiler Yüce Allah (cc) tövbelerini kabul edip onlar: Mekke civarında; "ARAFAT" denilen yerde buluşturdu Hz Adem ile Hz Hawa'nın buluşmalarından sonra, insan nesli süratle çoğalmaya başladı Hawa annemiz her doğumda: biri erkek, biri de kız olmak üzere, ikiz doğuruyordu İlk doğumdan olan erkek çocuğa Kabil adını vermişlerdi Daha sonraki doğumdan olan erkek çocuğun ismi ise Habil idi Sinirli ve kıskanç bir yapıda olan Kabil, tarla işlerine bahçeye ve ağaçların bakımına yardım ediyordu Kardeşinin aksine yumuşak huylu ve sakin bir çocuk olan Habil ise, hayvanların bakımı işiyle uğraşıyordu Kız kardeşler ise evde annelerine yardım ediyorlardı Nihayet gençlerin evlenecekleri zaman gelip çatmıştı Kabil ile doğan kız Habil'e, Habil ile doğan kız Kabil'e verilecekti Çünkü, Yüce Allah böyle buyurmuştu (İnsan neslinin çoğalması için, önceleri kardeşler arasında evlenme yasak edilmemişti Yine de birlikte doğan, kız ve erkek çocuklar birbiriyle evlenemiyor, bir önceki ya da bir sonraki çocuklar birbirleriyle evlenebiliyorlardı Zamanla insanlann çoğalması belli bir seviyeye gelince (Hz Nuh döneminde) bu duruma; yani kardeşlerin birbiriyle evlenmesine bir son verilip bu durum yasaklandı Habil'in alacağı kız, yani; Aklima, Kabil'in alacağı kızdan daha güzeldi Öteden beri Habil'i kıskanan Kabil bu durumu kabul etmiyordu Hz Adem ile Hz Hawa'nın tüm çabaları sonuç vermemişti Çünkü Kabil bu düşüncesinde oldukça ısrarlıydı Bu nedenle ailede huzur kalmamıştı Günlerce düşünüp taşındıktan sonra bir çözüm yolu buldular İki kardeş de yüce Allah'a birer kurban takdim edeceklerdi Allahü teälä kimin kurbanını kabul ederse, Aklima'yı o alacaktı Habil kurban için koyunlarından en güzelini seçmişti Yüce Allah'a ancak böyle iyi bir kurbanı takdim edebilirdi Kabil ise uzun süre düşünüp taşındıktan sonra, kurban olarak bir tutam buğday taktim etmeyi uygun görmüştü O zamanlarda, Yüce Allah kabul ettigi kurbana bir ateş gönderip onu yakardı Kabul olunmayan kurban ise olduğu gibi kalırdı Kurban sahibinin ise yüzü kararırdı Bu adet; Benî İsrail zamanına kadar devam etmiş, daha sonra Allahü teälä tarafından kaldırılmıştı Her iki kardeş, kurbanlarını götürüp yüksek bir tepede yan yana koymuşlardı Ertesi gün gidip baktıklarında, Habil'in kurbanının yanmış olduğunu gördüler Bunun üzerine kıskançlık duyguları daha da kabaran, Kabil iyice köpürmüş, babası ile annesini suçlamaya başlamıştı O gece hiç uyumamıştı Gece boyunca hep Habil'i nasıl öldüreceğini tasarlayıp durmuştu Habil koyunları otlatmak için uzaklara gittiğinde, gizlice peşinden gidip, onu münasip bir yerde kıstıracaktıErtesi gün geldiğinde, Habil yine her zamanki gibi, koyunları otlatmak için dağlara çıkmıştı Şeytan ise Kabil ile beraberdi Kabil'e kardeşini öldürmesi için habire uyarılar yapıyordu Kabil bu sese uyarak, gizlice kardeşini takip etmeye başlamıştı Habil her zamanki yerde hayvanları serbest bırakıp bir ağacın gölgeliğinde istirahate çekilmişti Arkasındaki hışırtı ile, irkilen Habil, geriye döndüğünde ağabeyi Kabil ile göz göze gelmişti Kabil burnundan soluyor, gözlerinden kin ve nefret pırıltıları saçıyordu Habil, Yüce Allah'ın yardımıyla onun niyetini anlamıştı - Ey Kabil niyetini anlıyorum Yapmak istediğin Yüce Allah'ın buyruğuna karşı gelmektir Yemin ederim ki öldürmek için elini bana uzatsan dahi, ben seni öldürmek icin elimi uzatacak değilim Çünkü ben, kainatın Rabbı olan; Allah'tan korkarım Habil, Kabil'den daha güçlü ve kuwetli olduğu halde, ağabeyine karşı gelmek istemiyordu Çünkü o Allah'tan korkuyordu Onun bu hali Kabil'i dahada öfkelendiriyor kıskançlık damarlarını daha da kabartıyordu Habil'in umursamaz bir tavırla oradan uzaklaşmak istemesi sonucunda hiddete kapılan Kabil, yerden bir taş alıp, kardeşinin kafasına hızla vurdu Canı yanan Habil yere düştükten sonra, yine Kabil'e el kaldırmamıştı Bunu fırsat bilen, Kabil, elindeki taş ile kardeşi Habil'in kafasına vurmaya devam etti Şeytan galip gelmişti Kabil'in aklını başından alıp çılgına döndürmüştü bir defa Böylece toprağa düşen ilk kan,yeryüzündeki ilk cinayetin habercisi olmuştu Habil'in Kabil'e acıyan gözlerle bakması bile Kabil'i durdurmaya yetmemişti Aldığı darbeler sonucu, Habil ruhunu teslim etmişti Uzun süre kardeşinin cesedi başından ayrılmayan Kabil, sanki donup kalmıştı Bir türlü hareket edemiyor, ne yapacagını bilemiyordu Deminden beri kendisine yol gösteren, şeytandan, ses seda gelmiyordu artık Ne yapacagını ne edeceğini, bilemeden uzun süre öylece kalakaldı Gün gittikçe çekiliyor, gölgeler ise uzuyordu Panik içindeki Kabil donuk gözlerle etrafı süzüyorken, birden bir karganın gagası ile toprağı eşelediğini farketti Karga bir müddet, toprağı kazdıktan sonra, yanıbaşındaki karga ölüsünü iterek, açtığı çukura atmış, sonrada toprakla üstünü örtmeye başlamıştı Yerinden doğrulurken, "Yazıklar olsun, bir karga kadar bile olamadım" diye fısıldayıverdiHemen, sert bir ağaç parçası bularak, yumuşak toprağı kazmaya başladı Bu sırada Hz Adem ile Hz Hawa, çocuklarının gelmediğini görünce onları aramaya koyulup Habil'in, hayvanları otlattığı yere doğru geliyorlardı Çocuklarına seslenerek olay yerine doğru ilerleyen, Hz Adem, birden Kabil'in panik içinde kaçtıgını görünce, hızla oraya gitti Yerde kan lekeleri ve örtülmüş toprağı görünce, Habil'in başına gelenleri anladı Gözlerinden sicim gibi yaşlar akmaya başladı Kabil'in ardından "Kardeşine ne yaptın" diye bağırıp duruyorduKorkudan ne yaptığını bilemeyen Kabil kaçmaya devam ediyordu Yeryüzünde şeytana uyan, ilk insan olan Kabil, babasının bedduasını duymuyordu bile - Ey Kabil hiç bir zaman rahat yüzü görme Sen artık istenmeyen lanetli bir insansın Üzüntü içinde evine dönen, Hz Adem olup bitenleri güçlükle anlatmıştı ailesine Herkes üzüntüsünden kahrolmuştu Artık kendine yer olmadığını bilen Kabil kız kardeşini de alarak evi terketmişti Kendisinden bir daha da haber alınamadı Konu ile ilgili Ayet ve Hadisler Kur'an'da Kabil ve Habil'den Maide suresinde bahsedilir Kabil ve Habil'in adı Kur'an'da geçmez ancak diğer İslami kaynaklarda Kabil ve Habil olarak adlandırılır Habil ve ağabeyi Allah'a birer kurban sunmuşlardı Kabil, kendi kurbanı Allah tarafından kabul edilmediği için kardeşini öldürmeye karar verdi (Maide Suresi, 27-32) Daha sonra ağabeyi, Habil'i öldürdü ve yeryüzündeki ilk cinayeti işlemiş oldu (Tirmizi, 2812) "Onlara Âdem'in iki oğlunun olayını doğru olarak anlat İkisi birer kurban sunmuşlardı Birinin kurbanı kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti Kendisininki kabul edilmeyen 'And olsun, seni öldüreceğim' deyince, kardeşi 'Allah yalnız saygılı olanlarınkini kabul eder' cevabını vermişti 'Eğer, öldürmek için bana el kaldırırsan bile, ben öldürmek için sana elimi kaldırmam, doğrusu ben dünyaların Rabbi Allah'tan korkarım' 'Ben, hem benim ve hem de senin günahınla dönüp ateşliklerden olasın, isterim Bu, haksızların cezasıdır' Bunun üzerine bencilliği kendisini kardeşini öldürmeye götürdü de kardeşini öldürdü Böylece kaybedenlerden oldu Allah, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini ona göstermek üzere, yeri eşeleyen bir karga gönderdi O 'Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ayıbını örtmek için bu kargadan da mı aciz oldum?' dedi de, böylece yaptığına pişmanlık duyanlardan oldu" Kabil ve Habil ile ilgili tek sahih hadiste, yine isim verilmemekte ve böylece her asır ve her dönemde kabil olayının benzerlerinin olabileceği anlatılmaya çalışılmaktadır: "Zulümle öldürülmüş hiç kimse yoktur ki, onun kanında Âdem'in ilk oğluna bir pay düşmesin Çünkü adam öldürenlerin ilki odur" (Tirmizi, 2812) "Kim, - bir cana karşılık veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere)- bir cana kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibi olur Her kim bir canı kurtarırsa, bütün insanlığı kurtarmış gibi olur" (Mâide Suresi, 32) (wikipedia ve başka bir siteden derledim) |
|