Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilim, kültür, osmanlılarda, sanat, yüzyılda

18. Yüzyılda Osmanlılarda Bilim , Kültür , Sanat...

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

18. Yüzyılda Osmanlılarda Bilim , Kültür , Sanat...



XVIII YY'da Osmanlılarda Bilim, Kültür ve Sanat

Bu asırda Osmanlı kendi gerçeğini görmüştü:
Kalkınma ve yenileşme hareketini başlatmalıydı Ama bu hareket, ne yazık ki, eğlence ve sefahat derecesine varan aşırılığı da beraberinde getirdi

Onsekizinci yüzyıl Osmanlı Devleti için "duraklama"nın "gerileme"ye dönüştüğü dönem olmuştur Bu yüzyıllarda uğranılan büyük yenilgiler sonunda 1500 yıllık Türk ülkesi olan Kırım elden çıkmış; Macarîstan, Eflâk, Boğdan, Sırbistan'ın önemli bölümleri Avrupalılar tarafından paylaşılmıştı Gerçi asrın başlarında 1711 Prut savaşı ile Ruslar'a ve 1714'de Venediklilere karşı büyük zaferler kazanılmıştı ama, bunlar son büyük zaferlerdi ve sonraki yıllarda yenilgiler ve kayıplar devam edecekti

Yenilgilerin başlıca sebebi, Batı medeniyetinin silâh sanayiine ve savaş tekniğine de yansıması idi; Türk ordusunda idare ve disip-nde en önemlisi, sivil ve askerî eğitimdeki ouraklama ve bozulma idi Asker artık "gazi ordu" niteliğini kaybetmiş, düzensiz, eğitimsiz bir kalabalık haline gelmişti Ruh gücündeki çöküş savaş meydanlarına yansımış bulunuyordu

Hiç şüphesiz bunun en önemli sebeplerinden biri de "kültürel soğuma" idi Osmanlı artık kültür yaratıcılığını kaybediyordu

Uzun süren savaşlar ve yenilgilerle ekonomik durumun sarsılması, isyanlar, asayişsizlik ve diğer sosyal çalkantılar, bir zulüm kaynağı olan rüşvet, gerileme hızını arttıran, ama aynı zamanda ileri görüşlü birkaç padişaha ve aydınlara kültürde ve idare teşkilâtında köklü ıslahatı düşündüren gerçeklerdi

Osmanlı kendi gerçeğini görmüştü Asrın başlarında ıslahat hareketi başladı Sonradan "Lâle Devri" diye anılacak olan dönem, aslında kuvvetli bir kalkınma, bir yenileşme hareketiydi Fakat bu hareket zevk, eğlence ve sefahat derecesine varan bir aşırılığı da beraberinde getirdiği için, yenijiğin geniş kitle tarafından kabulü mümkün olmadı ve taassup daha kolay körüklendi Osmanlı devlet adamları, aydınları, zenginleri, felâketin getirdiği karamsarlığı, daha çok edebiyat ve musikiye sığınarak gidermeye çalıştılar Oysa yenilik daha çok eğitimde, teknikte, me-todda olmalıydı

Onsekizinci yüzyılda savaş alanlarında uğranılan felâketleri, isyanları, ıslahatçılarla bunlara karşı olanlar arasındaki çekişmeleri, önceki bölümlerde gördük Bütün bunlara rağmen bazı alanlarda başarı sağlanmıştır: Gecikerek de olsa matbaa bu asırda alınmıştır Kâğıt ve kumaş fabrikaları kurulmuş, tersaneler modernleştirilmiş, istihkâm okulu açılmıştır Mimarlıkta, musikide, edebiyatta büyük sanatkârlar çok güzel eserler vermişlerdir Bir mimarlık şaheseri olan Üçüncü Ahmed Çeşmesi, Boğaz'ı süsleyen birçok güzel yalılar, Laleli ve Nuruosmaniye camileri, bu asırda yapılmıştır Büyük tarihçi Nal-ma ünlü eserini bu asırda yazmıştır Aşk ve istanbul şairi Nedim, en büyük mesnevi şairi Şeyh Gallb, en büyük bestekârımız Itrî, büyük ressam ve şair Levnî vBulletin bu asırda yaşamış ve eser vermişlerdir

MİMARLIK
Onsekizinci yüzyılda mimarlık eserleri daha çok Lâle Devri'nde ve III Mustafa zamanında meydana getirilmiştir Camiler, köşkler, çeşmeler, imaretler yapılmıştır
Bu asrın en önemli mimarlık eserlerinden bazıları şunlardır:

III AHMED ÇEŞMESİ:
Yalnız onsekizinci yüzyılın değil, bütün Osmanlı devrinin en güzel çeşmelerinden biri, Lâle Devri'nin solmayan bir çiçeğidir Çeşmenin planını bizzat III Ahmed'in çizdiği, bunu başmimar Mehmed Ağa'nın uyguladığı söylenir Ayasofya'nın yanında, Topkapı Sarayı'nın dış kapısının karşısında yer alan bu çeşmenin üzerine yazılan tarih beytinin hem şairi hem hattatı, Sultan III Ahmed'drr
Tarih beyti şöyledir:
Aç besmeleyle iç suyu Han Ahmed'e eyle dua
Bu beyit, ebced hesabına göre Hicri 1141 (M 1728) yılını gösteriyor
Çeşmeyi çepçevre kaplayan yazı ise devrin ünlü şairlerinden Seyyid Vehbi'nin bir kasidesidir Bugün, halk arasında Sultan Ahmed Çeşmesi olarak anılan bu eseri yerli yabancı bütün ziyaretçiler hayranlıkla seyretmektedir

NURUOSMANİYE CAMİİ:
Yapımına, I Mahmud devrinde 1748'de başlandı ve III Osman zamanında 1755'te bitirildi Mimarı Mustafa Ağa'dır Cami, geniş bir dış avlu ile çevrili, medrese, kütüphane, imaret, sebil, türbe, çeşme, han ve dükkânları ile bir külliyedir Yapıldığı yerde bir su kaynağı bulunduğu için caminin tabanı kemerlerle desteklenen bir bodrum üzerine oturtulmuştun Kubbesinin çapı 25,75 m dir İç duyarı çepçevre kuşatan âyet yazısı camiin en büyük özelliğidir Barok üslûpta yapılmıştır

LALELİ CAMİİ:
III Mustafa devrinde, 1759-1763 yılları arasında yapılan bu caminin mimarı Mehmed Tahir Ağa'dır Bu da Barok tarzında ve kare planlıdır İmaret, türbe, sebtt, hamam, han ve dükkânardan puşan bir külliye halindedir Sekiz sütunlu şadırvanı ve tek şerefeli iki minaresi vardır Bu caminin önündeki türbede III Mustafa, III Selim ve bunların yakınları yatmaktadır

KÖŞKLER, BAHÇELER:
Onsekizinci yüzyılın ilk çeyreğinde, özellikle Lale Devri denilen 1718-1730 yılları arasında, Kâğıthane deresi ve Boğaz kıyıları güzel köşklerle, yalılarla, çiçek bahçeleriyle dolmuştur Halic'in sonundaki Kâğıthane deresinin yatağı değiştirilerek mermer kaplı bir kanal içine alındı ve kanala Cedvel-i Sim (Gümüş yol) adı verildi Kıyısına büyük ve süslü Sadâbad Kasrı yapıldı Çeşmeler, fıskiyeli havuzlar, lâle ve sümbül bahçeleriyle, çimenlikleriyle geniş seyir ve piknik yerleri düzenlendi/Boğaz kıyısındaki yalılar ve çeşitli semtlertleki kasırlar ve köşkler, geniş ve güzel bahçeleriyle birer cennet köşesi gibiydiler

Lâle Devri'nde yapılan en büyük ve en güzel köşklerden ve yalılardan bâzıları şunlardır: Kâğıthane'de Sadâbad, Alibeyköyü'nde Hüsrevâbad, Ortaköy'de Humayûnâbad, Fındıklı'da Emânâbad, Çengelköy ü'nde Bağ-ı Ferah, Kuruçeşme'de Kasrı Süreyya, Ca-ğaloğlu'nda Ferahâbâd, Üsküdar'da Sere-fâbâd, Zeyrekte Ayşe Sultan vBulletin

Bu güzel yapıların çoğu isyanlar ve yangınlar yüzünden yandı, yıkıldı, yağmalandı Onsekizinci yüzyılda İstanbul'un değişik semtlerine çok sayıda güzel çeşmeler yaptırıldı ve bunlar Bahçeköy'den Taksim'e getirilen su ile beslendi

HATTAT VE RESSAMLAR
Onsekizinci yüzyılda ünlü hattatlar yetişmiştir Asrın güçlü şairlerinden olan İzzet Ali Paşa (Öl 1734) aynı zamanda Lale Devri'nin önde gelen hattatlarından biridir Şeyhülislam Veliyüddin Efendi (Öl 1768) de ünlü bir hattattır Damad İbrahim Paşa'nın Şehzade-başfndaki çeşmeleri onun celî yazıları ile süslenmiştir Mustafa Rakım Efendi (1757-1828) büyük bir hattat ve ressam idi Padişah III Selimin güzel bir resmini yapmıştır Fakat onun asıl özelliği celî yazıyı olgun ve ileri bir düzeye ulaştırarak ayrı bir üslûp oluşturmasıdır Padişahın sikkelere basılacak resmini de o yapıyordu Osmanlı padişahlarının nişanı demek olan tuğralara biçim güzelliği getiren odur

Bu asrın en büyük ressamı, Osmanlı klasik minyatürünün son büyük temsilcisi olan Levnî'dir Aynı zamanda bir divan şairi olan Levnî (Öl 1732), resimlerde mekânın perspektif derinliğine yer vermiştir Resim bütünü içinde renk uyumuna da önem veriyordu Onun resimlerinde insanların hareketleri yaptıkları işlere tam bir uyum sağlar Devrin kıyafetlerini en doğru olarak onun resimlerinde görüyoruz Başlıca eserleri Vehbî Sûrna-mesi'ndeki 137 minyatür, Padişahlar Albümü' ndeki portre minyatürler ve "Levnî Albümündeki 43 minyatürdür

Asrın ünlü hattatları arasında Sultan III Ahmed'i de saymamız gerekir Onun, kendi adını taşıyan mimarlık şaheseri çeşmedeki tarih beytinin hem şairi hem hattatı olduğunu yukarıda söylemiştik

BESTEKÂRLAR
Onsekizinci yüzyılda birçok bestekâr yetişmiş ve bunların besteleri zamanımıza ulaşmıştır Onyedinci yüzyılın ve bütün tarihimizin en büyük Türk bestecisi olan Büyük Itrî ömrünün son oniki yılını bu asırda yaşamıştır (öl 1712) Onun kadar büyük bir bestekâr olan Hammamizâde İsmail Dede Efendi ise gençlik yıllarına yine bu asırda girmiş ve ilk bestelerini yapmıştır

Devrin en büyük bestecilerinden olan Ebu-Bekir Ağa (1685-1759), Lâle Devri'nin coşkun havasını yansıtır Nedim'in şiirleriyle yaptığını o besteleriyle yapmıştır Güftesi "Bir âfeti mehpeyker ile nüktelerim var"
diye başlayan Mahûr bestesi şaheseri sayılır Ondört bestesinin notaları günümüze ulaşmıştır

Tamburi Mustafa Çavuş, asrın diğer önemli bestecilerinden biridir Daha çok kendi şiirlerini besteleyen bu sanatkârın en büyük özelliklerinden biri, divân müziği ile halk müziği arasında güçlü bir bağ kurmasıdır Notaları zamanımıza ulaşan besteleri çoktur ve bunlar bugün de çok icra edilen besteler arasında yer alır
Tamburi Mustafa Çavuş'un bestelerinden bazıları şunlardır: Hisarbuselik şarki (Dök zülfünü meydana gel ); Şehnazbûse-lik şarkı (Küçüksu'da gördüm seni): Saba şarkı (Bir esmere gönül verdim); Şehnaz şarkı (Fırsat bulsam yâre varsam): Bayâtî şarkı (Çıkalım sayd-ı şikâre); Neva şarkı (Muntazınm teşrifine); Bayatî şarkı (Sebep ne bakmıyor yârim yüzüme); Uşşak şarkı (Canım tezdir sabredemem) vBulletin

Aynı yüzyılın ünlü bestecilerinden Tab'î Mustafa Efendi klasik Türk müziğinin en seçkin örneklerini vermiştir Zamanımıza ulaşan otuz kadar bestesinden bazıları şunlardır: Bayatî Ağır Semaî (Çıkmaz derun-l dilden efendim muhabbetin); Bayâtî Yürük Semaî (Gül yüzlülerin şevkine gel nûş edelim mey); Hüseyni Nakış Yürük Semaî (Ben gibi sana âşık-ı üftade bulunmaz); Hüseynî Yürük Semaî (Dök dideden eşk-i teri sermayesiz olmaz) vBulletin

Devrin, Şeyh Osman Efendi, Ahmed Efendi'ler, ibrahim EfendPler gibi daha birçok bestecisi vardır Aörın en büyük bestekârlarından biri, bestekârları en çok teşvik eden hükümdar olan Sultan III Selim'dir Musiki tarihimizde yeni çığır açacak kadar güçlü bir bestekâr olan III Selim, 14 mürekkep makam yapmıştır
III Selim'in notaları günümüze ulaşan 62 bestesi vardır İşte bunlardan bazıları: Hüzzam Şarkı (Gönül verdim bir civfine); Zavil Yürük Semaî (Olmuş nişanı tir-i muhabbet civan iken); Büzüg Beste (Aşkınla havalandım, bigflneilğim gel gör); Muhayyer Sün-büle Şarkı (Ey gonce-i nazik tenim) vBulletin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.