Mohaç Meydan Savaşı, Mohaç Meydan Muharebesi |
08-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mohaç Meydan Savaşı, Mohaç Meydan MuharebesiMohaç Meydan Savaşı, mohaç meydan muharebesi, mohaç meydan savaşı kısa bilgi 1526 mohaç meydan savaşı Mohaç Savaşı ( 29 Ağustos 1526)' da, Osmanlılar ve Macarlar arasında meydana gelen ve Macaristan Krallığı' nı sona erdiren savaştır 29 Ağustos 1525 tarihinde II Louis tarafından komuta edilen Macar ordusu ile Kanunî Sultan Süleyman tarafından komuta edilen Osmanlı ordusu arasında yapılan savaş Budapeşte'nin güneyindeki Mohaç Ovasında yaklaşık iki saat içerisinde neticelenen savaş, Osmanlıların zaferi ile bitmiştir Kanuni Sultan Süleyman, 10 Mart' ta Rumeli kumandanlarına, Anadolu Beylerbeyi Behram Paşa' ya, Bosna Beylerbeyi' ne ve Kırım Hanı' na sefere hazırlanmaları için emir verir Savaşa Kapıkulu Askerleri, Şam ve Mısır askerleri de katılır Kanuni, 23 Nisan 1526' da 100000 kişilik ordu ve 300 top ile yola çıkar Yolda Petervaradin, Ujlak, Eszek kaleleri fethedilir Drava Nehri aşılır ve ordu Mohaç Ovası' na gelir Bu sırada Budapeşte' den yola çıkan Macar ordusu daMohaç Ovası' na yaklaşır İki ordu, Budapeşte' nin güneyinde Mohaç Ovası' nda karşı karşıya gelirler 26 Ağustos' ta her iki taraf için de savaş hazırlıkları biter Türk ordusu' nun harp nizamı şöyledir; 5000 kişilik öncü kuvvetlerin başında Bali Bey vardır, onu Rumeli askerleri ve 150 top ile Sadrazam İbrahim Paşa takip eder Daha geride, Anadolu askerleri ve diğer toplarla Behram Paşa vardır Kanuni, daha sonra 'Türk Tepesi' adını alacak olan, ovanın en yüksek tepesini tutmaktadır Savaş, Macarlar' ın saldırısıyla başlar Savaş, sayıca üstün Osmanlı ordusunun hafif süvarileri(60000), o zamana kadar Avrupalılar' ın karşılaşmadıkları 300 seyyar top ve etkin tüfek kullanımı sayesinde, Macar ordusunun esas gücü olan ağır süvarilerini kısa sürede kaybetmelerini takiben, ağır Macar yenilgisi ile sonuçlanır Savaş esnasında bir grup iyi donatılmış Macar fedaisi, Kanunî'yi öldürmek üzere çok yakınına kadar gelebilmişse de Kanuni'nin bizzat kendisi ve muhafızları derhal tehlikeyi bertaraf etmiştir Dağılan Macar ordusundan geri çekilenlerin bir kısmı bataklıklarda boğulur Dünyanın en kısa süren meydan muharebesi olduğu söylenmektedir(iki saat) Bu zaferden sonra tüm Macaristan Osmanlı hakimiyetine girer Savaşın Sebebi Savaş, Habsburglar'la yakınlaşan Macaristan'ı, kendisine yönelik tehdit olarak gören Osmanlı Devleti'nin, bu konudaki endişelerini giderecek taleplerini içeren anlaşma girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine, askeri güç kullanma kararının sonucudur Sonuçları Bu kadar kısa sürmesine rağmen savaş, Papalık tarafından o günkü Türkler' e karşı son kalkan olarak görülen Macaristan' ın düşmesi açısından önemlidir Böylece Avrupa,IIViyana Kuşatması'na kadar Türklerin yenilemeyecek olduğu düşüncesine sahip olmuştur Çatışma sonrasında, savaşın kesin sonucu aksamdan evvel alinmis olmasina ragmen padisah, gece yarisina kadar kimsenin yerini terketmemesini tellallar aracılığı ile emretti Ertesi gün ( 30 Ağustos) erguvan renkli otağı hümayunda tahtına oturan padişah tebrikleri kabul etti Kumandanlara derecelerine göre hediyeler dagitildi Askerler ödüllendirildi Savaş meydanı ölülerden temizlendi İstanbul, Bursa, Şam, Kahire, Diyarbakir, Halep, Edirne, Eflak ve Boğdan'a zafernameler yazildi Padisah annesi Hafsa Sultan'a bizzat yazdığı mektupla zaferini bildirdi Kanunî 3 Eylül'e kadar Mohaç'ta kaldi 3 Eylül'de yola çıkıldı ve 10 Eylül'de Macaristan'in baskenti Budin (Buda) sehrinin önüne gelindi Başta kraliçe Maria olmak üzere soylular, devlet adamları ve Macar halk kaçtığı için, şehirde yalnızca Yahudiler kalmıştı Yahudilerin başkanı Salamon'un başında bulunduğu bir heyet, Foeldward kasabasında, Budin kalesinin anahtarlarını Kanunî Sultan Süleyman Han'a teslim etti Kanunî ertesi gün büyük bir törenle Budin'e girdi Kanunî Budin'de iken Osmanlı birlikleri Macaristan'in geri kalan önemli kalelerini ele geçirdi Kanuni Budin'de on gün kaldıktan sonra Peşte'ye geçti (Buda ve Peşte 1873 yılında birleşerek Budapeşte adını almıştır) Daha sonra Kanunî Belgrad-Sofya ve Edirne Üzerinden İstanbul'a döndü İki saat kadar süren Mohaç Muharebesi, Papalık tarafından o günkü Osmanlı akınlarına karşı son kalkan olarak görülen Macaristan'ın büyük bir kesiminin Osmanlı hakimiyeti altına girmesi açısından önemlidir Bu savaş Osmanlı İmparatorluğu tarihindeki en kısa süren zaferdir Bu şekilde, II Viyana Kuşatması'na kadar, Orta Avrupa ve Balkanlar'daki Osmanlı varlığı yerleşiklik kazanmıştır Muharebede Macar kralı II Lajos'un öldürülmesi üzerine Macar tahtı vârissiz kalmıştı Szekesfehervar'da (Osmanlı döneminde İstolni Belgrad) toplanan Macar dieti (asiller meclisi) Erdel voyvodası János Szapolyai'yi Macar kralı seçti Macar asillerinin bir kısmının bu durumu kabullenmeyerek Habsburg hanedanından Avusturya arşidükü Ferdinand'ı kral seçmeleri, 1528'de Szapolyai'nin Osmanlı Devletinden yardım istemesine neden olacak ve ilerleyen yıllarda yaşanacak olan Avusturya- Osmanlı savaşlarına ve I Viyana Kuşatması'na yol açacaktı Mohaç Seferi Kanunî Sultan Süleyman sefer hazirliklarini tamamladiktan sonra, 1526 yilinin sonlarina dogru, muhtesem ordusu ile Istanbul' dan hareket etti Ordunun mevcudu 100 bin kisi idi Ayrica 300 kadar top vardi Ordunun ilerlemesi büyük bir disiplin içinde devam etti Ekili araziye girmek, buralarda hayvan otlatmak, Hiristiyan halkin hayvanlarini almak veya onlara baska türlü zarar vermek siddetle yasaklanmis, bu yasaklara tam olarak uyulmustu Ordu Belgrad'a ulaştığı zaman Ramazan Bayrami da gelmisti Bayram namazi burada kilindi ve kutlama töreni yapildi Sonra tekrar yola çikildi Uylok, Petervaradin, Osiyek gibi bazi kaleler fethedildi Drava Nehri'ne varildigi zaman burada bir köGoogle Page Rankingü yapmak gerekti Padisah ve veziriazam köGoogle Page Rankingünün yapimina bizzat nezaret ettiler Ordu bütün agirliklariyla bu köGoogle Page Rankingüden geçtikten sonra Kanunî köGoogle Page Rankingünün yikilmasini emretti Böylece Macaristan'i tamamen almadan geri dönülmeyecegini belli ediyordu Drava Nehri'nin asilmasindan sonra hiçbir tabii engel bulunmayan genis Macar Ovasi'na çikilmisti Fakat yagmur ve sis yüzünden ilerleme yavas oluyordu KöGoogle Page Rankingüyü geçtikten sonra yagmur hafiflemisti ama yol çamurdu ve yerler bataklik olusmustu İstanbul'dan Mohaç Ovasi'na Türk ordusu 4 ay süren bir yürüyüsle gelmisti, öte yandan Macar ordusu da Budapeste'den yola çikmis ve 40 günlük bir yürüyüsten sonra ancak 160 kilometrelik bir yol alarak Mohaç Ovasi'na yaklasmisti Charles-Quint Macarlar'a yardim edecek durumda degildi Çünkü o günlerde Ingiltere, Fransa ve Italya, Charles-Quint'e karsi bir ittifak kurmuslardi Fakat Papa tarafindan gönderilen ücretli askerler Macar ordusuna katilmisti Simdi iki ordu Mohaç Ovasi'nda karsi karsiya gelmis bulunuyordu Macar ordusu 150 bin kisilikti Ayrica 100 kadar toplari vardi Türk ordusu 100 bin kisiden meydana geliyordu ama 300 kadar topu vardi Macarlar daha çok agir zirhli süvarilerine güveniyorlardi ve Türkler'in savas teknolojisindeki üstünlügünü, topu çok iyi kullandiklarini henüz anlayamamislardi Tabii Türk ordusunun asil kuvveti asla toplardan ileri gelmiyordu 26 Agustos'ta her iki taraf savas için hazirliklarini bitirmis, ovaya dogru agir agir ilerlemeye baslamislardi Türk ordusunun 5 bin kisiden olusan öncü kuvvetinin basinda Bali Bey vardi Onu Rumeli askeri ve 150 top ile Sadrazam İbrahim Paşa takip ediyordu Sadrazamin gerisinde de Anadolu askeri ve geri kalan toplarla Behram Pasa bulunuyordu Daha sonra muhafizlar, yeniçeriler ve süvari alaylari ile Türk ordularinin baskumandani Kanunî Sultan Süleyman geliyordu Artçi vazifesi gören Bosna süvarisinin basinda Hüsrev Bey vardi Bu düzende Mohaç'a giren Türk ordusu, ovanin güneybati yamaçlarini hâkimiyeti altina aldi 28 Agustos'ta bir savas meclisi toplandi ve ertesi gün yapilacak savasin planlari tartisildi Bu meclise eski savaslari görmüs tecrübeli ve bilgili kumandanlar da çagrilmisti Bu tecrübeli kumandanlardan biri olan ve düsman kuvveti hakkinda bilgisi bulunan Bali Bey, kütle halinde cephe hücumu yapilmamasi, darbenin yan ve gerilerden vurulmasi fikrini ileri sürdü Bu görüs oybirligiyle kabul edildi Hazirlanan plana göre ordu batidaki tepelerin gerisinde hazirlanacakti Macar zirhli süvarisinin hücumunu kirmak için bir topçu hattinin kurulmasina da karar verildi Düsmana hücum edilmeyip onun hücum etmesi beklenecek, düsman hücum edince de kitalar hafifçe geriye ve yanlara kaydirilacakti Macarlar bütün kuvvetlerini merkeze yönelttikleri ve içeri girdikleri zaman, birden kanatlarina hücum edilecek ve o zamana kadar sol kanat açiginda tutulacak süvari kitalari ile düsmanin geriside çevrilerek imha edilecekti Macar ordusunun plani da söyle idi: Savas, Nazinyart ve Külküt köyleri arasindaki arazide olacakti Sol kanat Tuna'ya dayanacak, sag kanat ise mümkün oldugu kadar uzatilacakti Birinci hat bütün gücüyle Türk ordusunun merkezine atilacak ve Türkler'in birinci hatti ne pahasina olursa olsun püskürtülecekti Bundan sonra çekilmeye mecbur birakilan Türk kuvvetlerini zirhli süvariler takip ederek ezecek, imha edecekti 29 Agustos 1526 Mohaç Ovasi'nda tarihin en büyük imha savaslarindan birinin baslayacagi gün Günlerden beri siddetlenip yavaslayarak yagan yagmur o gün bir firtina halini aldi Macarlar'bu havada Türkler'in savasi baslatamayacaklarini düsündüler Ama Bali Bey'in kesif kollarini görünce Türk ordusunun savas için hazir duruma geçtigini anladilar ve hemen onlar da hazir duruma geçtiler Kanunî, ovanin en yüksek tepesini tutmustu Buraya daha sonra "Türk Tepesi" veya "Hünkar Tepesi" adi verilecekti Sabah namazi topluca kilindi Bu siraca düsman sancaklarinin göründügü haberi geldi Bunun üzerine Kanunî kendi sancaklarini açtirdi, zirhlilarini giydi ve askere kisa, özlü bir hitabede bulundu Savas öncesinde güzel ve etkili konusma, Osmanogullari'nda babadan ogula geçen üstün yeteneklerden biriydi Herkesin gözlerini yasartan hitabeden sonra sultan ellerini açarak dua etti: "Ilâhî, kuvvet ve kudret sendedir! Imdat ve himaye senden! Ümmeti Muhammed'e yardim et!" dedi Bunun üzerine süvariler atlarindan inerek secde ettiler Sonra tekrar atlarina binerek padisahlarinin ugrunda canlarini feda edeceklerine yemin ettiler Veziriazam da kahramanlik göstereceklere büyük ödüller vaadetti ve ilk safta vurusmak üzere Rumeli askerinin basina geçti Fakat saatler geçtigi halde çarpisma baslamiyordu Kanunî, plan geregince önce düsmanin saldirmasini beklemekteydi Ikindi vakti Macar zirhli süvarileri hizla ileri atildilar, olanca güçleriyle Türk birinci hattina yüklendiler ve yildirim gibi Türk ordusunun içine girdiler Bu andan itibaren Türkler in plani titizlikle uygulandi: Ibrahim Pasa kuvvetleri sag ve sol kanada açilarak geriledi Bu gerilemeyi bozgun zanneden kral IILayos, ikinci hattaki kuvvetlerini de hücuma geçirdi Fakat Macar ordusu Rumeli askerinin yanlara çekilmesiyle karsilarina Anadolu askerinin çiktigini gördü Bu hatti yarmaya basladiklari zaman ise yeniçerilerin inatçi direnisi ile karsilasmis ve az sanra da toplarin menziline girmislerdi Yine plan geregince Bali ve Hüsrev beyler, akinci birlikleriyle düsmani yandan çevirmeye basladilar Ayni anda 300 top birden ateslendi ve Macar zirhli süvarisi hatasini o zaman anladi, ama perisan olmaktan kurtulamadi Ayni zamanda sag ve sola açilan Türk piyadesi karsi hücuma geçmis, düsmani çembere almisti Macar sövalyelerinden 32'si, Osmanli padisahini ölü veya diri ele geçirmek ve böylece zaferi kazanmak için yemin etmislerdi Bunlar gerçekten büyük bir fedakârlik ve yigitlikle vurusarak Türk ordusu merkezine kadar yaklastilar Fakat Kanunî'nin bulundugu yere ancak üç tanesi ulasabildi Kanunî bu üç sövalye ile tek basina vurusarak onlari kilici ile öldürdü! Bu arada kendisi de birçok darbe almis ve sayisiz oklara hedef olmustu Fakat üzerindeki zirh onu koruyordu Savasin baslamasindan birbuçuk saat sonra Macarlar Türk planini nihayet anlamislardi ama artik çok geçti, iki taraftan sarilmislardi Kiskaci yarmaya çalistiklari zaman tam bir basarisizliga ugradilar ve bataklik tarafina sürüklendiklerini gördüler Baskumandan ve kral, Macar ordusunun yönetimini kaybetmis durumdaydilar Türk toplari Macarlar'in sag ve sol kollarini karistirdiktan sonra merkez birliklerini de dagitmisti Bunlar takip edildi Basta baskumandan Pol Tomori olmak üzere 25 bin düsman askeri kiliçtan geçildi" Kral IILayos ile birçok Macar asilzadesi ve kumandan, Karasu batakligina saplanip boguldular Mohaç Ovasi ve Karasu (Kvasso) batakligi koca Macar ordusuna mezar oldu Türkler ise böyle müthis bir savasta tarihin kaydetmedigi, esine rastlanmayan bir basari göstermis, sadece 150 sehit vermislerdi! Sadece 150 sehit vererek koca Macar ordusunu imha etmek, iki saat gibi kisa bir zamanda olmustu Savasin kesin sonucu aksamdan evvel alinmis olmasina ragmen padisah, gece yarisina kadar kimsenin yerini terketmemesini tellallar araciligi ile emretti Fakat boru ve mizika takimlari zafer marslariyla Mohaç Ovasi'ni yanki yanki inletiyor, adeta sarsiyordu Kanunî, gece yarisina kadar at üstünde, askerlerinin arasinda dolasarak, ordunun zafer sevincini onlarla beraber yasadi (29 Agustos 1526) Ertesi gün, erguvan renkli otagi hümayunda tahtina oturan padisah tebrikleri kabul etti Kumandanlara derecelerine göre hediyeler dagitildi Askerler ödüllendirildi Savas meydani ölülerden temizlendi, Istanbul, Bursa, Sam, Kahire, Diyarbakir, Halep, Edirne, Eflak ve Bogdan'a zafernameler yazildi Padisah annesi Hafsa Sultan'a bizzat yazdigi mektupla zaferini bildirdi Kanunî 3 Eylül'e kadar Mohaç'ta kaldi 3 Eylül'de yola çikildi ve 10 Eylül'de Macaristan'in baskenti Budin (Buda) sehrinin önüne gelindi Halk arasindan seçilen bir heyet sehrin anahtarini teslim edince, Kanunî ertesi gün büyük bir törenle Budin'e girdi Burada on gün kaldiktan sonra Peste'ye geçti (Bugün Buda ve Peste birleserek 'Budapeste' adini almis bulunuyor) Kanunî Budapeste'de iken Türk birlikleri Macaristan'in geri kalan önemli kalelerini birer birer ele geçirdiler Cihan padisahi Macar tahtini Erdel voyvodasi Yanos Zapolya' ya verdi Kanunî, örnek bir askerî yürüyüsle Belgrad-Sofya, Edirne üzerinden Istanbul'a geldigi zaman bütün Macaristan Türk hâkimiyetine geçmis bulunuyordu Mohaç Zaferi Mohaç'ta, Türklerle Macarlar arasında meydana gelen ve Macaristan krallığına son veren Mohaç Zaferi 29 Ağustos 1526 tarihinde meydana gelmiştir Türkler, Rumeli'ye geçtikten sonra (1357) Macarlar, Katolik dünyasının öncüsü olarak, Türklerin karşısına çıktılar; fakat her seferinde yenildiler Özellikle, iki defa kuşatıldığı halde alınamayan Belgrad'ın ele geçirilmesi (1521), Macarlara büyük bir darbe oldu, fakat Macar krallığının gücünü kırmadı Belgrad'ın alınmasından sonra da Macarlar ile Türkler arasında savaşlar devam etti Sınır beylerinden Yahyapaşaoğlu Bâli Bey, padişaha Drava ve Sava ırmakları arasındaki Macar topraklarının alınmasını teklif etti Kanunî'nin Macar seferine karar vermesine, Almanya imparatoru Karl V ile Fransa kralı François I (Fransuva) arasındaki rekabet sebep oldu François I'in Pavia'da yenilerek Karl V'e esir düşmesi üzerine, François'nın annesi Louise de Savoie, Chancelier Dupart'ın etkisiyle, İstanbul'a elçi göndererek Kanunî'den, oğlunun kurtarılması için yardım istedi Kanunî, Karl V'in gücünü kırmak için bu yardım teklifini olumlu karşıladı; Türklere karşı Eflak ve Boğdan beylikleri ile anlaşan Macarlara savaş açmağa karar verdi 1526 kışında Rumeli kumandanlarına, Anadolu beylerbeyi Behram Paşa'ya, Bosna beylerbeyine ve Kırım hanına, savaşa hazır olmaları bildirildi Kanunî, 300 top ve 100 000 kişilik bir orduyla yola çıktı (23 Nisan 1526) Rumeli beylerinin kuvvetleri de bu orduya katıldı Yolda Petervaradin, İllok (Ujlak) ve Eszek kaleleri alındı Eszek kalesinde, seferin hedefinin Budin olduğu orduya bildirildi Macar ordusu, Türk ordusunu karşılamak üzere, Mohaç ovasına ordugâh kurdu Ordunun başında, Macar kralı Lajos II ve başkumandan Nodor Bathory vardı Macar kralı, Erdel voyvodası Janos Zapolya'ya en kısa zamanda kendisine katılmasını bildirmişti Fakat, 30 000 kişiyle yola çıkan Erdel beyinin, kralı kıskandığı için savaşa katılmadığı söylenir Kanunî Sultan Süleyman, çevreye gönderdiği akıncılarla, Macar ordusunun yardım almasını önledi Türk ordusu, 28 Ağustos 1526'da Mohaç ovasına geldi Başta Kanunî, veziriâzam İbrahim Paşa olmak üzere ordunun bütün kumandanlarıyla, eski ve tecrübeli askerlerinin katıldığı bir savaş meclisi toplandı Bu mecliste Yahyapaşaoğlu Bâli Bey, birbirlerine zincirlerle bağlı zırhlı Macar süvarilerinin çok tehlikeli olduğunu ve kitle halinde saldırının sakıncalı olacağını, düşmanın yan ve gerilerine yapılacak saldırıların daha çok yarar sağlayacağını söyledi; teklifi, padişah ve mecliste hazır bulunanlarca kabul edildi Macar ordusu, kendi savaş planı gereğince iki safa ayrıldı İlk saf, merkez, sağ ve sol olmak üzere kuruldu İkinci saf ise dört koldan meydana geliyordu; Lajos II de bu safta bulunuyordu Macar ordusu, 29 Ağustos'ta saldırıya karar verdi Mohaç ovasının bir yanı bataklık (Karasu bataklığı), öteki yanı tepelikti Osmanlı ordusu, Bâli Bey'in teklifi üzerine, arka arkaya üç saf hâlinde düzene girdi Ön safta veziriâzam İbrahim Paşa kumandasında Rumeli askeri, ikinci safta Behram Paşa kumandasında Anadolu askeri, üçüncü safta ise yeniçerilerle padişah bulunuyordu Savaş planı gereğince, Macar saldırısı beklenecek, saldırılar Türk ordusunun merkezine yönelince, Türk kuvvetleri yanlara doğru açılarak, Macar süvarisini topların karşısında bırakacaktı Savaş, Macarların saldırısıyla başladı Rumeli askeri, plan gereğince, bir süre çarpıştıktan sonra geri çekilerek Macar zırhlı süvarilerini topların karşısına getirdi; Bâli Bey kumandasındaki akıncılar da düşmanın çekilme yollarını keserek, onları çember içine aldılar Anadolu kuvvetleri üzerine saldıran Lajos'un kumandasındaki ikinci saf da aynı tuzağa düşürüldü Bütün Macar ordusu topların önüne çekildikten sonra, 300 top birden ateşlendi; Macar ordusu dağıldı Lajos II ve yanındakiler, kaçan askerlerle birlikte Karasu bataklığında boğuldu Savaş alanında altı gün dinlenen Türk ordusu, Macar krallığının başkenti Budin üzerine yürüdü Başta kraliçe Maria olmak üzere soylular, devlet adamları ve Macar halk kaçtığı için, şehirde yalnızca Yahudiler kalmıştı Yahudilerin başkanı Salamon'un başında bulunduğu bir heyet, Foeldward kasabasında, Budin kalesinin anahtarlarını Kanunî Sultan Süleyman Han'a teslim etti Osmanlı Devleti, bu savaşla, Avrupa'da öteden beri Osmanlılara karşı Hıristiyanlığın en güçlü müdafaa hattını kırmış oldu Aynı zamanda, Macar topraklarının parçalanması ve kademe kademe bütün Macaristan'ın ilhakına yol açacak seferler (Osmanlı-Avusturya savaşları) için ilk adımı da attılar Osmanlı kuvvetleri, Budin'e girmiş olmakla birlikte, Belgrad'ın muhafazası için stratejik önemi bulunan Sirem bölgesi hariç, önce Macaristan'ı doğrudan idareleri altına alma Avrupa'yla aralarında, kendilerine bağlı bir tampon devlet haline getirmeyi uygun buldular Bu, muhtemelen Kanunî'nin Avrupa'da takip etmek istediği denge siyasetinin bir sonucuydu Aslında tâbiiyet altına alma politikası, Osmanlı fetih metotlarından biri olup, âni fethin ortaya koyabileceği tepkilerin dozunu dengelemek amacını taşımakta; ancak yavaş yavaş Osmanlı idaresine ısındırılan bölge, daha sonra tamamıyla ilhak edilmekteydi Nitekim Macar tahtı, Macar asilzâdeleri tarafından kral seçilen Yanoş Zapolya'ya bırakıldı Mohaç Savaşı'nın nedenleri Savaş, Habsburglar'la yakınlaşan Macaristan'ı, kendisine yönelik tehdit olarak gören Osmanlı Devleti'nin, bu konudaki endişelerini giderecek taleplerini içeren anlaşma girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine, askeri güç kullanma kararı almasının sonucudur Osmanlı Devleti Rumeli'ye geçtikten sonra (1353) Macarlar, Katolik dünyasının öncüsü olarak, Osmanlıların karşısına çıktılar; fakat yapılan çatışmalarda yenilgiye uğradılar Özellikle, iki defa kuşatıldığı halde (1440 ve 1456) alınamayan Belgrad'ın Osmanlı Devleti tarafından ele geçirilmesi (1521), Macarlara büyük bir darbe oldu, fakat Macar krallığının gücünü kırmadı Belgrad'ın alınmasından sonra da Macaristan ve Osmanlı Devleti arasında savaşlar devam etti Sınır beylerinden Yahyapaşaoğlu Bâli Bey, Kanuni Sultan Süleyman'a Drava ve Sava ırmakları arasındaki Macar topraklarının alınmasını teklif etti Kanuni'nin Macar seferine karar vermesine, Kutsal Roma Germen İmparatoru V Karl ile Fransa kralı I François (Fransuva) arasındaki rekabet sebep oldu I François'nın Pavia'da V Karl'a yenilerek esir düşmesi üzerine, François'nın annesi Louise de Savoie, Chancelier Dupart'ın etkisiyle, İstanbul'a elçi göndererek Kanuni'den, oğlunun kurtarılması için yardım istedi Kanuni, V Karl'ın gücünü kırmak için bu yardım teklifini olumlu karşıladı; Osmanlılara karşı Eflak ve Boğdan Voyvodalıklarıyla ile anlaşan Macarlara savaş açmaya karar verdi |
|