Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
damat, hayatı, ibrahim, kimdir, nevşehirli, paşa, öldü

Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Kimdir, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Nasıl Öldü Hayatı

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Kimdir, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Nasıl Öldü Hayatı



Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Kimdir, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Nasıl Öldü Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Hayatı, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa vikipedi
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa

Eski adı Muşkara olan Nevşehir'de doğmuştur Babası sipahilerden İzdin (Zeytin) voyvodası Ali ağa'dır İbrahim, köyünden kalkıp hemşehri ve akrabalarını ziyaret ile iş bulmak için İstanbul'a gelmiş ve akrabasından eski saray masraf kâtibi Mustafa Efendi'nin delaletiyle 1100 H - 1689 M senesinde evvelâ sarayın helvacı ocağına ve daha sonra eski saray baltacıları ocağına kaydolunmuştur

İbrahim Efendi, baltacılar ocağı vakıflarına kâtib olup az zaman sonra da Darüssaade ağası yazıcı halifesi olarak pâdişâhın bulunduğu Edirne'ye gitmiştir

İbrahim Efendi, bu hizmette bulunduğu sırada Şehzade Ahmet'e (III Ahmet) intisap edip şehzadenin mükâtebelerinde ve görüşmelerinde mahremi olup onun hükümdarlığını müteakib de Darüssaade ağası yazıcılığına tâyin edilmiştir (1115 H -1703 M)

İbrahim Efendi bu hizmette iken pâdişâhın kendisine itimat ve teveccühü artarak devlet işleri hakkında mütaleası alınmaya başlanmış ve fikirleri padişahın kabulüne mazhar olduğundan şöhreti artmış ve vezirlik verilmek istenmişse de kabul etmemiştir

Çorlulu Ali Paşa, sadrâzam olduktan sonra İbrahim Efendi'nin perde arkasındaki nüfuzunu çekemeyerek haremeyn muhasebeciliği ile kendisini yakından uzaklaştırdıktan başka orada da tutmayarak bir vesile bulup mallarına el koydurduktan sonra Edirne'ye sürgün ettirmiştir

Sadrâzam Damat (Şehid) Ali Paşa 1127 H - 1715 M de Mora seferine giderken İbrahim Efendi'ye mevkufatçılık vererek beraberinde sefere götürüp Mora'nın istirdadından sonra oranın tahrir işine memur eylemiştir

Damat Ali Paşa'nın İbrahim Efendi'ye karşı olan teveccühü ve onu kendisine mahrem yapması vezir-i âzamın kethüdası İbrahim Ağa'nın hasedini tahrik ettiğinden, bu zat Mora'ya hareketinden itibaren mevkufatçı efendiyi pek müşkil ve mesuliyetli işlere sevketmişti Hattâ Mora'nın tahririnden sonra kethüdanın teşvikiyle İbrahim Efendi yeni zabt edilen Istendil ve Çuha adalarının tahrirlerine de memur edilmiştir

İbrahim Efendi 1128-1716 Avusturya muharebesinde mevkufatçılık üzerinde kalmak üzere Niş defterdarlığına tâyin olunarak İstanbul'dan Belgrat'a kadar olan zahirenin hazırlanması, köGoogle Page Rankingülerin tamiri, ordu levazımının tedariki ve Vidin'den Niş'e nakli lâzım gelen top ve cephanenin şevki işi kendisine verildi

Ordunun Niş'e gelmesi üzerine serdar-ı ekremin maiyetiyle beraberce gidip Varadin muharebesinde bulundu; mağlûbiyeti müteakip vaziyeti pâdişâha arzetmek üzere bir arize ile ordu tarafından Edirne'ye gönderildi

III Ahmet, îtimad ettiği İbrahim Efendi'yi tekrar orduya göndermeyerek yanında alıkoyup evvelâ birinci ruznameci ve arkasından birinci mirahur yaparak birkaç gün sonra da sadaret kaymakamlığına tâyin eyledi (16 Şevval 1128 - 3 Ekim 1716)

İbrahim Paşa 6 Rebiulevvel 1129-18 Şubat 1717 de Şehit Ali Paşa'dan kalan III Ahmet'in kızı Fatma Sultan'la nikahlanarak damat oldu Bu tarihte Fatma Sultan on dört ve İbrahim Paşa ise takriben elli ile altmış yaşları arasında idi

İbrahim Paşa'nın tesiriyle bu sırada Avusturya ile barış yapılması kararı verildiğinden sadrâzam ve serdar-ı ekrem Tevkii Mehmed Paşa'nın yerine 9 Cemaziyelâhır 1130-10 Mayıs 1718 de sadrâzam olarak Avusturya ile Pasarofça antlaşması nı imzaladı ve bu arada Venedik ile de sulh yapıldı

İbrahim Paşa'nın on üç sene sürmüş olan sadareti zamanındaki İran muharebeleri Lâle ve Çırağan, Sadabad ve diğer mesirelerdeki eğlenceleri, helva sohbetleri, ilk matbaanın tesisi ve sanayi müesseseleri kurması gibi sair icraatı vardır

1143 Rebiulevvel-1730 Eylülde sabık İstanbul kadısı Zülâli Hasan Efendi ile Ayasofya, vâizi İspirizâde'nin perde arkasından hazırladıkları Patrona Halil isyanında İbrahim Paşa ve damatları Merzifonlı Kara Mustafa Paşa'nın torunu kaptan-ı derya Kaymak Mustafa Paşa ile kethüda Mehmet Paşa, pâdişâhın hemşiresi Hatice Sultan'ın teşvikiyle tahtını kurtarmak isteyen III Ahmet'in emriyle boğularak Alayköşkü tarafındaki duvardan cesetleri sarayın dışına âsilerin önüne atılmıştır Bir araba ile Sultanahmet meydanına nakli emrolunarak ihtilâlciler tarafından parça parça edilen İbrahim Paşa'nın cesedinin bulabildiği kadar parçalarını, sabık Haleb kadısı Şakir bey para mukabilinde gizlice toplattırarak geceleyin Şehzâdebaşı'ndaki sebili yanına defnettirmişti ve diğer parçalar da Süleymaniye'de Kirazlımescit sokağında Süleymaniye Darüşşifası önüne çıkarken Nevruz Kadın Mektebi yanında defterdar Şemseddin Çelebi türbesi karşısında damadı ile beraber kerimesinin konağının bahçesine defnedilmişlerdir İbrahim Paşa vefatında yaşı yetmişe yaklaşmıştı

Bir kazadır geldi Vehbi yaz heman tarihini
Kâbe-i kurb ola İbrahim Paşa menzili

tarih beyti Seyyid Vehbî 'nindir Hasis olan damadı Mehmet Paşa'nın katlinde 16 bin altı yüz on altı kese nakdi çıkmıştır (Top Ar No 532)
Damat İbrahim Paşa sadaretinde başını batıya çeviren Osmanlı hükümeti, Avrupa'nın sanat ve kültüründen istifade etmek üzere kendisine küçük de olsa bir pencere açmaya muvaffak olmuştur

İbrahim Paşa devlet işlerinde vukuflu, düşünceli, kiyaset sahibi, mutedil, kadirşinas, kabiliyetli insanları ileri çeken bir hükümet reisi idi Pâdişâhın en yüksek teveccühünü kazanmakla ve bütün işleri eline almakla şımarmamış, kendisine fenalık yapmış olanlardan bir kısmına yardım elini uzatarak onları utandırmıştır

Bir taraftan Çırağan ve helva sohbetleri, şuara meclisleri, musiki âlemleri ile zamanını geçirdiği, diğer taraftan ulemayı himaye ve ilmî eserleri tercüme ettirmek, kültür hareketlerini yaymak için matbaa tesis etmek, millî sanayii himaye etmek gibi hizmetleri de ihmal etmemiştir Seleflerinden ne Sokullu Mehmet Paşa ne de KöGoogle Page Rankingülü Fazıl Ahmet Paşa ayarında siyaset ve askerî işlerde mühim rol oynamamıştı Aynı zamanda selâbet ve metanette de onlar kadar değildi; fakat faal ve teşkilâtçı idi

İran'da seyahat etmiş olan Lehli misyoner Krusinski'nin İran - Afgan muharebesine dair olan eserini, İbrahim Müteferrika, Tarih-i Seyyah adıyla Damat İbrahim Paşa için Türkçeye çevirmiş olup ilk matbaada basılmıştır

İbrahim Paşa'nın yalısı Beşiktaş'ta Çırağan mevkiinde Mevlevihane'ye bitişik olup III Ahmet sık sık buraya gelip eğlenirdi

Damat İbrahim Paşa, zevcesi Fatma Sultanla müşterek olarak İstanbul'da Şehzade Camii yakınında dershane (Darül-hadis) ile talebeye mahsus odalar, sebil, kütüphane ve çeşme gibi hayırlı tesisler vücuda getirmiştir Bu tesisler 14 Receb 1132 — 22 Mayıs 1720 de tamamlanarak merasimle açılış töreni yapılmıştır

Yine İstanbul'da yeni postahane arkasındaki Acımusluk sokağına çıkan yokuşun başında Damat İbrahim Paşa'nın 1131 H - 1719 M tarihli Darülhadis, mektep ve sebili vardır Ortaköy Camii'nin önündeki çeşme, Üsküdar'da Şemsi Paşa semtinde Husrevağa Camii önünde bulunan 1143 H - 1730 M tarihli çeşme ile yine Üsküdar'da Malatyalı Camii yakınındaki 1141 H-1128 M tarihli çeşme, Çubuklu Camii yakınındaki Mesire Çeşmesi de İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır

Damat İbrahim Paşa'nın yaptırmış olduğu tesislerden en mühimmi, kendisinin doğmuş olduğu ve evvelce Muşkara adlı bir köy iken sonra imar ederek şehir haline koyduğu Nevşehir kasabasındadır İbrahim Paşa'nın eski adıyla Muşkara ve yeni adıyla Nevşehir olan buradaki tesislerinin yapılmasına 1130 Cemaziyelâhır 1718 Mayısta başlanmıştır Damat İbrahim Paşa'nın Ürgüp kasabasında da on kadar çeşmesi vardı İzmir'de deniz kenarında Mısır Çarşısı adı verilen bir çarşı da İbrahim Paşa'ya aitti

Damat İbrahim Paşa'nın ilk refikasından olan oğlu Genç Mehmet Paşa, 1136 H - 1723 M de III Ahmet'in kerimesi Atike Sultan'la nişanlanarak vezir olmuş ve bir buçuk ay sonra da nikâhı yapılmıştır Mehmet Paşa babasının vakfına mütevelli olmuş ve 1183 H - 1769 M'da vefat ederek pederinin yanına defnedilmiştir III Ahmet'in damadı olan bu genç Mehmed Paşa'nın da İbrahim adında bir oğlu vardı Damat İbrahim Paşa sülalesi son zamanlara kadar gelmiştir Bunlardan Hayri Bey isminde bir zatın Güvahı dil isimli bir divanı ve Farsça kavaide dair Levhatü'l kavaid ve lügate dair öbj Zeban ve âdaba dair de Âdabü's süluk ve Adabü'l üdebâ isimlerinde eserleri vardır

Damat İbrahim Paşa güzel yazı yazanlardandı, eski yazılarımızdan olan sülüs ve nesih yazısını evvelâ meşhur hattat Hafız Osman'dan ve onun vefatından sonra da ressam ve hattat Ömer Efendi'den yazmıştır Ara sıra şiirde söylerdi III Ahmet'e minnettarlığını gösteren aşağıdaki kıta Damat İbrahim Paşa'nındır:
Nigâhı iltifatın mâyedarı izzü şan oldu
Hitabı müstetâbın ruh bahşı cismü can oldu
Aceb mi kılsan ihya makdemi lûtfunla hünkârım
Kulun bir zerreyim zatın bana mihr-i cihan oldu

Tahriratında da kalemi güzel ve ifadesi dolgundu Bağdad valisi meşhur Hasan Paşazade Ahmed Paşa'ya gönderdiği tahrirat bizzat kendi kaleminden çıkmış olup bundaki mütaleası bir hükümet başkanına yakışacak üslûpta olgundur

Alıntı Yaparak Cevapla

Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Kimdir, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Nasıl Öldü Hayatı

Eski 08-16-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Kimdir, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Nasıl Öldü Hayatı



Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Kimdir, Nevşehirli Damat İbrahim Paşanın Hayatı

Sultan Üçüncü Ahmed Han devrinin meşhur sadrâzamı Enderûn-i Hümâyûndan, yâni Osmanlı Saray Üniversitesinden yetişen sadrâzamların on üçüncüsü ve Osmanlı sadrâzamlarının yüz otuzuncusudur İzdin (Zeytin) Voyvodası Ali Ağanın oğlu olan İbrâhim Paşa, Nevşehir’de dünyâya geldi İş bulmak için İstanbul’a gelmiş ve Eski Saray masraf kâtibi Mustafa Efendinin delâletiyle (tavsiyesiyle) 1689’da sarayın helvacı ocağına, daha sonra eski saray baltacıları ocağına kaydolmuştur İbrâhim Efendi, hizmetleri ile yükselip Dârüssaâde ağasının yazıcı halîfesi olarak Pâdişâhın bulunduğu Edirne’ye gitti Şehzâde Ahmed’in pâdişâh olmasından sonra 1703’te Dârüssaâde ağası yazıcılığına tâyin edildi Bu vazîfedeyken pâdişâhın îtimât ve teveccühünü kazandı Ancak, Sadrâzam olan Çorlulu Ali Paşa, onu Edirne’ye gönderdi

1715’te Mora Seferine çıkan Vezîriâzam Şehid Ali Paşa, İbrâhim Efendiyi mevkûfâtçılıkla berâberinde götürdü Buranın alınmasından sonra da tahrir (kâtiplik) işi ile vazîfelendirildi

İbrâhim Efendi, 1716 yılında Avusturyalılarla yapılan Varadin Muhârebesinde bulundu Mağlûbiyetten sonra vaziyeti Pâdişâha arz etmek üzere bir arîza ile ordu tarafından Edirne’ye gönderildi Sultan Üçüncü Ahmed, çok güvendiği İbrâhim Efendiyi geri göndermeyerek birinci rûznâmeci yaptı Birkaç gün sonra da 3 Ekim 1716’da sadâret kaymakamlığına tâyin eyledi

İbrâhim Paşa, 1717’de Şehid Ali Paşanın ölümüyle dul kalmış bulunan Sultan Üçüncü Ahmed Hanın kızı Fâtıma Sultanla nikahlanarak “Dâmâd” oldu İbrâhim Paşanın teşebbüsleri sâyesinde Avusturyalılarla sulh yapılmasının kararlaştırılmasından sonra, 1718’de vezîriâzamlığa getirilerek Avusturya ile Pasarofça Muâhedesini imzâladı Aynı yıl Venediklilerle de sulh yapıldı

İbrâhim Paşanın on üç yıl süren sadrâzamlığı zamânında İran ile savaş yapıldı Ancak sulhtan sonra devlet bir huzur dönemine girmiştir

Lâle ve Çırağan, Sâdâbâd ve diğer mesîrelerde, helva sohbetleri düzenlenmesi de bu dönemde oldu Bunun yanısıra ilk matbaanın tesisi ve sanâyi tesislerinin kurulması, onun gayretleri ile gerçekleşti İbrâhim Paşa, Eylül 1730’da meydana gelen Patrona Halil İsyânında âsîler tarafından işkence ile öldürüldü

Devlet işlerine vâkıf, düşünceli, mûtedil, kadirşinas, kâbiliyetli insanların kadrini bilen bir devlet adamıydı Pâdişâhın teveccühünü (sevgi ve yakınlık) kazanmakla ve bütün işleri eline almakla şımarmamış, kendisine fenâlık yapanlara dahi iyilikte bulunmuştur

Dâmat İbrâhim Paşanın hayır eserleri oldukça fazladır Bunların başında, zevcesi Fâtıma Sultanla berâber İstanbul’da Şehzâde Câmii yakınında yaptırdıkları dershâne (Dârülhadîs), talebeye mahsus odalar, sebil, kütüphâne gelir İstanbul’un muhtelif yerlerinde çeşme, sebil ve mesîre yerleri yaptırmıştır Ayrıca doğum yeri olan ve o târihte Niğde’ye bağlı olan Muşkara köyünü, başka yerlerden ahâliyi getirip, aşîretleri iskân ile burayı kazâ yaptı ve kasabayı sur ile genişletti Muşkara adını kaldırıp Nevşehir diye adlandırdığı bu yerde iki câmi, bir medrese ve medrese talebesiyle fakir halk için imâret yaptırdı

İstanbul’da kitap satan esnafta bulunan nâdide kitapların, ucuz fiyatla satın alınarak Avrupa’ya gönderildiğini öğrenen İbrâhim Paşa, bu eserlerin yurtdışına çıkışını yasaklayıp kütüphâneler tesis etti Ayrıca İstanbul’da bir çini fabrikası ve çuha fabrikasının yanında Hatayî ismi verilen kumaş fabrikasının tesisi, İbrâhim Paşanın gayret ve çalışmalarıyla olmuştur Lâle devri ile başlayan park ve bahçecilik de bu gayretli sadrâzam sâyesinde gerçekleşti Ancak, 1730 yılındaki Patrona Halil İsyânı ile yakılıp yıkılan bu bahçelerin benzerleri daha sonra Avrupa’da görüldü

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.