Balıkesir Sözlü Tarih |
08-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Balıkesir Sözlü TarihKazdaği’nın eteğinde ki köylerden biri de Kavurmacılar köyü’dürEfsanenin kahramanı „Sarıkız“ Senem’inde ailesi ile birlikte yüzyıllar önce burada yaşadığı ileri sürülmektedirSarıkız’ın babası Molla Ahmet,köyün ileri gelenlerinden,varlıklı ailelerinden sayılırGeçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağlarlarDavarlarla ilgilenmek için ,bir de Osman isminde çobanları vardırMolla Ahmet Senem’i Çul Mehmet’in oğlu Ahmet’e kızının rızası olmadan nişanlar, nişanlamasına da Senem çoban Osman’a sevdalıdırBir birlerini delicesine sevmektedirlerBunların sevdası köylüler için uzun kış gecelerinin dedi kodusu olmuşturZamanla bu sevdayı küçümseyen bazı köylüler nasıl olur da bir çoban parçasi köyün en güzel kızı na sevdalanır diyerekten dedi koduların dozunu artırırlarSenem’in namusu köylülerden sorulur olmuşturHer tarafta senem’le Osman’ın sevgileri,konuşulup olmadık dedikodular üretilirken; bu durum,Molla Ahmet ve hanımı Pembe hanımın da canını üzmektedirBir an önce dünürleri çul Mehmetle konuşup ;düğün dernek kurup dedi kodulardan kurtulmak isterlerKarşılıklı konuşmalar ,akrabaların baskısı sonucu düğün tarihi olarak bir Kurban Bayrama’mı sonrasi belirlenmiş Okuntular (Davetiye) dağitilmiştir Molla Ahmet en azından düğüne kadar anlatılanlardan kurtulmak için Senem’i eve kapatırIki sevdalının arasındakı bağlantıyı evin küçük kızı Sevgi sağlarKurban Bayramı ardında düğün günü gelip çatmıştıKöyde herkes eğleniyor,sadece tüm olanları kızından öğrenen Pembe kadın ,küçük kardeş Sevgi ve en önemlisi Senem yaş tutmaktaydılar Senem,Osman’ın boş durmadığına gelip onu bu ölümden beter düğün ve evlilk hazırlıklarından kurtaracağına inanıyorduKardeşi Sevgi ile böylesi haberler göndermiştiFakat çoban Osman düğün kalabalığından davarların yanından köye gelemiyorduSevgi ile Senem’ i, Gelin Kaya’sında bekledığını haber saldıDüğünün son günüydü,gelin alayı Mollaların evine gelini almaya gelmiştiKız evi tüm hazırlıkları bitirmiş,Senem inde umutları tükenmek üzereydiAğlaya sızlaya beyaz bir ata bindirirler Senem’iKöyün etrafını turlarlar düğün halayı ile birlikte Senem her an Osman’ın gelip kendini kurtaracağına inanırTüm beklentileri boşunadırÇünkü artık ,gerdek gecesi için,Çul Oglu Ahmet’lerin evine getirilmiştirOdasın da yalnız kalmayı son fırsat bılırGelinliği ile birlikte camdan atlayıp birden ormana dalar Kimseler görmemişti Senem kızın kaçtığınıBir yanda yakalanma korkusu öbür tarafta Tek sevdiği Osmanı na kavuşma heyecanı ile kısa süre içersinde Gelin Kayası’na ulaşırOsman’ı orada beklemektedirDoyası ya sarılırlır bir birlerine Özlem giderirler Namaza giden damat ve akrabaları döndüklerinde, duyduklarına inanamazlarGelin kaçmıştırSorarlar soruştururlar koca köylü Senemi aramak için yollara dökülürOsman’la Senem’i Gelin Kayasi’nın ininde yakalarlar Molla Ahmet inanamaz gördüklerine;’’Aman allahım der benim namisimi şerefimi ayaklar altına aldın dinsiz imansız şıllık diye bağırır’’Tüm suçlamaları sessizce dinleyen Senem;’’Namısımızı kirletecek onu ayaklar altına alacak ne yaptım ki buba?’’der’’Çoban Osman’ı sevdimse temiz bir aşkla sevdimOnun kadını olmak üzere sevdimGönlümün istediğini sevmek suçmu?Günahmı ?’’ diye sorar, sormasına ama tartaklanmaktan kurtulamaz Maddi ve manevi işkenceler uygulayarak köye getirirler her ikisinideKöye dönüş yolunda nasıl bir ceza uygulanacağını tartışır köylülerCezalar ağırdırÖlüm!Fakat son kararı ,kendi ve köyün namusunu temizlemeyi baba Molla Ahmet’te bırakırlarBaba ve Anne Pembe hanım toplum baskısından bunalmişlardır Artık bu baskıdan kurtulmanın tek caresi öz kızlarindan kurtulmaktırNasıl olacaktır bu?Onlarda bir anda karar veremezÖz evlatlarına kıyamazlar Sonrası baba kızı Senem’i Ida Dağı’nin korkunç vadisi Ayıi Deresine getirir Beraberinde getirdiği ve Heybesinde duran kazları çıkartırÜç adet kazdan birini kesen Molla Ahmet;çıkan kanla Senem’in elbiselerini kana bularKorkunç vadide kızını vahşi hayvanların arasınada bırakip;kanlı elbiseler elinde,katırına binip geldiği gibi köyüne dönerKöylü merak içersinde Senem’in babasını beklerken,aynı zamanda da çoban Osman’a işkence uygulamaktadırlarMolla Ahmet Senem’in Kanlı elbiselerini sallaya sallaya köy meydanına gelirken toplumsal baskının verdiği rahatsızlıktan kurtulmanın huzuru(!)ile köylüleri selamlarKöylü artık rahattır!Fakat görevlerinin bitmediğine inanırlarÇoban Osman’ı kötürüm bırakıncaya kadar döverlerSenemin kanlı elbiselerini ona gösterirler,çildırmasına ve intihar edip ölmesine sebep olurlar Senem’in Ida Daği’ndaki hayatı ilk günlerde bir hayli sıkıntılı geçerDaha sonraları başta kazları olmak üzere, zamanla vahşi hayvanlara,dağ hayatına alışır onlarla arkadaş olurBarınmasına ve beslenmesine ayılar yadımcı olurAradan günler, haftalar,aylar geçerHavalar ısınınca kazları ile Ida dağının doruklarına çıkıp oradan Yemyeşil doğayı masmavi Edremit Körfezini seyrederBahar ve yaz ayların da Sarıkız doğaya uyum sağlamakta güçlük çekmezDostluk kurduğu kazların,ayıların sayısı artmıştır Kurtlar, çakallar, sırtlanlar, tilkiler, kirpiler, geyikler ,tavşanlar Sarıkızın dostları olmuşlardırSarıkız istediği an, İda Dağının bütün hayvanlarını toplar, Ida Dağının eteklerin deki köylülerin arazilerine ve davarlarına kesinlikle dokunmamalarını söylerdiOnlarda hiç köylülere zarar vermiyorlardıKöylüleri de yaban hayvanlarını avlamamaları yönünde uyarma gereğı duyan Sarıkız sayesinde, karşılıklı dostluklar kurulurBarış havasında yaşam sürerTanrının bereketi Ida Daği’nın eteklerindeki Yörük ve Türkmen köylerinin üzerine yağmıstırBolluk ve bereketin getirdiği mutluluğu Sarıkızın varlığına yoran köylüler ;onun bereketinden mahrum olmamak için emrinde olduklarını her zaman söyleyıp dua ediyorlardıTanrının ona bir güç bahsettiğine inanıyorlardı vahşi hayvanları, çevresindeki insanları ona bağlayan güç Tanrının her kuluna vermediği ,nasip etmediği ermişlik gücüydüCahil insanların günahkar olarak suçlayip ölüme mahkum ettikleri,fakat tertemiz kalbine bakarak cezayı hiç uygun görmeyen her şeyin yaratıcısı Tanrı’nın ona bahsettiği ermişlik gücüArtık çevrenin iylik meleği olmuş fakir fukaranın yardımına koşuyor açları doyuruyor ,hastalara sifa dağitiyorduHayvanlari seviyor ,insanları seviyor tabiatı seviyordu Uzun bir aradan sonra haçtan dönen Baba Mola Ahmet Efendi,yine kızı hakkında konuşulduğunu fark ederBu kez farklıdır konuşulanlarKızının ermişliğinden,herşeyden önce yaşadığından söz edilmektedir tüm bu anlatılanları can kulağı ile dinler ve kızının yaşadığını öğrenirBunca yil dağda genç bir kız yapa yalnız nasıl yasayabilir?Yirtıcı hayvanlar dan ,açlıktan,dağdaki havanın sertliğinden,soğuktan nasıl zarar görmeden yaşayabilir diyerek kendi kendine sorarInanmasi güç olmasına rağmen, kızını Kazdağı’nda aramaya çikarGünlerce her yerde arar bulamazHer gün yüce Allaha dua ederek kızını dünya gözü ile bir kez görmek ,günahlarını bayılamasını isterYaşlılığının da verdiği yorgunluktan bitkin düşer ve uykuya dalarBu esnada gözlerinin önünde, beyazlar içinde bir kiz görürRüyamı gerçekmi olduğuna inanamazGördüğü kendi kızıdırSarıkız babasının ellerinden özlemle öper Sarıkız anasını ,kardeşini,herşeyden önce Osman’in akibetini sorarOldukca yorgun olan baba bitkin dirÖlümün uzak olmadığını anlarNamaz kılmak isteyen baba,kızından su isterKızı elini kilometrelerce uzaklıktakı denizden kabını doldurur;babasına uzatırBaba su ile elini yıkar,ağzını çalkalarken yüzünü buruştururBunun farkına varan Sarıkız bu kez elindeki kapla elini dağlara dogru uzatırIçi buz gibi su dolu kapla, babasının abtest almasına yardımcı olurBaba tüm gelişmelerden oldukca etkilenmiştirNihayet o da kızının masumiyetine,Tanriya yakınlığına inanmıştırAnnesının ve kardeşının iyliğinden söz edip selamlarını getirdiğini söylerKızının üzülmesini istemediğinden Osman’dan bahsetmek istemezSarıkızın israrlari üzerine son nefesinde Gelin Kayasıdan atlayarak intihar ettiğini söylerArdından kızının kucağında ruhunu teslimeder Bu haber sonrasi Sarıkız’ın da dünyası yıkılmıştırSürekli ağlar, yas tutarIda Dagı’nın bütün canlı varlıkları da üzüntüsüne ortak olurlarNihayet kayalıkların tepesine çikarak Allaha yalvarmaya başlar;"Ey herşeyin yaratıcısı Ulu tanrım,Osman’ımın ölümüne sebep olanalardan ,bize sevgiyi ,aşki,mutluluğu cok görenlerden hak istiyorumOsman’nımın hakkını istiyorum"diyerek yüce Allahtan gücünü adaletini göstermesini isterDuası kabul olur ve Kavurmacılar köyü doğanın hısmına uğrarOrmandaki şukunet kaybolmuş barış bozulmuş,vahşi hayvanlar kavurmacılar köyünün arazisine davarlarına zarar verirArazi verimsizleşirKöyde bet,bereket kalmazNihayet Osman’ın intikamını aldığına inanan Sarıkız,sözünü yerine getirir ve Osman gibi kayalıklardan atlayarak intihar ederIlerleyen günlerde ,köylüler Baba ve kızın cesetlerını bulurlarSarıkız’ın cesedını dağin en yüksek noktasına,babasınınkini ise karşı tepeye gömerlerBu gün Sarıkız’ın mezarının olduğu tepeye Sarıkız Tepesı,Babasının bulunduğu mevkiye ise Babadağ tepesi denmektedirIda Daği ise Sarıkız’ın ölümünden sonra,yaşamının bir parçası halini alan,üretip coğalttığı kazlardan esinlenerek Kazdagı adını almıştır Kaynak : Eğitimci ve yazar Ali Erdin’li "Kazdağı’nın Sarıkız Efsanesi"adlı kitabı |
|