Âlem-İ Sır İle Yeksan! |
08-13-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Âlem-İ Sır İle Yeksan!ÂLEM-İ SIR İLE YEKSAN! Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde geçmişte yaşanmış bir zaman süreci içerisinde, âlemin bir köşesinde iki sevgili varmış Bunların aileleri de ayrı köylerde yaşayan ailelermiş Birisi ağa kızı, öbürü de çobanlık yapan bir ailenin oğluymuş Bu yaşadıkları iki ayrı köyde, bir birine komşu iki köymüş Çoban babanın oğlu da babası gibi çobanlık yapmaya başlamış Ne yapsın gidecek ne bir okul, nede yapabileceği bir başka işi var Mecburen o’da çobanlık yaparak, babasına evini geçindirmek için ve kendine bir iş için aynı babası gibi çoban olmuş Komşu köy olan o kızın bulunduğu köydeki o ağa bir gün, bir çoban tutmak istemiş ve kendi köyünde çoban olacak boş bir insan bulamamış Bu çobanlık haberini o çobanın babası duyunca, oğlunun bu işi yapabileceğini düşünerek, hemen o ağaya gidip o çobanlık işini oğluna vermesi için onunla, konuşarak anlaşıyor Sonrada oğlunu o ağaya gönderip, çobanlığını yapmasını sağlıyor Oğlanın adı Âlemi, o ağanın da bir kızı var, adı; Sır Çiçeği dir Neyse tabii ki, oğlanın bundan haberi yok ve kızda oğlanı tanımıyor Zaten tanışmaları ve birbirlerini görmeleri neredeyse imkânsız Âlemi çobanlığına başlıyor ve ağanın koyunlarını güdüyor Oğlan ile kız, on yedi yaşlarındalar Sır Çiçeği yazın ailesinin yanında, köyde ve yaz mevsimi bitince de kışın, lisede okumak için şehre amcasının yanına gidiyor Oğlan Âlemi sadece babasının köyünde, ilkokulu okumuş o kadar Dünyadan ve gelişmelerden bihaber kendi yolunda ve çobanlık mesleği ile hayatını yaşamaya çalışıyor Sır Çiçeği kız bir gün Âlemi’yi ahırdan koyun sürülerini çıkarırken görüyor Âlemi kızın dikkatini çekiyor ve ona bakmaya başlıyor Âlemi bunun farkında değil ve koyunları, ahırın önünde toplayarak yavaş, yavaş çayıra doğru sürüyor Sır Çiçeği de ona arkasından bakarak; - Ya şuna bak yazık böyle gencecik bir delikanlı okumuyor, çobanlık yapıyor Hangi zamanda ve nasıl bir dünyada yaşıyoruz Diye düşünerek, oğlan için üzülüyor Âlemi koyun sürüsünü çayır ve mezralarda otlatmak için gidiyor Âlemi o gün koyunları otlatırken, bir yerde ağacın altında oturuyor ve dinlenmek istiyor Koyunlar önünde otlarken o’da ağaca yaslanmış onlara bakarken, öylece gözleri dalıyor Uyurken bir rüya görür ve o rüyasında bir âlemde bulur kendini, rüyasında; her yerde çiçekler açmış ve kuşlar uçuşuyor Rengârenk çiçekler, birbirinden güzel kuşlar ve kendiside onların ortasında, şaşkın bir şekilde etrafına bakınıyor Önünde bir çiçek, çok güzel bir koku saçıyor ve sanki ona; - Hoş geldin Âlemi nasılsın? Dermişçesine bakıyor Âlemi, bu çiçeğin onunla konuşmasını hissederek; - Senin adın ne? Diye sorup, ona yaklaşıyor Çiçekte ona; - Benim adım Sır Çiçeği dir, diyor Âlemi çiçeğe; - Nasıl yani, Sır Çiçeği de ne demek? Sen Gül çiçeğisin, gül ağacında açmış bir gül çiçeğisin Sır Çiçeği de; - Bana bu âlemde Sır Çiçeği derlerde ondan, adım Sır Çiçeğidir O dünyada, benim sırlarımı bilmezler Âlemi çiçeğe; - Bu âlemde neresi, ben anlamadım! Sır Çiçeği de; - Bu âleme, Âlem-i Gönül derler Âlemi çiçeğe; - Nerede bu Âlem-i Gönül denilen bu âlem? Sır Çiçeği de; - İşte burada, seninle benim birleştiğimiz âlemde gönül dünyamız burası! Âlemi çiçeğe; - Gönül dünyamız olan bu âlem, nerede peki? Sır Çiçeği de; - O âlem-i dünya, bizlerin manevi iç dünyamız Orada sevgi ve aşktan başka hiçbir şey bulunmaz Âlemi çiçeğe; - Şimdi ben manevi iç dünya âlemimiz olan o Âlem-i Gönülde miyim? Sır Çiçeği de; - Evet, işte orada benim önümdesin sen Âlemi! Âlemi çiçeğe; - Sen bana bu âlemde adının Sır Çiçeği olduğunu söyledin Neden gerçek dünyada, senin sırlarını bilmezler Sırların nelerdir? Sır Çiçeği de; - Benim sırlarım; önce gerçek hayatta olan benim o gül kokum gerçek aşk kokusudur O aşk kokusu da Allah ile son Peygamber olan Hazreti Muhammet ile arasındaki, gerçek yakınlık, dostluk ve sevgiden kaynaklanan ve bu gibi değerlerin, anlamlarını simgeleyen koku olan o (GÜL) kokusudur Bunu çok az insan bilir ancak ve insanların çoğu da benim o gül kokumu, güzel bir çiçek kokusu olarak bilir Bizler bu Âlem-i Gönül dünyasında seninle buluşmamızın sebebi de, benim o dünyada kız olan bir insanı temsil etmem ve ne senin, nede benim o dünyada bundan henüz haberimizin yok Çünkü haberimiz olmuş olsaydı, senide yaptığın o çobanlık işinden kovarlar Benimde bir daha seni görmeme müsaade etmezler Âlemi çiçeğe; - Peki, ben nasıl seni bir daha veya istediğim zaman görebileceğim? Sır Çiçeği de; - Sen beni istediğin zaman, istediğin yerde göremeyeceksin o gerçek dünyada, sadece sen koyunları otlatırken buraya geldiğinde bu ağacın altına gözlerini kapayıp, uykuya daldığın zaman beni burada, aynı yerde ve âlemde görebileceksin, böylece! Âlemi çiçeğe; - Neden sadece burada bu ağacın altında ve uykuya daldığım zaman, seni görebileceğim? Sır Çiçeği de; - Çünkü biz ikimiz gerçek dünyada, gerçek âşıklarız Ben sana, sende bana âşık olan iki sevgiliyiz! Âlemi çiçeğe; - Gerçek âşıksak, o zaman gerçek dünyada kavuşalım ve evlenelim olmaz mı? Sır Çiçeği de; - Maalesef olmaz ve olmayacak, bizim dünyamız burası ve biz de burada; “Âlem-i Sır İle Yeksan” olarak kalacağız Der Âlemi birden gözlerini açar ve o ağacın altında, önünde koyunları öylece otlarken görür! Evet, o iki âşık olan insan aslında o çobanın oğlu ve o ağanın yanında çobanlık yapan Âlemi ile o kızda o ağanın kızı olan, Sır Çiçeğidir!
YAZARI Alem-i Sır * * * KEREVET: Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, duvara bitişik, ayakları olan, tahtadan sedir YEKSAN: Beraber Bir Her zaman |
|