Ali Bin Ebi Talib Radıyallahu Anh |
08-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ali Bin Ebi Talib Radıyallahu AnhAli bin Ebi Talib Radıyallahu Anh Babası Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in amcası olan Ebu Talib annesi ise Fatıma binti Esed bin Hişam bin Abdi Menaf’tır Annesi Müslüman olup sahabî kadınların büyükleri arasına girmiştir Ali (Radıyallahu Anh) bilindiği gibi Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in amcasının oğludur Ebu’l-Hasan künyesiyle anılan Ali (Radıyallahu Anh) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tarafından Ebu Turâb künyesiyle de künyelenmiştir[1] Ali (Radıyallahu Anh) rivayetlere göre Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in risaletinin ikinci günü 8 veya 12 yaşında olduğu halde Müslüman oldu Kendisi Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in damadı dördüncü halifesi ve kendisiyle beraber ilk namaz kılan kişidir[2] Rasûlü Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in hicret ettiği gece hayatî tehlikeyi göze alarak büyük bir cesaretle onun yatağında yatmış ve kendisine teslim edilen emanetleri sahiplerine iade ederek bir gün sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in talimatı gereği hicret etmiştir Tebuk Seferi hariç Bedir Uhud Hendek ve Hayber benzeri savaşlara katılarak üstün bir kahramanlıkla savaşmıştır Kendisi savaş meydanlarında karşısına çıkanların hepsini yenmesi ve onunla karşı karşıya gelenlerin yaşamamasıyla ün yapmıştır Hemen hemen her savaşta yara alan Ali (Radıyallahu Anh) bir rivayete göre Uhud savaşında 16 yara almıştır Öte yandan ilmî bir dehaya sahipti Hatipliği ve edebiyatı müstesna bir derecede idi Hikmetli sözleri hutbe ve şiirleri meşhurdur Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu genç yaşta Yemen’e kadı olarak göndermiştir “Ya Rasûlallah! Beni gönderiyorsun ama ben tecrübesizim onların arasında nasıl hüküm vereceğimi bilmiyorum” deyince Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mübarek elini göğsüne vurmuş ve: “Allah’ım! Bunun kalbine hidayetini ver ve dilini sabit kıl” diye dua etmişti Ali (Radıyallahu Anh) bu duadan sonra iki kişi arasında hüküm vermek hususunda hiç tereddüt etmemiştir[3] Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisini çok severdi 1 Ali (Radıyallahu Anh) bir seferde komutasındaki müfrezenin elde ettiği ganimet paylaşımı neticesinde kendisine düşen cariyeyle birlikte oldu Bundan rahatsız olan bazı sahâbîler Medine’ye dönüşte bu durumu Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) e anlatarak Ali (Radıyallahu Anh) yi şikâyet ettiler Buna çok kızan Rasûlü Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Ali’ den ne istiyorsunuz? Ali bendendir ve ben Ali’denim Benden sonra Ali her mü’minin velisidir”[4] buyurmuştur 2Ebu Bekir ve Ömer (Radıyallahu Anhuma) Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in kızı Fatıma ile evlenmek istediler Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara: “O daha küçüktür” dedi O’nu Ali (Radıyallahu Anh) isteyince onun teklifini kabul etti[5] 3Hayber’de kuşatma uzun sürmüştü Bir akşam Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Sancağı yarın öyle birine vereceğim ki o Allah’ı ve Rasûlü’nü sever Allah ve Rasûlü de onu sever Ve Allah fethi ona nasip edecek” buyurdu O geceyi herkes o kişinin kim olduğunu merak eder ve kendisini umar halde geçirdi Sabah olunca Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ali (Radıyallahu Anh) ı çağırttı o gözlerinden rahatsızdı Gözlerine (rukye yaparak) tükürdü ve şifa için dua etti müteakiben gözleri iyileşti Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sancağı ona teslim etti ve bazı nasihatlarda bulundu Müteakiben Allah (Azze ve Celle) fethi ve zaferi ona nasip etti[6] 4Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ümmetine Kur’an-a ve Ehli Beyti’ne ehemmiyet göstermelerine emretmişti Mübâhele ayeti[7] nazil olunca Ali Fatıma Hasan ve Hüseyin (Radıyallahu Anhum) i çağırdı da: “Ya Allah! İşte bunlar benim Ehli Beyti’mdir” buyurdu[8] 5Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescitten Ali (Radıyallahu Anh) ın kapısı hariç tüm kapıların kapatılmasını emretti[9] 6Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir başka hadisinde ‘Ali’ yi ancak mü’minin seveceğini ve ona ancak münafığın buğzedeceğini’ bildirmiştir[10] 7Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Kim Ali’ye söverse bana sövmüş olur” buyurdu[11] 8Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Ey Allah’ım! Onu (Ali’yi) seveni sev ona düşman olana da düşman ol!” diye dua etmiştir[12] 9Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashâbıyla beraber Tebuk Seferi’ne giderken yerine vekil olarak Ali (Radıyallahu Anh) ı Medine’de bıraktı Bunun üzerine bazıları bu olay hakkında ileri geri konuşunca bunlar Ali (Radıyallahu Anh) ın ağrına gitti ve Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) e yetişerek: “Ey Allah’ın Rasûlü! Beni Medine’de çocuk ve kadınlarla bıraktın Nihayet onlar hakkımda konuşmaya başladılar” diye şikayetlenince Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: “Ey Ali! Benim katımda Harun’un Musa’nın katındaki derecesindesin Ne var ki benden sonra Nebi ve Rasûl yoktur”[13] buyurdu[14] Sahâbîler de Ali (Radıyallahu Anh) ı severler ve hakkını korurlardı 1Muaviye Sa’d bin Ebi Vakkas (Radıyallahu Anh) a: “Ebu Turâb’a sövmekten seni alıkoyan nedir?” dediğinde Sa’d (Radıyallahu Anh): “Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in Ali’ye söylediği şu üç sözü hatırladığım müddetçe Ali’ye asla sövmem Allah’a yemin ederim ki o sözlerden bir tanesinin benim için olması bana kırmızı develerden ve Arapların en kıymetli mallarından daha sevgili olurdu: Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ali’yi Harun (Aleyhisselam) a benzetmesi Ehli Beyti’m diye tanıtması ve Hayber’de sancağı ona teslim etmesi” demişti[15] 2İbni Ömer (Radıyallahu Anh) a bir adam Ali (Radıyallahu Anh) hakkında sorduğunda Ali’nin güzel amellerini zikretmiş ve: “Ali budur evi de Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in evlerinin ortasındadır”demiştir[16] 3Yine İbni Ömer (Radıyallahu Anhuma) Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den şöyle rivayet etmiştir: “Hasan ve Hüseyin (Radıyallahu Anhum) cennet ehlinin gençlerinin seyyidleridir Babaları ise ikisinden daha hayırlıdır”[17] Ali (Radıyallahu Anh) ın hüküm ve fetvaları yayılmış ve meşhur olmuştur Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den 536 hadis rivayet etmiştir[18] Kendisinden hadis rivayet edenler de başta oğulları Hasan ve Hüseyin olmak üzere İbni Mes’ud Ebu Musa İbni Ömer İbni Abbas Ebu Râfi Ebu Said Süheyb Zeyd bin Erkam Cerir bin Abdullah Ebu Umame Berâ bin Âzib Ebu Cuhayfe Ebu’t-Tufeyl ve başkalarıdır Küçük yaştan itibaren İslâmiyete sarılarak bütün gücü ile dine yaptığı büyük hizmet ve fedakârlığı ile bilinen bu değerli zâtın halifeliği 4 sene 9 ay 10 gün sürmüş[19] ve bilindiği gibi bu devre çok hâdiseli geçmiştir Kendisine ısrarla yapılan halifelik teklifini kabul etmemiş bu sebeple ümmet sekiz gün başsız kalmıştı Bundan dolayı halk arasında huzursuzluk ve tedirginlik baş göstermiş neticede kendisine yapılan baskılara dayanamayarak teklifi kabul etmiştir Bu dönemde Osman (Radıyallahu Anh) ın katillerini muhafaza etmekle suçlanmış Müslümanların karşı karşıya geldiği Cemel ve Sıffîn vak’alarına muhatap olmuştur ki Cemel Vak’ası’nda Talha bin Ubeydullah ile Zübeyr bin Avvam (Radıyallahu Anhuma) haince şehit edilmişlerdi Sıffîn Vak’ası’nda hakem seçimine mecbur bırakılmış yaptığı vaade bağlı kaldığı için Hâricîler diye adlandırılan gurup kendisinden ayrılmış ve o da dinden okun yaydan çıktığı gibi çıkan bu gurupla Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in önceden bildirdiği gibi Nehravan’da savaşmıştır Hâricîler buna rağmen boş durmamış ümmeti Ali (Radıyallahu Anh) a karşı kışkırtmaya devam etmiş ve neticede kendisini ‘fitnenin başı’ diye nitelendirip onu Muaviye’yi ve Amr bin As’ı öldürenin cennete gireceğini dile getirerek onların katlini teşvik etmiş ve planlamışlardı Neticede bu suikasttan Muaviye ve Amr bin As kurtulmuş ancak İbni Mülcem isimli Hâricî tarafından hicretin 40 yılı Ramazan ayının 27 günü sabah namazında hançerlenen Emîr’ul-Mü’minîn Ali (Radıyallahu Anh)2 gün sonra 63 yaşındayken Kûfe’de şehit olmuştur Allah ondan razı olsun ve bizi kendisine komşu kılsın [1] Buhârî 6153 Heysemî 9/101 [2] Tirmizî 3979 [3] İbni Mace 2310 [4] Tirmizî 3958 [5] Nesâî 3207 [6] Buhârî 3467 Müslim 2405/33 [7] Âl-i İmrân 61 (Mübâhele: Hasım tarafların taraflardan yalan söyleyene lanet okumalarıdır) [8] Müslim 2404/32 [9] Tirmizî 3977 Ahmed 1/75 Keşfu’l-Estar 2/195 [10] Tirmizî 3981 İbni Mace 114 [11] Ahmed 6/323 Hâkim 3/121 [12] Ahmed 4/370 İbni Hibban 2205 Bezzâr 2544 İbni Ebi Asım 1367 [13] Buhârî 3472 Müslim 2404/30 [14] Şia mezhebine bağlı Râfızî ve İmamiye gibi bazı kollar hilafetin Ali Radıyallahu Anh’ın hakkı olduğuna ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’nin de bunu tavsiye ettiğine dair bu ve bunun gibi hadisleri delil getirmişlerdir Hatta Râfizîler Ali’yi ilk halife seçmedikleri için bütün sahâbeyi tekfir etmişler bir kısmı da hakkını aramadı diye Ali’nin kâfir olduğuna hükmetmişlerdir Bildiğimiz kadarıyla Şiîlerin bir kolu olan Alevîler kendi içerisinde 20’nin üzerinde fırkaya ayrılmışlardır Bunlardan kimisi Ali’nin haşa Allah olduğuna kimisi Nebi olduğuna ve Cebrail Aleyhisselam’ın nübüvvet görevini yanlış kişiye verdiğine diğer bir kısmı ilk halife olduğuna dolayısıyla sahâ-benin hata ettiğine inandığı gibi kimisi de Ehli Sünnet inancına yakın bir inancı paylaşmakta ve sadece ismen kendisini Alevî diye bilmekte ve tanıtmaktadır [15] Müslim 2404/32 Tirmizî 3970 [16] Buhârî 3474 [17] İbni Mace 118 [18] Cevâmîu’s-Sîre 258 [19] Cevâmîu’s-Sîre 337 |
|