Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilali, habeşÎ

Bilâl-İ Habeşi

Eski 08-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilâl-İ Habeşi



Bilâl-i Habeşi Peygamber Efendimiz (SAV)’e ilk tâbî olanlardan, ilk imân edenlerden olup müşriklere karşı müslüman olduğunu açıkça bildirmekten korkmayan bir sahâbidir Müslüman olmadan önce Mekke’nin ileri gelenlerinden Ümeyye adlı zengin bir adamın kölesiydi

O zamanlar her yerde olduğu gibi Arabistan’da da korkunç bir cahiliyet vardı İçki, kumar, zina, hırsızlık, zayıf olanı ezme, zulüm ve ahlâksızlık her tarafı sarmıştı Zengin kimseler, harp esirlerini köle olarak kullanıyorlardı İşte bu kölelerden birisi de Bilâl-i Habeşi idi Son derece mert ve dürüst olan Bilâl-i Habeşi’yi sahibi olan Ümeyye kervanının başına koyar, mallarını onun vasıtasıyla uzak yerlere gönderirdi Habeşistan’dan köle olmak üzere Mekke’ye geti-rilen Bilâl, bu yüzden Habeşistan’lı Bilâl anlamına gelen Bilâl-i Habeşi olarak anılmaktadır

Sesinin güzelliği ile de tanınan Bilâl-i Habeşi, eğlencelerde aranan bir isimdi Ticaret için kervanla uzun yola giden develer yorulduklarında onun güzel sesini işitince coşup yol alırlardı Sahibi olan Ümeyye ona diğer kölelerinden ayrı davranır, hür bir insanmış gibi serbest bırakırdı

Bilâl-i Habeşi yine bir gün bir kervanla Şam’a gitmişti Bu kervanda Hz Ebubekir de vardı İkisi arasında bu yolculukta bir dostluk oluşmuştu Hz Ebubekir bu yolculukta gördüğü bir rüya ile Peygamber Efendimiz (SAV)’in kâinata gönde-rilen ve âlemi aydınlatacak bir nur olduğunu anlamış, yolculuk dönüşü Peygamber Efendimiz’e tâbî olarak îmân nuru ile şe-reflenmişti Bu şerefe nail olmasını arzu ettiği dostu Bilâl-i Habeşi’ye de giderek, yolculukta gördüğü ve ona da anlattığı rüyayı anlattı Kâinata uyarıcı ve müjdeleyici olarak gönderilen Son Peygamber’in geldiğini, O’na biat edip tâbî olduğunu söyledi Hz Ebubekir’i yakînen tanıyıp samimiyetinden hiç şüphe etmeyen Bilâl-i Habeşi onunla birlikte Peygamber Efendimiz (SAV)’in yanına giderek önünde diz çöküp, kelime-i şehadet getirerek tâbî oldu Böylece Ümeyye’ye olan köleleliğini bırakıp Allah’a kul olma yolunda büyük bir adım atmış oldu O günden sonra da hayatında bambaşka bir safha başlamış oldu Artık o hak ile bâtıl arasında çetin bir mücâdelenin azimli bir kahramanı olmuştu

Sahibi olan Ümeyye onun hiç gizlemeden, açıkça müslüman olduğunu söylemesine çok şaşırdı ve tepki gösterdi Ona bu sevdadan vazgeçmesini söyledi, baskı yaptı, yetmedi işkenceye başladı Çaresiz olan kölesini sırtüstü veya yüzükoyun kızgın çöle yatırır sonra çıplak vücuduna kocaman kayalar koyar ve Peygamber Efendimiz (SAV)’i inkâr etmesini emrederdi Ama o:

-Allah birdir, Muhammed O’nun elçisidir Ey topraklar, ey taşlar, ey taş yürekliler! Allah Bir’dir ve O’ndan büyük yoktur, diye inler, vazgeçmeyeceğini söylerdi

Onun kararlılığını gören sahibi Ümeyye hıncını alamıyor, onu böyle bitap düşürdükten sonra da boynuna bir ip takarak çocukların elinde Mekke sokaklarında dolaştırıyordu Ona işkence yapanlardan biri de Ebu Cehil’di Müşrikler yol boyunca diziliyor ve boynuna bağlı ipin arkasından sürüklenirken onunla alay ediyorlardı Bu tahammülü zor işkenceler altında “Allah Bir’dir, Allah Bir’dir!” demekten vazgeçmiyordu

Bu durumdan haberdar edilen Peygamber Efendimiz (SAV), hemen Bilâl-i Habeşi’nin işkence gördüğü yere geldi “Ya Bilâl! Allahû Tealâ’nın ismini söylemek seni kurtarır dedi ve hızla oradan uzaklaştı

Hemen Hz Ebubekir’i çağırarak gerekenin yapılmasını istedi Ebubekir, Ümeyye’nin yanına giderek Bilâl’i satın almak istediğini söyledi Ümeyye’den:

-Dünya dolusu altın versen satmam Fakat senin kölen olan Âmir ile değişirim, cevabını aldı

Ebubekir’in kölesi Âmir de onun ticaret işlerini yapan önemli bir yardımcısıydı ancak îmân etmemişti

-Âmir’i bütün malı ve paraları ile Bilâl için size veriyorum, dedi

Ümeyye “Ebubekir’i kandırdım” diye çok sevindi, Bilâl’i verdi Hz Ebubekir hemen Bilâl’in üzerinde olan taşları aldı ve onu ayağa kaldırdı Bilâl-i Habeşi ağır işkence sesebiyle çok halsizleşmişti Onu elinden tutup hemen Peygamber Efendimiz (SAV)’in yanına götürdü ve:

-Ya Resûlullah! Bilâl’i bugün Allah rızası için azad ettim, dedi

Peygamber Efendimiz (SAV) çok sevindi ve Ebubekir Sıddîk için çok dua buyurdu

Hürriyetine kavuşan Bilâl-i Habeşi derhal Allahû Tealâ’nın hizmetine koştu Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV) ile birlikte Medine’ye hicret etti Hicretten sonra bir gün onu neşe içinde gören Hz Ömer şaşırdı, bu kadar neşesinin sebebini sordu Bilâl-i Habeşi;

-Cenab-ı Hakk bana hidayet nasip etti Ben bir köleydim Mekke’nin ileri gelenlerinden nice kimseler bu saadete eremediler Dünya ve cennet saadetinden mahrum kaldılar Onlara hidayet nasip olmadı Ben neşelenmeyeyim de kim neşelensin? dedi

Sesinin güzel oluşu, onun Peygamber Efendimiz (SAV) tarafından ilk müezzin olarak görevlendirilmesine sebep oldu Bilâl-i Habeşi’nin okuduğu ezanı işiten mü’minler aşka ve şevke geliyor, huşû içinde mescide koşuyorlardı

Bir sonraki ezan vaktini bekliyor, se-vinçle onun ezan okumasını dinliyorlardı Medine’deki müşrikler ise ezan sesini duyunca kahroluyorlardı Ezanı dinlememek için kendilerini zorluyorlar, o insana huşû veren sesten etkilenmemek için kulakların tıkıyorlardı Ancak buna muvaffak olamıyor, ister istemez durup dinliyorlardı Ezanı, Bilâl’in okumasını engellemek için çareler aramaya başladılar

İçlerinden biri, bir gün mü’minlerin maddî sıkıntıda olduklarını bildiği için Bilâl-i Habeşi’ye dostane yaklaşarak, onun sıkıntı içinde olmasının kendisini üzdüğünü, borç para verebileceğini söyledi Adamın gerçek maksadının ne olduğunu anlamayan Bilâl borç parayı aldı

Aradan zaman geçti, borcunu verme zamanı geldiğinde Bilâl-i Habeşi, çok çalışmasına rağmen borcu kadar parayı kazanamadı Onun bu parayı ödeyemeyeceğini bilen adam, köle olarak almakla tehdit etti Zaten amacı da onu köle olarak almak ve mü’minleri onun okuduğu güzel ezan sesinden mahrum bırakmaktı

Bilâl-i Habeşi bir daha ezan okuyamayacağı ihtimalinden perişan olmuştu Hemen Peygamber Efendimiz (SAV)’e koşarak durumunu O’na arz etti Ancak O’ndan hiçbir cevap alamadı Ümitsiz bir şekilde evine döndü, o gece hiç uyuyamadı Artık ezan okuyamayacağı düşüncesi onu tarifsiz kedere garkediyordu Teheccüd namazı sonrası Peygamber Efendimiz (SAV)’in onu çağırdığı haberi geldi Hemen kendini toplayıp aceleyle huzura çıktı Peygamber Efendimiz (SAV):

-Ya Bilâl, ticaretten dönen bir kervan var Kervana git, onların arasında üzerindeki yükleri ile beraber bana hediye edilmiş olan üç deve var, onları al, senin olsun! Borcunu öde, dedi

Bilâl-i Habeşi hemen denileni yaptı Rahat ve huzur içinde gidip sabah ezanını o muhteşem sesiyle okudu Huşûyla kılınan namazın ardından mescidin yanında onu köle olarak alıp götürmek üzere bekleyen adamı gördü Hemen:

-Bende alacağı olan kimseler gelsin, borcumu ödeyeceğim! dedi Bunun üzerine adamın bütün hayalleri yıkıldı Parasını aldığı gibi oradan uzaklaştı

Peygamber Efendimiz (SAV)’in vefatı Bilâl-i Habeşi’yi acılara gömdü Medine’de kalamadı Şam’a yerleşti Bir gece rüyasında Peygamber Efendimiz (SAV)’i gördü Heyecan ve ter içinde uyandı Hasreti artmıştı, sanki çok kuvvetli bir mıknatıs onu Peygamber Efendimiz (SAV)’in kabrine çağırıyordu

Şafak sökerken garip deveciğiyle Şam’dan Medine’ye doğru yola koyuldu Efendisi’ne yaklaştıkça gözyaşı döküyor, havayı kokluyor, taşları okşuyordu O’nu görenler sevgiyle selâmlıyorlardı Peygamber Efendimiz (SAV)’in kabrine varınca heyecandan bayıldı Ayıldığında başucunda Peygamber Efendimiz (SAV)’in torunları Hasan ve Hüseyin’i gördü Onun saçlarını okşuyorlardı Dünyalar onun oldu İkisine de sarıldı Peygamber Efendimiz (SAV)’in kokusunu içine çekti Hasan ve Hüseyin ondan yine ezan okuması için istekte bulundular

Ertesi sabah Bilâl-i Habeşi, son ezanını Mescid-i Nebevî’de okudu Yanık ve hasret dolu sesiyle “Allahû Ekber, Allahû Ekber” dediği zaman bütün Medine halkı ayağa kalktı Kadın, erkek, genç, ihtiyar, çoluk çocuk, hatta yataklarındaki hastalar bile sokaklara fırladılar

O günden sonra Bilâl-i Habeşi bir daha öyle ezan okumadı 641 yılında Şam’da vefat etti

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.