Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
divani, eserleri, kebir, mevlananın

Divan-İ Kebir (Mevlananın Eserleri)

Eski 08-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Divan-İ Kebir (Mevlananın Eserleri)



Divan-ı Kebir (Mevlananın Eserleri)

Divan-ı Kebir (Büyük Divan) Mevlana Celaleddin Rumi'nin söylediği ilahi aşk şiirlerinden oluşan, 44 bin 8 yüz 34 beyitlik (rubai beyitleri ile birlikte yaklaşık 50 bin beyit) nazım bir eserdir Mevlana'nın Âşıklar Divanım biçiminde adlandırdığı eser aynı zamanda Şems Divanı, Divan-ı Şems-i Tebrizi olarak da anılmaktadır İslam edebiyatında divanların, şairlerinin isimleri ile anılması geleneğine ters düşen bu son adlandırma; Mevlana'nın gazellerinin sonunda kendi adı yerine (birkaç istisna dışında) her zaman Şems-i Tebrizi adını kullanmasından kaynaklanmaktadır


Eser, Horasan ilinin halk Farsçası ile yazılmıştır Yek avaz gazellerden oluşur
Mevlana bu gazellerinde, "Şems (güneş) başta olmak üzere, bağ-bahçe, gül-bülbül, âşık-mâşûk, deniz-damla, mey-sâkî gibi sembollerle ilâhî aşkı hep ön plânda tutmakta; Mesnevî'sinde olduğu gibi Allah'a kavuşmadan gönlünün huzur bulamayacağını, ilâhî aşkı yazmada aciz kalıp kaleminin kırıldığını, bu dünyanın bir balçıktan ibaret olduğunu, çok yemenin menzile ulaşmada engel teşkil ettiğini, aşkın akla olan üstünlük ve yüceliğini, nefsin kötülüğünü, miskin miskin oturan insanların bu tembellikleriyle maksada (ilâhî aşk) ulaşamayacaklarını, gecelerin uyumakla değil de aşk ve ibadetle geçirilmesi gerektiğini"vurgulayarak şiirlerini didaktik bir üslupla söylemektedir Bazı şiirlerinde de gazelin ruhundan farklı olarak sosyal konulara girer; rüşvet yiyen kadıları eleştirir; yalancı şeyhleri, yobaz bilginleri menfaatçi ve aşağılık olarak nitelendirir; pazar yerlerinden, düğün adetlerinden, sokakta oynayan çocuklardan, zulmete direnişten, özgürlükten bahseder

Divan-ı Kebir'in En Eski Yazma Nüshaları



  • İstanbul-Süleymaniye Kütüphanesi Esat Efendi Kitapları, No:2693
347 Yaprak, Selçuklu nesih yazısı, hattatı belli değil, 13 yüzyıl sonlarında yazıldığı tahmin ediliyor
  • Vatikan-Bibliotheca Vaticana, Pers130
270 Yaprak, Selçuklu nesihi, hattatı belli değil, 13 yüzyıl sonlarına doğru yazıldığı tahmin ediliyor
  • Dublin-Chester Beatty Library
309 Yaprak, Selçuklu nesihi, hattatı belli değil, 13 yüzyıl sonlarına doğru yazıldığı tahmin ediliyor
  • İstanbul-Süleymaniye Kütüphanesi Halet Efendi Kitapları, No:694
Afyon-Gedik Ahmet Paşa Kütüphanesi, No:158 277 yaprak, Nesih yazı, Hattat Muhammed, B Yusuf tarafından 203 H (miladî takvime göre 1103) yılında yazılmıştır




Divan-ı Kebir'den Gazel ve Rubai Örnekleri

BİZE DOĞRU GEL, BİZE!
Bir an olsun düşüncelerden vazgeçsen ne olur? Balık gibi bizim denizimize dalsan, orada dalgalar yutsan ne çıkar?
Düşüncelerinden uyur, onlardan vazgeçersen Ashâb-ı Kehf'ten sayılırsın, düşüncelerden mukaddes, münezzeh bir nur kesilirsin; ne olur bu hale gelsen!
Sen bir saman çöpüsün, bizse devlet kehribarıyız; şu samanlıktan sıyrılıp kehribara dönsen ne olur ki
Artık bu sefer toprak olacağım diye yüz kere ahdettin Bir kerecik de ahdinde dursan ne çıkar
Sen gizli bir incisin amma şu samanlıkta toprak rengini almışsın A güzel yüzlü, ne olur yüzündeki tozu toprağı bir yıkasan da arınsan!
Padişah oğlusun sen, Cebrâil'in bile secde ettiği varlıksın sen Ne çıkar a yoksul, babanın yurdunu bir arasan!
Tümden ayrılmış bir parçasın, bedenden ayrılmış bir elsin ancak; bari bundan sonra bizden ayrılmasan ne olur
O vakit başsız kalırsın, malın mülkün gider, hırstan, kibirden ayrılırsın; fakat işte o zaman ululuk âleminde baş gösterir, görünürsün; ne olur bunu yapsan
Hakk'ın zikrinden bir şerbet iç de düşünceden kurtul Ey ilâhi rızaya mazhar olan, savaşa sarılmasan ne olur Yeter artık, sen bir dağa benzersin; dağda altın madeni ara, bağırmayı bırak Bağırıp dağı seslendirmesen ne çıkar! (Gölpınarlı, I, 253; Furûzânfer,844)

YARATILMIŞTAN GEÇ, YARADANA ULAŞ!
Âşık isen, âşıklarla otur!
Gece gündüz demeden kapılarında dur!
Bu kapıdan içeri girdiğinde ise,
Yaratılmışlardan uzaklaş; yaradanla otur! (No:1198)

GÖNÜL O' NU İSTER, HERŞEY BAHANE
Başımı koyduğum her yerde, secde edilen O'dur
Dört köşe ve altı bucakta tapılan O'dur
Bağ-bahçe, gül-bülbül, sema, sevgili;
Bütün bunlar hep bahane; asıl maksat olan O'dur (No:206)

Türkçe'de Divan-ı Kebir

Divan-ı Kebir’in tamamı Abdülbaki Gölpınarlı tarafından yedi cilt halinde Türkçe'ye çevrilmiş ve 1992 ve 2000 yıllarında Kültür Bakanlığı tarafından iki kez yayımlanmıştır Eser ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "Türk edebiyatının dışa açılması ve Türk kültürünün dünya çıkarması olarak tanımlanabilecek, Türkçe'nin yazı dili birikimini dünyaya açmayı hedefleyen köklü ve çağdaş bir kültürel tanıtım Her Ülkeye bir Türkiye Kitaplığı projesi"nde de yer almaktadır


Kaynaklar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.