Eymür Köyü Demirözü Bayburt |
08-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Eymür Köyü Demirözü BayburtBayburt İli Köyleri - Eymür Köyü Demirözü - Eymür Köyü Hakkında - Eymür Köyü Tanıtımı - Eymür Köyü Resimleri Bilgiler Nüfus 227 (2000) Koordinatlar Posta Kodu 69550 Alan Kodu 0458 Yönetim Coğrafi Bölge Karadeniz Bölgesi İl Bayburt İlçe Demirözü Eymür, Bayburt ilinin Demirözü ilçesine bağlı bir köydür Tarihi Bilindiği gibi Oğuzlar, Orta Asya halklarından bir Türk kavmidir 10 ncu yüzyılda göçebe olarak yer değiştirmeye başlamış, böylece Türkiye, Azarbeycan, İran, Irak ve Türkmenistan Türklerinin ataları olmuşlardır Oğuzlar 11 nci yüzyılda İslamiyeti kabul edince ‘Türkmen’ olarak anılmaya başlamışlardır Kıpçakların baskısına uğrayarak, yurtlarını terk etmiş, Karadeniz kıyılarına ve Balkanlara göç etmişlerdir Oğuzhanın altı oğlu ve onların da dörder oğlundan türemişlerdir Bozoklar ve Üçoklar olarak ikiye ayrılmışlardır Günhan , Ayhan ve Yıldızhan Bozokları; Gökhan, Dağhan ve Denizhan Üçokları oluşturmuştur Böylece her oğlandan bir boy olmak üzere yirmi dört boy doğmuştur Salur, Alanyurtlu, Üreğil ve Eymür Dağhan soyundandır Akkoyunlu, Dulkadirli, Halep Türkmenleri, Çıldır ve Tiflisteki iyi halıcı ve keçeci Terekeme oymakları Eymür kolundandır Karadeniz kıyı kesimini yurt edinen Eymür boyundan bir kesim, Of ve Sürmene’de Suiçmezler adıyla yaşamış ve bunların bir kısmı (Aziz Ağalar, Dursun Ağalar, Hacı Mıtılar, Hacı Aliler, Karagülleler, Hacı Hüseyinler,Altınlar, Akbabalar, Tanduruklular, Bayramoğulları, Şerifoğulları, Akyıldızlar, Memişler, Boncuklar, Pamuklar ve Onbaşıoğulları) bugünkü Bayburt ili Demirözü ilçesi Eymür köyü bölgesine gelerek takriben 1512 yılında bu köyü kurmuş ve buraya yerleşmişlerdir Buraya daha sonra Kelkit, Gümüşhane, Erzincan, Malatya ve Kars’tan da gelenler olmuştur Köy yerleşim alanının yaklaşık bir kilometre batısında yer alan tepeler üzerindeki düz kesimde, Oğuzlara ait bir mezarlık günümüze kadar gelmiştir Köy halkı bu mezarlıkları ataya saygı kültü doğrultusunda halen koruyarak muhafaza etmektedir Bu mezarlıktaki beylere ve hatunlara ait mezarlar dört metrelik boyları ile ayırt edilir Yine köy yerleşim alanının üç kilometre güney batısında bulunan tepe üzerinde, Oğuz beylerinin uzak yerleşim alanları ile haberleşmesi ve mevzilenmesi için yapıldığı rivayet edilen ve yöre halkınca ‘kale’ olarak adlandırılan bir kalıntı varlığını muhafaza etmektedir Köy 1916’dan 1918’e kadar Rus işgali altında kalmıştır Kültür Köyün bilinen ilk eğitim alan ve eski alfabeyle okur yazar olanı Molla Ali Efendi Cumhuriyet döneminde yüksek okuldan ilk mezunlar öğretmen Şeref AÇIKGÖZ, İhsan Tahsin AYDIN ve Naci PEKER olmuştur Sonraları yüksek okul ve üniversite mezunları her meslekten olmak üzere hatırı sayılır derecede artmıştır Ercan ARSLAN ve Raci AYÇİÇEK tıp doktoru olmuşturMünir GÖRGÜN müftü,Celal ŞAHİN öğretmen olmuştur Birinci Dünya Savaşı sırasında asker toplanırken Eymürden sekiz kişi askere gitmiştir: İbrahim oğlu DURBABA, Aydın'lardan Şükrü oğlu SALİH, Mahmut oğlu KAZİM (Peker), Abdullah oğlu KADİR (Peker), MEVLÜT (Aydın), İbrahim oğlu MUSTAFA (Şahin) Rus işgaline karşı asker olarak katılıp, yapılan muharebelerde gazi olan Durbaba AÇIKGÖZ, on iki yıllık esaretten kurtularak köyüne geri dönmeyi başarmıştır Kurtuluş Savaşına asker olarak katılıp, önemli yapılan muharebelerde önemli yararlılıklar gösteren Sefer KARAKELLE, gazi olarak memleketine dönmüştür Sovyet işgali tehlikesini bertaraf etmekte NATO korumasını temin için Kore’ye Amerikalıların yardımına gönderilen gönüllü askerlerden Halis ACAR ve Ali Osman ŞAHİN gazi madalyası almışlardır Ali MEMİŞ de savaş sonrası Kore’ye giden birlikte görev yapmıştır Köyde yıllarca mahkemelik çekişme olmamıştır Mütedeyyin, mutedil, dindar ve milliyetçi öz varlığını sürdürmektedir Hikaye, masal, oyun, türkü, mani, halkoyunları, yemekler ve eğlenceler yöresel nitelik taşımakta; özellikle kız isteme, söz, nişan ve düğün alaylarında yoğunluk kazanmaktadır Kutlama ve ağırlamalarda yemeklerden büryan, gudide (güveçte) lor dolması, emir dolması, tel helva, un helvası, kuşburnu çorbası ve kavut dikkat çekicidir Büryan yapmak için; soyulmuş ve içi boşaltılmış bütün bir kuzu sini üzerine konularak bıçakla derin derin sık aralıkla pişkinlik için çizilir Tere yağı, tuz ve tepside koyun yoğurdu ile içi ve dışı sıvanarak ovulur Yakılıp dibi köz tutan tandırın dibine bakraç içinde ölçüsünde bulgur ve su konularak pilav olarak pişmeye bırakılır Dinlendirilen işlem görmüş kuzu bütün halde kuyruğu üstüne gelecek şekilde egişe takılarak tandıra asılır Küvlesi kapatılmış tandırın üzerine yufka sacı konarak üzeri dört parmak kalınlığında çamurla kapatılır Çamur kuruyup toprak haline gelince tandırdan kuzu ve üzerine kuzunun yağı akmış olan pilav çıkarılır Kuzu ve pilav lavaş ekmeklerle sarılarak sofra bezine bohçalanır, bir debbe ayran hazırlanır ve göze başına gidilir Emir dolması yapmak için; 1 kg bulgur tuz atılarak 750 gr suda pişirilir Pişen bulgur tahta tekneye boşaltılır Üç yemek kaşığı un ile yoğrulur Köfte büyüklüğünde sıkılarak hepsi bir arada ocakta kaynayan suyun içine atılır Haşlanıp biraz kaynadıktan sonra kevgir üzerine dökülerek suyu süzülür Tabağa konularak üzerine önce sarımsaklı yoğurt ve tere yağında az kızarmış soğan ve salça dökülerek servis edilir Un helvası yapmak için; tavada eritilen tereyağına bir miktar un konularak karıştırılır Diğer yanda bir kilo toz şeker yarım litre suda kaynatılır ve kaynarken bir yemek kaşığı limon suyu katılarak soğumaya bırakılır Açık kahve rengini alan ve kavruk kokmaya başlayan un ateşten alınarak soğumaya bırakılır Soğuduktan sonra her ikisi bir kapta tadını alıncaya kadar karıştırılır Tel helvasıyapmak için; bir su bardağı eritilmiş tere yağı, iki su bardağı toz şeker, bir limon, bir miktar un hazırlanır Bir tencereye yağ konur ve hafif ateş üzerinde iken un konularak karıştırılır, kavrulup kendini bırakıncaya kadar karıştırılır ve bu miyane soğumaya bırakılır, diğer yanda bir tencereye şeker ve üzerini bastıracak kadar da su ilave edilerek kaynatılır,göz göz olup hafif sararınca kasedeki soğuk su içerisine kontrol için bir kaşık ağda konur, ele alınıp uzatılabilir kıvama gelinceye kadar kaynatılır, ateşten kıvamına gelen ağdada alınarak soğumaya bırakılır Bakır tepsiye soğuyan miyane dökülüp yağlandıktan sonra miyane tahta sini üzerine alınır Ağda yağlanan bakır tepsi içine dökülerek burada soğuması hızlandırılır Ele alınır hale gelinceye kadar soğuduktan sonra miyanede yağlanan elel ağda ele alınır İki kişi karşılıklı tırnak değdirmeden uzatıp toplar Beyazlaşıncaya kadar bu işlem sürdürülür İki ucu birleştirilerek yuvarlak bir hale getirilir Sini üzerindeki yuvarlak hale getirilmiş miyane ortasına yerleştirirlir Miyane ağdaya yedirilinceye kadar üç dört kişilik halka ile çokça çevrilir Genişleyen tekrar toplanarak saç teli inceliğine gelinceye kadar yine çevrilir Tellenme tamamlanınca uzun kış gecelerinde toplanılan konakta tabakta servis edilir Coğrafya Eymür Köyü Demirözü ilçesinin batısında 6 kilometre mesafededir Kalecik tepesinin güney eteğinde taşlık kesim üzerinde bulunmaktadır Doğusunda Demirözü ilçesi, batısında Gökçedere beldesi, kuzeyinde Bayrampaşa köyü ve güneyinde Devetaşı köyü bulunmaktadır Doğu Karadenizin iç kesimlerinde bulunması nedeniyle çoğunlukla karasal iklim özelliğine sahiptir Bu nedenle nispeten kışları soğuk ve karlı, yazları kurak ve sıcak geçer Tarım, hayvancılık ve sebzecilikle geçimini sağlar Köy yerleşim alanına bir buçuk kilometre mesafede 1978 de başlayıp 1981 bitirilen gölet sayesinde, sürekli sulama imkânı elde edilmiştir Bu nedenle kavakçılıkta hatırı sayılır bir ilerleme gözlenmiştir Ancak göletten su taşıyan betonarme kanallar henüz tamamlanabilmiş değildir Bayburt iline 34 km, Demirözü ilçesine 6 km uzaklıktadır İklim Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir Nüfus Genelde kırk iki haneli ve yaklaşık 300 nüfuslu popülasyon (nüfus), kış ayları gelmeden (İstanbul, İzmir, Manisa ve Ankara gibi) uzak illere gidenlerle azalmakta, ilk bahardan itibaren tekrar köye dönenlerle artmaktadır Bu nedenle yaz ayları nüfusunda önemli artışlar yaşanmaktadır Popülasyon genelde dışarıya göç veren karakter göstermektedir Yıllara göre köy nüfus verileri 2007 205 (104 ERKEK - 101 KADIN ) 2000 227 1997 234 Ekonomi Yaygın tahıl ekimi yanında, sulama imkânı olan araziye; fasülye, mercimek, pancar, patates, havuç, turp, lahana, salatalık ve domates ekimi yapılabilmektedir Küçükbaş hayvancılıktan çok, büyükbaş hayvancılık gelişmiştir Kümes hayvancılığında ise hindi, kaz ve ördek yanında daha çok tavukçuluk gelişmiştir Yerleşim bölgesine dört km mesafede bulunan ormanlık alanda; dağ armudu (ahlat), alıç, kuşburnu, germişo, dağ elması, dağ eriği de yetişmektedir Arıcılık 2000 yılında hatırı sayılır derecede ilerleme kaydetmiştir Karadeniz kıyı kesiminden gelerek köy arazisine geçici olarak yerleşen arıcılardan işgaliye geliri alınmaktadır Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır Muhtarlık Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: 2009 - Adem BONCUK (Adem BONCUK 54 oy ;Selvet OKTAR 48 oy) 2004 - Selvet OKTAR 1999 - Selami BERKER 1994 - Ahmet OKTAR 1989 - Ali MEMİŞ 1984 -Nurettin AYDIN Altyapı bilgileri Köy merkezinde köyün kuruluşundan bu yana varlığı muhafaza edilen mescit ve kuran kursu müştemilatı bulunmaktadır Sonradan bu müştemilata bitişik olarak 1966 yılında minareli ve tuvaletli bir cami inşa edilmiştir Mescit, yakın zamanda yenilenmiştir Mescit ve camide köy imamı olarak görev yapan İspirli Mustafa Orun hoca efendi, Sarı Hafız ve diğerleri çevre köylerden gelen öğrencilerinde katılımıyla, uzun dönemli yatılı kuran kursu hizmeti vererek, bir çok hafızın yetişmesine vesile olmuşlardır 1936 yılında üç sınıflı eğitmenli ilkokul açılmış ve 1961 yılına kadar hizmet vermiştir Bu dönemde Şiranlı Muhlis Efendi ve Bayrampaşalı Durbaba Başhan eğitmen olarak görev yapmışlardır 1961 yılında ilkokul beş sınıflı hale getirilmiştir 1969 yılında lojmanlı ve iki derslikli yeni bir okul binası yapılmış ve bu bina günümüze kadar kullanılmıştır Bu dönemde köy halkından ilk olarak yetişmiş öğretmenlerden Şeref AÇIKGÖZ okul bahçe duvarı ve ağaçlandırmasına ön ayak olmuştur Köy kuruluşunda yerleşim alanı yukarısı ve alt kesiminde olmak üzere iki adet yakın kaynaktan beslenen çeşme bulunurken; 1952 de köy ortasına uzaktaki kale deresinden gelen suyun bağlandığı bir çeşme daha yapılmıştır Gölet yapılıncaya kadar köyün sebze ihtiyacı bu çeşmelerin alt kesiminde oluşturulan küçük bahçelerden karşılanmıştır 1971 de yerleşim alanı yukarısına bir adet su deposu yapılarak her eve su verilmeye başlanmıştır Köy ortasındaki çeşme suyu bu depoya bağlanmıştır Köyün kuruluşundan bu yana, yerleşim alanı 500 metre doğusunda iki adet, 700 metre batısında bir ve iki kilometre güneyinde bir olmak üzere, sonradan kuzeyde yapılanlarla beraber toplam altı adet hayvanların içmesi için üç bölmeli on metre boyunda ve bir metre eninde beton yalaklı (kurunlu) bitişik kaynaklı çeşme hayırsever köylülerin onarımıyla varlığını sürdürmektedir 1980 li yıllarda köy elektrik ve telefona kavuşmuştur Köy çobanları ve köy kurs öğretmenlerinin iskanı için yapılan lojmanlar halen varlığını sürdürmektedir 1998’de yerleşim alanına ilk kez kanalizasyon yapılarak, atık su yerleşim alanının bir kilometre uzağına taşınmış, henüz arıtmalı sistemi tamamlanamamıştır 1952 de Hüsrev KARAKELLE ve Nazim ŞAHİN Austin Kamyon ile ilk motorlu taşıma işini başlatmışlardır 1970’lerde minibüsüyle Kemal PAMUK taşımacılığı geliştirmiştir 2005 yılında ilçeye bağlantı yolu tamamen asfalt hale getirilmiştir Kaynak : Vikipedi, özgür ansiklopedi Kaynak : Yerel Net Köyünüze Ait Bilgi ve Resimleri Bu Konu Altında Paylaşabilirsiniz |
|