Zevrak-İ Zamanla Zevrak-İ Derunuma Bir Yolculuk |
08-06-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Zevrak-İ Zamanla Zevrak-İ Derunuma Bir YolculukZevrak-ı Zamanla Zevrak-ı Derunuma Bir Yolculuk Ölümü öldürürüz sözle, Dirilir, öldürür bizi Sevdânın gemisi gülüm, içimizin sularında Derinliklerimizin Binsek mi binmesek mi? Gitsek mi gitmesek mi zamanın şafağına? Zamanın şafağına, ya hangi gemiyle? Tüy gibi düşünceyle, gönlün bitimsiz hayâliyle Zamanın gemisi İnsek, inilir mi sevgili denen âteşten limana? Vınlayan gemi Hayatın apansız yardığı boşlukta Zaman, açamadığımız kapıları, göremediğimiz düşünceleri, bakamadığımız pencereleri, dokunamadığımız teniyle demleniyor ötemizde Umudun gemisi gülüm, ikimizin sularında Yapayalnızlığımızın Binsek mi binmesek mi? Gitsek mi gitmesek mi zamanın şafağına? Var mı şafağı? Hangi şafağı? Zamanın Ölüm açan çiçekleriyle bahçemizde Ölüm varsa bu dünyada dirim var Ölümün zaman açan çiçekleriyle sonsuza Umudun beşiğinde bir sevdâ bebek Tüy gibi düşünceyle, gönlün bitimsiz hayâliyle Zaman gemisine binilip umudun iskelesinde inilir Zaman yolcusunun yolu ardından gelir Zaman gemisinin kaptanı pusulasızdır, haritasızdır Gemiye binemeyenler, akıntıyla sürüklenenler, yitip gidenler, anaforunda ânların Bilginin gemisi gülüm, unutuşun sularında Çaresizliğimizin Binsek mi binmesek mi? Gitsek mi gitmesek mi zamanın şafağına? Araştırmanın mutfağınaGöze almanın sarp dağlarına Çağım bilgiyi acımadan incitiyor Çağım bilgiyi tutsak almış kullanıyor Hayatın bilgisine vay, can kurban görgüsüne hey, kapanmış da açılmaz âh, insanın ilgisine vâh! Bilenin bildiği, çağımın bilmediği ne çok şey vardır (Sevdayı bilmezler bir, dostluğu iki, değerleri üç, duyguları dört kendilerini sonsuz) Tüy gibi düşünceyle, gönlün bitimsiz hayâliyle Belânın gemisi gülüm, cehennemin sularında Kahırlarımızın Binsek mi binmesek mi? Gitsek mi gitmesek mi zamanın şafağına? Belâ zamanı kırar SırçadanZaman Paramparça, ruha saplanır Zaman belâyı kırar Bulut olur yağar Acımız damlalarıyla arınır zamanın Oysa belâ hep tetikte Zamanın kabuğunda bir derin mağma Patlayıp durmakta hâlâ Hayatın göbeğinde belâ kuyusu Ne güzel de kaynar zaman kazanında belâ Külhanında edebiyat hamamının Kurnadan akan su, kalemden düşen harf; sözlerin uykusu, zamanı saran zarf Zaman hızla düşüyor üstümüze Dünyamızı parçalayacak Son hep olmuştur yaşamda Sonları ilke dönüştürür doğa Zamanın dağladığı yaralarımızdan çiçekler açacak Zaman uçar derler Uçan sözdür Belâ edebiyatla aralanır Edebiyat belâ kâşifidir Zamanı yavaşlatır Zamanı gemler Zamanı döndürür Dar alanda bir süreZaman atının tekmeleyip yıkmadığı bir gökada kalmamıştır Hiçbir söz zamanın kararını engelleyemez Söz, zamanı dönüştürür Biraz Sınırlı Edebiyat zamanla oynayan bir çocuktur Herakleitos ağabeyim gibi söyledim Sözün zamana değmesiyle yükselen belâ dumanı gökyüzünü kaplamıştır Edebiyat hamamı, nedir bunun tamamı? Sözler zamana değmiş, bulun Ahmet İnam’ı Yunsun diye bulunZamanı sevsin diye soyunYuyun Kurnalardan düş gelir, gerçeği görmüş gelir Sözler aşkta yıkanıp, zamana ermiş gelir Hangi zamana? Sözlenmiş zamana Söz bilen zamana Söz bilen olmazsa kim erer zamana ulaşır? Söz taşır zamanı Zaman taşımaz taşıyıcısını Sözü yıldız tozlarına katar Zamana belâdır söz Yaşama belâdır zaman Tüy gibi düşünceyle, gönlün bitimsiz hayâliyle Ölümün gemisi gülüm, canımızın sularında Sevinçlerimizin Binsek mi binmesek mi? Gitsek mi gitmesek mi zamanın şafağına? İntihar olabilir, zamandan vazgeçmek Ölümün gemisine binmemek olmaz Binerseniz doğa sizi terkeder Doğrusu, doğa sizi bırakınca kendinizi gemide bulursunuz Tüy gibi düşünceyle gönlün bitimsiz hayâliyle Söz içimde kalamaz, bir benzeri olamaz Yazdım söze tutundum, ölüm beni alamaz Vardım söze sığındım, ölüm beni bulamaz Ölümü söze, sözü ölüme yolladım Evrenin bir köşesinde, zaman açan ağaçların yaşadığı bir bahçede, ölümün söze, sözün ölüme söyleyecekleri vardır şiir:Ahmet İnam |
|