Senin Kadar Varım |
08-06-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Senin Kadar VarımSenin Kadar Varım Hakikat bilgisini layıkı ile değerlendirmeden, algıladığımız bu fiiller aleminde “Benden başka bir varlık yok” kabulü ile hareket eden kişilerle karşılaştığında çok geriliyordu bizimki Belki varsaydığı benine inen büyük bir darbe olmasının da etkisi ile Oysa arkadaşı Ömer, konuşmalarında hareketlerinde öyle rahattı ki (içte rahat olduğunu düşünmüyordu) yaptığı fiiller sonunda, birisi ona bir şey söylendiğinde, ben varım, ben yaparım, gayrım yok tekrarını yapıyordu O zaman da; Bizimki içinden; Hadi lan! Bunun böyle olmadığının en büyük ispatı benim varlığım diye düşünürdü… Sonunda bir gün dayanamayıp dedi ki; - Hayır güzel kardeşim, sen ne kadar varsan, ben de, algıladıkların da o kadar var Ne zaman ki sen yok olursun, biz de yok oluruz… - Örneğin başı kapalı bir bayan, aldığı bir takım bilgileri, doğru anlayamaması, hazmedememesi ve yanlış yorumlaması sonucunda benden gayrısı yokken, kime kapanıyorum ki düşüncesi ile açılırsa doğru mu yapmış ? Madem kendinden gayrı yok hiç giyinmesin, öylecene çıksın sokağa, ona bakanlarda olmayacağı gibi fiili münasebette de bulunan olmayacaktır ona göre Ya da olsa da bundan etkilenmeyecektir Sen bu hali yaşıyor musun şimdi ? Evet… Dediği anda suratına bir büyük Osmanlı’yı patlattı Şaşkınlıkla sendeleyen arkadaşının arka cebinden cüzdanını kaptığı gibi oradan uzaklaşmaya başladı Yanağındaki beş kardeş mührünün verdiği acı ile önce hiddetlenen arkadaşı ona doğru giderken bir yandan olayı anlıyor bir yandan da söylediklerine halel gelsin istemiyordu, ta ki bizimki cüzdanı vermeden taksiye atlayıp uzaklaşana kadar… Cep telefonundan arayıp olayı anladığını itiraf etmesi sonrasında buluştuklarında, hayatı boyunca unutmayacağı bu yaşadıklarının yanında bir de konunun özetini dinlemek ona nasip oldu… - Benden gayrı yok diyen zatlar, bizim gördüğümüz bedendeki kişiler değillerdir O kişiler kendilerinin ALLAH katında yok olduklarının, O’ ndan gayrı ne bir fiil, ne bir düşünce, ne de söylem üretemedikleri gibi, gayrı olan bir varlıklarının bile olmadığını fark ederek, hiç olmayı yaşamışlar ve o zaman; “BEN’ den gayrı yok” diyen bizzat ALLAH’ ın kendisi olmuştur… Sen kendini hiçlemeden bunu şu cisminle kayıtladığın birim olarak söylersen, sana denir ki; Haydi sözünde sadık isen doğudan doğan şu güneşi, batıdan doğdur da görelim… Birimsel benliğinden geçmeden, bu söylemi kabul etmeye çalışan kişi hırsızlığı da, gıybeti de, cinayeti de kendinde hak görebilir Daha Musa olmadan, Hızırlığa soyunur ki; sonu Firavun’ un sonundan farklı olmaz kanımca… - Unutma ! Sen ne kadar varsan, ben de o kadar varım… Ve beni sevmedikçe iman etmiş olmazsın ! (3309 – Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: “Resulullah (sas) buyurdular ki: “Nefsim yed-i kudretinde olan zâta yemin ederim ki, imân etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız! Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yaygınlaştırın!) Özetle; Hakikat ancak şuurda yaşanır, fiiller aleminde ise ortaya konuşu bu alemin kurallarına göre olmalıdır ALLAH Ekber oldukça hiçbir yaratılan, O olamaz, O’ nu ihata edemez Biz ALLAH’ lığı yaşamak için değil, kulluğunu yaşamak için varız En çok yeryüzünde halife olabiliriz… Anlatılmak istenen; Kesret yaşamında, hakikat bilgisi kurallarına göre davranıştaki yanlışlığı, Lut kavmi kıssasının batıni yorumundan çıkarabilirsiniz Özellikle Ankebut 28-30 Not: Olayın bir de tam tersi yönü de olabilir ki; “Benden gayrı yok” sözünü söyleyen gerçekten de kendini hiçlemiş olarak söylüyordur da, daha biz kendimizi hiçleyemediğimizden ve kendimizle birlikte her şeyi var algıladığımız bu boyuttan bakarak, ALLAH’ tan direk gelen kelamı saf olarak algılayamayıp, kendi vehim (yine ALLAH’ tan gayrı olmayan) kanalımızdan, saptırarak geçirdiğimizden, layıkıyla anlayamıyor ve yanış, geriliş yaşıyoruzdur Bu ihtimali de akıldan çıkartmazsak, gün gelirde böyle bir değerle karşılaşırsak, değerlendirebilme imkanımız olabilirALINTIMkılıç |
|