Kendini Cennete Layık Zannetme |
08-05-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kendini Cennete Layık ZannetmeKendini Cennete Layık Zannetme En çok kullanılan "vicdan rahatlatma" bahanelerinden biri, "kalp temizliğinin yeterli olacağı" açıklamasıdır Kimi insanlar din ahlakını yaşamadıkları halde, kalplerindeki iyi niyet sebebiyle kendilerinin cennete layık olduklarına inanırlar Kendilerince iyi insanlar olduklarını ve kimseye bir zararlarının olmadığını düşünürler Kuran'da onların bu sapkın inançları şöyle haber verilmiştir: "Oysa ona dokunan bir zarardan sonra tarafımızdan bir rahmet taddırsak, mutlaka: "Bu benim (hakkım)dır Ve ben kıyamet-saatinin kopacağını da sanmıyorum; eğer Rabbime döndürülsem bile, muhakkak O'nun Katında benim için daha güzel olanı vardır" der Ama andolsun Biz, o kafirlere yaptıklarını haber vereceğiz ve andolsun onlara, en kaba bir azabtan taddıracağız" (Fussilet Suresi, 50) Sonuç: Din ahlakını yaşamamak için kendi kendini kandıran insanların unutmaması gereken önemli bir gerçek vardır: Kendini kandıran bir kişi, yazı boyunca verdiğimiz örneklerde olduğu gibi oyalanırken ve tam da dünyaya dalmışken bir anda canını teslim almaya gelen melekleri yanında bulabilir Melekler canını, bir ayette bildirildiği gibi, "ta en derinden acı ile sökerlerken" acaba aynı oyunu ve kandırmacayı sürdürebilecek midir? (Naziat Suresi, 1) Kendilerini kandırarak, "Ne iyi ettim, dünyadaki hayatım boyunca yedim, içtim, gezdim, eğlendim, sorumluluklarımı, kulluk vazifemi göz ardı ettim, hiç düşünmedim" diyebilecek midir? Kuşkusuz ki hayır Bu, o an en gafil insanın bile aklından geçiremeyeceği bir düşüncedir Tam tersine tarifsiz bir korku, dehşet ve panik yaşayacaktır Ama bu daha başlangıçtır, cehennemin kapılarından içeri girdiğinde bu korku ve pişmanlık dayanılmaz boyutlara varacak, ruhu sonsuz bir yıkıma uğrayacaktır Bu nedenle kullarına karşı sonsuz rahmet sahibi olan Yüce 'ın varlığını inkar edip, nefsani isteklerine uyarak, birtakım sapkın inançlar ve bahaneler geliştiren insanlar, bağışlanma dilemedikleri takdirde, bu dünyada mutluluğu yaşayamayacakları gibi, ahirette de sonsuz bir azabla karşılaşabileceklerini unutmamalıdırlar Kuran ahlakını öğrendikten sonra 'ın davetine uyup samimi şekilde tevbe eden ve Kuran ahlakına tabi olanlarsa, hem dünya hayatında hem de ahirette 'ın izniyle kurtuluşa ereceklerdir: “Rableri Katında dileyecekleri herşey onlarındır İşte bu, ihsanda bulunanların ödülüdür Çünkü , onların (dünyada) yaptıklarının en kötüsünü temizleyip-giderecek ve yaptıklarının en güzeliyle ecirlerini verecektir” (Zümer Suresi, 34-35) Yüce , Kuran'ı tüm insanlara yol gösterici bir kitap olarak göndermiştir Kıyamete kadar tüm insanlar, Kuran'da bildirilen emirleri yerine getirmekle, ibadetleri uygulamakla yükümlü tutulmuşlardır 'ın Kuran'da istisna olarak bildirdiği durumlar dışında her insan ibadetleri yerine getirip getirmediği konusunda din günü hesap verecektir Bu açık gerçeğe rağmen, din ahlakına göre yaşamayan insanlar, sürekli olarak içinde bulundukları şartları bahane eder ve 'a olan sorumluluklarını göz ardı ederler Din ahlakını yaşamaya samimi niyetleri olmadığı için çeşitli konuları ibadetlerini yerine getirmelerine engel olarak göstermeye çalışırlar Kaynak: İlmi Araştırma Dergisi, Mayıs 2010 |
|