Doğru Yolda Olmanın Şartları |
08-05-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Doğru Yolda Olmanın ŞartlarıSual: Çeşitli cemaatler, birbirlerinden farklı şeyler söylüyorlar, birinin helal dediğine diğeri haram diyor, birinin sünnet dediğine diğeri bid'at diyor Hangi cemaat daha uygundur? CEVAP Hadis-i şeriflerde, Ehl-i sünnet vel cemaat itikadında olmak ve salihleri sevip onlarla beraber olmaya çalışmak, onlardan ayrılmamak emrediliyor Doğru yolda olmanın şartları vardır Bunların bazılarını maddeler halinde bildirelim: 1- Tek hak din İslamiyet’tir Bir âyet-i kerime meali şöyledir: ( indinde hak din ancak İslam’dır) [Al-i İmran 19] Bir hadis-i şerif meali de şöyledir: (Cennete sadece Müslüman olan girer) [Buhari, Müslim] 2- Hubb-i fillah ve buğd-i fillah üzere olmalı Üç hadis-i şerif meali: (İnsan, dünyada kimi seviyorsa, ahirette onun yanında olacaktır) [Buhari] (İmanın temeli, için sevmek ve için buğzetmektir) [Ebu Davud] (Cebrail aleyhisselam gibi ibadet etseniz, müminleri, için sevmedikçe ve kâfirleri için kötü bilmedikçe, hiçbir ibadetiniz, hayrat ve hasenatınız kabul olmaz!) [Ey Oğul İlm] 3- Ehl-i sünnet vel cemaate uygun itikad etmeli Bir hadis-i şerif meali: (Ümmetim 73 fırkaya ayrılır Bunlardan 72’si Cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur Bu fırka, benim ve Eshabımın gittiği yolda gidenlerdir) [Tirmizi, İbni Mace] İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki: (İtikad edilecek [inanılacak] şeylerde, bir sarsıntı olursa, kıyamette Cehennemden hiç kurtulmak olmaz İtikad doğru olup da amelde [ibadetleri yapmakta, haramlardan kaçmakta] gevşeklik olursa, tevbeyle ve belki tevbesiz de affedilebilir Cehenneme girse de, sonunda yine kurtulur İşin aslı, temeli itikadı düzeltmektir) [1/193] 4- Sünnetlere uyup, bid’atlerden uzak durmalı: Yine İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Bazıları, yapacakları değişikliklerle, dini düzelteceklerini, olgunlaştıracaklarını zannediyorlar Ortaya bid’atler çıkarıyorlar Bid’atlerin zulmetleri ile sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar Bunlar, dinin noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar Bilmiyorlar ki, din noksan değildir Bir âyet-i kerime meali: (Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum) [Maide 3] Dini noksan sanıp, tamamlamaya çalışmak, bu âyete inanmamak olur (1/260) 5- Dört hak mezhepten birisinde bulunmalı Ahmed Tahtavi hazretleri buyuruyor ki: Bugün her müslümanın dört mezhepten birinde bulunması şarttır Dört mezhepten birinde bulunmayan Ehl-i sünnetten ayrılır (Dürr-ü Muhtar haşiyesi) Muhammed Hadimi hazretleri buyurdu ki: Edille-i şeriyyenin dört olması, müctehidler içindir Mukallidler, yani dört mezhepten birinde olanlar için delil, senet, bulunduğu mezhebin hükmüdür (Berika) 6- Dinde nakli esas almalı İslam âlimleri buyuruyor ki: Fıkıh kitaplarına uymayan bilgiler yanlıştır Bunlara bağlanmak caiz değildir İslam bilgilerini öğrenmeden, bilmeden, âyet-i kerime veya hadis-i şerif okuyup da, bunlara kendi kafasına, kendi görüşüne göre mana verenlere İslam âlimi denmez Ne kadar yaldızlı, parlak söyleseler ve yazsalar da, hiç kıymeti yoktur Ehl-i sünnet âlimlerinin anladıklarına ve bunların yazdığı fıkıh kitaplarına uymayan sözleri ve yazıları ü teâlâ beğenmez İlham ve şahsi görüş, kesinlikle delil olmaz Dinde nakil esastır Hazret-i Ali buyuruyor ki: (Din, akıl ve görüş ile olsaydı, mestin üstünü değil, altını meshederdim) [Ebu Davud] Netice: Şahıslar, kitaplar, cemaatler, gruplar için, bizim iyi veya kötü dememiz ölçü olmaz Yani biz iyi deyince iyi olmazlar, biz kötü deyince de kötü olmazlar Şahıs ismi, kitap ismi, grup ismi önemli değil Binlerce âlim ve kitap var Elimizde ölçü olursa rahat ederiz, kendimiz anlarız Ölçüyü İmam-ı Rabbani hazretleri veriyor: (Bir hükmün doğru veya yanlış olduğu Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uygun olup olmamakla anlaşılır Çünkü Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uymayan her mana kıymetsizdir, yanlıştır Çünkü her sapık, Kur'an ve sünnete uyduğunu sanır, sapıklığının doğru olduğunu iddia eder Yarım aklı, kısa görüşüyle, bu kaynaklardan yanlış manalar çıkarır Doğru yoldan kayar, felakete gider Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri manalar doğrudur, bunlara uymayan yanlıştır) [1/ 286] Demek ki doğru olmanın ölçüsü, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarına uymasıdır Yine Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki: ü teâlâ, İslamiyet’i doğru olarak öğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğine söz verdi sözünden dönmez Bunun için, (Ya Rabbi, sana inanıyorum, seni ve Peygamberlerini seviyorum İslam bilgilerini doğru olarak öğrenmek istiyorum Bunu bana nasip et ve beni, yanlış yollara gitmekten koru) diye dua etmeli, istihare yapmalı! Cenab-ı Hak ona doğru yolu gösterir ü teâlânın sözüne güvenmeli, Ona sığınmalıdır Kuran-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: ( asla verdiği sözden dönmez) [Zümer 20] Şu anda çeşitli gruplardaki insanların da, böyle dua etmekten çekinmemeleri gerekir Hâşâ ü teâlâ yanlış bir iş yapmaz Belki yanlış yolda olabilirim diye düşünerek, (Yâ Rabbi kimler doğru yolda ise, senin rızan kimlerleyse, bana onları sevmeyi, onlarla beraber olmayı nasip eyle) diye dua etmelidir Eğer doğru yolda ise, duanın bir zararı olmaz Yanlış yolda ise doğruya kavuşmuş, kurtulmuş olur Böyle dua etmekten çekinmemelidir Doğruyu bulmak Sual: Bir arkadaş, (Ben de Ehl-i sünnet kitaplarını okuyorum, sen yanlış anlıyorsun) diyerek birkaç konuda farklı şeyler söyledi Hangimizin doğru anladığını nasıl tespit ederiz? CEVAP Okuduğu kitabı doğru anlamak önemlidir ü teâlâ, dinini doğru olarak öğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğine söz verdi sözünden dönmez Herkes, (Ya Rabbi! Dinimi doğru olarak öğrenmek istiyorum Razı olduğun, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okuyup, doğru olarak anlamayı nasip eyle!) diye ihlâsla dua etmeli, ü teâlânın sözüne güvenmelidir Cenab-ı Hak ona muhakkak doğru yolu gösterir Bir âyet-i kerime meali şöyledir: (Doğru yolu arayanları, saadete ulaştıran yollara kavuştururuz) [Ankebut 69] Yanlış bilgi edinmek Sual: Dini bilgiler öğrenmek için, herkes farklı kişilere soruyor Yahut rastgele kitaplardan bilgi alıyorlar Öğrendikleri yer yanlış bilgi veriyorsa, öğrenenler de sorumlu olur mu? Suç, cevap verenin veya kitabın olmaz mı? CEVAP Suç, cevap verenin veya kitabın olsa da, yanlış bilgi öğrenen sorumluluktan kurtulamaz Bir de, ihtiyata riayet etmek gerekir Bir iş için, nakli esas alan kitabın biri haram, öteki de helal diyorsa, haram olduğunda şüphe olur, o işi yapmamak gerekir Doğru kitaptan öğrenilirse, böyle bir şeye lüzum kalmaz Nakli esas alsa da, yetkili, icazetli âlimlerin yazmadığı kitaplara itibar edilmez Doğru yolu, doğru kitabı bulmak için de, dua etmek gerekir ü teâlâ, dinini doğru olarak öğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğine söz verdi sözünden dönmez Cenab-ı Hak böyle samimiyetle yalvarana muhakkak doğru yolu gösterir Doğru yoldayım diye inat ederek dua etmeyen de, elbette yaptıklarından sorumlu olur |
|