![]() |
Kırâat-İ Aşere |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kırâat-İ Aşere"On tâne birin okunması" veyâ "On tâne biri okuma işi", "Kırâat ilminden on tânesini okuma; on tâneşinin ilmini ve pratiğini yapma ![]() Arapça bir kelime olarak"Kırâat" kelimesi, (Ka-ra-e/yak-ra-u) aslından çekimi yapılan, semâ'î (yâni kâide dışı) bir mastardır ![]() ![]() ![]() Kelimenin, İslâmî anlamdaki ıstılâhî mânâsı ise; özellikle "Kur'an okumak, Kur'an tilâvet etmek, şeklinde özetlenebilir ![]() "Aşere" kelimesi de, birincisi gibi Arapça'dır ![]() ![]() ![]() ![]() Kırâat İlmi, "Kur'ân-ı Kerîm'in kelimelerinin okunuş şekillerini, râvîlerine isnâd ederek bildiren bir ilimdir" (İbnü'l-Cezîrî, Muncidu'l-Mukrîîn, 3) ![]() Kırâat İlmi'nin kayna bazı hususlara dayanır: Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisteki "Yedi Harf"den maksat: Kur'ân-ı Kerîm'in okunuş tarzları olarak, tarafından nâzil olan farklı ve birden fazla olan kırâatlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Asr-ı Sa'âdet'te sahâbeler arasında kırâatlarda bazı farklılıklar görülüyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hişam b Hakîm ile Ömer b ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() Sahâbe ve Tabiîn ile Tebe-i Tâbiîn'den olarak, sika, yâni güvenilirlik özelliğine sâhib olan âlimler tarafından nakledilen ve hiç bir itirâza da uğramaksızın, İslâm ümmetince kabul gören Kırâat ihtilafları da bu kaynaklardan sayılmaktadır (el-Hâc Muhyiddîn Abdulkâdir el-Hatîb, Kifâyetu'l-Mustefid fî Fenni't-Tecvid, 88) Kırâatların Kısımları Kırâat ilminin ileri gelen âlimlerinden İbnu'l-Cezerî, Kur'ân-ı Kerîm'in kırâatlarını Mütevâtir kırâatlar; Sahîh kırâatlar; Şâz kırâatlar diye üç kısıma ayırarak hükümlere bağlamıştır: Mütevâtir kırâatları belirlemek için şu üç özelliği tesbit etmiştir ![]() 1) "Kur'an" diye okunacak kırâat vechinin, bir tek îrab yönüyle de olsa, arapçaya uygun olması ![]() 2) Halîfe Hz ![]() ![]() ![]() 3) O okuma şeklinin yani vechin bizlere kadar tevâtür yoluyla gelip ulaşmış olması (İbnu'l-Cezerî, Takrîbu'n-Nesr, 25; Muncidu'l-Mukriîn, 15) ![]() "Bir tek îrâb yönüyle de olsa, arapçaya uygun olması" ifâdesi: "Sened zinciri bakımından tevâtür derecesine varan, yazı şekli bakımından da Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci maddedeki "takdîren"den maksat ise, Kur'ân'a mahsus olan bir yazı şeklinin, birden fazla okunabilme özelliği taşıması demektir ![]() ![]() ![]() Buradaki "tevâtür"den maksat, "yalan üzerinde birleşmeleri aklen ve âdeten câiz ve mümkün görülmeyen, sayı bakımından da çok olan bir cemâatın, görülmüş yâhut ta işitilmiş bir şeye dâir verdiği haberdir ki, işitenler üzerinde-haber verilen şey hakkında kesin bilgi ifâde eder ![]() ![]() ![]() ![]() İşte, günümüzde bu üç özelliği (bu üç rüknü) kendisinde taşıyan kırâatlar, "Kırâat-ı aşere"den başkası değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu terimler arasında geçen"İmam" kelimesinden maksad: Öncelikle Kur'ân-ı Kerîm'in hafızı olan; ikinci olarak da, kırâat ve i'rab vecihlerinin detaylarını bilen; üçüncüsü, kelimelerin lugat ve ıstılah mânalarını anlayan; dördüncüsü, kırâatlardaki kusurları çok iyi gören ve kaynakları iyice tarayabilen âlimlerdir ![]() ![]() Mütevâtir kırâatları, bu vasıflara sâhib olan imamlar, nesilden nesile ve kuşaktan kuşağa gerçek anlamıyla ve hakkını vererek aktarmak suretiyle, günümüze ulaştırmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kırâat âlimleri, naklettikleri kırâat vecihlerinde, yukarıda zikrettiğimiz üç rüknün tamâmının bulunmasını ve ancak bu takdirde o vechin, Kur'an'dan kabûl edilebileceğini, namaz ve namaz dışında Kur'an olarak okunabileceğini benimsediklerinden; bu üç rüknün bir tânesinden bile yoksun bulunan kırâat vecihlerinin, Kur'an olarak okunmasına ve okutulmasına da asla müsaade etmemişlerdir ![]() Bu noktada, bilinmesi gereken bir önemli husus da şudur: İlk devir âlimlerinin örf ve literatüründe; kırâatları nâkil ve râvîlerine isnâd ve mal etmek diye bir şey yoktu ![]() ![]() 1) Bildirilen vecihlerin, sâdece o râvînin kendisine âit olduğu ve bir başka râvîsinin bulunmadığı şeklinde anlaşılmasından korkulduğu için; 2) Kırâat vecihlerinde, ictihad ve şahsî görüşün de etkisi varmış gibi bir yanlış kanâate yer verilmemesi için ![]() Nihâyet, zamanın Asr-ı Seâdet'le arası açıldıkça; kırâatlarla ilgili titizlikler de, o nisbette zayıfladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yapıları bu araştırmaların sonuçlarına göre; bunlardan bâzılarına imam bâzılarına Râvî, bâzılarına da Tarık unvanları verilerek, bunların diğer âlimlerden ayrı ve özel bir statüye sâhib oldukları kabul ve ilân edildi ![]() ![]() ![]() Şimdi, mütevâtir "Kırâat-ı Aşere" = (On Kırâat)'ın İmam, Râvî ve Tariklarının, hangi isimlerden olduğunu kısaca ve sıra ile belirtmeğe çalışalım: l) Nâfi b ![]() ![]() ![]() ![]() A) Kalûn (220/835), birinci Râvî olup işâreti Be'dir ![]() B) Verş (197/812), ikinci Râvî olup işâreti Cîm'dir ![]() Tarikler'ı: Kalûn'a bağlı olarak: 1) Ebû Neşît (285/898), 2) Hulvânî (250/864) ![]() Ebû Neşît'a bağlı olarak: 3) İbnu Bûyâ (344/955), 4) el-Kazzâz (x) Hulvanî'ye bağlı olarak: 5) İbnu Ebî Mihrân (289/901), 6) Ca'fer el-Bağdâdî (290/902) ![]() Verş'e bağlı olarak: 1) Ezrak (240/854), 2)İsbehânî (296/908) ![]() Ezrak'a bağlı olarak: 3) en-Nahhâs (280/893), 4) İbn Seyf (307/919) Isbehânı'ye bağlı olarak: 5) Hibetullâh (350/961), 6) Muttavvi'î (371/981) II) Abdullah b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() A) Bezzî (250/864), birinci Râvî olup işâreti He'dir ![]() B) Kunbul (291/903), ikinci Râvî olup işâreti Ze'dir ![]() Tarikleri: el-Bezzi'ye bağlı olarak: 1) Ebû Rabî'a (294/906), 2) İbnu'l Habbâb (301/913) ![]() Ebû Rabı'a'ya bağlı olarak: 3) en-Nakkâş (351/961), 4) İbnu Bennân (374/984) ![]() İbnu'l-Habbâb'a bağlı olarak: 5) Ahmed b ![]() 6) Abdulvâhıd (349/960) ![]() Kunbül'e bağlı olarak: l) İbnu Mucâhid (324/935), 2) İbnu Şen(e)bûz (328/939) ![]() İbnu Mücâhid'e bağlı olarak: 3) Şâmirî (386/996), 4) Sâlih h ![]() ![]() İbnu Şen(e)bûz'e bağlı olarak: 5) el-Kâdî Ebu'l-Ferec (390/999), 6) eş-badvî (388/997) ![]() Ebu'l-Ferec'e bağlı olarak: 7) Ebû Tağleb(x), 8) el-Habbâz(î) (398/ 1007) ![]() III) Zibbân b ![]() ![]() ![]() ![]() A) Dûrî (246/860), birinci Râvî olup isâreti Tı'dır ![]() B) Sûsî (261/874), ikinci Râvı'si olup işâreti Ye'dir ![]() Tarikleri: Dûri'ye bağlı olarak: 1) Ebu'z-Zârâ' (280/893, 2), İbnulliel-ah (303/915) Ebu'z-Zarâ'i'ye bağlı olarak: 3) İbnu Mucâhid (324/935), 4) Muhammed b ![]() ![]() İbnu'l-Ferah'a bağlı olarak: 5) İbnu Ebî Bilâl (358/968), 6) Muttavvi'î (371/981) ![]() Sûsi'ye bağlı olarak: 1) İbnu Cerîr (316/928), 2) İbnu Cumhûr (300/912) ![]() İbnu Cerîr'e bağlı olarak: 3) Sâmirî (386/996), 4) İbnu Habs, ed-Dîneverî (373/983) ![]() İbnu Cumhûr'a bağlı olarak: 5) Şezzâ'î (370/980), 6) Şen(e)bûzı , 388/998) ![]() IV) Abdullah b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() A) Hişâm (245/859), birinci Râvı'si olup işâreti Lâ'dır ![]() B) İbnu Zekvân (242/856), İkinci Râvı'si olup işâreti Mîm (h)dir ![]() Tarikleri: Hişam'a bağlı olarak: l) Hulvânî (250/864), 2) Dâcûnî 324/935) Hulvânî'ye bağlı olarak: 3) İbnu Abdân (300/912), 4) el-Cemâlu'l-Ezrak (300/9'2) ![]() Dâcûnî'ye bağlı olarak: 5) Zeyd Ebî Bilâl (358/968), 6) eş-Şezzâ'î (370/980) ![]() İbnu Zekvân'a bağlı olarak: 1, ) Ahfeş (292/904), 2) Sûrî (307/919) ![]() 3) Nakkâş (351/962), 4) İbnu'l Ahrum (341/952) ![]() Sûrî'ye bağlı olarak: 5) er-Ramlî (324/935), 6) Muttavvi'î (371/981) V) Âsım b ![]() ![]() ![]() ![]() A) Ebû Bekr Şu'be (193/805), birinci Râvî'si olup işâreti Sâd'dır ![]() B) Hafs b ![]() Tarik'leri: Ebû-Bekr'e bağlı olarak: 1) Yahyâ b ![]() ![]() Yahyâ b ![]() 3) Şuâyb (261/874), 4) İbnu Hamdûn (240/854) ![]() 'Uleymî'ye bağlı olarak: 5) İbnu Huley' (356/966), 6) er-Razzâz (360/970) ![]() Hafs'a bağlı olarak: 1) Ubeyd b ![]() ![]() ![]() Ubeyd b ![]() 3) Hâşimî (368/978), 4) Ebû Tâhir b ![]() ![]() Âmr b ![]() 5) el-Fîl (289/901), 6) ez-Zer'ân (290/902) ![]() VI) Hamvva b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() A) Halef el-Bezzâr (229/843), birinci Râvî'si olup işâreti Dâd'dır ![]() B) Haliâci (220/835), ikinci Râsî'si olup işâreti Kaf'dır ![]() Tarikleri: Halef'e bağlı olarak: 1) İdrîs el-Haddad (292/904), İdrîs el-işaddâd'a bağlı olarak: 2) Ahmed b ![]() 4) Ahmed b ![]() ![]() Hallâd'a bağlı olarak: l) İbnu Şâzan (286/899), 2) İbnu'l Heysem (249/864) ![]() 3) el-Vezzân (250/864), 4) et-Tulehî (252/866) ![]() VII) Ali b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() A) Ebu'l-Hâris (240/854), birinci Râvî'si olup işâreti SEn(aş)dir ![]() B) Dûrı (246/860), ikinci Râvî'si olup işâreti Te'dir ![]() ![]() ![]() ![]() Tarikleri: Ebu'l-Hâris'e bağlı olarak: 1) Muhammed b, Yahyâ (300/912), 2) Seleme b ![]() ![]() Muhammed b ![]() 3) el-Betı (300/912), 4) el-Kantarî (310/922) ![]() Seleme b ![]() 5) Ebu'l-Abbâs Seâleb (291/903), 6) Muhammed b ![]() Dûrî'ye bağlı olarak: 1) Câfer en-Nusaybı (307/919), 2) Ebû Usmân ed-Darîr (310/922) Câfer en-Nusaybıaye bağlı olarak: 3) İbnu'l-Celendâ (340/951), 4) İbnu Deyzûye (330/941) ![]() Ebû Usmân ed-Darîr'e bağlı olarak: 5) ibnu Ebî llâsim (349/960), 6) eş-Şezzâ'î (370/980), VIII) Ebu Câ'feri'ezıd b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() A) İbn Verdân (160/776), birinci Râvî'si olup, ibnu'l-Cezerı'ye göre işâreti noktalı Ha'dır, diğerlerine göre de, isminin ilk hecesi olan "î"dir ![]() B) İbn Cemmaz (170/786)'dan sonra, ikinci Râvî'si olup İbnu'l-Cezerî'ye göre işâreti peltek Zâl'dir ![]() ![]() Tarikleri İbn Yerdân'a bağlı: 1) Fadı b ![]() ![]() Fadı b ![]() 3) İbnu Sebîb (312/9'4) ![]() ![]() Hibetullâh b ![]() 5) el-Hanbelî (350/999), 6) el-Hammâmı (417/1026) ![]() İbn Cemmaz'a bağlı olarak: l) Ebû Eyyûb el-Hâsimî (216, '831), 2) ed-Dûrî (245/860) ![]() el-Hâşimî'ye bağlı olarak: 3) İbnu Rezyen (253/867), 4) el-Ezraku' l-Cemâl ![]() Dûrî'ye bağlı olarak: 5) İbnu'n-Neffâh (314/926), 6) İbnu Nehşel (294/906) ![]() IX) Yâkûb b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() A) Rüveys (238/852), birinci Râvîsi olup işâreti İbnu'l-Cezerî'ye göre Gayın harfidir ![]() ![]() B) Ravh (235/849), ikinci Râvîsi olup, sembolü İbnu'l-Cezerî'ye göre Şin harfidir ![]() ![]() Tarikleri: Rüveys'e bağlı olarak ve hepsi Temmâr (366/976) tarîkından: 1) en-Nehhâs (368/978), 2) Ebi'tTayyib (350/961), 3) İbnu Miksem (354/965), 4) Cevherî (İ ![]() Ravh'a bağlı olarak: 1) İbn Vehb (270/883), 2) ez-Zübeyrî (300/912) bn Vehb'e bağlı olarak: 3) el-Muaddil (320/932), 4) Hamza b ![]() ![]() ez-Zübeyrî'ye bağlı olarak: 5) Gulâm b ![]() ![]() X) Halef b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() A) İshdk el- Verrak (286/899), birinci Râvîsi olup işâreti Sah (ve)dir ![]() B) İdris el-Haddâd (292/904), ikinci râvîsî olup işâreti Seh(z)dir ![]() Tarikleri: İshak el- Verrak'a bağlı olarak: 1) İbnu Ebî Ömer (352/963), 2) el-Bursâtî (360/970), 3) Muhammed b ![]() ![]() İbn Ebî Ömer'e bağlı olarak: 4) es-Sûsencerdî (402/1011), 5) Bekr b ![]() ![]() İdris el-Haddâd'a bağlı olarak: 1) eş-Şetiî (370/980), 2) Muttavvi'i (371/981) 3) İbnu Bûyân (344/955), 4) Ebû Bekr el-Kutay'î (368/978) ![]() İşte Kırâat-ı Aşere, yani On Kırâat; beşinci hicrî asra kadar, İmam, Râvî ve Tariklarıyla beraber, kısaca yukarıya derc ettiklerimizden ibârettir ![]() ![]() 1) Nâfi' için 144; 2) İbnu Kesîr için 73; 3) Ebû Amr için 154; 4) İbnu Âmir için 130; 5) Asım için 128; 6) Hamza için 121; 7) Kisâ'î için 64; 8) Ebû Câfer için 52; 9) Yâkûb için 85; ve 10) Halef el-Bezzâr için de 31 olmak üzere, toplam 982 kadarı, büyük âlim İbnu'l-Cezefi tarafından, başlangıcından kaynağına kadar tesbit edilerek, Kırâat-i Aşare'nin ne denli bir tevâtür derecesinde olduğu ortaya konulmuştur ![]() ![]() ![]() Bu "On Kırâat'ın dışında kalan kırâatlara da: "Şâz Kırâatlar"="el-Kırââtu'ş-Şâzze" denilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|