Had |
08-05-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
HadSınır çekmek, bilemek dikkatle bakmak, ayırmak ve ceza tatbik etmek Bir isim olarak; sınır, son, bıçak vb ağzı, tarif ve şer'î ceza Çoğulu hudûd gelir Bir hukuk terimi olarak hadler; Islâmî ölçüler, Islâm Dininin ortaya koyduğu helâl-haram sınırları, miktarı ve niteliği nasslarda belirlenmiş olan şer'î cezalar demektir Mükellef, yani akıllı ve ergin kişilerin yaptığı işlerin ve Resûlünün rızasına uygun olup olmadığını gösteren ölçüler vardır Bu ölçüler Kur'ân ve Sünnetle bildirilmiştir Islâm'da mükelleflerin yaptığı işlerin (ef'al-i mükellefi) değer hükmünü gösteren ölçüler şunlardır: Farz, vacip, Sünnet, Müstehap, Helâl, Mübah, Mekruh, Haram, Sahih, Fâsit, Batıl Mükellefin yaptığı her iş, şer'î sınırları gösteren bu ölçülere göre değerlendirilir Sonuçta ona göre ceza veya mükâfaat alır; yapılan iş ya geçerli (sahih) veya geçersiz (fâsid, bâtıl) olur Şer'î hadlerin genel anlamı 'ın koyduğu helâl-haram ölçüleridir Bu mana aşağıdaki âyet ve Hadislerden anlaşılmaktadır: Nisâ suresi 12 âyette mirasla ilgili hükümler açıklandıktan sonra şöyle buyurulmaktadır: "Bunlar 'ın sınırlarıdır, Kim 'a ve elçisine itaat ederse onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada ebedî kalırlar Işte büyük kurtuluş budur Kim de 'â ve O'nun Elçisine karşı gelir, O'nun sınırlarını aşarsa, onu ebedi kalacağı ateşe sokar Onun için alçaltıcı bir azab vardır" (en-Nisa, 4/ 13, 14) Burada 'ın emirleri "O'nun sınırları' olarak ifade edilmiş, bu sınırları aşanların ceza ile karşılaşacakları haber verilmiştir "'ın yasak sınırına uyup o sınırı aşmayanlar kendilerine Cennet va'dedilen mutlu kişilerdir onlarla alış-veriş yapmış, Cennet karşılığında mallarını ve canlarını satın almıştır (et-Tevbe, 9/111) "(Bu alışverişi yapanlar), tevbe eden, ibadet eden, hamdeden, rükü' eden, secde eden, iyıliği emredip kötülükten meneden ve 'ın (yasak) sınırlarını koruyan (onları çiğnemeyen) insanlardır O mü'minleri müjdele" (et-Tevbe, 9/ 112) 'ın yasak sınırları, şüphesiz O'nun haram kıldığı işlerdir 'ın haram kıldığı fiiller yani günahlar, büyük ve küçük olmak üzere ikiye ayrılır (bkz en-Necm, 53/32; el-Kehf, 18/49) Büyük günahların sayısı hakkında kesin bir rakam yoktur Doğruya en yakın olanının 125 olduğunu ifade eden A Ziyaeddin Gümüşhânevî (v 1311/ 1893) kitabında bunları tek tek açıklamıştır (bkz Gafillerin Kurtuluş yolu Terc Ali Kemal Saran, Ikbal Yayınları, Ankara, (Tarihsiz) Hadis-i Şerifte 'ın haram kıldığı şeyler "'ın korusu" olarak nitelendirilmiştir: "Muhakkak helâl belli, haram da bellidir Ikisinin arasında çok kimselerin bilemeyecekleri (birtakım) şüpheli şeyler vardır Kim şüpheli şeylerden sakınırsa dinini ve ırzını kurtarmış olur Kim şüpheli şeylere dolarsa, korunun etrafında (sürüsünü) otlatan çoban gibi, çok sürmez içine düşer Haberdar olun! Her hükümdârın bir korusu vardır Dikkat edin 'ın yeryüzündeki korusu da haram kıldığı şeylerdir Haberiniz olsun! Cesed içinde bir parça et vardır ki o iyi olursa bütün cesed iyi olur O bozuk olursa bütün cesed bozuk olur Biliniz ki o, (et parçası) kalbdir" (Riyazüssalihîn, 419, 420, M Emre terc) Islâm ceza hukuku (Ukûbat) terimi olarak hadler; "belirli bazı suçlara İslam'ın tayın ettiği cezalar" dır Bu cezayı gerektiren suçlar beş tanedir: zina, hırsızlık, içki içmek, kazf (namuslu kadına zina iftirası) ve yol kesme (hırâbe) Islâm ceza hukukunda "had"ler " hakkı" olarak kabul edilmiştir Yani haddi (İslam'ın tesbit ettiği cezayı) gerektiren suçlar amme hukukuna tecavüz anlamı taşımaktadır Kısas kul hakkıolduğu için buna had denilmemiştir Haddin dışında kalan yani Kur'an ve Sünnetle tayın edilmeyip hâkimin takdirine bırakılmış cezalara ta'zir cezaları denir Hapis, teşhir, sürgün vb (ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l-Islâmî ve Edilletüh, 2 baskı, Dimaşk 1405/1985, IV, 284 vd) Içki içme cezası dışındaki hadler Kur'an'la, içki içme cezası ise Sünnetle sabittir |
|