Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
huzuruyle, ibadetin, incelikleri, kalp

Kalp Huzuruyle İbadetin İncelikleri

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kalp Huzuruyle İbadetin İncelikleri




İç alemi karanlığa boğan sebepler


Bilmemiz gereken birçok şey vardır Ama hepsinden önce, insanın iç alemini karanlığa boğan sebepleri öğrenmeliyiz Zira en büyük zarar, iç alemin karanlığa gömülmesidir Çünkü o, iç alemin körelmesine sebep olur


O karanlık içe çökünce, insan Hakk’a karşı perdelenmiş olur Her kime ki bu musibet iş oldu, diğer bela ve felaketler ona kendiliğinden gelir


En büyük musibet, insanın iç alemine kötülük cinsinden gelen şeylerdir Diğer dış musibetler, onun yanında hiç kalır


Seven sarhoş olur Bir sarhoş için dışarıdan gelen belanın ne önemi vardır ki? Ancak insan, imanı dolayısıyla, daldığı sarhoşluk aleminden ayıktığı zaman, zahirde kendisine olanları anlar Artık ne kadarsa


Allah’ın nurundan perdelenmiş kimsenin belası eksik olmaz Ancak, bütün varlığını terk edip O’nun yoluna candan girdiği an, kurtulmuş sayılır İşte o zaman nura kavuşmuş olur


Hakk’ı terk edip zulmet yoluna girenler için şu ayet-i kerimedeki dehşet verici emirden daha serti olamaz Şöyle buyurdu Allah-u Zülcelal:


“Onların kalpleri ‘ran’ hastalığına tutulmuştur” (83/14) Ran; kalbin katılaşıp kararmasıdır


Gafletle yapılan ibadetin zararları


Bir çok ibadetler vardır ki, sahibini ibadet ettiği zattan gafil kılar Bir çok iyilikler içinde oldukları halde, o iyilikleri göremezler Bilhassa o iyiliklerin sahibini hiç anlayamazlar


Bir çok uykudakiler vardır ki, ancak uyandıkları zaman, doğru yolu bulurlar


Bir çok ayık kimseler vardır ki, zamanla gaflet uykusuna dalarlar


Bütün kötüler, kötü olarak kalmazlar Bunların birçoğu zamanla velayet (evliya) derecesine kadar yükselir Tabiatıyla, nefislerini ıslah yoluna girdikleri takdirde


Ömrünü ibadetle geçiren bir çok kimseler de, sonunda kötülerin yoluna sapmışlardır


İbadet edenlerin bir kısmına, yaptıkları amel perde olmuştur Yaratanın iyiliğini göremez olmuşlardır Bu sebeple Hakk’dan uzak düşerler Bu halleriyle Hakk’a vasıl olmuş zannına kapılmış olanlar, onlar arasında eksik değildir


Bir irfan sahibi için Hakk’a karşı perde kadar büyük bir felaket yoktur Bu hal, bir anlık bile olsa Bir felaket sayılır Perdelenmiş olmak, evet Bunun kadar azim bir felaket tasavvur edilemez


Günahın cezası: Allah’a yalvaramamak!


Geçmiş ümmetlerden bir kul şöyle diyordu: “İlahi! (Ey benim Rabbim!) Ne zamandır ve ne kadar çok sana isyan ediyorum Böyle iken, bir defa olsun, beni cezalandırmadın


Allah-u Zülcelal, o devrin peygamberine şöyle vahyetti:

“Git ona söyle, onu güzel işlerimi görmekten geri koymadım mı? Onun kalbinden bana yalvarmak tadını çıkarmadım mı? Bunlardan daha büyük musibet ve ceza olur mu?”


Bayezid-i Bistami Hazretlerinin hizmetçisi Ebu Musa, şöyle bir hikaye anlatır:

“Bir gün Bayezid çarşıya çıktı Halk onu görebilmek için hücum etti Görebilmek için neredeyse birbirlerine gireceklerdi Bayezid Hz o kalabalığın haline baktı ve şöyle dua etti:


“Ya Rabbi, sana sığınırım, onlara acı, beni görünce seni unutmasınlar Bana da acı, onları görmekle varlığını bana unutturma


Ne kadar güzel! Allah ondan rahmetini esirgemesin Hakk’a karşı ne kadar doğru Müslüman kardeşlerine karşı da ne kadar şefkatli Kendisi için neyi istiyorsa, onlara da aynı şeyi istiyor


Ey insanlar arasına katılmak isteyen, doğru ol, ayık ol Onlar arasına karışanlardan nicelerinin başlarında takunya sesleri uçuştu Ve nicelerinin dini, imanı kayboldu gitti…

Allah’ım sen esirge, Allah’ım sen koru…


Dört çeşit insan vardır:


Alimler insanları dörde ayırmışlar Bunları iyi tanı ve bil Şöyle ki:


1-Allah kalp gözü vermiştir Allah’ın yaptığı derin manalı ve incelik taşıyan işleri onunla görür O’nun kuvvet ve kudretine o gözle bakar, anlar


2-Aklı ile iyiyi ve kötüyü seçer Emir ve yasakları böylece çıkarır, anlar


3-Sır sahibidir Her zaman ve her an, olanlara marifet nuru ile bakar


4-Kötüdür, bir şey göremez Hiçbir şeyden anlamaz Bu kimse, Allah-u Zülcelal’in şu emrinin tehdidi altında ezilir; “Bu dünyada kör olanlar, öbür alemde de kör olurlar Belki de, buranın körlerinden daha şaşkın bir duruma düşerler” (17/72)


Şunu bilmek gerekir ki, küfür ehli karanlık içindedir, yaptıkları fena işler onları boğar Hidayet yolunu göremez olurlar Masiyet (günah) işlemekte devam edenler de takva nurundan mahrum yaşarlar Yaptıkları işler, onları gaflet uykusuna daldırmıştır


İbadeti kendinden bilmek felaketi


Taat ve ibadete kavuşmuş olanlar da karanlık içindedirler Sebebi; yaptıkları ibadetleri görmeleridir (‘Ben şu ibadeti yaptım’ diye düşünmeleridir) Allah-u Zülcelal’in başarı ihsan ettiğini bilmezler O’nun inayetini sezemezler Amma, Allah-u Zülcelal dilerse, bunların perdesini açar Açınca, nurla nuru görmeye başlarlar Gözleri nur, baktıkları şey nur olur Böyle olunca, Hakk’tan başkasını görmezler


Bir kimse, yaptığı ibadeti ve taatı görürse, efendisini bilemez O’nun bilgisinden mahrum olur Efendisini gören de başkasını bilemez


Bir kimse, Allah-u Zülcelal’in yardımı olmadan bir iş yapamayacağını anlarsa… Allah-u Zülcelal’in iyi işleri içinde kendisini kaybeder Kul, ibadetini görür, yaratıcısını göremezse, taat tadından mahrum kalır Bazen bu hal, insanı, iyi arzudan da mahrum kılar Çünkü insanların çoğu, iyiliği görünce, o iyilik sahibini unuturlar Allah-u Zülcelal, her şeyden pak ve temizdir, Subhan’dır


Nessac şöyle diyor: “Bir kimse ibadet ettiği zaman, nefsini görürse, ucuptan kurtulamaz

İbadet ettiği zaman, halkı gören ve onların görmesini isteyen riyakardır İbadetinin çokluğunu görüp duran, kendisini aldatmaktan alamaz Sevaba güvenen, Hakk katında perdelenmiş olur Yalnız Allah-u Zülcelal’i gören, O’nun karşısında tam yerine oturmuş ve sağlam bir dost olur


Ebu Bekir b Abdullah şöyle anlatıyor: “Bir kimse hikmetin yanlarını görür, özüne varamazsa, bu hali ile de, işi incelemeye yeltenirse, aslına eremez İşin özü, ona kapalı kalır Bir irfan sahibi için Allah-u Zülcelal’i unutmaktan daha fena bir şey olamaz Kalbi, Allah-u Zülcelal’den başkasına bağlamaktan daha fena bir şey tasavvur edilemez Hangi gaye ve anma, Allah-u Zülcelal’den başkası için olursa, kulla Allah-u Zülcelal arasında bir perde sayılır


Evvel zamanda inen bazı kitaplarda şu cümleler vardır: “Bir çok işler vardır ki, kul onu, iyi bilip de yapar Ama o iş, günah saydığından daha zararlıdır


Bir çok kötü olarak yapılan işler vardır ki, onlar da iyi sayılır Halbuki iyilik, daima iyidir, kötülük de daima kötüdür


Bazı büyükler, bu cümleleri şöyle açıklamışlardır: “Bir kul, iyi iş yapar Sonra, onu yaptığı için böbürlenmeye ve övünmeye başlar Bu gibi bir işten ne fayda hasıl olur? Halbuki, Allah-u Zülcelal için olması lazımdır Bir kimse de bir hata işler, onun kötü olduğunu anlayınca da, tevbe eder, ağlar, sızlar, haliyle bu da iyi olur


Birinci insanın yaptığı iş gizli şirktir Bu tehlikelidir Hem de tehlikesi kolayca sezilemeyecek kadar Hz Ebu Bekir (ra) gizli şirk için şu duayı yapardı: “Ya Rabbi! Gizli şirkten sana sığınırım


Rabia Hatun (ks) şöyle anlatıyor: “Dünya, kendisine koşanların kalbine perde olur Allah-u Zülcelal’in nurunu göremezler Bilseler, dünyayı bırakırlar O zaman perde de olmaz, dünyalık da daha iyi gelmeye başlar


(Bu yazının hazırlanmasında Ahmed Rufai Hznin “Onların Alemi” adlı eserinden faydalanılmıştır Ss 248-255)


(Gülistan Dergisi)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.