Ateistin İddiasina Cevap(1) |
08-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ateistin İddiasina Cevap(1)Zaman zaman inkarcılar Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerimdeki ayetlerin Türkçe çevirilerine bakarak kendilerince çelişkiler aramaya çalışmaktadırlar ve iddia ettikleri bu çelişkileri bulduklarını öne sürerek sevinmekte;kendilerini O Yüce Kitabın emir ve yasaklarından muaf tutmaktadırlarŞimdi bir ateistin " Cennette şaraptan ırmaklar vardır,o halde cennette yasak olmayan bir şey neden dünyada yasak olsun ki?Ve cennette haram olmayan birşeyin dünyada haram kılınması çelişkili bir ifade değil midir?" iddiasına cevap verelim: Bu iddianın temel sebebi içki ve içecek kelimelerinin Arapça karşılığı ile Türkçe karşılığının karıştırılmasıdır Bu karışıklılıkla orijinal metinde olmayan ifadeler sanki Kuran'da varmış gibi zannedilmektedir İlk başta bu konuyla ilgili olan ayetlere bakalım Takva sahiplerine va'dedilen cennetin misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır Hiç (böyle mükafatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını 'parça parça koparan' kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu? (47 Muhammed Suresi, 15) Bu ayette çevrilen "şaraptan ırmaklar" kelimesinden yola çıkarak şarabın bir içecek olarak cennette olduğu ve dolayısıyla övüldüğü iddia edilmektedir Fakat bu ayette geçen kelimenin karşılığı ve bunun anlamına bakıldığında hatanın nerede yapıldığı anlaşılacaktır Ayetin orijinalinde de "şarap" kelimesi geçer ve Türkçe'ye direkt olarak "şarap"diye tercüme edilir Fakat Arapça’daki "şarap" kelimesinin karşılığı ile Türkçe'deki "şarap" kelimesinin karşılığı aynı değildir "Şarap" kelimesi Arapça "içmek" anlamına "şerebe" fiilinden türer Şarap içilecek olan her şeydir Fakat bu kelime Arapça'dan Türkçe'ye geçerken anlam kaymasına uğramış ve "içki" anlamında "şarap" olarak anlamlandırılmıştır Kuran'da ise "şarap" ve "alkollü diğer içecekler" için "Hımır" kelimesi kullanılmaktadır Kur'an'da da "alkollü içecek" (Türkçe'deki şarap) anlamında bu kelime kullanılmaktadır Ey iman edenler, içki (Hımır), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz Gerçekten şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister Artık vazgeçtiniz değil mi? (Maide Suresi, 90-91) Ayrıca Allah Kur'an'da cennet içeceğinin sarhoşluk vermediğini başka bir ayette ayrıca şöyle ifade etmektedir Kaynağından (doldurulmuş) testiler, ibrikler ve kadehler ki bundan ne başlarını bir ağrı tutar, ne de kendilerinden geçip akılları çelinir (Vakıa Suresi,18-19) Dolayısıyla iki dil arasındaki bu anlam karmaşasından faydalanılarak bu eleştiriler yapılmaktadır Oysa ayette geçen kelimelerin gerçek anlamları bulunup, kelimeler buna göre düşünülürse sonuçta ortada bir çelişki olmadığı görülür *Onlar hala Kuran'ı iyice düşünmüyorlar mı?Eğer O Allah'tan başkasının katından olsaydı,kuşkusuz içinde birçok çelişkiler bulacaklardı*(Nisa/82) |
Ateistin İddiasina Cevap(1) |
08-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ateistin İddiasina Cevap(1)kardeşim ellerine ve emeğine sağlık çok güzel bir yazı olmuşateistlere bakarsak genelde ezbere konuştuklarını söyleyebilirizyani birtakım iddiaları var ama dayanakları yok, yani kanıtlayamıyorlarbuna en büyük sebep de bilimsel ve teknolojik gelişmeleri, kulların beyin gücüne bağlamalarıyani insanı doğaya hakim, bir çok şeyleri yaratmaya (!) muktedir görmeleridir ve pek yakında da kendi iddialarına göre metafizik konularında çözülmeyecek mesele kalmayacağına kendilerini inandırmışlarbu gün fen bilimleri gibi müthiş bir ilmi, kendilerini tanrı yapmaya çalışan kullar asimile etmeye, amacından saptırmaya çalışıyorlaroysa o çok övündükleri, hala sırrını çözemedikleri beyinlerini yaratan, Allah (cc) dirüretebildikleri her maddenin çıkış noktası tabiattır, tabiatı da içindekilerle birlikte yaratan yine Allah (cc) dürbunlar, varlığın ilk sebebi olan allah'ı değil, Allah'ın yarattığı bir kulun, yine Allah'ın izniyle üretebildiği şeyleri takdir edebiliyorlarSELAM VE DUA İLE |
|