Peygambere İnen Nur: Kur'an! |
08-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Peygambere İnen Nur: Kur'an!O, karanlikta kalanlari aydinliga cikarmak icin inen NUR'dur! هُوَ الَّذِي يُنَزِّلُ عَلَى عَبْدِهِ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَكُمْ مِنْ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ "O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir" (Hadid- 9) يَهْدِي بِهِ اللَّهُ مَنْ اتَّبَعَ رِضْوَانَهُ سُبُلَ السَّلَامِ وَيُخْرِجُهُمْ مِنْ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِهِ وَيَهْدِيهِمْ إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ "Allah, onunla rızası peşinde olanları selâmet yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola iletir" (Maide- 16) الر كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنْ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ "Elif Lâm Râ Bu Kur’an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgüye lâyık, Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır" (İbrahim- 1) Bir NUR' ki, bütün kafirler birleşseler, onu kiyamete kadar ağızlarıyla söndüremeyecekleri kadar parlak يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ "Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır" (Saf/8) Yandikça büyüyecek, büyüdükçe yanacak O, enerjisini tükenmez bir kaynaktan, büyük bir güçten almaktadır Bunun için o, kıyamete kadar hiç sönmeyecektirç Bu kandil 1400 yıl önce Kadir gecesinde yakılmış, gece gündüz bu güne kadar etrafini aydinlatmış, insanlara yol göstermiş, ziyasından (parlaklığından) da hiçbir şey kaybetmemiştir Bu İslam güneşini balçıkla sıvamak isteyenler, onun ışıgını görmemek için kafalarina torba geçirenler her zaman olagelmiştir Bu karşıt güçler, şer/kötülük ve zulüm odaklari, hak hukuk ihlalcileri, saldırgan emperyalistler, kan içiciler, müşrikler, putperestler, ateistlerdir Şirk ve zulüm karanlığınin etrafi kapladığı bir zamanda, çorak bir atmosferde; haksizlığın, hırsızlığın, eskiyalığın, haydutluğun, adam kaçırmaların, yargısız infazların çokça yapıldığı bir zaman ve mekanda; kız çocuklarının yüz kızartıcı, onur kırıcı bir varlık telakki edildiği, bu yüzden canlı canlı toprağa gömülerek öldürülmesi gerektiğine inanildığı bir zamanda yetişti o imdada, Kadir gecesinde Kadir gecesinde, insanların yollarını aydinlatacağı bir fener, bir ışık, bir nur yansıdı Hira Dağı’na ve oradan da bütün dünyaya Bir kurtuluş müjdesiydi bu Karanlıkları yırtacak olan bir müjde Fakir, yoksul, yetim ve mazlumlar için bir müjde Zalimlerin baskıcı, işkenceci, yargısız infazcı otoritesinden insanları kurtarmak, huzura kavuşturmak ve imanın tadına ermek isteyenler için bir müjde Toplumun bazı ileri gelenleri, dikkafalar, kendini beğenmişler, düzenbazlar, hırsızlar, namussuzlar, zalimler, hainler, Kadir gecesinde yakılan ve günümüze kadar parlamiş ve parlayacak olan bu meşaleye, bu güneşe güya tenezzül etmiyorlar Hatta daha da ileri giderek onu ağızlarıyla söndürmeye, yani Yaratan’ın kullarına uygun gördüğü/tavsiye ettiği, kurtuluş va’deden sistemi (İslam’ı) gözden düşürmeye çalısmaktadırlar Sonra da, İslam güneşine alternatif olsun diye kendileri bir ateş (meşale) yakiyorlar Beslendiği enerji kaynağı zayıf olan bir ateş Kısa bir süre içinde sönmeye yüz tutacak olan bir ateş Çünkü, Kadir gecesinde yakılan İslam meşalesi, onların yaktıklari ateşin (meşalenin) ziyasını bastırmaktadır Onlara ‘İslam meşalesine gelin, onun ışığı hepimize yeter’ diyoruz anlamıyorlar وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا صُمٌّ وَبُكْمٌ فِي الظُّلُمَاتِ ‘Bizim ayetlerimizi yalanlayanlar, karanliklar içinde kalmış sagır ve dilsizlerdir’ (Enam/39) Rabbimiz soruyor onlara: قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الْأَعْمَى وَالْبَصِيرُ أَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُ "De ki: “Kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu?" (Ra’d- 16) Beşerin yaktığı ateş mutlaka gün gelir sönüverir Sönünce veya söndürülünce, hem ateşi yakanlar, hem de bu ateşe koşanlar karanlıkta dikile kalırlar, yada kuduz köpekler gibi oraya buraya saldırırlar Ve Rabbimiz, biz iyi anlayalım diye bir örnek veriyor: مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِي اسْتَوْقَدَ نَارًا فَلَمَّا أَضَاءَتْ مَا حَوْلَهُ ذَهَبَ اللَّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتٍ لَا يُبْصِرُونَ "Onların durumu, (geceleyin) ateş yakan kimsenin durumuna benzer: Ateş tam çevresini aydınlattığı sırada Allah ışıklarını yok ediverir de onları göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir" (Bakara- 17) Meşalesiz karanlıkta kalan bu insanlar sonra yeni bir ateş (meşale)arayışına çıkmaktadırlar Gözleri olmasına rağmen görmeyen bu insanlar 1500 yıldır yanmakta olan islam güneşini, islam meş’alesini hala görememektedirler: وَإِنْ تَدْعُوهُمْ إِلَى الْهُدَى لَا يَسْمَعُوا وَتَرَاهُمْ يَنظُرُونَ إِلَيْكَ وَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ "Eğer onları, doğru yola çağırırsanız işitmezler Sen onların sana baktıklarını görürsün, hâlbuki onlar görmezler" (A’raf198) |
|