Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hüseyin, imam, kimdi

İmam Hüseyin Kimdi?

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İmam Hüseyin Kimdi?




İmam Hüseyin'in (Selam onun ve ailesinin üzerine olsun)


Aşk ve Fedakarlık Dolu Hayatı


İmam Hüseyin (as) Hz Ali (as) ve Peygamber-i Ekrem’in kızı Hz


Fatıma (as)’nın ikinci oğludur Hicretin dördüncü yılında dünyaya


geldi Büyük kardeşi İmam Hasan Mücteba (as) şehit olduktan sonra


Allah’ın emri ve kardeşinin vasiyeti üzerine imamet makamına ulaştı


İmam Hüseyin (as) on yıl imamet etti Yaklaşık altı ay dışında bu müddetin


tümü Muaviye’nin hilafeti zamanında en zor koşullar,acı durumlar


ve en ağır baskılar altında geçti Çünkü birinci olarak dini yasalar toplumda


değerini kaybetmiş, hükümetin istekleri, Allah ve Resulünün isteklerinin


yerini almıştı İkinci olarak da Muaviye ve dostları bütün mümkün yollara


baş vurarak Ehl-i Beyt’i ve taraftarlarını ezip Ali(as)’nin


ismini yok etmek istiyorlardı Ayrıca Muaviye oğlu Yezid’in hilafet


temellerini atıp pekiştiriyordu Halkın bir kısmı, hiçbir usule kayıtlı


olmadığından Yezid’in hilafetine razı değillerdi Muaviye de


muhalefetlerin çoğalmasını önlemek için daha fazla baskılara başvuruyordu



İmam Hüseyin (as) isteyerek istemeyerek bu karanlık günleri arkada


bırakıyor ve Muaviye tarafından yapılan her çeşit ruhsal işkence ve


baskılara katlanıyordu Hicretin altmışıncı yılında Muaviye öldü ve oğlu Yezid


babasının yerine oturdu Biat meclisinin kurulması, Arapların içerisinde


saltanat, imaret ve sair önemli konularda bir gelenekti Toplum, özellikle


tanınmış kişiler bu konularda sultana yahut emire biat eli veriyorlardı Biatin


ardından itaatsizlik etmek o kavme ar ve zillet sayılırdı Aynı zamanda


imzaladığı şeye boyun eğmekten kaçmak, kesin suç olarak bilinirdi Hz


Peygamberin siretinde de baskı olmaksızın yapılan anlaşma ve ahit


muteber sayılmıştır


Muaviye hayattayken tanınmış kişilerden Yezid’e biat almıştı Fakat


İmam Hüseyin (as)’a dokunmayıp, biat teklifinde bulunmamıştı


Özellikle oğlu Yezid’e şöyle vasiyet etti: “Hüseyin Bin Ali


biat etmezse fazla ısrar etme ve öylece kalsın” Çünkü Muaviye


meselenin önünü arkasını ölçebiliyordu



Ancak Yezid, gururu ve çekinmezliği sonucu, babası ölünce onun vasiyetini


unutup, Medine valisine, “Hüseyin’den benim hilafetim için


biat iste, etmezse başını Şam’a gönder” diye emir verdi


Medine valisi Yezid’in isteğini İmam Hüseyin (as)’a


duyurunca İmam ondan bu konuda düşünmesi için zaman aldı ve geceleyin


ailesini de alarak Mekke’ye hareket edip İslam’da resmen


emniyetli ve güvenceli yer olarak ilan edilen Allah’ın Haremi


(Mekke’ye) sığındı


Bu olay hicretin altmışıncı yılında Recep ayının sonları ve Şaban ayının


evvellerinde vuku buldu İmam Hüseyin (as) yaklaşık dört ay


Mekke’ye sığınarak yaşadı Bu haber yavaş yavaş İslam ülkelerine


yayıldı Bir taraftan, Muaviye devrindeki haksızlıklara razı olmayıp,


Yezid’in hilafetine karşı çıkanlar İmam Hüseyin’in (as)


yanına gelip yardım edeceklerine dair söz veriyorlardı, bir taraftan da


Irak’tan, özellikle Kufe şehrinden halk aralıksız mektup gönderip


İmam Hüseyin’in (as) Irak’a gelip Müslümanlara önderlik


ederek zulüm ve adaletsizliği yok etmesini ısrarla istiyorlardı Elbette bu


durum Yezid için çok tehlikeli idi



İmam Hüseyin (as), hac mevsimine kadar Mekke’de ikamet etti


Müslümanlar İslam ülkelerinden grup grup hac amellerini yapmak için


Mekke’ye akın ettiler Bu arada İmam, Yezid’in kendisini


öldürmek için hacı kılığında gizli bir grubu gönderdiği haberini aldı Bunlar


amel sırasında ihram elbiseleri altına gizledikleri silahlarla İmam


Hüseyin’i şehit edeceklerdi



İmam Hüseyin (as) hac amellerini yarıda keserek, bir toplantıda kısa bir


konuşma yaparak Irak’a hareket edeceğini bildirdi Bu konuşmada


şehit olacağını da bildirdi Müslümanlardan onun yardımına koşmalarını ve


bu hedef yolunda kanlarını vermelerini istedi Ertesi gün de Ehl-i



Beyt’i ve dostlarını alarak Irak’a yöneldi




İmam Hüseyin (as) biat etmemeye kesin


kararlıydı Bu yolda şehit olacağını da iyi biliyordu Umumi fesat, fikri inhitat


ve toplumun, özellikle Iraklıların iradesizliğiyle gücü pekiştirilen Ümeyye


Oğullarının büyük ve korkunç savaş gücünün onu yok edeceğini biliyordu


Tanınmış kişilerden bir grup, İmamın yanına gelip bu hareket ve kıyamın


tehlikesini hatırlattılar Fakat o hazret cevaplarında şöyle buyurdu: Ben biat


etmeyeceğim Zulüm ve fesat hükümetine boyun eğmeyeceğim Nereye


gitsem, nerede olsam beni öldüreceklerini biliyorum Mekke’den ayrılmamın


nedeni ise, kanımın dökülmesiyle Kabe’nin hürmetinin zedelenmesini


önlemektir


İmam Hüseyin (as), Kufe yoluna koyuldu Daha Kufe’ye birkaç günlük yol


varken, Kufe’ye gönderdiği elçisinin ve tanınmış sadık dostlarından birinin,


Yezid’in valisi tarafından şehit edilip yine onun emriyle ayaklarına ip


bağlanarak, Kufe sokaklarında gezdirildiğini duydu Kufe ve yöresinin sıkıca


gözaltına alındığını ve İmam’la savaşacak teçhizatlı bir ordunun


hazırlandığını duyunca, ölümden başka bir yol kalmadığını anladı İşte


burada şehit olmak için kesin karar aldığını açıkça belirtti ve Kufe’ ye doğru


hareketini devam ettirdi


Kufe’nin yaklaşık olarak yetmiş kilometre yakınlarında Kerbela ismindeki bir


çölde Yezid’in ordusu onları ablukaya aldı Sekiz gün burada kaldılar Bu


sırada günden güne abluka çemberi daralıyor ve sürekli düşmanın sayısı


çoğalıyordu Bilahare İmam (as), ailesi ve çok az sayıdaki ashabıyla birlikte,


otuz bin kişiden oluşan ordunun muhasarasında kaldı


Bu birkaç gün içinde İmam Hüseyin (as), ordusunun yerlerini ayarlayıp


dostlarını tasfiye etmeye karar aldı Kısa bir konuşmada ashabına


seslenerek şöyle buyurdu: “Bizim ölüm ve şahadetten başka bir yolumuz


yoktur Ben biatımı sizden kaldırdım Gitmek isteyen, gecenin karanlığından


faydalanıp kendisini bu tehlikeli meydandan kurtarsın Çünkü onlar bir tek


beni öldürmek istiyorlar


Daha sonra ışıkların söndürülmesine emir verdi Maddi maksatlar için İmam


Hüseyin (as)’a koşulanlar ayrılıp dağıldılar Sadece hak aşıklarından çok azı


(40 kişiye yakın) yaranı ve Beni Haşim’den olan akrabaları kaldılar


İmam Hüseyin (as), yine kalanları toplayıp konuştu ve şöyle buyurdu: “


Sizden her kim isterse gecenin karanlığından faydalansın ve kendisini


tehlikeden kurtarsın Onlar bir tek beni istiyorlar Fakat bu defa İmam’ ın


vefalı dostları bir bir kalkıp, biz hiçbir zaman senin önder olduğun hak


yolundan dönmeyeceğiz, elimiz kılıç tutana, damarımızda kan akana dek


savaşıp senin hürmetini koruyacağız, senin temiz eteğinden kopmayacağız,


diye çeşitli beyanlarda bulundular


Muharrem ayının dokuzuncu gününün sonlarında son teklif (biat veya


savaş) düşman tarafından İmam’a ulaştı Hazret, o geceyi ibadet için


mühlet alıp yarınki savaşa hazırlandı


Hicretin 61 Yılı Muharrem ayının 10 günü İmam, bir avuç dostlarıyla


(toplamı doksan kişiden azdı Kırk kişi önceden yanında olanlar, otuzdan


biraz fazlası savaş günü ve gecesi düşman ordusundan dönenler ve


diğerleri de İmam’ın Haşimî akrabaları; örneğin oğulları, kardeşleri,


kardeşinin ve bacısının oğulları ve amca oğullarıydı) sayısız düşman ordusu


karşısında saf çektiler ve savaş başladı


O gün sabahtan akşama kadar savaştılar İmam Hüseyin, Haşimi gençleri


ve sair dostları son nefere kadar şehit oldular (Şehitlerin içinde İmam


Hasan (as)’ın iki küçük oğlu, İmam Hüseyin’in bir küçük oğlu ve daha


kundakta olan bir yavrusunu da saymalıyız)


Savaş bittikten sonra düşman ordusu, İmam (as) ‘ın haremini yağmaladılar


ve çadırları ateşe vererek şehitlerin başını kesip elbiselerini çıkardılar


Cesetleri defnetmeden, sığınaksız kızlardan ve kadınlardan oluşan Ehl-i


Beyt esirlerini şehitlerin başlarıyla birlikte Kufe’ye doğru hareket ettirdiler


(Esirlerin içinde erkek olarak İmam Hüseyin (as)’ın yirmi iki yaşındaki oğlu


dördüncü imam olan Zeynelabidin (as) ağır hasta olarak, bir de onun oğlu


beşinci İmam Muhammed Bin Ali ve İmam Hasan (as)’ın oğlu Hasan-ül


Müsenna da bulunuyorlardı Hasan-ül Müsenna savaşta ağır yaralı olarak


şehitlerin içinde kalmıştı fakat son anlarda diri olarak bulundu Düşman


komutanlarının birinin arabuluculuğuyla başı kesilmedi ve esirlerle birlikte


Kufe’ye götürüldü) Kufe ‘den de Dimeşk ‘e, Yezid ‘in yanına götürüldüler


Kerbela vakası, kadınların esir alınıp şehirlerde gezdirilmesi, (esirler içinde


bulunan) Hz Ali (as)’ın kızı (Hz Zeynep) ve İmam Zeynülabidin’in Kufe ve


Şam’daki toplantı yerlerinde konuşmaları, Ümeyye oğullarını rezil etti ve


Muaviye’nin yıllarca yaptığı propakandayı etkisiz bıraktı Hatta Yezid,


Kerbela’da memurları eliyle yapılan bu işlerden kendisini temizlemeye


çalıştı Kerbela vakıası, etkisi geç olmasına rağmen, Ümeyye oğullarını


saltanattan düşürmekle birlikte, Ehlibeyt mektebinin kökleşmesinde büyük


bir etkendi Gösterdiği en yakın etki, çeşitli kıyamlar ve bunun yanı sıra da


on iki yıl süren kanlı savaşlardır Öyle ki, İmam Hüseyin’ in (as) katillerinden


hiçbiri intikamdan kaçıp kurtulamadı


Tarihin İmam Hüseyin (as) ve Yezid’le ilgili bölümünü okuyup o zamanın


hakim sistemi üzerinde araştırma yapan kimse bilir ki, İmam’ın sadece bir


seçeneği vardı o da şehit olmaktı İslam dininin apaçık ezilmesine neden


olan biat, hiçbir koşulda İmam Hüseyin için mümkün değildi


Çünkü Yezid, İslam dinine ve kanunlarına saygı göstermemekle yetinmeyip,


İslam’ı açıktan açığa ezmeğe girişen bir kişiydi


Hal bu ki onun geçmişleri (babası), dinin kanunlarına, din adına muhalefet


ediyorlar ve zahirde dine saygı gösteriyorlardı Hatta halkın inandığı


Peygamber (saa) ve sair dini şahsiyetlere yardım edip, onların yanında


bulunmuş olmakla iftihar ediyorlardı


İşte buralardan, bazı tarihçilerin İmam Hasan ve İmam Hüseyin hakkında


ortaya sürdükleri görüşlerin yanlış olduğu aydınlığa kavuşmuş oluyor


Bazıları diyorlar ki: İmam Hasan ve İmam Hüseyin iki değişik tabiata


sahiptiler; İmam Hasan sulhsever idi Kırk bin askeri olmasına rağmen barışı


kabul etti Fakat İmam Hüseyin savaşı tercih etti ve kırk kişi adamı olmasına


rağmen Yezid‘le savaşa kalktı


Bu söz yanlıştır, çünkü görüyoruz ki Yezid’e biat etmeyi kabul etmeyen


İmam Hüseyin (as), on yıl kardeşi gibi Muaviye’ nin hükümeti döneminde


yaşadı, ama hiçbir zaman muhalefet etmedi Gerçekten de İmam Hasan ve


İmam Hüseyin Muaviye ile savaşsalar da öldürüleceklerdi ve onların


ölümünün İslam’a hiçbir faydası olmayacak; kendisini doğru yolda gösteren,


sahabe, vahiy yazarı ve müminlerin dayısı olarak tanınan, her hileye


başvuran Muaviye’ nin siyaseti karşısında etkili olmayacaktı Kaldı ki elindeki


imkanları kullanıp, onları kendi dostları vasıtasıyla öldürtüp de kendisi yas


tutabilir ve kanlarını almaya kalkabilirdi Nitekim üçüncü halifeye de aynen


böyle yapmıştı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.