08-03-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
'Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım' Türküsünün Hikayesi..
~Ne Ağlarsın Benim Zülf-ü Siyahım~
- Türkü kadar hikayesi de hüzün yüklü
"Hayatımın en enteresan hikayelerinden bir tanesidir Üniversite birinci sınıf öğrencisiydim Eniştemin evinde kalıyorum 12 Eylül'ün en ateşli zamanları Apartmanda da Perran Kutman'ın babası Rıdvan Amca oturuyor En beyefendi insanlardan bir tanesiydi Rıdvan Amca müziğe merakımı bildiği için beni Aşık Daimi'yle tanıştırdı Bir gün karşıdaki mobilya atölyesinin kepenklerine bir pankart asıldı "Kazım'ın intikamını alacak" gibi bir şeydi Jandarmalar gelip, sokağı kapattılar Pankartı alıp götürdüler Sonraki bir akşam rahmetli Aşık Daimi, Rıdvan Amca, eniştem ve ben Fatih'te bir lokantaya gittik Orada kafa çekecekler Lokantaya Arif Sağ geldi, Aşık Daimi'ye hürmet gösterdi Birden Daimi'nin "ne ağlarsın benim zülfi siyahım, bu da gelir bu da geçer ağlama" türküsü çalınmaya başladı Masada buz gibi bir hava esti Herkes sustu O gün pankarta adı yazılan Kazım, Daimi'nin oğluymuş ve çatışmada öldürülmüş Bu türküyü de oğlunun ölümünden sonra eşine yazmış Hala dinlerken tüylerim diken diken olur"
Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım
Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım,
Bu Da Gelir Bu Da Geçer Ağlama
Göklere Erişti Figânım Ahım,
Bu Da Gelir Bu Da Geçer Ağlama
Bir Gülün Çevresi Dikendir Hardır,
Bülbül Har Elinde Ah İle Zardır
Ne Olsa Da Kışın Sonu Bahardır,
Bu Da Gelir Bu Da Geçer Ağlama
Daimi'yem Her Can Ermez Bu Sırra,
Gerçek Aşık Olan Erer O Nûra
Yusuf Sabır İle Vardı Mısır’a,
Bu Da Gelir Bu Da Geçer Ağlama
Yöre : Erzincan
|
|
|