Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hikayesi, müzeyyen, ormancı, senarın, türküsünün, yorumuyla

Ormancı Türküsünün Hikayesi | Müzeyyen Senar'ın Yorumuyla

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ormancı Türküsünün Hikayesi | Müzeyyen Senar'ın Yorumuyla



Ormancı Türküsü
(Müzeyyen Senar'ın Yorumuyla)
Muğla'nın Yatağan ilçesine bağlı Gevenes köyünde Mustafa Şahbudak adında, 1922 yılında bir efe doğar Babası ağadır, dolayısıyla Mustafa da bir ağa çocuğudur Mustafa hiddetli bir kişiliğe sahiptir Köy Muhtarı Tevfik Cezayirli en yakın canciğer arkadaşıdır Herkes bu ikilinin arkadaşlığına gıpta ile bakar, Neredeyse her akşam köy kahvesinde bu iki arkadaş dama maçı düzenlerler iddialı ve dostça yapılan bu karşılaşmalar, kahvedekiler tarafından ilgi ile izlenir Çünkü bu olayların mükâfatını, izleyiciler almaktadır, 1946 yılı, Temmuz ayının sıcak bir gününde bu arkadaşlığa kan damlar, öfke seli karışır Uğursu hadise cezaevinde sonuçlanarak, elli beş yıldır söylenegelen bir drama dönüşür

Olayın Geçtiği Belen kahvesi




Sıcak bir temmuz günü Mustafa Şahbudak, her zamanki gibi yine köy kahvesi ne gider O sırada kahveye Muhtar Tevfik Cezayirli'yi görmeğe, Yatağan ilçe Milli Eğitim Müfettişi ile tahsildar gelmiştir Muhtar olmadığı için misafirleri her zaman olduğu gibi, Mustafa Şahbudak ağırlama görevini üstlenir İki misafiri alıp yemeğe götürür Döndüklerinde Muhtar'ı kendilerini bekler görürler O gün iki misafirden izin isteyip, yine dama tahtasının başına otururlar Oyunun yarısında orman memuru, Mehmet İn, çıkagelir Mhmet,, sarhoştur Bir gün önce, komşu olan Çiftlik köyünde yangın olmuştur 1946 seçimlerinin evrakları Yatağan'a gönderilecektir Seçim evrakını Yatağan'a, köy bekçisinin götürmesi zorunludur Ormancı ise, yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için, bekçiyi Muhtar'dan ister
Muhtar:

- Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor Bekçiyi gönderemem der, Bunun üzerine Ormancı ile Muhtar arasında, bir tartışma başlar Muhtar en sonunda:

- Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et, der

Ormancı kahveye girip tekrar geri döner, gelir Dama masasını bir yumrukta darmadağın eder Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammül edemez ve Ormancı'ya bir tokat atar Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler, adamı alıp sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler Ormancı oradan bağırarak küfürler savurmaktadır Küfürler Mustafa Şahbudak'ın tahammül sınırını daha da zorlar Yerinden kalkar, Ormancı'nın üzerine yürür Ormancı Mehmet'in, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak'ın sol kolunun pazısından yaralar O zaman, Mustafa Şahbudak Ormancıyı korkutmak için, belindeki tabancayı çıkarır, yere doğru ateş eder İşte ne olursa, o an olur!

Muhtar, Ormancı'nın ikinci kez kama vurmaması için elini tutar Fakat, Mustafa Bey tetiği çoktan çekmiştir Ormancı bunun üzerine kaçmaya başlar Mustafa Şahbudak kaçmasın diye, bir el daha ateş eder Bu ateş de öldürmek için değil, kaçmasına engel olmak içindir ikinci atış üzerine Mehmet İn, yere düşer

Arka cebinde tabaka olduğu için, ona hiç bir şey olmaz Bu arada ne yazık ki, Mustafa Şahbudak, kaza kurşunu ile dostu Tevfik'i vurur O günlerin imkansızlıkları içerisinde Tevfik'i, tahta bir sal üzerinde Muğla devlet hastahanesine götürürler Tevfik, çok kan kaybetmektedir

Mustafa Şahbudak (Bay Mustafa)



Mustafa: Doktor Veli Bey'e:

Babamın selamı var, bu adamı iyileştir, der

Veli Bey:

-O ölecek, önce senin kolunu saralım, der O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa'yı yanına çağırarak:

-Ben ölüyorum hakkını helal et der

Mustafa:

-Hayır, sen ölmeyeceksin! derken ağlamaya başlar Aslında orada herkes efelerin ağlamadığını bilir Ancak Mustafa arkadaşının bu durumuna dayanamamıştır

Gerçekten de biraz sonra Tevfik, hayata gözlerini kapar Mustafa, en yakın arkadaşını öldürdüğü için polise teslim olur, Bu olay üzerine dört yıl ceza yer Cezaevindeyken her gece Tevfik rüyasına girer Ancak Ormancı'ya kini gittikçe artar, Bu acı olaydan sonra köyde kalamayacağını anlayan Ormancı, tayin ister

Bay Mustafa (Sol başta oturan) Cezaevinde (1949)



Kavaklıdere Orman Müdürlüğüne atanır, Aslen Marmarislidir Emekliliğinden sonra oraya yerleşir Doksanlı yılların başında, kendi memleketi olan Marmaris'te ölür

Mustafa Şahbudak cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla merkeze yerleşir

Çok sevdiği, günlerini birlikte geçirdiği arkadaşını Muhtar Tevfik Cezayirli'yi tek kurşunla öldürdüğünde arkada yirmi beş yaşında bir eş ve üç çocuk bırakır Muhtar'ın eşi Pembe, bu acıya dayanamayınca birkaç yıl sonra aklı dengesini yitirir Oğlanın biri İzmir'e yerleşir, Diğer oğlanla kız, köyde evlenirler ve hayatlarını orada sürdürmeye devam etmekteler




Yıllardır her şeyi unutmaya çalışan Mustafa'ya bir gün arkadaşları, Tahir Usta adında bir değirmenciden bahsederler Bu değirmenci, annesinin akrabasıdır Değirmenci Tahir Usta aynı zamanda türkü de bestelemektedir İşte Gevenes köyünde yaşanan bu acı olay da bu kişi tarafından bestelenmiştir Düğünlerde okunan, herkesin diline düşen türkü ''Ormancıdır'' Bir gün, radyodan duyduğu bu türkü ile unutmak istediği olayları, tekrar yaşar gibi olur Radyoyu kapatır, bu türküden çok incinmiştir

Ormancı türküde Ormancı adı ile, Mustafa Şahbudak ise ''Bay Mustafa" adı ile yer almıştır

Ormancı Mehmet'in bir anlık sarhoşluğunun musibetini, yıllarca pişmanlık duyarak ve memleketinde barınamayarak ödedi demek yanlış olur, Çünkü o türkü yaşadığı müddetçe kötü adam olarak anılacaktır ve tarihe öyle geçecektir


Ormancı Adıyla Tanınan Mehmet İn



Ormancı türküsünün “Bay Mustafa”sı Mustafa Şahbudak, tedavi altında bulunduğu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 28 Mart 2005 tarihinde 83 yaşında yaşamını yitirdi

Yaklaşık bir ay İzmir’de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde akciğer rahatsızlığından dolayı tedavi gören Mustafa Şahbudak, doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamadı Mustafa Şahbudak’ın cenazesi Muğla’ya götürülek, Kurşunlu Camii’nde tören düzenledi Kılınan namazın ardından Mustafa Şahbudak, Muğla Eski Şehir Mezarlığı’na defnedildi





Türküsü


Çıktım Belen kahvesine baktım ovaya
Bay Mustafa çağırdı, dam oynamaya,
Ormancı da gelir gelmez, yıkar masayı,
Söz dinlemez Ormancı, çekmiş kafayı
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı

Gevenes' in ortasında, değirmen döner,
Değirmenin suları, dağından iner,
Ormancı'ya atılan kurşun, Tevfik' e döner,
Tevfik' in feryatları, yürekler deler,
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı

Gevenes' in suları hoştur içmeye,
Üstünde köprüsü var, gelip geçmeye,
Tevfik' imi vurdular, hiç mi hiç yere,
Yazık ettin Ormancı, köyün iki gencine
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı

Derlemeyi yapan : Kemal Erdinç
Cumhuriyet Üniversitesi Türk Dili Okutmanı































Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.