Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eroğlunun, halil, hikayesi, ibrahim, musa, türküsünün, yorumuyla

Halil İbrahim Türküsünün Hikayesi | Musa Eroğlu'nun Yorumuyla

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Halil İbrahim Türküsünün Hikayesi | Musa Eroğlu'nun Yorumuyla



Halil İbrahim Türküsü

(Musa Eroğlu'nun Yorumuyla)




Ressam: Osman Hamdi Bey | Tablo Adı: Silah Taciri II (1908)







Fatsalı Halil İbrahim'in Yaşam Öyküsü


Çocukluğumuzda, günlerden cuma veya pazartesi olduğunda Fatsa’yı gezmek için büyüklerimizin peşine takılırdık Yarıtaş,Töngeldibi, Kabaelma,Domuzderesi derken eski Samsun yoluna inerdikOradan baktığımızda artık Fatsa görünürdüKilise Kıranı’ndan inenlerle yolumuz burada birleşirdi

Halil İbrahim’i, öyle bir yolculuk esnasında tanımıştımSiyah çizgili takım elbisesi,sekiz köşe kasketi,iskarpini,elinde şemsiyesi ile O, devrine göre şık giyinen tipik bir Anadolu delikanlısıydı

Saat,gramofon, löküs, şemsiye ve kilit gibi o zamana mahsus aletlerin tamiri ile ilgilenen ünlü bir çilingirdiKüçük bir dükkânı vardıEvinden işine gider,işinden de evine dönerdi Kendisine ‘Çakı gibi delikanlı’ derlerdi Silahsız gezmezdi Gizliden tabanca tamiri de yaptığı söylenirdi

Babası Ahmet Sat’ın, Yalıköy tarafından gelip buraya yerleştiği ve Emiralioğulları’ndan olduğu anlatılırdı

Halil İbrahim, komşu köyden Orduluoğlu Ahmet’in kızına âşık olur ve onu kaçırır Orduluoğlu Ahmet pek gururlu,bir eli olmayan ‘çolak’ lakaplı otoriter bir insandır Kızının Halil İbrahim’e kaçmasını bir türlü hazmedememiştir 1931 doğumlu Halil İbrahim Saat, 1951 yılında askere gider Köyünde eşi bir oğlu,bir de kızı vardır Asker ocağında, vatanî görevini yapan Halil İbrahim’e bir mektup gelir Mektup çok acıdır

Mektupta: Komşusu Ağanın, Halil İbrahim’in tapusu olmayan arazilerini kendi mülküne katmak için girişimlerde bulunduğu ve kayınpederinin de kızını geri alacağı yazılıdır Dayanamaz Halil İbrahim, bu mektupla gelen acı ve gelecekteki yaşamını karartacağını bilmediği kara habere…

Bunun üzerine Halil İbrahim askerden firar eder Zaten ormanlık olan evinin etrafında saklanmaya ve barınmaya başlar Ayrıca Terzioğlu Tepesi, Odayanı,Çıtırdüzü derken ara sıra da evine gelir Fazla direnemez ve yakalanır O zamanlar asker kaçağı olmak çok adî bir suçtur Onu kendisi de bilir Ancak yakalandığı zaman jandarmaları çok yormuş olmalı ki; O’nu telefon direğine bağlayıp dövdükleri söylenir

O an Halil İbrahim’in, hayatının kırılma noktası olmuştur Cezasını çeker,askerlik görevini tamamlar Ama hayatı artık perişan bir hal almıştır Hanımı da elinden alınmış,Terme’ ye başka birisine verilmiştir Bilahare çocukları da annelerinin yanına gitmiştir Halil İbrahim,artık evinde yalnız başına kalmıştır Halktan kopmuştur Silahsız gezmez, yakalanmak ta istemez Mümkün olduğu kadar gece gezmeye özen gösterir Yolları kullanmaz Dağlardan,ormanlardan ve derelerden; gideceği yerlere öyle gider Zaten fazla gideceği dostu da kalmamıştır

Halil İbrahim bizim köye Cemal Dayının yanına gelirdi O’nu orada görme imkanım da olurdu Çünkü bizim kullandığımız su (turşu suyu) Cemal Dayının evinin yanında idi Cemal Dayı, Halil İbrahim’in arazilerini işlerdi Ayrıca Güfer’in Dursun amcalara gittiği de söylenirdi Seyrek te olsa Apul amcalara da gidermiş Anlaşılan ayda bir kez de olsa ,ev yemeğine ve sohbete olan ihtiyacını böyle gidermeye çalışırmış Halil İbrahim

Ben Evkaf İlkokul’unda okuyordum Cumartesi öğleden sonra, pazar ve diğer tatil günlerinde çobanlık bana düşerdi Hayvanları, diğer çocuklarla Alageliş Dağına getirirdik Kızılkaya da oraya yakın yokuşu çok olan çıtırlık bir ormandı Hayvanlarımız susadığında yola inerlerdi Onları genelde öğleden sonraları dereye suya indirirdik Dere kenarlarında otlanırdı hayvanlarımız

Hasano Deresi, Kazandere ve Kabamla Deresi ile birleştikten sonra almıştır ismini Hayvanlarla ,Domuzdereye kadar inerdik Orada,onları kız çocuklarına bırakır, birkaç arkadaş epey yürüdükten sonra Halil İbrahim’in evine çıkardık Cemal Dayının da oralarda olduğunu bildiğimiz için bundan da cesaret alırdık

Halil İbrahim’in, evinde tamir işiyle uğraştığını biliyorduk O zamanlar gramofon dinlemeye bayılırdık Tepenin başında ahşap bir evi vardı Yakınında başka ev de yoktu Bize bütün taş plaklarını dinletirdiGayet insancıl,çok efendi birisiydi Malatyalı Fahri Kayahan, Muzaffer Akgün, Müzeyyen Senar, Safiye Ayla, Behiye Aksoy, Yaseri Asım Arsoy dinlediğimiz plaklardan bazılarıydı Plakların bir yüzü bittiğinde diğer yüzünü eliyle çevirir, gramofonu kurardı Kendisi kenarda bir masada bazen fal açar,bazen de tamir işleri ile uğraşırdı O dönemin unutulmaz sanatçılarının resimleri ,posterleri ve plakları hep vardı O’nda Ayrıca içtiği gelincik sigaralarının paketlerini de biriktirip terekte saklamıştı 1950’lerde gazeteyi ben onun evinde gördümHürriyet ya da Milliyet olsa gerek… O’nun yanına bazen de büyüklerimizin saat ve löküsleri bozulduğunda, onlarla da gitme imkanımız olurdu

1980’li yıllara gelindiğinde Fatsa’da, 12 Eylül öncesi nokta operasyonu yapıldı Sağ, sol çatışmaları hat safhaya ulaşmıştı Kimse köyüne, bahçesine gidemiyordu O sıralar Halil İbrahim’in evi, meçhul kişiler tarafından yakılmıştı Halil İbrahim,yangından kurtarabildiği gramofonunu, masasını ve bazı aletlerini karşı ormanda bulunan kayalık bir alandaki mağaraya taşımak zorunda kalmıştıOrada barınmaya başlamıştı O, bu hayata zaten alışıktı Hiç kimsenin gündüz bile fındık bahçelerine çıkamadığı, güvenlik ortamının sağlanamadığı zamanlarda bile O, gece gündüz ormanlarda,dağlarda ,derelerde gezer, dolaşırdı Korku nedir bilmezdi (29 sene önceki sopa korkusu hariç)

Nokta operasyonu 1980 temmuzunda yapılmıştı Fatsa’ya çok sayıda asker,, tüfek, helikopter gelmişti Arananlar, yakın köylere,ormanlara çekilmişlerdi Her gün köylere, ormanlara operasyonlar düzenleniyordu Bir gün vur-kaç eylemi gerçekleştirilmişti Ardından büyük bir operasyon daha başlatılmıştı Dağ,taş aranıyordu Sokağa çıkma yasağı uygulanmıştı

Bir gece önce, Halil İbrahim yakalandığı şiddetli bir yağmura daha fazla direnemediğinden; dağ,orman, dere demeden saatlerce yürüdükten sonra sabaha karşı Güfer’in Dursun amcalara gelir Onları, o saatte uyandırmak ve rahatsız etmek istemezHer tarafı ıslanmış, bitkin bir halde iken mısır alafı ve ot dolu samanlığın içine girer ve hemen uykuya dalarBu arada silahı da belindedir Ertesi gün, uyandığında jandarmaları başucunda görür Dünya başına yıkılmıştır Hiçbir şey yapamaz, silahını verir ve teslim olmak zorunda kalır Aslında 29 yıl önceki olay olmasa hiçbir şey olmayacaktır Ah ! O korku… İçine sinmiş bir kere Halil İbrahim’in Dursun Amcanın oğlunun,gelininin,hanımının onlardan kim varsa hepsinin tek tek ifadesi alınır Halil İbrahim’in, kim olduğu onlara sorulurOnlar da , O’nu tanıdıklarını ve evlerinin ona her zaman açık ,dürüst ve oldukça mert birisi olduğunu söylerler Sadece gece o saatte onları rahatsız etmek istemediğinden samanlıkta yatmış olabileceğini anlatırlar

Her şey normaldir Halil İbrahim’in serbest kalmasına ramak kalmıştır Çünkü o zamanlar silahını teslim edenler soruşturmaya tabi tutulmuyor ve serbest bırakılıyorlardı Yalnız o; 29 sene önceki an varya: Kahrolası an!… Halil İbrahim’in kurtulmasına imkan tanımayacaktı Bir fırsatını bulan Halil İbrahim ,, Hasano Deresine kadar iner Dal köprüyü sel almıştır Bulanık taşkın dereyi geçtikten sonra bir müddet daha koşar Tekrar ormana gireceği anda , başından vurulur ve kayalara yaslanır Yere düşmez Halil İbrahim Ölürken de aslandır Halil İbrahim paylaşmak zorunda kalmıştı Yalnız ne Halil İbrahim onları tanıyordu tank dur! kaçma ! sesleri arasında tepeden aşağıya koşar ve yuvarlanır Ardından silah sesleri yankılanır Ortalık kıyamet gününe döner


Dağda Kızıl Ot Biter
İçinde Keklik Öter
Eşkıyadan Da Beter
Uslan Be Halil İbrahim


Kıvırcık Saçlarına
Kar Düşmüş Uçlarına
Dağın Yamaçlarına
Yaslan Be Halil İbrahim


Derede Su Durulur
Daldan Köprü Kurulur
(Dal Köprüler Kurulur)
El Yerine Vurulur
Aslan Be Halil İbrahim


Kıvırcık Saçlarına
Kar Düşmüş Uçlarına
Dağın Yamaçlarına
Yaslan Be Halil İbrahim


Müfreze Dağı Sarar
Dağda Kaçaklar Arar
Geçit Vermez Kayalar
Hızlan Be Halil İbrahim


Kıvırcık Saçlarına
Kar Düşmüş Uçlarına
Dağın Yamaçlarına
Yaslan Be Halil İbrahim


































Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.