Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atatürkün, eserleri, kişilik, özellikleri

Atatürk'ün Kişilik Özellikleri Ve Eserleri

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Kişilik Özellikleri Ve Eserleri






Kişilik Özellikleri ve Eserleri



Atatürk’ün en belirgin özelliklerinden biri de fikir adamı niteliği taşıması idi Fikir ve düşüncelerinin özünü oluşturan Atatürkçülük, her türlü dogmatik unsurdan sıyrılmış akılcı bir dünya görüşüdür Ülke gerçeklerinden kaynaklanan, sorunlar karşısında aklın ve ilmin rehberliğini kabul eden bu çağdaş görüş, milletimizi daima iyiye, doğruya ve yararlıya yöneltmiş ve yöneltecek olan bir görüştür Atatürkçü görüşte Atatürk ilkeleri, Atatürk inkılâplarına temel oluşturan, onlara ruh veren fikir ve düşüncelerdir; bu nedenle Atatürk inkılâpları, Atatürk ilkelerinin eser haline dönüşmüş şekilleridir Bu ilkeler Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyine en kısa zamanda ulaştırabilmek için aklın ve mantığın çizdiği yollardır Bu bakımdan Atatürk ilkelerinin felsefesinde yapıcılık yatar

Fikir Atatürk’te çağdaş uygarlık düzeyine erişme, Türk milletine hedef olarak gösterilmiştir Dünyanın bugünkü şartları içinde uygarlığın gereklerine ayak uyduramayan bir milletin yaşamasına imkân yoktur Atatürk, çağdaş uygarlık düzeyine erişme yarışında tek bir şeye ihtiyacımız olduğunu söylemiştir, o da “çalışkan olmaktır” “Türk çocuğu! Çok zekisin, malûm; fakat zekânı unut, çalışkan ol!” sözü Atatürk’ündür

Fikir Atatürk’te Türk milleti, asırlardır unutula gelen millî benliğine kavuşmuştur Millî sınırlarımız içinde, millî benliğimizi duyarak varlığımızı yükseltmeye çalışmak, Atatürk milliyetçiliğinin esasıdır Atatürk, kendisini Türk hisseden herkesi Türk kabul etmiştir Irkçılığı dışlayan Atatürk milliyetçiliği bütünleştirici, birleştirici, ülkede millî birliği temin edici bir milliyetçiliktir “Ne mutlu Türküm diyene!” özdeyişiyle kalplere millî bilinci perçinleyen Atatürk, aynı zamanda insanlık ülküsünün ve insan sevgisinin de simgesidir “Biz kimsenin düşmanı değiliz; yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız!” diyen Atatürk’tür İşte bu insancıl yönü iledir ki bütünüyle millî nitelik taşıyan eseri, aynı zamanda bütün insanlığın hayranlığını da üzerinde toplamaktadır

İnsanlık değerlerine içten ve büyük saygısı olan Atatürk, yapıcısı olduğu Türk İnkılâbı’nı ifade ederken, “Bu inkılâp, yüksek bir insanî ülkü ile birleşmiş vatanseverlik eseridir Çocuklarına bütün güzellikleri ve bütün büyüklükleri görmek ve aynı zamanda bütün sefaletlere acımak sanatını öğretmektedir” diyordu Kendisi de yarattığı inkılâbın imanlı bir yapıcısı sıfatıyla bütün dünyaya sevgi ve dostlukla bakıyordu

Atatürk , bütün milletlerin karşılıklı güven ve huzur içinde yaşamalarını ister Fikir Atatürk’te “yurtta barış, cihanda barış” esastır “Harpçi olamam; çünkü harbin acıklı hallerini, fecaatini herkesten iyi bilirim” sözü Atatürk’ündür

İşte, bütün bu yol gösterici fikirleri, maddî ve manevî nitelikleriyle Atatürk, haklı olarak, milletimizin yetiştirdiği en büyük Türk sıfatını kazanmış bulunmaktadır O, Millî Mücadele’de millî birliği kuran eşsiz bir lider, muharebe meydanlarında efsanevî bir komutan, devlet kuran büyük siyaset adamı, milletin çehresini değiştiren güçlü bir inkılâpçıdır Bu nitelikleriyle insanlık tarihinin tanıdığı en büyük adamlardan biri olduğunda kuşku yoktur Kahramanlık ve yüksek insanlık değerlerini en yüksek düzeyde taşıdığında, dünya tarihçileri ve fikir adamları birleşmektedir Tarihin büyük tanıdığı şahsiyetlerle mukayesesi yapıldığı zaman türlü bakımlardan belirgin üstünlükleri göze çarpmaktadır Bir kere bütün bu kişilere üstün tarafı, hem fikir hem hareket adamı oluşudur Bir milletin tarihî seyrini değiştirebilecek nitelikleri ve üstünlükleri sayesinde, bir ülke askerî ve siyasî zaferlerle uçurumun kenarından kurtarılmıştır Dünya tarihinde, her türlü imkânsızlığa karşın inandığı düşünceyi uygulama alanına dökmüş, yepyeni nitelikte bir devlet ve zinde bir millet yaratmış adam azdır İçinde bulunduğu koşulları değerlendirmede, engelleri ortadan kaldırmada gösterdiği başarı, Atatürk’ün ayrı bir özelliğini oluşturmaktadır Büyük Söylev’inin sonlarında, Türk gençliğine hitaben çizdiği tablo, gerçekte, kendisi mücadeleye atıldığı zaman, ülkenin içinde bulunduğu tablodur Atatürk, en güç koşullar altında bile, her şeyin bitti zannedildiği bir zamanda bile, Türk milletine güven duygusunun kaybolmaması gerektiği gerçeğini, eseriyle kanıtlanmış bir millî kahramandır; onun için simge olmuştur, onun için bayrak olmuştur!

Atatürk gerçeğin adamıdır; sağduyunun ve ince görüşün adamıdır Nerde ne yaptı, neye karar verdi ise, daima en iyisini yapmış, en yararlısına karar vermiştir Halkın eğilimlerini çok iyi sezen ve ruhlara sızmasını bilen usta inkılâpçılığı sayesindedir ki müşterek arzu ve eğilimler, kolayca millî ülkü durumuna gelebilmiştir Giriştiği mücadelenin başından sonuna kadar Türk milletinin yüksek niteliklerine güvenmiş, kazanılan her türlü zaferin milletin eseri olduğunu söylemiştir Bütün girişimlerinde millet sevgisine dayanmış, güçlü kişiliği ve gerçeği sezişe dayanan ikna kuvvetiyle toplumu aydınlığa götürecek lider olduğunu göstermiştir Türk Bağımsızlık Savaşı’na ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna bayrak olan fikirleri, görüşleri ve ölmez eseriyle, etkileri ülke sınırlarını aşmış, mazlum milletlerin bağımsızlık ve hürriyet mücadelelerinde onlara da manevî kuvvet olmuştur

Son söz olarak diyebiliriz ki, Atatürk’ün yaşamı, üstün kişiliği ve eseri incelendiği zaman, insanoğlu, hayranlığını gizleyememekte; bu millî kahramanı kutlamakta, bu kutsal savaşının önünde saygı ile eğilmektedir


Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürk'ün Kişilik Özellikleri Ve Eserleri

Eski 08-03-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Kişilik Özellikleri Ve Eserleri







Atatürk’ün Eserleri


En büyük eseri bize emanet ettiği çağdaş Türkiye Cumhuriyeti olan Atatürk’ü ve O’nun fikirlerini aslında bize en iyi kendisi anlatmaktadır Çağdaş Türkiye Cumhuriyetini kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı boyunca kaleme aldığı toplam 14 adet yazılı eseri mevcuttur Atatürk’ü kendi kaleminden anlatan bu yazılı eserlerini 3 başlık altında incelememiz mümkündür Bu kapsamda;



1 - Atatürk’ün Siyasal Yaşama Yönelik Eserleri



- Büyük Söylev (Nutuk)

- Atatürk’ten Mektuplar

- Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri








2 - Atatürk’ün Sosyal Kültürel Alana Yönelik Eserleri


- Atatürk’ün Hatıra Defteri

- Arı Burnu Muharebeleri Raporu

- Karlsbad Hatıraları

- Geometri

- Medeni Bilgiler






3 - Atatürk’ün Askerliğe Yönelik Eserleri
- Bölüğün Muharebe Eğitimi

- Takımın Muharebe Eğitimi

- Taktik Tatbikat Gezisi

- Taktik Meselelerin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına İlişkin Öğütler

- Cumalı Ordugahı

- Zabit ve Kumandan ile Hasbıhal


Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürk'ün Kişilik Özellikleri Ve Eserleri

Eski 08-03-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Kişilik Özellikleri Ve Eserleri



Şimdi, ATATÜRK’ün eserlerini tek tek inceleyelim




(Atatürk’ün Nutuk’u sunduğu konuşma - 1927)






1 Atatürk’ün Siyasal Yaşama Yönelik Eserleri



Büyük Söylev (Nutuk) :

19 Mayıs 1919’daki “Genel Durum ve Görünüş” ile başlayıp, “Gençliğe Armağan” ile biten Atatürk’ün Söylev (Nutuk)’i, tarihi hem yansıtan hem de yorumlayan bir belgedir Atatürk’ün kendi deyimiyle, “ulusal ve çağdaş bir devletin” kuruluş öyküsüdür

Söylev (Nutuk)’e dikkatle bakıldığı zaman hem Kurtuluş Savaşı ideolojisi, hem de yalnız bir önderin çevresiyle hesaplaşması görülür Atatürk, inanılmaz başarısını aktarırken, kendisini yalnız bırakanlardan, başarısına inanmayanlardan da hesap sormaktadır Rauf Orbay, Refet Bele, Kazı Karabekir Paşa, Ali Fuat Cebesoy, Bekir Sami, Cafer Tayyar, Nurettin Paşa, Ali İhsan Sabis, Nazım Bey ve Kara Yusuf, bir zamanlar önderin yanında olan fakat sonradan ona ayak uyduramayarak, ters düşen kişilerdir Söylev (Nutuk), düşmana ve Osmanlı’ya yöneldiği ölçüde, bu kişileri de kapsamaktadır

Söylev (Nutuk), zafere doğru giderken çeşitli uzlaşmalardan yararlanan bir önderin değil, zaferi kazanmış ve bu yüzden de artık kendi çözümlerini egemen kılan bir önderin sözleridir

Söylev (Nutuk), genç bir devletin pekiştirilmesini amaçlıyordu Çünkü, devrimci kadro içinde Atatürk’ün hesaplaşmak zorunda kaldığı kişiler, etkin kamuoyu önderleri ve asker kişiler olarak varlıklarını sürdürüyorlardı Oysa genç devletin, bu devletin niteliği hakkındaki siyasal çekişmelere dayanacak gücü yoktu İşte bu nedenle Atatürk, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri hakkında kuşku duyan eski arkadaşlarını duraksamaksızın saf dışı bırakıvermiştir

Atatürk, Neden Söylev (Nutuk)’i yazmaya gerek duymuştur? “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak mahiyet alır” sözleri Atatürk’e aittir Bu nedenle başardığı büyük devrimin yorumunu başkalarına bırakmak istememesi doğaldır

Bu kapsamda; tarihe mal olmuş bir belge, tarihi yorumlayan bir belge ve yeni Cumhuriyet’i pekiştiren bir olay olarak üç nitelik taşımaktadır


Atatürk’ten Mektuplar:

Bu yazılar, 1935-1938 yılları arasında Cenevre Üniversitesi’nde öğrenimini yapmakta olan AAfet İnan ile Atatürk arasında yazılan mektupları kapsamaktadır Atatürk, mektuplarında en çok “Hatay Meselesi”nden bahsetmiştir Hastalığının son günlerinde başbakan ve bakanlarla görüşürken üzerinde en çok durduğu konu ise, ekonomide sanayi planlarının ivedilikle uygulanması idi Ayrıca, bu eserden de gördüğümüz üzere, Atatürk, Türk Tarih Kurumu’nun çalışmaları ile de yakından ilgileniyordu


Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri:

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Meclis’te, Yurt içi gezilerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Platformlarında yapmış olduğu tüm konuşmaların ve gazeteci ve kişilere vermiş olduğu tüm demeçlerin toplandığı 5 ciltlik bir eserdir







2Atatürk’ün Sosyal ve Kültürel Alana Yönelik Eserleri




Atatürk’ün Hatıra Defteri :

Mustafa Kemal Atatürk, 1 nci Dünya Savaşı’nda; Gelibolu, Diyarbakır, Bitlis ve Suriye cephelerinde bulunmuştur Türk ordularını bu bölgelerde idare ederken bir taraftan o bölgeleri ve halkını yakından tanımak fırsatını bulmuş, diğer taraftan da yurdun çeşitli bölgelerinden gelen subay ve erlerin kabiliyetlerine ve yurtları için yaptıkları fedakarlıklara şahit olmuştur Bu geleceğin büyük adamı Kemal Atatürk için büyük bir tecrübe devresidir

Mustafa Kemal, yazmış olduğu bu küçük hatıra defterini, doğu cephesindeki yaveri yedek subay Şükrü Tezer’e vermiştir Anılan hatıra defteri Şükrü TEZER’in savaşa ait hatıra ve yazıları ile birlikte yayınlanmıştır Mustafa Kemal’in kendi el yazısıyla olan hatıraları az olmakla beraber çok ilgi çekicidir


Arı Burnu Muharebeleri Raporu :

“Arıburnu Raporu”, Birinci Dünya Savaşı içinde ve Mustafa Kemal Atatürk tarafından İkinci Ordu Komutanlığı sıralarında Harp Tarihi Dairesinin isteği üzerine yazılmıştır


Karlsbad Hatıraları:

1918 yılını kapsayan anılan günlük hatıra defterleri MKemal’in Karlsbad’da “Geçen Günlerim” başlığı altında altı deftere yazdığı hatıralardır M Kemal Atatürk, askeri, siyasi ve sosyal meseleler üzerinde fikirlerini açmakta ve özellikle okuduğu kitaplardan aktarmalar yapmaktadır Ancak bunlarda kendi fikirlerini çoğunlukla belirtmemektedir

Aynı usulü bu tarihten önceki hatıra defterlerinde de takip etmiştir Zaten kendisinin her zaman her yerde kitap okuduğu bilinmektedir Tarihi olayları, geleceğe ışık tutacak nitelikte bulduğu için yalnız ezberlemekle değil fakat tahliller yaparak değerlendirilmektedir Bu bir aylık hatıra yazılarında Atatürk milli benliğine bağlı Türkiye’nin geleceğine yön verecek hazırlık içindedir


Geometri:

Bu kitabı Atatürk ölümünden 15 yıl kadar önce, III ncü Türk Dil Kurultayından hemen sonra 1936-1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayında kendi el yazısı ile yazmıştır

Askerlik çığırından gelen Atatürk’ü, siyaset olayları büyük bir devlet adamı yapmış olduğu gibi, yurdun kültür sorunları da O’nu büyük bir eğitimci durumuna getirmiştir

Geometri , eski terimle “Hendese”, eğitim örgütümüzde önemli bir yer tuttuğu halde, bunun terim düzeni çok ağdalı ve çapraşıktır Arapça ve Farsça, okul programından kaldırılmış fakat Arapça üzerine kurulmuş olan terimler kalmıştır Örneğin, “müselles-i mütesaviyül adla”yı çözümlemesi olarak hangimiz anlayabilirdik? Eğitimde bir gerçek vardır; anlayış yolunun açık olması, bir ipucu bulunması gerekir “Müselles-i mütesaviyül adla” bu nitelikte değildir; bir külçe gibi anlayış yolunu tıkayan, öğrencinin eline hiçbir ipucu vermeyen cansız bir tekerlemedir Atatürk, öğrencideki bu anlayış tıkanıklığını açmak için bu terimi, ana dili öğelerinden yapılı bir şekilde “eşkenar üçgen” e çevirmiştir

İşte bu 44 sayfalık küçük kitapta; boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, taban, yatay, düşey, dikey, üçgen, dörtgen, eşkenar, ikizkenar, yamuk, artı, eksi, çarpı, bölü eşit, toplam, oran, orantı, türev, alan, varsayım, gerekçe gibi terimler hep bu amaçla Atatürk tarafından türetilip konmuştur


Medeni Bilgiler:

Vatandaşlara, gerek Devlet ve Hükümetle ve gerek aralarındaki ilişkiye nazaran mevcut görev ve haklar ve genellikle devlet teşkilatını öğreten ve Afet İnan tarafından aktarılan “Medeni Bilgiler” kitabının altında toplanmıştır

Afet İnan’ın aktardığına göre: “Bu kitaplar benim ismimle çıkmış olmasına rağmen, Atatürk’ün fikirleri ve telkinlerinden mülhem olduğu ve üslubun tamamen kendisine ait olduğunu tarihi hakikatları belirtmek bakımından bana düşen bir ödev telakki ediyorum Ben bu konularda çalıştım, hatlar hazırladım ve dersimi onlara göre verdim Bu kitabımı Atatürk’ün çalışmaları ve fikirleri olarak yayınlarken, onun el yazılarını da birer belge olarak koymak istedim

“Medeni Bilgiler” kitabında millet, hakimiyet, hak ve görev, Devlet, Hürriyet, ferdi haklar ve ferdi hürriyetler sıkça bahsedilmekte ve bu kavramlar üzerinde uzunca durulmaktadır

Atatürk vatandaşı, miletin ferdi olarak aile, toplum ve devlete karşı görevli telakki ederken “milletin, medeni beşeriyetin bir ailesi olması noktası nazarından bütün insanlığa karşı bir takım görevleri” olduğunu bilhassa işaret etmek istemiştir Böylece Atatürk, Türk vatandaşının medeni alemde hür, eşit görev ve hak sahibi, sorumluluklarını bilen kişiler topluluğu olarak millet bütününü oluşturmasında en büyük medeni özelliği bulmuştur







3Atatürk’ün Askerliğe Yönelik Eserleri




Bölüğün Muharebe Eğitimi:

Kurmay Ön Yüzbaşı MKemal Atatürk, bu eseri Türkçe’ye çevirdiği yıllarda, Osmanlı İmparatorluğu dağılma sürecine girmişti Daha Harp Okulu öğrencisiyken bile ülke sorunlarıyla ilgilenen Mustafa Kemal yaklaşan 1 nci Dünya Savaşı felaketinden ülkesini ancak iyi eğitilmiş ve donatılmış disiplinli bir ordunun koruyacağının bilincindeydi Ancak mevcut talimnamelerdeki bilgiler devrin muharebe koşullarını karşılamıyordu Birliklerin eğitim seviyesini yükseltmek için yeni talimnamelere ihtiyaç olduğu gibi birlikleri yanaşık düzen eğitim alanlarında muharebe şartlarına göre eğitim yaptırmak için araziye çıkarmak, muharebe eğitimini orada yaptırmak gerekiyordu

Berlin Askeri Akademisi eski müdürlerinden Alman Generali Litzmann’ın “Bölük Muharebe Eğitimi” adlı eser, Kurmay Ön Yüzbaşı Mustafa Kemal’in aradığı şartları taşıyordu Mustafa Kemal’in tercüme ettiği küçük birlik komutanlarının sevk ve idare bilgilerini arttırmaya yönelik bu eser, “meskun yerlerde muharebe”, “savunma” ve “taarruz” konularını kapsamaktadır


Takımın Muharebe Eğitimi :

Bu kitap, yine General Litzmann’ın “Sefer Mevcudunda Takım, Bölük ve Taburun Muharebe Talimleri” adlı eserin ilk bölümünü oluşturmakta olup, Selanik’te 3 ncü Ordu Karargahında görevli, Kurmay Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Kemal tarafından tercüme edilmiştir

Kitabın özünde; sefer kadrosu tam olan bir takımın değişik hava şartları ve çeşitli arazi koşullarında, basit bir mesele içinde muharebe yöntemlerinin uygulanması, avcı hattı teşkili ile bir avcı hattının ateş muharebesi bulunmaktadır


Taktik Tatbikat Gezisi :

Mustafa Kemal, subayların arazide yetiştirilmesini amaçlayan tatbikatların önemini vurgulayan bu eserini, 1911 yılında 5 nci Kolordu Harekat Şube Müdürü iken yazmıştır Bu eserde, Kırmızı ve Mavi roldeki muharebe birliklerinin Selanik-Kılkış arasında yaptıkları savunma ve taarruz uygulamalarının değerlendirmesini yapmıştır

Bu eserinde Mustafa Kemal, bir muharebeyi sevk ve idarede belirli kuralların olmadığını vurgulaması yanında, Komutanın nitelikleri üzerinde durmuştur Mustafa Kemal Atatürk’e göre; Komutan, kişisel cesaret sahibi olmalı, birliğini ortak bir hedefe yöneltebilmeli, birliğini hem savaşta hem de barışta eğitme konusunda yetenekli olmasının yanı sıra, düşman imkan ve kabiliyetlerini önceden sezme ve harekatı uygun yer ve zamanda icra etme yeteneğinde olmalıdır


Taktik Meselelerin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına İlişkin Öğütler :

ATATÜRK, katıldığı ve büyük başarılar elde ettiği Çanakkale Muharebelerinden edindiği tecrübelerden, “Taktik Mesele Çözümü” ve “Emirlerin Yazılması”na ilişkin önemli hususları, 1915 yılında yazdığı, 7 sayfalık bu eserinde toplamış ve 16 Kolordu Komutanı olarak, tüm subaylar tarafından bunların okunmasını emretmiştir


Cumalı Ordugahı :

1909 yılı yazında, Osmanlı Ordusu hizmetinde bulunan Alman Mareşali Von Der Goltz, Makedonya’daki Türk Ordusuna garnizon tatbikatı yaptırmak üzere Selanik’e gelecektir 1909 yılı Kasım ayında yapılacak bu garnizon tatbikatı için yapılan hazırlıklar kapsamında, meseleler hazırlanmakta ve birliklere icra ettirilmektedir Cumalı Ordugahında yapılan süvari tümeni eğitim ve manevraları da bunlardan biridir Mustafa Kemal, bu tatbikatların yapılmasını, Türk Subaylarının kendilerine olan güvenini arttırmak ve hep yabancılara uymak zorunda olmadıklarını göstermek amacıyla gerekli görmekteydi

Cumalı Ordugahında 3 ncü Süvari Tümeni’nin manevralarına katılan Mustafa Kemal, anılan manevraları anlatan “Cumalı Ordugahı” adlı eserini yazmıştır


Zabit ve Kumandan ile Hasbıhal :

Mustafa Kemal, yakın arkadaşı olduğu Mehmet Nuri (Conker) Bey’in “Zabit ve Kumandan” adlı kitabını okuduktan sonra, kaleme aldığı “Zabit ve Kumandan ile Hasbıhal” adlı kitabını Sofya’da Ataşemiliter iken Mayıs 1914 ayında yazmıştır

Bu kitabında Mustafa Kemal, Nuri Conker ile takip ettikleri manevralardaki kumandan ve zabitlerin durumlarını ve bilgisizliklerini acıklı bir surette tasvir ediyor

Atatürk’ün Balkan Harbi’nin acıları çok derin ve büyüktür Doğduğu, büyüdüğü Selanik’in düşmana hibe edildiğini Afrika’da duyduğu vakit ne kadar elemli günler geçirdiğini burada hatırlatmaktadır

Atatürk’ün en çok üzerinde durduğu bölüm “İnisiyatif” başlığı altındaki yazılardır Bu kelimeyi “kendiliğinden hareket ve iş görme” olarak tarif etmiş ve detaylandırmıştır Bu bölüm başlı başına bir fikir muhassalasıdır

Bu küçük kitap o tarihlerdeki Mustafa Kemal’in düşünce yapısını bizzat kendi kaleminden anlatan ve tanıtan en iyi eserdir

Atatürk tüm bu eserleri bizlere bırakmakla çok iyi bir siyasetçi, çok iyi bir asker, çok iyi bir öğretmen olmasının yanında çok iyi bir yazar olduğunu da kanıtlamış olmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.