Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ettimki, pazarlık, rabbim, seninle, öyle

Öyle Bir Pazarlık Ettimki Seninle Rabbim!!!

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Öyle Bir Pazarlık Ettimki Seninle Rabbim!!!



Öyle çok pazarlık ettim ki Seninle ey Rabb’im Sen çağırınca, kendime

ayırdığım vakitlerden çalındığını düşündüm Ezan okununca, sevdiklerimle

geçirdiğim zamanların azalmasından korktum Vakit girince, içim “cız” etti

hep Odamdan uzaklaştım, bıraktım işimi, bozdum keyfimi; öylece namaza

durdum Ayak diredim, “az sonra kılsam da olur!” dedim “Az sonra”larım

“çok sonralar”a döndü, geç kaldım, geç kalmaktan utanmadım Sonunda

ayaklarımı sürüye sürüye vardım huzuruna Pazarlığımı vaktin daralmışlığını

bahane ederek yeniden ileri sürdüm Kaçıyordu namaz ya; o yüzden çabucak

kıldım, selam verdim, hemen kalktım, rahatladım Oysa rahatlığı Sana

borçluyum Ağrımayan her bir dişim kadar huzur borçluyum Sana Damarlarımın

her bir noktasında pıhtılaşmayan kanım kadar sükûnet borçluyum Sana

Tenimin kaşınmayan her bir

noktası kadar rahatlık borçluyum Sana Dişlerim ağrıyacak olsa her biri

için harcayacağım zaman Senin Kanım pıhtılaşıp damarlarım tıkanacak olsa,

her defasında ızdırap ve korkuyla geçireceğim saatlerin hepsi Senin Tenim

her noktasında yırtılacakmış gibi acıyacak olsa, kendi kendime dar

geleceğim huzursuz günler Senin

Gün oldu; usandım Sabrımı tükettim; tükendim Kendimi yontmaya

heveslendim Benden istediğin zamanı çok gördüm Benden istediğini, benim

için istediğini bile bile, huzurunda huzursuz durdum Fazla buldum namazın

rekatlarını; kısaltmak için bahaneler aradım Günümü delik deşik etmeni,

işimin arasına kesintiler sokmanı, hayatımın ortasına duraklar koymanı,

uykumu bölmeni lüzumsuz gördüm “Beni bana bırak!”larla durdum huzuruna;

içim başka bir yerlerin türküsünü söylerken, ben seccadende, belki sadece

bedenimle, mıhlı kaldım Oysa Sen, dileseydin dar edebilirdin zamanı

bana! Bir uçurumun dibine savrulmuş bir arabada çaresizce Sana yalvartıyor

olabilirdin beni Korkulu bir savaşın orta yerinde ateş ve kan kusan

bombaların altında günümü de, işimi de, uykumu da, hatta rüyalarımı da

delik deşik etmelerini takdir edebilirdin Düşmeyen bombalar kadar, uçuruma

savrulmayan arabalar kadar genişlik borçluyum Sana

İçten pazarlıktı benimkisi Öyle içten ki kendime bile söyleyemedim

Gözlerimle birlikte gönlümü de secdene kilitlemeyi çok gördüm Kendimi

sıfırlamayı, benliğimi hiçe indirgemeyi beceremedim Ensemde kaderin

sıcacık nefesini hissedecek o teslimiyetin vadisine inemedim Acelem vardı;

alnımı koyduğum gibi kaldırdım seccadeden Bütün benliğimle aşağı inemedim

İşim vardı, secdemi işime zaman kazandım Secdeye kalbimi de sığdırmaya

çalışmadım Uykum vardı, secdemi sığ bırakıp uykumu derinleştirdim

İtirafımdır: Bencilliğimi de sırtıma alıp

rükûlarda eritemedim Bedenim eğilirken huzurunda, “emrolunduğum gibi

dosdoğru olma”nın ağırlığını sırtıma almayı erteledim “Sırası değil!”di;

“hele dur; sonra da olur!”du En Sevgili’ni bir gecede ihtiyarlatan emri

üzerime alınmadım

Sen dileseydin, çocuğumun cılız nabızlarının eşliğinde, loş ve neşesiz bir

yoğun bakım odasında, gözümü de gönlümü de, umutsuzca, çaresizce,

ürpertiyle, korkuyla bir monitörün ekranına kilitleyebilirdin Dileseydin,

yeryüzünün sükûnetini bir anda kesip, küçücük bir duvar kıpırtısının

gölgesinde, mini mini bir sarsıntının beklentisi içinde saçlarıma aklar

düşürebilirdin

İçten pazarlık mı denir buna? Sen bilirsin Seninle ettiğim pazarlığı

Kendime sakladığım ve hatta kendimden de sakladığım sır bu Dilime bile

değdirmekten korktuğum, ağzıma almaktan utandığım öyle bir sır işte

Fısıldaması bile acı veriyor ya… Meselâ, uzayınca Fatiha, uzayınca sûre,

heceler sanki özgürlüğe giden yolu taşlar gibi kestikçe, “bitmez şimdi bu

namaz!” dediğim çok oldu Ama içimden Kimseler duymadı

Bir Sen duydun beni ey Rabb’im Sırrımı bir Sen bildin Kendimi lüzumsuz

hissederken seccadenin üzerinde, dudağım anlamına yetişemediğim kelimeler

için oynarken, Sen beni söylediğimden fazlasıyla duydun, söyleyemediğimi

de, dile getiremediğimi de bildin Ruhumu alıp uzaklara gittiğim halde, bir

bedenimi bıraktığım halde huzurunda, kovmadın beni, yakınlığında tuttun

İtirafımdır; öyle anlatıldığı gibi özleyebilmeyi beceremedim henüz namazı…

“Aradan çıkarmaya çalıştığım” oldu namazı Geçiştirdim namazı Bir

“sorun”du çözdüm, hallettim Selam verip sonra yaşamaya başladım… Yaşamayı

namazın içinde aramalıydım Namazı yaşamanın içine sızdırmalıydım oysa

Bilemedim

Kafa tuttum, ayak diredim, pazarlık ettim; ama Sen utandırmadın, yine yine

yine huzuruna

aldın beni Her secdede rahmetinle okşadın alnımı Her rükûda “aferinler”

fısıldadın gönlüme Her vakitte yeni bir sayfanın aklığına çağırdın ruhumu

Yüzüme vurmadın Azarlamadın Aşağılamadın Hepten umut kesmedin benden

Yok saymadın Utandırmadın

Pazarlık ettiğimi Seninle bir Sen bildin ey Rabb’im Kimselere söylemedin

Sırdaşım Sensin, bir Sana açabilirim içimi, bir Senin beni ayıplamandan

korkmam Ben işte böyleyim; yine “bana ait”lerin hesabındayım Başka kime

söyleyeyim? Başka kimin anlayışından medet umayım?



SENAİ DEMİRCİ



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.