Prof. Dr. Sinsi
|
Esma-İ Hüsna (Esama’Ül-Hüsna, Allahın 99 Güzel İsmi) İle Zikir Yapmanın Faziletleri
Burada şu hususa özellikle dikkati çekmek isterim: Allah’ın (c c ) ahlakıyla ahlaklanmak O’na yakışır bir kul olmak demektir Kendinde bir benlik, üstünlük görmek değildir Güzel isimlerden kula gerekli olan dersi çıkarıp bunu yaşamına uygulamaktır Bir kul ne kadar Allah’ın (c c ) ahlakıyla ahlaklansa da bu hiçbir zaman Allah’a (c c ) benzemek olarak düşünülmemelidir Zira Allah’ta (c c ) her türlü kemal mutlak ve sonsuzdur İnsanda ise her kemal mutlaka kusurlu ve sınırlıdır Tabii Allah’ın (c c ) her güzel isminden farklı bir ders çıkarılır Kiminde kul için ideal bir ahlak kuralı söz konusudur Bunlar kulu terbiye etme özelliğine sahiptirler O’nun rububiyyetine ait güzel isimlerdir Örneğin Allah (c c ) günahların üzerini örten ve bağışlayan (el-Gafûr) olduğuna göre O’nun kulu da insanlarla olan ilişkilerinde kusurları gizleme ve affetme yolunu tutmalıdır Yine Allah (c c ) karşılıksız iyilik yapan (el-Berru) olduğuna göre kula yakışan şey de Allah (c c ) rızası için insanlara iyilik etmektir Ama bazı güzel isimlerde kulun alacağı dersin mahiyeti değişir Çünkü ilgili güzel isimler ortaklık kabul etmez Teslimiyet, övgü ve yüceltme isterler Bunlar O’nun uluhiyyetine ait güzel isimlerdir Örneğin el-Celîl güzel ismi Allah’ın (c c ) emir ve yasak koyma yetkisini tanımayı gerektirir El-Hakem güzel ismi her konuda O’nu hüküm sahibi kabul etmeyi gerekli kılar Biz bu tür güzel isimleri de dosdoğru anlayıp sürekli zikirle yücelterek kulluk makamına ulaşabiliriz![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Allah’ın (c c ) ahlakıyla ahlaklanmak tasavvufta bekabillah (Allah’ta [c c ] baki olmak) makamına işarettir Bunun için de önce fenafillaha (Allah’ta [c c ] fani olmak) ulaşmak gerekir Fenafillah, kulun tövbe ile Allah’ın (c c ) yasaklarından kaçınmasının ve emirlerine uymasının ardından dünyayı gönülden çıkarması, tevekkül, kanaat, uzlet, devamlı zikir, hakka tam anlamıyla yönelmek, sabır, murakabe gibi şartları yerine getirmesinden sonra Allah’ın (c c ) rızasına ulaşmasıyla meydana gelen bir haldir Nefsin arınması ile meydana gelir Buna göre Allah’ın (c c ) ahlakıyla ahlaklanmak çok sıkı bir nefis tezkiyesinden ve kalp tavsiyesinden sonra ancak mümkün olmaktadır Bu da ancak bir mürşid-i kamilin rehberliğinde gerçekleşebilir Yalnız başına mümkün değildir
Kim bilir, belki de Allah (c c ), bu güzel isimleri her gün sayan (ihsa eden) kişiye Allah’ı (c c ) dosdoğru tanıyıp yüceltme ve O’nun ahlakıyla ahlaklanma nimetlerini de hediye ediyor ve bundan dolayı da ilgili hadis-i şerif sadece Allah’ın (c c ) 99 güzel ismini sayma işlemine işaret etmekle yetinmiş olabilir Çünkü Allah (c c ) cömerttir O’nun cömertliğini sınırlandırmak, kurallara bağlamak doğru değildir Tarikatlar yolu ile onca emek ve zaman zarfında elde edilen marifete Allah (c c ) dilerse bir insanı bir anda da ulaştırabilir Allah (c c ), vesileler olmadan da bağışta bulunabilir Bu açıdan Allah’ın (c c ) 99 güzel ismini sayma işini küçümsemek, ihmal etmek doğru değildir Bunda büyük bir sır, büyük bir hikmet, hadis-i şerifin işaret ettiği cennet nimeti gizlenmiş olabilir Kimse Allah’ın (c c ) rızasının nerede saklı olduğunu bilemez Bize düşen görev, eleştirmekten ziyade Allah (c c ) hakkında peygamberin söylediği her sözün gereğini yerine getirerek uymaktır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Aslında zor olan bu güzel isimleri ezberlemek değil her gün saymaktır İlgili hadis-i şerifi yorumlamadan anlaşılan temel anlam da “güzel isimleri saymak”tır Bu kağıda bakıp okumakla da gerçekleşen bir işlemdir Yalnız kağıdın ve yazının yaygın olmadığı peygamberimiz (s a s) döneminde “sayma” ile “ezberden okuma”nın kastedildiği tartışma gerektirmeyecek oranda açıktır Bu açıdan ilgili hadis-i şerifin ruhuna uygun olan yöntem, bunları ezberleyerek saymaktır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Allah’ın (c c ) 99 güzel isminden bazılarını yalnız başına söylemek doğru değildir Görünüşte bunlarda olumsuz bir anlam söz konusudur Yalnız Allah’a (c c ) hiçbir şekilde olumsuz bir sıfat ve güzel isim verilemez Olumsuzluklar kulun nefsinden kaynaklanır Allah (c c ), kul şerri istediği için yaratır Ama bundan razı olmaz Kul günaha girdiğinde çoğu kez hemen cezalandırmaz Bunda genellikle sabırlı, anlayışlı davranır Ona süre tanır Çoğu kez affeder Tövbe ettiğinde geçmiş günahlarını bağışladığı gibi bunları sevaba da dönüştürür Ama bazen de kulun kendisini düzeltmesi ve toparlaması için ona bela ve musibet verir Kısacası O’nun rahmeti gazabını geçmiştir İnsanların hidayeti ve irşadı için peygamberler göndermiş, kitaplar indirmiştir Bütün varlık âlemi O’nun sıfat ve güzel isimlerine tercümanlık yapmaktadır Tüm bunlara rağmen bir insan da Allah’a (c c ) ve peygamberine karşı geliyorsa, hak dine karşı düşmanlık gösteriyorsa artık ölümden sonra başına gelecek azabı kendisi hazırlıyor demektir Bunda Allah’ı (c c ) suçlayacak hiçbir hakkı yoktur Bu açıdan ilgili güzel isimleri olumlu anlama sahip karşıtlarıyla hem birarada zikretmek hem de birarada değerlendirmek ve anlamak gerekir: el-Kâbidu/el-Bâsitu (Sıkan, bunaltan-Genişlik veren), el-Hâfidu/er-Râfi’u(Manevi olarak aşağı indiren-Yukarı çıkaran), el-Mu’izzu/el-Müzillü(İzzet şeref veren-Zillet ve alçaklık veren), el-Mu’tî/el-Mâni’u(Veren, ihsan den-Engel olan), ed-Dârru/en-Nâfi’u(Zarar veren-İyilik veren)![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Allah’ın (c c ) 99 güzel ismini arka arkaya sayma, bunların üzerinde düşünme sırasında bir şey hemen dikkati çeker: Bunların sırlamasında bir gelişigüzellik yoktur, derin bir hikmet yatmaktadır Sadece anlam bakımından zıt olanlar birbiri ardı sıra gelmemiştir Anlam bakımından birbirini bütünleyen, aralarında anlam ayırtısı olan, biri diğerinin anlamını açıklamaya yardım eden güzel isim veya güzel isimler ya biri diğerinin önünde veya arakasında ya da yakınında yer almıştır
Allah’ın (c c ) güzel isimleri ile dua etmek, yani uygun düşen güzel isimlerle Allah’a (c c ) tevessül etmek, duanın kabul olmasında çok etkilidir Tevessül etmek duada bu isimleri vesile kılmaktır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Allah’a (c c ) güzel isimlerle tevessül etmek, Allah’a (c c ) hamd u senâ edip peygamberine ve âl u ashâbına salât ve selâm getirdikten sonra dua konumuza uygun olan güzel isim yada güzel isimleri seçmekle ve duamızda zikrederek bunun yada bunların hakkı, fazileti, bereketi üzerine Allah’tan (c c ) istemekle olur Örneğin, “Hamd âlemlerin Rabb’i Allah’a (c c ) mahsustur Salât ve selâm Hz Muhammed’in ve âl u ashâbının üzerine olsun Ey Kerîm olan Allah’ım, kazancımıza bereketini, cömertliğini kat!”, “Allah’a (c c ) hamd, habibine salât ve selâm olsun Ey Allah’ım el-Ganiyy, el-Muğnî olan ism-i şeriflerinle hiçbir kula muhtaç olunmayan, bizi azdırmayacak, senin dinine hizmet edebileceğimiz zenginliği diliyoruz!”, “Allah’a (c c ) kelimeleri adedince hamd u senâlar olsun Habibi Muhammed Musatafa’ya, âl u ashâbına ve ehl-i beytine de gökteki yıldızlar adedince salât ve selâm ederim Ey es-Selâm, el-Mü’min ve el-Müheymin olan Allah’ım, yolculuğumuzun kazasız belasız geçmesini nasip eyle![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ”, “Allah’a (c c ) binlerce kez hamd, resûlüne binlerce kez salât ve selâm olsun Allah’ım beni bağışla Çünkü Sen Gafûr ve Rahîm’sin ” gibi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Allah’ın (c c ) güzel isimleri dolayısıyla tartışılan bir konu da hangi güzel ismin ism-i a’zam (en büyük isim) olduğudur Peygamberimiz (s a s) çeşitli hadis-i şeriflerde ism-i a’zamın bulunduğuna, bununla dua edenin duasının kabul edildiğine işaret etmişken bunun hangi güzel isim olduğunu belirtmemiştir Bunu öğrenmek isteyenlere de net bir yanıt vermemiştir İslam bilginleri ve ârifleri de ism-i a’zamla ilgili farklı iddialarda bulunmuşlar, ortak bir güzel isimde anlaşamamışlardır Örneğin Hz Ali (r a) el-Ferd (Tek), el-Hayy (Diri), el-Kayyûm(Her şeyi ayakta tutan), el-Hakem (Yargılama ve hükmetme yetkisine sahip olan), el-Adl (Mutlak adalet sahibi), el-Kuddûs (Eksik ve kusurdan münezzeh) olmak üzere bu altı güzel ismi ism-i a’zam olarak kabul etmiştir İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye (rah a ) göre el-Hakem ve el-Adl güzel isimleri ism-i a’zamdır Abdülkadir Geylani Hazretlerinin (k s ) ism-i a’zamı, el-Hayy güzel ismi idi İmam-ı Rabbani Hazretleri (k s ) ise el-Kayyûm güzel ismini ism-i a’zam olarak görmüştü İsm-i a’zamın ism-i Celâl (Allah adı) olduğunu söyleyenler daha inandırıcı bir görüş sunmaktadırlar Bunlara göre “Allah (c c )” dışındaki güzel isimler Allah’ın (c c ) bir sıfatına dayanırken sadece “Allah (c c )” O’nun zatına dayanmakta ve özel isim olmak dışında da kullanılmamaktadır Dolayısıyla ism-i a’zam olmaya en layık olanı budur İsm-i a’zamı Allah (c c ) ismi olarak gören bazılarına göre bu ismin ism-i a’zam olması, zikredenin suda boğulmak üzere olan insanın yardım istemesi gibi olan samimiyetiyle mümkündür Bu konuda benimsenen bir yaygın kanaat de şudur: İsm-i a’zam dua konusuna göre değişmektedir Bunlara göre Allah’ın (c c ) her güzel ismi yerine göre ism-i a’zam olabilir Bunu da belirleyen şey dua konumuza uygun olan güzel isim yada güzel isimlerin seçimidir Bence bu sonuncu görüş daha isabetlidir Nasıl dişimiz ağrıdığında ilgili doktora gidiyorsak, musluğumuz bozulduğunda da tesisatçıyı çağırıyorsak Allah’ın (c c ) her bir güzel ismi de duruma göre yararlı olur Hale uygun güzel isim veya güzel isimler işi ehline teslim etmek gibi güzel bir sonuç doğurabilir Bu durumda ilgili güzel isim veya güzel isimler o durumun ism-i a’zamı olabilir Tabii ism-i a’zam için daha başka güzel isimleri de kabul edenler bulunmaktadır
Kuran-ı Kerim’de Allah (c c ) güzel isimleri ile dua edilmesi (tevessül edilmesi) üzerinde de durmuştur: “En güzel isimler Allah’ındır O halde O’na en güzel isimlerle dua edin O’nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır (Araf suresi, ayet 180) ” Bu ayette dikkati çeken nokta, bazı insanların Allah’ın (c c ) bu güzel isimleri ile razı olmayacağı dualarda bulunmasıdır Allah (c c ) kulunun sadece dünyalık istemesinden hoşnut olmaz: “Kim ahiret mahsulü isterse onun ürünlerini fazla fazla artırırız Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama ahirette onun hiç nasibi olmaz (Şûrâ suresi, ayet 20) ” Bu açıdan duada ahireti ihmal etmek büyük bir eksikliktir Kuşkusuz bununla dünyalık istemenin doğru bir şey olmadığını iddia etmiyoruz Demek istediğimiz şey, istediğimiz dünyalık ile ahirete dönük ve Allah’ın (c c ) razı olacağı bir işi ve kazancı düşünmeliyiz![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Allah’ın (c c ) güzel isimleri ile dünyalık istemenin yanında başkalarının kötülüğünü, örneğin sevmediğimiz birinin ölümünü temenni etmek çok tehlikelidir Belki böyle bir beddua kabul olunabilir, ama kişi bununla büyük bir bedel ödeyebilir Örneğin başkalarının da onun aleyhinde yapacağı ufacık bir beddua hemen yerini bulabilir İnsanlara karşı merhametli olmak, onların kusurlarını bağışlamak, işleri Allah’a (c c ) havale etmek bize başkalarının beddualarında bir kalkan gibi vazife görecektir Kısacası başkalarına reva gördüğümüz muameleyi Allah (c c ) bizim kaderimiz kılabilir Aslında başımıza gelen kötü şeyler her ne kadar insanlar eliyle de gerçekleşse Allah’ın (c c ) izni ve yaratmasıyla meydana gelmektedir Bunun da genellikle nedeni günahlarımızdır Başkalarına beddua etmeden, öfkelenmeden ve zarar vermeden önce ilgili bela ve musibetin nedenini kendimizde aramalıyız Bu Allah’ın (c c ) bir kanunudur Şu ayet-i kerimeler buna işaret etmektedirler: “Başınıza gelen her musibet, işlediğiniz günahlar nedeniyledir Hatta Allah günahlarınızın çoğunu da affeder (Şûrâ suresi, ayet 30) ”, “Sana gelen her iyilik Allah’tandır Başına gelen her kötülük ise nefsinden dolayıdır (Nisâ suresi, ayet 79) ”
Allah’ın (c c ) bazı güzel isimleri insanlara ad olarak da verilmektedir: Metin, Kadir, Samet, Reşit, Nur, Mecit, Celil, Aziz, Halil gibi Bunda dini bir sakınca olmamakla birlikte bu güzel isimlerin kul anlamına gelen “Abd” sözcüğü ile birleşik isim olarak kullanılması daha uygundur: Abdulkadir, Abdussamed, Abdürreşid, Abdulhamid gibi Yalnız Allah’ın (c c ) bazı güzel isimlerinin bizzat peygamber tarafından insanlara ad olarak verilmesi yasaklanmıştır: Başta Allah (c c ) özel ismi olmak üzere, Rahmân, Rabb, Hakem, Ahad gibi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Allah’ı (c c ) güzel isimleri ile tanıyan ve O’na güzel isimleri ile inanan birisinin Teist yada Deist olması olanaksızdır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Allah’ın (c c ) zikrinde gözetilecek asıl amaç, O’nun rızasıdır O’nun güzel isimleri ile dünyalık isterken utanmamız gerekir Zira Allah’ın (c c ) indinde bu dünyanın hiçbir değeri yoktur Bu konuya peygamberimiz (s a s) bir hadis-i şeriflerinde şöyle işaret etmişlerdir: “Eğer Allah’ın yanında dünyanın bir sivrisinek kanadı kadar değeri olsaydı kafirler ondan bir yudum su içemezlerdi ” Başka bir hadis-i şeriflerinde de “Dünya lanetlidir, dünyada olan her şey lanetlidir; yalnız Allah için olan bunun dışındadır ” buyurmuşlardır Allah (c c ) ahirette inanan kulları için akla gelemeyecek, hayal edilemeyecek nice nimetler yaratmıştır Kuşkusuz cehennemden sığınmak, cenneti istemek de güzel şeylerdir Ama Allah’ın (c c ) rızası bunlardan daha öte, daha güzel olan bir amaçtır O’nun rızası kazanıldığı zaman elbette cehennem bizden uzak, cennet de bizim mekanımız olacaktır Allah’a (c c ) geçek anlamıyla iman eden âşıklar ve ârifler O’nun cemalini görmek için cennete de değer vermemişlerdir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Allah’ın (c c ) Doksan Dokuz İsmi, Kısa Açıklamaları ve Ebced Değerleri:
1 Allah (Hüve’l-lahi’llezi lâ-ilâhe illâ Hu 66)
2 er- Rahmân (Herkese acıyan, merhametli 298)
3 er-Rahîm (Esirgeyen 258)
4 el-Melikü (Gerçek hükümdar 90)
5 el-Kuddûsü (Eksiklik ve kusurdan uzak olan, her türlü kemal sıfata sahip olan 170)
6 es-Selâmü (Varlıklara esenlik ve afiyet veren 131)
7 el-Mü’minü (Müslümanlara müminlik vasfını veren, onları gazabından emniyete çıkaran 137)
8 el-Müheyminü (Gözetleyen, yapılan amelleri tasdik eden, güvenilir, velileri koruyan 145)
9 el-Azîzü (Şeref yüceliği, galip gelme 94)
10 el-Cebbâru (Dilediği şeyi yapan, yaptıran, dilediği şeye zorlatan 206)
11 el-Mütekebbiru (Büyüklük ve üstünlük gösteren 662)
12 el- Hâlıku (Yoktan yaratan 731)
13 el-Bâri’u (Varlık türlerini uygun ve ölçülü yaratan 214)
14 el-Musavviru (Varlık türünün her bir bireyini belli özellik, nitelik ve nicelikte yaratan onlara betimleyebileceğimiz biçimleri veren 336)
15 el- Gaffâru (Günahları çok bağışlayıcı olan 1281)
16 el-Kahhâru (Öfkesi ve cezası şiddetli olan; her varlığa hakim olan ve üstün gelen 306)
17 el-Vehhâbu (Her şeyi karşılıksız bağışlayan, veren 14)
18 er-Rezzâku (Rızık veren 308)
19 el-Fettâhu (kapalı şeyleri açan; sıkıntıları ortadan kaldıran ve sorunları çözen; hakla batılın arasını açan 489)
20 el-Alîmu (Her şeyi bilen 150)
21 el-Kâbidu (Sıkan, daraltan 903)
22 el-Bâsitu (Genişlik ve ferahlık veren 72)
23 el-Hâfidu (Aşağı indiren, dereceleri düşürten)
24 er-Rafî’u (Yukarı yükselten, dereceleri artıran 351)
25 el-Mu’izzu (Şeref, izzet, haysiyet ve namus yüceliği veren 117) 26 el-Müzillü (kulun yaptığı günahlar sonucu toplumdaki şeref, hassasiyet ve namus gibi değerlerini lekelemesine izin veren, bunları elinden alan, zillete düşüren 170)
27 es-Semî’u (Her şeyi işiten 180)
28 el-Basîru (Her şeyi gören 302)
29 el-Hakemü (Allah (c c) Kuran-ı Kerim’le insana ve topluma hükmeder 68)
30 el-Adlu (Eksiksiz, mutlak adalet sahibi 104)
31 el-Latîfu (Lütfu bol olan; ince derin anlamları bilen; latif varlıklara hükmeden 129)
32 el-Habîru (Her şeyden haberi olan 812)
33 el-Halîmu (Kulun yaptığı kötü şeylere yumuşak davranan, anlayışlı olan 88)
34 el-Azîmu (Ululuk, yücelik sahibi 1020)
35 el-Gafûru (Günahları bağışlayan 1286)
36 eş-Şekûru (Asıl kendisine teşekkür edilecek yüce varlık 526)
37 el-Aliyyu (Varlıkların nitelik ve niceliği ile karşılaştırılması doğru olmayan Allah’ın kudretinin ve zatının yüceliği 110)
38 el-Kebîru (Varlıkların nitelik ve niceliği ile karşılaştırılması doğru olmayan Allah’ın kudretinin ve zatının büyüklüğü 232)
39 el-Hafîzu (Koruyan, saklayan 998)
40 el-Mukîtu (Herkese hak ettiği karşılığı veren;rızıkları taksim eden, varlıklara günlük gıdalarını veren 550)
41 el-Hasîbu (Kullarının hesabını bilen, gören 80)
42 el-Celîlü (Azamet, yücelik, ululuk izzet sahibi olmak, heybetinden korku ve kaygı uyandırmak, emir ve yasaklar koymak, varlıklara özgü sıfatlardan uzak durmak 73)
43 el-Kerîmü (Cömert olan 270)
44 er-Rakîbu (Gözetleyen 312)
45 el-Mucîbu (Duaları kabul eden 55)
46 el-Vâsi’u (Allah (c c) her yönüyle varlıkları kapsayıcıdır, o’nun dini ve nimetleri geniştir 137)
47 el-Hakîmu (Her işe Allah kaza ve kaderle hükmeder, Allah her işi bir hikmete göre yapar 78)
48 el-Vedûdu (Allah müminleri sever, Allah asıl sevilecek olandır 20)
49 el-Mecîdü (İhsanı, bereketi, rahmeti ile şanı, şerefi pek yüce ve büyük olan 57)
50 el-Bâ’isu (Ölüleri dirilten, peygamberleri gönderen 573)
51 eş-Şehîdü (Kullarının her işine şahit olan, Kendi varlık ve birliğine kullarını şahit kılan 319)
52 el-Hakku (Allah gerçeği ortaya serer, yalanı, yanlışı geçersiz kılar 108)
53 el-Vekîlü (Allah zulme uğrayanların, her işte Kendisine güvenenlerin vekilidir 66)
54 el-Kaviyyu (Allah sınırsız güç ve kudret sahibidir 117)
55 el-Metînü (Allah gücü azalmayandır 500)
56 el-Veliyyü (Allah müminlerin dostudur, seçtiği kulları Kendisine dost kılar 46)
57 el-Hamîdu (Övgüye layık olan 68)
58 el- Muhsî (Allah varlıkları ve onların sayılarını bilendir 148)
59 el-Mübdi’ü (Allah ilk kez, örneksiz yaratandır 56)
60 el-Mü’îdü (Allah öldükten sonra ikinci kez, tekrar hesap için yaratandır 124)
61 el-Muhyî (Ölüleri diriltendir 68)
62 el-Mümîtü (Hayatı alan, öldüren 490)
63 el-Hayyu (Allah diridir 18)
64 el-Kayyûmu (Allah varlığının devamı için kimseye muhtaç değildir, her varlık Onunla ayakta durmaktadır, varlığının devamı için Ona muhtaçtır 156)
65 el-Vâcidu (İstediğini bulan, meydana getiren 14)
66 el-Mâcidu (Allah şanına, şerefine, yüceliğine, büyüklüğüne uygun olarak ihsan, rahmet, bereket sahibidir Allah ihsanı, rahmet, bereketiyle dilediği kişinin şanını, şerefini, kadrini yükseltir 48)
67 el-Vâhidu (Allah sıfatlarında ve güzel isimlerinde birdir Onun sıfatlarında ve güzel isimlerinde bir ortağı yoktur 19)
68 el-Ahadu (Allah zatında eşsiz ve benzersizdir 13)
69 es-Samedu (Hiçbir ihtiyacı olmayan, kimseye muhtaç olmayan, izni olmadan hiçbir işin hükme bağlanmadığı ve ihtiyaçlar konusunda kendisine başvurulan lider 134)
70 el-Kâdiru (Her şeyi yapabilen, edebilen 305)
71 el-Muktediru (Her şeye gücü, kudreti yetebilen 144)
72 el-Mukaddimu (Çeşitli konularda hikmeti gereği dilediğini öne geçiren 184)
73 el-Muahhiru (Dilediği konularda hikmeti gereği dilediğini geriye bırakan 846)
74 el-Evvelü (Öncesi olmayan ilk 37)
75 el-Âhiru (Sonrası olmayan son 801)
76 ez-Zâhiru (Allah evrendeki ayetleri ile sıfat ve güzel isimlerini ortaya sermiştir Kendisi’ni belli etmiştir 1106)
77 el-Bâtınu (Allah zatını duyu organlarının algılamasından gizlemiştir Allah’a gönül yolu ile yaklaşılabilinir 62) 78 el-Vâlî (Yöneticilerin yöneticisi, mülkünde istediği gibi tasarruf eden 47)
79 el-Müteâlî (Aşkın, bütün yaratılmışlardan farklı olan 551)
80 el-Berru (İyilik eden, iyiliği çok olan 202)
81 et-Tevvâbu (Kula günahlardan tövbe etme nimeti veren, kulun tövbesini kabul eden 409)
82 el-Muntekimu (Suçluları cezalandıran, mazlumun hakkını alan 630)
83 el-Afüvvu (Günahları affeden, silen 156)
84 er-Raûfu (Pek şefkatli olan 286)
85 a Mâlik-ül
Mülki (Allah mülkün gerçek sahibidir 212)
b Zü’l- Celâli
ve’l-İkrâmi (Allah ululuk ve ikram sahibidir 1098)
c el- Muksitu (Allah denge, ölçü ve adalet sahibidir 209)
86 el-Câmi’u (Dağınık şeyleri bir araya toplayan, parçaları, gönülleri birleştiren 114)
87 el-Ganiyyu (Allah kimseye muhtaç olmayan zengindir 1060)
88 el-Muğnî (Allah dilediğini zengin edendir 1100)
89 el-Mu’tî (Allah hikmeti gereği dilediğine ihsanda bulunandır 129)
90 el-Mâni’u (Allah hikmeti gereği dilediğine hayrı, şerri engelleyendir 161)
91 ed-Dârru (Şer, zarar hikmeti gereği Allah’tan gelir 1001)
92 en-Nâfi’u (Hayır, iyilik hikmeti gereği Allah’tan gelir 201)
93 en-Nûru (Nurlandıran, nur kaynağı 256)
94 el-Hâdî (Kalplere hidayet yolunu gösteren, insanlara hidayet veren 20)
95 el-Bedî’u (Allah eşsizdir, benzersizdir; örneksiz yaratandır 86)
96 el-Bâkî (Var oluşunun sonu olamamak 113)
97 el-Vârisu (Her şeyin tek varisi; hakiki sahibi olan 707)
98 er-Reşîdu (Doğru yola ulaştıran, irşad eden 514)
99 es-Sabûru (cezaları erteleyen, çok sabırlı 289)
99 es-Sabûru
|