|
|
Konu Araçları |
annebabalar1bölüm, edilen, terk, yalnızlığa |
Yalnızlığa Terk Edilen Anne-Babalar(1.Bölüm) |
08-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yalnızlığa Terk Edilen Anne-Babalar(1.Bölüm)Bebeğimi görebilir miyim?dedi yeni anne Bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve şaşkınlıktan âdeta dili tutuldu! Anne ve bebeğini seyreden doktor, hızla arkasını döndü ve camdan bakmaya başladı Bebeğin kulakları yoktu Muayenelerde, bebeğin duyma yetisinin bu durumdan etkilenmediği, sadece görünüşü bozan bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşılmıştı Aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü ve okula başladı Bir gün okul dönüşü eve koşarak geldi ve kendisini annesinin kollarına attı Hıçkırıyordu Bu onun yaşadığı ilk büyük hayal kırıklığıydı; ağlayarak: Büyük bir çocuk bana canavar dedi Küçük çocuk bu üzüntüyle büyüdü Arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça da başarılı bir öğrenciydi Sınıf başkanı bile olabilirdi eğer insanların arasına karışmış olsaydı Annesi, her zaman ona: Genç insanların arasına karışmalısın diyordu Ancak aynı zamanda yüreğinde derin bir acıma ve şefkat hissediyordu Delikanlının babası, aile doktoru ile oğlunun sorunu hakkında görüştü; Hiçbir şey yapılamaz mı? diye sordu Doktor: Eğer bir çift kulak bulunabilirse, organ nakli yapılabilir dedi Böylece genç bir adam için kulaklarını feda edecek birisi aranmaya başlandı İki yıl geçti bir gün babası: Hastaneye gidiyorsun oğlum, annen ve ben, sana kulaklarını verecek birini bulduk ancak unutma bu bir sır dedi Operasyon çok başarılı geçti ve âdeta yeni bir insan olmuştu Yeni görünümüyle psikolojisi de düzelen genç, okulda ve sosyal hayatında büyük başarılar elde etti Daha sonra evlendi ve diplomat oldu Yıllar geçmişti, bir gün babasına gidip sordu: Bilmek zorundayım, bana bu kadar iyilik yapan kişi kim? Ben o insan için hiçbir şey yapamadım Babası: Bir şey yapabileceğini sanmıyorum dedi Fakat anlaşma kesin, şu anda öğrenemezsin, henüz değil Bu derin sır yıllar boyunca gizlendi Ancak bir gün açığa çıkma zamanı geldi Hayatının en karanlık günlerinden birinde, annesinin cenazesi başında babasıyla birlikte bekliyordu Babası yavaşça annesinin başına elini uzattı; kızıl kahverengi saçlarını eliyle geriye doğru itti annesinin kulakları yoktu Annen hiçbir zaman saçını kestirmek zorunda kalmadığı için çok mutlu oldu diye fısıldadı babası… Ve hiç kimse, annenin daha az güzel olduğunu düşünmedi değil mi? Evet, internet ortamında dolaşan bu hikâyede bir annenin oğlu için yapabileceği fedakârlık böyle anlatılıyor Öyle ya, hiç bir şeye karşı feda edilemeyecek olan kulaklarını bir anne oğluna beslediği inanılmaz sevgi, şefkat ve merhameti için feda edebiliyordu Onlar evlatlarını koşulsuz seviyorlar Sonra bir babanın oğlu için yaptıkları ve yapabilecekleri de bu hikâyedeki annenin yaptıklarından farklı kalmaz Annelik bu ya Babalık bu ya Belki anne ve babanın evlatlarına bakışını, onlara olan merhametlerini anlatan sembolik bir hikâye… Sizce bu bir abartı mıdır? Yoksa gerçekten anne ve babanın evlat sevgisi bu kadar büyük mü? Evet, anne-babanın evlat sevgisi, evlada olan şefkatleri bu kadar büyük Peki evlatları için bunca fedakarlığı gözlerini kırpmadan yapan o yaşlı anne-babalar nerede? Sahi evlatlar evde de, anne babalar nerede Bir anne değil miydi bir evladını 9 ay karnında taşıyan Hasta olduğunda biricik evladının başında sabahlara kadar bekleyen Sonra evladının iyileşmesi için göz yaşları içerisinde Mevlaya dua eden Evlatlarının kötü gönünde göz yaşı döken, sevinçlerinde onları kucaklayan Her vakit yemeğini hazırlayan Evlatlarının giysilerini yıkayan, ütüleyen o gün genç bugün yaşlı anne-babalar nerede Evet, bugün bin bir türlü bahaneyle evden uzaklaştırılan anne-babalar nerede Onlar neden bugün ya tek başlarına evlerine terk edilmiş, ya da huzurevlerine bırakılmış Sahi onlar bunun için mi didindiler, çırpındılar Onlar en sonunda bunları mı hak etti? Yüzyılımızda gittikçe artan egoizm anne-baba sevgisinin dahi önüne geçti Yardımlaşma ve iyilik yapma duyguların yerini artık maddi olgulara bıraktı Bu kutsi değerlerin yerini artık para gibi maddi şeyler işgal etmiş Kocam istemiyor, karım istemiyor şeklinde izahı güç bahanelerle yaşlı anne-babalar kendi kaderlerine terk ediliyor Onlar, bir bebek gibi şefkate ve merhamete, evlatlarının sevgisine en muhtaç oldukları bir dönemde kendi yalnızlıklarına terk ediliyorlar Evet, evlatlarını hiçbir varlığın yapmadığı gibi koşulsuz seven, evlatlarıyla gece gündüz uğraşarak, üzerlerinde titreyerek büyüten anne babalar artık bir bir huzurevlerini boyluyorlar Ve talebe bağlı olarak bu huzurevlerinin sayısı gün geçtikçe artıyor İnsanoğlu kendisini koşulsuz seven bir varlığın değerini kaybediyor artık 18 ine bastığında evden ayrılıp yaşlılığı atan batı anlayışının, artık Türkiyede de en muhafazakar semtlerde yaygınlaşan huzurevleri sayısının artmasıyla arttığını görüyoruz Sahi bize ne oluyor da, İslamın ısrarla onlara öff bile demeyi uygun görmediği bir anlayışı batının anlayışıyla değiştiriyoruz İki medeniyet arasında anne ve babaya bakış açısı arasındaki fark bu derece azalacak mıydı? |
Yalnızlığa Terk Edilen Anne-Babalar(1.Bölüm) |
08-03-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yalnızlığa Terk Edilen Anne-Babalar(1.Bölüm)sa allah razı olsunabla CENNETTE KADIN Gerek cennet ve gerekse cehennem, hem erkek ve hem de kadın kullar için açıktır, yaratılış bakımından bu iki cinsin cennet ve cehenneme girmeyi hak etmede fırsat eşitlikleri vardır Fiilen hak ediş ise serbest irade ile gerçekleştirilen iyi veya kötü davranışlara bağlıdır Kitap ve sünnet kaynaklarında yapılan açıklamaları, uslübü ve islamı tam bilmeyenler yanlış anlamışlar, yanlış yorumlamışlar bunlardan, ilahi sıfatlar, mantık ve vicdan ile bağdaşmayan sonuçlar çıkarmışlardır "Cennetin adeta erkek sultanların sarayı olması, kadınların orada da ikinci sınıf kullar durumunda oldukları, cehennemi dolduranların çoğunun kadınlar olması" bu cümledendir Bu yanlış anlayışları düzeltmek gerekirse; Ayetlerde ve sayılan çok az sayıda mütevatir (1) hadislerde, cennete veya cehenneme girme ve ebedi mutluluğa erme bakımından kadının aleyhinde olan bir bilgi mevcut değildir Bu kaynaklarda, "nimette-külfette, cezada mükafatta eşitlik" bulunduğu bildirilmektedir Cennet yalnızca erkeklerin sarayları değildir; orada kadın da, erkek de saraylarının sultanlarıdır Cennette kadına da erkeğe de dilediği, arzu ettiği, canının çektiği, elde edince mutlu olacağı her şey verilecektir Cennet sonsuz bir mutluluk yeridir; ancak insanoğlu bu mutluluğu daha önce ne tanımış, ne tatmıştır Bu sebeple insanların, dünyadaki zevkleri, alışkanlıkları, kadın-erkek ilişkisindeki cinselliği olduğu gibi ahirete taşımaları, nasları buna göre yorumlamaları gerçeğe uygun değildir Mütevatir olmayan hadislerde "cennette erkeklere ikişer adet dünya hatunu verileceği" bildirilmiştir Bundan kadınların aleyhine ve erkeklerin lehine bir sonuç çıkarmak mümkün değildir; çünkü bu da erkeklerin dünyada tattıkları ve arzuladıkları şeylerin kelimeleri kullanılarak- imrendirmek üzere- söylenmiş bir sözdür Ayrıca kadın tek olmayı istiyorsa veya başka erke istiyorsa ona da bunlar verilecektir Burada önmelki olan dünyadaki isteklerimiz ve yapımız ile cennetteki isteklerimiz, isteme kabiliyetimiz ve yapımızı birbirine karıştırmamaktır Problem varsa işte bu karıştırma sebebiyle vardır Vakı'a suresinde huriler kastedilerek "onları bambaşka bir yapıda yeniden yarattım" (56/22,37) buyurulmuştur Müfessirler bu hurilerin dünyada yaşlanmış ve buruşmuş olarak vefat eden kadınlar oldukların ifade etmişlerdir Buna göre huriler de melek değil, insandır, dünyada yaşamış kadınlardır ve cennette sayılan erkeklerden daha fazladır Erkek ve kadın olarak Allah Tealanı has ve arif kulları cenne, köşk, kadın, yiyecek, içecek, bağ ve bahçe için istamezler, cenneti aşık oldukları Cemal-i İlahi için, özledikleri Habibiullah (sa) için isterler (1) Mütevatir Hadis: Peygamberimiz'den bize kadar, haberin ve bilginin doğruluğundan şüphe etmeyeceğimiz ölçüde ve sayıda kimsenin naklede geldikleri hadisler Kaynak: ProfDrHayrettin Kahraman'ın "İslam'da Kadın ve Aile" isimli eserinin "Cennette Kadın" adlı yazısından özetle alınmıştır |
|